• Sonuç bulunamadı

Örgütsel sosyalleşme ile ilgili yurtdışında yapılan çalışmalar

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.5. İlgili Araştırmalar

2.5.3. Örgütsel Sosyalleşme ile İlgili Yapılan Çalışmalar

2.5.3.2. Örgütsel sosyalleşme ile ilgili yurtdışında yapılan çalışmalar

Quaglia ve Davis (1991) “Özel Eğitimcilerin Sosyalleşmesi: Göreve Yeni Başlayan Öğretmeni Anlamak İçin Geliştirilen Bir Model” adlı çalışmalarında özel eğitim öğretmenlerinin deneyimlerinden yararlanarak bir sosyalleşme modeli hazırlamışlardır. Modelde deneyimli öğretmenlerin, mesleğe yeni başlayan özel eğitim öğretmenlerine başlangıçtaki karşılaştıkları sorunların üstesinden gelmede yardımcı olmaları gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Kuzmic (1994) “Göreve Yeni Başlayan Öğretmenin Anlam Arayışı: Öğretmen Sosyalleşmesi, Örgütsel Okur-Yazarlık ve Yetkilendirme” adlı çalışmasında “potansiyel olarak güçlendirilmiş” göreve yeni başlayan öğretmenlerin sosyalleşmelerini incelemiştir. Çalışmaya göre yetki verilen öğretmenlerin örgüte bağlılığının arttığı gözlenmiştir. Ayrıca öğretmenlerin eğitim programlarında örgütün kültürüyle ilgili bilgiler yer alması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Kallestad ve Olweus (1998) çalışmalarını iki farklı öğretmen grubundan elde edilen verilerle analiz etmişlerdir. Öğretmenlerin çoğunluğunda (yaklaşık %80) hem okul başarısı amacının hem de sosyal ve gelişimsel amaçların yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Sosyal eşitlik ve okul ortamını iyileştirme amaçlarının düzeyi önemli ölçüde daha az olarak belirlenmiştir. Öğretmenlerin amaç vurguları ile bireysel farklılıkları (yaş, cinsiyet ve kıdem gibi demografik özellikler) arasında ilişki tespit edilememiştir. Çalışmanın sonuçları, öğretmenlerin amaç vurgularının önemli ölçüde mesleki sosyalleşmenin sonucu olduğunu ileri sürmektedir.

Griffin, Colella ve Goparaju (2000) “Yeni Çalışanlar ve Örgütsel Sosyalleşme Taktikleri: Etkileşimci Bir Bakış Açısı” adlı çalışmalarında sosyalleşme kazanımlarını etkilemede örgütsel sosyalleşme taktiklerinin etkisi ve işe yeni gelenlerin pro-aktif sosyalleşme taktikleriyle nasıl etkileştiği hakkında model ve öneri sunmuşlardır.

Cochran (2001) çalışmasında, Virginia’daki farklı okul bölümlerinin yeni gelen ortaokul müdürlerini nasıl sosyalleştirdiği ve okul müdürlerinin rolü üzerindeki bu sosyalleşmenin etkilerini araştırmıştır. Çalışmada aynı zamanda sosyalleşme taktiklerinin seçiminde ve çıktılarında okul bölümü ve okul müdürü özelliklerinin etkilerini incelemiştir. Çalışmanın sonucunda kuramla tutarlı olarak, sonuçlar farklı sosyalleşme taktiklerinin seçiminin, farklı rol çıktılarına yol açtığını ileri sürmektedir. Sosyal yönlerle ilgili olan taktiklerin göreve yeni başlayan müdürlerin uyumunda, rol belirsizliklerinin giderilmesinde ve rol çatışmalarının azaltılmasında en etkili faktörler olarak tespit edilmiştir. Aynı zamanda okul bölümlerinin büyüklüğü ve zenginliğinin bazı sosyalleşme taktiklerini etkilediği ileri sürülmektedir. Sonuçlar okul müdürlerinin yaşı, cinsiyeti ve etnik kökeninin rol oryantasyonunu belirlemede etkili olduğunu ve rol çatışması ile rol belirsizliği seviyelerini etkilediğini ortaya koymuştur.

Nasser-Abu Alhija ve Fresko (2010), çalışmalarında göreve yeni başlayan öğretmenlerin sosyalleşmelerinin ilk yılki çalışmalarından elde ettikleri iş doyumlarına etkisi üzerine odaklanmışlardır. Veriler, İsrailli göreve yeni başlayan 243 öğretmenden toplanmıştır. Çalışmanın sonucunda öğretmenlerin göreve başlama yılındaki iş doyumlarının kısmen yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yapılan hiyerarşik regresyon analizi kılavuz öğretmenin çevresel desteği, okul müdürünün yardımı, diğer iş arkadaşlarının yardımı, iş yükü ve öğretme eğitimini tamamlamış olma olmak üzere beş anlamlı yordayıcı değişken göstermiştir. Ayrıca çalışmada kılavuz öğretmenin ve diğer iş arkadaşlarının desteğinin, yeni öğretmenlerin örgüte uyumunda en büyük etkiye sahip olduğu belirlenmiştir.

Korte (2010), çalışmasında işyeri öğrenmesinde önemli bir aşamanın yeni işe alınan kişilerin örgüt içinde sosyalleşmesi ve yeni gelen kişinin örgüte uyum sağlamayı öğrenmekten sorumlu olduğunu belirtmiştir. Çalışmanın verileri, nitel vaka çalışması şeklinde Amerika Birleşik Devletleri merkezli küresel bir imalat şirketinde işe başlayan mühendislerden elde edilmiştir. Çalışmanın sonuçları, çalışma arkadaşları ile iyi ilişkiler geliştirmenin örgütlerde sosyalleşme sürecinin birincil öğesi olduğunu açıklamaktadır.

Cohen ve Veled-Hecht (2010), çalışmalarında iş yerinde örgütsel sosyalleşme ve bağlılık arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Aynı zamanda örgütsel adalet denklem içerisine dahil edildiğinde bu ilişkinin devam edip etmediği belirlenmiştir. Çalışmanın verileri İsrail’de uzun süreli hemşirelik hizmetlerinde 3.5 yıldan daha fazla çalışmamış 109 çalışandan elde edilmiştir. Çalışmanın sonuçları örgütsel sosyalleşmenin bağlılığın tüm türleriyle özellikle örgütsel bağlılık, çalışma grubuna bağlılık ve mesleğe katılımla ilişkili

olduğunu göstermiştir. Ayrıca örgütsel adalet denklemlere eklendiğinde, önceden belirtilmiş üç bağlılık türü için ilişki devam etmiştir.

Judeh (2011) çalışmasında çalışan sosyalleşmesi ve örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi incelemiş aynı zamanda çalışan sosyalleşmesi ve örgütsel bağlılık arasındaki ilişkide rol belirsizliği ve rol çatışmasının aracı etkisini değerlendirmiştir. Çalışmanın verileri Ürdün’de yer alan büyük bir telekomünikasyon kuruluşunda görev yapan 256 çalışandan elde edilmiştir. Çalışmanın bulguları çalışan sosyalleşmesi ve örgütsel bağlılık arasında ilişki olduğunu ve rol belirsizliği ve rol çatışmasının, bu ilişkide anlamlı aracı değişkenler olduğunu desteklemiştir.

Gao (2011), çalışmasında sosyalleşmenin dört boyutunun işten ayrılma niyeti ile ilişkisini incelemiş ayrıca bu ilişkide çalışanların işe adanmışlığının aracı değişken rolünü kanıtlamaya çalışmıştır. Veriler, Çin’de iki telekomünikasyon kuruluşunda çalışan 395 çalışandan toplanmış ve yapısal eşitlik modellemesi yöntemi kullanılarak önerilen model analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda örgütsel sosyalleşmenin dört boyutunun (yetiştirme, örgüte ilişkin anlayış, çalışan desteği ve gelecek beklentileri) çalışanların işe adanmışlığı ile pozitif olarak ilişkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca örgütsel sosyalleşme ve işten ayrılma niyeti arasındaki ilişkide çalışan işe adanmışlığının aracı değişken olduğu tespit edilmiştir.

Örgütsel sosyalleşme ile ilgili yurt içi ve yurt dışında yapılan çalışmalara bakıldığında; çalışanların örgütsel sosyalleşme düzeyleri, sosyalleştirme sürecinde kullanılan stratejiler, örgütsel sosyalleşmeye etki eden değişkenler ve örgütsel sosyalleşmenin örgütsel özdeşleşme, örgütsel vatandaşlık, kariyer planlaması, iş doyumu, örgütsel bağlılık ve işten ayrılma niyeti gibi iş çıktıları ile ilişkisinin incelendiği görülmektedir. Ayrıca konu ile ilgili çalışmaların özellikle yeni gelen çalışanlarla ilgili olması dikkat çekmektedir. Oysa örgütsel sosyalleşme çalışanın tüm kariyeri boyunca devam eden bir süreçtir. Çalışmaların sonucunda; özellikle çalışma arkadaşları desteğinin örgütsel sosyalleşmeye önemli derecede etki ettiği ve örgütsel sosyalleşmenin olumlu iş çıktıları ile pozitif, olumsuz iş çıktıları ile negatif ilişkili olduğu görülmüştür. Bunun yanında, yapılan çalışmalarda örgütsel sosyalleşmenin çalışan ve örgüt başarısı üzerinde önemli etkileri olduğu açıklanmıştır. Bu yüzden örgütsel sosyalleşmenin aşamaları ve boyutlarının anlaşılması; örgüt amaçları doğrultusunda nasıl kullanılabileceğinin bilinmesi gerekmektedir. Bu çalışmada örgütsel sosyalleşmenin ne olduğu boyutlarıyla ele alınmış ve mevcut alanyazından farklı olarak okul müdürlerinin kullandıkları güç merkezi oluşturma oyunlarının öğretmenlerin örgütsel sosyalleşmesine etkisi incelenmiştir.

92

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM