Başbakan Yıldırım’ın İzmir Kınık’ta halka hitap ettiği konuşmanın tam metni
Mart 08, 2017 - 4:21:00
Bana her şey güzel İzmir’i hatırlatıyor, bana her şey Türkiye’yi hatırlatıyor, milletimi hatırlatıyor.
Kınık, ne bu coşku, ne bu heyecan, işte İzmir, işte Kınık. Sizler bizi bağrınıza basıyorsunuz, biz de İzmir’i, bu meydanı dolduran Kınıklı kardeşlerimizi hasretle, muhabbetle, samimiyetle selamlıyoruz.
Kınık, kararını vermiş, Kınık bu iş tamam diyor. Memleket sevdalıları, kararımız evet. İşte görmek istediğim tablo bu. Allah hepinizden razı olsun, sağ olun, var olun. Kınık kararlı, şafak sayıyor.
Ülkenin aydınlık yarınları, tertemiz ufukları için milletle buluşuyoruz. Kınık, bugün sizinleyiz. Kınık 16 Nisan’a hazır mı? Bir demokrasi destanı daha yazmaya var mısınız? Hanımefendiler, hazır mısınız?
Gençler, hazır mısınız? Beyler, hazır mısınız?
Tek bayrak için evet.
Tek vatan için evet.
Tek millet için evet.
Tek devlet için evet.
Kararımız evet. Kararımız evet. Kararımız evet. Maşallah. Harikasın Kınık, yine muhteşemsin, yine çok güzelsin Kınık.
16 Nisan’a sayılı günler kaldı, sayılı gün tez biter. Gençler, unutmayın yolların kuralı var. Siz siz olun yolların kuralına uyun, sevdiklerinizi unutmayın, üzmeyin. Evvel Allah, biz sadece Cenabı Hakk’ın huzurunda eğiliriz, hiçbir kuvvetin önünde eğilmeyiz.
Değerli hemşehrilerim, Kınıklılar; yeni anayasayla birlikte iki başlılık sona erecek, ülkede
başbakan-cumhurbaşkanı kavgası olmayacak. Kılıçdaroğlu evvelsi gün bir laf etti, burayı bir güzel dinleyin.
Dinlese ne olur, dinlemese ne olur, biz işimize bakalım.
Şimdi biz ne diyoruz? Diyoruz ki… Gençler, bir dakika dinleyin. Eyvallah Kaymakçı, hoş geldiniz.
Kambersiz düğün olmadığı gibi, Kaymakçı’sız da miting olmaz. Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Bergama, sizlerle de gurur duyuyoruz, hepinizle gurur duyuyoruz.
Şimdi bakın, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu diyor ki bir radyo programında, şimdi diyor bu sistem değişirse, evet oyu çıkar, başbakan bir partiden, cumhurbaşkanı başka partiden olunca ne olacak? Ne kadar güzel söylemiş değil mi? Aslında bizim anlatmaya çalıştığımızı Allah söyletmiş. Biz diyoruz ki, şimdiki sistemde Cumhurbaşkanı var, Başbakan var, bu sistem geçmişte sorun çıkardı, Ecevit’le Ahmet Necdet Sezer anayasa kitaplarını birbirlerine fırlattılar, hakaret ettiler, Türkiye yerle bir oldu, o gün-bugün onların sebep olduğu krizden dolayı tam 172 milyar dolar borç ödüyoruz, bize bıraktıkları mirası daha yeni bitirdik. 172 milyar para ne demek biliyor musunuz? 172
milyara neler yapılır neler, dolar, Türk parası olarak 638 milyar ediyor. 638 milyara ben kabataslak söyleyeyim ne yapılır, 315 tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılır, 315 tane, siz gerisini hesap edin.
Şimdi diyor ki, bu değişiklikte başbakan-cumhurbaşkanı anlamazsa ne olacak? Garibim belli ki değişiklikten haberi yok. Halbuki bu değişiklik de tam onun dediği bu problemi çözmek için yapılıyor, bu sistemde Başbakan-Cumhurbaşkanlığı birleştiriliyor, tek cumhurbaşkanı oluyor ve onun yardımcısı oluyor, ayrıca başbakanlık olmuyor. Siz sandıkta cumhurbaşkanını, başbakan yardımcılarını,
bakanlarını seçiyorsunuz, Meclise bırakmıyorsunuz. Doğrudan ülkeyi kim yönetecekse ona karar veriyorsunuz, sistemin güzelliği burada. 5 yıl boyunca seçeceksiniz, güzel hizmet ederse devam edecek, ama 2 seferden fazla yok. Birinci sefer, bir daha seçtiniz 2, 3 deseniz; bu kadar kardeşim, gitsin yenisi gelsin.
Bir de ne diyor Kemal Kılıçdaroğlu? Biz aslında Binali Bey için çalışıyoruz, Binali Beyin Başbakanlığı gitmesin diye çalışıyoruz. Ya sen Binali Beyi ne yapacaksın? Bu ülke kazanacaksa Binali de feda olsun, bir Ali de feda olsun. Sen bırak da biraz memleket için çalış.
Yedi seçim kaybetmişsin, hala tek adamsın, bir de tek adam dersi veriyorsun. Kime ders veriyorsun?
Efendim, tek adam gelecekmiş. Kardeşim, iki tane adam olur mu? Tabi ki tek olacak. Siz bir cumhurbaşkanı seçiyorsunuz. Şimdi Kınık’ın mahallelerine soralım, Türkcedit Mahallesi, Türkcedit Mahallesi’nin iki tane muhtarı mı var? Bir tane muhtarı var değil mi? Var mı Türkcedit Mahallesinden burada? Bir muhtar yetiyor değil mi size? Şimdi Kılıçdaroğlu diyor ki, bir tane yetmez, bir muhtar daha seçin. Onun hatırı için bir muhtar daha mı seçeceğiz? Fatih Mahallesi, bir muhtarı var. Yok, olmaz, bir muhtar daha olsun. Aşağı Mahalle, bir muhtarı var, olmadı bir muhtar daha istiyorlar. Yukarı Mahalle, muhtarı var, yetmedi bir muhtar daha. Poyracık, Poyracık Poyracık, Ahsen Başkanın mahallesi, muhtarı var, bir muhtar daha mı seçeceğiz? Yayakent, muhtarı var, olmadı bir tane daha. Osmaniye, Yenimahalle, hepsinin muhtarı var. Beyefendi diyor ki, bunlar yetmez, bir muhtar olmaz, iki muhtar olsun, daha çok kavga etsinler, milletin işi kalsın.
Ya kardeşim, biz çift başlılığı ortadan kaldırıyoruz. Diyoruz ki, çatal kazık yere gitmez, toprağa gitmez, onun için bir koltukta iki kişi oturmaz. Diyorlar ki, Başbakan diyor ki, işte bir gemide iki kaptan olmaz, bir uçakta iki tane pilot olmaz. Evet, ama bunlar bilmedikleri için konuşuyorlar. Tamam, gemide bir kaptan var, iki kaptan var, üç kaptan var, geminin büyüklüğüne göre dördüncü kaptan bile var, ama onların hepsinin başında bir süvari var, o hepsine görev verir, talimat verir. Uçakta da iki koltuk var, bir solda, bir sağda, soldaki baş pilottur, sağdaki onun yardımcısıdır.
Şimdi Başbakanlık görevi bende, ama benim 5 tane yardımcım var. Yardımcı tabi olacak,
cumhurbaşkanının da hükümet başkanı olarak seçildiğinde yardımcıları olacak, bakanları olacak, ihtiyacı olan herkes yanında çalışacak. Bu kadar açık, net, hiçbir şüphe götürmeyen bir konuda bile milletin kafasını karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ne yaparsanız yapın, bu millet kararını verdi, Kınık kararını verdi, 16 Nisan’da evet. Önce memleket, önce millet, kararımız evet. Kararımız evet. Allah sizden razı olsun.
Değerli kardeşlerim, şimdi maşallah bereket bol, yağmur berekettir. Bu yağmurda bu kadar 10 binden fazla Kınıklı buraya toplanmış, bunun bir anlamı var. Bu bir sevdadır, bu bir sevgidir, bu bir memleket aşkıdır.
Kardeşim, değerli kardeşlerim; bakın dünyada bir kriz var, ekonomik kriz var, bundan Türkiye de nasibini aldı. Ama hemen Kasım ayında bu kriz başlayınca ne dedik? Dedik ki; biz bu krizin üstesinden geleceğiz, hiç ama hiçbir şekilde endişe etmeyin. Hemen tedbirlerimizi aldık, işimizi sağlama aldık ve Allah’a şükür şimdi borsa Türkiye’de son 25 ayın en yüksek düzeyine ulaştı. Efendim, aynı şekilde son iki ayda Türkiye’ye 1 milyar doların üzerinde net kaynak girdi. Bu iş nasıl oldu? Bu iş istikrarla, bu iş güvenle olur, bu iş adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan, onun arkadaşlarıyla olur. Millete kriz
hikayeleri anlattılar, korku pompaladılar, ama hiçbiri bir işe yaramadı.
Değerli kardeşlerim; Türkiye’nin en büyük istihdam seferberliğini başlattık. 2 milyon kardeşimize 2017 yılı içerisinde iş bulacağız, ekmek kapısı bulacağız, bunun için kolları sıvadık. Daha iki ay içerisinde Ocak ve Şubat’ta 232 bin vatandaşımız iş-güç sahibi oldu. İnşallah yıl içerisinde her tarafta iş alanları açılacak, yatırımlar artacak, cazibe programlarını ilan ettiğimiz Doğu ve Güneydoğu’daki illerimizde yatırımlar birbiri arkasından gelecek ve oradaki vatandaşlarımız artık buralara göç etmeyecek.
Hayatını orada kazanacak, geleceğini orada arayacak. İşte amacımız; Türkiye’nin doğusuyla batısını, kuzeyiyle güneyini hep bir etmek, ülkeyi bölünmüş yollarla böldük, hayatları kurtardık. Yolları böldük, gönülleri birleştirdik. Yolları böleriz, ama Türkiye’yi böldürtmeyiz. Yolların kuralı olduğu unutma. Ali Hadim, Halil Güler, yolların kuralı var, siz siz olun yolların kuralına riayet edin.
Dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz hayır diyorlar. Yavuz Sultan Selim Köprüsünü yapıyoruz hayır diyorlar. Osman Gazi Köprüsünü yapıyoruz hayır diyorlar. Denizin altından trenleri geçiriyoruz, Marmaray’ı yapıyoruz, ona da hayır diyorlar. Avrasya Tünelini yapıyoruz, ona da hayır diyorlar. Konak Tünelini yaptık, ona da hayır dediler. Ama bitince en önce onlar geçtiler, bunların huyu böyle; hayır hayır hayır, bittikten sonra bakarsın kimseye sıra vermezler.
Sevgili kardeşlerim; güzel şeyler evet demekle başlar. Hayırdan hayır gelmez, hayır soğuktur. Şimdi evlenirken ne diyorsunuz? Evet. Hadi yemeğe gidelim deyince ne diyorsunuz? Evet. Hadi gezmeye gidelim deyince ne diyorsunuz? Evet. Güzel işler hep evetle başlar. Onun için 16 Nisan’da
memleketimiz için, aydınlık yarınların başlayacağı gündür. 18 Mart’ta Allah’ın izniyle buraya çok uzak değil, Çanakkale’de ecdadımızın 7 düvele mum tutturduğu, Çanakkale geçilemez, geçilmez dediği o boğaza dünyanın en uzun köprüsünün temelini atıyoruz; işte hizmet, işte millet.
Şehir hastanelerini bir-bir tamamladık. İzmir, Mersin’i açtık, Yozgat’ı açtık, şimdi Isparta’yı açacağız.
Birazdan sizler için İzmir’e yaptığımız yatırımlardan bahsedeceğim.
İzmir ilklerin şehri, İzmir mert, yiğit, çatal yürekli efelerin şehri. Vatan savunması için ilk kurşunun atıldığı şehir İzmir. Kurtuluş Savaşının zaferle noktalandığı şehir de İzmir. İlk iktisat kongresinin toplandığı, Türkiye’nin ekonomisinin kararlarının alındığı şehrin adı da İzmir. Demokrat Parti, çok partili hayatın başlangıcı olan Adnan Menderes’in Demokrat Partisi’nin de kurulduğu şehir İzmir. İzmir, demokrasinin merkezi. İzmir geleceğin merkezi. İzmir, ilk uluslararası fuarı açan şehir. İlk futbol
maçının yapıldığı şehrin adı da İzmir. İlk Türkiye kupasının Anadolu takımı olarak Altay’ın ilk kupayı aldığı şehrin adı da İzmir. İzmir’in ilkleri saymakla bitmez. Evvel Allah İzmir 16 Nisan’da bir ilki daha başaracak, sandıkları evet oylarıyla dolduracak, farkını İzmir bütün Türkiye’ye gösterecek.
Memleketime, şehrime, İzmir’e güveniyorum. İzmir her zaman bizim yüzümüzü güldürdü, mahcup etmedi. İnşallah bu referandumda da İzmirli kardeşlerim gereğini yapacaklar.
Önce şu Anayasadan biraz daha bahsedelim, ondan sonra İzmir’i, Kınık’ı konuşalım. Çünkü bu Anayasa artık Türkiye’ye kafi gelmiyor, bu elbise bu bedene uymuyor. Gençlik yeni anayasa istiyor.
Hanımefendiler, bugün sizin gününüz, 8 Mart Kadınlar Gününüzü tebrik ediyorum. Kadınlarımız bazen anamız, bazen bacımız, bazen evladımız, bazen büyükannemiz, ama kadınlarımız ilk dünyaya
gözümüzü açtığımız, onların kucaklarında açtığımız kadınlarımız. Kadınlarımız toplumun çimentosudur.
Sizler 15 Temmuz’da sevgili hanımefendiler, 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanımız meydanlara davet ettiğinde bu alçak FETÖ örgütüne karşı ülkeyi savunmak için, demokrasiyi kurtarmak için, ay-yıldızlı bayrağı göklerden indirmemek için meydanlara ilk koşan sizlerdiniz. O gün meydanlardaki bütün insanların yarısı kadınlardan oluştu. Onun için sizlerle gurur duyuyoruz, sizlere çok güveniyoruz. 16 Nisan sizin zaferiniz olacak, buna yürekten inanıyorum değerli hanımlar.
Gençlerimizi tabii ki ihmal etmiyoruz, gençlerimiz bu anayasa değişikliği en önemli imkanı size
getiriyor. 25-18 yaş arasında 8 milyon genç kardeşimize siyasetin kapılarını açıyor. Ana Muhalefet buna neden karşı çıkar anlamıyorum: Gençlerin siyasete girmesini kıskanıyor musunuz? Gençler siyasete gelecek, rekabet artacak, siyasete hareket gelecek…
Biz diyoruz ki; bu Anayasa değişikliği Binali Yıldırım fanidir, gelir-geçer. Recep Tayyip Erdoğan fanidir, gelip-geçer. Bu değişiklik Erdoğan için değil her doğan için, her doğan için.
Bugün bu Anayasa miladını doldurdu. Geçmişe baktığımızda bu sistemin istikrar getirmediğini görüyoruz, iki başlı sistemin var olduğu müddetçe Türkiye’nin korkularında önümüzdeki dönemde devam edecek. Bu duvara ekonomi çarpacak, krizler olacak, kazanımlarımız tekrar yok olacak. Ülkenin siyaseti, huzuru, birliği, beraberliği yara alacak. Biz Türkiye’nin kazanımlarının, elde ettiklerinin geldiği noktadan geri gitmesini asla istemiyoruz. 2001 krizi, hatırlayın, daha önce de söyledim; Ecevit-Ahmet Necdet Sezer, Anayasa kitapçığı fırlatıldı, olan oldu. Türkiye bir gecede yüzde 100 fakirleşti. Ne oldu?
637 milyar uçtu gitti. 14 senedir borç ödüyoruz, bıraktıkları bu krizin faturasını ödüyoruz. Ama ödedik, hepsini bitirdik Allah’a şükür ve üstüne üstlük de büyük projeleri de gerçekleştirdik. Az önce, buraya gelmeden önce İzmir-Kemalpaşa arasında 26 kilometrelik otoyolun açılışını yaptık. İzmir için ne yapsak yakışır, çünkü İzmir bunların hepsini hak ediyor. Biz İzmir daha büyüsün diyoruz, İzmir daha gelişsin diyoruz, İzmir Türkiye’nin İstanbul’la yarışan şehri olsun diyoruz, bu hayırcılar orada da karşımıza çıkıyorlar.
Şimdi size bir müjdem var. Geldik Kınık’a. Bakın bu Madenciler Parkını yaptık, hizmete aldık, hayırlı uğurlu olsun. Ancak bununla yetinecek değiliz, Kınık’a doğalgaz getirdik, doğalgazla tanışıyor Kınık, hayırlı olsun. Üç ay içinde müracaatınızı yapın, doğalgazınızı bağlatın. Yetmez, Kınık’ın iki tane önemli talebi var. Bir tanesi, burası bereketli toprakların olduğu tarım havzası. Onun için Kınık’ta bir organize tarım, organize sanayi merkezi kurmak için düğmeye bastık. Bir tarım organize merkezi kuracağız. Bu yeter mi? Yetmez. Ayrıca da, Kınık’a da Bakırçay Üniversitesine bağlı bir ziraat fakültesi de yakışır.
Bunu da inşallah gerçekleştireceğiz.
Ayrıca, Aliağa’ya kadar İzban’ı getirdik biliyorsunuz, şimdi Bergama’ya uzatıyoruz. İhalesini yaptık ve Bergama’ya kadar gelip Kınık’a uzatılmaz mı? tabii ki uzatılır. Bergama’dan sonra bir bağlantı da Kınık’a yapacağız. Kınık için ne yapsak Kınık bunu hak ediyor.
Değerli kardeşlerim; İzmir kalkınınca Kınık da bu hizmetlerden nasibini alıyor. 15 yılda Kınık’a 400 milyon yatırım yaptık; halı sahalar, açık spor tesisleri, bölünmüş yollar, yaya kente dere üzerinde bulunan rahmetli Menderes’in 60 yıllık köprüsünün yenilenmesi. Az önce Bakanımız söyledi, 7
köyümüz mağdurdu, Büyükşehir Belediyesinin yapması gereken işler vardı, yapmadı, hemen harekete geçtik yeni bir köprüyü oraya kazandırdık, bir hafta önce de açılışını yaptık. Bakanımıza ve ekibine kısa sürede bu köprüyü yaptıkları için teşekkür ediyorum.
Değerli kardeşlerim; bizden önce hiç devlet hastanesi olmayan Kınık’a hastane yapıyor muyuz? 276 adet konutu inşa ediyor muyuz? İnşallah bu yılsonuna kadar hepsini tamamlayacağız. İki adet aile yaşam merkezi yaptık, bu hafta açılışını gerçekleştiriyoruz. Delez Yaşam Vadisini bu yıl tamamlıyoruz, hayırlı uğurlu olsun. Selçuk’tan Bergama’ya uzanan İzban’ı az önce söyledim, Kınık’a da bağlayacağız.
Belediye Başkanımız Doktor Sadık Doğruer işin takipçisi, milletvekillerimiz işin takipçisi. Siz isteyin, biz sizin emrinizdeyiz. İzmir ister, biz yaparız. Onlar konuşur, AK Parti yapar. Onlar konuşur AK Parti yapar.
Görüyorsunuz kardeşlerim, gecemiz-gündüzümüz hizmetlerle geçiyor. Biraz daha fazla yatırım nasıl yaparız, milletin yüzünü nasıl güldürürüz diye çalışıyoruz. Yılmadan, yorulmadan, usanmadan çalışıyoruz. Siz bizi iyi bilirsiniz, siz bizi iyi anlarsınız.
Şimdi söz sende Kınık, 16 Nisan’a kadar durmadan, yorulmadan ev-ev dolaşacak mıyız?
Kardeşlerimizle kucaklaşacak mıyız? Her eli sıkıp, her yüze tebessümle bakacak mıyız? Herkese bu mesele siyaset meselesi değil, bu mesele memleket meselesi diyecek miyiz? O zaman İzmir için evet.
Kınık için evet. Milletin birliği, kardeşliği, devletin bekası için evet. Daha güçlü ekonomi için evet.
Aydınlık bir gelecek için evet. Gücümüz milletimiz, kararımız evet. Gücümüz millet, kararımız evet.
Allah sizden razı olsun. Daima millet, kararımız evet. Sağ olun, var olun, Allah sizden razı olsun.
Hiç merak etmeyin, her şey daha güzel olacak. Bu bahar bir başka güzel olacak Kınık’ta. Bu bahar bir başka güzel olacak yurdumun her köşesinde.
Bakın değerli kardeşlerim, bu terör örgütleri, PKK, FETÖ, DEAŞ hep bir olmuş hayır kampanyası yapıyorlar. Diyorlar ki, eğer evet çıkarsa biz biteriz. İnşallah evet çıkacak, terör örgütleri de bitecek, milletin başının belası olmaktan bunları def edeceğiz, milleti bu beladan kurtaracağız. Kardeşliğimizi bozan, birliğimize, beraberliğimize zarar veren bu alçakları, bu mikropları bu ülkenin sınırlarından kovup atacağız, kazıyıp atacağız inşallah.
İşte Türkiye’nin geleceği burada, Kınık’ta. Şu ay-yıldızlı barakları bir göreyim, şu bayraklar… Ey dalgalanan şanlı hilal, işte rengin şehidimin kanı, hilalin bağımsızlığımızın sembolü, yıldızın her bir şehidimizin sembolüdür, nişanesidir. Bu bayrak inmez, bu ezanlar dinmez. Türkiye emin adımlarla büyük Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine kararlılıkla yürüyüşünü sürdürecektir.
Türkiye’nin zafere ulaşması İzmir’den başladı, İstiklal Harbimizi İzmir’de tamamladık, düşmanı İzmir’de denize döktük, bağımsızlığımızı ilan ettik.
Anayasa değişikliğimiz Türkiye’nin aydınlık yarınlarının kapılarını aralamakta yine İzmir’den başlayacak, İzmir gür bir sesle gelecek için evet. Aydınlık yarınlar için evet. Gençlerimiz için evet.
Torunlarımız için evet. Allah sizden razı olsun, sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.
Bu yağışın altında beraber olduk. Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi söylediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor, bana her şey İzmir’i hatırlatıyor, bana her şey Kınık’ı hatırlatıyor.
Sağ olun, var olun, hoşça kalın, Allah’a emanet olun değerli kardeşlerim.
