• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE NİN BÜYÜMESİNİN KÜRESEL EKONOMİYE DUYARLILIĞI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE NİN BÜYÜMESİNİN KÜRESEL EKONOMİYE DUYARLILIĞI"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Çalışma Raporları Sayı: 2015-2/Şubat 2015

Not: Çalışma raporunda yer alan görüşler yazarlarına ait olup T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın görüşlerini yansıtmamaktadır.

TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNİN KÜRESEL EKONOMİYE DUYARLILIĞI

Mesut Türkay, A. Murat Rasgelener

ÖZET: Bu çalışmada 1998-2013 dönemini kapsayan çeyreklik veriler ve Vektör Oto Regresif (VAR) yöntemi kullanılarak dış dünyadaki büyümenin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi ampirik olarak analiz edilmiştir.

Model sonuçları küresel ekonomideki büyümenin Türkiye’nin büyümesi üzerinde önemli bir etkisinin olduğunu ve bu etkinin örneklem dönemi günümüze yaklaştıkça arttığını göstermektedir. Ülke ve ülke gruplarına göre bakıldığında, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere göre Türkiye’nin büyümesini daha fazla etkilediği görülmektedir. Diğer taraftan, AB28’deki büyümenin Türkiye’yi ABD’deki büyümeye göre bir miktar daha fazla etkilediği bulunurken, Çin ve Japonya’nın Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi oldukça sınırlı bulunmuştur.

ABSTRACT: In this study, the effect of growth in other countries on Turkish growth rate is analyzed empirically by using quarterly data covering 1998-2013 period by employing Vector Auto Regressive (VAR) method. Model results show the global economy has an important effect on Turkey’s growth and this effect increases as the sample period approaches today. Looking by countries and country groups, advanced countries’

growth is found to affect Turkish growth more than the growth of emerging markets. On the other hand, model results imply that EU28 growth affects Turkey more than the US growth and the impact from China and Japan is found to be limited.

Hazine Uzmanı, Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü.

Hazine Uzman Yardımcısı, Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü.

(2)

1 I. Giriş

Artan ticari ve finansal küreselleşme nedeniyle ülke ekonomileri giderek birbirine daha duyarlı hale gelmişlerdir. Dünyanın bir bölgesindeki ekonomik gelişme diğer bölgeleri giderek daha fazla etkilemeye başlamıştır. Bu nedenle söz konusu yayılma etkilerinin analizi özellikle son yıllarda önem kazanmış, politika yapıcılarının daha fazla önem verdiği bir husus haline gelmiştir.

Literatürde dış dünya ekonomilerindeki gelişmelerin diğer ülkelerin makroekonomik değişkenleri üzerindeki etkisine ilişkin çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Söz konusu çalışmalar arasında, politika yapıcıların belki de en çok önem verdikleri büyümeye ilişkin analizdir. Özellikle Avrupa Birliği, ABD, Japonya ve Çin gibi dünya ekonomisinin önemli bir bölümünü teşkil eden ülke/ülke gruplarındaki büyümenin diğer ülkelere etkisi büyük önem arz etmektedir.

Bu çalışmanın amacı dünya ekonomisinde en büyük paya sahip ülkelerin ekonomik büyümesinin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisini ampirik olarak analiz etmektir. Çalışma altı bölümden oluşmaktadır. Girişin ardından ikinci bölümde konuya ilişkin kısa bir literatür taraması yer almaktadır. Üçüncü bölümde Türkiye’nin küresel ekonomiye artan entegrasyonu ve bunun ölçümüne yer verilmiştir. Dördüncü bölümde ampirik çalışmaya ilişkin veri ve yöntem anlatılırken, beşinci bölümde model sonuçları sunulmaktadır. Sonuç, çalışmanın altıncı ve son bölümüdür.

II. Literatür Taraması

Yayılma etkilerine ilişkin literatüre bakıldığında çalışmaların ağırlıklı olarak Vektör Oto Regresif (VAR) modeli kullanılarak yapıldığı görülmektedir. Özellikle son yaşanan küresel kriz sonrası dönemde yayılma etkilerinin artan önemi ve IMF gibi uluslararası kuruluşların da konuya daha fazla eğilmesiyle birlikte yapılan çalışmaların sayısında önemli bir artış olduğu görülmektedir.

IMF 2011 yılından bu yana her yıl sistemik öneme sahip ülkelere (ABD, Avro Bölgesi, Japonya, İngiltere, Çin) ilişkin gelişmelerin ve uygulanan politikaların diğer ülke ve bölgeler üzerindeki etkisini analiz etmek amacıyla yayılma etkisi raporları hazırlamaktadır. Son olarak 2014 yılında yayımlanan rapora göre, gelişmekte olan ülkelerdeki büyümenin 1 puan düşmesinin gelişmiş ülkelerin büyümesi üzerindeki etkisi 0,2 puan, gelişmiş ülkelerdeki büyümenin 1 puan düşmesinin gelişmekte olan ülkelerin büyümesi üzerindeki etkisi 0,4 puan olarak tahmin edilmektedir. Etki ülkelere göre önemli farklılıklar göstermektedir. Gelişmekte olan ülkelerle daha güçlü ticaret bağlarına

(3)

2 sahip olan Avro Bölgesi ve Japonya ekonomileri gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik yavaşlamaya ABD’ye göre daha duyarlıdır.

Kriz sonrası dönemde yapılan çalışmalara bakıldığında, Poirson ve Weber (2011) çalışmalarında 17 tane gelişmiş ülke ekonomisi için ülkelerdeki büyümelerin birbirine olan etkilerini SVAR yöntemi kullanarak incelemişlerdir. Çalışmada 1975Ç1- 2010Ç3 dönemi için GSYH (SGP) verisi kullanılmış ve ABD ekonomisinin diğer ülke ekonomileri üzerinde kayda değer etkileri olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan analize göre 1993 sonrası dönem için ABD ekonomisine verilen bir puanlık büyüme şoku 10 çeyrek içerisinde İtalya ve Fransa’nın büyümesini 0,4 puan, Almanya ekonomisinin büyümesini ise 0,3 puan artırmaktadır.

Osborn ve Vehbi (2013) 1982Ç1-2011Ç4 dönemi için Çin’deki ve ABD’deki büyüme şoklarının Avustralya ve Yeni Zelanda büyümeleri ile Yeni Zelanda makroekonomik değişkenleri (enflasyon, faiz oranı ve reel döviz kuru) üzerindeki etkilerini SVAR yöntemiyle analiz etmişlerdir.

Yapılan analiz sonucu Çin büyümesindeki bir çeyreklik bir puanlık büyüme şokunun Yeni Zelanda büyümesi üzerindeki etkisi ilk çeyrekte 0,23 puan olarak ölçülürken, Çin yerine ABD büyümesi kullanıldığında bu etki ilk çeyrek için 0,13 puan olmuştur (birikimli olarak yaklaşık 0,66 puan). Çin büyümesinin etkisi ilk çeyrekte zirve yaparken, ABD büyümesinin etkisi bir dönem gecikmeli olarak ikinci çeyrekte zirve yapmaktadır.

Bryson vd., (2013) çalışmalarında Japonya, Çin ve Avro Bölgesi büyümelerinin ABD büyümesi üzerinde etkilerini VAR metodu kullanarak incelemişlerdir. Çalışmada 1996Ç1-2013Ç2 arasındaki dönemi kapsayan çeyreklik veri seti kullanılmıştır. Çalışmaya göre Avro Bölgesi büyümesi bir puan artırıldığında ABD büyümesi yaklaşık 0,3 puan civarında yükselmektedir. Avro Bölgesi büyümesinin ABD büyümesine sınırlı etkisinin olmasının altında yatan sebep olarak ABD’nin ihracatının milli gelire oranının %13 olması ve toplam ihracatın sadece %13’ünün Avro Bölgesi’ne yapılması gösterilmiştir. Modele göre, Çin ve Japonya büyüme oranlarının artmasının ABD büyümesine etkisi oldukça sınırlıdır. Diğer taraftan ABD ekonomik büyümesindeki 1 puanlık artış Avro Bölgesi büyümesini yaklaşık 0,5 puan artırmaktadır.

Gauvin ve Rebillar (2013) Çin ekonomisindeki olası bir sert iniş senaryosunun küresel ekonomi ve diğer ülkelerin büyümesi üzerindeki etkisini analiz etmişlerdir. Küresel VAR modeli

(4)

3 kullanılarak yapılan çalışma sonuçlarına göre Çin’de ekonomik büyümenin yüzde 3 seviyesine düşmesi durumunda küresel ekonomik büyüme baz senaryodaki yüzde 4,5 seviyesinden yüzde 2 seviyesine gerilemektedir. Buna göre, Çin ekonomik büyümesindeki 1 puanlık düşüş küresel ekonomik büyümeyi yaklaşık 0,5 puan azaltmaktadır.

Lupton ve Hensley’in (2014) çalışma notunda özellikle Çin’deki büyümenin dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla VAR yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada 2000Ç1-2013Ç4 dönemi için çeşitli ülke ve ülke gruplarının çeyreklik reel GSYH büyüme oranları kullanılmış, ülkelere verilen bir puanlık büyüme şokunun dört çeyreklik birikimli etkileri incelenmiştir. Çalışma sonuçlarına göre Çin ekonomisine verilen bir puanlık büyüme şokunun dünya büyümesine dört çeyreklik birikimli etkisi 0,35 puan iken, ülkenin doğrudan etkisi de dikkate alındığında toplam etki 0,46 puan olmaktadır. Çalışmada ABD, Avro Bölgesi ve Japonya ekonomilerine verilen bir puanlık büyüme şoklarının, kendileri üzerindeki doğrudan etki de dahil olmak üzere, dünya büyümesini dört çeyrekte birikimli olarak sırasıyla 1,01 puan, 0,65 puan ve 0,28 puan etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.

III. Türkiye’nin Küresel Ekonomiye Artan Entegrasyonu

Türkiye izlenen politikalarla 1980’li yıllarla birlikte giderek daha fazla dışa açık hale gelmiş, ithalat ve ihracat rakamları hızla artmaya başlamıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 1970’lerde yıllık ortalama 1,5 milyar dolar olan ihracat miktarı 1980’lerde ortalama 7,5 milyar düzeyine, 1970’lerde yıllık ortalama 3,5 milyar dolar olan ithalat miktarı ise 1980’lerde ortalama 11,2 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır.

Literatürde ticari dışa açıklığın ölçütü olarak kullanılan ithalat ve ihracat miktarları toplamının milli gelire oranı 1980’li yıllarla birlikte artmaya başlamıştır (Grafik 1). 1979 yılında yaklaşık yüzde 6,7 olan ticari dışa açıklık oranı, 2013 yılına gelindiğinde yaklaşık yüzde 49,2 düzeyine ulaşmıştır.

Türkiye ticari anlamda, eskiye oranla çok daha fazla dünya ile eklemlenmiş durumdadır.

(5)

4 Grafik 1: Dış Ticaret Hacmi/GSYH1 (%)

Kaynak: TÜİK, Kalkınma Bakanlığı

Türkiye’nin artan ticari dışa açıklığına paralel şekilde finansal dışa açıklığı da artış eğilimindedir. Literatürde belli bir dönemde ülkeye giren özel sermaye akımları yaygın olarak finansal dışa açıklığın bir göstergesi olarak kullanılmaktadır (Aizenman, 2004). Bu çerçevede gösterge olarak kullanılan gayri safi özel sermaye girişlerinin (GSÖSG) hesaplanmasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Ödemeler Dengesi İstatistikleri temel alınmış ve GSÖSG, Finans Hesapları başlığı altındaki “yurtiçinde doğrudan yatırımlar ile portföy yatırımları ve diğer yatırımların yükümlülüklerinin” toplamı şeklinde hesaplanmıştır (Togan ve Berument, 2011). TCMB verilerine göre 1980’li yılların başında sıfır düzeyinde olan gayri safi özel sermaye girişleri, 1990’lı yıllarda ortalama 5,2 milyar dolar, 2000-2009 arasında ise ortalama yaklaşık 26,4 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Söz konusu sermaye girişlerine GSYH’ye oranla bakıldığında zaman içerisinde iniş çıkışlar olmakla birlikte yukarı yönlü trendin sürdüğü gözlenmektedir (Grafik 2).

1 Grafik 1,2 ve 3’te kullanılan dolar cinsinden GSYH serisinde 1997’ye kadar olan yıllar için T.C. Kalkınma Bakanlığı’nın TÜİK tarafından açıklanan büyüme oranlarını kullanarak yaptığı hesaplamalar, 1998 ve sonrasında ise TÜİK verileri kullanılmıştır.

(6)

5 Grafik 2: Gayri Safi Özel Sermaye Girişleri/GSYH (%)

Kaynak: TÜİK, Kalkınma Bakanlığı, TCMB

Finansal dışa açıklık stok değerler üzerinden TCMB’nın yayınladığı Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) tablosu kullanılarak da ölçülebilmektedir (Lambert ve Paul, 2002). UYP tablosundaki varlık ve yükümlülükler toplamının milli gelire oranı olarak ölçülen bu göstergeye göre de Türkiye’nin finansal dışa açıklığı artış eğilimindedir (Grafik 3). 1996 yılında yüzde 45,2 olan söz konusu oran, 2013 yılında yüzde 102,6 seviyesine ulaşmıştır.

Grafik 3: UYP (Varlıklar + Yükümlülükler)/GSYH (%)

Kaynak: TÜİK, Kalkınma Bakanlığı, TCMB

(7)

6 Ticari ve finansal dışa açıklığın artmasının bir sonucu olarak Türkiye ekonomisi dış ekonomik gelişmelerden daha fazla etkilenmeye başlamıştır. Bu çerçevede, dış ekonomik gelişmeler daha önemli hale gelmiş, yayılma etkilerinin daha kapsamlı bir biçimde analizi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

IV. Veri ve Yöntem

Bu bölümde dünya ekonomisinde önemli ağırlığa sahip ülke/ülke gruplarının büyümesinin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi ampirik olarak analiz edilecektir. Çalışmada, Türkiye’nin büyüme oranı (TRG), dünya büyüme oranı (WG), gelişmiş ülkelerin büyüme oranı (DMG), gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranı (EMG), ABD büyüme oranı (USG), Avrupa Birliği büyüme oranı (EUG), Japonya büyüme oranı (JG) ve Çin büyüme oranı (CNG) değişken olarak kullanılacaktır.

Dünya Bankası veri tabanından temin edilen büyüme verileri mevsimsel düzeltilmiş olarak kullanılmıştır. Çalışmada 1998Ç1-2013Ç4 dönemini kapsayan çeyreklik veriler kullanılacaktır.

Çalışmada kullanılan büyüme verileri mevsimsel düzeltilmiş milli gelir serisinin birinci farkı alınarak elde edilmiştir. Seriler Genişletilmiş Dickey-Fuller ve Phillips-Perron testleri sonuçlarına göre birim kök içermemektedir. Ampirik analiz vektör oto regresif (VAR) modeli kullanılarak yapılacaktır.

VAR modeli çerçevesinde etki-tepki analizleri gerçekleştirilecektir.

Vektör Oto Regresif (VAR) modeli seçilen bütün değişkenleri birlikte ele almakta ve bir sistem bütünlüğü içinde incelemektedir. Kesin bir biçimde içsel veya dışsal değişken ayrımı yoktur.

Ekonometrik modelin şekillendirilmesi aşamasında belirli bir modelin oluşumuna etki eden katı bir iktisadi teorinin varlığı kabul edilmemektedir. İktisadi teorinin öne sürdüğü kısıtlamaların, varsayımların, model tanımını bozmasına izin verilmemekte, değişkenler arası ilişkiler konusunda ön kısıt konulmamaktadır (Özgen ve Güloğlu, 2004).

VAR modelleri özellikle makroekonomik değişkenler arasındaki ilişkilerin incelenmesinde ve rassal şokların değişkenler sistemine olan dinamik etkisinin incelenmesinde kullanılmaktadır. VAR modellerinin kullanıldığı alanlar Granger nedensellik analizi, etki tepki analizi ve varyans ayrıştırma analizidir (Enders, 2004).

Bu çerçevede, elimizde y ve z gibi iki değişken olduğunu varsayalım. Bunların ikisinin de birbirini etkilediğini düşünelim. Hangi değişkenin bağımlı hangi değişkenin bağımsız olduğunu tam olarak ayırt edemediğimizi varsayalım. yt değişkeninin zt değişkeninin şimdiki ve geçmiş

(8)

7 değerlerinden etkilendiği ve zt ‘nin de yt değişkeninin şimdiki ve geçmiş değerleri tarafından belirlendiği iki denklemli bir model oluşturulsun. Bu durumda, iki değişkenli VAR modeli aşağıdaki gibi ifade edilmektedir:

yt t

t y

t

y z

y

11 1

12 1

(2.1)

zt t

t z

t

y z

z

21 1

22 1

2.1 numaralı denklemde gösterilen bir VAR sistemidir. Burada zt ve yt’nin durağan oldukları

varsayılmaktadır. Ayrıca yt

ve zt sıfır ortalama ve sabit varyansla dağılan ve ortak varyansları sıfır olan hata terimlerini göstermektedir. Bir VAR modelinin iki boyutu bulunmaktadır. Bunlardan birincisi gecikmenin uzunluğudur. VAR modelindeki gecikmenin uzunluğu, o modelin kaçıncı düzeyden VAR olduğunu göstermektedir. O halde gecikme t-p’ye kadar uzamışsa, söz konusu VAR p’inci dereceden VAR olarak adlandırılmaktadır. VAR modelinde optimal gecikme uzunlukları Akaike, Schwarz, Hannan-Quinn vb. kriterlerle sağlanmaktadır. VAR’ın diğer boyutu ise modeldeki değişken sayısıdır (k). 2.1 numaralı eşitlikte p=1 ve k=2’ dir.

Vektör Oto Regresif (VAR) modellerine ilişkin ön açıklamadan sonra daha önce de belirtildiği gibi Türkiye’nin büyümesinin diğer ülke/ülke gruplarının büyümesinden nasıl etkilendiği VAR modeli çerçevesinde ampirik olarak analiz edilecektir. Mevsimsel düzeltilmiş büyüme serileri birim kök içermediğinden doğrudan modele dahil edilebileceklerdir.

VAR modellerinde değişkenlerin sıralaması büyük önem taşımaktadır. Diğer değişkenler üzerinde etki gücü en yüksek olan dışsal değişkenler baş sıralara konmaktadır. Bizim modelimizde dünya ekonomisini etkileme gücü ve potansiyeli en yüksek olan ABD ilk sıraya, Avrupa Birliği ise ikinci sıraya konacaktır. Onları Japonya ve Çin takip edecektir. Türkiye, modelde kapsanan ülke ve ülke grupları arasında küresel ekonomi içerisinde göreli olarak daha küçük bir ülke olması ve diğer ülkeleri etkileme gücünün nispeten az olması sebebiyle son sıraya konacaktır. Literatüre paralel olarak oluşturulan sıralama şu şekildedir:

USG EUG JG CNG TRG (2.2)

(9)

8

VAR modeli kurulurken dikkat edilmesi gereken konuların başında gecikme sayısının belirlenmesi yer almaktadır. Gecikme uzunluğunu belirlemek için AIC (Akaike Bilgi Kriteri), SC (Schwarz Bilgi Kriteri), FPE (Final Prediction Error) gibi kriterlerden faydalanılmaktadır.

Modellerimizde gecikme uzunluğu 1 olarak tespit edilmiştir.

Tahmin dönemimiz olan 1998-2013 yılları arasında yaşanan ekonomik krizler nedeniyle Türkiye’nin büyümesi oldukça oynak bir yapı sergilemiştir. Birçoğu dışsal nedenlerden ziyade ülkenin kendine özgü koşullarından kaynaklanan ve serilerde kırılmalara yol açan bu dalgalanmalar veri kalitesini düşürmüştür. Türkiye’nin makroekonomik verilerinin bu özelliği ampirik çalışmalar açısından ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Söz konusu sıkıntıyı azaltmak amacıyla dalgalanmaların arttığı kriz dönemleri için gölge değişken kullanılması uygun görülmektedir. Bu nedenle 1999 ve 2001 yıllarına ilişkin gölge değişkenler2 oluşturulmuş ve modele dahil edilmiştir.

V. Model Sonuçları

Çalışmada 3 farklı VAR modeli kullanılarak ülke grupları ve ülkelerin büyümesindeki değişimin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi 3 farklı örneklem dönemi kullanılarak analiz edilmiştir. Öncelikle iki değişkenli VAR modeli kullanılarak dünya ekonomisindeki büyümenin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu modelde sıralama dünya ekonomisindeki büyüme ve Türkiye’nin büyümesi şeklindedir. İkinci olarak, üç değişkenli VAR modeli kullanılarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyümesinin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu modelde sıralama literatüre paralel şekilde gelişmiş ülkelerin büyümesi, gelişmekte olan ülkelerin büyümesi ve Türkiye’nin büyümesi şeklindedir. Bu iki modelin sonuçları aşağıdaki 3.1 nolu tabloda görülmektedir.

2 1999 yılına ilişkin gölge değişken yılın ilk çeyreğinde bir değerini, diğer tüm dönemlerde ise sıfır değerini almaktadır. 2001 yılı için oluşturulan gölge değişken ise yılın ilk, ikinci, üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde bir, diğer tüm dönemlerde sıfır değerini almaktadır.

(10)

9 Tablo 3.1: İlgili Ülke Grubunun Büyümesindeki 1 Puanlık Değişimin Türkiye’nin Büyümesi

Üzerindeki Etkisi

Analiz Dönemi Dünya Gelişmiş Gelişmekte

1998-2013 1,10 1,00 0,97

2003-2013 1,40 1,31 0,96

2007-2013 1,90 1,83 0,98

Sonuçlara göre, 1998-2013 dönemi örneklem olarak kullanıldığında, dünya ekonomisinin büyümesindeki 1 puanlık değişimin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi 1,1 puan olarak bulunmuştur. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke grubunun büyümesindeki 1 puanlık değişimin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi ise sırasıyla 1 ve 0,97 puan olarak bulunmuştur.

Örneklem dönemi değiştiğinde analiz sonuçlarında önemli değişiklikler gözlenmektedir.

Türkiye’nin dünya ile artan entegrasyonuna paralel şekilde dış dünyanın Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi giderek artmaktadır. En geniş örneklem döneminde dünya ekonomisindeki 1 puanlık büyüme değişiminin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi 1,1 puan iken, örneklem 2007-2013 olarak değiştirildiğinde etki 1,9 puana yükselmektedir. Benzer şekilde gelişmiş ülkelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisi artarken gelişmekte olan ülkelerin etkisinde önemli bir değişiklik gözlenmemektedir.

Üçüncü olarak dünya ekonomisinde önemli ağırlığa sahip olan ülkelerin büyümesindeki değişimin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi analiz edilmiştir. 5 değişkenli VAR modelinin sonuçları aşağıdaki 3.2 nolu tabloda verilmiştir.

Tablo 3.2: İlgili Ülkenin Büyümesindeki 1 Puanlık Değişimin Türkiye’nin Büyümesi Üzerindeki Etkisi

Analiz Dönemi AB28 ABD Japonya Çin

1998-2013 0,97 0,57 -0,03 0,13

2003-2013 1,24 0,91 -0,12 0,35

2007-2013 1,49 1,34 -0,10 0,12

Tabloda ele alınan analiz dönemine göre sonuçların farklılık arz ettiği görülmektedir. En geniş veri seti kullanılarak 1998-2013 dönemi ele alındığında, AB28’deki büyümenin 1 puan artması sonucunda Türkiye’de büyümenin 0,97 puan arttığı görülmektedir. ABD’de büyümenin 1 puan

(11)

10 artması ise Türkiye’de büyümeyi 0,57 puan artırmaktadır. Japonya ve Çin’de büyümenin değişmesinin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi sınırlı görünmektedir.

Sonuçlar Türkiye’nin ticari ve finansal ilişkileriyle tutarlılık göstermektedir. AB28 ülkeleri Türkiye’nin ihracatının yarısına yakınını teşkil etmeleri sebebiyle Türkiye’yi en çok etkileyen grup olarak öne çıkmaktadır. Türkiye’nin ABD ile ikili ticari ilişkileri sınırlı olmasına karşılık ABD özellikle finansal ve beklentiler kanalından Türkiye’yi etkilemektedir. Çin ve Japonya ile gerek ticari gerekse finansal ilişkilerin sınırlı olması sonuçlara da yansımıştır.

Dikkat çekici bir husus da model sonuçlarının incelenen döneme göre önemli ölçüde farklılık göstermesidir. AB28 ve ABD’deki büyümenin Türkiye üzerinde etkisi analiz dönemi son yıllara yaklaştıkça artmaktadır. Örneğin, 1998-2013 dönemi örneklem olarak kullanıldığında AB28’deki 1 puanlık büyüme değişiminin Türkiye üzerindeki etkisi 0,97 puan iken, 2007-2013 dönemi kullanıldığında etki 1,49 puana yükselmektedir. Benzer şekilde, 1998-2013 dönemi örneklem olarak kullanıldığında ABD’deki 1 puanlık büyüme değişiminin Türkiye üzerindeki etkisi 0,57 puan iken, 2007-2013 dönemi kullanıldığında etki önemli ölçüde artarak 1,34 puana yükselmektedir. Söz konusu etkilerin artması Türkiye’nin dış dünyayla artan ticari ve finansal ilişkileri ile tutarlılık arz etmektedir.

VI. Sonuç

Çalışmada 1998-2013 dönemini kapsayan çeyreklik veriler ve Vektör Oto Regresif (VAR) yöntemi kullanılarak dış dünyadaki büyümenin Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi ampirik olarak analiz edilmiştir. 3 farklı model kullanılarak yapılan çalışmanın sonuçlarına göre 1998-2013 dönemi örneklem olarak kullanıldığında dünya ekonomisindeki 1 puanlık büyüme şoku Türkiye’nin büyümesini 1,1 puan etkilemektedir. Aynı dönemde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki 1 puanlık büyüme şokunun etkileri sırasıyla 1 ve 0,97 puan olarak tahmin edilmiştir. Çalışmada örneklem dönemi günümüze yaklaştıkça etkilerin büyüklüğünün arttığı görülmektedir. Örneğin 2007-2013 dönemi örneklem olarak kullanıldığında, dünya ekonomisindeki 1 puanlık büyüme şokunun Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi 1,9 puan olarak tahmin edilmiştir. Türkiye’nin dış dünya ile gerek ticari gerekse finansal olarak giderek artan ilişkileri söz konusu sonucun temel nedeni olarak görülmektedir. Dış dünyaya artan entegrasyon nedeniyle Türkiye’nin büyümesi giderek daha fazla dış gelişmelere duyarlı hale gelmektedir. Benzer sonuç ülke ve ülke grupları kullanılarak oluşturulan

(12)

11 VAR modeli analizlerinde de görülmektedir. Model sonuçlarına göre, 1998-2013 dönemi örneklem olarak kullanıldığında, AB28 ve ABD’deki 1 puanlık büyüme şokunun Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi sırasıyla 0,97 ve 0,57 puan olarak bulunmuştur. 2007-2013 dönemi örneklem olarak kullanıldığında ise diğer modellere paralel olarak etki artmış, AB28 için 1,49, ABD için ise 1,34 puana yükselmiştir. Japonya ve Çin’deki büyüme şokunun Türkiye’nin büyümesi üzerindeki etkisi sınırlı ticari ve finansal ilişkiler nedeniyle düşük bulunmuştur.

VII. Kaynakça:

Aizenman, J. (2004). Financial Opening and Development: Evidence and Policy Controversies. American Economic Review, 92(2), ss. 65-70.

Bryson, J. H., Iqbal, A. ve Miller, M. (2013). Is U.S. Growth Sensitive to Foreign Growth? Wells Fargo Securities, Economics Group, Special Commentary, 9 Aralık.

Enders, W. (2004). Applied Econometric Time Series. John Wiley & Sons, Inc. Danvers. MA.

Gauvin, L. ve Rebillard, C. (2013). Towards Recoupling? Asessing the Impact of a Chinese Hard Landing on Commodity Exporters: Results from Conditional Forecast in a GVAR Model.

http://economix.fr/pdf/seminaires/lunch/BdF_Gauvin_Rebillard2013-China_GVAR.pdf IMF (2014). 2014 Spillover Report. IMF Policy Paper.

Lambert, F. ve Laurent, P. (2002).The International Investment Position: Measurement Aspects and Usefulness for Monetary Policy and Financial Stability Issues. BOPCOM-02/74, Fifteenth Meeting of the IMF Committee on Balance of Payments Statistics Canberra, Australia, October 21–25.

Lupton, J. ve Hensley, D. (2014). Global Spillovers from China. JPMorgan Chase Bank NA, Economic Research Global Data Watch, Economic Research Note, 31 Ocak.

Osborn, D. R. ve Vehbi, T. (2013). Empirical Evidence on Growth Spillovers from China to New Zaeland. New Zealand Treasury Working Paper 13/17.

Özgen, F. B. ve Güloğlu, B. (2004). Türkiye’nin İç Borçlarının İktisadi Etkilerinin VAR Tekniğiyle Analizi.

ODTÜ Gelişme Dergisi, Haziran 2004, Sayı 31, ss. 93-114.

Poirson, H. ve Weber, S. (2011). Growth Spillover Dynamics from Crisis to Recovery. IMF Working Paper, WP/11/218.

Togan, S. ve Berument, H. (2011). Cari İşlemler Dengesi, Sermaye Hareketleri ve Krediler. Bankacılar, Eylül 2011, Sayı 78, ss. 3-21.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası web sitesi, http://www.tcmb.gov.tr

Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı web sitesi, http://www.kalkinma.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu web sitesi, http://www.tuik.gov.tr

Uluslararası Para Fonu (IMF) web sitesi, http://www.imf.org

Referanslar

Benzer Belgeler

Öte yandan TCMB, TL cinsi zorunlu karşılıkların standart altın olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınırın da %30'a kadar yükseltilebileceğini

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre sanayi üretim endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %4,4 yükselerek beklentilerin üzerinde

Vergi gelirleri, Ekim ayındaki hızlı artışa karşılık yılın ilk on aylık döneminde iç talebin zayıf seyrine bağlı olarak bir önceki yılın aynı dönemine

16 Nisan itibarıyla toplam kredi hacmi 2009 yılsonuna göre %5,8 oranında artarak TL423,5 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir.. Bu dönemde tüketici kredileri %8,2 oranında

Hızlı büyüyen gelişmekte olan ülke ekonomilerinde sermaye girişleri nedeniyle yerel para birimlerinin değerlenmesi ve ekonominin aşırı ısınması gibi sorunlar

► Haziran ayında sona eren ikinci niceliksel genişleme paketine rağmen ekonomik aktivitenin istenilen seviyeye ulaşamadığı ABD’de, piyasalar Temmuz ayı boyunca

 TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Haziran ayında takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %4,2 oranında

2011 yılının ilk çeyreğinden itibaren yıllık büyüme hızı yavaşlayan Türkiye ekonomisi, 2012 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine