Siyaset Bilimi II
2. HAFTA: İDEOLOJI KAVRAMI
Fikirler toplumsal olgulardan ve toplumsal ilişkilerden doğarlar
Fikirler tarihsel süreç içinde birikirler
İdeoloji bir gizleme, meşrulaştırma, doğallaştırma çabası içerir
Mitoloji, kültür, din ve felsefe gibi düşünce bütünlerinden kitle
katılımıyla farklılaşmıştır
İdeoloji kavramının ilk kullanımı
«Fikirlerin bilimi»
Destutt de Tracy (1754-1836)
Fikirlerin kökeni nedir? Nasıl oluşur ve kitleleri nasıl etkileri altına
alırlar?
İdeolojinin olumsuz anlamı
Napoleon Bonaparte (1769-1821) Institut de France girişimi
İdeolojinin siyasi bir itham olarak
araçsal kullanımı
İdeoloji tanımları
Nötr tanımlar
◦ «inanç sistemi», «dünya görüşü», «bireyin toplumsal yapıyla ilişkisinin kurulduğu ortam»
Olumlu tanımlar
◦ «bireyde toplumsal aidiyet hissi yaratan fikirler», «toplumsal aktörlerin dünyayı anlamlandırma süreci»
Olumsuz tanımlar
◦ «egemen iktidarın hizmetini meşrulaştıran fikirler kümesi», «yanılsama»,
«yanlış bilinç»
İdeolojinin anlamları
Birinci/dar anlamı
◦ Toplumsal gerçekliği çarpıtan, egemen sınıfların hâkimiyetini sürdürmesini sağlayan fikirler bütünü
İkinci/geniş anlamı
◦ Siyasi fikir kümelerinin toplum düzenindeki konumu ve rolü
Marx’ın ideoloji kavrayışı
Hegel’e karşı: devlet tartışması
◦ Toplumu anlamak için devlete bakmak, toplumsal sınıfları görünmez kılar
Feuerbach’a karşı: din tartışması
◦ İnsanı anlamak için dine bakmak, dünyadaki adaletsizlikleri gizler
Sol Hegelcilere karşı: felsefe tartışması
◦ Toplumu anlamak için düşünceye bakmak, toplumsal ilişkilerdeki çarpıklığı gizler
Klasik ekonomi politikçilere karşı: kapitalizm tartışması
◦ Serbest mübadele, eşitsizlik ve sömürüyü gizler
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
(1770-1831)
Devlet mi, insan mı?
Toplumu anlamak için insandan mı, devletten mi yola çıkmalı?
◦ Hegel: Kurucu biçim devlettir, insan onun toplumdaki yansımasıdır.
◦ Marx: Siyasal yapıyı yaratan halktır.
Devleti açıklamak için toplumsal ilişkilere ve o ilişkilerin öznesi olan insan bireye bakılmalıdır.
Devleti merkeze koyan açıklamalarda ideolojik bir yan vardır: toplumun
farklı kesimleri arasındaki farkları ve mücadeleleri görmezden gelir.
Ludwig Feuerbach
(1804-1872)
Din ve insan
İnsan hayatı, dine dayanarak açıklanabilir/anlamlandırılabilir mi?
◦ Feuerbach: Din insan toplumunun bir kurgusudur, bir yanılsamadır.
◦ Marx: Basit bir yanılsama değildir; maddi gerçekliğin tersyüz olmuş olmasından doğar.
Din eleştirisi, insan toplumunun özgürleşmesi için yeterli değildir.
Din halkın afyonudur – acıyı bastırabildiği gibi, acıya dayanmayı
sağlayarak toplumsal düzenin devamına da hizmet edebilir.
Sol Hegelciler
BRUNO BAUER (1809-1882) MAX STİRNER (1806-1856)
Düşünce mi eylem mi?
Toplum nasıl değişebilir?
◦ Sol Hegelciler: İnsanların yanılsama yaratan fikirlerini değiştirmeleri, eleştirel düşünmeye başlamaları, yeni ve insana uygun fikirler geliştirmeleri gerekir.
◦ Marx: Bu ideolojik bir bakıştır – insanları ve ilişkilerini bir camera obscura gibi tersine çevirir.
Camera obscura
(karanlık kutu)
Marx’ın ideoloji eleştirisi
İdeoloji, gerçekliği çarpıtır
Her fikir ideolojik değildir – sadece gerçekliği çarpıtan fikirler ideolojiktir
Bu çarpıtma, toplumsal çelişkilerin sonucudur; ancak bu çelişkiler
ortadan kalktığında yok olabilirler.
Klasik ekonomi politik
ADAM SMİTH (1723-1790) DAVİD RİCARDO (1772-1823)
Tersine çevrilmenin kaynağı
Kapitalizmde meta mübadelesi nasıl bir ilişkidir?
◦ Ürünler piyasada değerlerine göre bir fiyat alırlar ve bu fiyat üzerinden mübadele edilirler – metalar arasındaki toplumsal bir ilişki.
◦ Oysa metaya değerini kazandıran şey emeğin üretim sürecinde girdiği toplumsal ilişkilerdir.
Meta fetişizmi ve hukuki/siyasal eşitlik, sömürü ilişkisini gizler.
Marksist gelenekte ideoloji
İdeolojik üstyapı: Hukuki, dini, siyasi, felsefi toplumsal bilinç biçimleri Temel toplumsal sınıfların dünya görüşleri:
◦ Lenin: «ya burjuva ideolojisi ya da sosyalist ideoloji»
◦ Lukacs: «proleteryanın ideolojik ifadesi»
Gündelik pratiklere yön veren fikirler:
◦ Gramsci: Hegemonya mücadelesindeki dünya tasavvurları
◦ Althusser: Gerçek ilişkilerle kurulan hayali bir ilişki
◦ Poulantzas: Toplumsal formasyonun bütünleştiricisi