• Sonuç bulunamadı

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ

GELİŞMELER

İktisadi Araştırmalar Bölümü Ekim 2012

► ECB’nin yeni tahvil alım programını duyurması ile Fed’in üçüncü tur varlık alım programına başlanacağını açıklaması Eylül ayında küresel risk algılamasının bir miktar iyileşmesini sağlamıştır.

► Başlıca merkez bankaları tarafından atılan adımların beklentileri olumlu yönde etkilemesine rağmen, küresel ekonomiye ilişkin riskler varlığını korumaktadır. Özellikle Euro Alanı’nda devam eden mali konsolidasyon süreci talep koşullarının baskı altında kalmasına yol açmakta ve bölge ekonomilerinin yeniden büyümeyi sağlamakta zorlanmalarına neden olmaktadır.

► Merkez bankalarının ekonomik aktiviteyi canlandırmaya yönelik aldığı önlemler paralelinde emtia fiyatları Eylül ayı genelinde yüksek seyrini korumuştur. Ortadoğu kaynaklı jeopolitik risklerin devam etmesi de özellikle petrol fiyatlarının yüksek seyretmesine neden olmaktadır

► Son bir yıllık dönemde belirgin bir şekilde ivme kaybeden Türkiye ekonomisi 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,9 oranında büyümüştür. Ekonomi 2009’un üçüncü çeyreğinden bu yana en zayıf büyüme performansını sergilemiştir.

► TCMB, gecelik borç verme faizini %11,5’ten %10’a düşürmüştür. TCMB tarafından yapılan açıklamada yaşanan son gelişmelerin finansal piyasalarda risk algılamasının bir miktar iyileşmesine neden olduğu ancak küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtilmiştir.

İÇİNDEKİLER

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler... 2 Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler... 4 Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler... 10

(2)

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Eylül ayında, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yeni tahvil alım programını açıklaması, ardından da ABD Merkez Bankası’nın (Fed) üçüncü tur varlık alım programına (niceliksel genişleme) başlanacağını ifade etmesi, küresel risk algılamasının bir miktar iyileşmesine olanak sağlamıştır. ECB ve Fed tarafından atılan söz konusu adımlar küresel büyümeye ilişkin beklentileri de olumlu yönde etkilemiştir. Fed ve ECB’nin ardından Eylül ayında Japonya Merkez Bankası da (BOJ) tahvil alım programının süresini uzatmıştır. Başlıca merkez bankalarının yeni bir parasal genişleme sürecine girmesinin global likidite koşullarını olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir. Bu durum, son dönemde ekonomik aktivitenin ivme kaybettiği gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının hız kazanabileceğine işaret etmektedir.

Başlıca merkez bankaları tarafından Eylül ayı içerisinde atılan adımların beklentileri olumlu yönde etkilemesine rağmen, küresel ekonomiye ilişkin riskler varlığını korumaktadır. Özellikle Euro Alanı’nda devam eden mali konsolidasyon süreci talep koşullarının baskı altında kalmasına ve bölge ekonomilerinin yeniden büyümeyi sağlamakta zorlanmalarına neden olmaktadır. Euro Alanı’nda beklenen daralmanın yanı sıra bu yıl büyüme kaydetmesi beklenen ABD ekonomisinde Kasım ayında genel seçimlerin yapılacak olması 2013 yılına ilişkin belirsizlikleri artırmaktadır. Ayrıca, ABD’de 2012 yılsonunda bazı vergi teşviklerinin sona erecek olması ve mevcut kanun uyarınca bütçe açığının GYSH’ye oranının %4’e çekilmesi zorunluluğu kamu harcamalarında kısıntı yapılması olasılığını artırmakta ve büyüme üzerinde risk oluşturmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde ise, son dönemde gıda ve emtia fiyatlarındaki yükselişin yarattığı enflasyon baskısı nedeniyle para politikalarında gevşeme alanının sınırlı olması büyümeye ilişkin riskleri artırmaktadır.

Önde gelen merkez bankalarının ekonomik aktiviteyi canlandırmaya yönelik aldığı kararların küresel risk iştahında neden olduğu iyileşmeye bağlı olarak emtia fiyatları Eylül ayı genelinde yüksek seyrini korumuştur. Ortadoğu kaynaklı jeopolitik risklerin devam etmesi de özellikle petrol fiyatlarının yüksek seyretmesine neden olmaktadır.

Son bir yıllık dönemde belirgin bir şekilde ivme kaybeden Türkiye ekonomisi 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,9 oranında büyümüştür. Bu dönemde, büyüme %3,3’lük piyasa beklentisinin altında gerçekleşirken, ekonomi 2009’un üçüncü çeyreğinden bu yana en zayıf büyüme performansını sergilemiştir. Özel tüketim ve yatırım harcamalarındaki zayıf seyir devam ederken, net ihracat büyümeyi desteklemektedir. Yılın, üçüncü çeyreğinde iç talepteki zayıf seyrin devam ettiği, son çeyrekten itibaren ise TCMB’nin faiz koridorunun üst sınırında beklentiler paralelinde yapmaya başladığı indirimlerin ekonomik aktiviteyi destekleyeceği tahmin edilmektedir.

Eylül ayında 2012 yılı bütçe hedeflerinin aşılacağına ilişkin yapılan açıklamaların ardından ay sonuna doğru akaryakıt, alkollü içecekler ve tapu harçları üzerindeki vergiler artırılmış, doğalgaz ve elektrik fiyatlarına zam yapılmıştır. Politika yapıcıların bütçe harcamalarını kısmak amacıyla başka önlemler alabileceğine ilişkin haberler gündeme gelmeye devam etmektedir. Bu durum, yılsonu enflasyon tahminlerinde yukarı yönlü revizyonlara neden olmaktadır.

TCMB, gecelik borç verme faizini %11,5’ten %10’a düşürmüştür. Üçüncü çeyrek itibarıyla iç talebin ılımlı seyretmeye devam ettiğini, ihracatın ise artış eğilimini koruduğunu belirten TCMB, yaşanan son gelişmelerin finansal piyasalarda risk algılamasının bir miktar iyileşmesine neden olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte, TCMB küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağını ifade etmeye devam etmektedir.

Emtia fiyatları dalgalı bir seyir izliyor.

Artan bütçe açığının finansmanı için ek önlemler…

Türkiye ekonomisi 2012 yılının ikinci çeyreğinde beklentilerin altında büyüme kaydetti.

TCMB beklentiler paralelinde faiz koridorunu daralttı.

Dünya genelinde para politikalarında gevşeme süreci…

Global ekonomiye ilişkin riskler varlığını koruyor.

(3)

Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler

ABD’de zayıf seyreden istihdam artışı, konut sektöründeki gelişmeler ve Euro Alanı’nda devam eden borç krizi ülke ekonomisine ilişkin aşağı yönlü riskleri artırmaktadır. Bu çerçevede Fed, 13 Eylül’de gerçekleştirdiği toplantıda piyasa beklentileri paralelinde ülkede ekonomik aktiviteyi desteklemek amacıyla yeni bir varlık alım programına (niceliksel genişleme) başlanacağını açıklamıştır. Fed’in her ay $40 milyar tutarında “mortgage”a dayalı menkul kıymet alımı gerçekleştireceği belirtilirken, bu programın ülkede işgücü piyasasındaki toparlanma istikrar kazanana dek sürdürüleceği vurgulanmıştır. Ayrıca, ekonominin desteklenmesi amacıyla ek önlemler alınabileceği de ifade edilirken, düşük faiz politikasının 2015 yılının ortalarına kadar uygulanacağı belirtilmiştir.

Fed’in açıklamasının ardından küresel piyasalarda risk iştahında belirgin bir artış gözlenmiş, ABD borsaları ile dünya borsaları endeksi (MSCI) yukarı yönlü bir seyir izlemiştir.

Avrupa Merkez Bankası da 6 Eylül’de gerçekleştirdiği toplantıda yeni tahvil alım programının ayrıntıları üzerinde anlaşmaya varmıştır. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan ECB Başkanı Mario Draghi, %0,75 olan politika faizinde değişiklik yapılmadığını ancak, ikincil tahvil piyasasında işlem gerçekleştirmek üzere “Doğrudan Parasal İşlem” (OMT) programının kurulacağını açıklamıştır.

OMT programı ile ECB’nin ikincil piyasadan ihtiyaç duyan ülkelerin tahvillerini satın alacağını belirten Draghi, gerçekleştirilecek alımlarda nicel bir sınırlamanın olmayacağını vurgulamıştır. Ancak, tahvil alımlarında kısa vadeli tahvillere odaklanılacağının altını çizen Draghi, Euro’yu korumak için ne gerekiyorsa yapılacağı yönündeki söylemini yinelemiştir.

Öte yandan, -%0,5 ile -%0,3 aralığında bulunan ECB’nin Euro Alanı’na ilişkin 2012 GSYH büyüme tahmini -%0,6 ile -%0,2 aralığına revize edilirken, büyüme üzerindeki risklerin aşağı yönlü olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, petrol fiyatlarındaki artış eğilimi dikkate alınarak 2012 enflasyon tahmininin alt ve üst sınırı 10 baz puan yükseltilerek %2,4-%2,6 düzeyine revize edilmiştir. Açıklamada, enflasyon üzerindeki risklerin genel olarak dengeli olduğu belirtilmiştir.

ECB’nin Euro Alanı ekonomisini desteklemek amacıyla attığı adımların ardından, 12 Eylül’de Almanya Anayasa Mahkemesi’nin ülkenin Euro Alanı’nın kalıcı kurtarma fonu olan ESM'ye katılımına onay vermesi, finansal krizin aşılacağına yönelik beklentilerde belirgin bir artışa neden olmuştur. Ancak, Almanya Başbakanı Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’in Euro Alanı’nda kurulması planlanan

“bankacılık birliğinin” zamanlaması konusunda görüş ayrılığına düşmesi endişe yaratmıştır. Diğer taraftan, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy Eylül ayının son haftasında yeniden yükselmeye başlayan borçlanma maliyetlerinin yüksek seviyelerdeki seyrini sürdürmesi durumunda ülkesinin kurtarma talebinde bulunacağını açıklamıştır. Ayrıca, Rajoy açıklanan reform planları doğrultusunda İspanya’nın önümüzdeki yıl bütçe açığının bu yıl gerçekleşeceği tahmin edilen GSYH’nin %6,3’ü seviyesinden %3,8’ine indirilmesinin hedeflendiği belirtmiştir.

ECB yeni tahvil alım programını onayladı.

ECB makro verilere ilişkin tahminlerini revize etti.

Fed beklenen parasal genişlemeyi gerçekleştirdi.

(4)

Japonya Merkez Bankası da Eylül ayında tahvil alım programını genişletme kararı almıştır. Söz konusu programın süresini de 2014 yılı sonuna kadar uzatan BOJ, politika faizini %0 ile %0,1 aralığında bırakmıştır. Ancak, Euro Alanı’na ilişkin belirsizlikler ve son dönemde Çin ile yaşanan siyasi sorunlar ülkede ihracata yönelik endişeleri artırmıştır. Ülke ekonomisinin kırılganlığını artıran bu gelişmelere bağlı olarak BOJ’un yeni müdahalelerde bulunmasına yönelik görüşler ağırlık kazanmıştır.

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’de açıklanan dış ticaret verileri küresel talep koşullarındaki zayıflamayı teyit etmektedir. Ağustos ayında ülkede ihracat beklentilerin altında artış kaydederken, ithalat ise artış beklentilerinin aksine %2,6 oranında gerilemiştir. İlgili dönemde sanayi üretimindeki artış da %8,9’a gerileyerek son 39 ayın en düşük seviyesinde gerçekleşmiştir. Ekonomik aktivitedeki yavaşlamayı teyit eden veri açıklamalarının ardından küresel çapta merkez bankalarının genişletici para politikaları uygulamaları üzerine Çin Merkez Bankası’nın da önümüzdeki dönemde ek parasal genişlemeye gideceğine yönelik beklentiler artmıştır.

Önde gelen merkez bankalarının kriz sonrası dönemde küresel ekonomik aktiviteyi canlandırmak için gerçekleştirdikleri genişletici para politikaları sonucunda merkez bankalarının bilanço büyüklüklerinin GSYH’ye oranlarının belirgin bir şekilde yükseldiği görülmektedir. Bu eğilimin önümüzdeki dönemde de devam etmesi beklenmektedir.

QE: Niceliksel Genişleme (Quantitative Easing)

LTRO: Uzun Vadeli Refinansman Operasyonu (Long-term Refinancing Operations) Kaynak: OECD, Macrobond

12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

1.180 1.200 1.220 1.240 1.260 1.280 1.300 1.320 1.340

02.Tem 09.Tem 16.Tem 23.Tem 30.Tem 06.Ağu 13.Ağu 20.Ağu 27.Ağu 03.Eyl 10.Eyl 17.Eyl 24.Eyl

Dünya Borsaları Endeksi (MSCI) ve VIX MSCI

VIX (Sağ Eksen)

ECB tahvil alım kararı

QE3

Merkel, Hollande Anlasmazlığı

0 5 10 15 20 25 30 35

2007 Ç1 2007 Ç2 2007 Ç3 2007 Ç4 2008 Ç1 2008 Ç2 2008 Ç3 2008 Ç4 2009 Ç1 2009 Ç2 2009 Ç3 2009 Ç4 2010 Ç1 2010 Ç2 2010 Ç3 2010 Ç4 2011 Ç1 2011 Ç2 2011 Ç3 2011 Ç4 2012 Ç1 2012 Ç2

% Merkez Bankalarının Bilanço Büyüklükleri (%, GSYH Oranları)

FED BOE

BOJ ECB

QE1 QE2

Tahvil Takası

ECB LTRO I

QE3 &

ECB LTRO II

Çin’de ekonomik aktiviteye yönelik endişeler artıyor.

Japonya’da daralan ihracat ülke ekonomisinin

kırılganlığını artırıyor.

Para politikalarında gevşeme sürecinin devam edeceği tahmin ediliyor.

(5)

Euro Alanı ekonomisini desteklemek amacıyla atılan adımlar, küresel piyasalarda risk iştahında belirgin bir artışa neden olmuştur. ECB’nin onayladığı tahvil alım programının ardından Fed’in niceliksel genişlemeye başlayacağını açıklaması sonucunda €/$ paritesi 14 Eylül’de 1,3124 ile son 5 ayın en yüksek düzeyine yükselmiştir. Ancak, Euro Alanı’nda “bankacılık birliğini” sağlamaya yönelik olumlu adımların atılamamasının etkisiyle Euro, Dolar karşısında Eylül ayının son haftasında değer kaybetmiştir. €/$ paritesi 28 Eylül 2012 itibarıyla 1,2858 düzeyindedir.

Kaynak: Reuters

Ortadoğu’daki siyasi belirsizlikler nedeniyle artan arz yönlü endişeler ve gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladıkları genişletici para politikaları küresel ekonomik aktivitede gözlenen yavaşlamanın petrol fiyatları üzerindeki aşağı yönlü baskısını sınırlandırmaktadır. 28 Eylül 2012 itibarıyla Brent türü ham petrolün fiyatı

$/varil 112 seviyesindedir. Ağustos ayı ortasında girdiği yükseliş trendini Eylül ayında da sürdüren altın fiyatları 28 Eylül 2012 itibarıyla $/ons 1.771 düzeyindedir.

Kaynak: Reuters

Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler

Son bir yıllık dönemde belirgin bir şekilde ivme kaybeden Türkiye ekonomisi 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,9 oranında büyümüştür. Bu dönemde, büyüme %3,3’lük piyasa beklentisinin altında gerçekleşirken, ekonomi 2009’un üçüncü çeyreğinden bu yana en zayıf büyüme performansını sergilemiştir.

2012 yılının ilk yarısında büyüme %3,1 oranında gerçekleşirken, TÜİK birinci çeyrek GSYH artışını da %3,2’den %3,3’e revize etmiştir.

1,2059 1,3399

1,3124

1,15 1,20 1,25 1,30 1,35

Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12 Haz.12 Tem.12 Ağu.12 Eyl.12

€/$ Paritesi

30-Günlük Hareketli Ortalama

€/$ Paritesi

88,1

117,2

112

80 90 100 110 120 130

Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12 Haz.12 Tem.12 Ağu.12 Eyl.12

Petrol Fiyatları ($/varil)

Brent Türü Ham Petrol

30-Günlük Hareketli Ortalama

Türkiye ekonomisi 2012 yılının ikinci çeyreğinde

%2,9 büyüdü.

€/$ paritesi Eylül ayında yükseldi.

Petrol fiyatları yüksek seyrini koruyor.

(6)

Kaynak: TÜİK

Takvim etkilerinden arındırılmış GSYH verisi ise 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,2’lik artış kaydetmiştir. Aynı dönemde, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH verisi de bir önceki çeyreğe göre %1,8 oranında artmıştır.

İktisadi faaliyet kollarına göre büyüme incelendiğinde, GSYH içinde en fazla ağırlığa sahip hizmetler sektöründe ekonomik aktivite bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,7 artmış ve büyümeye katkısı 1,6 puan düzeyinde gerçekleşmiştir. İkinci çeyrekte ekonomik aktivitenin diğer faaliyet kollarına kıyasla daha güçlü bir seyir izlediği sanayi sektörü ise bir önceki yılın aynı dönemine göre

%3,6 oranında büyümüştür. Aynı dönemde, tarım sektöründe üretim %3,5 oranında artış kaydetmiş ve büyümeye 0,26 puanlık katkı sağlamıştır. Kriz sonrası dönemde oldukça güçlü bir büyüme performansı sergileyen inşaat sektöründe ise yıllık büyüme %0,4 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Kaynak: TÜİK

Harcamalar yöntemiyle GSYH incelendiğinde, yılın ikinci çeyreğinde iç talepteki yavaşlama daha net bir şekilde görülmektedir. Kriz sonrası dönemde büyümenin motoru konumunda olan özel tüketim ve yatırım harcamalarındaki yavaşlama dikkat çekmektedir. 2012’nin ikinci çeyreğinde özel yatırım ve tüketim harcamaları büyümeyi sırasıyla 1,9 ve 0,3 puan düşürücü yönde etkilemiştir. Bu dönemde, kamu harcamalarının büyüme üzerindeki net etkisi sınırlı düzeyde kalırken, stok değişimleri büyümeyi 0,8 puan düşürmüştür. Öte yandan, iç ve dış talepteki dengelenme sürecinin büyüme üzerindeki etkisi bu dönemde de devam etmiştir.

Yılın ikinci çeyreğinde net ihracat büyümeye 5,7 puanlık katkı sağlamıştır.

12,6 10,4

5,3 9,3

12,1

9,1 8,4

5,0

3,3 2,9

0 2 4 6 8 10 12 14

2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2

GSYH (Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre % değişim)

0 2 4 6 8 10 12 14

2010Ç1 2010Ç2 2010Ç3 2010Ç4 2011Ç1 2011Ç2 2011Ç3 2011Ç4 2012Ç1 2012Ç2

Sektörlere Göre Katkı (% puan)

Hizmetler İnşaat Sanayi Tarım İnşaat sektöründe zayıf

seyir…

Özel yatırım ve tüketim harcamalarında gerileme…

(7)

Harcamalar Yöntemiyle Katkı (% puan)

2011 2012

Ç1 Ç2 Ç3 Ç4 Yıllık Ç1 Ç2

Tüketim 9,4 6,6 6,2 1,8 5,8 0,6 0,1

Özel 8,7 5,7 5,2 2,4 5,4 0,1 -0,3

Kamu 0,7 0,9 0,9 -0,6 0,5 0,5 0,4

Yatırım 7,8 6,9 3,3 0,4 4,4 0,4 -2,1

Özel 7,8 7,0 3,3 0,8 4,5 0,3 -1,9

Kamu 0,0 0,0 0,0 -0,5 -0,1 0,1 -0,2

Stok Değişimi 0,4 0,7 -1,6 -0,3 -0,3 -2,3 -0,8

Net İhracat -5,6 -5,1 0,5 3,2 -1,5 4,6 5,7

İhracat 2,0 0,1 2,4 1,6 1,6 2,7 4,6

İthalat -7,6 -5,2 -1,8 1,5 -3,0 1,9 1,1

GSYH 12,1 9,1 8,4 5,0 8,5 3,3 2,9

Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: TÜİK verilerinden hesaplanmıştır.

2012 yılının üçüncü çeyreğinde ise, tüketici güven endekslerindeki yatay seyir ile kredi hacmindeki gelişmeler, özel tüketim ve yatırım harcamalarındaki zayıf seyrin sürdüğüne işaret etmektedir. Bu dönemde iç ve dış talep koşullarındaki dengelenmenin devam etmesi ise net ihracat kaleminin büyümeye desteğini göstermektedir. Bu çerçevede, Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde %2 civarında büyüyeceğini tahmin ediyoruz.

Yılın son çeyreğinde ise, TCMB’nin faiz koridorunun üst sınırında beklentiler paralelinde yapmaya başladığı indirimlerin ekonomik aktiviteyi desteklemesiyle birlikte büyümenin bir miktar hızlanabileceğini düşünüyoruz. 2012 yılında büyümenin %3-3,5 civarında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.

TCMB’nin açıklamış olduğu verilere göre Reel Kesim Güven Endeksi Eylül ayında bir önceki aya göre 1,4 puanlık düşüş kaydederek 103,1 seviyesine gerilemiştir.

Böylece endeks, son aylarda sürdürdüğü gerileme eğilimini beşinci aya taşımıştır.

Reel Kesim Güven Endeksinin alt kalemleri incelendiğinde, özellikle son üç aya ilişkin toplam sipariş miktarı ve sabit sermaye yatırım harcamasına yönelik beklentilerdeki bozulmanın endeksin gerilemesinde etkili olduğu görülmektedir. Bu dönemde, imalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO) da bir önceki yılın aynı ayına göre %2,2 gerileyerek %74 düzeyinde gerçekleşmiştir.

Tüketici güven endeksi de, Ağustos ayında bir önceki aya göre %1,8 gerileyerek 91,1 düzeyinde gerçekleşmiştir. Endeksteki düşüşte, tüketicilerin genel ekonomik görünüm ve gelecek 6 aylık döneme yönelik iş bulma olanaklarına ilişkin değerlendirmelerinin kötüleşmesi büyük ölçüde etkili olmuştur. Öncü göstergelerde gözlenen gerileme eğilimi yılın üçüncü çeyreğinde yurtiçi iktisadi faaliyetin baskı altında kaldığına işaret etmektedir.

Kaynak: TÜİK, TCMB

40 50 60 70 80 90 100

40 50 60 70 80 90 100 110 120 130

Oca.08 Haz.08 Kas.08 Nis.09 Eyl.09 Şub.10 Tem.10 Ara.10 May.11 Eki.11 Mar.12 Ağu.12

Öncü Göstergeler KKO (%, sağ eksen)

Reel Kesim Güven Endeksi Tüketici Güven Endeksi 2012 yılında büyümenin

%3-3,5 düzeyinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.

Öncü göstergelerdeki gerileme devam ediyor.

(8)

TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü İstatistikleri’ne göre, Şubat ayından bu yana düşüş eğilimini sürdüren işsizlik oranı Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 1,2 puan düşerek %8 oranında gerçekleşmiştir. Böylece, işsizlik oranı 2001 yılından bu yana kaydedilen en düşük seviyeye gerilemiştir. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı ise %8,9 düzeyinde gerçekleşmiştir. 2012 yılı Haziran döneminde istihdam edilenlerin sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 676 bin kişi artarak 25 milyon 577 bin kişiye yükselmiş, böylece istihdam oranı %46,8 ile son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır.

Kaynak: TÜİK

TÜİK’in açıkladığı verilere göre, dış ticaret açığındaki daralmanın Ağustos ayında da sürdüğü görülmektedir. İhracat artışı bir önceki yılın aynı ayına göre %14,5 düzeyinde gerçekleşirken, ithalat %4,8 daralmıştır. Böylece dış ticaret açığı $5,9 milyar ile Haziran 2010’dan bu yana kaydedilen en düşük düzeye gerilemiştir.

Ağustos ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı ise bir önceki yılın aynı ayına göre 11,6 puan artarak %68,7’ye yükselmiştir.

Dış Ticaret Dengesi

Ağustos Değişim Ocak-Ağustos Değişim

(milyon $) 2011 2012 (%) 2011 2012 (%)

İhracat 11.245 12.874 14,5 88.693 100.055 12,8

İthalat 19.679 18.736 -4,8 160.476 156.648 -2,4

Dış Ticaret Dengesi -8.434 -5.862 -30,5 -71.783 -56.593 -21,2

Karşılama Oranı (%) 57,1 68,7 - 55,3 63,9 -

Kaynak: TUİK

Son aylarda yüksek düzeyde seyreden İran’a yönelik altın ihracatında Ağustos ayında önemli bir gerileme kaydedilmiştir. Bununla birlikte, Ağustos ayında Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaklaşık $2 milyar tutarında altın ihracatı gerçekleştirildiği görülmektedir.

Kaynak: TÜİK

(*) İnciler, kıymetli veya yarı kıymetli taşlar, kıymetli metaller; taklit mücevherci eşyası;

metal paralar

8,0 8,9

6,0 8,0 10,0 12,0 14,0 16,0 18,0

Oca.09 May.09 Eyl.09 Oca.10 May.10 Eyl.10 Oca.11 May.11 Eyl.11 Oca.12 May.12

İşsizlik Oranı (%)

İşsizlik Oranı

Mevsimsellikten Arındırılmış İşsizlik Oranı

0,0 0,5 1,0 1,5 2,0 2,5

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos

(milyar $) Altın İhracatı*

Birleşik Arap Emirlikleri İran

Diğer İşsizlik oranındaki düşüş

devam ediyor.

Dış ticaret açığındaki daralma devam ediyor.

Altın dış ticareti…

(9)

Yılın ilk sekiz aylık döneminde, altın ihracatı ve ithalatı hariç tutulduğunda Türkiye’nin toplam ihracatındaki artışın %2,6’ya gerilediği ve dış ticaret açığındaki daralmanın ise %12,4 seviyesinde gerçekleştiği görülmektedir. Bu çerçevede, altın ticaretindeki gelişmelerin önümüzdeki dönemde de dış ticaret dengesi üzerinde etkili olmaya devam edeceği düşünülmektedir.

Temmuz ayında cari işlemler açığı, dış ticaret dengesindeki toparlanma ve turizm gelirlerindeki artışın etkisiyle önemli ölçüde azalmıştır. Nitekim, yılın ilk yedi ayında cari açık $34,5 milyarla geçen yılın aynı dönemine göre %31 daralmıştır. Temmuz ayı itibarıyla 12 aylık kümülatif cari açık da $61,4 milyar düzeyinde gerçekleşirken, 12 aylık kümülatif enerji ithalatı hariç cari açık aynı dönemde $3,3 milyara gerilemiştir.

Ödemeler Dengesi (milyon $)

Temmuz Ocak-Temmuz % Değişim Ağu.11- Tem.12 2012 2011(I) 2012(II) (II/I)

Cari İşlemler Dengesi -3.856 -50.186 -34.462 -31,3 -61.417

Dış Ticaret Dengesi -6.379 -54.432 -40.885 -24,9 -75.543

Hizmetler Dengesi 2.931 8.508 9.724 14,3 19.212

Turizm (net) 2.738 8.638 9.228 6,8 18.634

Gelir Dengesi -455 -5.070 -4.032 -20,5 -6.743

Cari Transferler 47 808 731 -9,5 1.657

Sermaye ve Finans Hesapları 4.180 40.620 31.297 -23,0 56.224

Sermaye Hesapları 0 -31 0 - 1

Finans Hesapları 4.180 40.651 31.297 -23,0 56.223

Doğrudan Yatırımlar (net) 473 7.996 6.218 -22,2 11.631

Portföy Yatırımları (net) 6.933 19.033 17.455 -8,3 20.408

Hisse Senetleri 726 -672 1.964 - 1.650

Borç Senetleri 4.658 17.283 13.854 -19,8 16.855

Diğer Yatırımlar (net) -706 22.713 16.464 -27,5 22.120

Varlıklar 312 9.053 1.338 -85,2 3.592

Efektif ve Mevduat -227 10.346 1.773 -82,9 4.266

Yükümlülükler -1.018 13.660 15.126 10,7 18.528

Krediler -1.429 14.744 4.269 -71,0 8.473

Bankacılık Sektörü 141 8.948 2.602 -70,9 6.031

Bankacılık Dışı Sektörler -1.704 5.388 2.668 -50,5 4.675

Mevduat -163 -3.060 7.527 - 6.228

Yurtdışı Bankalar 2.499 -3.754 6.835 - 4.748

Yabancı Para 1.480 2.338 5.713 144,4 5.134

Türk Lirası 1.019 -6.092 1.122 - -386

Yurtdışı Kişiler -2.365 1.528 1.677 9,8 3.596

Rezerv Varlıklar (net) -2.520 -9.091 -8.840 -2,8 2.064

Net Hata ve Noksan -324 9.566 3.165 -66,9 5.193

Kaynak: TCMB

Sermaye ve finans hesapları incelendiğinde, Temmuz ayında cari açığın finansmanında yaklaşık $7 milyar ile tarihi yüksek seviyeye ulaşan aylık net portföy girişlerinin önemli paya sahip olduğu görülmektedir. Yurt dışı yerleşiklerin Devlet İç Borçlanma Senetleri’ne (DİBS) yönelik talebinin geçen aylarda olduğu gibi artarak sürmesinin etkisiyle portföy girişlerinde belirgin bir yükseliş kaydedilmiştir. Hisse senetleri piyasasında da yabancı yatırımcıların $726 milyon düzeyinde alım yaptığı görülmektedir. Böylece, hisse senetleri piyasasına net sermaye girişi yılın ilk 7 ayında yaklaşık $2 milyar seviyesinde gerçekleşmiştir.

Net doğrudan yatırımlar Temmuz ayında $473 milyon ile Nisan ayının ardından 2012 yılının en düşük seviyesine gerilemiştir. Yılın ilk yedi ayında ise yurt dışında yerleşik kişilerin yurt içinde yaptıkları net doğrudan yatırımlar bir önceki yılın aynı dönemine göre %6 azalarak $8,9 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde, yurtiçi yerleşiklerin yurt dışı yatırımları ise $2,7 milyarlık bir sermaye çıkışına işaret etmiştir.

Yılın ilk 7 ayında bankacılık sektörünün uzun vadeli borç çevirme oranı %95 düzeyinde, reel sektör firmalarının ise %105 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Temmuz ayında cari açıktaki iyileşme sürdü.

Temmuz ayında portföy girişleri rekor seviyede gerçekleşti.

(10)

İç talepte gözlenen yavaşlamayla birlikte vergi gelirlerinin zayıf bir performans sergilemesi bütçe dengesinde bozulmaya neden olmaktadır. Nitekim, 2012 yılının ilk sekiz ayı itibarıyla bütçe TL8,5 milyar tutarında açık vermiştir. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde bütçe TL2,1 milyar fazla vermişti. Yılın ilk sekiz ayında TL27,2 milyar düzeyinde gerçekleşen faiz dışı fazla ise 2012 yılı bütçe hedefine yaklaşmıştır.

Merkezi Yönetim Bütçesi

(milyon TL) Temmuz

2012

Yıllık %

Değişim Ağustos 2012

Yıllık % Değişim

Ocak-Ağustos Yıllık %

Değişim Bütçe Hedefi

Gerç./

Hedef 2011 2012 (%)

Harcamalar 28.302 16,8 31.822 7,9 196.937 229.005 16,3 350.948 65,3

Faiz Harcamaları 4.216 16,3 5.789 1,9 31.742 36.264 14,2 50.250 72,2

Faiz Dışı Harcamalar 24.086 16,9 26.033 9,3 165.195 192.741 16,7 300.698 64,1

Gelirler 28.056 35,4 30.250 -6,2 199.042 220.484 10,8 329.845 66,8

Vergi Gelirleri 24.244 40,8 26.751 -9,4 169.460 182.177 7,5 277.677 65,6

Diğer Gelirler 3.812 9,0 3.499 27,6 29.581 38.307 29,5 52.168 73,4

Bütçe Dengesi -246 -93,0 -1.572 - 2.105 -8.520 - -21.104 40,4

Faiz Dışı Denge 3.970 3.392,3 4.217 -50,1 33.847 27.744 -18,0 29.146 95,2 Not: Rakamlar yuvarlamalardan ötürü toplamı vermeyebilir.

Kaynak: Maliye Bakanlığı

Yılın ilk sekiz ayında toplam vergi gelirleri %7,5 ile düşük bir düzeyde artmıştır. Bu dönemde, kurumlar vergisi %6,3 oranında artarken, iç talebin göstergesi olan Katma Değer Vergisi ile Özel Tüketim Vergisi sırasıyla %2,6 ve %6,4 oranında sınırlı bir artış kaydetmiştir. İthalattaki gerilemeye bağlı olarak da İthalde Alınan Katma Değer Vergisi geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla artış göstermemiştir.

Vergi dışı gelirlerde ise özellikle KİT ve Kamu Bankaları Gelirlerindeki görece yüksek oranlı artış vergi gelirlerinin zayıf performansını bir ölçüde telafi ederek, toplam bütçe gelirlerindeki artışın yılın ilk sekiz ayında %10,8’e ulaşmasını sağlamıştır.

Bütçe gelirlerindeki zayıf performansa karşılık giderlerdeki artış devam etmektedir.

2011 yılının ilk sekiz ayında %11,5 düzeyinde artış kaydeden faiz dışı harcamalar 2012’nin ilk sekiz ayında %16,7 artmıştır. Maliye Bakanlığı 2012 yılı hedeflerinin tutturulamayabileceğini ve ek önlemler içeren bir paketin gündemde olduğunu belirtmiştir. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da 2012’de bütçe açığının GSYH’ye oranının %1,5 düzeyindeki hedefi 1 puan aşacağını ifade etmiştir. Bu çerçevede, Eylül ayının sonunda akaryakıt, alkollü içecekler ve tapu harçları üzerindeki vergiler artırılmış, 1 Ekim’den itibaren geçerli olmak üzere doğalgaz ve elektrik fiyatlarına zam yapılmıştır.

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) 18 Eylül’deki toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı (%5,75) ile gecelik borçlanma (%5) faiz oranlarının mevcut seviyelerinde tutulmasına karar verirken, piyasa beklentileri paralelinde gecelik borç verme faizini %11,5’ten %10’a düşürmüştür. TCMB yaptığı açıklamada, üçüncü çeyrek itibarıyla iç talebin ılımlı seyretmeye devam ettiğini, ihracatın ise artış eğilimini koruduğunu belirtmiştir. Yapılan açıklamada, yaşanan son gelişmelerin finansal piyasalarda risk algılamasının bir miktar iyileşmesine neden olduğu ancak küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtilmiştir.

TCMB bu çerçevede, TL fonlama miktarında gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlama yapılabileceğini açıklamıştır.

TCMB, TL yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların döviz olarak tutulabilecek kısmına ilişkin rezerv opsiyonu katsayılarını da (ROK) her bir dilim için 0,2 puan artırmıştır. TCMB, ROK’ların artırılmasının yanı sıra faiz koridorunun daraltılmasının finansal istikrarı destekleyeceği değerlendirmesinde Vergi gelirlerinde zayıf

performans…

Bütçe yılın ilk sekiz ayında TL8,5 milyar açık verdi.

Ek önlemler…

TCMB faiz koridorunu daralttı.

(11)

bulunmuş ve gerekli görülmesi halinde önümüzdeki dönemde aynı doğrultuda ölçülü bir adım atılabileceğini ifade etmiştir.

Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler

BDDK tarafından yayımlanan Haftalık Bülten verilerine göre, 14 Eylül 2012 itibarıyla toplam mevduat hacmi yılsonuna göre %7,3 artış kaydederek TL785 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde toplam mevduat hacmine paralel bir seyir izleyen TP mevduat hacmindeki artış %7,4 seviyesinde gerçekleşirken, YP mevduatın USD karşılığı %13,6 oranında artmıştır.

Kaynak: BDDK Haftalık Bülten

14 Eylül 2012 itibarıyla, toplam kredi hacmi yılsonuna göre %9,8 artarak TL762 milyara ulaşmıştır. Kredi türleri itibarıyla incelendiğinde, bu dönemde bireysel kredi kartları hacmindeki %21,3’lük artış dikkat çekerken, diğer kalemlerin genel olarak trende yakın bir seyir izlediği görülmektedir.

Kaynak: BDDK Haftalık Bülten

Yıl genelinde aşağı yönlü bir trend izleyen bankacılık sektörü menkul kıymetler portföyü 14 Eylül 2012 itibarıyla yılsonuna göre %3,2 gerileyerek TL276 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Alt kalemlere bakıldığında, 2011 sonundan bu yana repo konusu menkul değerlerde düşüş gözlenmektedir.

14 Eylül 2012 itibarıyla bankalar emanetindeki menkul kıymetler portföyü yılsonuna göre %20,9 oranında artarak TL198 milyar düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, yurtiçi yerleşiklerin menkul kıymetler portföyü %9, yurtdışı yerleşiklerin portföyü ise %38 artış kaydetmiştir.

7,4 7,3 13,6

-4,0 0,0 4,0 8,0 12,0 16,0

Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12 Haz.12 Tem.12 Ağu.12 Eyl.12

Mevduat Hacmindeki Gelişmeler (Yılsonuna Göre % Değişim)

TP Toplam

YP (USD Karşılığı)

-10 -5 0 5 10 15 20 25

Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12 Haz.12 Tem.12 Ağu.12 Eyl.12

Kredi Hacmindeki Gelişmeler (Yılsonuna Göre % Değişim)

Toplam Spot

Tüketici Taksitli Ticari

Bireysel Kredi Kartları Diğer Krediler Mevduat hacmi yılsonuna

göre %7,3 arttı.

Kredi hacmi yılsonuna göre %9,8 artış kaydetti.

Emanet menkul kıymetler portföyü…

Menkul kıymetler portföyü…

(12)

14 Eylül 2012 itibarıyla bankacılık sektörünün yabancı para net genel pozisyonu (+) $1.456 milyon düzeyinde gerçekleşmiştir. Yabancı para net genel pozisyonu bilanço içi kalemlerde (-) $18.804 milyon, bilanço dışında ise (+) $20.260 milyon seviyesindedir.

Gelişmiş ülkelerdeki ekonomik aktivitede süren ivme kaybı, söz konusu ülkelerde merkez bankalarının para politikalarını gevşetmelerine neden olmuştur. Bu dönemde, ECB’nin sorunlu ülkelerin tahvillerini alacağını açıklaması ve Fed’in varlık alım programına yeniden başlayacağını duyurması küresel risk iştahında artışa yol açmıştır. Benzer bir şekilde, birçok gelişmekte olan ülke merkez bankasının da para politikalarını gevşetme eğiliminde olduğu dikkat çekmektedir. TCMB de son toplantısında gecelik borç verme faizini indirerek faiz koridorunu daraltmıştır.

Yılın geri kalan döneminde, küresel risk iştahındaki nispi artış ve TCMB’nin büyümeyi desteklemek adına aldığı önlemler paralelinde Türkiye’de ekonomik aktivitenin bir miktar hızlanacağını tahmin etmekteyiz.

Beklentiler…

Yabancı para net genel pozisyonu (+) $1.456 milyon düzeyinde…

(13)

Kaynak: TCMB, TÜİK, İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölümü

12 SINAİ ÜRETİM

DIŞ TİCARET

ENFLASYON

2,9

-20 -15 -10 -5 0 5 10 15

2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3 2010/4 2011/1 2011/2 2011/3 2011/4 2012/1 2012/2 -17

-12 -7 -2 3 8 13

2007/1 2007/2 2007/3 2007/4 2008/1 2008/2 2008/3 2008/4 2009/1 2009/2 2009/3 2009/4 2010/1 2010/2 2010/3 2010/4 2011/1 2011/2 2011/3 2011/4 2012/1 2012/2

Hizmetler İnşaat Sanayi Tarım GSYH

14,5

-4,8 -20

-10 0 10 20 30 40 50 60

Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12 Haz.12 Tem.12 u.12

Dış Ticaret (Yıllık % Değişim) İhracat

İthalat

0,56 0,26

-3 -2 -1 0 1 2 3 4

Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12 Haz.12 Tem.12 Ağu.12

Aylık Enflasyon (%)

TÜFE ÜFE

8,88

4,56 2

4 6 8 10 12 14 16

Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12 Haz.12 Tem.12 Ağu.12

Yıllık Enflasyon (%) TÜFE

ÜFE 19,2

14,0 10,6

8,9 8,2

7,0 7,0 3,8

12,1 7,5 8,5 1,5 3,7

4,4

2,6 1,5 5,9

3,0 3,4 0

5 10 15 20 25 30

O Ş M N M H T A E E K A

Sınai Üretim (Yıllık % Değişim)

2011 2012

76,2 74,0

65 70 75 80

O Ş M N M H T A E E K A

İmalat Sanayii Kapasite Kullanım Oranı (%)

2011 2012

45 50 55 60 65 70 75 80 85

0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Ağu.11 Eyl.11 Eki.11 Kas.11 Ara.11 Oca.12 Şub.12 Mar.12 Nis.12 May.12 Haz.12 Tem.12

12 Aylık Aylık Cari İşlemler Açığı (milyar $)

Aylık 12 Aylık

Referanslar

Benzer Belgeler

Kasım 2012 ayında gerek Euro bölgesi gerek 27 üyeli AB’nde sınai üretim hacmi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0.3 oranında daha düşük

2012 yılı üçüncü üç aylık döneminde gerçekleşen GSYH büyümesi ekonomik faaliyet alanları itibariyle dikkate alındığında, önceki yılın aynı dönemine

Böylece; 2015 yılı Ekim ayında dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı ayına göre %42,5 azalmış ve 2015 yılının en düşük seviyesi olan 3,6 milyar dola-

bakıldığında, Türkiye ekonomisi bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla takvimsel olarak %4,3 bir büyüme yakalamış, bir önceki çeyreğe (2013 yılının ikinci

Küresel kriz Türkiye ekonomisini dış ticaret, finansman ve beklentiler olmak üzere üç kanaldan etkilemiştir. 2008 yılının ikinci çeyreğinden itibaren daralmaya

Türkiye ekonomisi, 2015 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,8 ile beklentilerin üzerinde bir büyüme kaydetmiştir.. Reuters anketine göre

Nitekim faiz indirimi kararından bir hafta sonra açıklanan büyüme verilerine göre Çin, 2012 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,6 büyüyerek

Türkiye ekonomisi 2011 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %8,8 ile beklentilerin oldukça üzerinde bir büyüme