Öğrencilerin Yazma Etkinlikleri Hakkındaki Görüşleri ile İlgili Tartışma Yazma etkinlikleri, matematik eğitimine bir çok açılardan katkı sağlamaktadır.

Borasi ve Rose (1989)’a göre öğrenciler yazma etkinlikleri sürecinde matematik hakkındaki bilgi, süreç, duygu ve inançlarını ifade etmek için desteklenebilir; bu şekilde bu boyutların her biri içinde gelişirler.

Sample (1998)’in çalışmasına benzer olarak, öğrencilerin hepsi yazma etkinlikleri hakkında olumlu düşüncelere sahiptir. Öğrenciler; yazma etkinliklerinin bilgilerin kalıcılığı üzerinde etkisi olduğunu, yazma etkinlikleriyle öğrendiklerinin mantığını kavradıklarını ve nedenlerini öğrendiklerini, matematik ile Türkçe arasında ilişki kurabildiklerini ve tahminleri gerçeğe dönüştürdüklerini, sözel olarak açıkladıklarında akılda daha kalıcı sonuçlar elde ettiklerini ve sorulara bakış açılarının değiştiğini belirtmişlerdir. Buradan, yazma etkinliklerinin, öğrencilerin öğrenmesi üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu söylenebilir. Tosmur (2004) çalışmasında benzer sonuçlar elde etmiştir.

Öğrencilere, yazma etkinliklerinin etkileri sorulduğunda; öğrenciler, yazma etkinliklerinin kendilerine hem tahmin hem de problem kurma ve çözme konularında yarar sağladığını belirtmişlerdir. Altı öğrenciden dördü tahmin konusundaki yazma etkinliklerini yararlı bulduğunu belirtirken, beşi de problem çözme etkinliklerinin yararlarından söz etmişlerdir. Buradan, alanyazınla uyumlu olarak (Davison ve Pearce, 1990) öğrencilerin yazma etkinliklerinden yarar sağladığı sonucuna ulaşılabilir. Öğrencilerin açıklamaları gözönünde bulundurulduğunda, öğretmenlere, yazma etkinliklerini hazırlarken gerçek hayattan örneklendirilmiş ve görsellikle zenginleştirilmiş etkinlikler hazırlamaları önerilebilir. Böylelikle daha yararlı etkinlikler hazırlanmış olabilir.

Yazma etkinlikleri hakkındaki görüşlerini anlatırken, öğrencilerin yarısı etkinliklerin etkililiğini anlatırken duygularından bahsetmişlerdir. Yazma etkinlikleri sayesinde artık geometriden korkmadıklarını, hacimleri sevdiklerini ve sözel kısımların, işlemleri yapmaktan daha eğlenceli olduğundan bahsetmişlerdir. Bunun yanında öğrencilere yazma etkinliklerinin bilmedikleri yönleri ortaya çıkarması ile ilgili soru sorulduğunda öğrenciler geometri hakkında kendilerinde oluşan duyuşsal gelişmelerden bahsetmişlerdir. Öğrencilerden birisi geometriyi sevmeye başladığını, diğeri ise geometrik cisimler hakkındaki korkularını yendiğini söylemiştir. Bu bulgular Davison ve Pierce (1990) ile Borasi ve Rose (1989)’un bulgularıyla tutarlık göstermektedir. Bu bulgulara dayanarak, yazma etkinliklerinin, öğrencilerin kendilerini rahatça ifade etmelerini sağlayan etkili bir araç olduğu söylenebilir. Öğrenciler kendilerini özgürce ifade edebilirse, daha yaratıcı olabilirler ve daha yaratıcı olduklarında eğitim daha etkili hale gelebilir.

Öğrenciler yazma etkinlikleri sürecinde kendilerinde oluşan değişikliklerden söz ederken bu etkinliklerin anlamalarına katkıda bulunduğunu ve geometri konusunda etkili gelişimler gösterdiklerini söylemişlerdir. Anladıkları ve açıklayamadıkları konular hakkında fikir sahibi olduklarını başka deyişle anladıklarını anladıklarını ve açıklayamadıklarını anladıklarını farketmiş olduklarını belirtmişlerdir. Bu bulgular Sample (1998)’ın bulgularıyla tutarlık göstermektedir. Bu bulgulara dayanarak, yazma etkinliklerinin, öğrencilerin kendileri hakkında fikir sahibi olmalarına yardımcı olduğu söylenebilir. Öğrencilerin, kendileri hakkında fikir sahibi olmaları, pozitif ve negatif yönlerini görmelerini ve böylelikle daha başarılı olmalarını sağlayabilir.

Öğrenciler yazma etkinlikleri sürecinde bağıntıları açıklama ile ilgili problemler yaşadıklarından bahsetmişlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın geometrik cisimlerin yüzey alanları ve hacimleri konusunda belirlemiş olduğu kazanımların çoğunun (toplam 12 kazanımdan 8’inin) bağıntı oluşturma kazanımı olduğu görülmektedir (MEB, 2009). Bu yüzden bağıntı oluşturma kazanımları bu çalışmada sıklıkla kullanılmıştır. Öğrenciler, Seviye Belirleme Sınavları (SBS)’na yoğun olarak hazırlandıkları için bu tür kazanımları içeren konuları öğrenmeye yoğunlaşmamaktadırlar. Bu yüzden öğrencilerin çoğu bağıntı oluşturma ile ilgili problemler yaşamaktadırlar.

etkinlikleri içerisinde açıklama yapmanın önemini açığa çıkarmaktadır. Buradan yola çıkarak, ne düşündüğünü açıklayabilen bir kişinin öncesine göre daha iyi anladığı söylenebilir. Böylelikle, açıklamanın yazma etkinlikleri için önemli bir etkinlik olduğu sonucuna ulaşılabilir. Öğrencilerin bağıntı oluşturmaları yerine ne yaptıklarını, ne hissettiklerini, ne düşündüklerini,vs… anlatmalarının daha yararlı olacağı düşünülmektedir.

Öğrencilerden sadece iki tanesi açıklama yaparken zorluk yaşadıklarını belirtmiştir. Buradan, Sample (1998)’ın da çalışmasında belirttiği gibi, açıklama yaparken zorluk yaşayan öğrencilerin az miktarda olduğu yargısına varılabilir.

Öğrencilerin yazma etkinlikleri hakkında yaptıkları önerilerinden bir tanesi dönütlere verilmesi gereken önem ile ilgilidir. Tosmur (2004)’un çalışmasında da belirtildiği gibi, öğrenci daha iyi olmak için dönütlere önem verilmesi gerektiğinden bahsetmiştir. Buradan, küçük notlarla ve eleştirilerle öğrencilere yorumlar yaparak onları cesaretlendirmenin (MEB, 2009) öğrenci için yararlı olacağı ve dönütlere önem verilmesinin yazma etkinlikleri için gerekli olduğu sonucuna varılabilir. Böylelikle öğrenciler yazdıklarının doğru ya da yanlış olduğunu görebilirler ve hatalarını düzeltme şansına sahip olurlar. Bunun yanında öğretmenler de öğretimde oluşmuş olan boşlukların farkına varabilir ve öğretimi daha iyi hale getirmek için şansa sahip olurlar. Böylelikle, yazma etkinliklerinin eğitimi geliştiren ve öğretmen ile öğrenci arasında köprü vazifesi gören etkili bir araç olduğu söylenebilir.

Yazma etkinlikleri bittikten sonra, öğrencilerin çoğu (altısından dördü) Tosmur (2004)’un çalışmasında olduğu gibi bundan sonraki tüm matematik derslerinde yazmaya devam etmek istediklerini belirtmiştir. Buradan, öğrencilere, tüm matematik öğrenimi süreci boyunca yazma etkinliklerini kullanmaları tavsiye edilebilir.