• Sonuç bulunamadı

Din Sosyolojisi I

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Din Sosyolojisi I"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Din Sosyolojisi I

Doç. Dr. İhsan ÇAPCIOĞLU 3. Hafta: Sosyal etkileşim ve din

(2)

Sosyal etkileşim ve din

Geçen dersimizde kişinin içinde bulunduğu sosyo-kültürel çevreden etkilendiğini, bu etkinin bireysel yaşamı kadar toplumsal yaşamında da izlerinin görülebileceğini

söylemiştim. Bu konuya ilişkin hazırladığınız ödevleri dersin sonunda bekliyorum. Bu konu bize bugünkü dersimizin konusunu hatırlatıyor. Evet, bugün sosyal etkileşim ve din ilişkisinden söz edeceğiz. Dilerseniz

konuya bir soru ile başlayalım. Sosyolog, sosyal etkileşim konusuna hangi açıdan ilgi duyar?

(3)

Sosyolog, sosyal etkileşim konusuna hangi açıdan ilgi duyar?

Bu sorunun en yalın cevabı şudur:

Sosyolog, sosyal çevresi tarafından şekillendirilen ve

etkilenen ferdin, etkilenme ve şekillenme biçimlerine ilgi duyar. Bu cevabımızı bir örnekle açmaya çalışalım.

(4)

Sosyal etkileşim neden önemlidir?

1920’de, Hindistan’da, Godamuri isimli küçük bir

kasabanın hemen dışında, yerin altında bir kurt ailesi

tarafından büyütülen dokuz yaşlarında Amala ve Kamala adlı iki kız çocuğu bulunmuştu. Kızların aileleri tarafından küçük yaşlarda terk edildiği ve kurtlar tarafından bulunup onlara uyum sağladığı düşünülmüştü. Onları bulanlar

tarafından kayıt altına alınan bu iki küçük hakkındaki bazı temel özellikler şu şekilde sıralanmıştır:

(5)

Amala ve Kamala Örneği

Yerlerde kurtlar gibi ellerini de kullanarak dört ayaklı bir şekilde hareket ediyorlardı. İnsan dilinde konuşmuyor ve yanıt da veremiyorlardı. İki ayakları üzerinde duramıyor, yürüyemiyor ve koşamıyorlardı. Çiğ et, özellikle leş

yemeği seviyorlardı. Sadece ağızlarını kullanarak yemek yiyor; köpekler gibi dillerini kullanarak su içiyorlardı.

Yorulduklarında dillerini çıkararak nefes alıyorlardı.

Korktuklarında ya da tehlike sezdiklerinde hırlıyor ve dişlerini gösteriyorlardı.

(6)

Amala ve Kamala Örneği

Karanlığı ve geceleri seviyorlardı; fakat gündüz de canlı ve hareketliydiler. Dolunayda uluyorlardı. Diğer çocuklarla

ilgilenmiyor, sadece köpeklerle vakit geçirmeyi seviyorlardı. Özetle onlar bir insan için ne kadar

mümkünse, o kadar kurtlara benziyorlardı. Ayrıca onlar, kurtlar gibi çevik ve yırtıcı bir tabiata sahiplerdi.

(7)

Amala ve Kamala Örneği

Kızlar bulunduktan kısa bir süre sonra bir yetimhaneye yerleştirildiler. Amala orada hastalandı ve bir süre sonra hayatını kaybetti. Kamala ise yetimhanede kaldı. Birkaç yıl sonra nihayet ayakta durmayı ve yürümeyi, elleriyle yiyip içmeyi ve ışıktan etkilenmeyerek gündüz rahatlıkla

yaşamayı öğrendi. Aynı zamanda elli beş civarında

kelimeyi de kullanabiliyordu. Fakat yine de Kamala normal insan yaşamına uyum sağlayamadı; henüz on yedi

yaşındayken 1929 senesinde hastalandı ve Amala gibi hayatını kaybetti.

(8)

Amala ve Kamala Örneği

Amala ve Kamala’nın öykülerinden ortaya çıkan sonuçlar oldukça anlamlıdır (Candland 1993; Gesell 1940). Az

bilinen; ancak oldukça iyi kayıt altına alınan bu örnek, bu gibi pek çok benzer durum için geçerlidir ve kimliğimizin büyük oranda sosyal çevremiz tarafından

oluşturulduğunun adeta bir delili gibidir.

(9)

Bu örnek bize neyi anlatıyor?

Çocukluğunuzun çoğunun bir kurt ininde geçtiğini

varsayarsak nasıl farklı bir kişi olacağınızı düşünebiliyor musunuz? Acaba dinlediğiniz bir müzik parçasından aynı keyfi alabilecek miydiniz? Bırakın keyif almayı parçayı

anlayabilecek miydiniz acaba? Aynı espri anlayışına sahip olacak mıydınız? Hayatı aynı şekilde sevecek miydiniz? Ya da sizin için aynı ve değişmez olan ne olacaktı?

(10)

Bu örnek bize neyi anlatıyor?

Bizler bir takım fıtri nitelikler, beceriler, yönelimler ve

özelliklerle yaratılmış olabiliriz; fakat bütün bunlar sadece sosyal etkilerle harekete geçebilen saf potansiyellerdir.

Önemli nokta, bu fıtri potansiyellerin farklı sosyal çevreler tarafından bastırılması veya canlandırılmasıdır. Michael Schwalbe’nin (2001) özlü ifadesiyle, “eğer siz, farklı bir sosyal çevrede doğmuş olsaydınız, farklı bir kişi

olurdunuz.”

(11)

Soru-cevap, tartışma ve katkılar…

Evet, Amala ve Kamala örneğini geçen derste

öğrendiklerimizle birlikte değerlendirdiğimizde neler söylemek istersiniz?

Bu örnek size özellikle hangi konuda ipuçları veriyor?

Kendi hayatınızdan örnekler verebilir misiniz?

Ve en önemlisi onların yerinde olmak ister miydiniz?

(12)

Soru-cevap, tartışma ve katkılar…

Sizce, insanlık tarihinde buna benzer örnekler var mıdır?

Robinson Cruso ya da Hay bin Yakzan’ı duydunuz mu?

Araştırmanızı tavsiye ediyorum…

(13)

Teşekkür…

Katkılarınızdan dolayı hepinize teşekkür ederim…

Referanslar

Benzer Belgeler

• Phil Zuckerman, Din Sosyolojisine Giriş (3. Baskı), Birleşik Kitabevi Yayınları, Ankara 2012. • Inger Furseth & Pal Repstad, Din Sosyolojisine Giriş: Klasik ve

Bu nokta, bizleri sosyolojik bakış açısının sıradaki önemli özelliğiyle tanıştırmaktadır. Ancak biz bu özelliği önümüzdeki

• Geçtiğimiz on sene boyunca din sosyolojisinde tartışılan en hararetli konu, belirli bir sosyal davranış örüntüsünün temel bir sorgulaması şeklinde cereyan

• Sapkın ve çarpık davranış tipleri, bir dereceye kadar insanların hürriyetleri, kendi kişiliğini ortaya koyma imkanları ve farklı bile olsa yeni davranış

• Din sosyologları dini tek başına bir sosyal kurum olarak incelemezler; aynı zamanda onun diğer sosyal kurumları nasıl. etkilediği ve sosyal kurumlar tarafından

savunan sosyologlar, dinin yüzde doksan dokuzunu -kendi dinleri hariç diğer bütün dinleri- sosyal bir inşa

Ancak bu kural dine içeriden yaklaşanlar için de geçerlidir: Ne dışarıdan sosyolojik bakış açısı, ne de içeriden dini bakış açısı din konusunda hakikatin tek

ortaya koyar: “Sosyolojik teoriler, dini grup veya toplum merkezli ve bireysel dindarlığı sosyal kaynaklarla ilişki içinde incelerken, psikolojik teoriler, dini, birey merkezli ve