• Sonuç bulunamadı

Belediye Reisliği Yazan : Ernest Reuter

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Belediye Reisliği Yazan : Ernest Reuter"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Belediyecilik :

B e l e d i y e R e i s l i ğ i

Y a z a n : Ernest Reuter

Siyasal B i l g i l e r o k u l u şehircilik profesörü

Çeviren: A d n a n Kolatan

Her bir idare cihazını iki bakımdan tahlil et-mek mümkündür. Bir kere, idare cihazının dayandı-ğı kanunî hükümleri ve nizamları tetkik edebiliriz. İdarenin çalışmalarının verdiği semereyi rakamlara ve istatistiklere bakarak tesbit etmeye uğraşırız ve böylelikle idare cihazının çalışmalarının tarzı ve şü-mulü hakkında mümkün olduğu kadar objektif bir fikir edinmeğe, yâni mevzuu tanımağa

çabalayabili-riz. Fakat bundön tamamile başka olan bir yoldan yürümemiz dahi mümkündür: İdare cihazı içinde ve idare cihazı için çalışari adamlar hakkında bir fikir edinmeğe, yâni şahısları tanımağa çabalayabiliriz. Bu adamların zihniyetini, çalışma tarzını, arzularım ve ümitlerini, şahsiyetlerini anlamağa çalışırız.

Süb-jektif diyebileceğimiz bu ikinci usulün tatbik edile-bilmesi için böyle bir idare- cihazının hususiyetlerini-tanımak dalıma lâzımdır ve bu usul bazan, objektif olan birinci usulden daha iyi neticeler verir.

İşte belediyelerin idare cihazı da insanlardan ibarettir. Bu cihaz insanlar için işler, çalışmalarile, menfaatleri ve temayüllerile bu cihaza bağlı bulunan ve bu cihaza kendi şahsiyetlerinin damgasını vuran insanlar tarafından idare edilir. Bir devlet idaresi ile, hattâ en büyükleri de dahil olmak üzere, bir belediye idaresi arasındaki karakteristik fark belediye idaresin-de şahsiytiin nisbeten çok daha büyük bir rol oyna-masından ibarettir. Bir belediye idaresinin bünyesin-deki hususiyeti göz önüne getirirsek bunun böyle ol-duğunu daha kolay anlarız.

Belediye idaresi saha itibarile daima toplu bir surette görünüp kavranılabilecek bir kül teşkil eder ve bunun bütün teferruatını görüp tanımak zamanla daima mümkün bulunan bir şeydir. Esasen faydalı iş çıkarabilmek için bütün tieferrüatı iyice tanıyıp bil-mek şarttır. Belediye idarelerinin faaliyet hudutları devlet dairelerine veya merkezî devlet idaresine ve-kâlet eden makamlara nisbetle her ne şekil ve su-rette tahdit edilmiş olursa olsun, belediyelerin faali-yeti bunların hepsinin faalifaali-yetinden çok daha çeşit-lidir. Belediye idaresinin gözü sadece tek taraftan bakarak muayyen olan bir vazifeyi görecek değildtir. Belediye idaresi ister istemez bir bütünlüğü kavra-mağa, muhtelif işler arasında bağlılık yaratmağa

mecburdur. Bidayette olmasa bile, zamanlabunu te-min etmeğe her halde mecbur olacaktır. Bunu bize dışarıdan baktığımız zaman gösteren şey belediye idaresinin büdçesindeki vahdettir. Bundan başka, gündelik işlerde de daima bu vaziyeti görebiliriz. Her işin başına tam salâhiyetli faal bir önder getirmek prensipini son derecesine kadar tatbik etmiş olan mem leketlerde bile belediye işlerinin mahiyeti daima, müteaddit kimselerin, bir arada teşriki mesai etmek suretile, bir heyet dalinde işleri idare etmelerini lü-zumlu kılmıştır, işin bütünlüğü itibarile muvafık ve vahdetli bir semere elde edebilmesi için muhtelif şu-belerin ve muhtelif görüşlerin nazarı itibare alınması icap etmiştir. Tam salâhiyetli faal önderler prensi-pinin de bittabi muhtelif şiddette dereceleri olduğu malûmdur. Muhtelif şubeler arasında iş birliği, yâni, koordinasyon temin etmek belediyeler için hayatî bir zarurettir. Bu temin edilmedikçe belediye idaresinin umum heyeti ile memnun edici bir iş başarmasına imkân yoktur. Modern bir şehir idaresinin işleri de hayatın kendisi gibi çeşitli ve gündelik ihtiyaçlar gi-bi değişmeğe temayüllüdür. Zuhur eden her yeni ih-tiyaca belediye idaresi daima uymak mecburiyetin-dedir. Şüphesiz, büyük şehirlerin idarelerinde de sa-lâhiyet hodbinliklerine ve tek taraflı görüşlere götü-rebilecek bir iş bölümü vücut bulabilir. Fakat tecrü-beler bize göstermektedir ki, kelimenin dar manâsile mütehassıs dediğimiz kimseler, modern bir belediye idaresinin içinde yetişip piştikleri zaman, ister iste-mez tek taraflı görüşlerinden ayrılık mecburiyetinde kalırlar. Öyle tek taraflı bir görüş ki, onu, ifrata gö-türülmüş olan ihtisaslaşma. ve büyük mevzuları umumî heyetile kavrama hususundaki tecrübe nok-sanlığı yüzünden modern idare adamlarında s.'k şık görmekteyiz. Geniş ve etraflı görüş kabiliyeti saye-sindedir ki insanlık bakımından daha büyük bir açık-lığa ve işlerin çeşitliliğini daha iyi bir surette anla-mak imkânına varılacaktır ve işin bütün ihtisas ça-lışmışlarının arkasında bile asla kaybolmaması lâzım-gelen insanlık tarafını görmek mümkün olacaktır.

(2)

Bil-hassa belediye reisinin vazifesi idare mekanizması-nı bir arada tutmak, muhtelif uzuvlar arasında1

teva-zün temin etmek, bunları birbirile uygun ve ahenkli bir surette çalıştırmak ve kendisinin tabiî olan oto-ritesi ile idarede vahdeti temin etmektir. Küçük be-lediye idarelerinde1 belediye reisinin herkesi ve her

şeyi bilip tanıması, kuş bakışı ile umum vaziyeti görüp kavraması, herkes ve her şey arasında mu-vazene ve ahengi temin etmesi ve icap ettiği za-manda hiç korkmadan emir vermeyi bilmesi lâzım-dır.

Şahsiyetine dayanan bu hal büyücek belediye-ler için dahi mesaide daima esastır. Sadece muayyen bir işte ihtisas kabiliyeti değil, belki birçok insanları ve işleri bir bütünlük halinde birleştirip semerlen-dirmek kabiliyetidir ki belediye başkanının hususiye-tini, karekteristiğini teşkil eden daiımî bir keyfiyettir.

Bu bakımdan, belediye başkanı hakkında ge-leneklere ve kanunlara göre muhtelif memleketler-de muhtelif tipler görmekteyiz. En mühim tefrik her halde fahrî belediye reisliği ile memur vaziyetindeki belediye reisliğidir. Fahrî belediye reisliği tipinin en çok geliştiği yer îngilteredir ve bugüne kadar da bu hal değişmemiştir. Ehemmiyetli şahsiyetler hazan müstesna olmak üzere belediye reisi îııgilterede her sene değişir ve her şeyden önce, hemşerilerinin mü-messilidir; onların mahallî işlerini bizzat görmek hu-susundaki haklarını ve şehirli hürriyetlerini harice karşı temsil eder. Kralı veya her kim olursa olsun şehri ziyarete gelenleri kabul .eder ve onlarla aynî

se-viye ve hukukta bir kimse gibi görüşür. Yine böylece, şehrin dahilî idaresinde, İngiltere kralı gibi, biraz partilerin üstünde bulunması ve kendi şahsî arzuların-dan ziyade umumun irade- ve arzusunu temsil etmesi lâzımdır. Belediye reisinin hâkim ve mütebariz olan ve İngilterenin müstakil belediye idareleri tarihinde tam bir liyakatle doldurulmuş olduğu birçok misal-lerile görülen bu cephesinin arkasında bittabi buna pek uymayan bir hakikat da gizlenmiştir. Gölgede kalan sivil idare adamı (sivil service man) ile bur-nun şehir idaresindeki reisi olan (Ton Clerc) siyasî hayattan tamamen uzak kalmak mecburiyetindedir-ler. Bu adam mahallî belediye meclisinin talimatını icra etmekle mükellef bulunmakla beraber işlere vu-kufu ve bilhassa uzun zarman iş başında kalması ve dolayısile d» insanları ve işleri iyi tanıması sebe-bile, daha ziyade siyasî faaliyet veya temsil gayretile hareket eden (Mayor) a yâni belediye reisine nazaTan şehir idaresinin esas devamlı uzvu mahiyetindedir. Ve bu idarenin gidişini o temsil eder. Adeta şairin dediği gibi «İtaat ediyoruz, fakat yerimizde durmak-tayız» diyecek bir vaziyettedir. Bu sistemin bittabi

yüzlerce yıla dayanan bir geleneği olması şarttır ve İngilterede de bunun mümkün bulunmasının yegâne sebebi muhtelif halk tabakaları içinde umumî refaha fahriyen, hattâ çok defaı şahsen büyük fedakârlıklar ihtiyar etmek suretile hizmet etmek hususunda ken-dini manen borçlu sayar ve bu hususta lüzumlu olan ilim ve zevkin şartlarını da haiz bulunan birçok kim-selerin mevcut olmasındandır.

Bunun tamamen aksi diyebileceğimiz dijğer tip-teki belediye reisliğini, yâni memur vaziyetindeki be-lediye reisliğini, bilhassa Almanya geliştirmiştir. Şim-diki muvakkat nizam bir tarafa bırakılacak olursa Almanyada belediye reisleri belediye meclis azalan tarafından 1 2 sene müddetli olarak seçilir ve idare-nin âmiridir. Onun teşebbüs kabiliyetinden ve ikti-darından şehirliler ihtisas itibari!e doğru güdülen, ileriyi gören v,e malî bakımdan derlitoplu olan bir idare beklerler. Bu adam şehirlilere bağlı olmaktan veya şehirlilerle iş birliği yapmaktan azad edilmiş kat'iyyen değildir. Şehirlilerin kendi kendilerini ida-re etmeleri fikri Almanyada ingilteida-rede olduğundan daha az kökleşmiş sayılamaz. Yalnız, tebarüz eden

nokta burada Ingilteredekinden başkadır. Almanya-daki gelenek meslek bakımından yetişmiş memuru sayar ve onun sevk ve idare etmek hususundaki hak -kını tanır. Şehri harice karşı temsil etmek vazifesini de ona bırakır. Fakat ondan her şeyden evvel, bir şehrin idare edilebilmesi için lüzumlu bulunan teşeb-büs kabiliyetini ve işlere girişmek hususunda enerji göstermesini ister. İntihapla iş başına getirilen mü-messillerin vazifesi daha ziyade nezaret ve kontrol mahiyetindedir. Fakat şehirlilerin kendi şehirlerine taallûk eden işlere mahallen bağlı bulunmaları bu-rada da o derece kuvvetli ve mütebarizdir ki, ilk ba-kışta an'ane ve hükümet şekli bakımından bu kadar birbirinden farklı görülen bu iki memleketteki kendı-kendini idare mefhumundaki fark hiç de öyle zanne-dildiği kadar büyük değildir. Almanlar şehirlerinin kendi kendilerini idare edişlerindeki kabiliyetle İngi-lizler kadar iftihar ederler ve bu an'ane Alımanyanın pek çok değişiklikler geçirmiş olan tarihinde en sabit ve sağlam kalmış, değişikliklerden hiç denilecek ka-dar az müteessir olmuş bir nokta teşkil eder. İşlerin idaresi bakımından, birbirinden tamamen başka olan bu iki sistem sayesindedir ki hiç şüphesiz dünyanın en ehemmiyetli modern şehir idareciliği husul bul-muştur.

(3)

müddetleri dört senedir. Tıpkı belediye meclislerinin müddeti gibi.

Belediye reisi hukuk mânada memur değildir ve meselâ belediye memurlarına müteallik olan yeni te-kaüt kanunu hükümlerinden istifade edemez. Bina-enaleyh, eğer vazifesini bir meslek ıedinmek istiye-cek olursa, istikbali emniyet altına alınmış deqildir. Belediye reislerimizin meslek bakımından ne tarzda yetişmiş veya ne surette çalışmış kimseler olduğuna dair elimizde bir istatistik yoktur. Münferit raporlara bakılırsa belediye reislerinin ekseriya serbest meslek-ler mensuplarından, hekim, veya avukatlardan seçil-diği anlaşılıyor. Her halde, belediye reisi olmanın bir meslek sahibi olmak demek olmadığı muhakkak-tır, Kezalik, belediye reisliğini bir meslek olarak ka-bul etmek dahi bugünkü ahkâma ve nizamlara göre müşküldür. Fakat, bizim belediye reisi, her sene de-ğişei) ve idare işleri daha ziyadle müstakil komisyon-ların elinde bulunan İngilteredeki belediye reisine nazaran çok daha ziyade haklara ve vazifelere malik olduğu için Aljnan hukukunun meydana getirdiği memur vaziyetindeki belediye reisine benzer. Mahal-lin belediye meclisinin reisidir ve inzibat işleri dahil olmak üzere büitün şehir icra kuvvetinin âmiridir. Şahsı itibarile haiz olduğu haklar dolayısile şehrin meclisten ayrı ve başlı başına bir u?vu olarak karek-teristlendirilmiştir. Bütçeyi temin eder, bütün belediye memurlarının doğrudan doğruya âmiridir. Bu memurları kendisi tayin eder, belediyenin tediye-lerine olduğu kadar çalışmalarına da hüküm eder ve bu temsil sadece gösterişten ibaret bir mahiyette ol-mayıp hukuken de bütün davalarda ve münazaalar-da şehre vekâlet eder. Bu hak .eski Alman belediye reislerinin haiz oldukları haktan da ileridir. Çünkü onlar hiç bir zaman şehri hukuken temsil ve ilzam edemezlerdi. Bunu yapabilmeleri için ikinci bir imza-ya ihtiimza-yaçları vardı. Görülüyor ki belediye reisleri-miz alelâde bir memurdan çok daha ileri olan hak-lara bilfiil sahiptirler ve bu karekteristiğin onhak-lara saf hukuk bakımından verilmiş olmayışı vaziyeti deriş-tirmez.

Bu ahkâjpıın memleketimizin hususî ihtiyaçları-na ve modern bir belediyenin bugünkü tekâmül im-kânlarına uygun olup olmadığı meselesi uzun za-mandanberi tekrar tekrar ve şiddıetli surette münakak<aşa edildi. Meselâ kaymakam namzedi olarak A n -karadaki kaymakamlık kurslarına devam eden bütün genç idarecilerimiz bugünkü şekli memleket ahvaline uygun görmüyorlar ve buna muarızdırlar. Şehirleri-mizin inkişafı yolunda bu noktanın en mühim bir meseleyi teşkil ettiği inkâr kabul etmez bir hakikat-tir. Henüz tamamile halledilmiş olmayan malî me-selelerden sonra bu mesele şüphesiz ki ehemmiyet

itibarile ikinci safda geliyor. Çünkü yeni yetişecek-ler bu meselenin hallime bağlıdırlar ve bir idarenin iyi işlemesi daima o idarenin başında bulunan adamın kelimenin her mânâsile sevk ve idare et-mesini bilen bir adam olmasına bağlıdır. Bu mesele-nin ehemmiyeti o derece yolvericidir ki, icabında ba-zı siyasî teemmüller bile, her ne ehemmiyette olur-larsa olsunlar, ikinci plâna atılmalıdır.

Bu sebeple, vazifesini bihakkın yapan bir bele-diye reisinden bugün neler beklendiğini kısaca göz-den geçirelim. Bu meyanda bittabi çok küçük bele-diyeleri bir tarafa bırakabiliriz. Bunlar için bugünkü belediyeler kanununun ne dereceye; kadar uygun ol-duğu ve bunarın ayni derecede köy kanununa tevfi-kan da idare edilip edlilemiyecekleri meseleleri çok münakaşalıdır. Bununla- beraber bu küçük belediye-lerin hakikî kudret ve kabiliyetleri meselesini d,e uzun zaman gözden uzak tutamayız. Kendi başlarına bir kudret ve kabiliyetleri olmıyan bu belediyelerin bir birlik halinde toplanarak nahiye ve kaza içinde bir idarî vahdet şekline konulması ve böylece münferi-den takatsiz olan bu kügük teşekküllerin kudretli bir bütün haline getirilmesi kap edecektir. Biz burada sadece hakikî belediye ismi verilebilecek olan idalerden bahsetmek istiyoruz. Bu idarelerde belediye re-isi kanuna göre sadece fahrî bir bir âmir vaziyetinde ol mayıp bütün teferruata hâkim bir güdücii olduğu için idarenin bütün şube ve bölüklerine kuş bakışı bakıp toplu bir halde görebilecek vaziyette bir adam olma-lıdır. Binaenaleyh hiç olmazsa malî vazifeleri, inşaî vazifeleri ve birçok iktisadî teşebbüs ve işletmelerin çalışmalarını kuş bakışı görebilmeli ve ayni

zaman-da iktisadî ve içtimaî vazife ve icaplar hakkınzaman-da vu-kuf ve malûmata sahip bulunmalıdır. Nüfusu on bin-den fazla olan bütün şehirler için tatbiki mecburî bu-lunan bir hakikatte de tedricen tatbik edilmekte oian^ şehir plânının tatbikatına nezaret etmelidir. Bu sebep-le de hiç olmazsa bir şehrin tedricen nasıl inkişaf ve' tekâmül ettirilebileceği hakkında bir fikri bulunma-lıdır. Malûm bulunan sebepler dolayısile civarda kâ-fi derecede örnek kasabalar .mevcut bulunmadığı için belediye reisinin modern gehirleri hiç olmazsa bir kere içinden görmüş olması veya mecmua ve ih-tisas kaplarından, güzel resimler ve emsalinden bu gibi- şehirlerin tekâmül ve inkişafı ve hususî mesele-leri hakkında fikir ve malûmat edinmiş bir ;adam

(4)

mevcutur, yâni esas itibarile bir yüksek mektepte edinilmiştir, yahut da, eğer yoksa, bu bilgiyi meslek içinde yetişip ilâveten çalışarak elde etmek lâzımdır. Avrupa şehirlerindeki belediye' reisliklerinde ekseri-yetle yüksek tahsili olmıyan veya diğer meslekler-den bu işe girmiş olan kimselerin takdirlere şayan muvaffakiyetler göstermeleri bunların istisnasız ola-rak hepsinin vasattan yüksek derecede istidat ve ka-biliyetli, meslek teşekküllerinde veya parlamento gi-bi resmî teşkilâtta senelerce çalışmış ve belediye re-isliği vazifesi için olgunlaşmış adamlar olmasından-dır. Bundan daha mühim bir nokta da bu adamların Avrupada, civarlarında birçok güzel örnek şehirler bulunması ve bu.nümunelerden kolayca istifade etmek imkânına malik olmalarıdır. Fazla olarak ora -daki belediye reislerinin önünde ciltlerle kitaplar, re-sifler, fotoğraflar hazır bulunduğu gibi normal su-rette memleket dahilinde ve! haricinde seyahatler yapıp başka şehir örneklerini bizzat yerinde görmek hakkına da maliktirler. Buna rağmen Avrupada mes-leken yetişmiş olmıyanların bu işe, girdikleri nadirdir ve daima da böyle olarak kalacaktır. Şüphesiz, her kaidenin istisnasim bilrçek lâzımdır ve her türlü istis-nayı daha bidayette ortadan kaldırmağa çalışmak yanlış olur. Fakat memleketimizdeki ahval için dahi şunu söylemek icap eder ki, sadece belediye içinden yetişmiş ve fakat ayrıca, tahsil görmemiş olmak kâfi gelemez. Bugünkü bir belediye reisinin, idare ettiği şehrin ileride alacağı şekli kafasında tasarlaması lü-zumludur. Şehrin sadece bugünkü kifayetsiz şeklini bilgesi ve tanıması yetmez. Bazı muayyen ve idarî malûmattan başka bilhassa şu iki sahada malûmatı bulunmalıdır: Evvelâ İktisadî mseleleri görüp

kav-rayabilmelidir. Çünkü istikbalin üzerine kurulacağı yegâne temel iktisat temelidir, iktisadî kabiliyeti te -kâmül ettirmektir. Memleket içinde müşahede edile-bilen hemen bütün hatalar ve yanlışlar en evvel lü-zumlu olan iktisat şartlarının ve icaplarının kavranıl-mış olmayışından ileri gelmiştir. Bundan başka, be-lediye reisinin şehrin inşa bakımından tekamül ve

in-kişafı hakkında da bir fikir sahibi olması, bu hususta bir şeyler tasarlıyabilmesi, hayli geniş bir adam ol-ması ve bu plânın tekâmül ettirilmesi hususunda et-rafına gayret ve teşvik verecek kabiliyette bulunma-sı icap eder. Bu nokta muhakkak ki plân muskacılı-ğından, yâni plânı yaptırıp tasdik ettirdikten sonra duvara asmakla artık en mühim işin başarılmış oldu-ğunu zannetmekten çok daha mühimdir.

Bütün bu işlemeyi bir amatör göremez. Bu sa-hada amatörler devresi artık geçiyor. Bugün bir ada-mın belediye reisliği yapabilmesi için ciddî sur<ıtte meslek bakımından yetişmiş olması lâzımdır. Bu ise kısmen yüksek mektepte ve kısmen de, çok daha mühim olarak, «air meslek hayatı esnasında ilâveten

öğrenilmek suretile temin olunabilir. Memur vaziye-tindeki belediye reisliği iki memlekette iki muhtelif tip halinde; tekâmül etmiştir: Birincisi Almanyadır. Burada Bürgermeister denilen ve, esasta «şehirlilerin ustası» mânâsına gelen belediye reisi ekseriya hukuk mesleğinde yetişmiştir. Diğeri Amerikadır. Burada City manager denilen belediye reisi daha ziyade ik-tisat mesleğinden yetişmiştir. Her iki memelkette d® esas kaide şudur: Belediye reisi olabilmek için sene-lerce bir belediye idaresinde şube şefi olarak çalış-mış bulunmak lâzımdır ki bu vazifeyi meselâ bizdeki

(Meslekî encümen) azalığına benzetebiliriz. Hariç-ten belediye reisliğine getirilecek olanlar için ise ki, her iki memlekette böyleleri de vardır ve, bunlar ara-sında bittabi mükemmel şahsiyetler de bulunmakta-dır, bunların senelerce, bazıan on, yirmi seneden faz-la bir zaman bir belediye meclisi azalığında, beledi-yenin bütün mühim encümenlerinde ve, sairede çalış-mış olmaları lâzım gelir. Bir belediyenin başına geç-mek istiyen kimseler için bizim memleketimizde de bir meslek karyeri açılması lâzımdır. Bu ise bittabi ancak kanunî şartların değiştirilmesi ile mümkün ola-bilir.

Bütün bu mütalealarımıza rağmen belediye re-isine sadece, burada izah ettiğimiz mânâda bir

müte-hassıs olması bakımından kıymet verilmesi bittabi caiz olamaz. O, ayni zamanda, başkam olduğu şeh-rin mümessilidir, şehirlileşeh-rin vekilidir ve çalışmaların-da şehirlilerin arzu ve ümitlerine karşı lâkayıt kalmı-yacaktır; kalması caiz değildir. Belediye reisi jle şe-hirliler arasında karşılıklı bir itimat sadece liyakatli bir memura karşı gösterilen itimattan fazla bir şey

olacaktır, yâni hemşerilik duyguları ve muhit birli-ğinden doğan bağlılık da bu itimadın içinde bulu-nacaktır. Demokrasi prensiple,rini takdir etmek ve bu prensipleri tatbik etmek, eğer kelimeyi geniş mânâsi-le. alırsak, mahallî idarelerin istiklâli işinde muhak-kak ki hususî bir mânâ ifade eder. Totaliter şekli-ni kabul etmiş olan memleketlerde bile müstakil-idare işlerinin ele alınması tarzında bu prensiplerin hiç kaybomayışı kat'iyyen bir tesadüf eseri olmayıp işirt mahiyeti icabındandır. Bir şehrin gelişip ilerle-mesinde o şehir sakinlerinin, yâni şehirlilerin kendi şehirlerinin idaresine faaliyetle ve alâka ile iştirak etmeleri ehemmiyetli bir âmildir.

Tam bir merkeziyet sisteminin çok bir işe ya-ramadığını ise tecrübeler göstermiştir.

Hal böyle olunca, her iki noktai nazarı telif edebilecek bir yol aramak lâzım geliyor yâni,

(5)

Almanyadaki usul bu maksatla, meslekten ye-tişmiş belediye reisini bir memur olarak tanımak yo-lunu tutmuştur. Orada belediye reisini ! 2 sene müddetle mahallî belediye meclisi seçer. Bazı şehir-lerde bu müddet altı senedir ve nadiren de ölüme bağ İldir. Belediye reisi memur sıfatile tekaütlük hakkına maliktir. Seçildiği müddet bitince tekrar seçilmezse belediye kendisine tekaüt aylığı vermek mecburiye-tindedir. Seçim müddeti kısa olduğu için bu müdde-tin hesabı geniş tutulmak suıetile tekaütlük maaşı umumî ahkâma aykırı olarak belediye reisi lehine bir miktarla tesbit edilir. Buna mukabil, tekrar seçil-diği takdirde, şartlar değişmemek kaydile, vazifesine devam etmek mecburiyetindedir, aksi takdirde teka -ütlük hakkını kaybeder. Bu usulün tesirindeki ehem-miyet, seçimle iş başına gelmesine rağmen belediye reisinin artık mahallî belediye meclisine fazla dere-cede bağlı olmaktan kurtulmasıdır.

^elediye meclisi üç defa seçim devresi geçirin-ceye kadar belediye reisinin vazifesi devam ettiği için meclise karşı mevkii daha saqlamdır. Buna rağ-men seçimle iş başına getirilmiş mahallî bir memur sıfatını büsbütün kaybetmez. Bundan başka, küçük şehirlerde meslekten memur sıfatında belediye reisi tayin etmek hiç de mecburî bir mahiyette! değildir. Memleketimizde de uzunca bir seçim devıesile meslekten yetişmiş, ihtisaslı belediye reislerini orta ve büyücek şehirlerimizde şu veya bu usulde iş ba-sma getirmek imkânını bulmak lâzımdır. Böyle şahsi-yetleri bulmak için hiç şüphesiz ki onlara maddeten şimdiki belediye reislerinde olduğundan daha fazla bir serbestlik vermek icap eder. Yâni onlara da dev-let memurları gibi tekaütlük hakkı verilmeli ve dört

seneden daha uzun bir müddet için seçilmelidirler. Bu takdirde ise bittabi belediye reislerinde aranıla-cak yetişme, ve ihtisas şartları bugünkünden çok, daha başka olabilir ve hiç olmazsa hukuk veya iktisat şu-belerinde yüksek tahsil görmüş olmalarını istemek mümkün bulunur. Bugün bile zaten her belediye re-isinin seçiminin mürakabe makamlarınca tasvip edil-mesi icap ettiği cihetle böyle bir seçimin ancak dedi-ğimiz tarzda bir yetişme şaıtile tasvip edilebileceği tarzında hususî bir hüküm vazetmek güç bir iş olma-sa gerektir. Böyle bir karyer hiç şüphesiz kabiliyetli ve iş başarmağa hevesli kimselerin bu sahaya atıl-malarını teşvik edecektir, çünkü çok enteresan bir ça-lışma sahasıdır ve mevki itibarile de sağlam olunca istidatlı kimseler burada kolaylıkla ileri gidebilirler. Böyle bir karyeri mecburî birhale getirmeğe deı kat-iyyen lüzum yoktur. Sadece ihtiyare bağlı bırakmak kâfidir. Bu tarzda bir nizam zamanla faydalarını mut-laka gösterecektir ve meselâ (20000) den fazla nü-fuslu yerlerd'e her halde mecburî şekle sokulmak za-rureti hasıl olacaktır.

Bundan başka, küçük kasabalardaki belediye reislerinin malûmatını yükseltnçek için de daha faz-la bir gayret sarfetmek lâzımdır. Bu maksatfaz-la kurs-lar açılmalı ve maalesef şimdiye kadar ihmal edilmiş olan iyi ihtisas kitapları, mevzula alâkadar eserler ve bilhassa günün şehircilik meseleleri hakkında tenvir eden bir aylık mecmua çıkarılmalıdır hele şurası mu-hakkaktır ki, bu işlerin kendi başlarına ve kendilik-lerinden rastgele inkişaf etmelerini beklemek kat'iy-yen doğru ve caiz olamaz. Çünkü; bu işlerin temas ettiği mevzular memleket için pek büyük maddî ve ondan daha ziyade olmak üzere de manevî ve fikrî kıymetlere temas etmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Pazar yeri fonksiyonu yapan Avrupanın küçük kasabaları, hattâ fabrikadan mahrum ve sadece ufak el tezgâhlarını ve el zenaatlarına malik bulunsalar bile, oralarda şose vesaiı

Ancak, bu programın mevcut oluşu idarenin çalışmalarının muayyer bir istikamete doğru yöneltilmesine bir ga- ranti teşkil eder Belediyelerimizin bugünkü tekâmül

Bunun neticesi olarak bir meskenin getireceği faiz geliri o kadar kuvvetli bir kontrola tabidir ki, devamlı ba- kım ve idaıeden ziyade inşaatla alâkadar olan hususî sermaye,

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak istihdam edilmek üzere; Belediye İtfaiye Yönetmeliği ve Belediye

Filhakika, adı geçen kanuna göre, bir taraftan ihbarlı grev, diğer taraftan da iş kanununun ahkâmına tabi olmayan işçiler için grev yapmak imkânları vardır. Böyle

Psikoterapi Kanunu ile psikoterapist ünvanını kimlerin kullanabileceği, çocuk ve ergen psikoterapistlerinin kaç yaşına (21 yaşını tamamlamamış) kadar hastalara bakabi-

Selçuklu/KONYA adresinde yapılacaktır. Sözlü ve uygulamalı sınav, aynı gün içerisinde bitirilemez ise ertesi gün devam edilecektir. Personel alım işleminin diğer

• Sipariş ettiğin malzeme lab için rutin bir malzeme ise tam olarak kullanılan ne ise (KatNo) ve genellikle ne kadar sipariş ediliyorsa öğren ve ona göre sipariş et.... SARF