• Sonuç bulunamadı

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ

GELİŞMELER

İktisadi Araştırmalar Bölümü Ağustos 2011

Yılın ikinci çeyreğinde, gelişmiş ülkelerdeki yavaşlama paralelinde dünya ekonomisindeki büyüme ivme kaybetmiştir. Japonya’da meydana gelen depremin ardından ortaya çıkan arz yönlü kesintiler küresel ekonomik aktivite üzerinde aşağı yönlü baskıları artırırken, Euro Alanı’ndaki borç sorununa ilişkin belirsizlikler devam etmiştir.

Haziran ayında sona eren ikinci niceliksel genişleme paketine rağmen ekonomik aktivitenin istenilen seviyeye ulaşamadığı ABD’de, piyasalar Temmuz ayı boyunca Kongre’de yapılan ve üst limite ulaşmış olan borç stokunu hedef alan bütçe görüşmelerine odaklanmıştır. 31 Temmuz tarihinde bütçe görüşmelerinde uzlaşma sağlandığı açıklanmıştır. 2 Ağustos’ta bütçe düzenlemelerinin Senato’da da onaylanmasının ardından ABD’de borç stoku üst limitinin artırılmasına ilişkin belirsizliklerin kısa vadede giderilmesine karşılık kamu harcamalarının kısılmasını içeren tasarruf planının da etkisiyle ülkedeki ekonomik aktivitenin zayıf bir performans sergilemeye devam edeceği öngörülmektedir. Bu çerçevede, ABD bütçesine ilişkin olumsuz değerlendirmelerin önümüzdeki yıllarda da piyasaların gündeminde yer alacağı düşünülmektedir.

15 Temmuz’da Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA) Avrupa’da faaliyet gösteren 90 bankanın ekonomik ve finansal şoklara karşı dayanıklılığını ölçen stres testi sonuçlarını açıklamıştır. Test sonuçlarına göre İspanya’da 5, Yunanistan’da 2 ve Avusturya’da 1 banka olmak üzere toplamda 8 banka testin öngördüğü asgari %5’lik birinci kuşak (Tier 1) sermaye yeterlilik oranını sağlayamayarak başarısız olmuştur. Genel olarak, Avrupa bankacılık sistemine ilişkin beklentilerden olumlu bir görünüme işaret eden stres testi sonuçları piyasadaki endişeleri giderme konusunda yetersiz kalmıştır.

Temmuz ayının ikinci yarısında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının cari açığa yönelik yaptıkları değerlendirmeler ve yurtdışındaki belirsizlikler sonucunda yurtiçi piyasalar da zayıf bir görünüm sergilemiştir. Bu dönemde, İMKB-100 Endeksi aşağı yönlü bir seyir izlerken, TL değer kaybetmiştir. Yurtdışı piyasalarda artan risk algılamasına bağlı olarak TCMB 4 Ağustos’ta düzenlediği ara toplantıda politika bileşiminde değişikliğe gitmiştir.

İÇİNDEKİLER

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler... 2 Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler... 3 Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler... 7

(2)

1

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Yılın ikinci çeyreğinde, gelişmiş ülkelerdeki yavaşlama paralelinde dünya ekonomisindeki büyüme ivme kaybetmiştir. Japonya’da meydana gelen depremin ardından ortaya çıkan arz yönlü kesintiler küresel ekonomik aktivite üzerinde aşağı yönlü baskıları artırırken, Euro Alanı’ndaki borç sorununa ilişkin belirsizlikler devam etmiştir. Kriz sonrası dönemde gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın istikrar kazanmamış olması bu ülkelerin merkez bankalarının çıkış stratejilerini uygulamalarına izin vermemekte ve uluslararası piyasalardaki likidite koşullarına olumlu katkıda bulunmaktadır. Aynı dönemde, gelişmekte olan ülkelerde ise iç talep kaynaklı güçlü büyüme eğiliminin devam etmesi sonucunda enflasyonist baskıların belirginleşmesi bazı ülkelerde politika faizlerinin artırılmasına neden olmuştur. Ülke grupları arasındaki bu farklar gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının güçlenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak bu durum, ısınma işaretleri gözlenen gelişmekte olan ülkelerde finansal sisteme ilişkin kırılganlıkların azaltılabilmesi için sermaye girişleri üzerindeki kontrollerin daha sıkı bir şekilde uygulanabileceğine işaret etmektedir. Nitekim, son dönemde sermaye girişlerinin hızlı bir şekilde arttığı Brezilya’da politika yapıcılar türev araçlar üzerinden gerçekleştirilen işlemlerdeki vergi oranlarını artırmıştır. Önümüzdeki dönemde, diğer gelişmekte olan ülkelerde de sermaye akımlarının kontrolüne ilişkin benzer önlemlerin alınabileceği düşünülmektedir.

Haziran ayında sona eren ikinci niceliksel genişleme paketine rağmen ekonomik aktivitenin istenilen seviyeye ulaşamadığı ABD’de, piyasalar Temmuz ayı boyunca Kongre’de yapılan ve üst limite ulaşmış olan borç stokunu hedef alan bütçe görüşmelerine odaklanmıştır. Kredi derecelendirme kuruluşlarının ABD’yi borç stoku üst limitinin artırılmasına ilişkin düzenlemelerin 2 Ağustos’a kadar gerçekleştirilmemesi durumunda ülkenin kredi notunun indirilebileceği konusunda uyarmaları nedeniyle belirsizlikler artmıştır. Ayrıca, Kongre’de yapılan görüşmelerin tahmin edilenden uzun sürmesi piyasalardaki risk algılamasının yükselmesinde etkili olmuştur. Öte yandan, 31 Temmuz tarihinde bütçe görüşmelerinde uzlaşma sağlandığı açıklanmıştır. Buna göre borç üst limitinin $2,1 trilyon artırılması hususunda anlaşmaya varılmış buna karşılık bütçe harcamalarında 10 yıllık bir dönemde $2,4 trilyona kadar kesintiye gidilebileceği öngörülmüştür. ABD’de borç stoku üst limitinin artırılmasına ilişkin belirsizliklerin kısa vadede giderilmesine karşılık kamu harcamalarının kısılmasını içeren tasarruf planının da etkisiyle ülkedeki ekonomik aktivitenin zayıf bir performans sergilemeye devam edeceği öngörülmektedir. Bu çerçevede, ABD bütçesine ilişkin olumsuz değerlendirmelerin önümüzdeki yıllarda da piyasaların gündeminde yer alacağı düşünülmektedir.

15 Temmuz’da Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA) Avrupa’da faaliyet gösteren 90 bankanın ekonomik ve finansal şoklara karşı dayanıklılığını ölçen stres testi sonuçlarını açıklamıştır. Test sonuçlarına göre İspanya’da 5, Yunanistan’da 2 ve Avusturya’da 1 banka olmak üzere toplamda 8 banka testin öngördüğü asgari

%5’lik birinci kuşak (Tier 1) sermaye yeterlilik oranını sağlayamayarak başarısız olmuştur. Testte başarısız olan bankaların €2,5 milyarlık ek sermayeye ihtiyaç duyduğu tespit edilmiştir. Testi geçen bankalardan 16’sının da başarısızlık sınırına yakın sonuçlar aldığı belirtilmiştir. Genel olarak, Avrupa bankacılık sistemine ilişkin beklentilerden olumlu bir görünüme işaret eden stres testi sonuçları piyasadaki endişeleri giderme konusunda yetersiz kalmıştır. Stres testi standartlarının düşük seviyelerde tutulduğuna yönelik görüşler gündeme gelmiştir.

Temmuz ayının ikinci yarısında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının cari açığa yönelik yaptıkları değerlendirmeler ve yurtdışındaki belirsizlikler sonucunda yurtiçi piyasalar da zayıf bir görünüm sergilemiştir. Bu dönemde, İMKB- 100 Endeksi aşağı yönlü bir seyir izlerken, TL değer kaybetmiştir. Yurtdışı piyasalarda artan risk algılamasına bağlı olarak TCMB 4 Ağustos’ta düzenlediği ara toplantıda politika bileşiminde değişikliğe gitmiştir. Önümüzdeki dönemde, Türkiye ekonomisi açısından kırılganlık unsuru olarak değerlendirilen cari açığın seyrine ve daraltılmasına ilişkin gelişmelerin yurtiçi piyasaların seyri üzerinde etkili olacağı düşünülmektedir.

Gelişmiş ülkelerdeki gevşek para politikaları gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını destekliyor.

ABD’de borç üst limiti artırıldı.

Stres testi sonuçlarının gerçekçiliği sorgulanıyor.

Yurtiçi piyasalar baskı altında…

(3)

2

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler

ABD Merkez Bankası (Fed) 12 Temmuz’da açıkladığı toplantı tutanaklarında Haziran ayında sonlandırılan ikinci niceliksel genişleme sürecinin ardından Fed’in nasıl bir çıkış stratejisi izleyeceğinin yol haritasını çizmiştir. Mevcut ekonomik koşullar çerçevesinde kısa vadede mevcut politikalardan çıkış sürecine girilmesinin mümkün olmadığı belirtilirken, zamanlama için özellikle istihdam artışının ve fiyat istikrarının sağlanmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Bu koşullar sağlandığında Fed politika faizini artırma yolunda uygun ortamın yaratılabilmesi için geçici olarak rezervlerini azaltma yoluna gidecektir. Politika faizinin artırılmaya başlanmasıyla birlikte bir sonraki aşamada Fed elinde bulunan tahvilleri üç ila beş yıllık bir vadede azaltarak çıkış stratejisini sonlandıracaktır. Ancak, 2012 yılı ortalarına kadar söz konusu koşulların sağlanması mümkün görülmemektedir.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) 7 Temmuz’daki toplantısında politika faizlerini beklentiler paralelinde 25 baz puan artırarak %1,50’ye yükseltmiştir. Toplantı sonrasında yaptığı açıklamada ECB Başkanı Trichet, orta vadede enflasyona ilişkin yukarı yönlü risklerin artmış olduğuna dikkat çekmiştir. Ekonomik aktivitenin yılın ikinci çeyreğinde bir miktar ivme kaybettiğini ifade eden Trichet, finansal piyasalardaki krizin reel ekonomiye sıçrama ihtimalinin belirsizlikleri artırdığını açıklamıştır.

21 Temmuz’da Avrupa Birliği Yunanistan’a yönelik €109 milyar büyüklüğünde yeni bir kurtarma paketi üzerinde anlaşmaya varmıştır. Ayrıca, özel sektörün de gönüllülük esasına göre elinde bulunan tahvilleri daha uzun vadeli tahvillerle değiştirerek bu tutara €50 milyar ek destek sağlayacağı öngörülmüştür. Bu çerçevede, yeni kurtarma paketinin toplam büyüklüğü €159 milyar düzeyine ulaşmıştır. Yunanistan’a yönelik ikinci yardım paketinin onaylanmasıyla birlikte bu ülkeye yapılacak toplam yardım miktarı 2010 yılı milli gelirine yaklaşmıştır.

Japonya’da depremin ardından yaşanan arz yönlü sıkıntıların hafiflemesiyle iktisadi faaliyet toparlanma eğilimine girmiştir. Bu gelişmenin ihracata destek verdiğini vurgulayan Japonya Merkez Bankası (BoJ) iç talebin de giderek iyileştiğini belirtmiştir. Öte yandan, son dönemde küresel ekonomiye ilişkin endişeler ve Japon ekonomisindeki toparlanma paralelinde Yen değer kazanmış ve BoJ’un Yen’e müdahale edebileceği konusu gündeme gelmiştir. $/¥ paritesi 29 Temmuz itibarıyla 76,7 düzeyindedir.

Çin Merkez Bankası (PBC) Temmuz ayında ekonomiyi soğutmak için önlem almaya devam etmiş ve 6 Temmuz’da politika faizini 25 baz puan artırmıştır.

Merkez Bankası’nın almış olduğu önlemlerin ekonomik aktivite üzerindeki etkileri görülmeye başlanmıştır. Nitekim, Haziran ayında üretimin öncü göstergelerinden satın alma yöneticileri endeksi (PMI) son 27 ayın en düşük düzeyine gerilemiştir.

Çin’de üretimin bir miktar yavaşlamasıyla birlikte önümüzdeki dönemde enflasyonun da biraz gerilemesi beklenmektedir.

Kaynak: IIF ABD Merkez Bankası çıkış

stratejisini açıkladı.

Japonya ekonomisi toparlanıyor.

Çin Merkez Bankası’nın aldığı önlemlerin etkileri görülmeye başlandı.

ECB’den faiz artırımı…

Yunanistan’a ikinci yardım paketi…

(4)

3 Temmuz ayında €/$ paritesi dalgalı bir seyir izlemiştir. Euro Alanı’nda Yunanistan’ın temerrüde düşebileceği, diğer sorunlu ülkelerin ardından İtalya’nın da borçlarını çeviremeyeceği endişeleri Euro’nun değer kaybetmesine neden olmuştur. Ancak, ABD’de borç stoku üst limitinin yükseltilmesine ilişkin belirsizlik nedeniyle Dolar’ın Euro karşısındaki kazanımları sınırlı olmuştur. Yunanistan’a yönelik yeni kurtarma paketinin kabul edilmesi ise €/$ paritesini yukarı çekmiştir. 29 Temmuz itibarıyla €/$ paritesi 1,4395 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Son dönemde ABD ve Euro Alanı’ndaki gelişmeler küresel risk algılamasının yükselmesine neden olmuştur. Bu çerçevede, yatırımcıların güvenli limanlara yönelmesiyle altın fiyatları bir ay içerisinde yaklaşık $/ons 130 artarak rekor seviyelere yükselmiştir. Temmuz ayında %8,4 artan altın fiyatları 29 Temmuz itibarıyla $/ons 1.626 düzeyinde bulunmaktadır. Petrol fiyatları ise Temmuz ayı genelinde $/varil 120’nin altında yatay bir seyir izlemiş, 29 Temmuz itibarıyla $/varil 116 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Kaynak: Reuters

Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler

Yılın ikinci çeyreğinde sanayi üretimi bir miktar ivme kaybetmesine rağmen güçlü seyrini korumuştur. Mayıs ayında sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %8 artış kaydetmiştir. Yılın ilk çeyreğinde %14,2 oranında artan sanayi üretimi Nisan- Mayıs döneminde %8,4 ile daha ılımlı bir büyümeye işaret etmektedir. Öncü göstergeler sanayi üretimindeki yavaşlamanın Haziran ayında da devam ettiğini göstermektedir.

Ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın etkileri kapasite kullanım oranının (KKO) üzerinde de gözlenmektedir. Temmuz ayında KKO %75,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış KKO verilerindeki yavaşlama ise daha belirgindir. Ocak ayından bu yana düşüş trendinde olan mevsimsellikten arındırılmış KKO Temmuz ayında %73,2 seviyesine gerilemiştir.

Kaynak: TCMB

1.485

1.626

1.450 1.500 1.550 1.600 1.650

May.11 Haz.11 Tem.11

Altın Fiyatları ($/ons)

68 70 72 74 76 78

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11

(%) Kapasite Kullanım Oranı ( Mevsimsellikten Arındırılmış) Altın fiyatları rekor

seviyelere yükseldi.

ABD ve Euro Alanı’ndaki gelişmeler €/$ paritesinin seyri üzerinde etkili oldu.

Kapasite kullanım oranı kriz öncesi seviyelerin altında…

Sınai üretim artışı ivme kaybediyor.

(5)

4 TCMB tarafından açıklanan verilere göre Temmuz ayında reel kesim güven endeksi 114,1 seviyesine gerilemiştir. Bu durum, TCMB’nin almış olduğu tedbirler çerçevesinde iktisadi faaliyetin daha ılımlı bir performans sergileyeceği öngörülerine paralel bir görünüme işaret etmektedir. Haziran ayında bir miktar yükselen tüketici güven endeksi halen olumlu görünüme işaret eden 100 seviyesinin altında seyretmektedir.

Kaynak: TÜİK

Hanehalkı İşgücü Anketi’ne göre Nisan ayında işsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 2,1 puanlık düşüşle %9,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Böylece, 2010 yılındaki gerileme eğilimi devam eden işsizlik oranı tek haneli düzeylere inmiştir.

Söz konusu dönemde, tarım dışı işsizlik oranının da %12,5’e gerilediği görülmektedir. Önümüzdeki dönemde işsizlik oranının mevsimsel etkiler nedeniyle düşmeye devam etmesi beklenmektedir.

Haziran ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %19,3 artışla $11,4 milyara, ithalat ise %41,7 artışla $21,6 milyara yükselmiştir. Böylece, Haziran’da dış ticaret açığı $10,2 milyar ile aylık bazda rekor seviyeye ulaşmıştır. Bu dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı %62,6’dan %52,8’e gerilemiştir. Yılın ilk yarısına bakıldığında ise ithalatın ihracattan hızlı artması sonucunda dış ticaret açığındaki genişleme eğiliminin devam ettiği görülmektedir. İlk altı aylık dönemde, önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %19,9, ithalat %43,4 artış kaydetmiştir.

Kaynak: TÜİK

96,4 114,1

80 85 90 95 100 105 110 115 120 125

Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11

Tüketici Güven Endeksi Reel Kesim Güven Endeksi Eşik

0 2 4 6 8 10 12

40 45 50 55 60 65 70 75

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran

İhracatın İthalatı Karşılama Oranı 2010

2011

Dış Ticaret Açığı (sağ eksen) Aylık bazda rekor dış ticaret

açığı…

(%) (milyar $)

Öncü göstergeler…

İşsizlik oranı tek haneli seviyelerde…

(6)

5 Otomotiv sektörü Haziran ayında da ihracat artışına en fazla katkıyı sağlayan sektör olmuştur. Nitekim, bu dönemde motorlu kara taşıtları en fazla ihraç edilen ürün olurken; ithalatta ise mineral yakıt ve yağlar birinci sıradaki yerini korumuştur.

Ancak, yüksek düzeyine rağmen mineral yakıt ve yağların ithalatının son üç aylık dönemde gerilediği dikkat çekmektedir. Bu gelişme, ikinci çeyrekten itibaren iktisadi faaliyette görülen ivme kaybının enerji talebine yansıdığına işaret etmektedir. Öte yandan, en önemli ihraç pazarı konumunda bulunan AB ülkelerindeki gelişmeler önümüzdeki dönemde ihracat üzerinde etkili olabilecektir.

Merkez Bankası’nın önlemleri çerçevesinde yavaşlayan ekonomik aktiviteye ek olarak son dönemde Türk Lirası’daki değer kaybının yılın ikinci yarısında dış ticaret açığına olumlu yansıyabileceği düşünülmektedir. TCMB’nin Enflasyon Raporu’nda diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden ayrışan TL’deki değer kaybının “arzu edilen” bir gelişme olduğunu belirtmesi kurun düzeyinin bir süre daha dış ticareti destekleyici düzeyde seyredeceğine işaret etmektedir. Ancak, dış pazarlardaki makroekonomik sorunlar nedeniyle görece zayıf seyreden ihracat, dış ticaret açığında beklenen iyileşmeyi sınırlandırabilecektir.

Mayıs ayında cari işlemler dengesi beklentiler paralelinde gerçekleşerek $7,8 milyar düzeyinde açık vermiştir. Yılın ilk 5 ayında cari işlemler açığı %121 artarak

$37,3 milyara ulaşmıştır. Bu gelişmede dış ticaret açığının hızlı bir şekilde genişlemesi etkili olmuştur. Öte yandan, 12 aylık kümülatif cari açık da Mayıs 2011 itibarıyla $68 milyarı aşarak yeni rekor seviyeye yükselmiştir.

(milyon $) Mayıs 2011 Haz.10 -

May.11

Ocak-Mayıs Değişim 2010(I) 2011(II) (II/I) (%)

Cari İşlemler Dengesi -7.753 -68.174 -16.839 -37.274 121,4

Dış Ticaret Dengesi -8.659 -76.947 -16.594 -37.095 123,5

Hizmetler Dengesi 1.302 15.673 2.225 3.199 43,8

Turizm (net) 1.353 16.758 3.324 4.101 23,4

Gelir Dengesi -518 -8.395 -2.896 -3.970 37,1

Cari Transferler 122 1.495 426 592 39,0

Sermaye ve Finans Hesapları 3.235 55.972 16.003 28.849 80,3

Sermaye Hesapları 0 -51 -5 0 -

Finans Hesapları 3.235 56.023 16.008 28.849 80,2

Doğrudan Yatırımlar (net) 775 10.504 1.712 4.409 157,5

Portföy Yatırımları (net) -32 23.444 7.518 14.836 97,3

Hisse Senetleri -193 2.605 214 -649 -

Borç Senetleri -589 21.585 8.636 14.072 62,9

Diğer Yatırımlar (net) 5.525 36.184 13.647 17.773 30,2

Varlıklar 589 11.239 7.035 11.162 58,7

Efektif ve Mevduat 262 13.979 7.057 12.205 72,9

Yükümlülükler 4.936 24.945 6.612 6.611 0,0

Krediler 3.671 17.344 609 9.383 1.440,7

Bankacılık Sektörü 3.030 17.202 2.716 7.024 158,6

Bankacılık Dışı Sektörler 865 1.031 -3.287 3.480 -

Mevduat 593 4.496 5.669 -3.623 -

Yurtdışı Bankalar 698 6.139 4.322 -3.572 -

Yabancı Para 970 4.805 3.008 2.044 -32,0

Türk Lirası -272 1.334 1.314 -5.616 -

Rezerv Varlıklar (net) -3.033 -14.109 -6.869 -8.169 18,9

Net Hata ve Noksan 4.518 12.202 836 8.425 907,8

Kaynak: TCMB

Mayıs ayında doğrudan yatırımların cari açığın finansmanına katkısı yılın ilk dört ayında olduğu gibi sınırlı düzeyde gerçekleşmiştir. Yılın ilk beş ayında doğrudan yatırımlar $1,1 milyarı net gayrimenkul alımları olmak üzere toplam $4,4 milyar düzeyinde kalmıştır. Mayıs ayında portföy yatırımlarında ise net sermaye çıkışı gerçekleşmiştir. Yılın ilk beş ayı itibarıyla incelendiğinde, hisse senetlerinde yurtdışı yerleşiklerin $650 milyon civarında net satışı gözlenmiştir. Borç senetlerine yönelen portföy yatırımları ise Mayıs ayındaki satışlara rağmen Ocak-Mayıs 2011 döneminde kayıtlı sermaye girişlerinin yaklaşık yarısını oluşturmuştur. Mayıs Cari işlemler açığı

beklentilere paralel gerçekleşti.

Yılın ilk beş ayında en önemli finansman kaynağı portföy yatırımları oldu.

Otomotiv sektörü ihracatta birinci sırada…

TL’deki değer kaybının ihracatı desteklemesi bekleniyor.

(7)

6 ayında cari açığın finansmanında en önemli katkıyı diğer yatırımlar kalemi sağlamıştır. Mayıs ayında özellikle bankacılık sektörünün $3 milyar düzeyindeki kredi kullanımları diğer yatırımlar kalemindeki en önemli sermaye girişini oluşturmuştur. Mayıs ayında rezerv varlıklar $3 milyar artış kaydederken, $4,5 milyarlık kaynağı belirlenemeyen döviz girişi gerçekleşmiştir.

Yılın son çeyreğinde cari açığın yıllık artış hızında bir yavaşlama beklenmesine rağmen 2011 yılsonunda cari açığın GSYH’ye oranının %8-9 civarında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Bu durum yeni kabinenin izleyeceği ekonomi politikasının odağında cari açık sorununun olacağına işaret etmektedir. Nitekim, hükümet yetkilileri, yeni açıklanacak olan Orta Vadeli Program’da izlenecek ekonomi politikalarının yapısal reformlara odaklanacağını ifade etmiş, orta ve uzun vadede bu politikaların sonuçlarının gözlemleneceğini belirtmiştir. Öte yandan, Euro Alanı ülkelerinde yaşanan sorunların devam etmesi ve küresel ekonomik büyümeye ilişkin risklerin artması, ihracat artışı konusunda endişeleri artırmaktadır.

Bu çerçevede, cari açığın risk unsuru olmaya devam edeceği düşünülmektedir.

Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, merkezi yönetim bütçesi Haziran ayında TL3,1 milyar fazla vermiştir. Yılın ilk 6 ayı itibarıyla ise bütçe fazlası TL2,9 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Ayrıca, bu dönemde faiz dışı fazla da yükselişini sürdürerek yılsonu hedefinin yaklaşık 2 katına çıkmıştır.

(milyon TL) Haziran

2011

Yıllık % Değişim

Ocak-Haziran Yıllık % Değişim

Bütçe Hedefi

Gerç./

Hedef 2010 2011 (%)

Harcamalar 23.597 -1,2 136.494 143.215 4,9 312.573 45,8

Faiz Harcamaları 1.561 -53,3 27.559 22.435 -18,6 47.500 47,2

Faiz Dışı Harcamalar 22.036 7,2 108.935 120.781 10,9 265.073 45,6

Gelirler 26.686 44,7 121.065 146.071 20,7 279.026 52,4

Vergi Gelirleri 22.704 43,3 98.622 122.729 24,4 232.220 52,9

Diğer Gelirler 3.982 52,6 22.443 23.342 4,0 46.807 49,9

Bütçe Dengesi 3.089 - -15.429 2.856 - -33.546 -

Faiz Dışı Denge 4.650 - 12.129 25.291 108,5 13.954 181,2

Not: Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: Maliye Bakanlığı

Vergi gelirlerindeki artış güçlü iç talebe bağlı olarak Haziran ayında da devam etmiştir. İthalde alınan katma değer vergisi %40’ın üzerinde yükselmiştir. Bütçe gelirleri içinde önemli bir paya sahip olan özel tüketim vergisindeki yükselişte ise daha çok motorlu taşıtlar ile alkollü içkiler üzerinden alınan vergiler etkili olmuştur.

Ocak-Haziran döneminde önceki yılın aynı dönemine göre %19 gerileyen faiz harcamaları da bu dönemde bütçedeki iyileşmeye katkıda bulunmuştur. Güçlü ekonomik büyümenin desteğiyle vergi gelirlerinde kaydedilen artışlar yılın ilk yarısındaki olumlu bütçe performansında etkili olurken kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması kapsamında elde edilecek gelirlerin de yılın ikinci yarısında bütçe performansını olumlu etkilemesi beklenmektedir.

28 Temmuz tarihinde yayımladığı Enflasyon Raporu’nda Merkez Bankası, gelişmiş ülkelerdeki sorunların artması ve yurtiçinde iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın beklenenden daha sert olması halinde para politikası araçlarının genişletici yönde kullanılabileceğini ifade etmiştir. Nitekim, bu kapsamda, özellikle uluslararası piyasalardaki son gelişmeleri değerlendirmek ve uygulamakta olduğu politika bileşimini gözden geçirmek üzere 4 Ağustos’ta program dışı bir ara PPK toplantısı yapma kararı almıştır. Bu toplantıda TCMB, küresel ekonomiye ilişkin giderek artan sorunların yurtiçi iktisadi faaliyet üzerinde “durgunluğa yol açma riskini” azaltmak amacıyla politika faiz oranını beklenmedik bir şekilde 50 baz puan indirerek %5,75 düzeyine çektiğini açıklamıştır. Ayrıca, kısa vadeli faizlerde oluşabilecek aşağı yönlü oynaklığı azaltmak amacıyla gecelik borçlanma faiz oranını %1,50 seviyesinden %5 düzeyine yükselttiğini belirtmiştir.

Cari açık sorununa ilişkin yapısal çözümler bekleniyor.

Bütçe, yılın ilk yarısında fazla verdi.

İlk altı ayda vergi gelirleri

%24 arttı.

Merkez Bankası,

olağanüstü PPK toplantısı yaptı.

(8)

7 Euro Alanı’ndaki gelişmelerin yarattığı tedirginlik ve bazı kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ekonomisine ilişkin olumsuz değerlendirmelerine bağlı olarak kur sepetinin (0,5EUR + 0,5USD) Temmuz ayında TL karşısında rekor seviyeye yükselmiştir. Bu çerçevede, TCMB yabancı para zorunlu karşılık oranlarını uzun vadeli yükümlülükler için azaltmış, piyasaya yaklaşık $590 milyon likidite sağlanacağını belirtmiştir. Bu gelişmelere ek olarak, Merkez Bankası 25 Temmuz 2011’de günlük döviz alım ihalelerini sonlandırmış, yapmış olduğu ara toplantıda ise 5 Ağustos’tan itibaren gerek gördüğü günlerde piyasaya döviz likiditesi sağlamak amacıyla döviz satım ihalelerine başlayacağını açıklamıştır.

Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler

BDDK’nın haftalık bülten verilerine göre, toplam mevduat hacmindeki sınırlı artış eğilimi devam etmektedir. 22 Temmuz itibarıyla toplam mevduat hacmi yılsonuna göre %7,2 artarak TL691 milyara yükselmiştir. Bu dönemde, TL mevduat ve YP mevduatın USD karşılığındaki artışlar sırasıyla %4,3 ve %5,0 düzeyinde gerçekleşmiştir. YP mevduatın TL karşılığı ise döviz kurlarındaki hızlı artışın etkisiyle yılsonuna göre %13,7 yükselmiştir.

22 Temmuz 2011 itibarıyla toplam kredi hacmi 2010 yılsonuna göre %18 artarak TL632 milyara ulaşmıştır. Bu dönemde, YP kredilerin USD karşılığı %15,4 artarak

$110 milyara, TP krediler %15,5 artarak TL450 milyara yükselmiştir. Son bir aylık dönemde ise toplam kredi hacmi %2 artmıştır. Bu gelişmede kurlardaki hızlı yükselişin etkisiyle YP kredilerin TL karşılığındaki aylık artışın %3,8’e ulaşması etkili olmuştur. Kredi hacmindeki yıllık değişim ise %37 ile 2011 yılının en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Türkiye ekonomisine ilişkin öncü göstergelerin ekonomik aktivitede bir miktar ivme kaybına işaret etmesinin yanısıra TL kredi faizlerindeki artışlara ve TCMB ile BDDK’nın aldığı önlemlere bağlı olarak önümüzdeki haftalarda kredi hacmindeki yavaşlamanın belirginleşmesi beklenmektedir.

Kaynak: TCMB

22 Temmuz 2011 itibarıyla, tüketici kredilerindeki artışın sürdüğü görülmektedir.

2010 yılsonuna göre toplam tüketici kredileri %22,2 yükselmiştir. Alt kalemlere bakıldığında, aynı dönemde konut kredilerinde %17,7, ihtiyaç kredilerinde %29,8, diğer tüketici kredilerinde %19,7 ve taşıt kredilerinde %17,1 düzeyinde artış kaydedildiği görülmektedir. Öte yandan, toplam tüketici kredileri ve ihtiyaç kredilerindeki yıllık değişimler incelendiğinde artış hızındaki yavaşlama dikkat çekmektedir.

8 10 12 14 16 18

Oca.10 Mar.10 May.10 Tem.10 Eyl.10 Kas.10 Oca.11 Mar.11 May.11 Tem.11

TL Kredi Faizlerinin Seyri (%)

Nakit Taşıt Konut Ticari

Mevduat hacmi…

2010 yılsonuna göre toplam kredi hacmi %18 arttı.

İhtiyaç kredilerindeki artış

%30 düzeyinde…

TCMB’den döviz

piyasalarına müdahale…

(9)

8

Kaynak: BDDK Haftalık Bülten

22 Temmuz 2011 itibarıyla, bankaların menkul kıymetler portföyü yıl sonuna göre

%3,1 oranında gerilemiştir. Bankaların satılmaya hazır menkul kıymet portföyü

%29,7 ve vadeye kadar elde tutulacak menkul kıymet portföyü %56,8 daralmıştır.

Bu dönemde, repo konusu menkul değerler portföyü %94,2’lik bir artış kaydetmiştir.

22 Temmuz 2011 itibarıyla bankalar emanetindeki menkul kıymetler portföyü 2010 yılsonuna göre %25,3 artarak TL160 milyara yükselmiştir. Yılbaşından bu yana, yurtdışı yerleşiklerin menkul kıymetler portföyü %72,2 artarken, yurtiçi yerleşiklerin portföyünün sadece %3,5 oranında yükseldiği görülmektedir. Böylece, 2010 yılsonunda %31,7 olan yurtdışı yerleşiklerin bankalar emanetindeki menkul kıymetler portföyündeki payı 22 Temmuz itibarıyla %43,6’ya yükselmiştir.

Bankalar yabancı para net genel pozisyonlarında ihtiyatlı politikalarını devam ettirmektedirler. 22 Temmuz itibarıyla bankaların yabancı para net genel pozisyonu bilanço içi kalemlerde (-)$15.568 milyon, bilanço dışında ise (+)$16.438 milyon düzeyindedir.

Cari açığın yüksek seviyesi nedeniyle Türkiye ekonomisi uluslararası piyasalardaki dalgalanmalara karşı duyarlı bir konumda bulunmaktadır.

Temmuz ayında Euro Alanı’nda borç sorununa ilişkin gelişmeler ve ABD’nin borç stoku üst limitinin yarattığı belirsizlikler piyasalardaki risk algılamasının bozulmasında etkili olmuş ve bu durum Türkiye’yi de olumsuz etkilemiştir.

Ayrıca, bazı uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisinin özellikle cari açık sorununa ilişkin olumsuz değerlendirmelerde bulunmaları yurtiçi piyasalarda dalgalanmalara ve TL’nin değer kaybetmesine neden olmuştur. Buna karşılık, Merkez Bankası her türlü para politikası aracılığıyla piyasalardaki dalgalanmalara karşı hazırlıklı olacağını ifade etmiştir. Döviz alım ihalelerine ara verilmesi, uzun vadeli YP yükümlülüklerde zorunlu karşılık oranlarının düşürülmesi ve son açıklamalarında yer aldığı üzere döviz satım ihalelerine başlaması bu kapsamda alınan önlemler olarak görülmektedir.

Önümüzdeki dönemde küresel piyasalardaki artan risk algısının Merkez Bankası’nın politika bileşiminde temel belirleyici unsur olmaya devam edeceği düşünülmektedir.

18 21 24 27 30 33 36

38 39 40 41 42 43 44

Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Tüketici ve İhtiyaç Kredilerinde Yıllık % Değişim

Toplam Tüketici Kredileri İhtiyaç Kredileri (Sağ Eksen)

Yurtdışı yerleşiklerin menkul kıymetler portföyü genişliyor.

Bankaların menkul kıymetler portföyü geriliyor.

Yabancı para net genel pozisyonu $871 milyon düzeyinde…

Beklentiler…

(10)

Kaynak: TCMB, TÜİK, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü 9 SINAİ ÜRETİM

BÜYÜME

DIŞ TİCARET

ENFLASYON

-20 -15 -10 -5 0 5 10 15

2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3 2010/4 2011/1

GSYH (Yıllık % Değişim)

-15 -10 -5 0 5 10 15

2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3 2010/4 2011/1

Sektörlere Göre Katkı Puan (%)

Hizmetler İnşaat Sanayi Tarım GSYH

-10 0 10 20 30 40 50 60

Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11

Dış Ticaret (Yıllık % Değişim) İhracat

İthalat

-1,43 0,01

-3 -2 -1 0 1 2 3

Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11

Aylık Enflasyon (%)

TÜFE ÜFE

6,24 10,19

0 2 4 6 8 10 12 14

Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11

Yıllık Enflasyon (%) TÜFE

ÜFE 12,8 17,6

21,4

16,9 14,9

10,0 8,8

10,8 10,4 9,9 9,4

16,7 19,0

13,9 10,2

8,8 8,0

0 5 10 15 20 25 30

O Ş M N M H T A E E K A

Sınai Üretim (Yıllık % Değişim)

2010 2011

74,4 75,4

65 70 75 80

O Ş M N M H T A E E K A

İmalat Sanayii Kapasite Kullanım Oranı (%)

2010 2011

15 20 25 30 35 40 45 50 55 60 65 70

0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11

12 Aylık

Aylık Cari İşlemler Açığı (milyar $)

Aylık 12 Aylık

(11)

Kaynak: TCMB, Reuters, DPT, İMKB, JP Morgan, Chicago Board Options Exchange, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü

10 BONO-TAHVİL

1,2 1,4 1,6 1,8 2,0 2,2

Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11

€/TL

$/TL

Sepet (0,5*€+0,5*$) 1,15 1,20 1,25 1,30 1,35 1,40 1,45

Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11

€/$

30 Günlük Hareketli Ortalama

9,1

7 8 9 10

Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11

Hazine İhalelerinde Oluşan Ortalama Bileşik Faiz (%)

1,7

-1 0 1 2 3 4

Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11

TL DİBS'lerin Beklenen Reel Getirisi (%)

120 170 220 270 320 370

Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11

Risk Primleri

EMBI+

EMBI+(TR)

10 20 30 40

Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11

VIX Endeksi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nitekim faiz indirimi kararından bir hafta sonra açıklanan büyüme verilerine göre Çin, 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,6 büyüyerek

► Son bir yıllık dönemde belirgin bir şekilde ivme kaybeden Türkiye ekonomisi 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,9 oranında

Euro Alanı kaynaklı sorunların 2012 yılında da gündemdeki yerini koruyacağı ve merkez bankaları tarafından sağlanan fonların finansal sistem dışına aktarım

Öte yandan TCMB, TL cinsi zorunlu karşılıkların standart altın olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınırın da %30'a kadar yükseltilebileceğini

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre sanayi üretim endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %4,4 yükselerek beklentilerin üzerinde

► 27 Aralık tarihinde 2012 yılına ilişkin Para ve Kur Politikası’nı açıklayan TCMB, gelecek dönemde uygulayacağı politikalara ilişkin önemli mesajlar

Vergi gelirleri, Ekim ayındaki hızlı artışa karşılık yılın ilk on aylık döneminde iç talebin zayıf seyrine bağlı olarak bir önceki yılın aynı dönemine

Türkiye ekonomisi 2011 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %8,8 ile beklentilerin oldukça üzerinde bir büyüme