• Sonuç bulunamadı

Sıhhî Donatım ve Isıtma Pro H a ç i k E r a m Elektrik Projesi:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sıhhî Donatım ve Isıtma Pro H a ç i k E r a m Elektrik Projesi: "

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Y a p ı v e K r e d B a n k a s ı A. Ş.

Y a r d ı m v e E m <

S a n d ı ğ ı V a k f ı V a l i k o n a ğ ı

S i t e s i

Sıhhî Donatım ve Isıtma Pro H a ç i k E r a m Elektrik Projesi:

B ü l e n t C e d e t a ş Kontrol Amiri:

K e m a l Ü l k ü m e n Sınırlı Yarışma: 19 7 2 Proje Süresi: 6 ay İnşaat Süresi: 36 ay Toplam Yüzölçümü:

21 005 + 6 933 = 27 938 n İlk H şif B

Yaklaşık 53.000.000.—

Gerçekleşen Maliyet:

Yaklaşık 75.000.000.—

TL.

Bu bina ile ilgili açıklamaları, arkadaşı- mız Selçuk Batur, proje müellifleri ile yaptığı bir konuşmadan derleyerek yayı- na hazırlamıştır.

Proje ya da yarışma öncesi durum üzerine bilgi verebilir misiniz?

Bu biraz uzunca bir öykü. Yaklaşık 6 000 ın

2

yüzölçümündeki bu çok eğimli arsa DP dönemi ileri gelenlerinin kurdu- ğu Yüksel Yapı Kooperatifi'nin imiş. Bu- rası için Prof. Emin Onat bir proje yap- mış, hatta yapının temelleri atılmıştı. O günlerde İstanbul'un en yüksek binası olacak bu yapının maket fotoğraflarının gazetelerde yayınlandığını hatırlıyoruz. 27 Mayıs Devrimi'nden sonra kooperatif da- ğılmış olacak. Arsa sonradan bir müte ahhide, ondan da Yapı ve Kredi Bankas Emekli Sandığı Vakfı'na devrolunmuş. Va kıf arsada gelir getirici bir tesis inş kararlaştırdığında, Valikonağı Caddesin aşağıya bağlayacak yeni bir yol tasarlan dığı, bu yolun temeli atılmış yapıya değ diği görülmüş. İmar Müdürlüğünce buı sı için eski yapının yüksekliği aynen ta nınmak üzere yeni bir blok etüdü isten

- Genel görünüş ve vaziyet planı

(2)

miş. Bunun üzerine Vakıf yeni projenin sınırlı yarışma yolu ile elde edilmesini düşünmüş.

— Biraz şartnameden sözeder misi- niz? Nasıl bir program verilmişti?

— Vakfın üzerinde durduğu asıl öğe, gelir getirici bir yapı elde edilmesiydi.

Bu açıdan program hayli esnek sayılabi- lirdi. Öngörülen birkaç gelir getirici un- suru sıralıyor, çok bağlayıcı bir koşul ge- tirmiyordu.

— Siz nasıl bir program önerdiniz?

— Konut ve otopark. Biraz açalım bu- nu. İstanbul'un gelişme hızı içinde özel- likle yoğun konut bölgesi olan burada zamana ve değişime dayanabilecek, ge- çerliğini yitirmeyecek işlevlerin bu ikisi olabileceğini düşündük. Sinema, sauna, lokanta vb. işlevlerin zaman içinde nasıl bir gelişme ya da düşmeyle karşı karşı- ya kalabileceğini kestirebilmek çok güç- tü. Oysa arsanın içinde bulunduğu çevre de düşünülürse, daha çok yüksek gelir gruplarına dönük konut birimleri ve oto- park zamana dayanır elemanlar olarak gö- rünüyordu. Zaten otopark bu tür konut birimleri için bir zorunluktu. Nitekim bu- gün hem konutları kullananlar, hem çev- rede yaşayanlarca kullanılmaktadır.

— Tasarladığınız programla arsanın verileri arasındaki ilişki, daha doğrusu çelişki, çok zorlayıcı oldu mu? Görüldüğü kadarıyla önemli yükseklik farkları var.

Ulaşım zorlukları var. Valikonağı Caddesi inişinin görsel olarak kapatılması olasılığı da herhalde vardı. Buna karşılık, sanırım belli noktalarda ve belli yükseklikte Bo- ğaziçi'nin görülmesi olanağı var?

— Bu güçlükler de, bu olanaklar da vardı. Tek ulaşım yolu Valikonağı Cadde- sindendi. Bu da yapı için tanınan yüksek- liğin, aşağı yukarı ortalarına düşüyordu.

Zorunlu olarak bu olanağı kullandık. Ve bu nivoda, giriş katında, yapıda ve çevre- de oturanların yararlanabileceği küçük bir çarşı ve olanakların elverdiği ölçüde bir giriş meydancığı düşündük. Valikonağı Caddesinin bitimiyle yapının ana kütlesi- nin oturduğu düzlem arasındaki istinat duvarını otopark ünitesiyle sararak giz- ledik. Konutların yeraldığı yüksek kütleyi hem kuzeye doğru çektik, hem de Vali- konağı Caddesinden uzaklaştırdık. Böyle- ce bir yarıdan caddenin bitimi kapatılma- mış, bloke edilmemiş oldu; öte yandan konut birimleri vadinin Boğaziçi'ne doğru daha açık ve geniş görünüm veren bir noktasına kaydırılmış oldu. Bu yaklaşımın yarışmada bizden yana öğeler olarak de- ğerlendirildiğini sanıyoruz. Daha doğrusu jüri raporu doğruluyor bunu.

— Biraz da merak ettiğim için soru- yorum. Kimler vardı jüride? Ne gibi öl- çütler uygulamışlardı?

— Prof. Feridun Akozan, Prof. Muk- bil Gökdoğan, Prof. Orhan Safa ve vakfı temsil eden bazı kişiler. Ayrıca istanbul Belediyesi İmar Müdürlüğünün temsil e- dildiğini ve gelir getirme konularında çevredeki komisyonculara vb. danışıldığı- nı sanıyoruz. Uyguladıkları ölçütleri ise jüri raporundan aktarmak herhalde daha doğru olur. Örneğin şöyle aktarmalar ya- pabiliriz rapordan

:

"İmar jdurumu, vaziyet planı:

Bu teklif imar planı şartları içinde kalarak aynı zamanda iyi bir yerleşme gerçekleştirilmiştir. Esas bloğu Valikona- ğı Caddesinin batısına kaydırmak sure- tiyle, caddenin görüşe kısmen açık bulun- durulmasını temin etmiş, ayrıca bloku uzunlamasına inkişaf ettirmek suretiyle, güneşlenme ve manzaradan faydalanma bakımlarından iyi çözüm vermeyen H bi- çiminden kurtulmuş ve bütün dairelere eşit güneş ve manzara olanakları sağla-

Bu yerleşma sayesinde, arsanın blok- tan arta kalan olanları daha iyi değerlen- dirilmiştir. Diğer projelerde parçalanan bahçe yerine, bu çözüm ile yekpare ve bütün dairelerin görebileceği ve fayda- lanabileceği bahçeler sağlanmıştır.

Vaziyet planında esas blok ile dükkân vs garajın teşkil ettiği blokun birbirinden ayrı tutulmaları ve uzaklık ölçüleri başa- rılıdır.

— vaziyet planında görüldüğü gibi arsa a) Ihlamur vadisinde Çamlıca, Üsküdar ve

Boğaza hakim bir yerdedir.

b) Harbiye-Nişantaş caddesinin aksi üze-

rindedir. Bu verilere göre yeni yapı,

caddenin aksini tıkamamalı ve daireler

manzaraya yönelmeli idi.

(3)

— 3.4 deki açıklamalara göre yarışmaya sur.jian fotomontaj.

Esas konut bloku ile, son imar duru- muna göre, Valikonağı Caddesi bitimi a- rasında kalan boşluğa ustalıkla yerleşti- rilmiş ara blok cadde seviyesinde son bulmakta, bu seviyenin altındaki kısmı kâmilen garaj-otopark olarak, giriş ve çı- kış rampaları tamamen ayrı olmak üzere tertip edilmiş (208 araba), cadde seviyesi üzerinde 12 dükkândan müteşekkil çarşı, maksada hizmet edecek tertipde, giriş is- tikametinin yan tarafına isabetli bir şekil- de tesis edilmiştir.

Esas blokun tertibindeki başarı ka- dar, bu kısmın tertibindeki başarı da pro-

— Uygulamadan sonra binanın cadde ak- sından görünüşü.

jenin üstün vasfını özellikle belirtmekte- dir.

Konstrüksiyon ve Sistem:

Esas binanın 65 m. gibi yükseklikte oluşu ve İstanbul'un zelzele bölgesi için- de bulunması göz önünde tutulursa, se- çilmiş bulunan her iki istikamette beto- narme perdelerden müteşekkil bir şakulî taşıyıcı sistem şartlara en uygunu ve o- lumlusudur.

Satıştan ve Kiralamadan en çok ge- lir (Rantabilite):

Hemen belirtmeliyiz ki, mimarisi (plan tertibi, fonksiyon, işleme, inşa ko- laylığı vb. gibi) başarılı bir eser ranta-

— Arsadaki kot farkını belirleyen maket I. fotoya bakınız.

bilitenin önemli bir faktörüdür. Bu esas- tan hareket edildiğinde, rantabilite faktö- rünün kuru rakamlara dayanan neticelere bağlanmaması gerekir. Başarısız bir mi- mari eser, nazarî olarak hemen satılacak veya şu fiyata kiralanacak gibi hesaplan- dığı halde revaç ve rağbet görmezse, bu hesaplar geniş ölçüde değişebilir.

Takdim olunan teklifler arasında en başarılı bulduğumuz ve inşasını tavsiye ettiğimiz bu eserin toplam inşaat sahası 23.980 metrekaredir."

— Yarışmaya sunduğunuz projeden

uygulama projelerine geçerken ne gibi

(4)

sorunlarla karşılaştınız? Bu aşamada mal- sahibinin bazı istekleri, ya da jürinin öne- rileri oldu mu? Olduysa bu istek ve öne- riler, ya da —yapının yüksekliği dolayısıy- la soruyorum— strüktürel sorunlar önem- li değişikliklere yol açtı mı?

— Başlangıçta böyle öneriler olmadı.

Ama biz, kendimize çıkardığımız güçlük- lerle uğraştık. Konut birimlerinin özellikle yaşama bölümlerinde, geleneksel konut mimarimizin çözümlerini, örneğin bir haç- varî sofanın yarattığı mekansal çeşitliliği, bir oturma nişini, bir cumba düzenini bu- günün gerekleriyle bağdaştırmaya, bu espriyi hem iç mekânda, hem yapının dış- tan algılanmasında yakalamaya çalıştık.

Ama önemli bir engelle karşılaştık bunu araştırırken. Birincisi strüktürel gerekli- liklerdi. Parçalı bir plan düzeni daha çok sayıda kolon kullanılmasını zorunlu kılı- yor, üstelik bunlardan bazılarının yapı için- de yeralması gerekiyordu. Bu durum da, yüksek bir yapıda alt katlardaki kolonla- rın istenmeyen, aksatıcı boyutlar edinme- sine yol açıyordu.

Ayrıca en fazla üç katlı yapılardan oluşan geleneksel konut mimarimizde, plan düzeni, aynı elemanın üstüste konu- lup yinelenmesinden oluşmadığı için, ya- ni aslında bunlar aynı ünitenin tekrarın- dan oluşan toplu konut birimleri olmadı- ğı için, farklı kotlardaki farklı düzenle- meler, plandaki ve iç mekândaki çeşitli- likler üçüncü boyutta ve yapının dışında- ki mekânın oluşmasında da kendini belli edebiliyor, plastik nitelikler kazanabiliyor- du. Çoğu hallerde sokak yapısının hatta belki sokakların darlığının buna eklediği ölçüler bu plastikliği arttırıyordu. Ya da algılanmasını kolaylaştırıyordu. Ama aynı birimlerin yinelenmesinden oluşması ge- reken böyle bir yüksek yapıda, bu plas- tik zenginliğin yaratılması, karşılanması güç strüktürel ve konstrüktif sorunlar ge-

Bir aykırılık daha vardı: Geleneksel konutlarımız bilinen bir aile için tasarlan- mışlardı. Çoğu hallerde de çeşitli oturma nişlerinin, locaların gerektirdiği mobilya, sedirler, divanlar biçiminde yapıyla bir- likte tasarlanıyor, birlikte inşa ediliyor- du. Oysa biz, kullanıcının kim olduğunu bilmediğimiz için, her kullanıcının isteği- ne, elinde mevcut veya yeniden edinece- ği her eşyaya, her mobilyaya elveren me- kânlar oluşturmak durumundaydık.

Uygulama projeleri aşamasında bü- tün bu durumlardan geçtik. Her yönde ilerleyip ilerleyip geri döndük. Sonunda istenilen birimlerin anonimliği ve strük- türel gerekler ağır bastı. Başlangıçtaki endişe ve eğilimlerimiz ikinci planda kal- dı. Giderek yaşama haominin yemek bö- lümünün ayrı bir niş olarak bölünebilir

halde olduğu çözümlerden bile vazgeçtik.

Yaklaşık 8 x 10 m. boyutlarında, yalnız- ca balkonla parçalanan, kolonsuz ve kiriş- siz, tümüyle kullanıcının eğilimlerine bağ- lı olarak değerlendirebileceği bir mekân oluşturduk. İç doğramalarda, iç yüzeyler- de, tavanlarda gene bu nedenle belli bir zevke, yani kendimize göre dekoratif ele- manlar kullanmaktan özellikle kaçındık.

Bu arada uygulama projeleri sırasın- da Vakfın 'bir değişiklik isteği oldu. Bu bazı bölümlerin işyeri olarak kullanılabi- lecek şekilde düzenlenmesiydi. Bu istek, girişin altında kalan katların işyeri olarak düzenlenmesi sonucunu doğurdu. Bunu gerçekleştirmek için büyük değişikliklere gitmedik. Yine gereksinim duyulabileceği için banyolardan birini koruduk. Mutfağı çok küçülterek bir mutfakcık haline ge- tirdik, ve hacimler arasındaki bölme du- varlarını kaldırdık.

— Yapıyla ilgili başka konulara geç- meden önce ,bir saplama yapmama izin

verir misiniz? Bu yapıdaki ve bildiğimiz öteki yapıiarınızdaki deneyimlerinize da- yanarak, Türkiye'deki olanaklarla gerçek- leştirilen bir yüksek yapının strüktürel sisteminin kurulması, tasarlanması konu- sunda ne gibi güçlüklerle karşılaştınız?

Hangi ilkelerden yola koyuldunuz? Ya da bir başka türlü sorayım; bu dene- yimlerden sonra, bundan sonraki tasarım- larınızı yönlendirmek üzere hangi ilkeleri saptadınız?

Burada, yüksek yapı niteliği strüktü- rü ister istemez ön plana çıkarıyor ve mimariyi 'birinci derecede etkiliyor. Strük- türün dizaynda diğer yönetici fikirlerle beraber ve hemen hemen aynı önemde ele alınışı bizim son yıllarda bütün çalış- malarımızda üzerinde durduğumuz bir il- ke.

Strüktür, dizaynı bazen daha az, ba-

zen daha çok etkiliyor. 1976 U.I.A. Mad-

rid Kongresi'nin ana temalarından birisi

bu idi. Bazı mimarlar dizaynı oluşturan

(5)

tek öğenin strüktür olduğunu iddia edi- yorlar, bazıları da, strüktürün dizaynı o- luşturacak diğer yönetici fikirlerin ya- nında belki de aynı önemde bir başka etken olduğunu söylüyorlardı. Bizim ça- lışmalarımızda bu ikinci düşüncenin ağır bastığını sanıyoruz. Fakat herhalde strük- türü çok önemle ele alıyoruz. Bu yapıda bir konut birimi 10.20 x 20.40 m.'lik bir dikdörtgendir. Dört köşede dört ana ta- şıyıcı kolon ve 10.20 m.'lik açıklığı para- pet yükseliğinden yararlanarak geçen ta- şıyıcı kirişlerle, merkezde merdiven, a- sansör ve servislerin çevresinde oluşan ve yatay etkileri olan perdeler sistemi, strüktürü oluşturuyor.

10.20 m.'lik cephelerde, 7.20 ve 5.40 genişliklerde bölünmeyen salon ve yatak odaları döşemelerinin prefabrike eleman- larla yapılmasını düşünüyorduk. Ancak müteahhit firma döşemelerin geleneksel sistemle yerinde dökme yapılmasını ter- cih etti. Ama projenin bu niteliği uygula- mada en azından bir kalıp standardizas- yonuna olanak verdi. Bu yapıda tasarla- nan geniş açıklıktı sistemin uygulamada sorun yaratmayışı, bu yaklaşımı sürdür- mede bize cesaret verdi. Son yapılarımız- da daha az kolonla geniş açıklıklar geç- meğe çalışarak daha esnek mekânlar elde etme yolunda çalışmalarımız var.

— Bir de, bir konut biriminin planlan- ması, düzenlenmesi ile ilgili bazı açıkla- malar rica ediyorum. Bu birimin progra- mını nasıl oluşturdunuz? Sanırım yakla- şık 200 m

2

olan bir alanın, yaşama, hiz- met ve uyuma bölümleri arasında denge- li bir bölüşümün nasıl olması gerektiğini düşünüyorsunuz? Bu soruyu bu büyüklük- te bir birimin hizmet edeceği yüksek ge-

Güneydoğu cephesinden detay. Güneydoğudan yapıya bakış.

(6)
(7)

lir gruplarından, ya da artık belki orta ge- lirli ailelerin yaşam alışkanlıklarına ve gereksinmelerine de değinerek cevapla- yabilir misiniz?

— Konut birimini planlarken, önco birimin büyüklüğü üzerinde durduk. İnşa edilebilecek yapı alanı 800 m

2

civarın- daydı. Acaba bu, kaç birimden kurulma- lıydı? Arsanın içerisinde yer aldığı çevre- yi gözönüne alınca, büyük yüzölçümlü bi- rimlerin gelir getiriciliğinin daha yüksek olacağını düşündük. Örneğin bir katta dört birim, bu çevredeki istek düzeyine göre, yarısı yüzölçümlü sskiz birimden daha çok gelir getirecekti. Birim alan böylece belirlenlnce gerisi pek zorlayıcı olmadı. Anonim kullanmaya hitap ede- cek, yaklaşık 200 m

2

'lik bir apartman dai- resi en az üç yatak odalı olmalıydı. Ge- niş tutulmuş bir yaşama hacmi olmalıydı.

0/ işlerinde yardımcı olacak birinin ika- metine olanak vermeliydi.

200 m

2

'nin yaşama, uyuma ve hiz-

met bölümleri arasında dengeli olarak nasıl bolümleneblleceği konusunda ra- kam veya ölçü verebilmek güç. Bu daha çok sezgisel bir yaklaşımın sonucu oldu.

Ama, şimdiye 'kadar, kullanıcılar tarafın- dan bu konuda bir şikâyet da gelmedi.

Belki anket tarzında bir soruşturmayla bunun saptanması yerinde olur. Ama bil- miyoruz, bu bizim görevimiz sayılır mı?

— Yapının bitiminden bu yana üo yıl geçmiş. Şimdi geriye baktığınızda bu arada malsahibi vakfın ve yapının kiracı- larının, tepkilerini de gördükten sonra, ayrıca yapıyı projelendirdiğiniz yıldan bu yana geçen deneyimlerinizin ışığında al- tı yıl öncesine baktığınızda- neler görü- yorsunuz? Daha cçık sorayım: Kendi ya- pınızı kendiniz eleştirir misiniz? Altı yıl sonra geriye bakıp "keşke şöyle yapsay- dık" dediğiniz noktalar var mı? Mimari çö- zümler açısından elbette. Bir de, belki do doğrudan sizin sorumluluğunuzda olma- yan tesisat, ısıtma, işletme g'fti konular-

da hiç pürüz çıktı mı ortaya?

Planlama, işlevsel ilişkiler, ve strük- tür bakımından ciddi bir sorun görünmü- yor. Bugün projelendirmeydik birim konut planında, genel giriş, ulaşım vb. konular- da bir değişiklik düşünmezdik.

Bununla beraber can sıkıcı noktalar da yok değil. Örneğin çatıda asansör ku- lelerini birleştiren teras plağı, bu kule- lerin plastik etkisini hayli azalttı. Bir başka üzücü nokta, arka cephenin hafif- çe kuzeybatıya dönük olması nedeniyle yazın günün belirli saatlerinde bu cephe- deki yatak odalarının güneşten rahatsız olması. Gerçi ıbu cephede parapetler da- ha-yüksek -tutulmuş;'küçültülmüştür.-Ama, doğramaları bu cephede de dâha geriye alarak, hatta daha büyük sağırlıklar dü- zenleyerek hem güneş kontrolü sağlana- bilir, hem de mimari açıdan daha plastik bir etki yaratılması olanağı bulunabilirdi.

— bahçeden otopark görünüşü — giriş cephesi genel görünüşü

— giriş holü görünüşü

Referanslar

Benzer Belgeler

DTG, RAL veya RPV ’in etkileri daha düşük (TDF, ABC veya TAF’a kıyasla tercih).

Üçgende Açıortay Bağıntıları Üçgende Kenarortay Bağıntıları Üçgende Eşlik ve Benzerlik Üçgende Açı-Kenar Bağıntıları Çokgenler..

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet

Filhakika asrımızda şimendifer ve otomobil gibi vesaitle kolayca seyahat edip hava tebdili ihtiyaçları tatmin ediliyorsa da bu her sınıf halk için kabil ola- m ı y o r... Bu -

En son milâdın XII inci asrında teessüse başlıyan ve yine hudutları ta mavi Tıma kaynaklarından Kora denizine kadar uzayan geniş ülkenin sahibi büyük Moğol dsvletini

[r]

H e r hangi bir sebeble mevcut vergileri arttır- mak veya yeni bir vergi ihdas etmek icap ederse t a a h h ü d e giriştiği zaman mevcut olmıyan bu zam- lardan dolayı müteahhidin

Vaziyet çok sade ve tabii bir şekil lau.zetmekte ve insanı çok güzel cezbetmektedir..