• Sonuç bulunamadı

Din Sosyolojisi I

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Din Sosyolojisi I"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Din Sosyolojisi I

Doç. Dr. İhsan ÇAPCIOĞLU 12. Hafta: Din mi?, kült mü?

(2)

Temel Kavramlar

Bu dersin konusu kült, sekt, denomination ve din

kavramlarıyla kastedilenin ne olduğunu din sosyolojisi literatürü çerçevsinde açıklamaktır.

Bu çerçevede öncelikle şu soruların sorulması gerekir:

“Kült kavramıyla tam olarak ne kastedilmektedir? Bir

grubu din, diğer bir grubu kült yapan şey nedir?” “Kült”,

“sekt” , “denomination”, “din” gibi yaygın olarak

kullanılan kavramlar gerçekte ne anlama gelmektedir?”

(3)

Temel Kavramlar

Ne yazık ki, bu terimler, ampirik açıdan statik

fenomenlerden türetilmiş tanımlar değildir. Daha doğrusu bunlar, kolayca biçimlendirilebilen, tartışmalı ve

mütemadiyen değişen sosyal oluşumlardır. Bununla birlikte din sosyolojisi literatürü, bu kavramların son

derece bilimsel bir şekilde tanımlamasına ve ayrıntılı bir biçimde incelemesine ilişkin, kadim, zengin ve saygıdeğer bir geçmişe sahiptir (Troeltsch 1931; Johnson 1963,1971;

Swatos 1981; Bainbridge 1997; Stark ve Bainbridge 1985;

Wilson 1993; Zablocki ve Robbins 2001).

(4)

Tanımsal Belirsizlik

Din sosyologlarının ortaya koyduğu tanımlar, anlaşılır, mantıklı ve teorik açıdan faydalı olmasına rağmen, pek çoğumuzun aşina olduğu tanımlar değildir (Richardson 1993b; Richardson ve Van Driel 1997). Çoğu insana göre,

“kült” terimi, aslında bir grubu haksız çıkarmak ya da protesto etmek için kullanılan aşağılayıcı bir etikettir.

(5)

Tanımsal Belirsizlik

Diğer taraftan “din” terimi, aslında, kabul görüşü ve

saygıyı veya en azından yasallığı ifade eden bir kavramdır.

Ayrıca, tanımlamayı yapan kişi, bir grubu yerin dibine

batırmak ve aşağılamak ya da desteklemek ve yüceltmek için, belirli ideolojik, politik ya da teolojik amaçlarına

hangi kelime uygunsa onu kullanacaktır. Bu nedenle, biz akademisyenlerin dergi makalelerinde ve konferans

sunumlarında verdiği bilgilere aldırış etmeksizin, genel kanaatime göre, günümüzde Amerikalıların çoğu bu

kavramları aşağıdaki gibi tanımlamaktadır:

(6)

Kült ve Sekt

Kült, en iyi anlamıyla tuhaf; en kötü anlamıyla öldürücü küçük bir dini gruptur. Kültlere bir şekilde şüpheyle

yaklaşılması gerekir. Onlar tehlikelidir ve kesinlikle

“yasal” dini organizasyonlar değildir.

Sekt, külte benzer. Bunlar, küçük, tuhaf, farklı ve

muhtemelen problemlidir. Fakat, kült kadar da kötü,

acayip ve tehlikeli değillerdir. Sektler, “yasal” dini gruplar olabilir ya da olmayabilirler; statüleri bir şekilde sınırlıdır.

(7)

Denomination ve Din

Denomination, büyük bir dinin alt grubudur ve genellikle yasal bir dini topluluk olarak kabul edilir.

Din, tartışmasız yasal olan büyük bir dini gruptur.

(8)

Kült Nedir?

Bu konuda çeşitli görüşler vardır:

Birinci görüşe göre, kültler, karizmatik bir lider tarafından yönetilen dini gruplardır. Özetle, hemen hemen her büyük ve “meşru” din, bir zamanlar karizmatik bir lider

tarafından yönetilmiştir ya da bugün yönetilmektedir.

İnsanların “kültler”le ilişkilendirdiği ikinci görüş, beyin

yıkamadır. Birçok insan kültlerin, psikolojinin harika ve işe yarayan metodu “beyin kontrolü”nü kullanarak, masum ve saf mensuplarının beyinlerini yıkayan mistik güçlere sahip dini gruplar olduğuna inanır (Bromley ve Hadden 1993, 30)

(9)

Kült Nedir?

İnsanların “kültler”le ilişkilendirdiği üçüncü yaygın görüş, onların

mensuplarını, yasa dışı, kriminal ya da vahşice eylemlerde bulunmaya zorlamalarıdır.

İnsanların “kültler”le ilişkilendirdiği dördüncü ve son yargı, onların saçma inanışlara sahip olduğudur.

Özetle, insanların “kült” olarak nitelendirebilmek için dini

organizasyonlarla ilişkilendirdikleri karizmatik liderlik, beyin yıkama, yıkıcı davranış ve tuhaf inanışlar gibi sözde biricik ve ayırt edici özelliklere, şu ya da bu şekilde, hemen hemen her dinde rastlanabilir. Bu durum, “kült” ve

“din” arasındaki bütün farkları bilimsel açıdan geçersiz kılmaktadır.

(10)

Dini Meşruiyet Sorunu

Din sosyolojisi literatüründe kült ve din tartışmasının temelinde dini açıdan meşruiyet arayışı yatmaktadır.

Özetle belirtmek gerekirse, söz konusu tartışmada dini meşruiyetin sosyal yapılanmasının genellikle iki temel

faktöre dayandığı görülmektedir: (1) Dini grubun var oluş süresi, (2) mensuplarının net sayısı.

(11)

Dini Meşruiyet Sorunu

Bir dini grup ne kadar uzun süre varlığını devam

ettirirse, “kült” olarak adlandırılma ihtimali o kadar az, meşru bir din olarak kabul görme olasılığı ise, o oranda fazladır. Geçen zaman bir şekilde dini meşruiyeti

sağlamaktadır. Grubun inançları ve ibadet şekilleri olduğu gibi muhafaza edilebilir, liderlik hiyerarşisi aynen kalabilir, dini grubun temel mantığının da değişmesine gerek

yoktur. Grup sadece olabildiğince uzun süre hayatta kalmalıdır, sosyal kabulleniş sonunda gerçekleşecektir.

(12)

Dini Meşruiyet Sorunu

Dini meşruiyetin oluşumunda ikinci faktör, sayıdır.

Zuckerman (2009), sayının dini meşruiyetin oluşumuna etki eden temel faktörlerden biri olduğu yönündeki iddiasını

şöyle açıklamaktadır:

Eğer tek bir insan sıkı bir şekilde başka hiç kimsenin inanmadığı (ve çok az ampirik kanıtı olan ya da hiçbir

ampirik kanıtı olmayan) bir şeye inanırsa, insanlar genellikle böyle bir bireyi “deli” ya da “çılgın” olarak adlandırırlar.

(13)

Dini Meşruiyet Sorunu

Eğer, on ya da on beş kişi sıkı bir şekilde başka hiç kimsenin inanmadığı (ve çok az ampirik kanıtı olan ya da hiçbir ampirik kanıtı olmayan) bir şeye

inanırsa, insanlar böyle bir grubu “kült” ile ilişkilendirebilirler. Fakat eğer beşyüz ya da beşbin kişi sıkı bir şekilde başka hiç kimsenin inanmadığı (ve çok az ampirik kanıtı olan ya da hiçbir ampirik kanıtı olmayan) bir şeye inanırsa, böyle bir grup “sekt” olarak tanımlanabilir. Ve eğer sayı onbeş

bine ya da beşyüz bine ulaşırsa, o zaman “denomination”dan söz edebiliriz.

Eğer sayı beş milyon ya da daha fazlaysa, bu durumda ortada gerçek bir

“din” var demektir. Elbette, bu sayıları rastgele veriyorum. Basitçe anlatmaya çalıştığım nokta, dini meşruiyetin belirli bir organizasyona mensup bireylerin sayısına göre belirlendiğidir.

(14)

Sonuç

Bununla birlikte üzerinde durduğumuz iki faktörün, yani zaman ve sayının dışında belirli bir dini organizasyonun meşruiyetinin ya da meşruiyetsizliğinin toplumsal

oluşumunda rol oynayan pek çok faktör vardır. Bu

faktörlerin neler olduğuna ilişkin açıklamalar ise, daha sonraki derslerimizin konusudur.

Referanslar

Benzer Belgeler

bilinen; ancak oldukça iyi kayıt altına alınan bu örnek, bu gibi pek çok benzer durum için geçerlidir ve kimliğimizin büyük oranda sosyal çevremiz

• Geçtiğimiz on sene boyunca din sosyolojisinde tartışılan en hararetli konu, belirli bir sosyal davranış örüntüsünün temel bir sorgulaması şeklinde cereyan

• Sapkın ve çarpık davranış tipleri, bir dereceye kadar insanların hürriyetleri, kendi kişiliğini ortaya koyma imkanları ve farklı bile olsa yeni davranış

• Din sosyologları dini tek başına bir sosyal kurum olarak incelemezler; aynı zamanda onun diğer sosyal kurumları nasıl. etkilediği ve sosyal kurumlar tarafından

savunan sosyologlar, dinin yüzde doksan dokuzunu -kendi dinleri hariç diğer bütün dinleri- sosyal bir inşa

Ancak bu kural dine içeriden yaklaşanlar için de geçerlidir: Ne dışarıdan sosyolojik bakış açısı, ne de içeriden dini bakış açısı din konusunda hakikatin tek

ortaya koyar: “Sosyolojik teoriler, dini grup veya toplum merkezli ve bireysel dindarlığı sosyal kaynaklarla ilişki içinde incelerken, psikolojik teoriler, dini, birey merkezli ve

• Son olarak Afrika kökenli Amerikalıların dindarlığı konusunda son bir örnek daha verelim: Çoğu Afrika kökenli Amerikalı, Yahudi, Budist, Sih, Müslüman, Hindu,