• Sonuç bulunamadı

2.7. Ġlgili AraĢtırmalar

2.7.1. Çocukların Mizaç Özellikleriyle Ġlgili AraĢtırmalar

Aytar vd. (2014) yaptıkları çalıĢmada annelerin kiĢilik özellikleri ve çocukların mizaçlarını etkileyen değiĢkenleri belirlemeyi, annenin kiĢiliği ile çocukların mizaçları arasındaki iliĢkiyi incelemeyi amaçlamıĢlardır. ÇalıĢmaya Ankara ili Sincan ilçesinde bulunan özel anaokuluna devam eden dört-beĢ yaĢ arasındaki çocukların anneleri alınmıĢtır. Veri toplama aracı olarak annelerin ve çocukların sosyodemografik özelliklerini belirtmek için “Genel Bilgi Formu”, çocukların mizaçlarını belirlemek için “Çocuklar için Kısa Mizaç Ölçeği” ve annelerin kiĢilik özelliklerini belirlemek için “Sıfatlara Dayalı KiĢilik Testi” kullanılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda; doğum sırası değiĢkeninin çocukların mizaçlarında yaĢ ve öğrenim düzeyi değiĢkenin ise annelerin kiĢiliklerin özelliklerinde anlamlı bir farklılığa neden olduğu belirlenmiĢtir (p<.05). AraĢtırmada ayrıca annelerin kiĢilikleri ile çocukların mizaçları arasındaki iliĢkinin pozitif yönde anlamlı olduğu belirtilmiĢtir.

Yoleri (2014) yaptığı çalıĢmada Çocuklar Ġçin Mizaç Değerlendirme Bataryası Gözden GeçirilmiĢ Ebeveyn Formu‟nu (Temperament Assessment Battery for Children-Revised: Parent Form-TABC-R) Türkçeye uyarlama ve ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalıĢmasını yapmayı amaçlamıĢtır. UĢak ilinin merkez ilçesinde Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 4-6 yaĢ arasında 219 çocuğun aileleri ile çalıĢmıĢtır. Formun kapsam geçerliği bağlamında uzman görüĢü alınmıĢtır. Ölçeğin yapı geçerliği doğrulayıcı faktör analizi ile belirlenmiĢtir. Formun güvenirliği için, ölçeğin her bir boyutu için iç tutarlılık katsayısı, test yarı test ve test-tekrar test güvenirlik katsayısı testleri kullanılmıĢtır. Çocuklar Ġçin Mizaç Değerlendirme Bataryası Gözden GeçirilmiĢ Ebeveyn Formu‟nun geçerlik ve güvenirlik çalıĢmalarına ait tüm bulgular, ölçeğin Türkçe formunun ölçme ve değerlendirme açısından yeterli bir ölçek olduğunu ve yapılacak araĢtırmalarda Türkiye‟de kullanılabileceğini göstermiĢtir.

Özdemir (2011) çalıĢmasında 2 yaĢındaki çocuklarda çalıĢan bellek, ketleme ve mizaç arasındaki iliĢkileri incelemiĢtir. Küçük yaĢtaki çocuklarda çatıĢan davranıĢı ketleme ve süreli ketleme becerilerinin çalıĢan bellek ve mizaç ile farklı iliĢkiler kurup kurmadığını araĢtırmayı amaçlamıĢtır. ÇalıĢmaya 24 ay ile 36 ay arasında 36 Türk çocuğu ve annesi katılmıĢtır. Her bir çocukla birebir çalıĢılmıĢ ve iki farklı seans düzenlenmiĢtir. Ġlk seansta çocukların yarısı çalıĢan bellek kapasitesini ölçen Taklit Ederek Sınıflandırma (IST- Imitation Sorting Task) Testini, diğer yarısında ise üç oyun çatıĢan davranıĢı ketleme, üç oyun süreli ketleme için olmak üzere toplam altı oyun tamamlamıĢtır. Anneler çocuklarının mizaç özelliklerini Erken Çocukluk Dönemi DavranıĢ Anketi Kısa Formu (ECBQ- Early

Childhood Behavior Questionnaire) üzerinden değerlendirmiĢlerdir. HiyerarĢik regresyon analizleri kullanılarak, yaĢın etkisi kontrol edildiğinde dahi, çalıĢan bellek kapasitesinin çatıĢan davranıĢı ketlemeyi süreli ketlemeye göre daha yüksek bir oranda yordadığı ortaya koyulmuĢtur. Erken Çocukluk Dönemi DavranıĢ Anketi aracılığıyla olumsuz duygulanım, kabarma ve kendini denetleme becerileri açısından ölçülen mizaç özellikleri süreli ketlemeyi yordamamıĢtır. ÇatıĢan davranıĢı ketleme ve herhangi bir mizaç özelliği arasında da iliĢki görülmemiĢtir.

Grist ve McCor (2010) yaptıkları araĢtırmada Batı Kuzey Carolina'da 35-72 ay arasında değiĢen 122 okul öncesi çocuklarının 5 kiĢilik özellikleri (dıĢa dönüklük, Uyumluluk, dürüstlük, nevrotiklik ve deneyime açıklık) ile mizaç özelliklerini incelemiĢlerdir. Bu çalıĢmada mizaç ile dıĢadönüklük arasında güçlü ve pozitif bir korelasyon olduğu; uyumluluk, dürüstlük, nevrotiklik ve deneyime açıklık kiĢilik özellikleri yönüyle zayıf bir iliĢki olduğu saptanmıĢtır.

ġendil (2010) yaptığı çalıĢmasında 5- 6 yaĢ çocuklarının akranları tarafından tercih edilip edilmeme durumlarının, cinsiyetlerinin ve mizaç özelliklerinin sosyal yetkinlik ve davranıĢ sorunlarını (kızgınlık- saldırganlık ve anksiyete-içe dönüklük) farklılaĢtırıp farklılaĢtırmadığını ortaya koymayı amaçlamıĢtır. Bunun için Ankara‟daki özel bir okul öncesi eğitimi kurumundan 5- 6 yaĢlarındaki 42 çocukla çalıĢmıĢtır. Bu çalıĢmada çocuğun akranları tarafından tercih edilip edilmediğini tespit etmek için çocuklara “Resimli Sosyometri Ölçeği” uygulanmıĢtır. Öğretmenlerden “Sosyal Yetkinlik ve DavranıĢ Değerlendirme” ölçeğini araĢtırmaya katılan her bir çocuk için doldurmaları, ailelerden ise “Çocuklar için Kısa Mizaç Ölçeği” ile çocuklarını değerlendirmeleri istenmiĢtir. ÇalıĢmanın sonucunda tepkiselliği daha yüksek olan çocukların daha yüksek kızgınlık- saldırganlık içeren davranıĢ sorunları gösterdikleri belirlenmiĢtir.

Bryan ve Dix (2009) yaptıkları çalıĢmada ABD'de kentsel alandan seçilmiĢ, 114 anne ve 14-27 aylık çocukları ile çalıĢmıĢlardır. Yaptıkları çalıĢmada Toddler davranıĢ değerlendirme anketi (TBAQ, 1996, Goldsmith,) mizacın üç boyutunu ölçmek için kullanmıĢlardır. Annelerin davranıĢsal desteklerinin çocuğun mizacına etkisini inceledikleri çalıĢmalarında cinsiyet değiĢkenini anlamlı bulmuĢlardır. Bu sonucun kız ve erkek çocuk yetiĢtirmede kültürel farklılıklar olmasında kaynaklandığını düĢünmektedirler. Altan (2006), anne sosyalizasyonu ile çocuğun mizaç özelliklerinin çocuğun duygu düzenleme becerisine olan etkisini incelemeyi amaçladığı çalıĢmasında 4-6 yaĢlarında 145 okul öncesi çocukla, onların anneleri ve anaokulu öğretmenleriyle çalıĢmıĢtır. ÇalıĢmaya

katılan çocuklar, Ġstanbul‟da yaĢayan orta ve yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin çocuklarıdır. Çocukların duygu düzenleme becerisi, anneler ve öğretmenler tarafından doldurulan Duygu Düzenleme Becerileri Ölçegi (Emotion Regulation Checklist) ve çocuklara uygulanan Zevki Erteleme Becerisi Testi (Delay of Gratification) ile ölçülmüĢtür. Annelerin duygu sosyalizasyonunu ölçmek için Negatif Duygularla BaĢ Edebilme Ölçegi (Coping with Negative Emotions Scale), ve çocuk yetiĢtirme tutumlarını değerlendirebilmek için de Çocuk YetiĢtirme Envanteri (Child Rearing Questionnaire) kullanılmıstır. Çocukların mizaç özelliklerini ölçmek için ise anneler tarafından bir mizaç ölçegi (Short Temperament Scale for Children) doldurulmuĢtur. Duygu düzenleme becerisi, mizaç özellikleri ve anne sosyalizasyonuna göre cinsiyet farkının olup olmadıgını degerlendirebilmek için MANOVA kullanılmıĢtır. Anne sosyalizasyonunun ve mizaç özelliklerinin duygu düzenleme becerisi üzerindeki yordayıcı etkisini incelemek için hiyerarĢik regresyon analizi yapılmıĢtır. Sonuçlara göre, annelerin olumlu ebeveyn davranıĢları, tepkisel mizaç ve olumlu ebeveyn davranıĢları ile sıcakkanlı mizaç arasındaki etkileĢim, duygu düzenleme becerisi anlamlı olarak yordamıĢtır. Olumlu ebeveyn davranıĢı orta düzeyde ve sıcakkanlılık en yüksek düzeyde oldugu zaman duygusal düzenleme becerisinin en yüksek düzeyde oldugu bulunmuĢtur. Zevki erteleme becerisi, sebatkarlık ve sıcakkanlılık mizaç özellikleri tarafından anlamlı olarak yordanmıĢtır.

Gleason, Gower, Hohmann ve Gleason (2005) yaptıkları çalıĢmada mizacın üç bileĢeninin (aktivite düzeyi, dürtüsellik ve yatıĢtırılabilirlik) çocuk arkadaĢlık iliĢkilerine olan etkilerini incelemiĢlerdir. ÇalıĢmaya 43-69 ay arasında 40 kız, 35 erkek toplam 75 çocuk alınmıĢtır. Çocuklar öğretmenleri tarafından mizaç derecelendirme ve sosyometrik görüĢme ile arkadaĢlıklarını seçerken mizaç ve cinsiyet yönüyle değerlendirilmiĢtir. Sonuç olarak arkadaĢlık seçimi cinsiyet faktöründen etkilenirken ayrıca aktivite düzeyi kızlarda düĢük erkeklerde daha yüksek bulgusuna eriĢilmiĢtir. ArkadaĢlık seçiminde erkekler için mizaçtan ziyade kız popülaritesi olduğu bulgusu saptanmıĢtır.

Yağmurlu, Sanson ve Köymen (2005), ebeveyn davranıĢlları ve çocuğun mizacının, okul öncesi dönemindeki çocukların olumlu sosyal davranıĢ geliĢimine etkilerini amaçlamıĢlardır. Örneklem, Avustralya‟da yaĢayan 151 Avustralyalı ve 50 Türk çocuk ile bu çocukların anneleri ve yuva öğretmenlerinden oluĢmuĢtur. Olumlu sosyal davranıĢların değiĢik yönlerinin ölçülmesini sağlamak için birden çok değerlendirme yöntemi (anne ve öğretmen anketleri, bireysel değerlendirmeler) kullanılmıĢtır. Zihin kuramı yeteneği, üç değiĢik yanlıĢ kanı testi ile ölçülmüĢtür. Sonuçlar, Türk ve Avustralyalı çocukların olumlu

sosyal davranıĢ düzeylerinin benzer olduğunu, ancak yordayıcı faktörlerin farklılık gösterdiğini ortaya koymuĢtur. Avustralya grubunda anne sıcaklığı ve sebatkar mizaç, Türk grubunda ise annenin itaat bekleme davranıĢı, olumlu sosyal davranıĢı anlamlı olarak yordamıĢtır.

Kaan (2003), boylamsal yöntemi kullanarak 4 aylık bebeklerin mizacını incelemiĢtir. Kaan, aynı bebekleri 20‟li yaĢlara gelene kadar farklı yaĢlarda tekrar test etmiĢtir. Elde ettiği ilk bulgular, bazı bebeklerin korkusuz bazılarının ise ürkek olduğudur. ÇalıĢmasının sonucunda yaptığı sınıflandırılmada; bebeklerin %10‟nu ketlenmiĢ, %25‟ini ketlenmemiĢ, geri kalanlarının da bu iki grup arasında olanların oluĢturduğunu belirtmiĢtir. Bu çalıĢmada utangaç, bastırılmıĢ, ürkek çocuk ile sosyal, dıĢa dönük, cesur çocuk arasındaki farklılıklar vurgulanmıĢtır. Kaan çalıĢmasında ketlenmenin bebeklikten ilk çocukluk dönemine kadar önemli düzeyde değiĢmezlik gösterdiğini ortaya koymuĢtur (Gerrig ve Zimbardo, 2014, s. 319; Plotnik, 2007, s. 386; Santrock, 2011, s. 184).

Kohen (1989) yaptığı araĢtırmada annenin ve babanın çocuğu mizaç özellikleri açısından ne Ģekilde tanıdıkları ve buna bağlı olarak aynı ya da farklı tanımalarının çocuğun davranıĢ bozukluğu geliĢtirme potansiyeline etkisini incelemiĢtir. Bu etki önce tüm grup için, daha sonra cinsiyet ve sosyoekonomik düzeyler için ayrı ayrı ele alınmıĢtır. AraĢtırmaya alt sosyoekonomik düzeyden 38, orta sosyoekonomik düzeyden 36 olmak üzere okul öncesi çağdaki 3-7 yaĢlarında toplam 74 çocuk katılmıĢtır. Çocukların mizaç özellikleri anne ve babalar tarafından farklı zamanlarda değerlendirilen DavranıĢ Stili Anketinden elde edilen verilerden saptanmıĢtır. Aynı çocukların davranıĢ bozukluğu gösterip göstermedikleri ise sınıf öğretmenleri tarafından doldurulan Okul öncesi DavranıĢ Envanteri' nden elde ettikleri puanlardan saptanmıĢtır. AraĢtırma bulguları anne ve babaların çocuklarının mizaç özelliklerini değerlendirme konusunda yüksek düzeyde bir uyuĢum göstermediklerini ortaya koymuĢtur.