• Sonuç bulunamadı

Yazan: Otto Seiler (Yer depremi sigortası)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yazan: Otto Seiler (Yer depremi sigortası)"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B l b l i o g r a f l :

ERDBEBEN — V E R S İ C H E R U N G Yazan: Otto Seiler

(Yer depremi sigortası)

Bu mevzuun, seismolojik esaslarla birlikte, tarihi ve sistematik etüdü Basel de (Verlag für Recht und Gesellsohaft) in neşriyatı meyanında yayınlanmıştır. Müellif Otto Seiler kitabının ilk kısmında zelzele araştırmalarının mefhum, cins, şiddet, kesret ve

ev-velden tahmin bakımından en yeni neticelerini tahlil ederek muhtelif memleketlerde zelzele zararlarından

korunmak için alınan teknik tedbirleri ve konan ka. 1 nunî mevzuatı tetkik etmektedir.

Kitabın 2 nci ve 3 üncü kısımları zelzele sigor-tasının tarih ve tatbikine tahsis edilmiştir . Zelzele sigortasının Türkiye için olan ehemmiyeti, dünyada-ki zelzele zararlarına ait 1 9 uncu asrın ortasından itibaren yapılan istatistikle tebarüz etmektedir..

Bu istatistiğe göre Anadolu 0 / 0 0 161 derece-sini bulan zarar hissesi ile birinci plânda gelmektedir. Kitaba zelzele mevzuuna ait mufassal bir literatür lis-tesi eklenmiştir. W. Schütte

B Î R Y A Z I M Ü N A S E B E T İ L E Yazan: Abidin Mortaş Falilı Rıfkı Aiav 21 Şubat 1944 tarihli Ulus'ta neşrettiği bir İstanbul mektubunda yersiz bir öküz hikâyesi anlattıktan sonra Türk mimarları aleyhin-de bulundu.

Muharrir, hikâyesile, proje müsabakalarında hakemlik edenleri saf ve caihü köylülere benzettik-ten sonra bir binanın yalnız ecnebi mecmuaların il-hamile yapılan şatafatlı cephe resimlerinden ibaret olmıyan ve (bin çeşit teknik bilgiye ihtiyaç göste-ren nazik bir cihaz) olduğunu hatırlatmak suretile mimarî dersler veriyor. Proje müsabakalarında (bi-raz da kuru milliyetçilik demagojisi) nin araya girdiğini yazan muharrir netice itibarile ve dolayı-sile büyük yapılar kuran tecrübeli bir ecnebi sanat-kârı tavsiye ediyor.

Falih Rıfkı Atay binadan ve mimarîden anla-madığı için bir taraftan tecrübeli sanatkârının kötü eserierıle övüne dursun; diğer taraftan beynelmilel kıymette mimarlar Ankarayı gezdiği zaman Devlet Demiryolları Umumî İdare binasını Ankaranııı mi-marî bakımdan en değerli eseri olarak vasıflandırı-yor ve bu binanın genç bir Türk mimarının eseri ol-duğunu öğrenince taktir ve hayranlıkları bir kat daha artıyor.

Bir eserin teknik ve sanat hususiyetlerine nü-fuz edebilecek kadar mimarî kültürü clrnıyan mu-harririn, bir Türk ıçimarmm yaptığı bir Devlet De-miryolları Umumî İdare binası ile tecrübeli bir ec-nebi mimarın yaptığı çirkin bir Vekâlet binası aia-smcLaki kıymet farkını taktir edememesi tabiîdir ama, çatısı akan bit binayı misal alarak bütün Türk

mimarlarını hiçe sayması teessüf edilecek büyük bir gaftır.

Tecrübeli ecnebi sanatkârların bir çok teknik hatasının bilgili Türk müteahhitlerinin lıimmetile nasıl tadıl ve tahlif edilmiş olduğunu muharrir bil-mez; tecrübeli ecnebi sanatkâr bilir, söylebil-mez; ama biz biliriz, söyleriz ve her zaman da ispat ederiz.

Biz kuru milliyetçilik demagojisi yapmıyoruz. Bu memlekette, bütün ecnefbi eserlere anlamadan körü körüne tapmanın hatalı olduğunu, yetişmiş bir Türk zümresinin iyi eserlerile iftihar etmek icabet-tiğini lıaklı olarak iddia ediyoruz.

Biz Sinan'ın torunlarıyız diye, öğrenmekten müstağniyiz demedik. Fakat Akademiye son zaman-larda hoca diye getirdiğimiz ecnebi otoritelerin h)ç birisi bize hocalık yapmadı. Hepsi kendisini göster-mek ve muhtelif denemeler şeklinde eserler yap-mak sevdasına ciüştü. Muharrir bütün bu dertlerin içyüzünü tetkik etmeden yazı yazmasın.

Ecnebi sanatkârlara bu memleket, muharririn iddiası gibi yalnız bir kaç bin lira vermekle kalma-dı. Ecnebi mimarlar bizden aldıkları yüz binlerce lirayı hak edecek eser vermediler. Hiç birimiz hiç bir ecnebi eserile iftihar etmeyi aklımızdan geçir-medik. Bir Tıbbiye mektebi binası bütün azametine rağmen hiç bir Türk'te bir sanat heyecanı yaratma-mıştır. Yaratmasına imkân da yoktur. Fakat mu-vaffak olmuş Turk binaları karşısında hepimiz ta-biî olarak göğsümüzü kabartırız. Milliyetçilik de-magojisi bunun neresinde?

Memlekette kendisine mevki yapmış bir Türk muharririnden, daha doğru görüşlü yazılar bekle-mek hakkımızdır.

Abidin MOIİTAŞ

Referanslar

Benzer Belgeler

PARİSTE ULUSLARARASİ MİMAR- LAR BİRLİĞİ KONGRESİ 5 ilâ 9 Temmuz arasında sürecek olan Uluslararası Mimarlar Birliğinin VIII ci Dünya Kongresi için merkez olarak

İdarecinin yazımızın başında da, kısaca kayd ettiğimiz gibi, yapı, v e teknik işlerde mühendis v e mimarı ikinci plânda bırakarak teşebbüse geçmesi.. hem vazife v

O halde bu tenkidi yapacak olan kimsenin ressamlardan hariç olması ve arkadaşlık bilmiyerek, hatır saymı yarak sırf sanat namına ve o kaygu ile hareket eden de- rin görüş

Harap olan isimleri geçen siteler sanat bakımından çok zengin idiler.. Kilisenin içi ve dışı için eski şehirlerin 500 ko-

Hikâyevî ve tavsifi olmadığı gibi, seyircinin hissiyatına kamçılamaz ve realistik değildir: Pek .çok kimselerin alışık bulunduğu sa- nat cinsinden çok farklıdır; ve

Bilâhare merhum Ihtifalci Ziya Bey'de istanbul ve Boğaziçi dlı eserine sepetçiler köşkü ve kayıkhane ocağı kıs- mına evvelki her iki yazı ve resimlerden nakiller

Üçüncü katagoriyi teşkil eden mühendislik cephesi galip işler için gayet samimî ve bitaraf olarak söyiiye- yim ki, temel işleri müstesna, tamamile fenni ve teknik bir

160 sayfalik, kalın bir cilt teşkil eden v e ayın zamanda arkasında Fransızca bir hülâsayı ihtiva eden derginin bu nüs- hasında, vakıflara v e dolayısile Türk mimarîsine