• Sonuç bulunamadı

İsmet Kür’e göre masallar çocuk eğitiminde göz ardı edilemeyecek bir role sahiptir. İsmet Kür, (1970: 13) bu konudan “Çocukların masal sevmeleri, doğanın annelere en büyük yardımcıdır” demektedir.

Yazar, masalın faydalarını sayarken ilk olarak; çocuğu kitap sevgisine hazırlayan bir basamak olduğundan bahseder. İsmet Kür’e göre çocukla kitap arasındaki ilişki çocuk henüz okuma öğrenmeden başlamalıdır. Bunu sağlamanın en güzel yollarından biri de masaldır:

“Çocuk masalı annesinin ağzından dinleye dinleye iyice öğrendikten sonra, birkaç kez de kitaptan okunuşunu dinlerse, ‘çocuk’ la ‘kitap’ arasında bir yakınlık, bir dostluk kurulmuş olacaktır.

“( … ) İşte masal kitapları, çocuğu okuma alışkanlığına, kitap sevgisine götüren en süslü, aynı zamanda en sağlam köprülerdir” (Kür, 1970: 14).

Masalın faydalarından biri de çocuğun hayal gücünün gelişmesine sağladığı katkıdır. Masalar, çocuğun düşünme gücünün gelişmesine de yardımcı olur. Ayrıca doğru masallar seçildiğinde çocuğun memleketini, dünyayı; insanları, hayvanları tanımasını sağlar.

İsmet Kür’e göre malsallar ayrıca çok faydalı eğitim araçlarıdır. Çocuğa kazandırılmak istenen davranışlar, özellikler masalın yardımıyla kolayca benimsetilebilir. Yazar, masalın bu özelliğinden şu cümlelerle bahseder:

“Çocuk, severek, kendini vererek, oradaki olayları yaşayarak, kişilerin yerine kendini koyarak dinler ya da okur masalı. Güzel bir masalın etkisinden de kolay kolay kurtulamaz. Akıllı, bilgili, ilgili bir anne bu sevimli aracı istediği gibi kullanarak, çocuğunun birçok iyi huy kazanmasını, birçok kötü huydan vazgeçmesini sağlayabilir. Örneğin çocuğunuz düzensiz mi, oyuncaklarını da çabucak kırıyor mu; ona, içinde düzenli bir çocukla düzensiz bir çocuğun kıyaslandığı masalcıkları sık sık anlatırız. Bir başka masalımızda da oyuncaklarını hor kullanan bir çocuğun oyuncakları bu kötü davranışa tahammül edemeyerek çocukcağızı toptan terk ederler… Yapayalnız kalan küçük de sıkıntıdan ne yapacağını bilemez” (Kür, 1970: 13).

Bu sebeplerden ebeveynler, masal mevzusunu ciddiye almalı ve gerek çocuğa okuma alışkanlığı kazandırmakta gerekse onun eğitiminde olabildiğince çok kullanmalıdır. Anneler, çocuklarının durumuna uygun masallar uydurarak ya da daha önce öğrendikleri masalları çocuklarının durumlarına uygulayarak onlarda büyük değişimler sağlayabilir.

Fakat bu konuda da diğer eğitim meselelerinde olduğu gibi çok dikkatli olmak gereklidir. Çocuklara masal anlatırken her şeyden önce onun yaşı ve seviyesine uygun hareket etmek gerekir. İsmet Kür (Kür, 1970: 14), annelerin bu konuda nasıl davranması gerektiğini; “Eğer çocuğunuz dört yaşından küçükse ya da masal dinlemeye alışık değilse yahut dikkatini, ilgisini bir yere taşımakta zorluk çekiyorsa elinize bir masal kitabı alıp onu doğrudan doğruya çocuğunuza okumak çok ters sonuçlar doğurabilir. Böyle durumlarda masalı önce okuyup bellemesi, sonra çocuğuna aktarması gerekir. Çocuğun yaşına, anlama gücüne göre masaldaki olaylara, masalın anlatımına biraz daha açıklık vermek, ya da bazı yerlerini tekrar tekrar anlatmak gerekiyorsa bunlar da mutlaka yapılmalıdır. Bu açıklık verilmezse de çocuk anlamakta zorluk çekerse sinirlenecek, masaldan soğuyacak daha da önemlisi kendine güvenini kaybetmeye başlayacaktır” cümleleriyle açıklar.

Yazara göre masalın sunumu kadar seçimi de önemlidir. Aileler çocukları için doğru masalları seçemezlerse çocuk için yararlı olması gereken masallar ona büyük zarar verebilir. İsmet Kür masal seçme ve anlatma işinin kolay görülen ama aslında çok zor olan işlerden biri olduğunu vurgular. Yanlış seçilmiş masalların çocuğa verebileceği zararları İsmet Kür şöyle anlatır:

“Çocukların küçük dünyalarında koparacağı fırtınalar hesaba katılmadan uydurulmuş masallar; onları korkak, hain, kıskanç, dövüşçü, yalancı ve daha hatıra gelmedik bir yığın kötü alışkanlıkların sahibi yapabilir” (Kür, 1970: 14).

Masallar gibi çocuk kitapları da çocuk eğitiminin vazgeçilmez bir parçasıdır. İsmet Kür çocuğun okuma alışkanlığı edinmesinin önemini şu cümlelerle açıklamaktadır:

. “Sonra hayvanlar çocukların zaten dostudur. Bir de anne güzelim o kitabın“Çocuğu ile ‘kitap’ arasında dostluk kurmuş olan anneler, en mutlu annelerdir. Çünkü kitabı seven, iyi okumaya iyiyi okumaya alışmış olan çocuk ‘can sıkıntısı’ denen ve cümle kötülüklerin kaynağı olan korkunç devin elinden kurtulmuş demektir… Çünkü kitap arkadaşların hem en alçakgönüllüsü en az darılıp güceneni ve en yararlısıdır” (Kür, 1970: 14).

İsmet Kür çocuk kitaplarının öneminden bahsederken çocukların kitaplarla çok erken yaşlarda tanıştırılması gerektiğini üzerinde durur. Bunun nasıl sağlanacağı konusunda da annelere çeşitli tavsiyeler verir:

“Yukarda da belirtmeye çalıştığımız gibi, çocukla kitap arasındaki dostluk çocuğun okuma-yazma bilmediği günlerden başlatılmalıdır. (…) Renkli, güzel resimlerle süslenmiş masal kitapları çok küçük yaşlarda bile çocuğun ilgisini çekebilir. Önce çocuk ‘renk’ e ilgi duyar içindekileri tatlı tatlı okursa çocuğun kitabı sevmemesi, kitaba bağlanmaması için hiç sebep kalmaz. Artık çocuk için kitap sevgisi, okuma alışkanlığı, nefes almak, su içmek ihtiyacı gibi doğal bir duygudur… Ve istenen de budur zaten” (Kür, 1970: 14).

Tıpkı masalda olduğu gibi kitapta da aile, çocuğun yaşını ve seviyesini göz önüne alarak seçim yapmalı ve çocuğa okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışırken onu okumaktan soğutmamaya dikkat etmelidir.

Yazara göre kitap seçimi çocuk için gerçekten çok önemlidir. Aileler kitap seçerken resimli olanları tercih etmelidirler. Fakat bu resimler; korkunç, çirkin ve aşırı karmaşık olmamalıdır. Ayrıca çiğ renkler kullanılmamalıdır. Çocuk kitaplarına resim yapmak önemli bir iştir ve bu resimlerin gerçek ustalar tarafından yapılmaları gerektir (Kür, 1970: 16).

İsmet Kür’e göre çocuklar için kitap seçerken dikkat edilecek önemli noktalardan biri de kitabın çeviri ya da adaptasyon değil yerli olmasıdır. Yazar bunun sebebini şöyle açıklar:

“Bunlar çocuklarımızı kendi gerçeklerinden uzaklaştıran, kendi memleketine, kendi halkına yabancılaştıran tehlikeli yayınlardır.

Örneğin bu kitaplarda Ayşe’nin, Fatma’nın köyü, yani Türk köyü olarak anlatılan köyler, kentler, kişiler İtalya’nındır, Fransa’nındır, şuranındır, buranındır ama Türkiye’nin değildir. Bunlar uyarlanmış değil de çevrilmiş kitaplar olarak sunuldukları zaman böyle zararlı olmazlar. Ama gene de aslında çocuklarımıza ta küçücük yaşlardan başlayarak kendi topraklarını tanımasını, kendi insanlarını sevmesini öğretmemiz gerekir. Onlara kitap sevdirme gayemizin sebeplerinden biri de budur zaten” (Kür, 1970: 15).

İsmet Kür, her şartta çocukların adapte eserlerden uzak tutulması konusunda ısrarlıdır. Fakat çeviri kitaplardan söz ederken klasikleri ayrı bir kefeye koyar ve yerli eserlerin yanında onların da okunması gerektiğini belirtir (Kür, 1970: 15).

Yazar’ın çocuk kitaplarıyla ilgili değindiği bir diğer mesele de “resimli romanlar” dır. Yazarın “resimli roman” dan kastı “çizgi roman”dır. İsmet Kür, çocuklara okuma alışkanlığı kazandırma adına bu kitapların sunulmasına kesinlikle karşıdır. Aileleri çocuklarını resimli romanlardan uzak tutmaları konusunda uyarır. İsmet Kür bu kitapların zararlarını şu cümlelerle dile getirir:

“Okuma alışkanlığından beklenen olumlu sonuç; çocuğa devamlı okuma, sabırla inceleme, derslerine zevkle çalışma ve benzeri nitelikler kazandırmaktır. Resimli romanlara alışmış olanlar, devamlı okuma, inceleme gibi sabır isteyen işlerden tamamıyla uzaklaşırlar” (Kür, 1970: 15).

Netice itibariyle İsmet Kür, çocuk eğitiminde masal ve çocuk kitaplarının önemini vurgulamış ve ailelere bu iki eğitim aracını nasıl kullanmaları gerektiği konusunda rehberlik etmeye çalışmıştır.