• Sonuç bulunamadı

114 Foça'da Siren kayalıkları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "114 Foça'da Siren kayalıkları"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Foça'nın panoraması Foto Mustafa - İzmir

« E G E » N İ N Î D E A L D İ N L E N M E

K A S A B A S I « F O Ç A »

«Bir yanda iki uçurumlu kaya var dır, buraya lâcivert gözlü Aırıfiti rite'niıı büyük dalgalan çarpıp gür ler, mutlu tanrılar katında bunla rın adına Planktes derler.»

«Hcnıeros» dan

Yaz deyince ilk aklımıza gelen «Deniz» cutlu yaz sıcaklarından kurtulmanın tek kumsallarında koynuna girmekten enginle-dir. Kapınızı kapasanız bacadan giren, her çaresini denizin serin kucağına atılmakta rinde vclta vurmağa kadar her arzumuza gittiğiniz yerde sizi kovalayan o hantal vü- buluruz. Biliriz ki, lâcivert gözlü deniz, r â m olacaktır. Yalnız unutmamalıyız ki, ı

Y a z a n : Selçuk D İ R İ M Foçayı Sevenler Derneği Başkanı

(3)

bu düşünce denizin her anı ve her sahil parçası için daima aynı değildir. Denizin hem tabiîliğini m u h a f a z a ettiği, hem de is-tisnasız daima sakin kaldığı sahiller pek mahduttur. İşte, sizlere tanıtmağa çalışacağı-mız Foça, İzmir ve civarında bu vasıfları taşıyan yegâne sayfiye kasabasıdır.

Foça limanı hemen önüne serpiştirilmiş tabiî dalgakıran vazifesini gören adacıkları, etrafını boydan boya çevreleyen sahil cad-desiyle Ege denizinin vakur haşmetini istese de istemese de mütevazileştiren bir gerdan-lık gibidir.

İzmir - Bergama asfaltı üzerinde Me-nemen'i geçtikten sonra Türkeli karakolun-dan Foça'ya kadar olan yol 27 km. dir. İz-mir körfezinin doğu ve kuzey kanadını teş-kil eden Foça ilçesi, doğu tarafı (Menemen), güney, batı ve kuzey tarafları da Ege deni-ziyle çevrili bir y a r ı m a d a üzerindedir. Foça üç tarafından serin bir deniz havası alır. Çok hafif, temiz içme suları vardır. Bun-larla beraber denizinin ve tabiî manzarala-rının güzelliği Foça'yı, Eğenin en çok revaç bulacak bir sayfiye kasabası haline getire-cektir.

Gerçekten tabiat, Ege denizinin en güzel sahilini bu yarımadaya vermiştir. Gedizin denize döküldüğü noktadan (Ali - A ğ a ) ya kadar küçüklü büyüklü koylara malik olan bu yarımada gelişmiş zeytin ve çam ağaç-ları, kumsalı, lâcivert denizi ve göz çeken manzaraları ile büyük bir letafet arzetmek-tedir.

Eski yazarların mühim bir kısmı Foça-nın orta Yunanistan'dan gelen Helenler ta-rafından kendilerine Kyme'lilerin müsaade ettiği mahalde kolonize edilmiş olduğunu kaydederler. Jozef Keil eski yazarların bu ifadesini Foça'lıları Yunanistan'da Pho-kis'de oturan halkla bir tutmak yanlışlığına ve İon kolonizasyonunu Attika'ya bağlamak gayretine atfetmekte ve Fokaia adının Y u -nanca fok balıkları sözünden geldiğini söy-lemektedir. Aynı yazar, Foça limanı önün-deki adaların deniz yüzüne çıkmış fok ba-lıklarına benzediğini yazmakta ve Pausa-nias'ın bir pasajına işaret ederek iskânın Teos ve Erythrai'dan gelen İonlar tarafın-dan vaki olduğunu kaydetmektedir. Filha-kika son yıllarda A n k a r a Üniversitesi men-suplarınca Foça'da yapılan kazılardan elde edilen sonuçlar bu hususu teyit etmiş ve Foça'nın aşağı yukarı M.Ö. 8. asrın orta-larında İonlar tarafından iskân edildiği or-taya çıkmıştır. Ayrıca İonlardan önceki de-virlerde de Foça'nın Kyme'li Aiol'lar tara-fından meskûn olduğunu gösteren kalıntı-lara rastlanmıştır.

Foça'dan muhtelif görünüşler. Sırasiyle sahil — Bir sokak — Kasabanın

(4)

Sultan Süleyman'ın yaptırdığı Dış Kale

Karadeniz'in Anadolu kıyılarında, Ça-nakkale Boğazı ve doğu Akdeniz'de yani o zamanki ticaret dünyasının en m ü h i m noktalarında bir düzineden fazla koloni kur-m u ş olan Foça, 600 tarihlerinde Doğu He-len şehirlerinin en parlaklarından biri idi. Foça'lılar sadece ticarette ve denizcilikte değil. Akdeniz medeniyetini yaymakta da büyük hizmetler yapmışlardır. Yazıyı F r a n -sa'ya götüren ve Fransa'da para kullanmağı tamim eden, Akdeniz sahillerine zeytinciliği götüren Foça'lılardır.

M. Ö. 544 de Foça Keyhusrev'in ku-mandanlarından H a r p a g o z tarafından muha-sara edildi. İran generali düşünmek için Foça'lılara bir günlük mühlet veriyordu. Foça'lıların cevabı şöyle oldu: Derhal 50 kürekli gemilerini hazırladılar, bunlara nakli m ü m k ü n bütün ev eşyalarını, mabut-larının heykellerini, aileleri efradını yüklet-tiler ve zaten 20 sene önce (Alarie - Allaia) adında bir şehir kurmuş oldukları Korsika adasına doğru yola çıktılar. Limanı terket-meden önce, âdetlerine göre, kırmızı dere-ceye kadar kızdırılmış bir gemi çapasını denize atarak, bu demir suyun yüzünde gö-rünmedikçe aralarından hiç birinin Foça'ya dönmiyeceğine and içtiler. Allaia şehrinde beş sene kalan Foça'lılar daha sonra Protis adında bir kumandanın idaresinde cenubî Fransa (Gaule sahillerine gelerek (Locydon) limanına hâkim bir tepe üzerinde (Masalya-Marsilya) şehrini kurdular.

Foça, İzmir - Bergama asfaltına 27 km bir şose ile bağlıdır. Cyme'den geçerek yeni Foça'ya giden sahil yolu boyunca

turistle-rin çok rağbet ettikleri plajlar vardır.

(5)

Bugün F r a n s a milletine sembol olan meşhur Frik horozu kabartması Foça'da bulunmuştur. Bu kabartmanın bir kopyesi el'an Marsilya müzesindedir. Kendisi ise Birinci Dlinya Harbine tekaddüm eden yıl-larda İzmir'deki bir R u m okulunun müze-sine götürülmüş ve İzmir yangınında içinde bulunduğu bina ile beraber yanmıştır.

H e r halde bu tarihî b a l l a r ı n tesiri ile olacaktır ki, Foça şehri ile Marsilya şehri arasındaki münasebetler yakın z a m a n a ka-dar devam etmiştir. Marsilya belediye mec-lisinin Foça'yı kardeş şehir ilân etmesi, Bi-rinci D ü n y a H a r b i n e kadar Foça ile Mar-silya arasında ticarî münasebetlerin devam etmesi gibi olaylar buna misal olarak gös-terilebilir.

Orta çağlarda 180 yıl kadar süren bir Ceneviz hâkimiyetinden sonra 1455 de F A -T İ H S U L -T A N M E H M E -T , Eski ve Yeni Foça'yı t a m a m e n zaptetmiştir.

Fatih, Foça'da namına halen istifade edilen bir C a m i yaptırmış, eski surları ta-mir ettirmiş ve Foça'yı Manisa vilâyetine bağlamıştır. K a n u n î Sultan Süleyman dev-rinde mevcut tahkimat yeniden ve esaslı surette geliştirilmiş, Bakion adası (Fener adası) burnu ile liman ağzındaki diğer bu-runa kaleler yapılmış, toplar konmak su-retiyle müstahkem bir liman haline getiril-miş ve bir Dizdar Ağası tayin edilgetiril-miştir. Fatih'in camii bu devirde tamir ettiril-miştir.

Foça'ya gelen yol şehrin doğu tarafın-da küçük bir tepeyi aşmak zoruntarafın-da kalır. Bu tepeye gelinceye kadar şehri görmek imkânsızdır, fakat tam tepenin üstünde Foça kabartma bir harita gibi ayaklarınızın altındadır. T a m bu noktada Tanrının özene

bezene yarattığı bu nefis tabiat parçasını doya doya seyretmek için arabanızı bir müddet d u r d u r m a k zorunda kalırsınız. M a a m a f i h bu duruş sizin için bir başka ba-kımdan da faydalı olacak, limanın hemen önüne serpiştirilmiş küçük altunî adacık-lardan hangisinde veya bir dantel gibi iş-lenmiş sahilin hangi koyunda kamp kura-cağınıza daha kolaylıkla karar verebilecek-siniz. Meselâ hemen karşınızda arka plân-da ve tam ortaplân-da görünen aplân-da Orak aplân-daşı- adaşıdır. Bu adanın batıya yani Ege denizi u f u k -larına bakan kıyıları yalçın kayalarla haşin deniz arasında geçen mücadelenin âbide-leşmiş ifadesini taşır. Bu kıyılarda deniz ortasında bir Aysberg gibi dimdik yüksel-miş pamuk beyazından tez pembesine kadar türlü renklerde kayalar, kenarlarda denizle dudak dudağa vermiş mağaralar, açık de-nize atılıvermiş zannedeceğiniz etrafında en az 1 5 - 2 0 kulaç sıı bulunan alçacık kaya-lıklar, bütün bunların arasında motorlu sandalların rahat rahat geçebileceği kanal-lar göreceksiniz. H o m e r o s destankanal-larında adı geçen ve Sirenlerin tatlı nağmeleriyle ge-micüere yollarını şaşırtıp kayalara çarptır-dıkları ada bu adadır. Sol tarafta ucunda fener binasının bulunduğu buran Fener ya-rımadasıdır. Bu yarımadanın her iki sahili de küçük kumlu koylara sahiptir. Şehre ba-kan kısmının güney ucunda kapalı gazino-su, duşlu soyunma kabineleri bulunan plâj sitesi inşaatı t a m a m l a n m a k üzeredir.

Şehre girerken küçük bir köprüyü ge-çersiniz. Köprünün hemen sol tarafında çamlar arasındaki bina Belediye otel, lo-kanta ve gazinosudur.

Foça'nın turizm bakımından önemi gün geçtikçe daha bariz bir şekilde ortaya

çık-maktadır. Hükümetimizin son günlerde ya-sak bölgelerin kaldırılması hususunda aldı-ğı karar bu yoldaki çalışmalara yepyeni bir yön ve hız vermiştir. Yunanistan'la Türkiye arasında ihdası düşünülen Feribot seferleri için F o ç a bir çok bakımlardan en elverişli liman olmak vasfını taşımaktadır. I C A teşkilâtı ile Turizm ve T a n ı t m a Bakan-lığının beraberce tatbik edecekleri Ege sa-hillerindeki turistik tesisler yatırımları ara-sında F o ç a yolunun onarılması ve Foça'da 50 yataklı bir Motel yapılması da vardır. Ayrıca Foça turistlerin bilhassa arzu ettik-leri Kamping sahaları itibariyle en zengin limandır. Çeşitli teşekküller bu arada İzmir H a v a Harbokulu, Manisa tümen personeli, İzmir öğretmen toplulukları muhtelif tarih-lerde F o ç a ' d a kamplar kurmuşlardır.

Türkiyenin en büyük tipte balık avcı-lığını temsil eden Anömotratalar için F o ç a Ege balık sahalarına en yakın ve en m a h -f u z liman olmak vas-fına sahiptir.

Foça'da mevsimlik balıkların dışında Çipura, Barbunya, Mercan gibi şöhretli ba-lıkları hemen her gün taze ve ucuz olarak bulmak kabildir.

Yaz tatilini veya hiç olmazsa haftalık dinlenma tatillerini Foça'da geçirmek iste-yenlerin her türlü güçlüklerini yenmeğe ça-lışan ve «Fcçayı Sevenler» adını taşıyan bir dernek turistlerimize daima hizmete hazır bulunmaktadır. Foça'nın büyük deniz çar-şısında 1 n u m a r a d a çalışan derneğin tele-f o n numarası 9 dur. Selçuk DİRİM Foçayı Sevenler Derneği Başkanı (Baştarafı 113 de) H o c a v e Ö ğ r e n c i T e m a s ı :

Konu çokluğu yanında, öğrenci sayısı-nın fazlalığı, yüksek okul hocasına endişe veriyor. İngiltere'de olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri'nde 20 öğrenciye iki pro-fesör düşmektedir. Paris'te Ecole des Beaux - Arts atölyeleri (her kısımda) bir profesörün idaresinde 7 ilâ 10 öğrenciden teşekkül ediyor. İtalya'da ve A l m a n y a ' d a büyük bir öğrenci sayısına büyük bir asistan sayısı tekabül etmektedir. F a k a t her yerde öğrenci ile hoca arasında, sıkı bir şahsî

te-mas eğilimi hissetmekteyiz. E T H Mimarlık Bölümü'nde, iki yıl önce, öğretim kadrosu-nun büyütülmesine rağmen, hâlâ, İngiliz ve Amerikan yüksek okullarındaki - 10 öğ-renciye bir profesör - uygun nisbete erişi-lemedi.

D i n a m i k G e l i ş m e :

Çok sür'atle artan nüfus, gelişmiş ül-kelerle gittikçe büyüyen sıkı temas ve bi-limsel teknik alanda görülen ilerleme özel-likle bu bilimsel bölümlerde yeni gelişme-lere yol açmaktadır. F a k a t mimarlık ve

plânlama ile ilgili eğitim müesseselerine de talepler gittikçe artıyor. Bu müesseselerin uygarlıkla ilgili amaçlar dışında, kültürel amaçları da bulunmaktadır.

Şurası aşikârdır ki İsviçre yabancı ül-kelerin işitilmemiş çabalarına ayak uydur-mak zorundadır. Hönggerberg'de E T H ' n ı n tevsi binaları için yapılan projede, mimar-lık okulunun yer ihtiyacı da, münasip şe-kilde göz önünde tutulacaktır.

(*) Werk 1961 N o . 8 den çevril-miştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bugün de 'betonla ve demirle yapı yapıldığı için, niçin o memleketin ve o milletin âdetleri, vaziyet, ik- lim ve ihtiyaçları göz önünde tutulmadan he- pmiz ayni mimariye

paviyoıı sek ; z yüz lira gibi ufak bir para ile viiccdc getirilmiş olduğundan en mahdut şerait altında en kıt vasıtalarla çalışan Türk mimarının buna rağ- men bir

Muhtelif memleketler hastahane'crinde, îon zamanlarda tatbik edilen vc yazıda bahsi oe«en, di|inda tesis edilen, bir hücredeki elektrik menbnından, katı nakit « l l i p s e

Avrupa mimarları; yukarıda söylediğim gibi son bir kaç senedenberi evvelâ nazariye şeklinde o- lan pasif korunma işini kanun, nizamname ve ta- limatname şekline konulmasından

(Mustafa III.

Mimar Kasım hayatta iken Üsküdarda Karacaah- metts Bağdat caddesi üzerinde kabrini inşa ettirmiş olup bu- rada görülen mermer sandukanın inşa tarzı ile Çinili cami

Genel bina İskeletinin statik ve neticede maliyette eko- nomik, azlık, suların akışında temizlik ve evin içine alabil- mek imkânı; düz çatıda dilatasyon ve neticesi dam - bahçe

(Bugünkü yollar; kurunu vustadan kalmış keçi yolları üzerine kaldırım döşenerek meydana gelmiştir. Bunlar mo- dern teknik neticesi hasıl olmuş değildir. Eşeklerin sallana