• Sonuç bulunamadı

I.BÖLÜM

I.BÖLÜM

başlamıştır. Çağdaş işsizlikle mücadele yöntemi, yeni girişim fikirlerinin ortaya çıkmasına uygun zemin hazırlayarak insanların kendi işlerini kurmalarının desteklenmesinden geçmektedir. Bir çok ülkedeki girişim destekleme şirketleri bu amaçla kurulmaktadır56. Ayrıca, Türkiye için ayrı bir sorun teşkil etmekte olan kamu personelinin ücretlerinin artırılarak kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve kalabalık kamu kadrolarının seyreltilmesi de girişimcilik kültürünün beslenerek yeni KOBİ’lerin kurulmasını sağlamaya bağlıdır.

KOBİ’lerin istihdam yaratma konusunda yapmış olduğu önemli katkıyı destekleyen görüşlerin çokluğunun yanı sıra, KOBİ’lerin istihdama katkısını şüphe ile izleyen ve araştıranların sayısı da az değildir. 1970’li yıllardan itibaren akademisyenlerin dikkatini çekmeye başlayan KOBİ’lerin istihdam yaratma etkisinin gerçek bir etki olmadığı ve görünürdeki bu etkinin o yıllardaki endüstriyel zayıflıktan kaynaklandığı da iddia edilmektedir57. Diğer bir ifade ile, “KOBİ’lere özellikle 1970 ve 1980’li yıllarda artarak verilen önem, acaba o dönemde dünyada sıkıntı yaratan ekonomik krizin mi bir yansımasıydı yoksa gerçekten yaşanan temel bir değişimin mi yansımasıydı?” sorusuna verilecek cevap hâlâ tereddüt teşkil etmektedir. Bu görüşe göre, eğer cevap KOBİ’lerin öneminin artması o dönemlerdeki krizin yansımasına bağlı ise, KOBİ’lere yönelik oluşturulan politikalar sadece bu dönemlerdeki işsizlik problemini halledici yönde geçici, palyatif politikalar olacak ve ekonomik koşullar düzeldiğinde bunlara ihtiyaç kalmayıp KOBİ’lerin istihdam yaratma özelliği de önemini kaybedecek demektir. Eğer cevap aksi yönde ise, KOBİ’lerin istihdam yaratma etkisi geçerlidir demektir ve KOBİ’lere yönelik oluşturulan politikalar da uzun dönemli ve temel nitelikli olacaktır58.

Batı Avrupa ülkelerinde KOBİ’lerin özellikle 1980’li yıllarda çok popüler olmasının temel nedeni KOBİ’lerin istihdam yaratma gücü ile ilgilidir. Ancak, KOBİ’lerin bu yönü Batı Avrupa ülkelerinde biraz gereğinden fazla vurgulanmıştır.

Hatta, daha geniş bir perspektiften, KOBİ’lerin ekonomiye katkısı, yenilikler

56 Titiz, a.g.e., s.49.

57 Spilling, Olav R., "On the Re-Emergence of Small Scale Production: The Norwegian Case in International Comparison", Small Business Economics, June 1998 Vol:10 No:4, s.401-402.

58 Giaoutzi, Maria., Nijkamp, Peter., Storey, David J. (ed.)., Small and Medium Size Enterprises and Regional Development, London, Routledge, 1990, s. 3.

I.BÖLÜM

yaratma gücü (inovasyon), bölgesel kalkınmayı desteklemesi, toplumdaki girişimci ruhunu harekete geçirmesi olarak da değerlendirilmiştir. Ancak KOBİ’lerin önemine ilişkin bu açıklamalar (özellikle istihdam yaratıcı özellik) genel destek görmüş olmakla beraber, hiçbirisi genel kabul görmüş stratejik bir yaklaşım tarzı sergilememiştir59.

KOBİ’lerin istihdam yaratma etkisi konusunda karşı karşıya gelinen bu görüşlerin her birinin haklı yönleri olmakla beraber, KOBİ’lerin bu alandaki etkisinin iki yönlü olacağı düşünülmektedir. Bir taraftan, giderek artan derecede kullanılan otomasyon sonucu emek yoğun endüstrilerde yaşanan düşüş ve imalat sanayinde artan rekabet gücü emeğe olan ihtiyacın azalmasına neden olurken, diğer taraftan, büyük işletmelerde üretim sürecinin sadece belli bir aşamasında uzmanlaşmış, katı bir yönetim anlayışında çalışanlar da iş memmuniyetsizliği başlayacak ve bunlar da kendi işlerini kurmaya karşı büyük istekler uyanacaktır. İşte bu etkiler sonucu kurularak yeni istihdam imkanları yaratacak KOBİ’ler, elektronik ve yüksek teknoloji gerektiren alanlarda yoğunlaşacak olmakla birlikte hizmet sektöründe de büyük bir patlama yaşayacaktır60.

KOBİ’lerin ekonomik açıdan üçüncü boyutu ise, KOBİ’lerin varlığının rekabet ortamı yaratmadaki etkisidir. Herhangi bir pazarda KOBİ’lerin yokluğu veya mevcut KOBİ’lerin pazarı terk etmeye zorlanması rekabeti büyük ölçüde ortadan kaldırabilecekken, söz konusu işletmelerin çoğalması tekelleşme imkanlarını azaltabilecektir61. Aslında KOBİ’lerin büyük işletmeler ile olan ilişkilerini 2 yönlü irdelemek gerekmektedir. Bir taraftan KOBİ’ler büyük işletmeler ile aynı nihai ürünleri üreterek ekonomiye rekabet yolu ile direkt katkıda bulunurken diğer taraftan ana sanayiyi destekleyici mahiyette yan sanayici olarak büyük işletmeleri tamamlayıp dolaylı katkıda bulunabilir. Bu durum literatürde ana sanayi ve yan

59 Gibb, Allan A., "Small Business Development in Central and Eastern Europe - Opportunity for a Rethink?", Journal of Business Venturing, November 1993 Vol:8 No:6, s.468.

60 Scase, Richard., Goffee, Robert., The Real World of the Small Business Owner, London - New York, Routledge, 1989 (2nd Edition), s.166.

61 Şenyurt, Deniz., Küçük ve Orta Boy İşletmelerin Avrupa Topluluğu'nda ve Türkiye'de Teşviki, Ankara, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği, 1995, s.22.

I.BÖLÜM

sanayi arasında rekabetçi bir ilişki ve ana sanayi ve yan sanayi arasında simbiyotik bir ilişki olarak da tanımlanmaktadır62.

Dördüncü boyut, KOBİ’lerin değişen ekonomik koşullara çok çabuk uyum sağlama yetenekleri ile ekonomiye kazandırdıkları dinamizmdir. Müşterileri ve tedarikçileri ile birebir ilişki kurabilme şansına sahip olmalarından dolayı KOBİ’ler, piyasalarda değişen zevk ve tercihler karşısında büyük ve yüksek maliyetli modifikasyonlar yapmak zorunda olan büyük işletmeler ile karşılaştırıldığında esnek üretim yapıları ile bunlara rahatlıkla cevap verebilmekte ve böylece ekonomiye dinamizm kazandırmaktadırlar63. Diğer bir ifade ile, KOBİ’ler tüketici zevk ve tercihlerindeki değişikliklere uyum sağlayacak teknik değişiklikleri daha çabuk gerçekleştirebilir ve büyük işletmelere nazaran daha esnek hareket edebilirler.

KOBİ’lerin en kuvvetli yönlerinden birisi de özellikle sosyalist ülke ekonomileri olmak üzere tüm ekonomiler için geçerli olacak şekilde, pazar ekonomisine geçişi kolaylaştırması veya halihazırda var olan pazar ekonomisini canlı tutmasıdır. Bu fonksiyonunu ise başlıca, ekonomideki kaynakların etkin kullanımını sağlayarak yerine getirmektedir64. Kitle üretim sisteminin yaygın olduğu sanayi toplumunda üretimin bütün safhalarını kendi bünyesinde tutan entegre sistemlere sahip büyük işletmeler, atelye tipi üretim tarzına geçişle birlikte üretimin bazı bölümlerinin daha küçük firmalar vasıtasıyla dışarıya verilmesinin (Bu işlem ölçek küçültme -downsizing- veya taşeron kullanma -subcontracting- olarak adlandırılmaktadır) daha ekonomik, maliyet düşürücü olduğunun farkına varmışlardır. Bu ise sonuç olarak büyük işletmelerin elinde atıl kalacak kaynakların KOBİ’lere devri ile daha etkin şekilde kullanılmasını beraberinde getirecektir.

Kaynakların doğru yere kanalize edilmelerinin dışında KOBİ’ler, toplumun büyük işletmelerce karşılanmayacak, büyük işletmelerin ilgisini çekmeyecek bazı ihtiyaçlarını karşılayarak da ekonomik etkinliğe katkıda bulunmaktadır65.

62 Müftüoğlu, a.g.e., s.237.

63 Sondeno, a.g.e., s.13.

64 Gibb, a.g.e., s.469.

65 Sarıaslan, a.g.e., s.20.

I.BÖLÜM

Yeni fikir ve buluşların ortaya çıkarılıp gerçekleştirilmesinde önemli rol oynayan KOBİ’lerin yaratıcılıkları oldukça güçlüdür. Bir taraftan büyük sektörlerde milyonlarca dolarlık araştırma ve geliştirme harcamaları yapan büyük işletmeler, ya makro düzeyde büyük çaplı buluşlar yaparken ya da hiç sonuç alamazken, diğer taraftan KOBİ’ler çok sınırlı kaynaklara rağmen ağırlıklı olarak yeni tüketim malları veya hizmetlere yönelik, yaşam standartlarını yükseltici buluşlar yaparak ekonomiye katkıda bulunmaktadır66. Aslında daha da önemli olan, Schumpeter’in ortaya koyduğu “yaratıcılığın getirdiği yıkıcı etki (creative destruction) teorisi”nde belirtildiği üzere, KOBİ’lerin ekonomik hayata kazandırdıkları buluşların ekonomik büyümenin ve dinamizmin temel taşlarını oluşturmasıdır67. Teoriye göre, buluş yapan firmanın bu alandaki monopollüğü, buluşun başka bir firma tarafından taklit edilmesine kadar devam edecek olup geçici mahiyettedir. Bu monopol dönemi aynı iş kolundaki başka bir firmanın da aynı şeyi taklit etmesi ile son bulur fakat bu önemli bir dönemdir. Çünkü, monopol olunan bu dönemde elde edilen büyük gelirler daha sonraki dönemlerde daha büyük buluşların ateşleyicisi olacaktır. Özellikleri itibarı ile bu duruma en uygun yapıda olan KOBİ’ler, buluşların yıkıcı etkileri sayesinde ekonomilerde büyümenin sürdürülebilirliğini sağlamaktadır.

Bu noktaya kadar KOBİ’lerin ekonomik boyutu incelenirken, sürekli olumlu noktalara değinilmiştir. Son olarak ise, KOBİ’lerin ekonomik boyutunu ortaya koyan fakat olumsuzluk teşkil eden bir husus gündeme gelmektedir. Ekonomiye büyük katkısı olan KOBİ’ler aynı zamanda kayıtdışı ekonominin aktörleri olarak da gösterilmektedir. İşletmelerde ölçek büyüklüğü ile ekonomik faaliyetlerin kayıtlılığı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. KOBİ’lerde hemen hemen her şey işletme sahibinin yönetim ve denetimi altındadır. Bu durum, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilecek kayıtdışı çalışma tercihine daha uygun bir ortam hazırlamaktadır.

Oysaki, büyük işletmelerin böyle bir tercihi uygulamakta bazı sıkıntıları vardır.

İşlemlerin kayıt altına alınması her şeyden önce işletme sahiplerinin güvenlikleri içindir. Büyük işletmelerde işletme sahipleri gelir ve giderlerini ancak bir takım

66 Sondeno, a.g.e., s.13.

67 Acs, Zoltan J., Morck, Randall., Shaver, J.Myles., Yeung, Bernard., "The Internationalization of Small Enterprises: A Policy Perspective", Small Business Economics, February 1997 Vol:9 No:1, s.8.

I.BÖLÜM

belgelere bağlamak suretiyle izleyebilirken, KOBİ sahiplerinin mal ve nakit akımını kendilerinin izlemesi daha kolaydır68.

Mevcut uygulama ve regülasyonlar da KOBİ’leri bu yönde davranmaya itmektedir. Olayı yeni başlangıçlar açısından değerlendirirsek, yüksek harçlar ve ödentiler nedeni ile ellerindeki üç-beş kuruşu kuruluş aşamasında kaybeden girişimcilerin sayısı oldukça fazladır. Küçük girişimcilerin adından da belli olacağı gibi küçük sermayeler ile işe başladıkları ve yaşamak için oldukça ekonomik davranmak zorunda oldukları düşünülürse konunun önemi daha da anlaşılacaktır.

Yeni iş kurmayı pahalı kılan düzenlemeler kayıtdışı ekonominin daha da yaygınlaşmasına ve KOBİ’lerin de bu sistemde yer almasına yol açmaktadır. Yapılan bir araştırma sonucuna göre yeni bir iş kurmak için müracaat edilmesi gereken 37 ayrı kuruluşun olması bunun en büyük göstergesidir69.