• Sonuç bulunamadı

2.1. Örgüt kuramında çevrenin kavramsallaştırılması

2.1.3. Çevresel boyutlar ile çevresel belirsizlik arasındaki ilişki

Bu çalışmada algılanan belirsizliğin organizasyonun çevresi dışındaki faktörlerden de kaynaklanabileceği ya da bu faktörlerden de etkilenebileceği görüşü tamamen reddedilmemekte ancak Milliken (1987) tarafından vurgulanan görüşle tutarlı olacak şekilde algılanan çevresel belirsizlik kavramı ile üst kademe yöneticilerin organizasyonun çevresindeki faktörleri algılamaları sonucu ortaya çıkan belirsizlik kastedilmek istenmektedir. Dış çevrenin öneminin farkına varan yöneticiler çevre ile ilgili mümkün olduğunca çok enformasyon toplamaya çalışmakta ancak, değişen çevresel koşulların varlığında belirsizlikle karşı karşıya kalmaktadır. Bu belirsizlik organizasyonu etkileyen tüm dışsal çevre faktörleri ile ilgili olmakta ve çevreyi oluşturan tüm değişkenlerin dinamik ve karmaşık ilişkilerinden kaynaklanmaktadır (Kourteli, 2000, s. 407). Bu nedenle de daha önce sözü edilen çevresel boyutlar ile çevresel belirsizlik arasındaki ilişkilere değinme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Terrebery (1968, s. 593-598) belirsizliğin çalkantılı çevrelerin egemen özelliği olduğunu ileri sürmekte ve çalkantılı çevre kavramını da karmaşıklık ve değişim hızı kavramları ile açıklamaktadır. Duncan (1972a, s. 313-327) da çevreyi karmaşıklık ve dinamizm boyutları ile ölçmekte ve söz konusu boyutları algılanan çevresel belirsizlik ile ilişkilendirmektedir. Buna göre dinamik ve karmaşık bir çevrede bireyler yüksek düzeyde belirsizlik algılayabilmektedir. Yazar, dinamizm boyutunun algılanan çevresel belirsizliğe katkısının karmaşıklık boyutundan daha fazla olduğunu da vurgulamaktadır. Diğer taraftan Downey ve arkadaşları (1975, s. 625) gerçekleştirdikleri bir araştırmadan elde ettikleri bulgulardan hareketle Duncan’ın (1972a) çevresel karmaşıklığın algılanan belirsizliğe katkıda bulunduğu ve dinamizmin katkısının ise karmaşıklığa oranla daha fazla olduğu görüşünün desteklenmediğini belirtmektedir. Tung (1979, s. 691) tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada ise çevrenin değişim hızının

(dinamizm) algılanan çevresel belirsizlikteki değişimlerde büyük bir etkisi olduğu sonucuna varılmaktadır. Konu ile ilgili diğer çalışmalarda da çevredeki değişkenlik belirsizlikle ilişkili bulunmakta (Leblebici ve Salancik, 1981, 590), çevredeki değişim hızı arttıkça karar vericiler için belirsizliğin de arttığı ileri sürülmektedir (Kochan, 1975, s. 438; Bourgeous, 1985, s. 554). Bazı çalışmalarda da karmaşık çevreler ile karşılaşan yöneticilerin daha fazla oranda çevresel belirsizlik algılayacakları ve enformasyon işlemeye daha fazla oranda ihtiyaç duyacakları (Dess ve Beard, 1984, 56) vurgulanan bir başka görüş olmaktadır.

Buraya kadar verilen açıklamalarda sunulan çevresel boyutlar ve algılanan çevresel belirsizlik arasındaki ilişkileri daha açıkça ifade edebilmek adına Hatch (1997) ve Daft (2001) tarafından önerilen iki ayrı matristen yararlanmak mümkün görünmektedir.

Hatch (1997) algılanan çevresel belirsizlik kavramına vurgu yaparak enformasyon bakış açısı isimli bir yaklaşımdan söz etmektedir. Enformasyon bakış açısına göre yöneticiler çevreyi tahmin edilemez olarak algıladıklarında ve karar verme durumunda enformasyon eksikliği ile karşılaştıklarında belirsizlik hissetmektedirler. Çevre değişim hızı ve karmaşıklık boyutu ile ele alındığında, enformasyon ihtiyacı ile çevresel boyutların ilişkisi Şekil 2.1’de sunulan matristeki gibi olmaktadır.

Düşük

Karmaşıklık

Yüksek

Düşük Değişim hızı Yüksek Şekil 2.1. Enformasyon bakış açısı

Kaynak: Hatch, 1997, s. 91.

Matriste görüldüğü üzere yöneticiler çevreyi istikrarlı (düşük değişim hızı) ve basit (düşük karmaşıklık) algıladıklarında ihtiyaç duyulan enformasyon bilinmekte ve elde edilebilir olmaktadır. Bu durumda yöneticiler düşük düzeyde belirsizlik algılamaktadır. Karmaşıklığın düşük, değişim hızının yüksek olması durumunda ise yöneticiler sürekli değişen enformasyonla baş edebilmek zorunda kalmakta ve orta düzeyde belirsizlik algılamaktadır. Benzer şekilde karmaşıklığın yüksek, değişim hızının düşük olduğu bir

İhtiyaç duyulan enformasyon biliniyor ve

mevcut

Ne tür bir enformasyona ihtiyaç duyulduğu bilinmiyor Aşırı enformasyon yüklemesi

Yeni enformasyon için sürekli bir ihtiyaç

çevresel durumda çok fazla miktarda enformasyonla karşı karşıya kalan yöneticiler yine orta düzeyde belirsizlik algılamaktadır. Hem yüksek düzeyde karmaşık hem de hızla değişen bir çevrede ise ne tür bir enformasyona ihtiyacı olduğunu bilemeyen yönetici yüksek düzeyde belirsizlik algılamaktadır.

Daft (2001), Duncan’dan (1972a) uyarladığı bir matrisle çevresel boyutlar ve belirsizlik ilişkisini basit ve anlaşılabilir bir şekilde gözler önüne sermektedir. Söz konusu matriste çevresel boyutlar (a) çevresel karmaşıklık ve (b) çevresel değişim olarak adlandırılmaktadır. Çevresel değişim boyutu açısından ele alındığında çevre istikrarlı ya da istikrarsız olabilir. Çevresel karmaşıklık boyutu itibariyle ise basit ve karmaşık olmak üzere iki tür çevreden söz edilebilir. Bu boyutlar birlikte ele alındığında ise Şekil 2.2’de yer alan matris ortaya çıkmaktadır.

İstikrarlı

Çevresel değişim

İstikrarsız

Basit Çevresel Karmaşıklık Karmaşık Şekil 2.2. Çevresel boyutlar ve çevresel belirsizlik çerçevesi

Kaynak: Daft, 2001, s. 147.

Matris incelendiğinde basit ve istikrarlı çevrelerde az sayıda ve birbirine benzer dışsal faktörün olduğu ve bu faktörlerin hızla değişmediği görülmektedir. Bu da düşük düzeyde belirsizlik algılamasına yol açmaktadır. Karmaşık ve istikrarlı çevrelerde birbirinden farklı çok sayıda dışsal faktörün olması ancak, bu faktörlerin hızlı bir değişim göstermemeleri ortanın altı düzeyde bir belirsizlik algılaması ile sonuçlanmaktadır. Basit ancak istikrarsız bir çevrede bu kez birbirine benzer ve az sayıda faktör olmasına karşın bu faktörlerin hızla ve kestirilemeyecek yönde değişmesi ortanın üstü belirsizliğe yol açmaktadır. Birbirinden farklı çok sayıda, hızla ve kestirilemeyecek şekilde değişen dışsal faktörün olduğu karmaşık ve istikrarsız bir çevrede algılanan belirsizlik en üst düzeye çıkmaktadır.

Duncan (1972a), Lawrence ve Lorsch (1967), Milliken (1987) gibi yazarların çevresel belirsizliği enformasyon ile ilişkilendirmeleri ve çevresel karmaşıklık, çevresel değişim ve çevresel belirsizlik arasında Duncan (1972a), Tung (1979), Terrebery (1968), Dess ve Beard

Basit + İstikrarlı Düşük belirsizlik Karmaşık + İstikrarsız Yüksek belirsizlik Basit + İstikrarsız Ortanın üstü belirsizlik Karmaşık + İstikrarlı Ortanın altı belirsizlik

(1984), Leblebici ve Salancik (1981), Kochan (1975), Bourgeois (1985) gibi yazarlar tarafından vurgulanan ilişkiler dikkate alındığında Hatch’in (1997) sözünü ettiği enformasyon bakış açısı ve Daft’ın (2001) sunduğu çevresel boyutlar ve çevresel belirsizlik çerçevesi birleştirilerek Şekil 2.3’deki gibi bir matrise ulaşmak mümkün görünmektedir.

Şekil 2.3. Çevresel boyutlar ve çevresel belirsizlik ilişkisi

Kaynak: Daft (2001) ve Hatch (1997) tarafından önerilen matrisler esas alınarak araştırmacı tarafından oluşturulmuştur.