• Sonuç bulunamadı

Yazan • Ressam Ali Karsan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yazan • Ressam Ali Karsan "

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

R e s i m

R E S İ M T E N K İ T L E R İ H A K K I N D A

Yazan • Ressam Ali Karsan

Bu sene şehrimizde hiçbir seneye nasip olma- mış derecede bol resim sergileri açıldı. Sanat haya- tımızda güzel bir dönemeci müjdelemesi itibariyle fazla Önemli bir olay. Sergilerde nazarı dikkati çe- ken bir cihet de sanat sevenler tarafından resimler- den bir çoklarının satın alınmış olması. Bu da res- mimizin geleceği hakkında insana ümit ve cesa- ret veriyor. Bir ressama yapılacak en büyük takdir onun eserini satın almaksa da bir sanat hareketi karşısında en mühimmi iyi bir tenkit yapmaktır.

Acaba, resim tenkitlerimiz istenilen tarzda mıdır- lar? Sayın muharrir Burhan Felek Cumhuaiyet gazetesinde yağı benden boyası sizden başlıklı ya- zısında resim tenkidini biss ressamlara bırakıyor.

Ve ressamların bu işi yapmasının doğru olacağını söyliyerek resim tenkitlerini meslekdaşlardan isti- yor, Ayni konu birçok tanıdıklar tarafından da aşa- ğı yukarı aynen tekrarlandığı da vaki. Bu itibarla bir ressamın resim tenkidi yapmışı doğru olur mu?

Buı mevzuu biraz inceliyelim. Ervvjelâ şunu arze- deyim ki, söyliyeceklerim benim şahsî kanaatim- dir. Bu itibarla kimseye tariz etmek veya münaka- şa mevzuu açmak niyetinde değilim.

Meslekten olan bir ressam, sanatmde ya ara- ma devresindedir, veya kendisine iyi kötü bir yol çizmiş orada yürümektedir. Eğer arama devresinde ise fikirlerinde sebat olmayacağından sık sık sana- tinde değişiklikler gösterecektir. Bugün bisyaz de- diğine yarın... kara demiyelim de esmer diyelim...

esmer diyecektir. Böylesinin tenkidinden ne

1

kadar istifade edilebilir?

Kendine bir yol çizen ressam ise o yolu çizdi- ği veya bulduğuna inandığı günden itibaren onun da görüş zaviyesi oradan başlar. Tâbiatiyledir ki kendi yolundan başkasınınkini beğenmez ve doğ- ru bulmaz. Sonra unutmayalım ki biz ressamlarda hislerimizin tesirinde kalırız, arkadaşlarımız ol- maları itibariyle bazı ressamların işlerinde belki

ressamın görmediğini ve farkında tolmıyarak yap-

tığı yerleri bile bir meziyet olarak gösteririz. Çok defa ölçülerimizde arkadaşlara karşı bitaraflıkdan ziyade birtaraf oluruz. Resim jürilerinde bu cihet pek bariz olarak kendini göstermektedir. Bu bah- settiğim nokta yalnız bizim memlekete göte değil- dir. Sanat cereyanlarının şiddetle [çarpıştığı Paris- te de arkadaş kayırmak ve hatır saymak aynen vardır. Demek ki hastalık umumî.

Madem ki ressamlar tuttukları ve benimsedik- leri sanat yollarında tıpkı körlerle fil hikâyesinde olduğu gibi şiddetle sebat ediyor ve çarpışıyorlar, o halde tenkidi kimden istiyebileceğiz.

Hikâye malûmdur. Padişahın birisi anadan doğma ve hiç kimseden filin tarifini işitmemiş kör- leri toplamış ve onlara, ortaya fil isminde bir hay- van koyacağını ve kendilerine de az bir müddet bu hayvanı istedikleri gibi yoklıyabilmelerine mü- saade edeceğini, ve bu müddetten sonra hangisi fi- li iyi tarif ederse ona bilmem ne kadar ihsanda bu- lunacağını vadetmiş. Körler vakit geçirmeden he- men file saldırmışlar. Kimi ayağını, kimi kuyruğu- nu, kimisi de hortumunu eline geçirmiş, başlamış- lar iyice yoklamaya. Müddet bitince sıra ile padi- şahın karşısında fili tarife başlamışlar. Hortumuna göre tarif edeni ayağını ele geçiren tenkit etmiş, ayak tarafını anlatanı kuyruğu yoklıyanı cerhetmiş, hülâsa orada, padişahın önünde başlamışlar doğru, yalan diye kavga etmiye. Hakikatte ise aralarında- ki davada hepsi ayrı ayrı haklı, fakat hiç Ibırisi de biraz ileride durup, fili açık gözle etraflıca görmüş ve tetkik etmiş vaziyette değil. İşte bizlerin sanat telâkkilerimiz de tıpkı bunun gibi. Sanati hangi taraftan görürsek o tarafı tutuyoruz. O halde bu tenkidi yapacak olan kimsenin ressamlardan hariç olması ve arkadaşlık bilmiyerek, hatır saymı yarak sırf sanat namına ve o kaygu ile hareket eden de- rin görüş ve bilgi sahibi olması lâzım gelmez mi?

Hülâsa. -Sanatkâr ressamlar topluluğunun mihenk

taşma, Ar münekkidine (Critique d'Art) ihtiyacı-

mız var.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gökova'daki tcmizıik kamp8nya§ına katılan görevüleı, kampanyanln son g{lnü termik §antaltn yaplldlğt Tiiüİkevlcri köyünde Ören Bclcdiye Daşkant Kazun

Sergi broşüründeki eserler listesinde, 52 suluboya resimlerinden Çanakkale’de ve iki adet Kumkale’de adlı resimleri; yağlıboya Çanakkale (Bove Zırhlısı) ve

Her ne de olsa böylo zannolunur ki bugüne kadar hiç bir yerde Sent İrende fresk olduğu ne yazılıdır, ne de fresk sıvasına kömür konduğu bilinmektedir. Çalışmalar

Naif sanat ise genellikle çocuksu bir saflık içinde resmedilir, sanatçıları ise genellikle sanat eğitimi almamış kişilerdir dünyada en çok tanınan temsilcisi

Periyodik tablodaki elementler; iletkenlik, saydamlık, parlaklık, tel ve levha haline geti- rilebilme, fiziksel hal, elektron almaya yat- kınlık, kırılganlık gibi

«Harpten en büyük zarar gören şey, yalnız vatan değil, asıl hürriyetin kendisidir.. Zira harp daima az çok diktatörlük ifade

6327 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bireysel

Merhum Şevket ve Merhume Maide Erentok’un gelinleri; Bülent Gönül, Nilüfer, Elizabeth Erentok’un kayınvalideleri; Ayşe Erentok Gönül, Mehmet, Ahmet Erentok’un