• Sonuç bulunamadı

Din Sosyolojisi I

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Din Sosyolojisi I"

Copied!
21
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Din

Sosyolojisi I

Doç. Dr. İhsan ÇAPCIOĞLU

6. Hafta: Sosyal yapı, kurumlar ve din

(2)

Sosyal yapı

İnsan birlikteliğinin bir kültür kalıbı olan sosyal yapı, durağanlık imajına sahip

olmakla birlikte dinamik bir olgudur ve

değişme ile iç içedir. Bir başka deyişle yapı ve değişim aynı madalyonun iki yüzü

gibidir. Onun için herhangi bir toplumsal olay, çoğu kere yapı ve değişimi aynı anda ilgilendirir.

(3)

Sosyal yapı

Sözgelimi incelemeye aldığımız “X

kasabasındaki komşuluk ilişkileri” adlı bir konu buradaki hem yapıyı hem de değişimi içine alır. Ancak daha sağlıklı bir araştırma yapabilmek için yine de bu iki kesit ilkece birbirinden ayrılırlar.

(4)

Sosyal yapının özellikleri

Sosyal yapı kavramının temel nitelikleri beş maddede toplanabilir:

1.

Yapı, aralarında herhangi bir ilişki

bulunan parçalar birliğidir. Aralarında ilişki bulunmayan unsurlar bir yapı

oluşturmazlar.

2.

Yapı, parçalarına göre; parçalar da kendi unsurlarına göre bir bütündür. Yapı bir etkileşim örüntüsü iken, parçalar da

kendi içinde birer etkileşim örüntüsüdür.

(5)

Sosyal yapının özellikleri

3. Yapı ve parçalar aynı özelliğe sahiptir ve her parça da birer etkileşim örüntüsüdür.

Burada her parçanın bir önemi vardır.

Makro-sosyolojik yaklaşımda olduğu gibi

önemli olan yalnız kurum boyutundaki öğeler değildir. Mesela, fert hesaba katılmak

zorundadır. Esasen bir bütün en küçük parçasına kadar ayrıştırılabildiği oranda

güçlü bir analiz yapılmış, derinlemesine bir bilgiye ulaşılmış olmaktadır.

(6)

Sosyal yapının özellikleri

4. Yapıda parça, bütünden daha büyük olamaz.

Ancak yerine göre bir parça bütün kadar önemli olabilir. Makro-sosyolojik yaklaşım ‘parça

bütünden daha büyük olamaz’ ilkesini bazen parçanın önemsizliği olarak almıştır. Bununla

birlikte (meselâ) bir parça olan barutun olmadığı yerde top anlamsızdır. Buradan hareketle

denilebilir ki sadece toplum değil, onu oluşturan fert ve topluluklar da önemlidir. Sonuç olarak hepsi göz önünde bulundurulmalıdır.

(7)

Sosyal yapının özellikleri

5. Yapı, parça ile bütün arasındaki istikrarlı ilişkilerden oluşur. Yapı için

istikrarlılık bir gerçek olmakla birlikte, bu çoğu kere bir durağanlığı, statikliği

çağrıştırmıştır. Yani yapının alt unsurlarını belirleyen ve denetleyen otonom bir sistem vardır. Söz konusu sistem de hep uyuma

yöneliktir. Uyuma yönelik olmayanlar, fonksiyon dışı ve dolayısıyla da yapı ve sistem dışı sayılmaktadırlar.

(8)

Sosyal Kurumlar

Pek çok kavramda olduğu gibi kurum da günlük dilde ve sosyolojide birbirinden az çok farklı

anlamlarda kullanılmaktadır. Günlük dilde genellikle kurumsal bir işlevi yerine getiren

"kuruluş"lara kurum denilmektedir. Bir spor kulübü veya muhtaç çocukların barındığı yer kurum olarak adlandırılmaktadır. Hâlbuki

sosyolojik açıdan kurum ne bir kişi, ne bir grup ve ne de bir mekândır; kültürün bir kısmı, insanların yaşam tarzlarının örüntüleşmiş bir parçasıdır.

(9)

Sosyal Kurumların Temel Özellikleri

Kurumun tam bir tanımının yapılabilmesi için şu temel özelliklerin göz önünde

bulundurulması gerekir:

Kurumlar belli bir amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.

Söz konusu ihtiyacın gerçekleştiriliş biçimi oldukça süreklilik kazanmıştır.

(10)

Sosyal Kurumların Temel Özellikleri

Kurumlar gerek alt kurumlarıyla gerekse diğerleriyle yapılanmış, örgütlenmiş ve eş güdümlenmiştir.

Her kurum diğerleriyle yakından ilişkili olmasına rağmen kendi alanında biricik bir yapıdır. Bir

başka deyişle temel kurumların bir "göreli bağımsızlığı" vardır.

Kurumlar zorunlu olarak değer yüklüdürler,

çünkü kültürün normatif kodlarını ihtiva ederler.

(11)

Sosyal Kurumların İşlevleri

Kurumlar, kişilerin sosyal davranışlarını kolaylaştırır.

Kurumlar toplam kültürün istikrarlılığı ve eşgüdümü için birer ajan olarak da hizmet ederler.

İstikrar işleviyle yakından bağlantılı bir gerçek de kurumların davranışları kontrol etme yönelimleridir.

(12)

Temel sosyal kurumlar

Sosyolojide altı temel kurumdan ve bu kurumlarla ilişkili alt kurumlardan söz edilmektedir.

Söz konusu temel kurumlar şunlardır:

Aile

Eğitim

(13)

Temel sosyal kurumlar

Ekonomi

Siyaset

Din

Boş zaman değerlendirme

Bu kurumlar, başlangıçtan itibaren

sosyolojik ilginin odağında yer almıştır.

(14)

Temel sosyal kurumlar

Temel kurumlar, kapsayıcı ve işlevleri bir başkasına havale edilemeyen kurumlardır.

Aklımıza gelen diğer tüm kurumlar genelde doğrudan ve dolaylı bu

kurumlardan herhangi birinin alt kurumları durumundadır.

(15)

Sosyal kurumlar ve din

Din de, sosyal bir kurum olarak

tanımlanmaktadır. O, dünyada mevcut pek çok oluşum içinde, ilk bakışta fark edilen, en güçlü ve en yaygın sosyal kurum olarak karşımıza çıkmaktadır.

(16)

Sosyal kurumlar ve din

Bu yüzden sosyolojinin kurucusu Emile Durkheim, Max Weber, George Simmel,

W.E.B. Du Bois, Carlotte Perkins Gilman ve Friedrich Engels gibi sosyologların dini

konularda eserler vermeleri ve dinle ilgili teori oluşturmaları son derece anlamlıdır.

(17)

Sosyal kurumlar ve din

Din sosyologları dini tek başına bir sosyal kurum olarak incelemezler; aynı zamanda onun diğer sosyal kurumları nasıl

etkilediği ve sosyal kurumlar tarafından nasıl etkilendiğini de anlamaya çalışırlar.

(18)

Sosyal kurumlar ve din

Bu noktada Max Weber’in The Protestan Ethic and the Spirit of Capitalism

(Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, 2002 [1904]) isimli eseri, en meşhur ve daha sonraki konuyla ilgili sosyolojik

çalışmalara esin kaynağı olduğu ittifakla kabul edilen önemli bir örnektir..

(19)

Sosyal kurumlar ve din

Bu klasik çalışmada Weber, modern Batı kapitalizminin gelişiminde

Kalvinist/Protestan inanç sisteminin oynadığı belirleyici rolü incelemektedir

(20)

Sosyal kurumlar ve din

Dinin bireysel olduğu kadar toplumdaki ahlakî açılımı bizi onun sosyoloji ile olan bağlantısına götürür. Toplumsal içkinliğe indirgemesek ve her zaman kaynağını

geriye topluma gönderemesek de dinî pratikler toplumsaldır. Din ve toplum birbiriyle karşılıklı etkileşim içindedir.

(21)

Değerlendirme, sonuç ve tartışma

Günümüzde, din tipleri (Giddens, 2000:

465), modernleşme, kentleşme,

sekülerleşme, rasyonalite gibi olguların din ile olan ilişkisi din sosyolojisinin tartıştığı önemli konulardır.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Sapkın ve çarpık davranış tipleri, bir dereceye kadar insanların hürriyetleri, kendi kişiliğini ortaya koyma imkanları ve farklı bile olsa yeni davranış

savunan sosyologlar, dinin yüzde doksan dokuzunu -kendi dinleri hariç diğer bütün dinleri- sosyal bir inşa

Ancak bu kural dine içeriden yaklaşanlar için de geçerlidir: Ne dışarıdan sosyolojik bakış açısı, ne de içeriden dini bakış açısı din konusunda hakikatin tek

ortaya koyar: “Sosyolojik teoriler, dini grup veya toplum merkezli ve bireysel dindarlığı sosyal kaynaklarla ilişki içinde incelerken, psikolojik teoriler, dini, birey merkezli ve

• Son olarak Afrika kökenli Amerikalıların dindarlığı konusunda son bir örnek daha verelim: Çoğu Afrika kökenli Amerikalı, Yahudi, Budist, Sih, Müslüman, Hindu,

bölümde ifade edildiği gibi, Amerika’da Katolik doğanların %80’den fazlası Katolik, Protestan doğanların %90’dan fazlası Protestan, Yahudi doğanların %90’dan

Fakat eğer beşyüz ya da beşbin kişi sıkı bir şekilde başka hiç kimsenin inanmadığı (ve çok az ampirik kanıtı olan ya da hiçbir ampirik kanıtı olmayan) bir şeye

siyasi tartışmalar, iktisadi olgular, ırki meseleler, ekolojik ortamlar, medya güçleri, aile yapıları, teknolojik gelişmeler, sanatsal hareketler, özetle sosyal hayatın