• Sonuç bulunamadı

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ

GELİŞMELER

İktisadi Araştırmalar Bölümü Şubat 2011

► Son açıklanan veriler global ekonomide toparlanmanın farklı hızlarda devam ettiğini göstermektedir. Hızlı büyüyen gelişmekte olan ülke ekonomilerinde sermaye girişleri nedeniyle yerel para birimlerinin değerlenmesi ve ekonominin aşırı ısınması gibi sorunlar bulunurken, gelişmiş ülkelerde yüksek işsizlik ve kamu borç stoklarına ilişkin sorunlar nedeniyle büyüme üzerinde aşağı yönlü riskler önemini korumaktadır.

► Borç stoklarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin devam ettiği Euro Alanı’nda 2011 yılında önemli tutarda tahvil ihracı gerçekleştirecek ekonomilerdeki ihaleler piyasalar tarafından yakından takip edilmektedir. Ocak ayında Portekiz, İspanya ve İtalya tarafından gerçekleştirilen tahvil ihraçlarının yatırımcı ilgisi açısından başarılı geçmesi piyasalardaki endişeleri bir miktar hafifletmiştir.

► Son dönemde dünyada enerji ve gıda fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle küresel enflasyonun artabileceği yönündeki endişeler gündeme gelmiştir. Mısır başta olmak üzere Orta Doğu ülkelerinde yaşanan politik gerginlikler de petrol fiyatları üzerindeki baskıyı artırmaktadır.

► Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde büyümenin farklı hızlarda gerçekleşmesi nedeniyle uygulanan ekonomi politikaları da farklılık arz etmektedir. Büyümenin tedrici olarak gerçekleştiği gelişmiş ülkelerde ekonomi politikalarının belirlenmesinde büyümeye ilişkin riskler belirleyici olurken, toparlanmanın hızlı gerçekleştiği gelişmekte olan ülkelerde varlık balonu ve enflasyon endişeleri gündemdeki yerini korumaktadır. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülke merkez bankaları faizleri artırarak para politikasında normalleşme yönünde adımlar atmaktadır.

► Enflasyonun ılımlı seyrinin de etkisiyle TCMB diğer gelişmekte olan ülkelerden farklı bir politika izlemektedir. TCMB daha düşük bir politika faizi, daha geniş bir faiz koridoru ve vadelere göre farklılaştırılmış daha yüksek zorunlu karşılık oranlarını hem fiyat istikrarı hem de finansal istikrar için uygun bir politika bileşimi olarak kullanmaktadır.

İÇİNDEKİLER

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler... 2 Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler... 5 Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler... 9

(2)

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Son açıklanan veriler global ekonomide toparlanmanın farklı hızlarda devam ettiğini göstermektedir. Hızlı büyüyen gelişmekte olan ülke ekonomilerinde sermaye girişleri nedeniyle yerel para birimlerinin değerlenmesi ve ekonominin aşırı ısınması gibi sorunlar bulunurken, gelişmiş ülkelerde yüksek işsizlik ve kamu borç stoklarına ilişkin sorunlar nedeniyle büyüme üzerinde aşağı yönlü riskler önemini korumaktadır. Nitekim, Euro Alanı’nın merkez ekonomilerinden Almanya’da toparlanma nispeten hızlı seyrederken, çevre ekonomilerdeki bankacılık sektörü ve kamu sektörüne ilişkin riskler büyümenin Euro Alanı’nın tümüne aynı ölçüde yansımasını engellemektedir. ABD’de ise vergi teşviklerinin sürdürülmesi kararının ardından büyümenin hız kazanması beklenirken, işsizlik oranında tatmin edici ölçüde bir düşüşün gerçekleşmemesi ve konut piyasasında sağlıklı bir toparlanmanın sağlanamaması nedeniyle büyümenin sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler devam etmektedir.

Euro Alanı’nda borç stoklarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler devam etmektedir. Bu bağlamda, 2011 yılında önemli tutarda tahvil ihracı gerçekleştirecek bölge ekonomilerindeki ihaleler piyasalar tarafından yakından takip edilmektedir.

Ocak ayında Portekiz, İspanya ve İtalya tarafından gerçekleştirilen tahvil ihraçlarının yatırımcı ilgisi açısından başarılı geçmesi piyasalardaki endişeleri bir miktar hafifletmiştir. Ancak, Euro Alanı’nın sorunlu ülkelerinin özellikle Mart-Nisan aylarında yoğunlaşan tahvil ihraçları dikkate alındığında, sözkonusu ülkelerde bütçe açıklarındaki artışı kontrol altına almak için açıklanan tedbirlerin ne ölçüde uygulanacağı büyük önem taşımaktadır.

Son dönemde dünyada enerji ve gıda fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle, küresel enflasyonun artabileceği yönündeki endişeler gündeme gelmiştir. Ocak ayının sonlarında, Mısır başta olmak üzere Orta Doğu ülkelerinde yaşanan politik gerginlikler de petrol fiyatları üzerindeki yukarı yönlü baskıyı artırmaktadır. Nitekim, IMF 2011 yılı için ortalama $/varil 79 olan petrol fiyatı tahminini Ocak ayında $/varil 90’a yükseltmiştir.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde büyümenin farklı hızlarda gerçekleşmesi nedeniyle uygulanan ekonomi politikaları da farklılık arz etmektedir. Büyümenin tedrici olarak gerçekleştiği gelişmiş ülkelerde ekonomi politikaların belirlenmesinde büyümeye ilişkin riskler belirleyici olurken, toparlanmanın hızlı gerçekleştiği gelişmekte olan ülkelerde varlık balonu ve enflasyon endişeleri gündemdeki yerini korumaktadır. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülke merkez bankaları genel olarak faizleri artırarak para politikasında normalleşme yönünde adımlar atmaktadır.

Enflasyonun ılımlı seyrinin de etkisiyle TCMB diğer gelişmekte olan ülkelerden farklı bir politika izlemektedir. TCMB daha düşük bir politika faizi, daha geniş bir faiz koridoru ve vadelere göre farklılaştırılmış daha yüksek zorunlu karşılık oranlarının hem fiyat istikrarı hem de finansal istikrar için uygun bir politika bileşimi olarak kullanılacağını açıklamıştır. Son aylarda beklentilerden hızlı gerileyen tüketici fiyatlarına ilişkin enflasyon verileri de TCMB’nin attığı adımları destekleyici yönde gerçekleşmiştir.

Euro Alanı’nda tahvil ihraçları sorunsuz atlatıldı.

Gelişmekte olan

ülkelerde politika faizleri yükseliyor.

Global ekonomide toparlanma süreci devam ediyor.

TCMB yeni politika bileşimini uyguluyor.

Gıda ve enerji

fiyatlarındaki artış eğilimi endişe yaratıyor.

(3)

2

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler

Ocak ayında tahminlerini revize ettiğini açıklayan IMF, 2011 yılında dünya ekonomisinin %4,4 düzeyinde büyümesinin öngörüldüğünü açıklamıştır. IMF, 2011 yılına ilişkin büyüme tahminlerinde yapmış olduğu yukarı yönlü revizyona, ABD’nin 2010 yılının son aylarında ekonomik aktiviteyi desteklemek için almış olduğu önlemleri başlıca gerekçe olarak göstermiştir. Euro Alanı’na ilişkin kırılganlıkların sürdüğünü belirten IMF, 2011 yılının ilk yarısında özellikle kamu maliyesi ve bankacılık sistemine ilişkin olumsuz bir görünüm sergileyen Euro Alanı ülkelerine yönelik risk algılamasının yüksek düzeylerde seyredebileceğine atıfta bulunarak, bu durumun finansal piyasalar açısından kırılganlık yaratmaya devam edebileceğini ifade etmiştir. Enflasyon tahminlerini, büyük ölçüde enerji fiyatlarındaki gelişmeler nedeniyle yukarı yönlü revize eden IMF, enflasyondaki artışın global krizden daha az etkilenen gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek bir seviyede gerçekleşeceğini öngörmektedir.

IMF Tahminleri (%) Ocak ayı Tahminleri Ekim ayı Tahminlerinden Farkı

2011 2012 2011 2012

Büyüme

Dünya 4,4 4,5 0,2 0,0

Gelişmiş Ülkeler 2,5 2,5 0,3 -0,1

ABD 3,0 2,7 0,7 -0,3

Euro Alanı 1,5 1,7 0,0 -0,1

Japonya 1,6 1,8 0,1 -0,2

Gelişmekte Olan Ülkeler 6,5 6,5 0,1 0,0

Çin 9,6 9,5 0,0 0,0

Brezilya 4,5 4,1 0,4 0,0

Dünya Ticaret Hacmi 7,1 6,8 0,1 0,2

Enflasyon

Gelişmiş Ülkeler 1,6 1,6 0,3 0,1

Gelişmekte Olan Ülkeler 6,0 4,8 0,8 0,3

Kaynak: IMF World Economic Outlook Update, Ocak 2011

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 26 Ocak’taki toplantısının ardından yayımlamış olduğu toplantı tutanakları bir önceki toplantı tutanaklarıyla karşılaştırıldığında, Fed’in ABD ekonomisine ilişkin daha olumlu değerlendirmelerde bulunduğu görülmektedir. Son dönemde, özel tüketim harcamalarının ivme kazandığını belirten Fed, işsizlik oranlarının yüksek seyrinin ekonomideki toparlanmayı baskı altında tutabileceğini ifade etmiştir. Fed ayrıca, emtia fiyatlarındaki yükselmeye rağmen temel enflasyon göstergelerinin aşağı yönlü bir seyir izlediğini belirtmiştir.

ABD’de Fed Başkanı Bernanke’nin Ağustos ayında ekonomik aktiviteyi desteklemek amacıyla yeni önlemler alınabileceği yönündeki açıklamalarının ardından işgücü piyasalarındaki toparlanmanın belirginleştiği görülmektedir.

Nitekim, Kasım ayında parasal genişleme sürecinin yeniden başlatılmasının etkisiyle Aralık ayında işsizlik oranı %9,4 seviyesine gerilemiştir. ABD işgücü piyasalarına yönelik bir diğer gösterge olan haftalık işsizlik maaşı başvuruları verisi de Aralık ayında haftalık bazda 2010 yılının dip seviyesini gördükten sonra Ocak ayında yeniden yükselme eğilimine girmiştir.

Fed’den olumlu açıklamalar…

IMF tahminlerini revize etti.

(4)

(*) Sağ eksen, mevsimsellikten arındırılmış dört haftalık hareketli ortalama Kaynak: Reuters

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Trichet, ECB’nin 13 Ocak’taki toplantısının ardından yaptığı açıklamada Euro Alanı’nda ekonomik aktivitedeki toparlanmanın yılın son çeyreğinde de devam ettiğini belirtmiş ancak önümüzdeki döneme ilişkin artan belirsizlikler nedeniyle büyümeye ilişkin aşağı yönlü risklerin arttığını ifade etmiştir. Aralık ayında enflasyonun %2,2 ile ECB’nin hedefi olan %2’nin üzerinde gerçekleştiğine işaret eden Trichet, bu gelişmede enerji fiyatlarındaki gelişmelerin etkili olduğunu belirtmiştir. 2011 yılı genelinde de emtia fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak enflasyonun %2’lik hedefin üzerinde seyretmesinin olası olduğunu dile getiren Trichet, bu durumun orta ve uzun vadeli enflasyon beklentilerine yansımadığını ve geçici etkilerin ortadan kalkmasıyla birlikte enflasyonun yeniden hedeflerle uyumlu bir seyir izlemesinin öngörüldüğünü dile getirmiştir.

Japonya Merkez Bankası (BoJ), 25 Ocak’taki toplantısında Japonya ekonomisindeki iyileşmenin devam ettiğini, ancak ekonomideki iyileşme sürecinin bir miktar ivme kaybettiğini açıklamıştır. İhracat performansının yanı sıra özel tüketim harcamalarının zayıf bir seyir izlediğini belirten BoJ, Japonya’daki toplam üretim seviyesinin gerilediğini ifade etmiştir. Düşük kaynak kullanım oranı nedeniyle enflasyondaki gerilemenin devam ettiğini açıklayan BoJ, bu durumun son dönemde bir miktar ivme kaybettiğini açıklamıştır.

Ocak ayının ilk haftasında kamu maliyesine ilişkin olumsuz bir görünüm sergileyen Euro Alanı ülkelerinin hazine ihaleleri öncesinde bölge ülkelerine yönelik artan risk algılaması paralelinde Dolar karşısında değer kaybeden Euro, hazine ihalelerinin başarılı geçmesi nedeniyle izleyen dönemde değer kazanmıştır. Nitekim, 1,37 seviyesini aşarak son iki ayın en yüksek düzeyine ulaşan €/$ paritesi 31 Ocak tarihinde €/$ 1,3685 seviyesinde gerçekleşmiştir.

380.000 400.000 420.000 440.000 460.000 480.000 500.000

9,2 9,3 9,4 9,5 9,6 9,7 9,8 9,9

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 u.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11

İşsizlik Oranı (%)

Haftalık İşsizlik Maaşı Başvuruları (kişi)*

Japonya Merkez Bankası’ndan temkinli açıklamalar…

Euro Alanı’nda enflasyon hedefin üzerinde gerçekleşti.

Ocak ayında €/$ paritesi dalgalı bir seyir izledi.

(5)

4 Kaynak: Reuters

CRB (Commodity Research Bureau) emtia fiyat endeksi Ocak ayında petrol fiyatlarındaki yükselişe karşılık yatay bir seyir izlemiştir. Nitekim, petrol fiyatları Ocak ayında Orta Doğu’daki gerginlikler nedeniyle Eylül 2008’den bu yana en yüksek seviyesine çıkmış, 31 Ocak itibarıyla $/varil 99,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Altın fiyatları ise Ocak ayında genel olarak gerilemiş ve CRB emtia fiyat endeksindeki yükselişi sınırlandırmıştır. Aralık sonuna göre $/ons 88 gerileyen altın fiyatları ay sonunda $/ons 1.332 ile Ekim 2010’dan bu yana en düşük seviyesinde gerçekleşmiştir.

(*) Sağ eksen, ham petrol, kalorifer yakıtı, doğal gaz, buğday, mısır, soya fasulyesi, bakır, pamuk, büyükbaş hayvan, kahve, kakao, şeker, altın, gümüş ve platin fiyatlarını içeren CRB endeksini göstermektedir.

Kaynak: Reuters 1,10

1,20 1,30 1,40 1,50

Oca.10 Mar.10 May.10 Tem.10 Eyl.10 Kas.10 Oca.11

€/$ Paritesi

230 265 300 335 370

60 70 80 90 100 110

Oca.10 Mar.10 May.10 Tem.10 Eyl.10 Kas.10 Oca.11

Petrol Fiyatları($/varil) CRB Emtia Fiyat Endeksi*

Orta Doğu’daki gerginlikler petrol fiyatlarını yükseltiyor.

(6)

Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler

İç talepteki güçlü artışın desteğiyle iktisadi faaliyet yılın son çeyreğinde de toparlanmaya devam etmiştir. Nitekim, sınai üretim endeksi Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %9,1 ile beklentilerin üzerinde artmıştır. Böylece, 2010 yılında 11 aylık ortalama sınai üretim artışı %12,7 oranında gerçekleşmiştir.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeks ise bir önceki aya göre %1,3 oranında gerilemiştir.

İmalat sanayii alt sektörleri itibarıyla incelendiğinde, Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat ağırlıklı sektörlerden motorlu kara taşıtı imalatı %26,7, ana metal sanayii imalatı %17,5 oranında artış kaydederken tekstil sektöründeki artışın

%1,7 ile sınırlı bir düzeyde kaldığı, giyim eşyası imalatının ise %6,2 oranında azaldığı görülmektedir.

Kaynak: TÜİK

Hanehalkı İşgücü Anketi’ne göre, Ekim ayında işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,8 puanlık düşüşle %11,2 düzeyinde gerçekleşmiştir. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı da bir önceki aya göre 0,2 puan azalarak

%11,6 ile Ekim 2008’den bu yana en düşük düzeyine gerilemiştir. Tarım dışı işsizlik oranı ise %14,1 oranında gerçekleşmiştir.

Kaynak: TÜİK

Aralık ayında ithalat %36,8 artarken, ihracat artışı %18,1 düzeyinde gerçekleşmiştir. 2010 yılının tamamı itibarıyla ise, ithalat %31,6 artarak $185 milyara, ihracat da %11,5 genişleyerek $114 milyara ulaşmıştır. Böylece, dış ticaret açığı %84,5 artarak $72 milyara ulaşmıştır.

80 90 100 110 120 130

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık

Sınai Üretim Endeksi (2005=100) 2009

2010

8 10 12 14 16 18

Oca.08 Mar.08 May.08 Tem.08 Eyl.08 Kas.08 Oca.09 Mar.09 May.09 Tem.09 Eyl.09 Kas.09 Oca.10 Mar.10 May.10 Tem.10 Eyl.10

İşsizlik Oranı (%)

Mevsim Etkilerinden Arındırılmış İşsizlik Oranı (%)

İşsizlik oranı %11,2 düzeyinde.

Kasım’da sanayi üretimi beklentilerin üzerinde gerçekleşti.

2010 yılında dış ticaret açığı yıllık bazda %84,5 genişledi.

(7)

6

Kaynak: TÜİK

Geniş ekonomik grupların sınıflamasına göre, 2010 yılında en yüksek oranlı ithalat artışı %34,3 ile sermaye malları ithalatında kaydedilmiştir. Tutar bazında ithalat artışı değerlendirildiğinde ise 2010 yılında en yüksek artışın $32 milyar ile toplam ithalat içersinde %71 paya sahip olan ara malları grubunda gerçekleştiği görülmüştür. 2009 yılı ile kıyaslandığında 2010 yılında tüketim mallarının toplam ithalat içindeki payının bir miktar azaldığı, buna karşılık sermaye malları ve ara malı ithalatının payının arttığı dikkat çekmektedir. Önümüzdeki dönemde, Ortadoğu’daki gerginliklerin de etkisiyle petrol ve emtia fiyatlarında beklenen yükseliş paralelinde ara malı ithalatının hızlı artışını sürdüreceği tahmin edilmektedir. Buna karşılık, TCMB’nin son dönemde kredi genişlemesini yavaşlatmak için aldığı tedbirlere bağlı olarak tüketim malları ithalatındaki artışın daha düşük olacağı öngörülmektedir.

Geniş Ekonomik Grupların Sınıflamasına Göre İthalat

(milyon $) 2009 Pay (%) 2010 Pay (%) Değişim (%)

Sermaye malları 21.463 15,2 28.820 15,5 34,3

Ara malları 99.510 70,6 131.393 70,8 32,0

Tüketim malları 19.290 13,7 24.734 13,3 28,2

Diğerleri 666 0,5 546 0,3 -18,1

Toplam 140.928 100 185.493 100 31,6

Not: Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: TÜİK

2010 yılında özellikle AB ülkelerinde ekonomik aktivitenin zayıf seyretmesi Türkiye’nin ihracat performansını olumsuz yönde etkilemiştir. 2009 yılı ile kıyaslandığında, AB-27 ülkelerine yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki payı önemli bir değişim göstermeyerek %46,2 düzeyinde gerçekleşmiştir. Amerika ve Asya ülkelerine yapılan ihracatın payı artarken, AB dışı Avrupa ve Afrika ülkelerine yapılan ihracatın payı gerilemiştir.

Ülke Gruplarına Göre İhracat

(milyar $) 2009 Pay (%) 2010 Pay (%)

AB-27 47,0 46,0 52,7 46,2

Türkiye Serbest Bölgeleri 2,0 1,9 2,1 1,8

Diğer Ülkeler 53,2 52,1 59,2 51,9

Diğer Avrupa 11,3 11,1 11,4 10,0

Afrika 10,2 9,9 9,3 8,2

Amerika 4,9 4,8 6,1 5,3

Asya 25,9 25,4 31,9 28,0

Avustralya 0,4 0,4 0,4 0,4

Diğer 0,6 0,5 0,1 0,1

Toplam 102,1 100,0 113,9 100,0

Not: Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: TÜİK

Yıllıklandırılmış bazda Ekim 2009’dan bu yana genişlemesini sürdüren cari açık, Kasım ayında da artmıştır. Kasım ayında cari açık $5,9 milyar düzeyinde

102,1

140,9

38,8 113,9

185,5

71,6

0 20 40 60 80 100 120 140 160 180 200

İhracat İthalat Dış Ticaret Açığı

(milyar $)

2009 2010

Cari açık aylık bazda rekor seviyeye yükseldi.

%11,5

%31,6

%84,5

En yüksek ithalat artışı sermaye malları grubunda kaydedildi.

2010 yılında AB-27’ye yapılan ihracatın payı değişmedi.

(8)

gerçekleşerek aylık bazda rekor seviyeye ulaşmıştır. Böylece, yılın ilk 11 ayında cari açık bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık üç kat artışla $41,6 milyara ulaşmıştır. 12 aylık kümülatif cari açık ise $44,9 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir.

Kaynak: TCMB

Cari açıktaki hızlı genişleme paralelinde cari açığın finansman kalitesine ilişkin gelişmeler de gündemdeki yerini korumaktadır. Cari açığın finansmanına uzun vadeli sermaye girişlerinden oluşan doğrudan yatırımlar kalemi sınırlı düzeyde katkıda bulunmaktadır. Nitekim, Ocak-Kasım 2010 döneminde doğrudan yatırımlar bir önceki yılın aynı dönemine göre %25 oranında azalmıştır. Aynı dönemde, portföy yatırımları kaleminde ağırlıklı olarak yabancıların borçlanma senetlerine yöneliminin etkisiyle $16,5 milyar tutarında giriş gerçekleşmiştir. $28 milyar düzeyinde sermaye girişi gerçekleşen diğer yatırımlar kaleminde ise, yurtdışı bankaların yurtiçindeki bankalarda tuttukları mevduat ile yurtiçindeki bankaların yurtdışından sağladıkları kısa vadeli borçlanmanın etkili olduğu görülmektedir.

Nitekim, yılın ilk on bir aylık döneminde söz konusu iki kalemde sırasıyla $12,4 milyar ve $8 milyar tutarında sermaye girişi gerçekleşmiştir. Bu dönemde, cari açığın üzerinde gerçekleşen sermaye girişlerinin etkisiyle TCMB rezervlerini artırmaya devam etmiş ve rezervlerdeki artış $11 milyar civarında gerçekleşmiştir.

Önümüzdeki dönemde, iç talebin güçlü seyri ve emtia fiyatlarında gözlenebilecek artışların etkisiyle cari açıktaki genişleme eğiliminin devam etmesini bekliyoruz. Bu nedenle, cari açığın düzeyine ve finansman yapısına ilişkin gelişmeleri yakından takip eden TCMB’nin son dönemde aldığı önlemlerin yaratacağı sonuçlar önem arz etmektedir. Nitekim, gerektiği takdirde ek tedbirlerin gündeme gelmesi söz konusu olabilecektir.

Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, Aralık ayında yıllık bazda bütçe harcamaları %32 artarken, gelirlerin %2,4 azalmasının etkisiyle bütçe TL16 milyar açık vermiştir. 2010 yılı genelinde ise, özellikle vergi gelirlerindeki güçlü artışın desteğiyle bütçe açığının yılsonu hedefinin altında kaldığı ve faiz dışı dengede ise yılsonu hedefinin aşıldığı görülmektedir.

Aralık 2010

Yıllık % Değişim

Ocak-Aralık 2009 2010

Yıllık % Değişim

Bütçe Tahmini

Gerçekleşme/

Bütçe Tahmini (%) (milyar TL)

Harcamalar 37.858 32,0 268.219 293.628 9,5 286.981 102,3

Faiz Harcamaları 1.838 76,4 53.201 48.296 -9,2 56.750 85,1

Faiz Dışı Harcamalar 36.020 30,3 215.018 245.332 14,1 230.231 106,6

Gelirler 21.747 -2,4 215.458 254.028 17,9 236.794 107,3

Vergi Gelirleri 17.958 -1,3 172.440 210.532 22,1 193.324 108,9

(milyon $)

Kasım Aralık 2009-

Kasım 2010 Ocak -Kasım Değişim

2010 2009 (I) 2010 (II) (II/I) (%)

Cari İşlemler Dengesi -5.933 -44.889 -11.038 -41.630 277,2

Dış Ticaret Dengesi -6.368 -52.454 -21.424 -48.984 128,6

Hizmetler Dengesi 803 13.562 15.961 13.091 -18,0

Turizm (net) 1.021 15.861 16.445 15.203 -7,6

Gelir Dengesi -468 -7.642 -7.432 -6.940 -6,6

Cari Transferler 100 1.645 1.857 1.203 -35,2

Sermaye ve Finans Hesapları 3.801 40.589 7.260 38.100 424,8

Doğrudan Yatırımlar (net) 553 5.044 6.550 4.889 -25,4

Portföy Yatırımları (net) 1.059 15.859 851 16.514 1.840,5

Hisse Senetleri 730 4.892 2.188 4.253 94,4

Borç Senetleri 1.170 14.368 1.309 15.566 1.089,2

Diğer Yatırımlar (net) 4.137 32.309 -1.302 28.048 -

Krediler 828 6.759 -15.247 4.449 -

Bankacılık Sektörü 1.338 11.150 -6.310 8.971 -

Bankacılık Dışı Sektörler -11 -5.367 -9.691 -5.329 -45,0

Mevduat 758 12.286 4.582 12.281 168,0

Rezerv Varlıklar (net) -1.948 -12.623 1.161 -11.351 -

Net Hata ve Noksan 2.132 4.300 3.778 3.530 -6,6

Kısa vadeli yabancı sermaye girişleri…

2010 yılında bütçe performansı beklentilerin üzerinde gerçekleşti.

(9)

8

Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: Maliye Bakanlığı

Aralık ayında bir önceki aya kıyasla bütçe harcamalarındaki hızlı artışta, mal ve hizmet alımları ile sermaye giderlerinde yaşanan dönemsel artışlar etkili olmuştur.

2009 yılının aynı ayı ile karşılaştırıldığında ise bütçe harcamaları içerisinde yüksek paya sahip olan cari transferler ile sermaye giderlerinin yanı sıra borç verme ve sermaye transferlerinde yüksek oranlı artışlar olduğu gözlenmiştir. 2010 yılında bütçe gerçekleşmelerinin genel olarak bütçe tahminlerinden daha olumlu bir görünüme işaret ettiği görülmektedir. Yıl genelinde bütçe gelirlerindeki artış vergi gelirlerindeki gelişmeler paralelinde hedeflenen düzeyin üzerinde gerçekleşirken, faiz harcamalarının tahminlerin oldukça altında kalması nedeniyle bütçe harcamaları ılımlı bir artış sergilemiştir.

Cari açığa ilişkin risklerin sınırlanması açısından kamu tasarruflarının artırılması, bu paralelde mali disiplinin sürdürülmesi büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede, 2010 yılında bütçe harcamalarının hedeflendiği şekilde kontrol altında tutulması oldukça olumlu bir adım olarak değerlendirilmektedir. Son dönemde Türkiye ile benzer ekonomik koşullara sahip olan gelişmekte olan ülkelerdeki kredi notu artışları birlikte değerlendirildiğinde bütçe disiplininin önümüzdeki dönemde de devam etmesinin önemi ortaya çıkmaktadır.

TCMB Para Politikası Kurulu, 20 Ocak’taki toplantısında politika faizi olan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranlarını 25 baz puan düşürerek %6,25 düzeyine indirmiştir.

Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, uygulanan politikanın zorunlu karşılık oranlarındaki artışla birlikte net etkisinin sıkılaştırıcı yönde olacağı ifade edilmiştir.

Nitekim, 24 Ocak’ta zorunlu karşılık oranlarına ilişkin yeni düzenlemeler açıklanmıştır. Mevduatın vade uzatımının sağlanması da gözetilerek yapılan düzenlemelerde, zorunlu karşılık oranları vadelere göre farklı oranlarda artırılmıştır.

TCMB zorunlu karşılık oranlarını vadesiz hesaplarda 400 baz puan, 1 ve 3 ay vadeli mevduatta 200 baz puan, mevduat/katılım fonu dışındaki yükümlülüklerde ise 100 baz puan artırmıştır. Yapılan bu son düzenleme ile piyasadan TL9,8 milyar likidite çekileceği ifade edilmiştir.

Zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemelerin ardından TCMB, 25 Ocak’ta yılın ilk Enflasyon Raporu’nu açıklamıştır. Son dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düşüşe rağmen petrol ve emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü harekete bağlı olarak TCMB yılsonu enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize ettiğini açıklamıştır.

Politika bileşiminin 2011 yılının geri kalan döneminde sınırlı bir ek parasal sıkılaştırma sağlayacak şekilde değiştirildiği varsayımı altında Merkez Bankası

%70 olasılıkla enflasyonun; 2011 yılı sonunda %4,5 ile %7,3 aralığında (orta noktası %5,9) ve 2012 yılı sonunda %3,3 ile %6,9 aralığında (orta noktası %5,1) gerçekleşeceğini tahmin etmektedir. Orta vadede ise enflasyonun %5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngörmektedir. Ayrıca TCMB, son dönemde finansal istikrarı sürdürmek amacıyla aldığı tedbirlerin etkilerini yakından takip edeceğini ve kredilerin büyüme hızının veya enflasyonun arzu edilen görünümden farklılaşması halinde ilave tedbirleri uygulamaya koyacağını belirtmiştir.

TCMB, Enflasyon Raporu’nu açıkladı.

Politika faizinde indirim, zorunlu karşılıklarda artış…

(10)

Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler

BDDK tarafından açıklanan haftalık verilere göre, 2011 yılının ilk üç haftasında toplam mevduat hacmi 2010 yılsonuna göre TL6,9 milyar gerilemiştir. Bu gerilemede YP mevduatın yanısıra TL mevduattaki düşüş etkili olmuştur.

21 Ocak 2011 itibarıyla toplam kredi hacmi 2010 yılsonuna göre değişmeyerek TL535 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. 2010 yılının son çeyreğinde kredi hacminde gözlenen hızlı genişleme eğiliminin ardından 2011 yılının ilk üç haftasında kredi artışının ivme kaybettiği görülmektedir. Nitekim, bu dönemde 2010 yılsonuna göre spot kredilerdeki %6,9’luk azalma dikkat çekmektedir. Aynı dönemde, bireysel kredi kartlarındaki düşüş ise %2,3 düzeyinde gerçekleşmiştir.

Yılın ilk üç haftasında diğer krediler, taksitli ticari krediler ve tüketici kredileri artış kaydetmiştir.

21 Ocak 2011 itibarıyla bankaların menkul kıymetler portföyü 2010 yılsonuna göre

%0,9 oranında gerileyerek TL285 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, özellikle vadeye kadar elde tutulacak Kamu Borçlanma Senetleri’ndeki (KBS) azalma etkili olmuştur. Nitekim, bu dönemde vadeye kadar elde tutulacak KBS portföyünün TL7,6 milyar gerilediği, satılmaya hazır KBS portföyünün ise TL6,9 milyar arttığı görülmektedir.

21 Ocak 2011 itibarıyla bankalar emanetindeki menkul kıymetler portföyü 2010 yılsonuna göre %2,5 artarak TL131 milyara yükselmiştir. Yılın ilk üç haftasında yurtdışı yerleşiklerin menkul kıymetler portföyünün %4,6, yurtiçi yerleşiklerin portföyünün ise %1,6 oranında arttığı görülmektedir.

21 Ocak 2011 itibarıyla bankacılık sektörünün yabancı para net genel pozisyonu

$601 milyon düzeyinde gerçekleşmiştir. Yabancı para net genel pozisyonu bilanço içi kalemlerde -$15,2 milyar, bilanço dışında ise $15,8 milyar düzeyindedir.

Uygulamaya konulan yeni para politikası bileşiminin krediler ve iç talep üzerindeki net etkisinin sıkılaştırıcı yönde olmasını planlayan TCMB’nin attığı adımların bankacılık sektörü üzerindeki etkisi önümüzdeki dönemde hissedilmeye başlanacaktır. Bu çerçevede, 2011 yılında kredi hacmindeki artışın ılımlı bir seyir izleyerek trendine yakın bir performans sergilemesini bekliyoruz.

-5 0 5 10 15 20 25 30 35 40

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11

Bir Önceki Yılın Aynı Haftasına Göre Değişim(%) TP Mevduat

Toplam Mevduat Hacmi Dolar Bazında YP Mevduat

Beklentiler…

Yılın ilk üç haftasında mevduat hacmi geriledi.

Spot kredilerde önemli düşüş…

Yabancı para net genel pozisyonu $601 milyon düzeyinde.

Emanet menkul kıymetler portföyü…

Menkul kıymetler portföyü…

(11)

Kaynak: TCMB, TÜİK, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü 10 SINAİ ÜRETİM

BÜYÜME

DIŞ TİCARET

ENFLASYON

-20 -15 -10 -5 0 5 10 15

2006/1 2006/2 2006/3 2006/4 2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3

GSYH (Yıllık % Değişim)

-15 -10 -5 0 5 10 15

2006/1 2006/2 2006/3 2006/4 2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3

Sektörlere Göre Katkı Puan (%)

Hizmetler İnşaat Sanayi Tarım GSYH

-40 -30 -20 -10 0 10 20 30 40 50 60

Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10

Dış Ticaret (Yıllık % Değişim)

İhracat İthalat

-0,30 1,31

-4 -3 -2 -1 0 1 2 3

Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10

Aylık Enflasyon (%)

TÜFE ÜFE

6,40 8,87

2 4 6 8 10 12

Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10

Yıllık Enflasyon (%) TÜFE

ÜFE -21,5

-24,0 -21,5 -18,8 -17,1 -9,9 -8,9

-6,5 -9,6

6,2

-3,0 23,9

12,8 17,5

21,3 16,9 15,0

10,0 8,8 10,8 10,2 9,9 9,1

-25 -20 -15 -10 -5 0 5 10 15 20 25 30

O Ş M N M H T A E E K A

Sınai Üretim (Yıllık % Değişim)

2009 2010

68,674,6

55 60 65 70 75 80

O Ş M N M H T A E E K A

İmalat Sanayii Kapasite Kullanım Oranı (%)

2010 2011

10 15 20 25 30 35 40 45 50

0 1 2 3 4 5 6

Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10

12 Aylık

Aylık Cari İşlemler Açığı (milyar $)

Aylık 12 Aylık

(12)

Kaynak: TCMB, Reuters, DPT, İMKB, JP Morgan, Chicago Board Options Exchange, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü

11 BONO-TAHVİL

1,2 1,4 1,6 1,8 2,0 2,2

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11

€/TL

$/TL

Sepet (0,5*€+0,5*$)

1,15 1,20 1,25 1,30 1,35 1,40 1,45

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11

€/$

30 Günlük Hareketli Ortalama

7,9

7 8 9 10

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11

Hazine İhalelerinde Oluşan Ortalama Bileşik Faiz (%)

0,9

-1 0 1 2 3 4

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11

TL DİBS'lerin Beklenen Reel Getirisi (%)

135 185 235 285 335 385

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11

Risk Primleri

EMBI+

EMBI+(TR)

10 20 30 40 50

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10 May.10 Haz.10 Tem.10 Ağu.10 Eyl.10 Eki.10 Kas.10 Ara.10 Oca.11

VIX Endeksi

Referanslar

Benzer Belgeler

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARI BİRLİĞİ 5 Dış ticaret açığı daralsa da artan terör saldırıları ve Rusya’nın uyguladığı ambargo dolayısıyla ülkeyi ziyaret eden turist

► Yılın ikinci çeyreğinden itibaren küresel ekonomik aktivitenin ivme kaybetmesinin yanısıra son dönemde ABD ve Euro Alanı kaynaklı aşağı yönlü risklerin

Nitekim faiz indirimi kararından bir hafta sonra açıklanan büyüme verilerine göre Çin, 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,6 büyüyerek

► Son bir yıllık dönemde belirgin bir şekilde ivme kaybeden Türkiye ekonomisi 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,9 oranında

Euro Alanı kaynaklı sorunların 2012 yılında da gündemdeki yerini koruyacağı ve merkez bankaları tarafından sağlanan fonların finansal sistem dışına aktarım

Öte yandan TCMB, TL cinsi zorunlu karşılıkların standart altın olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınırın da %30'a kadar yükseltilebileceğini

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre sanayi üretim endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %4,4 yükselerek beklentilerin üzerinde

► 27 Aralık tarihinde 2012 yılına ilişkin Para ve Kur Politikası’nı açıklayan TCMB, gelecek dönemde uygulayacağı politikalara ilişkin önemli mesajlar