• Sonuç bulunamadı

III. AVRUPA BİRLİĞİ (AB)’NDE KÜÇÜK VE ORTA BOY İŞLETMELER

3.4. AB’nde KOBİ’lerin Sorunları, Sağlanan Destek ve Teşvikler

3.4.1. Sorunların Çözümü İçin Sağlanan Destek ve Teşvikler

3.4.1.2. Üye Ülkeler Düzeyinde Sağlanan Destek ve Teşvikler

Çalışmanın bundan sonraki bölümünde, AB’ne üye bazı ülkelerdeki KOBİ politikaları, KOBİ’leri desteklemek için oluşturulan destek ve teşvik mekanizmaları çerçevesinde, ilgili ülkedeki KOBİ yapısı ile birlikte incelenecektir.

AB’ne üye bir çok ülkede adem-i merkeziyetçi yönetimin hakim olduğu, KOBİ’lerin desteklenmesinde bu yönetimlerin (yerel yönetimler) önem kazandığı görülmektedir. Bu durum merkezi hükümetlerin, KOBİ’lere yönelik ihtiyaçların, o ihtiyaçları en iyi bilen ve anlayan yerel yönetimlerce karşılanması arzusundan kaynaklanmaktadır. Bölgesel ve yerel otoriteler bu destek hizmetleri ağının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Merkezi hükümetlerce formüle edilen KOBİ destek programları, tüm ülke genelindeki KOBİ’lerin desteklenmesi mantığından hareketle çok geniş kapsamlı olurken, bölge koşulları dikkate alınarak bölgesel yönetimlerce oluşturularak uygulamaya konulan politikalar daha dar kapsamlıdır. Örneğin;

Danimarka, Yunanistan, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz ve İngiltere gibi ülkelerde merkezi hükümetlerin KOBİ’leri destekleyici tedbirleri yürürlüğe koyacak yasama yetkileri varken; Belçika, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimlerce KOBİ’leri destekleyici politikalar üretilmektedir84.

Genel olarak AB üyesi ülkelerde büyük, orta ve küçük ölçekli işletmeler için politikalar Ekonomik İşler Bakanlığı ve/veya Sanayi ve Ticaret Bakanlıkları

83 Ceyhan, Haluk., Odyakmaz Güniz., Avrupa Topluluğu'nda Ticaret ve Sanayi Odaları ve İşlevleri, İstanbul, İktisadi Kalkınma Vakfı, 1990, s.51-52.

84 Ege, Eğitim, Acar, a.g.e., s. 52-53.

III.BÖLÜM

tarafından yürütülmektedir. KOBİ’ler ayrıca, diğer bakanlıkların (Çalışma Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı gibi) faaliyetleri içine giren istihdam, eğitim ve benzeri alanlardaki tedbirlerle de desteklenmektedir. Birden fazla merciinin konu ile ilgilenmesi halinde bazı ülkelerde KOBİ’lerle ilgili koordinasyon faaliyetleri özel bir KOBİ Bakanlığı veya Ekonomik İşler Bakanlığı içinde kurulu KOBİ bölümü tarafından yürütülmektedir. Örneğin, Belçika ve Lüksemburg’da esnafları temsil eden bir Orta Sınıf Bakanlığı mevcutken, Almanya ve Hollanda’da Ekonomik İşler Bakanlığı bünyesinde bir KOBİ bölümü, İngiltere’de küçük işletmeler için bir Devlet Bakanlığı içinde Sanayi ve Ticaret Dairesi’nde Küçük İşletmeler Bölümü mevcuttur85.

Üye ülkelerde nakit teşvik ve vergi indirimi, özkaynak katılımı, uygun koşullu kredi ve vergi ertelemeleri, garantiler gibi teşvik tedbirlerinin olduğunu;

bunlar arasında en sık kullanılanın nakdi yardım ve vergi indirimi olduğu görülmektedir86. Örneğin, İngiltere ve İspanya, nakdi yardımı en yoğun şekilde uygulayan ülkelerken, Almanya vergi indirimini en yoğun uygulayan ülke konumundadır. Yunanistan’da ise hemen hemen her türlü teşvik biçiminin uygulandığı görülmektedir.

3.4.1.2.1. ALMANYA

Bir çok ülkede işletmelerin büyük bir bölümünü oluşturan ve istatistiki olarak belirlenen kriterler çerçevesinde büyük işletmeler dışında kalan kısım “Küçük ve Orta Boy İşletmeler – KOBİ (Small and Medium Sized Enterprises – SMEs)” olarak adlandırılırken, Almanya’da bu kesim için “Orta Sınıf – Mittlestand” ifadesi kullanılmaktadır. Eski ekonomi bakanlarından Ludwig Erhard’ın yaklaşık 40 yıl önce ortaya attığı bu kavram hâlen geçerliliğini korumakta olup, Orta Sınıf – Mittlestand nitelemesinin daha geniş bir anlam gücü ile hedeflenen grubun hem ekonomik özelliklerini hem de sosyal ve psikolojik özelliklerini yansıttığı ifade edilmektedir87. Bu anlayışa göre Orta Sınıf – Mittlestand tanımlamasının, sahip olunan varlıklara, yıllık ciroya ve çalıştırılan işçi sayısına bağlanması çok zorlama,

85 Ege, Acar, a.g.e., s.36.

86 Olcay, a.g.e., s.49.

87 Hauser, Hans-Eduard., SMEs in Germany Facts and Figures 2000, Bonn, Institut Für Mittlestandsforschung Bonn, 2000, s.1.

III.BÖLÜM

sınırlı bir tanımlama olacak ve Orta Sınıf – Mittlestand’a esas özelliklerini veren sosyo ekonomik ve politik yönlerin yansıtılmasını engellemiş olacaktır.

500 kişiden az çalışanı ve 50 Milyon Euro’nun altında yıllık cirosu olan işletmeler olarak tanımlanan orta sınıf işletmeler veya diğer bir ifade ile KOBİ’ler, yaklaşık 3.3 milyon işletme sayısı ile Almanya’daki toplam işletmelerin yaklaşık % 99.6’lık bir bölümünü oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar, Alman KOBİ’lerinin toplam katma değerin % 57’sini, istihdamın % 70’ini ve yatırımların % 46’sını oluşturduğunu ortaya koymaktadır88.

Ekonomide ağırlıklı bir yere sahip olan KOBİ’lerin ekonomik güçlerini artırmak için Alman Hükümeti bir çok girişim başlatmıştır. KOBİ’lere dönük olarak uygulanan vergi politikası bunlardan birisidir. Örneğin, 1998-2005 dönemini kapsayan bir reform paketi, KOBİ’lere kuruluşlarını izleyen yıl içinde sağlayacağı vergi muafiyeti ile bu dönem boyunca (1998-2005) yaklaşık 15 Milyar Euro vergi avantajı sağlamış olacaktır. Sadece 2001 yılında tek başına bu yolla KOBİ’lere sağlanan vergi muafiyeti 8 Milyar Euro civarında gerçekleşmiştir. Diğer taraftan KOBİ’lerin önündeki bürokratik ve idari engelleri azaltmak için, sistemin ve prosedürlerin daha etkin olmasını sağlamak amacı ile 1999 yılı sonunda bir projeler grubu başlatılmıştır. Bu projeler grubunun önemli bir görevi, yeni teknolojilerin kullanımlarının artırılması yoluyla bürokratik engellerin kaldırılması ve idari işlemlerin etkinliğinin hızlandırılmasını oluşturmaktır. Mart 2001’de projeler grubu geçici bir rapor yayınlamış ve 80’den fazla tedbir konusunda önerilerde bulunmuştur.

Örneğin, farklı kamu kurumlarında farklı kayıt numaraları kullanmanın getirdiği karmaşayı ortadan kaldırmak için 2002 yılında ulusal düzeyde bütün şirketler için tek bir kimlik numarası uygulamasının başlatılması bunlardan birisidir. Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı 150 adet örneğin içerildiği bir kitap yayınlayarak kamu kuruluşları ve yerel makamlara, işletmelere sundukları hizmetleri nasıl daha şeffaf, kullanımı kolay ve anlaşılabilir hale getirebilecekleri yönünde tavsiyelerde bulunmuştur. Kısacası, KOBİ’lerin önündeki bürokratik ve idari engellerin kaldırılması için çok yoğun bir program başlatılmıştır.

88 Almanya Federal Ministry of Economics and Technology (BMWi)’nin resmi internet sayfasındaki

“Small Business Policy” bölümünden derlenmiştir. (www.bmwi.de)

III.BÖLÜM

Alman Hükümeti’nin KOBİ politikası, KOBİ’lerin ticari verimliliklerinin güçlendirilmesi ve bunlar için yeni kalkınma ve büyüme fırsatlarının yaratılmasına dayanmaktadır. Bu amaca ulaşabilmek için KOBİ’lere bilgi, danışmanlık ve know-how transfer imkanları sunacak işletmeler arası bir işbirliği ağına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle Alman Hükümeti, bu tür bir bilgi ağının oluşturulması, özellikle ar-ge olmak üzere KOBİ’lere danışmanlık hizmetleri verilmesi ve KOBİ’lerin uluslararasılaşma gayretlerinin desteklenmesi, bu yolda yardımcı olunması noktalarında yoğunlaşmaktadır89.

Almanya’nın KOBİ politkasının bir diğer önceliği, toplumdaki muhtemel girişimcileri cesaretlendirerek, yeni başlangıç yapan şirketlerin (start-ups) dinamizmini yükseltmektir. Okullarda ve üniversitelerde yürütülen programlar ile öğrenciler bilgilendirilmekte ve bu vesile ile toplumdaki girişimci dinamiğinin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla, Alman Hükümeti ve Deutsche Ausgleichsbank işbirliği ile başlatılan Exist Programı, özellikle üniversitelerden yeni başlangıç yapacak girişimcileri ortaya çıkarmayı hedeflemiş ve çalışma sonunda 350 civarında inovasyon ağırlıklı yeni başlangıç yapan şirketi iş dünyasına kazandırmıştır. Benzer şekilde Deutsches Institut der Wirtschaft işbirliği ile başlatılan Junior School projesinde, okullarda girişimcilik ve bağımsız çalışma konusunda öğrenciler arasında bilinç uyandırılması hedeflenmiştir.

Finansal yardım programları Alman KOBİ politikasının önemli ve ayrılmaz bir parçasıdır. Almanya’daki finansal yardım programlarından en önemlisi ve en eskisi ERP (European Recovery Program) kredileridir90. ERP Özkaynak Yardım Programı ve ERP Yeni İş Başlangıcı Kredi Programı, bu çatı altında sağlanan önemli kredilerden bazılarıdır. ERP Özkaynak Yardım Programı kapsamında 1999 yılında 10.982 KOBİ’nin kuruluşu gerçekleştirilirken, aynı dönemde 16.562 projeye de ERP Yeni İş Başlangıcı Kredi Programı’ndan kredi yoluyla finansman temin etmiştir.

89 Organisation For Economic Co-operation and Development, OECD Small and Medium Enterprise Outlook: Enterprise, Industry and Services, Paris, Organisation For Economic Co-operation and Development, 2000, s.126.

90 Şenyurt, a.g.e., s.55.

III.BÖLÜM

ERP kredilerinin avantajları şöyle sıralanabilir: Vade süresi boyunca sabit kalan uygun faizler, 20 yıla kadar uzanan vadeler, ilk yıllarda geri ödeme yapılmaması ve ek bir gidere gerek kalmadan geri ödemenin zamanından önce yapılabilmesi91. Benzer şekilde; işletme kurmak, genişletmek ya da çevreyi iyleştirmek için yapılacak yatırımları yatırım kredileri ile teşvik eden Kreditanstalt Für Wiederaufbau (KfW) ile; şirket kurmak, yapısını sağlamlaştırmak ya da teknolojik yenilik için yapılacak yatırımları yatırım kredileri ile teşvik eden Duetsche Ausgleichsbank92 finansal yardım programlarının diğer önemli aktörlerindendir. Teknoloji oryantasyonlu yeni başlangıç şirketlerinin özkaynak desteği sağlayabilecekleri piyasalara ulaşımlarını kolaylaştırmak yönünde son dönemlerde yoğun girişimler bulunmaktadır. 1995 yılında başlatılan Teknoloji Oryantasyonlu Şirketler İçin Özkaynak Destek Programı, teknoloji oryantasyonlu yeni başlangıç şirketlerinin risk sermayesi yoluyla ilk beş yıllık dönemde ürünlerini ticarileştirmelerini olanaklı kılmak amacında büyük başarı göstermiştir. Bu girişimler sonucu, 1995 – 1998 döneminde bu program kapsamında finansal destek sağlayan kurumsal yatırımcıların sisteme enjekte ettikleri tutar yaklaşık üçe katlanmış ve 1998 yılında teknoloji oryantasyonlu yeni yatırımlar 4 Milyar DEM seviyelerine ulaşmıştır.

KOBİ’lerin teknolojik gelişimlerine katkıda bulunmak için düzenlenmiş çok sayıda teknoloji, ar-ge ve inovasyon programları mevcuttur. Bunların en önemlilerinden PRO INNO Programı (PROgram INNOvation Capabilities for SMEs) bir taraftan KOBİ’ler arasındaki ar-ge çalışmalarında işbirliği sağlamayı amaçlarken diğer taraftan KOBİ’ler ile bilimsel kurumlar arasında işbirliği geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu program kapsamında KOBİ’ler ve bilim kurumları arasında geçici süreli personel değişimi yapılmaktadır. Innonet Programı (The Programmes on Future-Oriented Technologies for SMEs and Promotion of Innovative Networks), KOBİ’ler, araştırma ve bilim kurumları ve üniversiteler arasında geliştirilen projelerin promosyonunu üstlenmektedir. Teknolojiye yönelik

91 Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV), Almanya'da KOBİ'ler İçin Girişimcilik ve Teşvik Programları, Ankara, Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV), 1994, s.13.

92 Adomeit, Gerd., “KOBİ’lerin Alman Ekonomisindeki Yeri”, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmelerinin Sorunları : Uluslararası Sempozyum, İstanbul, İstanbul Sanayi Odası, 1991, s.83-84.

III.BÖLÜM

Alman KOBİ politikasının bir diğer parçası ise KOBİ’lerde bilgi ve iletişim teknolojilerinin daha fazla kullanılmasının teşvik edilmesidir. Bu amaçla Alman Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı 34 adet elektronik ticaret uygulama merkezinin kuruluşunu desteklemiştir. Bu merkezlerdeki yeni ve inovatif elektronik ticaret uygulamaları ile 30.000 KOBİ’ye bilgi ve danışmanlık hizmeti verilmiştir93.

Alman KOBİ politikasının yönetim danışmanlık ve eğitim hizmetleri bölümü, ağırlıklı olarak ticaret odaları ile iş dünyasının ilgili diğer birimleri üzerine bırakılmıştır. 2000 yılında Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı bu hizmetler için yaklaşık 30 Milyon Euro ayırmış olup, yaklaşık 200.000 yeni başlangıç girişimcisi ve KOBİ’ye eğitim ve danışmanlık hizmeti verilmiştir. Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hizmetine benzer olarak, Deutsche Ausgleichsbank da Almanya genelinde 40 ayrı lokasyonda sahibi bulunduğu danışmanlık merkezleri ile aynı hizmeti vermektedir.

Alman KOBİ’lerinin ihracat gayretlerinin desteklenmesinde veya daha genel olarak uluslararasılaşmasında 4 ayrı kurum etkin olarak çalışmaktadır. Bunlardan birincisi, Delegasyon Ofisi de denilen Alman Yurtdışı Ticaret Odaları’nın oluşturduğu ağ üzerinden yürümektedir. Yurtdışında bulunan bu ofisler aracılığı ile KOBİ’ler için pazar araştırmaları yapılmakta, Alman KOBİ’leri için yurtdışında işbirliği yapabilecekleri muhtemel adaylar incelenmekte ve onlar hakkında bilgi sağlanmaktadır. Benzer bir hizmet, Federal Dış Ticaret Enformasyon Ofisi tarafından verilmektedir. İhracat gayretlerinin desteklenmesinde ve uluslararasılaşmada üçüncü destek yurtdışındaki Alman Elçilikleri’nin iş ve ekonomi birimlerinden gelmektedir.

2001 yılında başlatılan ve son dönemlerin en etkin KOBİ dış destek mekanizması olan dördüncü destek, Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığınca uygulamaya konulan internet portalı “IXPOS”dur. Bu internet portalı, yurtdışında faaliyette bulunmak isteyen KOBİ’lerin her türlü teklife ve mümkün olan her türlü KOBİ destek tedbirlerine ulaşabilecekleri bir ortam yaratmaktadır.

93 Organisation For Economic Co-operation and Development, a.g.e., s.127.

III.BÖLÜM

Yukarıda sayılan genel bilgi temin servislerinin dışında Alman Hükümeti KOBİ’lere ihracat kredileri (Hermes Kredileri) ve garantileri de sağlamakta, yurtdışı yatırımcı KOBİ’lerin ise politik risklere karşı yatırım garantilerini temin etmektedir.

Yurtdışı fuarlara katılmayı ihracat yolunda atılan önemli adımlardan birisi olarak kabul eden Alman Hükümeti, KOBİ’lerin yurtdışı fuarlara katılımlarına da destek sağlamaktadır94.

Son olarak, Alman Hükümeti’nin girişimcilik ve serbest meslek sahibi olmayı özendirici girişimlerinden bahsetmek gerekir. Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı bu amaçla, üniversitelerde serbest meslek ve girişimcilik konulu kürsüler kurulması için bir program başlatmıştır. Mezun olacak gençlerin üniversitelerde akademik kariyer sahibi olmalarının yanısıra serbest meslek sahibi olmalarını da teşvik eden bu program sonucu, 1999 yılı itibarı ile dokuz üniversitede bu gerçekleşirken, diğer üniversiteler de bu yönde girişimde bulunulmuştur95.

3.4.1.2.2. İTALYA

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemden 1971’e kadar İtalya’da firmaların ortalama büyüklüğü giderek artmıştır. 1971’den sonra ise firmaların ortalama büyüklüğü küçülmeye başlamıştır. 1980’lerde İtalyan endüstrisinde hızlı bir büyüme yaşanmış ve açılan yeni işletmelerin çoğunu küçük işletmeler oluşturmuştur.

Bu durum bir rastlantı sonucu olmayıp, 1980’li yıllardaki ekonomik büyüme koşullarının değişmesi ile bağlantılıdır. 1980’li yıllarda üretkenliği ve rekabet gücünü artırmanın en kolay yolunun küçük işletmeler olduğu keşfedilmiştir. Bu durumda büyük firmalar yeni bir yapılanmaya giderek merkezden bağımsız, küçük üretim faaliyetleri gösteren birimler açmaya başlamıştır. Hatta, bazı hizmet ve işlem faaliyetlerini çok küçük, ihtisaslaşmış mikro firmalara devrederek büyük şirketlerin bünyesi dışına çıkarmak, hem imalat hem de hizmet sektöründe ve teknoloji

94 Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD), Globalisation and Small and Medium Enterprises (SMEs) Volume II : Country Studies, Paris, Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD), 1997, s.121.

95 Organisation For Economic Co-operation and Development, OECD Small and Medium Enterprise Outlook: Enterprise, Industry and Services, s.128.

III.BÖLÜM

üretiminde yaygınlaşmıştır96. Diğer bir ifade ile, İtalya sanayisi, büyük firmalar ve bunlarla uyum içerisinde çalışan küçük işletmelerin bir arada bulunduğu dual bir yapıya sahiptir. Sonuçta, yeni işletmelerin ortaya çıkmasında ve piyasaya girmesinin altında yatan mantık, büyüme trendindeki sektörlerdeki büyük ve küçük işletmeler arasındaki işbölümü ve uzmanlaşma olarak bulunmaktadır97. Genel olarak 200 çalışandan daha az kişiyi istihdam eden firmaların KOBİ olarak addedildiği İtalya’da, 1995 yılı itibarı ile imalatçı firmaların % 99.6’sını KOBİ’ler oluşturmaktadır. İnceleme 50 kişiden az çalışanı olan küçük işletmeler açısından yapıldığında, imalatçı firmaların % 97.5’inin bu nitelikte olduğu görülmektedir.

İtalyan KOBİ’leri toplam istihdamın % 71’ini, tek başına küçük işletmeler (50’den az çalışanı olan) ise % 53’ünü oluşturmaktadır98. 1996’da Lille’de toplanan Gelişmiş 7 Ülke Zirvesi (G7 Summit)’nde yeni istihdam olanaklarının yaratılmasında İtalyan KOBİ sisteminin ideal olduğunun açıklaması, dikkatleri ve bir çok araştırma konusunu İtalya’ya çevirmiştir. Yapılan araştırma ve incelemeler bu gerçeği doğrular nitelikte çıkmıştır: İtlayan ekonomik sistemi gerçek bir KOBİ sistemidir. Her 10 firmadan 9’u, 200’den az çalışanı olan KOBİ niteliğindedir ve her 10 kişiden 7’si bu işletmelerde çalışmaktadır. AB’ndeki KOBİ’lerin % 23’ünü oluşturan ve bu özelliği ile AB’nde en yüksek KOBİ oranına sahip olan İtalya’da KOBİ türü örgütlenmeler sürekli artmıştır. Nüfus yoğunluğu ile birlikte dengeli bir artış gösteren bu durum sayesinde KOBİ’ler işsizlik ile mücadelede iyi bir araç olmuştur99.

İtalya’da 1997-98 döneminde uygulanan KOBİ politikalarını önceki dönemin KOBİ politikalarından ayıran 5 önemli özelliği vardır:

- Özellikle KOBİ’lerin üzerindeki aşırı idari ve bürokratik engelleri kaldırmayı hedeflemektedir.

96 Lapini, Dott. Carlo., “İtalya’da Küçük Sanayi ve Gelişimi: Dünyanın Beşinci Büyük Sanayi Ülkesinin Tecrübeleri”, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmelerinin Sorunları : Uluslararası Sempozyum, İstanbul, İstanbul Sanayi Odası, 1991, s.8-9.

97 Santarelli, Enrico., Sterlacchini, Alessandro., "New Firm Formation in Italian Industry: 1985-89", Small Business Economics, April 1994 Vol:6 No:2, s.104-105.

98 Organisation For Economic Co-operation and Development, a.g.e., s.139.

99 Macchitella, Vittoria., “KOBİ’leri Geliştirmede İtalya Deneyimi”, Avrupa Topluluğu'nda Küçük ve Orta Boyutlu İşletmelere Yönelik Uygulamalar, İstanbul, İktisadi Kalkınma Vakfı, 1996, s.12.

III.BÖLÜM

- “Otomatik”, “Değerlendirmeye Bağlı” ve “Müzakere Sonucu” olmak üzere 3 farklı değerlendirme prosedürü ile kamu kesmi politika araçlarında ihtisaslaşma sağlanmıştır.

- Aşağıdan-yukarıya yaklaşımıyla entegre edilmiş politikalar ile görev ve sorumluluklar delege edilmiş ve yerel otoriteler güçlendirilmiştir.

- Yüksek teknoloji konuları desteklenmiş ve yüksek teknolojiye dayalı endüstriyel bölgeler yaratılmaya çalışılmıştır.

- Uluslararası ticaretin promosyonuna özel önem atfedilmiştir100.

Bahsi geçen 5 unsurun özelliğini verdiği İtalyan KOBİ politikalarından KOBİ’lerin içinde bulunduğu çevreyi düzenleyici regülasyonlara bakıldığında, en önemli reformun “Bassanini Kanunu” ile yapıldığı görülmektedir. Öncelikle, aşırı idari ve bürokratik engeller nedeni ile KOBİ’lerin kaybettikleri işgünü olarak ölçülen idari ve bürokratik engellerin maliyetinin önemli oranlarda olduğu ve bunun 1996 yılında GSMH’nın % 1.2’sini oluşturduğu tahmin edilmiştir. Çoğu kez mükerrerlik yaratan çok sayıdaki, karmaşık ve anlaşılması zor uygulama ve programın girişimciler üzerindeki yükünü azaltmayı hedefleyen “Bassanini Kanunu”, merkezi hükümet ile yerel otoriteler arasında federal bir yapıya geçişi de hedeflemiştir. Bu Kanun çıkmadan önce düzenleme, idare ve işleme aktivitelerinin tamamı merkezi hükümetlerce yürütülmüştür. Oysa bugün İtalyan üretim endüstrisinin en önemli özelliklerinden birisi, adem-i merkeziyetçi bir yapıya sahip olmasıdır101.

Yerel yönetimlere verilen delegasyon yetkisinden bahsederken üzerinde durulması gereken bir husus da, İtalyan KOBİ sisteminin en zayıf olduğu nokta olarak endüstri sisteminde görülen ve KOBİ’lere de yansıyan kuzey-güney ayrımı ve dolayısı ile bölgesel dengesizliktir. Orta ve kuzey bölgelerde yerleşmiş KOBİ’ler diğer Avrupa ülkelerinin ekonomilerine entegre olmuş ileri sanayi sisteminin faal parçaları haline gelmişken, güney İtalya’da yerleşmiş KOBİ’ler ekonomik ve sosyal açıdan geri kalmış bir çevrenin etkisi altındadır102. Yıllarca güney için sermaye

100 Organisation For Economic Co-operation and Development, a.g.e., s.139-140.

101 Buçukoğlu, Mehmet., "İtalyan Orta ve Küçük Ölçekli İşletmelerine Genel Bir Bakış", Uzman Gözüyle Bankacılık, Aralık 1995, s.28.

102 Lapini, a.g.e., s.11.

III.BÖLÜM

yoğun girişimler desteklenmesine rağmen beklenen canlanma elde edilememiştir.

1986 yılında çıkarılan 64 sayılı Kanun ile güneye uygulanacak özel yardım programları, daha mütevazi boyutlu girişimlere öncelik tanıyarak, küçük işletmelere daha uygun olan esnek bir yardım sistemi getirmiştir. Nakit yardımı, mali yardım, danışmanlık hizmeti ve işçi primlerinin devlet tarafından karşılanması gibi destek unsurlarını içeren özel yardım programına rağmen Güney İtalya’nın “yavaş gelişme”

sorunu tam olarak çözülememiştir. Güney İtalya’daki işletmeler ve özellikle KOBİ’ler, teşvik sisteminin tekrar gözden geçirilerek teşviklerin daha etkili hale getirilmesini ve ilgili yasaların basitleştirilerek KOBİ’lerin daha kolayca yararlanabileceği hale getirilmesini istemektedirler.

İtalyan KOBİ’lerinin yönetim yeteneklerinin artırılması için 1986 yılında uygulamaya konulan bir program dikkat çekicidir. 1986 yılında “The Società per I’imprenditorialità Giovanile (IG)” adı ile kurulan ve 1994 yılında A.Ş. halini alan kuruluş, 44/1986 sayılı Kanun’un uygulanması görevini yüklenmiştir. Kanun uyarınca, yeni girişimlerin ortaya çıkması veya mevcutların büyümesinin hızlandırılması amacı ile IG tarafından bir yandan finansal teşvikler sağlanırken diğer yandan eğitim ve teknik yardım sağlanmaktadır. Esasında eğitim ve kılavuzluk hizmetleri sistemin en can alıcı noktasıdır ve zorunludur. Program gereğince her yeni girişime danışmanlık yapacak bir firma (ama asla bir şahıs değil) belirlenmekte ve bu danışman firma sayesinde, hem henüz emekleme aşamasındaki genç girişimcinin hem yönetsel becerileri geliştirilmeye çalışılmakta hem de girişimcinin amaçlarına ulaşılmasına katkıda bulunulmaktadır. Bu amaçla her yeni kurulan firmaya

“Koruyucu Melek” adı verilen bir danışman veriliyor. Bu danışmanın görevi, bilgi transferinden çok “deneyim transferi” yapmak, işin nasıl yapılacağını somut olarak anlatmak ve gerektiğinde onları yönlendirmektir103. İtalya’daki bu uygulama, yeni girişimcilerin desteklenmesinde sadece finansal yardımların yeterli olmadığını, bu girişimcilere kılavuzluk edecek yönetsel danışmanlık ve eğitim hizmetleri verilmesinin ve bu hizmetin direkt kamu tarafından sağlanması yerine kamunun belirleyeceği kamu dışı kaynaklar tarafından sağlanmasının daha etkin olacağını ortaya koymuştur. Kamunun asli görevi, yeni girişimcilerin ihtiyaçlarını tespit ederek

103 Çağlı, Nuşin., "İtalya Başardı. Ya Biz ?", Girişim, Nisan 1995, s.32.

III.BÖLÜM

bunlara en iyi cevap verecek kaynakları organize etmek ve sistemi sürekli kontrol altında tutmak olmalıdır104. 1986 yılında başlatılan bu girişim sonucu ortaya çıkan IG SpA kuruluşu, daha sonra Ulusal Kalkınma Ajansı Sviluppo Italia (National Development Agency Sviluppo Italia) bünyesine katılmıştır.

1982 yılında çıkartılan 46 sayılı Kanun ile araştırma ve teknolojik yeniliklerin desteklenmesi yolunda önlemler alınmıştır. Amaç, teknolojik ilerleme sağlayacak veya yeni teknolojik bilgi edinimi sağlayacak araştırma enstitüleri ile merkezlerinin, imalatçı firmalar ile gıda-tarım işletmelerinin ve birliklerin araştırma programlarına ve yatırımlarına finansal destek sağlamak olarak belirlenmiştir. Bu tür programlar veya yatırımların teşvik edilmesi, “Endüstriyel Araştırma Fonu”ndan veya

“Teknolojik İnovasyon Fonu”ndan sübvanse edilmiş krediler yoluyla olmaktadır.

İtalyan KOBİ’leri bu fonları araştırma faaliyetlerinden daha ziyade teknolojik yenilikler için kullanmaktadırlar. Zira küçük bir firma için araştırma maliyeti getireceği kârdan çok daha yüksektir. Dolayısıyla, KOBİ sahibi bir girişimci ilk önce müşterisinin gereksinimlerini anlamaya, tahmin etmeye çalışır ve ondan sonra yeni ürünü geliştirme kararı alır105.

İtalya’daki yatırımların finansal teşviki sistemi incelendiğinde, daha önceki satırlarda açıklandığı üzere, yardımların sağlanmasında 3 farklı prosedürün oluşturulduğu görülmektedir: değerlendirmeye bağlı prosedür (evaluative procedure), otomatik prosedür (automatic procedure) ve müzakereli prosedür (negotiated procedure). Bu 3 farklı prosedür çerçevesinde geliştirilen finansal yatırım teşvikleri ile sağlananlar, ağırlıklı olarak özkaynak yardımları, sübvanse edilmiş krediler, garantiler ve vergisel tabanlı destekler şeklindedir ve bugüne kadarki en önemli uygulamalar 488/92 sayılı Kanun ile 341/95 sayılı Kanun çerçevesinde olmuştur106.

104 Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD), Best Practice Policies for Small and Medium-Sized Enterprises, Paris, Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD), 1996, s.101-106.

105 Şenyurt, a.g.e., s.84.

106 Organisation For Economic Co-operation and Development, OECD Small and Medium Enterprise Outlook: Enterprise, Industry and Services, s.140-141.

III.BÖLÜM

Az gelişmiş bölgelerdeki imalat sanayine yardımı hedefleyen 488/92 sayılı Kanun, esasında 1992 yılında direkt KOBİ’ler için dizayn edilmemiş, az gelişmiş yörelere genel amaçlı bir yardım programını öngörmekteydi. Destek için başvuran yatırım projesinin ilerlemesine bağlı olarak 3 eşit parçada sermaye yardımı şeklinde kullandırılan teşvik aracı, AB’nin prensipleri ile uyum içerisinde destek sağlamayı prensip edinmiştir. Teşviğin amacı, öncelikle yeni istihdam olanaklarının yaratılması, daha iyi çevre koşullarının sağlanması ve bölgesel kalkınma politikalarının amacına ulaşmasına aracılık etmektir. KOBİ’ler açısından en çekici özelliği, toplam fonların

% 50’sinin KOBİ’lere ayrılması olan ve 1996 yılında uygulanmaya başlanan teşvik programı için herhangi bir son tarih öngörülmemektedir.

Kapsam olarak hiç bir farkı olmayan ve 1995 yılında hayata geçen 341/1995 sayılı Otomatik Yardım Kanun’u, 488/92 sayılı Kanun’u tamamlar niteliktedir ve özellikle makina-teçhizat, fabrika sistemleri, üretim kontrol araçları, veri işleme sistemleri ve bilişim konularındaki sabit yatırım unsurlarını desteklemeyi hedeflemektedir. Ancak, 488/92 sayılı Kanun gibi KOBİ’ler için tahsis edilmiş özel bir fonu yoktur. 341/1995 sayılı Kanun ile yaratılan teşvik programının temel mantığı, herhangi bir sertifika veya belgenin düzenlenmesine gerek kalmadan işleyecek, basitleştirilmiş ve hızlı bir teşvik mekanizması ile yatırımları desteklemektir. Başvurunun aracı bankalarca maksimum 20 günlük incelenmesi sonrası, sistemden sorumlu Sanayi Ticaret ve Esnaf-Sanatkâr Bakanlığı’nın herhangi bir belge verilmesine gerek olmaksızın onayı ile “otomatik” olarak başlayan teşvik programının, başlangıcındaki bu kolaylığa karşın ilerleyen zaman sürecinde sıkı bir kontrol mekanizması işlemektedir.

İtalyan KOBİ’lerinin ihracat ve uluslararasılaşmada gösterdikleri başarı İtalyan KOBİ sisteminin en güçlü yanını oluşturmaktadır. KOBİ’ler İtalyan ekonomisinin uluslararası arenadaki en önemli aktörleridir. Bugün itibarı ile, yurtdışında faaliyet gösteren yaklaşık 160.000 İtalyan KOBİ’si mevcuttur ve bu topluluk, toplam ülke ihracatının yaklaşık 4/5’ini oluşturmaktadır. Bu başarılı tablo bir çok ülkenin dikkatini İtalyan KOBİ’lerinin ihracat ve uluslararasılaşma yapısını incelemeye çekmiştir. Yapılan inceleme ve araştırmalar bu başarılı yapının altında