• Sonuç bulunamadı

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ

GELİŞMELER

İktisadi Araştırmalar Bölümü Haziran 2012

► 2 Mayıs’ta yayımlanan OECD Ekonomik Görünüm Raporu’nda, global ekonomik aktivitenin bölgeler arasında farklılaştığı vurgulanmıştır. ABD’de reel kesim ve tüketici güveninin artmaya devam ettiği ve özel sektörün talebine bağlı olarak büyümenin sürdüğü belirtilmiştir. Gelişmiş ülkelere kıyasla ekonomik aktivitenin daha güçlü olduğu birçok gelişmekte olan ülkede ise son dönemde gelişmiş ülkelerdeki sorunlara bağlı olarak yavaşlama işaretleri görüldüğü not edilmiştir.

► Yunanistan’da genel seçimlerin ardından yaşanan politik belirsizlikler, Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan çıkabileceğine yönelik endişeleri artırmıştır. Euro Alanı’nın mali yapısının bütünlüğünü tehdit eden bu gelişmeye ek olarak İspanya’da, bankacılık sektöründe yaşanan finansal sorunlar Euro Alanı’na ilişkin risk algısının yüksek seyretmesine neden olmaktadır.

► Küresel piyasalarda artış gösteren risk algısına bağlı olarak Almanya, Japonya ve ABD gibi güvenli liman olarak görülen ülke tahvillerinin getirileri gerilerken, İspanya’nın kredi temerrüt takas (CDS) primleri rekor seviyeye yükselmiştir. Bu gelişmeler paralelinde, Mayıs ayında €/$ paritesinde ve emtia fiyatlarında hızlı gerileme dikkat çekmektedir.

► Mayıs ayında TCMB’nin gerçekleştirdiği PPK Toplantısı’nda politika faizlerinde herhangi bir değişiklik yapılmazken, TL yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların YP olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınır yükseltilmiştir.

İÇİNDEKİLER

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler... 2 Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler... 4 Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler... 9

(2)

1

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Yunanistan’da 6 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerin ardından halkın kemer sıkma politikalarına karşı duran partilere desteğini artırması sonucu yaşanan politik belirsizlikler, Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan çıkabileceğine yönelik endişeleri gündeme getirmiştir. Öte yandan, üzerinde daha önce anlaşmaya varılan kurtarma paketinin yaşanan politik sorunlar nedeniyle önümüzdeki dönemde Yunanistan’a kullandırılmaması durumunda, ülke nakit sıkıntısı yaşayabilecektir. Ayrıca, Yunanistan’da varlıklı kesimin ülke dışına çıkardığı fon miktarının €250 milyara yaklaştığı ifade edilmektedir. Söz konusu çıkışların önümüzdeki dönemde de devam etmesi halinde bankacılık sektörünün ek sermaye ihtiyacının daha da artacağı düşünülmektedir.

Euro Alanı’nın mali yapısının bütünlüğünü tehdit eden bu gelişmelere ek olarak İspanya’da bankacılık sektöründe yaşanan finansal sorunlar da Euro Alanı’na ilişkin risk algısını artırmaktadır. Nitekim, Yunanistan, İspanya, İtalya ve Portekiz gibi riskli görülen ülkelerin tahvil getirileri ile Euro Alanı’nda güvenli liman olarak algılanan Almanya’nın tahvil getirileri arasındaki fark rekor seviyelere ulaşmıştır.

OECD’nin yayımladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda, global ekonomik aktivitenin bölgeler arasında farklılaştığı, gelişmiş ülke ekonomilerinin durgun bir seyir izlediği, gelişmekte olan ülkelerde ise ekonomik aktivitenin daha güçlü olduğu vurgulanmıştır. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde de gelişmiş ülkelerdeki sorunlara bağlı olarak yavaşlama işaretleri görüldüğü not edilmiştir. OECD, 2012 yılında ABD’nin %2,4, Japonya’nın %2 büyüyeceğini, Euro Alanı’nın ise %0,1 daralacağını öngörmektedir. OECD, Türkiye ekonomisinin ise 2012 yılında %3,3 ve 2013 yılında

%4,6 büyüyeceğini tahmin etmektedir.

Küresel risk iştahındaki gerileme, yatırımcıların küresel ekonomik büyümeye ilişkin endişelerini artırırken, petrol talebi üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmaktadır.

Brent türü ham petrolün fiyatı Mayıs ayının ikinci yarısında hızlı bir düşüş eğilimine girerek, 2012 yılının en düşük seviyelerine gerilemiştir. Dolar ise, yine yatırımcıların risk algısının yüksek olduğu bu dönemde ihtiyatlı bir tavır sergilemeleri nedeniyle, Euro ve gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında değer kazanmaktadır.

ABD’nin 2012 yılı ilk çeyrek büyümesi aşağı yönlü revize edilmiştir. 2012 yılının ilk aylarında ön plana çıkan işgücü piyasalarına yönelik olumlu değerlendirmeler son aylarda geçerliliğini yitirmiştir. Nitekim, Mayıs ayında ABD’de tarım dışı istihdam aylık bazda 69 bin kişi ile beklentilerin oldukça altında artarken ekonomik aktivitenin yavaşladığına işaret eden veriler sonrasında piyasalar Merkez Bankası’nın (Fed) parasal gevşemeye yönelik kararını beklemeye başlamıştır.

TCMB’nin 29 Mayıs’ta gerçekleştirdiği PPK Toplantısı’nda alınan kararlara göre;

politika faizlerinde herhangi bir değişiklik yapılmazken, TL yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların YP olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınır %40’tan %45’e yükseltilmiştir. Ayrıca, TCMB başkanı Erdem Başçı söz konusu oranın önümüzdeki dönemde %60’a kadar çıkartılabileceğini ifade etmiştir.

TCMB bu kararla piyasadaki likiditeyi artırmayı amaçlarken, döviz rezervlerinin güçlendirilmesini de hedeflemektedir. Öte yandan TCMB, TL cinsi zorunlu karşılıkların standart altın olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınırın da %30'a kadar yükseltilebileceğini belirtirken, ek parasal sıkılaştırmanın önümüzdeki dönemde de devam edeceğini vurgulamıştır.

Yunanistan’a ilişkin endişeler…

Emtia fiyatlarında gerileme…

ABD küresel risk algısındaki artıştan olumsuz etkileniyor.

OECD Ekonomik Görünüm Raporu yayımlandı.

TCMB, TL zorunlu karşılıkların YP cinsinden tutulabilecek kısmını

%45’e yükseltti.

İspanya’da mali sorunlar devam ediyor.

(3)

2

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler

22 Mayıs’ta yayımlanan OECD Ekonomik Görünüm Raporu’nda, global ekonomik aktivitenin bölgeler arasında farklılaştığı vurgulanmıştır. ABD’de reel kesim ve tüketici güveninin artmaya devam ettiği ve özel sektörün talebine bağlı olarak büyümenin sürdüğü belirtilmiştir. Bununla birlikte, halen konut ve işgücü piyasalarındaki iyileşmenin zayıf olduğu dikkate alındığında, Fed’in destekleyici para politikalarına bir süre daha devam etmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Japonya’da kamu borcunun yüksek seviyesi nedeniyle, orta vadede kredibilitenin korunabilmesi için mali konsolidasyonun ve yapısal reformların devam etmesinin önemine dikkat çekilmiştir. Gelişmiş ülkelere kıyasla ekonomik aktivitenin daha güçlü olduğu birçok gelişmekte olan ülkede ise son dönemde gelişmiş ülkelerdeki sorunlara bağlı olarak yavaşlama işaretleri görüldüğü not edilmiştir. Raporda, Euro Alanı’ndaki borç krizinin son dönemde kritik bir aşamaya geldiği ve global ekonominin geleceğine ilişkin en önemli riski teşkil ettiği de belirtilmiştir.

OECD, 2012 yılında ABD’nin %2,4, Japonya’nın %2 büyüyeceğini, Euro Alanı’nın ise %0,1 daralacağını öngörmektedir. OECD, Türkiye ekonomisinin ise 2012 yılında %3,3 ve 2013 yılında %4,6 büyüyeceğini tahmin etmektedir.

OECD Tahminleri

(%) 2012 2013

Büyüme

ABD 2,4 2,6

Euro Alanı -0,1 0,9

Japonya 2,0 1,5

Türkiye 3,3 4,6

Enflasyon

ABD 2,0 1,8

Euro Alanı 2,4 1,9

Japonya -0,2 -0,2

Türkiye 9,2 7,2

İşsizlik Oranı

ABD 8,1 7,6

Euro Alanı 10,8 11,1

Japonya 4,5 4,4

Türkiye 9,5 9,1

Dünya Ticaret Hacmi Artışı 4,1 7,0

Kaynak: OECD

Yunanistan’da 6 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerin ardından, IMF, ECB ve Avrupa Komisyonu’ndan oluşan Troyka’nın ortaya koyduğu tasarruf paketlerini onaylayan hükümet partilerine desteğin azalması (Pasok-Yeni Demokrasi) ve başta Syriza Partisi (Sol Koalisyon) olmak üzere, mevcut ekonomik programlara karşı çıkan partilerin oy oranlarının artması Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan çıkabileceğine yönelik endişeleri artırmıştır. Yunanistan’ın nakit akışlarını sürdürebilmesi ve borç geri ödemelerinde sorun yaşamaması için Troyka’dan sağladığı kredinin bir sonraki diliminin serbest bırakılması önem arz etmektedir. Kredinin sonraki diliminin serbest bırakılmaması durumunda Temmuz ayı başında Yunanistan nakit sıkıntısı yaşayabilecektir. Yunanistan’a ilişkin risk algılamasının yoğunlaştığı 2010 yılı sonrasında ülkenin bankacılık sisteminden mevduat çıkışı hız kazanmış, Aralık 2009 - Mart 2012 döneminde özel sektörün mevduat hacminde yaklaşık €75 milyarlık azalma gerçekleşmiştir. Yunanistan’da çok varlıklı kesimin de halihazırda yaklaşık €250 milyarlık bir varlığı ülke dışına çıkarmış oldukları ifade edilmektedir.

Mevcut endişelerle söz konusu çıkışların hız kazanması durumunda bankacılık sektörünün ilave sermaye ihtiyacının daha da artacağı düşünülmektedir.

Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan çıkması, ekonomik maliyetinin yanı sıra söz konusu çıkışın piyasalarda Euro projesinin dağılabileceğine ilişkin bir öncü gösterge olarak algılanması açısından da önemli bir risk unsuru oluşturmaktadır. Yatırımcılarda Yunanistan’ın Euro’dan çıkışının ardından ortaya çıkabilecek olumsuz algının İspanya, İtalya ve Portekiz gibi ülkelere yayılması durumunda, bu ülkelerden de OECD, Ekonomik Görünüm

Raporu’nu yayımladı.

Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan çıkabileceğine yönelik endişeler arttı.

Risk algısındaki bozulmanın borç sorunu yaşayan diğer Euro Alanı ülkelerine bulaşma riski piyasaları kaygılandırıyor.

(4)

3 güvenli liman olarak algılanan Almanya gibi ülkelere mevduat ve sermaye çıkışı yaşanabilecektir. Nitekim, İspanya’nın tahvil ihalelerinde oluşan borçlanma faizlerinin yükselmesine ve Almanya’nın 10 yıllık tahvil getirilerinin tarihi düşük seviyeye gerilemesine bağlı olarak, söz konusu ülkelerin tahvil getirileri arasındaki fark rekor seviyeye yükselmiştir. Halihazırda bu ülkelerde tarihi yüksek seviyelerde bulunan risk primleri daha da artabilecek ve borç stokları sürdürülemez hale gelebilecektir. Bu kapsamda, son dönemde İspanya’nın kredi temerrüt takas (CDS) oranları bankacılık sektörüne ilişkin endişelerin etkisiyle 583 baz puan ile rekor seviyeye yükselmiştir. Ayrıca, İspanya’da Bankacılık Sektörü Kurtarma Fonu’nun, aktif büyüklüğü bakımından İspanya’nın en büyük bankası Bankia’ya sermaye desteği sağlamak amacıyla tahvil ihracı gerçekleştireceği açıklanmıştır. Moody’s’in 17 Mayıs’ta 16 İspanyol bankasının kredi notunu 1-4 kademe arasında düşürmesinin ardından Standard and Poor’s da 25 Mayıs’ta 5 İspanyol bankasının notunu indirmiştir. Çevre ülkelerdeki sorunlar nedeniyle, Yunanistan’ın Euro Alanı’ndan ayrılması halinde, bu sürecin kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesi ve piyasalarda panik havasının önüne geçilmesi büyük önem taşımaktadır.

ABD’de gerçekleştirilen G-8 zirvesinde politika yapıcıların finansal piyasalardaki belirsizliklerin sona erdirilmesi adına ortak müdahale üzerinde anlaştıkları ve Yunanistan’ın Euro’da kalması üzerinde fikir birliğine vardıkları yönündeki haberler küresel risk algılamasındaki hızlı artışı bir miktar sınırlandırmıştır.

Kaynak: Macrobond

Çin’de hükümetin ekonomik büyümeyi desteklemek adına bir dizi teşvik uygulayacağı haberi Mayıs ayında piyasalar tarafında olumlu karşılanırken, 2012 yılının ilk dört ayında merkezi yönetim harcaması yıllık bazda %26,2 artış kaydetmiştir. Ancak, Mayıs ayında Nisan ayına göre %2 gerileyen Çin’in resmi Satın Alma Yöneticileri endeksi, ülkenin büyümesindeki tedrici yavaşlamaya işaret etmektedir.

Mayıs ayı başında Yunanistan’da yapılan seçimlerin ardından Euro’nun geleceğine yönelik endişelerin artması, ortak para biriminin Dolar karşısında hızlı bir şekilde değer kaybetmesine yol açmıştır. Nisan ayı sonundaki 1,3240 seviyesinden Mayıs ayının son günlerinde 1,24 seviyesinin altına gerileyen €/$ paritesi 31 Mayıs’ta 1,2356 seviyesinde gerçekleşmiştir. Öte yandan, Mayıs ayında Dolar, diğer gelişmiş ülke para birimlerine karşı da hızlı bir değerlenme eğilimine girmiştir.

0 5 10 15 20 25 30 35

0 1 2 3 4 5 6 7 8

Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

% 10 Yıllık Tahvil Getirileri %

ABD İspanya

İtalya Almanya

Japonya Yunanistan (Sağ Eksen)

G-8 zirvesinde Yunanistan’ın Euro Alanı’nda kalmasına destek kararı…

Dolar, güvenli liman alımlarıyla değer kazandı.

Çin’de büyümeye ilişkin endişeler artıyor.

(5)

4 Kaynak: Reuters

Mayıs ayının başında risk algılamasındaki artışla birlikte uluslararası piyasalarda likit yatırım araçlarına yönelişe bağlı olarak altın fiyatları hızlı bir şekilde gerilemiştir.

Nisan ayı sonunda $/ons 1.664 olan altın fiyatı, Mayıs ayında $/ons 1.527’ye kadar gerilemiş; ancak, daha sonra bir miktar toparlanarak 31 Mayıs itibarıyla $/ons 1.559 seviyesinde gerçekleşmiştir. Mayıs ayının ikinci yarısında özellikle Euro Alanı’nın mali yapısına ilişkin endişelerden kaynaklanan global ekonomik aktiviteye yönelik olumsuz beklentiler, önümüzdeki dönemde petrol talebinin azalacağı tahminlerini güçlendirmiştir. Bu çerçevede, petrol fiyatları 31 Mayıs’ta $/varil 102 seviyesine gerilemiştir.

Kaynak: Reuters

Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler

2012 yılı Mart ayında sanayi üretim endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %2,4 artmıştır. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre %0,7 artış kaydetmiştir. Çeyreklik bazda incelendiğinde, sanayi üretim endeksinin 2012 yılının ilk çeyreğinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre

%2,8’lik büyüme ile 2009’un 3. çeyreğinden bu yana en zayıf performansını sergilediği görülmektedir. Sınai üretim verileri, 2011 yılının ikinci yarısında gözlenmeye başlanan yurtiçi ekonomik aktivitedeki tedrici yavaşlamanın 2012’nin ilk çeyreğinde de devam ettiğini ortaya koymuştur.

Bununla birlikte, TCMB’nin son Enflasyon Raporu’nda belirttiği üzere ilk çeyrekte yavaşlayan yurtiçi ekonomik aktivitenin ikinci çeyrekte tedrici olarak hız kazanacağı öngörülmektedir.

Reel kesim güven endeksi Mayıs ayında, Nisan ayında ulaştığı 11 ayın zirvesinden 2,2 puan gerileyerek 113,8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Reel kesim güven endeksindeki gerilemede gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, toplam istihdam ve üretim hacmi ile genel gidişat ve mevcut toplam sipariş miktarına ilişkin olumsuz değerlendirmeler etkili olmuştur. Tüketici güven endeksinde Kasım 2011’den bu

1,22 1,24 1,26 1,28 1,3 1,32 1,34 1,36

10 12 14 16 18 20 22 24 26

Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

VIX Endeksi

EUR/USD (sağ eksen)

1.785

1.558 1400

1500 1600 1700 1800 1900

Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

$/ons Altın fiyatları

102 128

90 95 100 105 110 115 120 125 130

Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

$/varil Petrol fiyatları Altın dalgalı bir seyir izliyor.

Petrol fiyatları geriledi.

Sanayi üretim endeksi 2012’nin ilk çeyreğinde 2009’un üçüncü

çeyreğinden bu yana en düşük artışını gerçekleştirdi.

Reel kesim güven endeksi geriledi.

(6)

5 yana süren yükseliş eğilimi ise, Nisan ayında gözlenen 2,8 puanlık düşüş ile sonlanmıştır. Anket sonuçlarına göre tüketicilerin özellikle önümüzdeki 3 ay için genel ekonomik duruma ilişkin beklentilerinde önemli bir bozulma göze çarpmaktadır. Öte yandan, Mayıs ayında bir önceki aya göre değişim göstermeyen imalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO) %74,7 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Mayıs ayı KKO bir önceki yılın aynı ayına 0,5 puan gerilerken, sektör bazında en yüksek kapasite kullanım oranı %81,7 ile kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı sektöründe gerçekleşmiştir.

Kaynak: TÜİK, TCMB

Küresel piyasalarda devam eden sorunlara paralel yurtiçi ekonomik aktivitede gözlenen yavaşlamaya rağmen, istihdama ilişkin veriler Şubat ayında da olumlu sinyaller vermeye devam etmiştir. TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü İstatistikleri’ne göre, Şubat 2012 itibarıyla işsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,1 puanlık düşüşle %10,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Öte yandan, 7 aylık gerileme süreci sonunda Ocak ayında tarihi düşük seviyede gerçekleşen mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı söz konusu ay için yukarı yönde 10 baz puanlık düzeltme ile %9’a revize edilirken, Şubat ayında da %9,1 seviyesine yükselmiştir.

Şubat 2012’de istihdam edilenlerin %23,3'ü tarım, %20,1’i sanayi, %5,6’sı inşaat,

%51,1'i ise hizmetler sektöründe istihdam edilirken, 2011 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında hizmetler sektöründe istihdam edilenlerin toplam istihdam içindeki payı 1,8 puan artmış, buna karşılık tarım sektörünün payı 1,1 puan, sanayi sektörünün payı 0,3 puan, inşaat sektörünün payı ise 0,3 puan azalmıştır.

Kaynak: TÜİK

Nisan ayında dış ticaret açığı $6,6 milyar ile beklentilerin altında gerçekleşmiştir.

Bu dönemde ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %6,8 artarken, ithalat ise %8 azalmıştır. Özellikle, altın ihracatında kaydedilen artış ile enerji ve kıymetli madenler haricindeki kalemlerde ithalatın gerilemesi, Nisan ayında dış ticaret

40 50 60 70 80 90 100

40 50 60 70 80 90 100 110 120 130

Oca.08 Nis.08 Tem.08 Eki.08 Oca.09 Nis.09 Tem.09 Eki.09 Oca.10 Nis.10 Tem.10 Eki.10 Oca.11 Nis.11 Tem.11 Eki.11 Oca.12 Nis.12

Öncü Göstergeler KKO (%, sağ eksen)

Reel Kesim Güven Endeksi Tüketici Güven Endeksi

9,1 10,4

6,0 8,0 10,0 12,0 14,0 16,0 18,0

Oca.09 Nis.09 Tem.09 Eki.09 Oca.10 Nis.10 Tem.10 Eki.10 Oca.11 Nis.11 Tem.11 Eki.11 Oca.12

(%) İşsizlik Oranı (%)

Mevsimsellikten Arındırılmış İşsizlik Oranı İşsizlik Oranı

Şubat ayında işsizlik oranı

%10,4 seviyesinde gerçekleşti.

(7)

6 dengesini olumlu etkilemiştir. Ocak-Nisan dönemi itibarıyla bakıldığında ise, bir önceki yıla göre dış ticaret açığının %20 azaldığı ve ihracatın ithalatı karşılama oranının yaklaşık 8 puan artarak %64’e yükseldiği dikkat çekmektedir.

Nisan Değişim Ocak-Nisan Değişim

(milyon $) 2011 2012 (%) 2011 2012 (%)

İhracat 11.874 12.676 6,8 43.296 48.017 10,9

İthalat 20.954 19.274 -8,0 77.023 74.968 -2,7

Dış Ticaret Dengesi -9.080 -6.597 -27,3 -33.727 -26.951 -20,1

Karşılama Oranı (%) 56,7 65,8 - 56,2 64,0 -

Kaynak: TÜİK

Tüketim malları ithalatındaki düşüş eğilimi, iç talepte devam eden yavaşlama paralelinde Nisan ayında da sürmüştür. Söz konusu mal grubunda yıllık bazda son 6 aylık dönemde kesintisiz olarak gerileyen ithalat, Nisan ayında da bir önceki yılın aynı ayına göre %22,6 azalmıştır. Aynı dönemde sermaye malı ithalatı %15,9, ara malı ithalatı da %3,6 gerilemiştir. Genel olarak bakıldığında, verilerde ilk çeyrek boyunca gözlenen seyre paralel bir hareket izlenmektedir.

Enerji (mineral yakıtlar ve yağlar) ithalatı yılın ilk dört ayında %21,1 yükselerek

$19,6 milyara yükselmiştir. Mayıs ayında petrol fiyatlarındaki gerilemenin önümüzdeki dönemde sürmesi halinde dış ticaret açığı üzerindeki baskının hafifleyebileceği düşünülmektedir.

Kaynak: TÜİK

Mart ayında cari işlemler açığı $6,1 milyar ile beklentilere paralel gerçekleşmiştir.

Cari açık 2012 yılının ilk üç ayında bir önceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında

%25 azalarak $16,2 milyar düzeyine gerilemiştir. Bu gelişmede, ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın etkisiyle daralan dış ticaret açığı ve gelir dengesindeki açığın gerilemesi etkili olmuştur. Mart ayı itibarıyla 12 aylık kümülatif cari açık Haziran 2011’den bu yana en düşük seviye olan $71,8 milyara gerilemiştir.

Mart ayında cari açığın finansmanında borç senetlerinde gözlenen sermaye girişleri önemli bir paya sahip olmuştur. Bu dönemde, Genel Hükümet’in yurtiçinde ve yurtdışında gerçekleştirdiği borçlanma ihaleleri ile $3,3 milyarlık net yabancı sermaye girişi sağlanmıştır. Diğer yatırımlar kalemi incelendiğinde ise bankacılık sektörünün bu dönemde $1,6 milyarlık net kredi geri ödemesinde bulunduğu, reel sektörün ise yurtdışından kredi sağlamaya devam ettiği görülmektedir. Mart ayında yurtdışı bankaların yurtiçi bankalar nezdinde tuttukları mevduattaki artış dikkat çekmektedir. Ayrıca, Mart ayında rezerv varlıklarda $2,2 milyarlık artış sağlanırken, net hata ve noksan kaleminin yüksek seviyesi dikkat çekmektedir. Yılın ilk çeyreğinde cari açığın finansman kalemleri incelendiğinde de en güçlü artış borç senetlerinde ve yurtdışı bankaların yurtiçi bankalarda tuttuğu mevduat hacminde

-60,0 -40,0 -20,0 0,0 20,0 40,0 60,0 80,0

Nis.09 Tem.09 Eki.09 Oca.10 Nis.10 Tem.10 Eki.10 Oca.11 Nis.11 Tem.11 Eki.11 Oca.12 Nis.12

Geniş Ekonomik Sınıflandırmaya Göre İthalat (Yıllık % Değişim)

Yatırım(sermaye) malları Hammadde(aramalları) Tüketim malları

Cari işlemler açığı yılın ilk çeyreğinde bir önceki yıla göre %25 daraldı.

Mart ayında borç

senetlerinde gözlenen net sermaye girişi cari açığın finansmanında etkili oldu.

Ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya paralel olarak ithalat geriliyor.

Dış ticaret açığı Ocak- Nisan döneminde önceki yıla göre %20 daralmıştır.

(8)

7 görülmektedir. 2011’in ilk çeyreğinde $5,9 milyarlık çıkışın gözlendiği yabancı bankalara ait mevduat kaleminde, 2012 yılının aynı döneminde $2,7 milyarlık net sermaye girişi gerçekleşmiş, söz konusu girişlerin yabancı para mevduat şeklinde olduğu dikkat çekmiştir.

Mart ayında bankacılık sektörü net kredi geri ödeyicisi konumunu sürdürmüştür.

Bankacılık sektörü Mart ayında $1,6 milyar ile Mayıs 2009’dan bu yana en yüksek net kredi geri ödemesinde bulunmuştur. Yılın ilk çeyreğinde uzun vadeli borç çevirme oranı bankacılık sektöründe %91, reel sektörde ise %112 seviyesinde gerçekleşmiştir.

(milyon $)

Mart Ocak-Mart % Değişim Nis.11- Mar.12 2012 2011(I) 2012(II) (II/I)

Cari İşlemler Dengesi -6.121 -21.611 -16.179 -25,1 -71.804

Dış Ticaret Dengesi -6.040 -20.622 -16.630 -19,4 -85.480

Hizmetler Dengesi 797 1.444 2.053 42,2 18.884

Turizm (net) 782 1.904 2.042 7,2 18.182

Gelir Dengesi -943 -2.831 -1.974 -30,3 -6.916

Cari Transferler 65 398 372 -6,5 1.708

Sermaye ve Finans Hesapları 3.891 18.855 12.338 -34,6 58.740

Sermaye Hesapları 0 -5 0 - -25

Finans Hesapları 3.891 18.860 12.338 -34,6 58.765

Doğrudan Yatırımlar (net) 823 3.280 2.279 -30,5 12.411

Portföy Yatırımları (net) 3.016 9.334 5.219 -44,1 17.871

Hisse Senetleri 98 -1.281 920 - 1.215

Borç Senetleri 3.275 9.868 3.498 -64,6 13.914

Diğer Yatırımlar (net) 2.299 10.168 5.530 -45,6 23.438

Varlıklar 271 9.126 1.512 -83,4 3.671

Efektif ve Mevduat 1.798 9.565 2.042 -78,7 5.294

Yükümlülükler 2.028 1.042 4.018 285,6 19.767

Krediler -10 7.300 431 -94,1 11.792

Bankacılık Sektörü -1.611 4.859 -962 - 6.552

Bankacılık Dışı Sektörler 1.694 2.788 1.830 -34,4 6.168

Mevduat 1.457 -5.776 3.731 - 5.145

Yurtdışı Bankalar 1.559 -5.866 2.740 - 2.762

Yabancı Para 1.982 -1.110 2.810 - 5.679

Türk Lirası -423 -4.756 -70 -98,5 -2.917

Rezerv Varlıklar (net) -2.247 -3.922 -690 -82,4 5.045

Net Hata ve Noksan 2.230 2.756 3.841 39,4 13.064

Kaynak: TCMB

Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, merkezi yönetim bütçesi Nisan ayında TL1,4 milyar fazla vermiştir. Yılın ilk dört ayında ise bütçe açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre %64 artarak TL5 milyar düzeyine ulaşmıştır. Öte yandan, bütçe açığındaki genişlemeye rağmen faiz dışı fazla aynı dönemde %23 artmış ve TL16,9 milyar ile yılsonu hedefinin %58’i düzeyinde gerçekleşmiştir.

(milyon TL) Nisan

2012

Yıllık % Değişim

Ocak-Nisan Yıllık % Değişim

Bütçe Hedefi

Gerç./

Hedef 2011 2012 (%)

Harcamalar 27.719 23,4 95.320 111.569 17,0 350.948 31,8

Faiz Harcamaları 4.645 63,5 16.809 21.969 30,7 50.250 43,7

Faiz Dışı Harcamalar 23.074 17,6 78.511 89.600 14,1 300.698 29,8

Gelirler 29.131 23,8 92.252 106.549 15,5 329.845 32,3

Vergi Gelirleri 19.957 3,5 76.737 84.430 10,0 277.677 30,4

Diğer Gelirler 9.174 116,5 15.515 22.119 42,6 52.168 42,4

Bütçe Dengesi 1.412 33,7 -3.068 -5.019 63,6 -21.104 23,8

Faiz Dışı Denge 6.057 55,4 13.741 16.949 23,3 29.146 58,2

Not: Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: Maliye Bakanlığı Ocak-Nisan döneminde

bütçe açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre %64 arttı.

Bankacılık sektörünün net kredi geri ödemesi

$1,6 milyar seviyesinde…

(9)

8 Nisan ayında bütçe gelirleri yıllık bazda %23,8 artarken, bütçenin nispeten olumlu performansında kamu bankalarından elde edilen temettü gelirlerindeki artışın etkisiyle %116,5 artan diğer gelirler kalemi etkili olmuştur. Nisan ayında vergi gelirlerindeki yıllık artış ise sadece %3,5 düzeyinde gerçekleşerek ekonomik aktivitedeki tedrici yavaşlamayı teyit etmiştir. Nisan ayında beyana dayalı gelir vergisi ve kurumlar vergisi, vergi gelirlerine olumlu katkı sağlarken, ithalde alınan KDV’deki %12’lik düşüş vergi gelirlerindeki artışı sınırlandırmıştır. Yılın ilk dört ayında ise bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre %15,5 artarken, vergi gelirlerindeki artış %10 seviyesinde kalmıştır. Öte yandan, Nisan ayında kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması kapsamında yaklaşık TL470 milyon gelir elde edilmiş, uygulamanın başlangıcından 30 Nisan 2012’ye kadar bu çerçevede elde edilen toplam gelir TL16,1 milyar düzeyine ulaşmıştır.

TCMB’nin 29 Mayıs’ta gerçekleştirilen PPK Toplantısı’nda politika faizlerinde herhangi bir değişiklik yapılmazken, TL yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların YP olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınır %40’tan %45’e yükseltilmiş; ilave edilen %5’lik imkan için zorunlu karşılığın 1,4’lük katsayı ile çarpımına karşılık gelen tutarda döviz tesis edilmesi öngörülmüştür. TCMB’den yapılan açıklamada, alınan bu kararla döviz rezervlerinin güçlendirilmesinin, piyasaya verilen likidite miktarının artırılmasının yanı sıra TL zorunlu karşılıkların Türk lirası veya döviz cinsinden tesis edilmesindeki maliyet farklarının azaltılmasının hedeflendiği belirtilmiştir. Öte yandan, Başkan Erdem Başçı yaptığı konuşmada, TL zorunlu karşılıkların YP cinsinden tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınırın önümüzdeki dönemde uygun şartların oluşması halinde kademeli olarak

%60’a kadar çıkartılabileceğini ifade etmiştir. TL cinsi zorunlu karşılıkların standart altın olarak tutulmasına ilişkin tavanın da %30'a kadar yükseltilebileceğini belirten Başçı, ek parasal sıkılaştırmanın önümüzdeki dönemde de devam edeceğine ve uygulanan politikaların gevşeme olarak algılanmaması gerektiğine dikkat çekmiştir.

31 Mayıs 2012 tarihinde yayımlanan Finansal İstikrar Raporu’nda ise TCMB, küresel piyasaları olumsuz etkileyen gelişmelere karşın, yurt içinde uygulanan esnek para politikası ve mali disiplinin finansal ve ekonomik istikrara olumlu katkı yaptığını belirtmiştir. TCMB raporda, esnek para politikası uygulaması sayesinde TL’nin Dolar karşısında diğer gelişmekte olan para birimlerine göre daha istikrarlı bir seyir izlediğine dikkat çekmiştir. Öte yandan, yurt içi ekonomik aktivitede gözlenen yavaşlama paralelinde iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin sürdüğü; dış ticaret ve cari dengede de olumlu yönde gelişmelerin yaşandığı ifade edilmiştir.

Raporda ayrıca, emtia fiyatlarında gözlenen düşüş paralelinde önümüzdeki dönemde enflasyonun beklenenden daha ılımlı bir performans sergileyebileceği ve yılın son çeyreğinde azalış eğilimine gireceği öngörülmüştür. Finansal sektöre ilişkin olarak ise, kredi büyümesinin makul seviyelerde olduğu ve bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını sürdürdüğü ifade edilirken firmalar tarafında da gerek borçların çevrilmesi gerekse kur hareketlerine olan duyarlılığın sınırlı olduğu belirtilmiştir. Temmuz 2012’den itibaren yürürlüğe girecek Basel II uygulaması ile bankaların sermaye yeterlilik rasyolarının, gerileyecek olmakla birlikte, hem Basel tarafından belirlenen %8’lik, hem de BDDK’nın hedef oran olarak belirlediği %12’lik sınırın üzerinde kalacağı belirtilmiştir.

Nisan ayında yıllık bazda vergi gelirlerindeki artış

%3,5 düzeyinde gerçekleşmiştir.

TCMB, TL zorunlu karşılıkların YP cinsinden tutulabilecek kısmını yükseltmiştir.

(10)

9

Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler

BDDK tarafından yayımlanan haftalık bülten verilerine göre, 18 Mayıs 2012 itibarıyla TP mevduat hacmi yılsonuna göre %1 artarken, YP mevduatın USD karşılığındaki yükseliş %11,6 olmuştur. Bankaların Türk Lirası cinsinden bono/tahvil ihraçlarının yanı sıra döviz mevduat maliyetlerinin yönetilebilir düzeyde oluşmasının ve dövizin kullanım alanlarının zorunlu karşılık uygulaması ile genişletilmesinin, mevduat gelişiminin döviz lehine oluşmasında etkili olduğu düşünülmektedir.

Kaynak: BDDK Haftalık Bülten

18 Mayıs 2012 itibarıyla, toplam kredi hacmi yılsonuna göre %5,3 artarak TL730,3 milyara ulaşmıştır. TP krediler yılsonuna göre %7,4 oranında artmış, YP kredi hacmindeki değişim ise USD cinsinden %4,3 düzeyinde gerçekleşmiştir. YP kredilerin TL karşılığının ise döviz kurundaki gelişmeler paralelinde sadece %0,3 arttığı gözlenmiştir. Ekonomik aktivitedeki yavaşlama eğilimine paralel olarak yılbaşından bu yana kredi hacminin yıllık artış oranlarında gözlenen aşağı yönlü hareket etkisini sürdürmektedir.

Kaynak: BDDK Haftalık Bülten

18 Mayıs 2012 itibarıyla, tüketici kredileri yılsonuna göre %3,9 artış kaydetmiştir.

Tüketici kredilerinin alt kalemlerine bakıldığında, yılsonuna göre konut kredilerinin

%3,0, ihtiyaç kredilerinin %2,7, diğer tüketici kredilerinin %11,0 arttığı görülmektedir. Aynı dönemde taşıt kredileri ise %0,1 azalmıştır.

18 Mayıs 2012 itibarıyla bankacılık sektörü menkul kıymetler portföyü 2011 yılsonuna göre %0,1 düşüşle TL284,8 milyara gerilemiştir.

18 Mayıs 2012 itibarıyla bankalar emanetindeki menkul kıymetler portföyü yılsonuna göre %8 oranında artarak TL176,6 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu

-5 0 5 10 15 20 25 30 35

Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

Mevduat Hacmi (Yıllık % Değişim)

TP Mevduat Hacmi

YP Mevduat Hacmi (USD Karşılığı)

0 5 10 15 20 25 30 35 40

Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

Kredi Hacmi (Yıllık % Değişim)

TP Kredi Hacmi

YP Kredi Hacmi (USD Karşılığı) YP mevduatta belirgin

artış devam ediyor.

Emanet menkul kıymetler portföyü…

Menkul kıymetler portföyü…

Toplam kredi hacmi yılsonuna göre %5,3 arttı.

Tüketici kredileri…

(11)

10 dönemde, yurtiçi yerleşiklerin menkul kıymetler portföyü %7,2, yurtdışı yerleşiklerin portföyü %9,1 artış kaydetmiştir.

Kaynak: BDDK – Haftalık Bülten

18 Mayıs 2012 itibarıyla bankacılık sektörünün yabancı para net genel pozisyonu (-) $1.158 milyon düzeyinde gerçekleşmiştir. Yabancı para net genel pozisyonu bilanço içi kalemlerde (-) $29.211 milyon, bilanço dışında ise (+) $28.053 milyon seviyesindedir.

Yılın ilk çeyreğinde zayıf bir performans sergileyen yurtiçindeki ekonomik aktivitenin, Nisan-Mayıs döneminde bir miktar ivme kazandığı tahmin edilmektedir. Özellikle enflasyon ve cari açık verilerinin öngörülere paralel seyrinin önümüzdeki dönemde de devam etmesi, Türk ekonomisine ilişkin beklentilerin olumlu yönde ayrışmasını beraberinde getirebilecektir.

Diğer taraftan, Yunanistan’da politik belirsizliklerin artmasıyla birlikte ülkenin Euro’dan çıkabileceği yönündeki görüşlerin gündeme gelmesi sonucu bozulan küresel risk algısı halen yüksek seyretmektedir. Bu kapsamda, Türkiye ekonomisindeki aktivite artışının sürdürülebilirliği ve bankacılık sektörü kredi hacminin gelişimi açısından yurtdışı ekonomi ve piyasalardaki gelişmeler önemini korumaktadır.

80.000 85.000 90.000 95.000 100.000 105.000

0 10.000 20.000 30.000 40.000 50.000 60.000 70.000 80.000 90.000

Oca.11 Şub.11 Mar.11 Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

Emanet Menkul Kıymetler Portföyü (milyonTL)

Yurtdışı Yerleşikler

Yurtiçi Yerleşikler (sağ eksen)

Yabancı para net genel pozisyonu (-) $1,2 milyar düzeyinde…

Beklentiler…

(12)

Kaynak: TCMB, TÜİK, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü 11 SINAİ ÜRETİM

BÜYÜME

DIŞ TİCARET

ENFLASYON

5,2

-20 -15 -10 -5 0 5 10 15

2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3 2010/4 2011/1 2011/2 2011/3 2011/4

GSYH (Yıllık % Değişim)

-17 -12 -7 -2 3 8 13

2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3 2010/4 2011/1 2011/2 2011/3 2011/4

Sektörlere Göre Katkı Puan (%)

Hizmetler İnşaat Sanayi Tarım GSYH

6,8

-8 -20

-10 0 10 20 30 40 50 60

May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12

Dış Ticaret (Yıllık % Değişim) İhracat

İthalat

-0,21 0,53

-3 -2 -1 0 1 2 3 4

Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

Aylık Enflasyon (%)

TÜFE ÜFE

8,28 8,06

2 4 6 8 10 12 14 16

Haz.11 Tem.11 Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

Yıllık Enflasyon (%) TÜFE

ÜFE 19,2

14,0 10,6

8,9 8,2 7,0 7,0

3,8 12,1

7,5 8,5 1,5 3,7

4,4 2,4 0

5 10 15 20 25 30

O Ş M N M H T A E E K A

Sınai Üretim (Yıllık % Değişim)

2011 2012

75,2 74,7

65 70 75 80

O Ş M N M H T A E E K A

İmalat Sanayii Kapasite Kullanım Oranı (%)

2011 2012

25 30 35 40 45 50 55 60 65 70 75 80 85

0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Nis.11 May.11 Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12

12 Aylık Aylık Cari İşlemler Açığı (milyar $)

Aylık 12 Aylık

(13)

Kaynak: TCMB, Reuters, Kalkınma Bakanlığı, İMKB, JP Morgan, CBOE, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü

12 BONO-TAHVİL

1,4 1,6 1,8 2,0 2,2 2,4

Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

€/TL

$/TL

Sepet (0,5*€+0,5*$)

1,20 1,25 1,30 1,35 1,40 1,45

Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

30 Günlük Hareketli Ortalama

9,5

7 8 9 10 11

Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

Hazine İhalelerinde Oluşan Ortalama Bileşik Faiz (%)

2,7

0 1 2 3 4 5

Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

TL DİBS'lerin Beklenen Reel Getirisi (%)

120 170 220 270 320 370 420 470

Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

Risk Primleri

EMBI+

EMBI+(TR) 10 20 30 40 50

Haz.11 Tem.11 u.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12

VIX Endeksi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nitekim faiz indirimi kararından bir hafta sonra açıklanan büyüme verilerine göre Çin, 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,6 büyüyerek

► Son bir yıllık dönemde belirgin bir şekilde ivme kaybeden Türkiye ekonomisi 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,9 oranında

Euro Alanı kaynaklı sorunların 2012 yılında da gündemdeki yerini koruyacağı ve merkez bankaları tarafından sağlanan fonların finansal sistem dışına aktarım

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre sanayi üretim endeksi Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %4,4 yükselerek beklentilerin üzerinde

► 27 Aralık tarihinde 2012 yılına ilişkin Para ve Kur Politikası’nı açıklayan TCMB, gelecek dönemde uygulayacağı politikalara ilişkin önemli mesajlar

Vergi gelirleri, Ekim ayındaki hızlı artışa karşılık yılın ilk on aylık döneminde iç talebin zayıf seyrine bağlı olarak bir önceki yılın aynı dönemine

Türkiye ekonomisi 2011 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %8,8 ile beklentilerin oldukça üzerinde bir büyüme

16 Nisan itibarıyla toplam kredi hacmi 2009 yılsonuna göre %5,8 oranında artarak TL423,5 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir.. Bu dönemde tüketici kredileri %8,2 oranında