• Sonuç bulunamadı

İki Savaş Arası Dönem Ve Savaş Dönemi Polonya Edebiyat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İki Savaş Arası Dönem Ve Savaş Dönemi Polonya Edebiyat"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İki Savaş Arası Dönem Ve Savaş

Dönemi Polonya Edebiyat

(2)

Zofia Nałkowska ve “Sınır”

• Zofia Nałkowska (1884-1954) genç yaşta şiirsel nitelikteki ilk yapıtlarını vermiş, daha sonra, öykü yazarı olarak da tanınmıştır. Yaşam görüşünün temellerini babasından, yaşamış olduğu entelektüel çevreden ve dönemin ilerici ideallerinden esinlenerek oluşturmuştur.

• Nałkowska edebiyat dünyasında yapıt vermeğe başladığı yıllarda, bu ortamda hüküm süren pozitivitist dünya görüşünün etkisiyle, bireysel yorumlara sıcak bakmayan

baskılara direnmiş ve yapıtlarında yaşam içindeki olguya ve insan davranışlarına bireysel yorumlar getirmeye ağırlık vermiştir. “Kobiety” (1906) (Kadınlar), “Książę”

(1907) (Prens), “Rόwieśnice” (1909) (Akranlar), “Narcyza” (1910) (Narsist) adlı ilk yapıtlarındaki kahramanlar, ruhsal dünyalarında çelişki yaşayan ve ruhunu

keşfetmenin peşinden koşan kadınlardır. Pozitivizm akımının etkisiyle yazılmış yapıtlardaki kahramanlardan farklı olarak Nałkowska’nın yapıtlarındaki kadınlar,

hukuksal hakları için değil, tıpkı Pawlikowska’nın kahramanları gibi, sevmek sevilmek hakları, duygusal yaşam hakları, kısacası kadın olmanın ayrıcalığı için savaşırlar.

(3)

• Yazarın olgunluk döneminde ortaya çıkan yapıtları, gençlik çağlarındaki yapıtlardan birçok açıdan farklılık gösterir. Artık duygularını incelemek yerine, çevresindeki olayların, savaş sonrası akımların ve yeni dönemin duyarlı bir gözlemcisi, katılımcısı ve eleştirmeni olmayı yeğlemektedir.

• Nałkowska’nın 1925 yılında yayımladığı “Dom nad łąkami” (Çayırlıktaki Ev) adlı yapıtında yazarın ‘küçük şeylere ve küçük insanlara’ olan ilgisi vurgulanır. Yazar bu kitapta, aralarında yaşadığı sıradan insanların yaşamlarını psikolojik ve geleneksel açıdan incelemiştir.

• 20. yüzyılın seçkin yazarlarının birçoğu gibi, Nałkowska da insan ruhunun saklı yönleriyle ilgilenmiştir. “Romans Teresy Hennert” (1923) (Teresa Hennert’in Aşkı), “Niedobra miłośċ”

(1928) (Kötü Aşk), “Granica” (1925) (Sınır), “Niecierpliwi” (1939) (Sabırsızlar) en önemli yapıtlarıdır. Benzer konuları işlediği tiyatro yapıtları ise: “Dom kobiet” (1930) (Kadınlar Evi),

“Dzień jego powrotu” (1931) (Onun Dönüş Günü)dür.

(4)

• “Granica” (Sınır) adlı roman 20. yüzyılın otuzlu yıllarında geçer. Romanın odak figürleri Elżbieta Biecka, Zenon Ziembiewicz ve Justyna Bogutόwna arasındaki aşk üçgeni fonunda, bu yapıt, II. Cumhuriyet’in sosyal

tablosunu da yansıtır. Kariyer basamaklarını hızla tırmanmak isteyen Zenon, yoksul ve eğitimsiz gördüğü babasına benzememek için Paris’te okur. Ne var ki, üniversite yılları sırasında Zenon’un yaşam görüşleri

değişmeye başlar; genç adam, babasının onaylanmayacak davranışlarını model almaktadır, yavaş yavaş. Babası cinsel arzularının taşkınlığına engel olamayan kontrolsüz biridir. Zenon’da da benzeri tutkular görülür.

Evlerinde çalışan Justyna, Zenon’un dikkatini çeker ve onunla bir ilişkiye girer. Bu sırada eğitimini tamamlar. Sıra çalışkan ve azimli oluşunun

meyvelerini toplamaya gelmiştir. Toplumda dikkat çeken bir kişi olmaya

başlamıştır. Bu sırada Justyna ile tekrar karşılaşır ve ilişkileri kaldığı yerden

devam eder.

(5)

• Ancak, Zenon gençken tanıdığı Elżbieta -Ela- ile evlenmek üzeredir. Ne de olsa Ela aristokrat bir aileden gelmektedir. Bu arada, önemli bir derginin başına geçmek için teklif alır. Zenon dergiyi yönetirken, kendisini

destekleyip korumakta olan kesimin çıkarlarını gözetir. Aslında bunun ahlaklı bir davranış olmadığının farkındadır. Ancak, yükselmesi için böyle olması gerektiğini düşünür. Aşk hayatında da aynı durum söz konusudur.

Justyna’ya cinsel arzu duyar, ancak, Ela ile olan birlikteliğine de çıkarları için son vermek istemez. Bu arada, Justyna’nın kendisinden bebek

beklediğini öğrenerek sarsılır. Geleceği için tehdit unsuru olarak gördüğü bu çocuğun doğmasına izin vermeyecek kadar gözleri kör olmuştur.

Justyna’ya bebeğini aldırması için baskı yapar ve maddesel olarak destek

olur. Zenon ve Ela evlenirler, bu arada, Zenon kariyer basamaklarını hızla

çıkar. İl başkanlığı teklifini kabul eder. Böylece gençliğindeki ideallerini

gerçekleştirme olanağına kavuşacaktır.

(6)

• Yoksulluğu azaltacak, işçiler için ev inşa ettirecek,

ülkesindeki çocukların aç kalmamasını sağlayacak, çocuklar için oyun bahçeleri yaptıracak, kamu hizmetleriyle herkesin iş sahibi olmasını sağlayacaktır. Ancak, ülke genelindeki

ekonomik kriz bu planlarını gerçekleştirmesini engeller ve Zenon’un kariyer yaşamı da giderek sönmeye başlar. Bu sırada haklarını arayan işçilere silahla karşı koyma emrini vererek çok büyük bir hata yapar. Justyna da derin bir depresyon içindedir. Bebeğinin ölümünden Zenon’u

sorumlu tutarak, bir gün ansızın Zenon’ın çalışma odasına

girer ve elindeki bir şişe kezzabı genç adamın gözlerine

doğru savurur.

(7)

• Zenon böylece gözlerini kaybeder. Daha sonra kendini pencereden dışarı atmaya kalkan Justyna’yı kat görevlisi durdurur. Başlangıçta bu olayların işçi ayaklanmasıyla bağlantılı olduğu düşünülse de, kısa süre içinde yaşanan aşk skandalı dilden dile dolaşarak yayılır.

Olaydan bir hafta sonra Zenon hastanede kendini ağzından ateş ederek vurur. Elżbieta ise Polonya’yı terk ederek Paris’e doğru yol alır.

• Kısaca özetlediğimiz bu yapıtın başlığı olan “Sınır” ahlaki,

toplumsal, psikolojik ve felsefi sınırı ifade etmesi bağlamında çok

anlamlı bir işleve sahiptir.

(8)

KAYNAK

• Prof. Dr. Neşe Taluy Yüce- Prof. Dr. Seda Köycü.

Polonya Edebiyatı: İki Dünya Savaşı Arasındaki Yirmi Yıl. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları, 2017.

• Kwiatkowski, Jerzy. Dwudziestolecie

międzywojenne. Warszawa: Wydawnictwo

Naukowe PWN, 2003.

Referanslar

Benzer Belgeler

Skamander sert, sanatsal bir programı olmayan, ancak, ortak bir dille katılımcılarını birleştiren bir “durum grubu” olarak adlandırılır.. • Skamander sert, sanatsal

• Skamander grup arasında değerlendirdiğimiz sanatçının, grubun seçtiği eserlerde kullanılan günlük dilen yakın eseri olarak Dionisos Ayini şiir kitabı örnek

Olağanüstü derecede izole bir karaktere sahip olan Krakov gelecekçiliğinden farklı olarak, Varşovalı gelecekçiler, başka şiir anlayışlarının genç temsilcileriyle,

• İki savaş arası dönemde yer alan diğer bir önemli şair grubu Avangard gruptur.. Bu grubu da Krakov Avangardı ve İkinci Avangardlar olarak

• Avangard grubun diğer kanadı Lublin’de başlayan daha sonra Varşova’ya taşınan, İkinci Avangard olarak bilinen gruptur.. Otuzlu yıllarda etkinlik

• Żagary adlı grubun diğer üyelerinden Jerzy Putrament (1910-1986) savaştan önce Marksist devrimci bir düşünce ve Vilno’nun güneyinde kalan, aile ocağı olan yerin

• İki savaş arası dönem yirmi yıllık kısa bir süre olmasına rağmen içinde birçok farklı şiir grubu barındırmaktadır. Gruplar her ne kadar farklı olsalar da aynı

İki Savaş Arası Dönem’in ilk yıllarında ve aslına bakılırsa tüm dönem boyunca düzyazı, toplumsal-siyasi sorunsala daha açık biçimde yönelmiş ve bu sorunsal nedeniyle