• Sonuç bulunamadı

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ

GELİŞMELER

İktisadi Araştırmalar Bölümü Mayıs 2010

► Krizin ardından global ekonomik toparlanma bölgeden bölgeye farklılık göstermekle birlikte tahminlerden daha güçlü bir seyir izlemektedir.

► Ekonomik aktivitedeki iyileşme paralelinde gelişmiş ülkelerde sıkı kredi koşullarının sonuna gelinirken, gelişmekte olan ülkelerde kredi arzındaki artış yeniden ivme kazanmaktadır.

► Yunanistan’ın borç stokunun sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler Nisan ayı boyunca finansal piyasaların gündeminde önemli yer tutmuştur. Bununla birlikte, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Euro Alanı yetkililerinin Yunanistan’a üç yıllık sürede kullandırılmak üzere €110 milyar tutarında yardım sağlanması konusunda mutabakata varması piyasalardaki endişelerin bir miktar azalmasını sağlamıştır.

► Açıklanan veriler, Türkiye ekonomisinin 2010 yılının ilk çeyreğinde yüksek bir büyüme performansı gösterdiğine işaret etmektedir. Sermaye akımlarının normalleşmesi, global ticaretteki canlanma ve güçlü iç talep Türkiye ekonomisinin gelişmekte olan Avrupa ekonomileri içinde öne çıkmasına neden olmaktadır.

İÇİNDEKİLER

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler... 2 Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler... 3 Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler... 7

(2)

1

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Krizin ardından global ekonomik toparlanma bölgeden bölgeye farklılık göstermekle birlikte tahminlerden daha güçlü bir seyir izlemektedir. Gelişmiş ülkelerde ekonomik aktivitedeki artış ılımlı seyrederken, gelişmekte olan ülke ekonomilerinde güçlü bir görünüm sergilemektedir. Gelişmiş ülkeler içerisinde ABD’de ekonomik aktivite, Euro Alanı ve Japonya’ya kıyasla daha hızlı artmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde ise Asya ülkeleri başı çekmektedir.

Ekonomik aktivitedeki iyileşme paralelinde gelişmiş ülkelerde sıkı kredi koşullarının sonuna gelinirken, gelişmekte olan ülkelerde kredi arzındaki artış yeniden ivme kazanmaktadır. Bununla birlikte, özellikle gelişmiş ülkelerde finansal sektörün yeniden yapılandırılmasının sürmesi ve sermaye ihtiyacı, kredi piyasası üzerinde bir süre daha baskı oluşturabilecektir. Ayrıca, bazı gelişmiş ülkelerde yüksek bütçe açıkları ve artan borç stoklarının risk algılamasını artırması da ekonomik toparlanmayı olumsuz etkileyebilecektir.

Yunanistan’ın borç stokunun sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler Nisan ayı boyunca piyasaların gündeminde önemli yer tutmuştur. 9 Nisan tarihinde Fitch Yunanistan’ın yabancı para cinsinden kredi notunu 2 kademe birden indirmiştir. 22 Nisan’da ise Moody’s Yunanistan’ın kredi notunu A3’e düşürmüştür. En son not indirimi 27 Nisan’da Standard and Poor’s tarafından gerçekleştirilmiş ve Yunanistan’ın kredi notu üç basamaklık indirimle BB+ seviyesine düşürülmüştür. Görünüm de negatif olarak belirlenmiştir. Böylece, Yunanistan’ın kredi notu yatırım yapılabilir seviyeden spekülatif seviyeye gerilemiştir. Aynı dönemde, Standard and Poor’s Portekiz’in kredi notunu 2 kademe, İspanya’nın kredi notunu da 1 kademe aşağı indirmiş;

Portekiz’in kredi notu A- seviyesine, İspanya’nınki de AA’ya gerilemiştir. Portekiz’in kamu maliyesine ve ekonomik görünümüne ilişkin gelişmeler, İspanya’nın ise zayıf büyümesinin kamu maliyesi üzerinde beklenen olumsuz etkileri not indirimlerine gerekçe olarak gösterilmiştir. Bu gelişmelerin ardından söz konusu ülkelerin borçlanma maliyetleri hızla yükselmiş ve global piyasalarda risk algılaması artmıştır. Nitekim, 27 Nisan’da global risk endeksi (VIX) Ekim 2008’den bu yana en yüksek günlük artışını kaydetmiştir.

Bununla birlikte, Mayıs ayı başı itibarıyla Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Euro Alanı yetkililerinin Yunanistan’a üç yıllık sürede kullandırılmak üzere €110 milyar tutarında yardım sağlanması konusunda mutabakata varmaları, piyasalardaki endişelerin bir miktar azalmasını sağlamıştır.

Gelişmiş ülkelerdeki enflasyon göstergeleri işgücü piyasalarındaki zayıflığın da etkisiyle düşük düzeylerde seyretmektedir. Bu ülkelerde ekonomik aktivitedeki toparlanmanın da ılımlı seyretmesi, gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz oranlarını bir süre daha düşük seviyelerde tutacağına işaret etmektedir. Bu durum gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını desteklemekte ve bu ülkelerin para birimlerinin değerlenmesine yol açmaktadır. Öte yandan, orta vadede gelişmiş ülkelerin yüksek seviyedeki borçlanma ihtiyacının gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye girişi üzerinde yeniden baskı yaratabileceği düşünülmektedir.

Açıklanan veriler, Türkiye ekonomisinin 2010 yılının ilk çeyreğinde yüksek bir büyüme performansı gösterdiğine işaret etmektedir. Sermaye akımlarının normalleşmesi, global ticaretteki canlanma ve güçlü iç talep Türkiye ekonomisinin gelişmekte olan Avrupa ekonomileri içinde öne çıkmasına neden olmaktadır. Bu çerçevede, ekonominin 2010 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %11 büyüdüğünü, yıllık büyümenin ise %5’i aşacağını tahmin ediyoruz.

Türkiye ekonomisinde güçlü toparlanma…

Global ekonomi

tahminlerden daha hızlı büyüyor.

Piyasalar, Yunanistan’daki gelişmelere odaklandı.

Sermaye akımları…

(3)

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler

IMF, Nisan ayında yayımladığı Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nda, küresel ekonomideki toparlanmanın beklentilerden güçlü seyretmekle birlikte, ülkeden ülkeye farklılık arz ettiğini ifade etmiştir. IMF, dünya ekonomisinin 2010 yılında

%4,2, 2011 yılında %4,3 büyüyeceğini öngörmektedir. Öte yandan, krizden çıkışta önemli katkı sağlayan genişletici maliye politikalarının bütçe açıklarında artışa neden olmasının orta vadeli mali konsolidasyon stratejilerine olan ihtiyacı artırdığını vurgulamıştır. Bu durumun, büyüme üzerinde risk unsuru oluşturabileceği belirtilmiştir.

IMF Tahminleri

(%) Nisan Ayı Tahminleri Ocak Ayı

Tahminlerinden Farkı

2010 2011 2010 2011

Büyüme

Dünya 4,2 4,3 0,3 -

Gelişmiş Ülkeler 2,3 2,4 0,2 -

ABD 3,1 2,6 0,4 0,2

Euro Alanı 1,0 1,5 - -0,1

Japonya 1,9 2,0 0,2 -0,2

Gelişmekte Olan Ülkeler 6,3 6,5 0,3 0,2

Türkiye 5,2 3,4 - -

Çin 10,0 9,9 - 0,2

Rusya 4,0 3,3 0,4 -0,1

Brezilya 5,5 4,1 0,8 0,4

Hindistan 8,8 8,4 1,1 0,6

Dünya Ticaret Hacmi 7,0 6,1 1,2 -0,2

Enflasyon

Gelişmiş Ülkeler 1,5 1,4 0,2 -0,1

Gelişmekte Olan Ülkeler 6,2 4,7 - 0,1

Kaynak: IMF Dünya Ekonomik Görünümü Raporu, Nisan 2010

Nisan ayında yayımlanan Global Finansal İstikrar Raporu’nda, IMF küresel finansal sistemde iyileşme kaydedildiğini belirtmiş ve krizin başlangıcından bu yana dünya genelinde sorunlu varlıklardan kaynaklanan zarar tahminini $2,8 trilyondan $2,3 trilyona indirmiştir. Ayrıca, raporda özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelen sermaye girişlerinin önümüzdeki dönemde enflasyon ve döviz kurları üzerinde etkili olabileceği ve bunun da ülke ekonomileri için risk unsuru oluşturabileceği ifade edilmiştir.

ABD Merkez Bankası (Fed), 28 Nisan’daki toplantısında kısa vadeli faiz oranlarını

%0-0,25 aralığında değiştirmeden bırakmıştır. Fed, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, ekonomik aktivitedeki güçlenmenin sürdüğünü ve işgücü piyasasında toparlanmanın başladığını ifade etmiştir. Ayrıca, Fed faiz oranlarının uzun bir süre daha düşük seviyelerde tutulacağı yönündeki görüşünü tekrar etmiştir. ABD ekonomisi yılın ilk çeyreğinde tüketim harcamalarındaki artışın etkisiyle %3,2 büyümüştür.

Avrupa Merkez Bankası (ECB), 8 Nisan’daki toplantısında kısa vadeli faiz oranlarını piyasa beklentileri paralelinde değiştirmeyerek %1 seviyesinde bırakmıştır. Euro Alanı ekonomisi ABD ekonomisine kıyasla daha zayıf bir görünüm sergilemektedir. Euro Alanı’nın 2010 yılında %1 civarında büyüyeceği tahmin edilmektedir. Ayrıca, Yunanistan’a ilişkin gelişmeler ECB’nin çıkış stratejileri uygulamasını zorlaştırmaktadır.

Japonya Merkez Bankası (BoJ), 30 Nisan’daki toplantısında faiz oranlarını beklentiler paralelinde değiştirmeyerek %0,1 seviyesinde bırakmıştır. Toplantı sonrası yapılan açıklamada Japonya ekonomisinin mevcut koşullarında büyümenin desteklenmesinin önem taşıdığı vurgulanmıştır. Öte yandan, Ocak ayında deflasyonun 2011 mali yılında da sürebileceğini öngören BoJ, güncellediği tahminlerinde çekirdek tüketici enflasyonunun 2011 mali yılında artabileceğini belirtmiştir. Ayrıca BoJ, Japon ekonomisinin 2010 yılında %1,8, 2011 yılında %2 büyüyeceğini öngörmüştür.

Fed faiz oranlarını değiştirmedi.

Euro Alanı’nda toparlanma ABD’ye kıyasla daha zayıf...

IMF, dünya ekonomisi için büyüme tahminini %4,2’ye yükseltti.

IMF, Global Finansal İstikrar Raporu’nu açıkladı.

BoJ, büyüme ve enflasyon tahminlerini güncelledi.

(4)

3 Kaynak: Reuters

Euro, Yunanistan’ın mali durumunun düşünülenden daha kötü olduğunun ortaya çıkması ve rating şirketleri tarafından yapılan not indirimlerinin etkisiyle zayıf bir görünüm sergilemektedir. 30 Nisan itibarıyla €/$ paritesi 1,33 seviyesindedir. $/¥

paritesi ise yatay bir seyir izleyerek ay sonunda 94 düzeyinde gerçekleşmiştir.

ABD başta olmak üzere küresel ekonomideki toparlanma eğiliminin belirginleşmesiyle petrol fiyatlarındaki artış Nisan ayında da sürmüştür. Petrol fiyatları Nisan ayı sonu itibarıyla $/varil 87 düzeyinde gerçekleşmiştir. Nisan ayında, Yunanistan başta olmak üzere Euro Alanı ülkelerinin mali durumlarına ilişkin endişelerin risk algılamasını yükseltmesi altın alımlarını artırmıştır. Altın fiyatları Nisan ayında %6’ya yakın artarak 30 Nisan itibarıyla $/ons 1.178 ile yılın en yüksek seviyesine yükselmiştir.

Nisan ayında, Mart ayı sonuna göre gelişmekte olan ülkelerin eurotahvillerinin risk primleri 14 baz puan artarak 265 baz puana, Türk eurotahvillerinin risk primleri 19 baz puan artarak 225 baz puana yükselmiştir. Nisan ayı boyunca Yunanistan ekonomisine ilişkin endişelerin devam etmesi risk primlerinin yükselişinde etkili olmuştur.

Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler

Sınai üretim Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %18,1 artış kaydetmiştir.

Aylık bazda ise, mevsimsel ve takvim etkilerinden arındırılmış olan endeksteki artış

%1,6 düzeyinde gerçekleşmiştir.

Kapasite kullanım oranına (KKO) bakıldığında da, Nisan ayında imalat sanayinde KKO’nun geçen yılın aynı ayına göre 11,9 puan artarak Ekim 2008’den bu yana en yüksek seviyesi olan %72,2’ye yükseldiği görülmektedir. KKO’da yatırım malları imalatındaki toparlanma dikkat çekmektedir.

Kaynak: TCMB 0

0,2 0,4 0,6 0,8 1 1,2 1,4 1,6

Haz.10 Eyl.10 Ara.10 Mar.11 Haz.11

%

Vadeli Piyasalar

Fed ECB BoJ

50 55 60 65 70 75 80 85 90

Oca.07 Mar.07 May.07 Tem.07 Eyl.07 Kas.07 Oca.08 Mar.08 May.08 Tem.08 Eyl.08 Kas.08 Oca.09 Mar.09 May.09 Tem.09 Eyl.09 Kas.09 Oca.10 Mar.10

Mal Gruplarına Göre Kapasite Kullanım Oranı (%)

Yatırım M.

Ara M.

Tüketim M.

Sanayi üretim artışı güçlü…

Euro’nun zayıf seyri sürüyor.

Nisan ayında petrol ve altın fiyatları yükseldi.

Risk primleri arttı.

KKO, Ekim 2008’den bu yana en yüksek

seviyede…

(5)

Nisan ayı İktisadi Yönelim Anketi’ne göre ise, gelecek üç aya ilişkin değerlendirmelerde üretim hacminde artış bekleyenler lehine olan seyir güçlenerek devam etmiştir. Gelecek üç aya ilişkin ihracat sipariş, iç piyasa sipariş ve toplam sipariş miktarlarındaki artış beklentileri de güçlenmiştir. Öncü göstergelerden tüketici güven endeksi de artış kaydetmektedir. Geçtiğimiz yılın aynı döneminin üzerinde olan endeks, iç talebin ekonomik büyümeye katkı yapmaya devam ettiğine işaret etmektedir.

Mart ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %22,4 artarak $10 milyar civarında gerçekleşirken, ithalat %42,7’lik artış kaydederek $15 milyar düzeyine yükselmiştir. Böylece, Mart ayında dış ticaret açığı $5 milyar ile Aralık 2008’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Dış ticaret açığının yeniden genişleme eğilimine girmesi ekonomik aktivitenin arttığına işaret etmektedir. 2010 yılı genelinde de, dış ticaret açığının genişlemeye devam edeceğini düşünüyoruz.

Mart Ocak-Mart

(milyon $) 2009 2010 (%) 2009 2010 (%)

İhracat 8.157 9.986 22,4 24.478 26.200 7,0

İthalat 10.524 15.017 42,7 28.882 38.325 32,7

Dış Ticaret Dengesi -2.367 -5.032 112,6 -4.404 -12.125 175,3

Karşılama Oranı (%) 77,5 66,5 - 84,8 68,4 -

Not: Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: TÜİK

*sağ eksen Kaynak: TÜİK

Yılın ilk çeyreğinde motorlu kara taşıtları, tekstil ürünleri ve giyim ürünleri ihracatındaki artış dikkat çekmektedir. Mart ayında motorlu kara taşıtları ihracatı

$1,5 milyar seviyesinde gerçekleşerek Eylül 2008’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Öte yandan, ana metal sanayii ihracatı gerilemiştir.

118,8

84,7 95,3

50 60 70 80 90 100 110 120 130

Haz.08 Tem.08 Ağu.08 Eyl.08 Eki.08 Kas.08 Ara.08 Oca.09 Şub.09 Mar.09 Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

Reel Kesim Güven Endeksi Tüketici Güven Endeksi CNBC-e Tüketici Güven Endeksi

0 1 2 3 4 5 6 7 8 9

80 90 100 110 120 130

Oca.08 Mar.08 May.08 Tem.08 Eyl.08 Kas.08 Oca.09 Mar.09 May.09 Tem.09 Eyl.09 Kas.09 Oca.10 Mar.10

(milyar $)

Sanayi Üretim Endeksi Dış Ticaret Açığı*

Mart ayında dış ticaret dengesi $5 milyar açık verdi.

Ana metal sanayi ihracatında gerileme…

Beklentiler olumlu…

(6)

5 Yılın ilk çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre ithalat artışı, ihracatın oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, artan ara malı ithalatı talebinin yanısıra emtia fiyatlarındaki yükseliş de etkili olmuştur. Nitekim, bu dönemde kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri, ana metal sanayii ve kimyasal madde ve ürünler ithalatındaki artış dikkat çekmektedir.

Şubat ayında cari işlemler dengesi beklentilere paralel olarak $2,6 milyar düzeyinde açık vermiştir. 12 aylık kümülatif bazda cari işlemler açığı da Şubat ayında $18,8 milyara ulaşmıştır.

Kaynak: TCMB

Sermaye ve finans hesapları incelendiğinde, Şubat ayında $298 milyon net doğrudan yatırım girişi kaydedildiği görülmektedir. Portföy yatırımlarında ise Hazine’nin yurtdışı piyasalara yapmış olduğu borç geri ödemesinin de etkisiyle

$2,2 milyar çıkış yaşanmıştır. Aynı dönemde, bankacılık dışı özel sektör net borç ödeyicisi konumunu sürdürmüştür. Bankacılık dışı özel sektörün uzun vadeli borç çevirme oranı %71’e yükselmiştir. Şubat ayında net hata ve noksan kaleminde

$450 milyon tutarında giriş kaydedilmiştir.

Son dönemde, ekonomik aktivitede kaydedilen toparlanma paralelinde dış ticaret açığı ve cari açık yeniden artış eğilimine girmiştir. Bu durumun 2010 yılı genelinde süreceği ve cari açığın bir önceki yıla kıyasla önemli ölçüde artış kaydedeceği öngörülmektedir. Ancak, cari açığın finansmanında global likidite koşullarındaki iyileşmenin de etkisiyle bir sorun yaşanmayacağı ve TL’nin değeri üzerinde baskı gözlenmeyeceği düşünülmektedir

Kaynak: TCMB, TÜİK

Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı merkezi yönetim bütçe verilerine göre, Mart ayında bütçe açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %32,2 oranında azalarak TL5,9 milyar

-1 1 3 5 7 9

Oca.08 Mar.08 May.08 Tem.08 Eyl.08 Kas.08 Oca.09 Mar.09 May.09 Tem.09 Eyl.09 Kas.09 Oca.10 Mar.10

(milyar $)

Cari Açık (Aylık) Dış Ticaret Açığı (Aylık) (milyon $)

Mart 2009-Şubat 2010

Ocak-Şubat

2009 2010

Cari İşlemler Dengesi -18.813 -801 -5.572

Dış Ticaret Dengesi -29.686 -36 -4.866

Hizmetler Dengesi 16.038 447 299

Turizm (net) 17.048 951 896

Gelir Dengesi -7.327 -1.541 -1.197

Cari Transferler 2.162 329 192

Sermaye ve Finans Hesapları 11.181 -2.569 3.177

Doğrudan Yatırımlar (net) 5.258 1.474 652

Portföy Yatırımları (net) 2.722 -2.740 -214

Hisse Senetleri 3.470 -435 208

Borç Senetleri 2.013 -1.289 613

Diğer Yatırımlar (net) 2.159 -1.123 1.766

Krediler -13.281 -1.631 -2.172

Bankacılık Sektörü -4.174 -972 -1.017

Bankacılık Dışı Sektörler -10.395 -650 -1.506

Rezerv Varlıklar (net) 1.042 -180 973

Net Hata ve Noksan 7.632 3.370 2.395

Şubat ayında cari açık beklentiler paralelinde gerçekleşti.

Yılın ilk çeyreği itibarıyla bütçe sonuçları olumlu…

Cari açığın finansmanında sorun beklenmiyor.

Enerji fiyatlarındaki yükseliş ithalatı artırıyor.

(7)

düzeyinde gerçekleşmiştir. Böylece, yılın ilk çeyreğinde bütçe açığı geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki TL19,1 milyar seviyesinden TL11,3 milyara gerilemiştir. 2009 yılında ekonomik aktivitedeki daralmanın vergi gelirlerini olumsuz etkilemesi ve yerel seçimler öncesinde artan faiz dışı harcamalar ilk çeyrekteki olumsuz bütçe performansında etkili olmuştu. Faiz dışı dengeye bakıldığında da, geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde TL1 milyar tutarındaki faiz dışı açıktan bu yılın aynı döneminde TL3,7 milyar fazlaya dönüldüğü görülmektedir. Yılın ilk çeyreği itibarıyla, bütçe gerçekleşmelerinin hedeflerle uyumlu olduğu dikkat çekmektedir.

Mart Yıllık % Değişim

Ocak-Mart Yıllık % Değişim

Bütçe Tahmini

Gerç./Tahmin

(milyon TL) 2010 2009 2010 (%)

Harcamalar 23.436 7,4 66.425 68.373 2,9 286.981 23,8

Faiz Harcamaları 4.333 -2,6 18.090 14.999 -17,1 56.750 26,4

Faiz Dışı Harcamalar 19.104 10,0 48.334 53.374 10,4 230.231 23,2

Gelirler 17.488 34,0 47.298 57.032 20,6 236.794 24,1

Vergi Gelirleri 14.461 37,5 38.144 47.902 25,6 193.324 24,8

Diğer Gelirler 3.027 19,2 9.154 9.130 -0,3 43.471 21,0

Bütçe Dengesi -5.948 -32,2 -19.127 -11.341 -40,7 -50.187 22,6

Faiz Dışı Denge -1.616 -62,6 -1.037 3.659 - 6.563 55,8

Not: Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: Maliye Bakanlığı

Ekonomik aktivitedeki artış eğilimi ile 2010 yılının başında fiyat esnekliği az olan akaryakıt, alkollü içecekler ve tütün ürünleri gibi ürünlerden alınan vergi oranlarının yükseltilmesi, yılın ilk çeyreğinde vergi gelirlerinin %25,6 oranında artırılmasına imkân vermiştir. Bu dönemde, gelir vergisindeki artış %1,6, kurumlar vergisindeki artış %15,1 oranında gerçekleşmiştir. Vergi gelirlerine asıl katkı dolaylı vergilerden sağlanmıştır. Bu dönemde, dolaylı vergiler içerisinde Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi %40, Özel Tüketim Vergisi %34, İthalde Alınan Katma Değer Vergisi ise ithalatın yeniden artış eğilimine girmesi ile birlikte %58 oranında artmıştır.

Bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla harcamalardaki artış %2,9 ile sınırlı bir düzeyde kalmıştır. Faiz harcamaları %17,1 oranında gerilerken, faiz dışı harcamalardaki artış %10,4 düzeyinde gerçekleşmiştir.

TCMB, 13 Nisan’daki toplantısında kısa vadeli faiz oranlarını beklentiler paralelinde değiştirmeyerek %6,50 seviyesinde bırakırken, 14 Nisan’da “Para Politikası Çıkış Stratejisi”ni açıklamıştır. Buna göre; döviz ve TL piyasalarına yönelik alınan tedbirlerin bir bölümünün aşamalı olarak geri çekilmesi planlanmaktadır. Öncelikle kriz yönetimi kapsamında devreye sokulan tedbirlerin geri alınacağı belirtilmiştir.

Döviz piyasasına yönelik çıkış stratejisinde, küresel piyasalardaki normalleşme belirginleştikçe döviz likiditesine ilişkin sağlanan imkânların kriz öncesi seviyelere getirilmesi planlanmaktadır. Nitekim TCMB, 26 Nisan’da bankaların tutmak zorunda olduğu yabancı para zorunlu karşılık oranını 50 baz puan artırarak %9,5’e yükseltmiştir. Böylece, TCMB piyasadan yaklaşık $700 milyon likidite çekmiştir.

Türk Lirası piyasalara yönelik çıkış stratejisinde, aşamalı bir strateji uygulanmasına karar verilmiştir. İlk aşamada, piyasanın ihtiyacından daha fazla fonlanması şeklindeki politika çerçevesinde arz edilmekte olan likidite miktarı tedricen azaltılmaya başlanacaktır. İkinci aşamayı ise teknik faiz ayarlaması oluşturmaktadır. TCMB’nin açıkladığı çıkış stratejisi genel olarak krize karşı alınan önlemlerden çıkışın hızlı bir şekilde değil, tedrici olacağını göstermektedir.

29 Nisan’da yılın ikinci Enflasyon Raporu’nu açıklayan TCMB, son dönemde yaşanan gelişmelere bağlı olarak enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etmiştir. TCMB, bu revizyonun gerekçeleri arasında gıda fiyatlarındaki hızlı artışı, iç talebin güçlü seyri ile vergi artışlarının yanısıra petrol ve ithal girdi maliyetlerini göstermiştir. Kısa vadede likidite tedbirlerinin aşamalı olarak normalleştirileceği, Vergi gelirleri artıyor.

Harcamalarda sınırlı artış…

TCMB, “Para Politikası Çıkış Stratejisi”ni açıkladı.

TCMB, baz senaryosunda faizlerin yılın son

çeyreğinde artacağını öngörüyor.

(8)

7 politika faizlerinin ise bir süre daha mevcut düzeylerde tutularak yılın son çeyreğinden itibaren ölçülü artışlar gösterdikten sonra gelecek üç yıl boyunca tek haneli düzeylerde kalacağı varsayımı altında Merkez Bankası; %70 olasılıkla enflasyonun; 2010 yılı sonunda %7,2 ile %9,6 aralığında (orta noktası %8,4), 2011 yılı sonunda %3,6 ile %7,2 aralığında (orta noktası %5,4) ve 2012 yılında %5 düzeyinde gerçekleşeceğini tahmin etmektedir.

Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler

16 Nisan itibarıyla, mevduat hacmi 2009 yılsonuna göre %4 artarak TL552,6 milyara yükselmiştir. Bu dönemde TP mevduat hacmi %5,9 yükselirken, YP mevduat sadece %0,3 artış kaydetmiştir. Böylece YP mevduatın toplam mevduat içindeki oranı %33,3 seviyesine gerilemiştir.

Kaynak: BDDK

16 Nisan itibarıyla toplam kredi hacmi 2009 yılsonuna göre %5,8 oranında artarak TL423,5 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde tüketici kredileri %8,2 oranında artış kaydederek TL100,9 milyara yükselmiştir. Tüketici kredileri içerisinde konut ve ihtiyaç kredileri sırasıyla %8,7 ve %7,8 yükselirken, taşıt kredileri %4 düşmüştür.

Kredi hacmi banka türlerine göre son bir yıllık dönemde incelendiğinde, Mart ayı başından itibaren kamu bankalarının, Nisan ayı başından itibaren ise yabancı bankaların kredi hacmi artışındaki yavaşlama dikkat çekmektedir. Buna karşılık, özel bankaların kredi hacmindeki artış hızlanmıştır.

(*) Bir önceki çeyreğe göre değişim Kaynak: BDDK

32 33 34 35 36 37 38

Oca.09 Şub.09 Mar.09 Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

YP Mevduatın Toplam Mevduat İçindeki Payı (%)

-8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10

Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

Kredi Hacmindeki Değişim* (%)

Kamu Özel Yabancı Kredi hacmi 2009

yılsonuna göre TL23 milyar arttı.

Mevduat hacmi 2009 yılsonuna göre %4 arttı.

(9)

Bankacılık sektörünün menkul kıymetler portföyü, 16 Nisan 2010 itibarıyla 2009 yılsonuna göre %3,9 artarak TL273,2 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Yılsonuna göre menkul kıymetler portföyünü en çok kamu bankalarının artırdıkları gözlenmiştir.

16 Nisan 2010 itibarıyla, emanet menkul kıymetler portföyü 2009 yılsonuna göre

%0,1 gerilemiştir. Bu dönemde yurtiçindeki yerleşiklerin emanet menkul kıymetler portföyü %3,2 oranında azalırken, yurtdışı yerleşiklerin emanet menkul kıymetler portföyü %10,1 oranında artış kaydetmiştir.

* sağ eksen Kaynak: BDDK

16 Nisan 2010 itibarıyla bankacılık sektörünün yabancı para net genel pozisyonu

$88 milyon düzeyinde gerçekleşmiştir. Yabancı para net genel pozisyonu bilanço içi kalemlerde -$15.775 milyon, bilanço dışında ise $15.863 milyon düzeyindedir.

BDDK tarafından yapılan Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi sonuçlarına göre, küresel ekonomik krizin Türkiye açısından etkisini kaybedeceğine ilişkin olumlu beklentilerin öne çıktığı görülmektedir. Anket sonuçlarında GSYH, kredi hacmi ve bankacılık sektörü aktif büyüklüğü gibi göstergelerde artış beklentilerinin ağırlıkta olduğu görülmektedir. Nitekim, ticari ve bireysel kredilerde takibe düşme oranına ilişkin artış beklentilerinin önemli bir gerileme göstererek son bir yılın en düşük seviyesine gerilemiş olması gelecek dönemde kredi arzının artacağına işaret etmektedir.

Son anket sonuçlarına göre, kredi riski, bankacılık sektörünün risk kaynakları içerisinde ilk sırada yer almaya devam etmektedir. Öte yandan, para politikasının sıkılaştırılması beklentisi paralelinde faiz riskinin önemli ölçüde artış kaydetmesinin sektörün kârlılığı üzerinde baskı yaratabileceği düşünülmektedir.

Kaynak: BDDK, Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi’nde “Bankacılık sektörünün önümüzdeki 3 aylık dönemdeki muhtemel risk kaynaklarını önem derecesine göre (en önemlisi 1 olmak üzere 1’den 6’ya) sıralayınız.” sorusuna verilen cevapların yüzde dağılımından alınmıştır.

*Kur riski, düzenleme riski, likidite riski ve operasyonel riskler

25 26 27 28 29 30

84 85 86 87 88 89 90

Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

Emanet Menkul Kıymetler Portföyü (milyar TL)

Yurtiçi Yerleşikler Yurtdışı Yerleşikler*

86

1

50 49

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100

Kredi Riski Faiz Riski Diğer Riskler*

Bankacılık Sektöründeki Risk Kaynakları (%)

Nis.09 Tem.09 Eki.09 Oca.10 Nis.10 Gelecek döneme ilişkin

riskler…

Bankalar kapalı pozisyonda.

Menkul kıymetler portföyü....

Emanet menkul

kıymetler portföyü yatay seyretti.

(10)

9 Yılın ilk dört ayında açıklanan veriler dış talebin nispeten zayıf seyretmesine karşılık iç talebin desteğiyle Türkiye ekonomisinde beklentilerden güçlü bir toparlanma sürecinin istikrar kazandığına işaret etmektedir. Ayrıca, bütçe gelişmelerinin Orta Vadeli Program’da yer alan hedeflerden daha iyi bir performans göstermesi dikkati çekmektedir. Yunanistan başta olmak üzere bazı Euro Alanı ekonomilerinde kamu borç stoklarının sürdürülebilirliğine ilişkin gelişmeler zaman zaman risk algılamasını artırsa da, finansal piyasalar genel olarak olumlu bir seyir izlemiştir. Yıl genelinde de bu eğilimin devam edeceği ve kredi hacmindeki artışın reel ekonomideki toparlanmayla birlikte hız kazanacağı tahmin edilmektedir.

Beklentiler…

(11)

Kaynak: TCMB, TÜİK, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü 10 SINAİ ÜRETİM

BÜYÜME

DIŞ TİCARET

ENFLASYON

-20 -15 -10 -5 0 5 10 15

2006/1 2006/2 2006/3 2006/4 2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4

GSYH (Yıllık % Değişim)

-15 -10 -5 0 5 10 15

2006/1 2006/2 2006/3 2006/4 2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4

Sektörlere Göre Katkı Puan (%)

Hizmetler İnşaat Sanayi Tarım GSYH

-50 -40 -30 -20 -10 0 10 20 30 40 50

Mar.09 Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10

Dış Ticaret (Yıllık % Değişim)

İhracat İthalat

0,58 1,94

-4 -3 -2 -1 0 1 2 3

Mar.09 Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10

Aylık Enflasyon (%)

TÜFE ÜFE

9,56

8,58

-5 0 5 10 15

Mar.09 Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10

Yıllık Enflasyon (%) TÜFE

ÜFE -21,4

-23,8

-20,9 -18,7 -17,6 -10,1 -9,0

-6,3 -8,9 6,5

-2,2 25,3

12,1 18,1

-25 -20 -15 -10 -5 0 5 10 15 20 25 30

O Ş M N M H T A E E K A

Sınai Üretim (Yıllık % Değişim) 2009 2010

60,3 72,2

50 55 60 65 70 75

O Ş M N M H T A E E K A

İmalat Sanayii Kapasite Kullanım Oranı (%)

2009 2010

10 15 20 25 30 35 40 45 50

-1 0 1 2 3 4

Şub.09 Mar.09 Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10

12 Aylık

Aylık Cari İşlemler Açığı (milyar $)

Aylık 12 Aylık

(12)

Kaynak: TCMB, Reuters, DPT, İMKB, JP Morgan, Chicago Board Options Exchange, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü

11 BONO-TAHVİL

1,0 1,2 1,4 1,6 1,8 2,0

Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

€/TL

$/TL

Sepet (0,5*€+0,5*$)

1,20 1,25 1,30 1,35 1,40 1,45

Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

€/$

30 Günlük Hareketli Ortalama

8,9

6 8 10 12 14 16

Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

Hazine İhalelerinde Oluşan Ortalama Bileşik Faiz (%)

1,2

0 2 4 6 8

Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

TL DİBS'lerin Beklenen Reel Getirisi (%)

100 275 450 625 800

Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

Risk Primleri

EMBI+

EMBI+(TR)

10 20 30 40 50

Nis.09 May.09 Haz.09 Tem.09 Ağu.09 Eyl.09 Eki.09 Kas.09 Ara.09 Oca.10 Şub.10 Mar.10 Nis.10

VIX Endeksi

Referanslar

Benzer Belgeler

Aşağıdaki tabloda yer alan cümlelerin eylemlerini geçişli veya geçişsiz olma durumuna göre değerlendirip ilgili sütuna “ “atınız... CÜMLELER

D) Bir kare ileri uçtuktan sonra bir kare yukarı uç. Ardından üç kare daha ileri uçup bir kare aşağı uç. Son olarak üç kare daha ileri uçup iki kare de yukarı uçarsan

A) Sarı B) Mavi C) Kırmızı D) Yeşil.. Ara sıra B köşesinden C köşesine doğrusal olarak yüzdükleri de görülmektedir. Sporcuların izlediği yollardan birisi de

5 metre.. Hasan usta yukarıda şekil 1 de verilen dikdörtgen şeklindeki tahta parçasını oklar yönünde dekupaj makinası ile keserek içerisinden şekil 2 deki dikdörtgen

Bir üçgende, bir açıyı iki eş parçaya ayıran ve bu açının karşısındaki kenara çizilen doğru parçasına, o açının

46. Dik kenarlarından birinin uzunluğu 30 cm ve tüm kenar uzunlukları tam sayı olan dik üçgenin hipotenüs uzunluğunun santimetre cinsinden alabileceği değerler

II. Her bir taş blok için daha az kuvvet uygulamamızı sağlayacağı için enerjiden kazanç sağlar. Piramidin yüksekliği arttıkça eğik düzleminde sadece

Buna göre eğik düzlemlerde özdeş yüklere uygulanan F 1, F 2 ve F 3 kuvvetlerinin karşılaştırılması aşağıdakiler- Kare şeklindeki bir karton köşelerinden katlanıyor