İki Savaş Arası Dönem Ve Savaş
Dönemi Polonya Edebiyat
Żagary
• Avangardların sonra 1931- 34 yılları arasında etkinlik gösteren Żagary grubunun adı çırpı ya da yanıcı, ateşi tutuşturan şey anlamına gelmektedir. Bu grup Vilno’da Stefan Batory Üniversitesi Leh dili bölümü
öğrencilerinin, Żagary dergisinde başlayan etkinliklerini içermektedir. Czesław Miłosz arkadaşları Jerzy Zagorski, Teodor Bujnicki, Aleksander Rymkiewicz, Jerzy
Putrament ve Jozef Maslinski ile birlikte, varlığını 1934 yılına dek sürdüren, Polonya edebiyatında İkinci
Avangardlar olarak bilinen Żagary şiir grubunu yaratır.
• Żagary’nın ilk sayısı 1931 yılının Nisan ayında yayımlanmıştır.
Grup üyeleri şiir ve siyasetle ilgilenmekteydiler. Bu şairler de avangartlar olarak düşünülürler, ne var ki, kendilerinden
önceki avangartlardan bazı farkları vardır. Çünkü bu iki farklı avangart grup üyelerinin edebiyat sahnesine çıkışları arasında geçen birkaç yıl boyunca siyasal durum prensipte değişmiştir.
Ekonomik kriz, Almanya’da Nazizm’in yükselişi, Polonya’da Piłsudski yandaşlarının oluşturduğu cephenin iktidarda
güçlenmeleri süreci göz önüne alınırsa, Żagary grubu üyeleri
Peiper’in grubundan tamamen farklı koşullarda, başka bir
entelektüel ortamda ilk yapıtlarını vermişlerdir.
• Kullandıkları karamsar imgeler nedeniyle, grup elemanları kısa bir süre sonra ‘felaketçiler okulu’nun öncüleri olarak kabul edilmişlerdir. Bu gençler marksizme sempati ile dini kazanım dizgesi arasında gidip gelmişler, hiç bir özel şiir anlayışına bağlanmadan tüm gruplardan bağımsız olduklarını ilan etmişlerdir.
• Grubun üç kurucusundan biri olan Teodor Bujnicki (1907-1944) savaş sırasında sağ cephenin yeraltı örgütü kararıyla kurşuna dizilmiş ve ardında hiç bir önemli yapıt bırakmamıştır. Jerzy Zagórski 1939 yılından önce, iz bırakan şiirler yazmıştır. Bu şiirleri “Ostrze mostu” (1933) (Köprünün Keskin Yüzü), “Wyprawy” (1934) (Etüdler) ve özellikle, ikinci başlığı “Poemat-baśń”
(1934) (Manzume-Masal) olan “Przyjście wroga” (Düşmanın Gelişi) adlı yapıtlarında yer almaktadır. Bu şiirlerde, gerçeküstü betimlerin ve kutsal kitap bentlerinin birlikteliği, dünyayı bekleyen facianın hissedilir
devasalığının bildiriminde kullanılmıştır. Şairin diğer yapıtları dışında, Nazi
karşıtı şiirler antolojisi gibi gizli yapıtları da bulunur.
• Kurucuların en genci olan ve sanatını 1980 yılında alacağı Nobel Ödülü ile taçlandıran Czesław Miłosz Poemat o czasie
zastygłym” (1933) (Donmuş Zaman Manzumesi) adlı ilk küçük şiir kitabında sosyal düşüncelere yer verir, ancak, sonraki yapıtı
“Trzy zimy” (1936) (Üç Kış) edebiyat tarihçisi ve eleştirmeni Kazimierz Wyka tarafından ‘felaketçilik’i en çok temsil eden yapıt kabul edilmiştir. Miłosz’un şiiri çok anlamlı simgelerle zenginleştirilmiştir.
• Miłosz’un şiirlerinin ailesinin yaşadığı Litvanya’nın doğasıyla
beslenmiş olduğuna kuşku yoktur. Şair, Ważyk, Jastrun ve
Przyboś’un yapıtlarıyla birlikte, Polonya şiirinin sonraki yirmi
yılındaki gelişimine damgasını vurmuştur.
• Żagary adlı grubun diğer üyelerinden Jerzy Putrament (1910-1986) savaştan önce Marksist devrimci bir düşünce ve Vilno’nun güneyinde kalan, aile ocağı olan yerin manzarasına duyduğu ilgi arasında gidip gelen şiirlerden oluşan iki şiir kitabı
-“Wczoraj powrót” (1935) (Dönüş Dündü) ve “Droga leśna” (1938) (Orman Yolu)- yayımlamıştır. Polonya komünist ordusunun bir subayı olarak Sovyetler
Birliği’nden döndükten sonra birkaç savaş şiiri daha yazan sanatçı, sanat yaşamını pek de değeri olmayan romanlarla noktalamıştır.
•
• Aleksander Rymkiewicz (1913-1983) savaştan önce kuzeydeki ormanların, göllerin ve bataklıkların doğasıyla yakından ilgili olarak, kar, buz ve ayaz
betimlerini içeren, ürpertici bir kutup seferine ilişkin bir masal niteliğindeki sıradışı manzumesi “Tropiciel” (1936) (İz Sürücü)yü yazmıştır.
•
• Yaklaşan felakete korkulu bir coşku ve derin bir hayalgücü ile sokulan bu şairler, otuzlu yıllarda yazan şairler içinde en etkileyici felaket tellalıydılar.
•
• Olası bir savaş faciasına ilişkin konular, betimler, hatta önceki savaşa ilişkin anıştırmalar da bu şiirlerde ortaya çıkmaktadır. Tüm bunları Miłosz, Zagórski ve Piętak’da da bulmak
mümkündür.
• Çünkü bu şiir genellikle, en fantastik kehanetlerinde bile -örneğin, Zagórski’nin “Przyjście wroga” (1934) (Düşmanın Gelişi) adlı yapıtından “Lamparcia wyprawa Uralska” (Ural Leopar Seferi) gibi, az sayıdaki istisnayla- kendi hayalgücüyle geçmişe ağırlık verir. Ayrıca, kutsal kitabın facia mitleri de bu şairler tarafından kullanılmıştır. Mite dönüş, geçmişle gelecek arasındaki benzerlikleri belirlemek için kullanılır.
• Bu şiirlerde kimi zaman doğal olaylar bile felaket habercisi sayılır. Örneğin Bujnicki’nin “W połowie drogi” (Yolun Yarısında) adlı kitabındaki şiirlerinden birinde yazdığı gibi, sel,
gelecekteki felaketin habercisidir.
• Jerzy Zagórski (1907-1984): Polonyalı şair, deneme yazarı ve çevirmen.
• Stanisław Piętak (1909-1964): Polonyalı şair ve düzyazıcı. En büyük şiirsel etkinliğini otuzlu yıllarda göstermiştir.
• Teodor Bujnicki (1907-1944): Polonyalı şair ve eleştirmen.