• Sonuç bulunamadı

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ĠġLETME ANABĠLĠM DALI YARATICI MUHASEBE VE BANKALAR ÜZERĠNDE BĠR UYGULAMA Doktora Tezi Burcu NAZLIOĞLU Ankara – 2018

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ĠġLETME ANABĠLĠM DALI YARATICI MUHASEBE VE BANKALAR ÜZERĠNDE BĠR UYGULAMA Doktora Tezi Burcu NAZLIOĞLU Ankara – 2018"

Copied!
193
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠġLETME ANABĠLĠM DALI

YARATICI MUHASEBE VE BANKALAR ÜZERĠNDE BĠR UYGULAMA

Doktora Tezi

Burcu NAZLIOĞLU

Ankara – 2018

(2)

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠġLETME ANABĠLĠM DALI

YARATICI MUHASEBE VE BANKALAR ÜZERĠNDE BĠR UYGULAMA

Doktora Tezi

Burcu NAZLIOĞLU

Tez DanıĢmanı Prof.Dr. Kadir GÜRDAL

Ankara – 2018

(3)

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠġLETME ANABĠLĠM DALI

Burcu NAZLIOĞLU

YARATICI MUHASEBE VE BANKALAR ÜZERĠNDE BĠR UYGULAMA

Doktora Tezi

Tez DanıĢmanı: Prof.Dr. Kadir GÜRDAL

Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı Ġmzası

………. ………

………. ………

………. ………

………. ………

………. ………

Tez Sınavı Tarihi: 15.05.2018

(4)

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Prof. Dr. Kadir Gürdal danıĢmanlığında hazırladığım “Yaratıcı Muhasebe ve Bankalar Üzerinde Bir Uygulama” (Ankara, 2018) adlı doktora tezimdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranıĢ ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu, baĢka kaynaklardan aldığım bilgileri metinde ve kaynakçada eksiksiz olarak gösterdiğimi, çalıĢma sürecinde bilimsel araĢtırma ve etik kurallarına uygun olarak davrandığımı ve aksinin ortaya çıkması durumunda her türlü yasal sonucu kabul edeceğimi beyan ederim.

Burcu NAZLIOĞLU

(5)

i ĠÇĠNDEKĠLER

ĠÇĠNDEKĠLER ... i

TABLOLAR ... iii

ġEKĠLLER ... iv

KISALTMALAR ... v

EKLER ... vii

GĠRĠġ ... 1

BĠRĠNCĠ BÖLÜM ... 5

FĠNANSAL BĠLGĠ, FĠNANSAL BĠLGĠ MANĠPÜLASYONU VE HĠLE ... 5

1.1. Finansal Tablolar, Finansal Raporlama ve Finansal Bilgi ... 5

1.1.1. Finansal Tablolar ve Finansal Raporlama ... 6

1.1.2. Finansal Bilgi ... 12

1.2. Finansal Bilgi Manipülasyonu ... 22

1.2.1. Genel Olarak Manipülasyon ... 22

1.2.2. Finansal Bilgi Manipülasyonu ... 26

1.2.3. Finansal Bilgi Manipülasyonu ve ĠliĢkili Kavramlar ... 31

1.2.3.1. Kazanç Yönetimi ... 34

1.2.3.2. Saldırgan Muhasebe ... 37

1.2.3.3. Büyük Temizlik Muhasebesi ... 38

1.2.3.4. Gelir DüzleĢtirme ... 39

1.3. Hile ... 43

1.3.1. Hilenin Tanımı ... 43

1.3.2. Hilenin Yapısı ve Türleri ... 46

1.3.3. Hile ve Hata Arasındaki Farklılıklar ... 48

1.3.4. Hile Üçgeni ve Hile Dörtgeni ... 49

1.3.5. Hileli Finansal Raporlama ... 56

ĠKĠNCĠ BÖLÜM ... 60

HĠLELĠ FĠNANSAL RAPORLAMA BAĞLAMINDA YARATICI MUHASEBE ... 60

2.1. Yaratıcı Muhasebeye Genel BakıĢ ... 60

2.1.1. Yaratıcı Muhasebenin Tanımı ve Nedenleri ... 63

2.1.2. Yaratıcı Muhasebe Teknikleri ... 69

2.2. Yaratıcı Muhasebenin Kapsamı ... 71

(6)

ii

2.2.1. Yaratıcı Muhasebe Süreci ... 71

2.2.2. Yaratıcı Muhasebe Uygulamalarının Sınıflandırılması ... 72

2.2.3. Yaratıcı Muhasebe Uygulamalarının Önlenmesi ... 73

2.2.3.1. COSO (Committee of Sponsoring Organizations of the Treadway Commission) ... 75

2.2.3.2. Denetim Standartları Açıklamaları (Statement on Auditing Standards – SAS) ... 78

2.2.3.3. Sarbanes – Oxley Yasası ... 79

2.2.3.4. Türkiye’de Yapılan Yasal Düzenlemeler ... 81

2.2.4. Yaratıcı Muhasebe Uygulamasının Tespitinde Kullanılan Modeller ... 93

2.3. Hileli Finansal Raporlama ve Yaratıcı Muhasebe ... 99

2.4. Etik ve Yaratıcı Muhasebe ... 106

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ... 112

YARATICI MUHASEBENĠN ORTAYA ÇIKARILMASINA ĠLĠġKĠN BĠR UYGULAMA ... 112

3.1. ARAġTIRMANIN YÖNTEMĠ ... 116

3.1.1. AraĢtırmanın Amacı, Kapsamı ve Türü ... 116

3.1.2. AraĢtırmanın Önemi ... 118

3.1.3. AraĢtırmanın Kısıtları ... 122

3.1.4. Örneklem Seçimi ve Veri Toplama Yöntemi ... 123

3.2. VERĠLERĠN ANALĠZĠ VE BULGULAR ... 125

3.2.1. AraĢtırmada Kullanılacak Model ve Ekonometrik Olarak Tanımlanması . 125 3.2.2. Bulgular ... 131

3.2.2.1. Tanımlayıcı Ġstatistikler ... 131

3.2.2.2. Ampirik Analiz Sonuçları ... 132

3.3. SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME ... 141

ÖZET ABSTRACT

(7)

iii TABLOLAR

Tablo 1: Finansal Bilgi Manipülasyonu Amaçları ... 30

Tablo 2: Finansal Rakamlar Oyunu için Benzer Terimler ... 33

Tablo 3: Yaratıcı Muhasebenin Tanımları – I ... 63

Tablo 4: Yaratıcı Muhasebenin Tanımları – II ... 64

Tablo 5: Yaratıcı Muhasebenin ve Bazı Durumlarda Hilenin Nedenleri ... 66

Tablo 6: Yaratıcı Muhasebenin Ortaya ÇıkıĢ Nedenleri ... 67

Tablo 7: Gerçeğe Uygun Sunum, Yaratıcı Muhasebe ve Hile Arasındaki ĠliĢki ... 101

Tablo 8: Yaratıcı Muhasebe ve Hile Arasındaki Farklılıklar ... 105

Tablo 9: AICPA, IFAC ve TÜRMOB Mesleki Etik Kuralları ... 107

Tablo 10: En Sık Rastlanan 3 Etik Sorunu ... 108

Tablo 11: Bankacılık Hilelerinin Görülme Sıklığı ... 116

Tablo 12: Bağımsız DeğiĢkenlerin Kayıp Kredi KarĢılıkları Üzerine Beklenen Etkileri ... 130

Tablo 13: Tüm DeğiĢkenler Ġçin Tanımlayıcı Ġstatistikler ... 131

Tablo 14: Yatay Kesit Bağımlılığı Testleri ... 132

Tablo 15: DeğiĢkenlere Ait Im, Pesaran ve Shin Birim Kök Test Sonuçları ... 133

Tablo 16: Heterojen Panel Veri Modeli Sonuçları (Ortalama Grup Tahmincisi) ... 134

Tablo 17: Bankalara Özgü Katsayılar (Group-Specific Coefficients)... 137

(8)

iv ġEKĠLLER

ġekil 1: Finansal Raporlama Sürecinin Altı Ayaklı Ġskeleti... 10

ġekil 2: Finansal Raporlama Sistemi ... 11

ġekil 3: Finansal Bilginin Niteliksel Özellikleri... 20

ġekil 4: Finansal Bilgi Manipülasyonu Ġlkeleri ... 28

ġekil 5: Finansal Bilgi Manipülasyonunun Sınıflandırılması ... 32

ġekil 6: Hile ve Kazanç Yönetimi Ayrımı ... 36

ġekil 7: Hile Türleri ... 47

ġekil 8: Hile Üçgeni ... 50

ġekil 9: Hile Dörtgeni ... 52

ġekil 10: Yaratıcı Muhasebe Teknikleri ... 69

ġekil 11: Finansal Bilgi Manipülasyonu ve Gerçeğe Uygun Sunum ... 105

(9)

v KISALTMALAR

AAA Amerikan Muhasebeciler Birliği ABD Amerika BirleĢik Devletleri

ACFE Amerikan Sertifikalı Hile AraĢtırmacıları KuruluĢu (Association of Certified Fraud Examiners)

AIB Allied Irish Bank

AICPA Amerikan Sertifikalı Kamu Muhasebecileri Enstitüsü (American Institute of Certifed Public Accountants)

BCCI Bank of Credit and Commerce International BDDK Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu BDS Bağımsız Denetim Standartları

BIST Borsa Ġstanbul

COSO Committee of Sponsporing Organizations of Treadway Commission ERM Entreprise Risk Management

FASB Finansal Muhasebe Standartları Kurulu FEI Finansal Yöneticiler Enstitüsü

FFR Fruadulent Financial Reporting

GAAP Generally Accepted Accounting Principles GKGMĠ Genel Kabul GörmüĢ Muhasebe Ġlkeleri IASB Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu IFAC Internatioanl Federation of Accountants IIA Ġç Denetçiler Enstitüsü

IMA Yönetim Muhasebecileri Enstitüsü IMKB Ġstanbul Menkul Kıymetler Borsası KAP Kamuyu Aydınlatma Platformu

KGK Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu PCAOB Kamu ġirketleri Public Company Accounting Oversight Board

SAS Denetim Standartlarına ĠliĢkin Açıklamalar (Statements on Auditing Standards)

SEC Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu (Securities Exchange Commission) SME Sürekli Mesleki Eğitim

SOX Sarbanes Oxley Yasası SPK Sermaye Piyasası Kurulu

(10)

vi TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

TFRS Türkiye Finansal Raporlama Standartları TMS Türkiye Muhasebe Standartları

TMSF Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu TTK Türk Ticaret Kanunu

TÜRMOB Türkiye Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler ve Yeminli Mali MüĢavirler Odaları Birliği

(11)

vii EKLER

EK 1 Kredilerin Sınıflandırılması

EK 2 Genel ve Özel KarĢılıklar (TFRS 9 kapsamında karĢılık ayrılması) EK 3 Analiz Kapsamına Alınan Bankalar ve Özel Finans Kurumları

(12)

GĠRĠġ

Hile doğası gereği evrenseldir. Büyük ekonomilerin, Amerika BirleĢik Devletleri’nde yaĢanan büyük Ģirket skandalları örneğinde olduğu gibi, hileden çok etkilendikleri düĢünülse de, insanın var olduğu her yerde çıkarların elde edilmesi yolunda baĢvurulan hileler her ölçekteki ekonomide yerini almakta ve iĢleyen sisteme zarar vermektedir.

Hile ve yaratıcı muhasebe, aynı kaynaktan doğan ancak farklı uygulamalarla birbirinden keskin bir çizgiyle ayrılan iki kavram olarak öne çıkmaktadır. Hile, genel kabul görmüĢ muhasebe ilkeleri ve muhasebe standartlarının tamamen dıĢında kalan ve onlara aykırı olan uygulamalardır, kasıt unsuru barındırır. Rengi net siyah olan hile kavramı karĢısında yaratıcı muhasebe ise, gri bir bölgedir. Yaratıcı muhasebe kavramının genel kabul görmüĢ muhasebe ilkeleri ve muhasebe standartlarını ihlâl etmeyecek Ģekilde uygulanması hile kavramı ile karĢıtlık oluĢtururken, bu uygulamanın da kasıt unsuru içermesi ortak bir noktaya iĢaret etmekte ve bu noktada yaratıcı muhasebe kavramının hile bağlamında değerlendirilmesinin gereği ortaya çıkmaktadır.

Yaratıcı muhasebe olgusu, muhasebe mesleği uygulamalarına bir çeĢit meydan okuma olarak değerlendirilebilir, çünkü yaratıcı muhasebe gerçekleĢeni ya da gerçekleĢmesi bekleneni değil, gerçekleĢmesi isteneni finansal tablo kullanıcılarına sunarak varlığını ortaya koymaktadır. Yöneticileri yaratıcı muhasebeye iten pek çok motivasyon unsuru bulunmaktadır. Diğer taraftan, genel kabul görmüĢ muhasebe ilkeleri ve muhasebe standartlarındaki yoruma açık uygulamalar ve iĢletme faaliyetlerinin gün geçtikçe karmaĢıklaĢması yöneticilerin finansal tabloların sonuçlarını kısmen de olsa kendi istedikleri yönde oluĢturabilmelerine olanak sağlamaktadır. Bir diğer ifadeyle, yöneticiler arzulanan sonuçlara ulaĢmada onlara yardımcı olacak genel kabul görmüĢ muhasebe ilkeleri çerçevesinde çok sayıda imkâna sahip olabilmektedir. Bunun nedeni

(13)

2 muhasebe ilkeleri ve muhasebe standartlarının hem çok spesifik olmaması, hem de kabul edilebilir alternatif uygulamaların pek çoğuna izin vermesidir. Bu durumu Finansal Muhasebe Standartları Kurulu’nun (Financial Accounting Standards Board - FASB) baĢkanlığını da yapmıĢ D. R. Beresford’un Ģu sözlerinde de görmek mümkündür: “Uygulanmasında yargı (takdir) özgürlüğü olmayan FASB tarafından yazılmış hemen hemen hiçbir standart yoktur” (Ayarlıoğlu, 2007: 99).

Yaratıcı muhasebe uygulamaları ile muhasebe ilke ve standartlarındaki yoruma açık alanların ve/veya boĢlukların kötü amaçlara yönelik olarak kullanılması iĢletmelerin kendi kendilerini finanse etme maliyetlerini artırmakta, finansal sektörün dürüstlüğüne ve finansal bilgi kullanıcılarının bu piyasalara duyduğu güvene de zarar vermektedir.

2009 yılında patlak veren Yunanistan1 ekonomik krizi yaratıcı muhasebe iĢlemlerinin yalnızca iĢletme yöneticileri tarafından kullanılmadığı, ülke yöneticileri tarafından da kullanılarak politik ve ekonomik çıkar sağlandığını ortaya koymuĢtur. Yunanistan örneğine dikkat çekilmesindeki amaç, yaratıcı muhasebe uygulamalarının ne kadar önemli boyutlara ulaĢabileceğini ifade etmektir.

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de finansal (mali) sektörün en önemli bileĢenleri bankalar ve bankacılık sektörüdür. Yaygın olarak kullanılan bir tabire göre, bankacılık sektörü ekonominin barometresidir. Finans dünyası göstergeler ve bu göstergeleri yorumlama dünyasıdır; bankalar da bu anlamda gösterge niteliğindeki oranları en yoğun ve en sık kullanan iĢletmeler olarak bu dünyanın merkezinde yer alırlar2. Finansal (mali) sektörde hile ve yaratıcı muhasebe uygulamalarının ne durumda olduğuna bakılacak

1 Yunanistan devlet yöneticileri yaratıcı muhasebe tekniklerini kullanarak devlet harcamalarını gizleyerek, gelirleri öne çekip giderleri ötelemiĢ mali verileri olduğundan daha iyi göstererek kamuoyu ve EUROSTAT ile paylaĢılan verilerde Maastricht Kriterleri yakalanmıĢ gibi göstermiĢtir. Oysa AB mali istikrar göstergelerinden olan bütçe açığı hiçbir zaman olması gereken %3’ ün, borcun milli gelire oranı ise %60’ın altına çekilememiĢtir. Ancak Yunanistan krizinden sonra yapılan araĢtırmalar bu yönteme sadece Yunanistan’ın baĢvurmadığını ortak para birimine geçilmesinden sonra Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin birçoğunun yaratıcı muhasebe tekniklerini kullandığını ortaya çıkarmıĢtır (2009 yılında Maastricht kriterlerini karĢılamayan üye ülke sayısı 14’tür)

2 http://en.tbb.org.tr/Seminer/Detay/1398/6439/yorumlarla-her-bankaciya-gerekli-100-temel-rasyo

(14)

3 olursa, hile ve yaratıcı muhasebe, hem bankalar ve özel finans kurumlarının sektörel özellikleri ve hem de finansal tablolarındaki ve teamüllerindeki farklılıklar nedeniyle oldukça az bilimsel çalıĢmaya konu edilmiĢtir. Neredeyse elli bankanın faaliyette bulunduğu büyük ve can alıcı bir ortamda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’ye devrolunan 25 bankanın bulunduğu bir piyasada, bankacılık sektöründe muhasebe hileleri ve yaratıcı muhasebeye yönelik çalıĢmaların çok az sayıda olması dikkat çekicidir. Diğer taraftan, TMSF’ye devredilen bankaların devir iĢlemine kadar, her sene finansal durum tablolarında yüksek kârlar açıklamıĢ oldukları gözlenmiĢtir. Bu durum, bankaların finansal tablolarının derinlemesine incelenmesi gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Finans dünyası yaratıcı muhasebe niyetleri bakımından oldukça cezbedicidir çünkü finansal piyasadaki iĢletmeler, yapısal özellikleri gereği riskin yüksek olduğu bir ortamda faaliyet göstermektedir ve bu ortam hile ve yaratıcı muhasebe uygulaması eğilimi olanlar için yeni fırsatlar sunmaktadır (Kandemir, 2016:

238). Hile ve yaratıcı muhasebe uygulamaları, bankalara ve tüm ekonomiye önemli maliyetler yüklemektedir.

Bütün ülke ekonomisini etkileyecek bankacılık krizleri gibi durumlarının oluĢmasının önlenmesinde, bankaların finansal tablolarında uygulayacakları yaratıcı muhasebe uygulamalarının belirlenmesi oldukça önemli olmaktadır.

Bu çalıĢma üç bölüm olarak kurgulanmıĢ, birinci bölümde konunun alt yapısını hazırlayan ve konuyla iliĢkili olan genel kavramlarla ilgili açıklamalara yer verilmiĢtir.

Ġzleyen bölüm, manipülasyon, hile, yaratıcı muhasebe ve iliĢkili kavramların sınırlarının çizilmesinin amaçlandığı, hile bağlamında yaratıcı muhasebe uygulamaları ile ilgili geniĢ bilgilerin verildiği, dünyada ve ülkemizde yaratıcı muhasebe uygulamalarının önlenmesi konusunda yapılan çalıĢma ve düzenlemelerin açıklandığı bir bölüm olmakla

(15)

4 birlikte, yaratıcı muhasebe kavramının beraberinde getirdiği etik boyutunun tartıĢılmasını da içermektedir.

Üçüncü ve son bölümde ise, dünyada finansal (mali) sektördeki yaratıcı muhasebe uygulamalarını konu edinen, literatürün önde gelen çalıĢmaları açıklanmakta, ülkemizdeki durumla ilgili saptamalarda bulunmak amacıyla bir araĢtırmaya ve elde edilen bulgulara yer verilmektedir. ÇalıĢmada 2009 - 2016 yılları arasında, Borsa Ġstanbul (BIST) finansal (mali) sektörde yer alan bankalar ve özel finans kurumlarında özel tahakkukların kârı farklı göstermede kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesine yönelik olarak, heterojen panel regresyon modeli / Pesaran Smith (1995) Ortalama Grup Tahmincisi kullanılmıĢtır. 15 bankanın, 8 yıllık çeyrek dönem verisinden oluĢan veri seti 475 gözlem içermektedir.

Bu tez çalıĢmasına esas teĢkil eden yaratıcı muhasebe uygulamaları konusunda yabancı literatürde yer alan çalıĢmaların oldukça fazla olması3, konunun önemini ve güncelliğini koruduğunu, bankacılık skandallarının tüm diğer sektörlerden önde geldiği ülkemizde yaratıcı muhasebe uygulamalarını finansal (mali) sektör perspektifinden ele alan çalıĢmaların çok az sayıda olması, konuya gereken önemin verilmemesi Ģeklinde yorumlanabileceğinden, bu çalıĢmanın literatüre katkı yapması ve bundan sonra yapılacak çalıĢmalara bir bakıĢ açısı sunması hedeflenmiĢtir.

3 Örneğin 2015 yılının ilk beĢ ayında Accounting Review dergisinde hile ve kazanç yönetimi konulu 7, 2016-2017 yılllarında ise 6 makale yayınlanmıĢtır.

(16)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

FĠNANSAL BĠLGĠ, FĠNANSAL BĠLGĠ MANĠPÜLASYONU VE HĠLE

1.1. Finansal Tablolar, Finansal Raporlama ve Finansal Bilgi

“Mali karakterde ve para ile ifade edilebilen iĢlemlere ait anlamlı ve güvenilir bilgileri sağlayacak biçimde verilerin ilgili kaynaklardan toplanmasına, doğruluklarının saptanmasına, kaydedilmesine, tasnif edilmesine, raporlar halinde sunulmasına, analiz ve yorumlanmasına muhasebe denir” (Yalkın, 2008: 1). Buna göre muhasebe, “iĢletme için finansal sonuçlar doğuran olay ve iĢlemlere ait verileri parasal ifadeler ve gerektiğinde diğer sayısal veriler halinde toplayan, topladığı verileri, iĢletme ile ilgili bilgileri kullanacak kiĢi ve kuruluĢların ihtiyaç ve amaçlarını göz önünde bulundurarak kayıt, sınıflandırma ve analiz yoluyla iĢleyen, elde ettiği bilgileri çoğunluğu dönemsel olarak düzenlenen raporlar halinde ilgililere sunan sistematik bir bilgi sağlama sistemi”

dir (Karakaya, 1994: 37).

Muhasebenin bir bilgi yaratma süreci olduğu; muhasebenin yerine getirdiği iĢlevlerden biri olan raporlamanın da finansal tablo kavramını doğurduğu ifade edilebilir. Bir diğer ifadeyle, muhasebeden beklenen bilgi yaratma iĢlevi, finansal tablolar ile iĢlerlik kazanabilmiĢtir çünkü muhasebenin bilgi verme iĢlevi iĢletme içindeki ve dıĢındaki grupları iĢletme sonuçları hakkında aydınlatmayı amaçlar (Akdoğan ve Tenker, 2005:

4). Bu kapsamda, muhasebenin ürettiği finansal tablolar, finansal raporlama ve finansal bilgi kavramlarına iliĢkin ayrıntılı açıklamalara aĢağıda yer verilecektir.

(17)

6 1.1.1. Finansal Tablolar ve Finansal Raporlama

Muhasebenin ürettiği bilgiler kullanıcılara finansal tablo ve raporlar aracılığıyla sunulur (Sevilengül, 2014: 5). Finansal tablo, iĢletmeye yatırım yapanların, hissedarların ve yöneticilerin, kamu otoritesinin ve iĢletme dıĢında kalan üçüncü kiĢilerin karar alma sürecinde kullandığı, muhasebe sürecinin temel çıktılarıdır. Finansal tablolar işletmenin finansal durumunun ve finansal performansın biçimlendirilmiş sunumudur (TMS* 1, Md. 9). Finansal tablolar; muhasebe sistemi içinde kaydedilen ve toplanan bilgilerin, belirli zaman aralıklarıyla bu bilgileri kullanacak olanlara iletilmesini sağlayan araçlardır (Akdoğan ve Tenker, 2005: 4).

Finansal tablolar, finansal raporlama sürecinin sonunda üretilen ve kullanıcılara iĢletmenin finansal durumu hakkında gerekli bilgileri sağlayan temel göstergelerdir;

iĢletmelerin belirli bir döneme ait ekonomik olaylarının sonucunun ortaya konmasına yarayan finansal tabloların – baĢta kâr veya zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosu ve finansal durum tablosu olmak üzere – temel amacı, iĢletmelere ait finansal bilgiyi ekonomik karar alıcılara iletmektir (Uçma, 2010: 1). Bir diğer ifadeyle, finansal tabloların amacı, geniĢ bir kullanıcı kitlesinin ekonomik kararlar almalarına yardımcı olmak üzere iĢletmenin finansal durumu, finansal performansı ve nakit akıĢları hakkında bilgi sağlamaktır. Finansal tablolar, raporlayan iĢletmenin finansal performansı ve finansal durumu hakkında geniĢ bir yelpazede, yönetimi değerlendirmek ve ekonomik kararlar almak için yararlı olan bilgileri sağlamaktadır (Weetman, 2003: 77). Finansal tablolar, iĢletmelerin performanslarının göstergesi olarak iĢletme içi ve dıĢı kullanıcılar için önemli bir bilgi kaynağı olmakta; iĢletme içinde veya dıĢında yer alan finansal tablo kullanıcıları kararlarını finansal tablolardan elde edilen finansal bilgiye dayalı olarak vermektedirler. Finansal tablolar, bilgiyi finansal analiz için uygun bileĢenler halinde

* Türkiye Muhasebe Standartları

(18)

7 organize etmenin araçlarıdır; yöneticilerin performansını değerlendirmek ve ekonomik kararlar almak için ilgili taraflara bilgi sunarlar. Finansal tablolar, iĢletmenin ekonomik görüntüsünü sunan bilgi kaynağıdır (Mosso, 2011: 421; Gowthorpe ve Amat, 2005: 55).

ĠĢletmeler hakkındaki finansal bilgiyi sunmanın önemli araçlarından biri finansal tablolardır. Finansal tablolar, yöneticilerin kendilerine emanet edilen kaynakları ne etkinlikte kullandıklarını da gösteren tablolar olmakla birlikte iĢletmeye iliĢkin olarak aĢağıdaki bilgileri sunmaktadırlar (TMS 1, Md. 9):

 Varlıklar

 Borçlar

 Özkaynaklar

 Gelir ve giderler; kârlar ve zararlar dâhil;

 Ortakların ortak olmaları sebebiyle yaptıkları katkılar ve ortaklara yapılan dağıtımlar ve

 Nakit akıĢları

Finansal tablolarda yer alan bu bilgiler, dipnotlarda yer alan diğer bilgilerle birlikte finansal tablo kullanıcılarının iĢletmenin gelecekteki nakit akıĢlarını ve özellikle bunların zamanını ve kesinliklerini tahmin etmelerine yardımcı olur.

Türkiye Muhasebe Standartlarına göre tam bir finansal tablolar setinin kullanıcıların bilgi ihtiyacını karĢılayabilmesi için aĢağıdakilerden oluĢması gerekir (TMS 1, Md. 10):

 Dönem sonu finansal durum tablosu

 Döneme ait kâr veya zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosu

 Döneme ait özkaynak değiĢim tablosu

 Döneme ait nakit akıĢ tablosu

 Önemli muhasebe politikalarını özetleyen dipnotlar ve diğer açıklayıcı notlar

(19)

8

 Bir önceki döneme ait karĢılaĢtırmalı bilgi (iĢletme cari dönem finansal tablolarında raporlanan tüm tutarlara iliĢkin bir önceki döneme ait karĢılaĢtırmalı bilgileri sunar, cari dönemin finansal tablolarının anlaĢılması bakımından gerekli olması durumunda, metinsel ve tanımsal bilgilere iliĢkin de karĢılaĢtırmalı bilgiler verir; iĢletme asgari olarak iki finansal durum tablosu, iki kâr veya zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosu, iki ayrı kâr veya zarar tablosu (sunulması durumunda), iki nakit akıĢ tablosu ve iki özkaynaklar değiĢim tablosu ve bunlara iliĢkin dipnotları sunar).

 ĠĢletme bir muhasebe politikasını geriye dönük olarak uyguladığında, finansal tablo kalemlerini geriye dönük olarak düzelttiğinde ya da finansal tablo kalemlerini yeniden sınıflandırdığında bir önceki dönemin baĢındaki finansal durum tablosunu da sunar.

Finansal durum tablosu belirli bir tarih itibariyle iĢletmenin varlıklarını ve kaynaklarını gösteren bir tablodur. Finansal durumda meydana gelen değiĢiklikleri gösteren tablolar ise, kâr veya zarar tablosu, nakit akıĢ tablosu ve özkaynaklar değiĢim tablosudur.

ĠĢletmenin, tam bir finansal tablolar setinde yer alan finansal tabloların tamamını eĢit derecede önemle sunması gerekir.

Finansal tablo kavramı ile finansal raporlama kavramı arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Finansal raporlama, yönetim kurulu faaliyet raporları ve sorumluluk beyanlarından oluĢan raporlardır; finansal tablolar ise dipnotlarıyla birlikte finansal durum tablosu, kâr veya zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosu, nakit akıĢ tablosu ve özkaynak değiĢim tablosunu içerir*. Finansal raporlama bir sınıflandırma sürecidir. Bu sınıflandırma iĢlemi gerçeği yansıttığı sürece, kullanıcıların iĢletmenin gelecekteki nakit

* https://www.kap.org.tr/tr/menu-icerik/KAP-Hakkinda/Genel-Bilgi

(20)

9 akıĢlarını öngörmesine yardımcı olur ve bu da kullanıcıların ekonomik kararlarını etkiler (Dye, 2002: 1126).

Finansal raporlama, finansal bilgi sisteminin son halkasını tamamlar. Bu raporlar, iĢletmenin varlık ve sermaye yapısı, iĢlem sonuçları, dönem kârının oluĢumu, kullanım ve benzeri konulardaki bilgileri içeren, muhasebe ilkelerine uygun olarak düzenlenen ve finansal bilgi sistemi içinde toplanan bilgileri belli zaman aralıklarıyla kullanıcılara iletmesi iĢlevini yerine getiren araçlardır (Usul ve Bekçi, 2001: 69).

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (International Accounting Standards Board – IASB) ve Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK), Kavramsal Çerçeve’de yapılan son değiĢiklikle finansal raporlama kavramını benimsemiĢtir. Bilindiği gibi, finansal tablolar, dipnotları ile birlikte finansal raporlamanın en önemli parçasıdır. Ancak, finansal raporlamada yalnızca finansal tablolar değil, finansal ve finansal olmayan bilgiler de sunulmaktadır. Dolayısıyla, finansal tablolar yerine finansal raporlama kavramının kullanılmasının, amaca ulaĢmak açısından (kullanıcıların ekonomik kararlar almasına yardımcı olma) daha uygun olacağı kanaatine varılmıĢtır (Akbulut Özerhan, 2007: 23).

Muhasebe bilgi sisteminde finansal tablolar olarak üretilen ve ilgili taraflara raporlanan muhasebe bilgileri temel olarak üç grup bilgiden oluĢmakta; bunlardan ilki iĢletmenin belli bir andaki finansal durumunun ne olduğu bilgisi (finansal durum), ikincisi iĢletmenin belli bir dönemdeki finansal performansının ne olduğu (finansal performans) bilgisi iken, üçüncü bilgi ise iĢletmenin finansal durumundaki değiĢimleri raporladığı bilgiler Ģeklinde sıralanmaktadır (Bayazıtlı, Çelik ve Gürdal, 2016: 25). Bahsi geçen bu bilgilerin kalitesi, izleyen Ģekilde gösterilen altı yapının iĢleyiĢine bağlı olarak gerçekleĢmektedir.

(21)

10 ġekil 1: Finansal Raporlama Sürecinin Altı Ayaklı Ġskeleti

(Rezaee ve Richard, 2010: 42)

DıĢ paydaĢlar gelecekteki nakit akıĢlarının miktarını, zamanlamasını ve belirsizliğini finansal tablolarda raporlanan bilgileri kullanarak değerlendirirler. Yatırım ve borçlanma kararlarını da bu değerlendirmelere dayanarak verirler. Bu nedenle, dıĢ paydaĢlar ve iĢletme arasındaki iletiĢim sürecinde raporlanan gelirlerin kalitesi büyük önem taĢır (Hong ve Andersen, 2011: 461).

Finansal tablo ve raporlar, yatırımcıların yanında, sermaye piyasası kurumları ve analistler, yatırım danıĢmanları, vergi idareleri (devlet), iĢletmeye borç verenler, bağımsız denetim ve derecelendirme kuruluĢları, iĢletme yöneticileri ile çalıĢanları, sigorta Ģirketleri, düzenleyici ve denetleyici otoriteler ve iĢletmelere iliĢkin araĢtırmalar yapan akademisyenler tarafından da kullanılmaktadır (Küçüksözen, 2004: 2).

(22)

11 Akademisyenlerin de finansal raporlama süreci temel iskeleti içerisinde yer almasının gereği ifade edilebilir.

ġekil 2: Finansal Raporlama Sistemi

(COSO, 1987: 18)

ġekil 2’de temel olarak finansal raporlama sisteminde sorumluluğun kime ait olduğu gösterilmektedir.

Halka Açık ġirket

Finansal Raporlama Gözetimi

− Sermaye Piyasası Kurulu

− Finansal Kurumların Düzenleyici Üst Organları

− Finansal Muhasebe Standartları Kurulu

− Devlet Otoriteleri

− Borsa ve Aracı Kurum Birligi

− Muhasebe Meslek Örgütleri

− Mahkemeler Bağımsız Kamu

Muhasebecileri

Finansal Raporlar

Finansal Rapor Kullanıcıları

(23)

12 ĠĢletmeler faaliyetlerine iliĢkin bilgileri çoğunlukla iĢletme raporları Ģeklinde kamuya sunmakta; iĢletme raporları iĢletme faaliyetlerine iliĢkin bilgiler, performans ölçütleri, yapılan değerlendirme ve analizlere iliĢkin bilgiler, geleceğe yönelik bilgiler ve iĢletme, yöneticileri ve hisse senedi sahipleri hakkındaki diğer bilgiler gibi birbirinden farklı ve çok sayıda bilginin kamuya açıklanmasını içermektedir. Bu açıdan bakıldığında, iĢletme faaliyetlerine iliĢkin kamuya açıklanacak bilgilerin yer aldığı iĢletme raporları sadece finansal raporlar ile bunların dipnotlarını içermemekte, finansal tabloların yanı sıra diğer bilgi ve raporlar da iĢletme raporlarının içinde yer almakta, bu açıdan iĢletme raporlarının finansal tablo ve dipnotlarından daha geniĢ kapsamlı olmasının kaçınılmaz olduğu görülmektedir (Çelik, 2002: 75).

Finansal tablo ve raporların üretildiği muhasebe sistemi, pek çok farklı duruma uygulanabilirliği sağlamak için alternatifli düzenlemeler içermekte, bahsi geçen esneklik ile finansal piyasalardaki geliĢmelere uygun muhasebe standartlarını hazırlama sürecindeki boĢluk veya gecikmeden dolayı ya da yasal düzenlemelere aykırı uygulamalar dâhil pek çok yöntem kullanılarak, iĢletme yetkilileri tarafından, finansal tablo ve raporlarda yer alan bilgilerin manipüle edildiği görülmektedir (Küçüksözen, 2004: 2). ÇalıĢmanın ilerleyen bölümlerinde manipüle edilen finansal tablo ve raporlar ele alınmaktadır.

1.1.2. Finansal Bilgi

Bilgi, önemli bir ekonomik kaynaktır; ekonomik malların aksine, tanımlanması da oldukça güçtür (Hsieh ve Tsai, 2005: 65). Bilgi insanın var olduğu günden bugüne geliĢimi hızlandıran bir faktör olmuĢtur. Bilgi üretiminde kullanılan, anlam çıkarmaya elveriĢli olan ve ham olgu olarak adlandırılan verinin dönüĢüm sürecinden geçirilerek anlamlı sonuçlara dönüĢtürülmüĢ Ģekli bilgi olarak tanımlanmaktadır (Karakaya, 1994:

(24)

13 14). Muhasebe bilgi sistemine bu açıdan bakıldığında, finansal bilginin girdisini veriler (fatura, fiĢ, ücret bordrosu, ambar teslim fiĢi vb. belgeler) oluĢturmakta, bu verilerin iĢlenmesi sonucunda da (kaydetme, sınıflandırma, özetleme) çıktılara (finansal tablolar ve raporlar) ulaĢılmaktadır.

Bu çerçevede finansal bilgi, bir işletmenin muhasebe ve finansal raporlama sistemi tarafından üretilen, işletmenin finansal durum, faaliyet ve faaliyet sonuçları ile ilgili para ile ifade edilen ve bağımsız denetimden geçirilerek ilgililere finansal tablo ve raporlar ile özel durum açıklaması şeklinde sunulan bilgi (Küçüksözen ve Küçükkocaoğlu, 2004: 4) olarak tanımlanmaktadır. Bir diğer tanımlamaya göre finansal bilgi; herhangi bir iĢletmenin muhasebe ve dıĢ raporlama sistemi tarafından üretilen ve halka açık iĢletmelerin finansal durum ve performansı ile ilgili, bağımsız denetime tabi tutulmuĢ ve kamuya açıklanan niceliksel verileridir. Finansal bilgiler, finansal raporlar halinde finansal tablo kullanıcılarına sunulmaktadır (Bekçi ve AvĢarlıgil, 2011: 135).

Finansal bilgi, kaynağı boyutunda ele alınacak olursa, finansal tablolar ve finansal raporlama en önemli finansal bilgi kaynağı olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bir diğer ifadeyle, finansal bilginin kaynaklarının finansal durum tablosu, kâr veya zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosu, satıĢların maliyeti tablosu, nakit akım tablosu, özkaynak değiĢim tablosu, kâr dağıtım tablosu, bağımsız denetim raporları, dipnotlar, yönetim tartıĢma ve analizleri ve özel durum açıklamaları olduğu ifade edilebilir.

ĠĢletmeler, borç ve özkaynaklarını artırmak, aynı zamanda yasal düzenlemelere ve sözleĢmeden doğan gereksinimlerine riayet etmek amacıyla finansal bilgi sağlarlar (Hong ve Andersen, 2011: 461). Muhasebenin ürettiği bilgiler, finansal kararlara esas oluĢturacağından, muhasebeye “finansal kararlar dili” demek mümkündür (Sevilengül, 2014: 6). Finansal bilgi toplumun birçok kesiminin bilgi ihtiyacını karĢılamaktadır. Bu

(25)

14 kullanıcı kesimler; yatırımcılar, müĢteriler, çalıĢanlar, borç verenler ve kredi veren diğer taraflar, tedarikçiler, hükûmetler ve kamu iĢletmeleri, analistler ve fon yöneticileri, iĢletme yöneticileri-hâkim ortaklar ve toplum Ģeklinde sıralanabilir. Finansal bilgi kullanıcıları*, iĢletme içi ve iĢletme dıĢı kullanıcılar Ģeklinde bir sınıflandırmaya da tabi tutulabilir.

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’nun yayınlamıĢ olduğu Kavramsal Çerçeve’de de, finansal bilgi kullanıcıları olarak özellikle iki kesim üzerinde durulduğu görülmektedir. Bunlar mevcut ve potansiyel yatırımcılar ile borç verenler ve kredi veren diğer taraflardır.

Mevcut ve potansiyel yatırımcılar; hisse senedi sahipleri, ortaklık payı sahipleri ve diğer ortakları kapsayan özkaynak yatırımcılarını ifade etmektedir. Borç verenler ve kredi veren diğer taraflar kavramı ise, mevcut ve potansiyel kurumsal ve bireysel borç para verenleri ifade etmektedir (Özerhan ve Yanık, 2015). Yatırımcılar ile borç verenler ve kredi veren diğer taraflar dıĢında kalan diğer kullanıcı kesim olarak, yöneticiler, satıcılar, çalıĢanlar, müĢteriler, devlet, devlet kuruluĢları ve diğer düzenleyici kuruluĢlar ve genel olarak da kamu sayılmaktadır. Mevcut yatırımcılar iĢletmeye tahsis ettikleri sermayenin ne derece etkin kullanıldığını, ortak oldukları iĢletmenin finansal durumu,

* Ekonomide önemli iĢlevi olan bankaların hazırlamıĢ oldukları finansal tablolarda bilgiler de çeĢitli kiĢi ve kuruluĢları, farklı açılardan da olsa yakından ilgilendirmekte, bu kiĢi ve kuruluĢların baĢlıcaları ise Ģu Ģekilde sıralanabilmektedir (Akgüç, 2012: 42);

- Mevduat (birikim-artırım) sahipleri, - Kredi kullanıcıları (kredi müĢterileri), - Diğer banka ve mali kurumlar,

- Bankanın yurtiçi ve yurtdıĢı muhabirleri,

- Banka kefaleti ya da garantisi ile yükümlülük altına giren ya da yatırım yapan kiĢi ve kuruluĢlar, - Bankanın ortakları,

- Pay senedi almak isteyen kiĢi ya da kurumsal yatırımcılar, - Menkul kıymetler borsalarında aracılık yapan kuruluĢlar, - Yatırım danıĢmanlık Ģirketleri,

- Derecelendirme (rating) kuruluĢları, - Banka yöneticileri,

- Banka çalıĢanları (iĢgörenleri) ve çalıĢanların bağlı oldukları sendikalar, - Banka denetim, düzenleme ve gözetim organları, para otoriteleri.

(26)

15 finansal performansı ve nakit akıĢları hakkında bilgi sahibi olmak isterler (Akdoğan ve Tenker, 2007: 33). Potansiyel yatırımcılar ise, iĢletmeye yatırım kararlarını vermeden önce bu finansal bilgilere ihtiyaç duyarlar. Yatırımcıların ihtiyaç duydukları bu bilgiler finansal tablo ve raporlar aracılığıyla kullanıcılara sunulmaktadır. ĠĢletmeye yatırımda bulunan mevcut yatırımcılar ile gelecekte yatırım yapmayı planlayan potansiyel yatırımcıların temel amacı, iĢletmenin hisse senetlerinin değeri ve bunun sonucu olarak iĢletme değeri hakkında doğru bilgiye sahip olmaktır. Bu bilgi; yatırımcıların, iĢletmeye yaptıkları veya yapmayı plânladıkları yatırımın getirisi hakkında bilgi edinmelerini sağlayacağından son derece önem arz etmektedir.

Mevcut ve potansiyel borç verenler ve kredi veren diğer taraflar ise, gerek iĢletmeye kredi sağlama kararlarını verirken, gerekse sağladıkları kredinin faiz ve anaparası ile birlikte geri ödenip ödenmeyeceğinin değerlendirilmesinde, diğer bir ifadeyle, iĢletmenin kısa ve uzun vadeli borçlarını ödeme gücü hakkında finansal bilgiye ihtiyaç duymaktadırlar.

Yöneticilere finansal tablo ve raporlar aracılığıyla sunulan finansal bilgi, bir taraftan ileriye dönük kararlar alınmasında gerekli olan bilgiyi sağlarken, diğer taraftan bir döneme ait iĢletme sonuçlarından dolayı yönetimin yüklediği sorumluluğun belirlenmesine de imkân vermektedir (Akdoğan ve Tenker, 2007: 33). ĠĢletmenin kaynaklarını etkin biçimde kullanmak ve iĢletme hedeflerini karĢılamak yönetimin sorumlulukları arasındadır. Finansal bilgi yönetimin bu sorumluluğunu etkin bir Ģekilde yerine getirip getirmediğini göstermektedir.

İşletmenin çalışanları ve sendika kuruluşları da finansal bilgi ile yakından ilgilidirler.

ĠĢletmenin gelecekte faaliyetlerini sürdürüp sürdüremeyeceği, iĢ garantisi ve istikrarı hakkında bilgi sahibi olmak isterler. ĠĢletmenin kârlı olması halinde bu kârdan

(27)

16 çalıĢanların pay alması, ücret ve emeklilik gibi konularda iĢverenden talepte bulunmak amacıyla bu bilgilerle ilgilenmektedirler.

Satıcılar iĢletmeye mal ve hizmet sağlayan tedarikçilerdir. Satıcılar, iĢletmeye mal veya hizmet satıp satmama kararı vermede ve onların borçlarını vaktinde ödeyip ödeyemeyeceğine iliĢkin kararlarında bu bilgilerle yakından ilgilenmektedirler.

Müşteriler özellikle iĢletmeye bağımlılıkları olması durumunda, iĢletmenin sürekliliği hakkında bilgiye ihtiyaç duymaktadırlar.

Devlet ve devlet kuruluşları özellikle verginin alınması ve denetlenmesi açısından iĢletmeler hakkındaki finansal bilgiye ihtiyaç duyarlar. Ayrıca milli gelir ve ekonomik istatistikler için bir temel oluĢturmak için de bilgiye ihtiyaç duymaktadırlar. Bu kapsamda, iĢletmeler hakkındaki finansal bilgi kamu yararının gözetilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. ĠĢletmelerin kamuya açıkladıkları bilgilere düzenleyici kamu otoriteleri de gereksinim duymaktadır. Birbirinden farklı amaçlarla faaliyet gösteren düzenleyici kamu otoritelerinin temel amacı kendi faaliyet alanlarına iliĢkin olarak kamu çıkarlarını korumak olduğundan, iĢletmelerin faaliyetlerini doğrudan ve dolaylı olarak kamu çıkarlarını korumak amacıyla izlemektedirler (Çelik, 2002: 78).

Faydalı Finansal Bilginin Niteliksel Özellikleri

Yukarıda da açıklandığı gibi, muhasebenin ürettiği finansal bilgiden, birçok kullanıcı kesim yararlanmaktadır. ĠĢletmelerin finansal ve finansal olmayan bilgileri kamuya açıklamaları bu bilgilere dayalı olarak karar vermek durumunda olan tarafların alacakları kararların doğru ve etkin olmasını sağlayacaktır (Çelik, 2002: 75).

Dolayısıyla kamuya açıklanan bu bilgilerin kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için bazı niteliksel özelliklere sahip olması gerekmektedir.

(28)

17 Özellikle iĢletme dıĢındaki kullanıcılar (potansiyel yatırımcılar, borç verenler ve kredi veren diğer taraflar, devlet, satıcılar gibi) iĢletmenin finansal bilgilerine istedikleri anda ulaĢma imkânları olmadığından, ihtiyaçlarına uygun ve gerçeğe uygun Ģekilde bilgiyi elde edebilmek için, finansal tablolar ve raporların düzenlenmesinden sorumlu olan yönetimin dürüstlüğüne ve yargılarına güvenmek durumundadırlar (Weetman, 2003:

86). Bu nedenle finansal bilginin sahip olması gereken niteliksel özellikler kullanıcılar açısından büyük önem taĢımaktadır.

Finansal bilgi, iĢletme ile ilgili olarak, bir taraftan bu iĢletme ile ilgilenenlere, diğer taraftan iĢletme yönetimine bilgi sağlamaktadır. Bu bilgiler, gerek iĢletme yönetiminin yatırım kararlarında, gerekse iĢletme ile ilgilenenlerin bu iĢletme ile ilgili kararlarında etkili olmaktadır. Alınan bu kararlar esas itibariyle bir ekonomideki kaynakların tahsisi ile ilgili kararlardır. Dolayısıyla, doğru finansal bilgilere dayalı olarak, zamanında verilen kararlar ekonomideki kaynak tahsisinin etkin bir Ģekilde gerçekleĢmesi ile sonuçlanarak ekonomik geliĢmeye katkı sağlarken, yanlıĢ ya da eksik finansal bilgiye dayalı olarak alınan kararlar da ekonomide kaynak israfına neden olmaktadır (Küçüksözen, 2004: 21).

Finansal bilginin kullanıcılara yararlı olabilmesi için sahip olması gereken niteliksel özellikler Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’nun ve Türkiye’de de Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun yayınlamıĢ oluğu Kavramsal Çerçeve’de iki baĢlık altında ele alınmıĢtır. Bunlar; temel niteliksel özellikler ve destekleyici niteliksel özelliklerdir (Kavramsal Çerçeve, 2011: NÖ 5, NÖ 19):

Temel niteliksel özellikler finansal bilginin ihtiyaca uygun olması ve gerçeğe uygun Ģekilde sunumdur.

(29)

18

 Ġhtiyaca uygun finansal bilgi, kullanıcılar tarafından verilen kararları etkileme gücüne sahip olan bilgidir. Bilginin ihtiyaca uygun olabilmesi için, tahminde kullanılabilme ve teyit etme özelliklerine sahip olması gerekir. Kullanıcıların, geleceğe yönelik tahminlerde bulunurken finansal bilgiyi veri olarak kullanması durumunda, bilginin tahminlerde kullanılabilme özelliğinden söz edilmektedir.

Finansal bilgi, önceki değerlenedirmelere yönelik geri bildirim sağlıyorsa, teyit etme özelliğine sahiptir. Bu iki özellik birbiri ile de yakından iliĢkilidir.

 Gerçeğe uygun Ģekilde sunum finansal bilginin ekonomik olayları gerçeğe uygun bir Ģekilde sunmasını ifade etmektedir. Gerçeğe uygun bir Ģekilde sunumun tam anlamıyla sağlanabilmesi için üç özelliğe sahip olması gerekir.

Bunlar; tam sunum, tarafsız sunum ve hatasız sunumdur. Tam bir sunum, tanımlamalar ve açıklamalar da dâhil olmak üzere gerekli tüm bilgileri içerir.

Tarafsız sunum, finansal bilginin seçiminde ve sunumunda ön yargı taĢımaması anlamında gelmektedir. Eğer bilgiler, seçimleri ve sunumları itibariyle kullanıcıların karar vermelerini ya da kanaat sahibi olmalarını etkileyerek, önceden belirlenen sonuçlara veya algılamara ulaĢmalarını sağlamaya yönelikse, bu finansal bilgiler tarafsız değildir. Hatasız sunumdan kasıt ise, ekonomik olayların tanımlanmasında hataların ve ihmallerin olmaması ve raporlanan bilginin elde edilmesinde kullanılan sürecin hatasız olarak seçilmiĢ ve uygulanmıĢ olması anlamına gelmektedir.

Finansal bilginin kullanıcılara yararlı olabilmesi için, ihtiyaca uygun ve gerçeğe uygun olmasının yanı sıra bir takım destekleyici özelliklere de sahip olması gerekir.

Destekleyici niteliksel özellikler karĢılaĢtırılabilirlik, doğrulanabilirlik, zamanında sunum ve anlaĢılabilirliktir (Kavramsal Çerçeve, 2011: NÖ 19). Destekleyici niteliksel özellikler, bir ekonomik olayın sunumunda kullanılabilecek iki yöntemin de aynı derecede ihtiyaca uygun bilgi ürettiği ve gerçeğe uygun Ģekilde sunum sağladığı

(30)

19 durumlarda, yöntemlerden hangisinin kullanılması gerektiğinin belirlenmesinde yarar sağlamaktadır (Kavramsal Çerçeve, 2011: NÖ 20-26-29-30).

 KarĢılaĢtırılabilirlik, kullanıcıların raporlayan iĢletmeye iliĢkin bilgileri, diğer iĢletmelere iliĢkin benzer bilgilerle ve aynı iĢletmenin baĢka bir döneme ait benzer bilgilerle karĢılaĢtırabilmesini ifade eder. KarĢılaĢtırılabilirlik, kullanıcıların kalemler arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları belirleyebilmesini ve anlayabilmesini sağlayan niteliksel bir özelliktir. Diğer niteliksel özelliklerden farklı olarak, karĢılaĢtırılabilirlik tek bir kalemle ilgili değildir.

KarĢılaĢtırma yapılabilmesi için en az iki kalem gereklidir. Tek bir ekonomik olayın birden fazla yöntemle gerçeğe uygun bir Ģekilde sunumu sağlanabilir.

Bununla birlikte aynı ekonomik olay için alternatif muhasebe yöntemlerine izin verilmesi, karĢılaĢtırılabilirliği azaltır. Bu nedenle zorunlu olmadıkça, iĢletmelerin dönemden döneme uyguladıkları muhasebe politikalarını değiĢtirmemesi beklenir.

 Doğrulanabilirlik, farklı bilgi düzeyindeki ve bağımsız gözlemcilerin belirli bir açıklamanın gerçeğe uygun sunulduğu hususunda görüĢ birliğine varabilmeleridir. Doğrulama, doğrudan ya da dolaylı olabilir. Örneğin bazı varlıkların fiziki sayımın yapılması, doğrudan yapılan doğrulamaya örnek verilebilir. Dolaylı doğrulama ise, örneğin dönem sonu stokların aynı yöntem kullanılarak yeniden hesaplanmasıdır.

 Zamanında Sunum, bilginin karar verenler açısından kararlarını etkileyebileceği zamanda mevcut olması anlamına gelir. Genellikle bilgi eskidikçe faydası da azalır. Ancak bazı bilgiler, bazı kullanıcıların eğilimlerini belirlemeye ve değerlendirmeye ihtiyaç duyması gibi nedenlerle raporlama dönemi sona erdikten uzun süre sonra da kullanıĢlı olmaya devam edebilir.

(31)

20

 AnlaĢılabilirlik, bilginin açık ve öz olarak sınıflandırılması, tanımlanması ve sunulması onu anlaĢılır kılar. Bu bağlamda finansal bilginin taĢıması gereken önemli bir destekleyici niteliksel özellik, kullanıcılar tarafından tam olarak anlaĢılabilir olmasıdır. Bu konuda, kullanıcıların iĢletmenin iĢ kolu ve ekonomik faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olduğu, muhasebeden anladığı, bilgileri de makul seviyede bir dikkatle incelediği varsayılır.

Faydalı finansal bilginin niteliksel özelliklerini, finansal bilginin niteliksel hiyerarĢisi baĢlığı altında ele alan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu (Financial Accounting Standards Board – FASB)’nun yaklaĢımı ġekil 3’te gösterilmektedir.

ġekil 3: Finansal Bilginin Niteliksel Özellikleri

(FASB’dan aktaran Ertugay, 2013)

ġekilde, yukarıdaki açıklamalarla paralel olarak; yaygın kısıtlar (bilgiden sağlanan faydanın, bu bilgiyi edinmek için katlanılan maliyetten yüksek olmaması kısıtı),

(32)

21 kullanıcıya özel nitelikler (kullanıcıların iĢletmenin iĢ kolu ve ekonomik faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olduğu, muhasebeden anladığı ve bu bilgileri gereken dikkatle incelediğinin varsayılması), birincil karar temelli nitelikler (ihtiyaca uygunluk ve güvenilirlik), ikincil ve interaktif nitelikler (tutarlılığı da içeren karĢılaĢtırılabilirlik) ve tanınma eĢiği (önemlilik kısıtı) yer almaktadır. Bu özellikleri taĢıyan finansal bilgiler, kullanıcıların en uygun kararları verip bu kararları önceden tahmin edilen sonuçlarla karĢılaĢtırmalarına olanak sağlayarak ellerindeki kaynakların etkin bir Ģekilde dağılıma olanak tanımaktadır (Ertugay, 2013: 9).

Son olarak ifade etmek yerinde olacaktır ki, son yıllarda ekonomik faaliyetlerin artması sonucu iĢlemlerin daha karmaĢık hale gelmesi, verilerin çokluğu ve bilgi sağlayanların yanlı tutumları nedeniyle iĢletmelerin sunduğu bilgilerin güvenilirliği daha fazla sorgulanmakta, bilgi kullanıcılarının güvenilir bilgiye olan ihtiyaçları artmaktadır (Selimoğlu ve diğerleri, 2009: 2). Güvenilirlik, şeffaflık ve finansal bilginin kalitesi, sermaye piyasalarının can damarlarıdır. Güvenilir ve Ģeffaf finansal bilgi, sermaye piyasalarının ve ekonominin etkin iĢlemesine katkıda bulunmaktadır (Rezaee ve Richard, 2010: 33).

Bu noktada, çalıĢmanın ana konusu olan yaratıcı muhasebeye geçilmeden önce, finansal tablo, finansal raporlama ve finansal bilgi kavramıyla ilgili geniĢ bir açıklamaya yer verilmesinin nedeni de karĢımıza çıkmaktadır. Yatırımcılar finansal bilgiyi, faaliyet sonuçlarını değerlendirmek, olası gelecek performansıyla ilgili yargılarda bulunmak ve finansal olmayan faktörleri değerlendirmek için kullanırlar. Bu durumda, yatırımcılar için en büyük risklerden biri, kararlarını üzerine dayandırdıkları finansal bilginin maddi olarak yanlıĢ beyan edilmiĢ olmasıdır. Finansal bilgi, kasıtlı olarak veya kasıtlı olmayarak yanlıĢ beyan edilmiĢ olabilir (Dooley, 2002: 54). ÇalıĢmanın ikinci

(33)

22 bölümünde, finansal bilginin kasıtlı olarak yanlıĢ beyan edilmesi noktasından hareket edilecektir.

1.2. Finansal Bilgi Manipülasyonu

Finansal bilgi manipülasyonu, kamuya açıklanan finansal bilgilerin kiĢisel ya da kurumsal çeĢitli amaçlarla değiĢtirilmesi dolayısıyla finansal raporlama sürecine ve finansal tablolara müdahale Ģeklinde ifade edilebilir.

1.2.1. Genel Olarak Manipülasyon

Manipülasyon kelimesi, Türk Dil Kurumu Sözlüğü*ne göre yönlendirme, seçme, ekleme, çıkarma yoluyla bilgileri değiĢtirme olarak ifade edilmektedir. Merriam- Webster Sözlüğüýnde ise sayıları, bilgiyi ve benzerlerini belirli bir amaçla ve becerikli bir Ģekilde kullanmak ya da değiĢtirmek Ģeklinde tanımlanmaktadır.

Fransızca kökenli bir sözcük olan manipülasyon; hareket verme, harekete geçirme, akıllıca ve gizli yöntemlerle ya da hileli yollarla bir kimseyi yönlendirme, etkileme veya bir Ģeyi kontrol altına alma olarak tanımlanmaktadır (Canbulut, 2008: 12).

Manipülasyon, sermaye piyasalarında alım satıma konu finansal varlıkların fiyat oluĢumuna gerçek veya kabul edilebilir bir nedene dayanmaksızın etkide bulunulması, manipülatörün kendi amaç ve istekleri doğrultusunda menfaat sağlamak ve diğer yatırımcıların yanlıĢ yönlendirilmesi amaçlarını içeren davranıĢ ve iĢlemler bütünüdür (Bayındır, 2010: 71). Bir diğer tanıma göre manipülasyon, piyasanın serbest arz ve talep

*http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.535e46b1e15291.86969 630

ýhttp://www.merriam-webster.com/dictionary/manipulation

(34)

23 koĢulları altında oluĢacak fiyatın altında veya üstünde bir fiyatı oluĢturma ve menkul kıymeti bu fiyattan iĢlem görmeye zorlama giriĢimi olarak tanımlanmakta, bir giriĢime manipülatif karakter kazandıran temel öğenin onun yasadıĢı oluĢu değil, fiyatın yapay Ģekilde kontrolü olduğu belirtilmektedir (ġensoy, 2013: 378). Finansal piyasalarda manipülasyon, kısaca, menkul kıymet fiyatlarının yapay olarak kontolü Ģeklinde tanımlanmakta iken; geniĢ anlamda, genellikle finansal piyasaların geniĢlik ve derinlikten yoksun, arz ve talebin sınırlı olduğu, katılımcıların önemli bir kısmının pazarın yapısı ve hisse senedi olgusu hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığı, oyunun kurallarının konmadığı ya da yeterince bilinmediği veya kollanmadığı dönemlerde kendini gösteren, gerçekte kriminal bir faaliyet olarak kabul edilen bir olgudur (Küçüksözen, 2004: 27). Manipüle etmek, kamuya açıklanan net kârı artıracak veya azaltacak bazı yetenekler olarak da tanımlanır (Copeland, 1968: 101).

ÇeĢitli ülke mevzuatlarında*, doktrinde ve yargı kararlarında yapılan manipülasyon tanımlamalarında genellikle, piyasaların iĢleyiĢine dıĢarıdan yapılan müdahaleler üzerinde durulmaktadır. Söz konusu tanımlamalarda manipülasyon, insanları kandırarak bir menkul kıymeti almaya veya satmaya sevk etmeye veya menkul kıymetin fiyatını yapay bir seviyede tutmaya yönelik davranıĢlar olarak ifade edilmektedir. Menkul kıymet piyasalarında arz ve talebin serbest bir Ģekilde karĢı karĢıya gelerek fiyatları belirlemesine yönelik sürecin kasıtlı olarak engellenmesi Ģeklinde yapılan tanımlar da mevcuttur.

Bu tanımlara göre;

 Arz ve talebin serbest bir Ģekilde etkileĢimini engelleyerek fiyat mekanizmalarına müdahalede bulunmak,

 Ġnsanları kandırarak bir menkul kıymette iĢlem yapmaya sevk etmek,

* Sermaye Piyasası Kurulu, 2003.

(35)

24

 Menkul kıymet fiyatını yapay bir seviyede tutmak maksadıyla tasarlanan eylemler manipülatif olarak kabul edilmektedir.

Ġçerikleri itibariyle iki tür manipülasyon vardır*. Bunlardan ilki bilgi bazlı manipülasyondur. Bilgi bazlı manipülasyonlarda, yatırımcılara iĢletme ile ilgili yanlıĢ ve yanıltıcı bilgiler verilmekte veya iĢletme ile ilgili gerçek olmayan birtakım söylentiler çıkarılmakta ya da açıklanması gerekli bilgiler açıklanmamaktadır. Bu tip manipülasyonlar, bilgisel etkinliğin sağlanmadığı, iĢletme ile ilgili bilgilerin yatırımcılar tarafından kolaylıkla elde edilemediği ve asimetrik bilgi dağılımının söz konusu olduğu piyasalarda daha sık görülmektedir. Ġkinci tür manipülasyonlar ise, iĢlem bazlı manipülasyonlardır. ĠĢlem bazlı manipülasyonda iĢlem yapanlar, asıl niyetlerini gizleyerek, yapmıĢ oldukları alım ve satım iĢlemleriyle menkul kıymet fiyatlarını etkilemeye, yapay piyasa oluĢturmaya çalıĢmaktadırlar. Kamuyu aydınlatma yükümlülüklerinin bulunmadığı veya sınırlı olduğu, dolayısıyla iĢletme ile ilgili bilgilere yatırımcıların kolaylıkla ulaĢamadığı, genel yatırımcı profilini kamuya açıklanmıĢ bilgileri analiz etme ve değerlendirme yetenekleri sınırlı, tecrübesiz bireysel yatırımcıların oluĢturduğu ve simetrik bilgi dağılımının söz konusu olduğu piyasalar manipülayona daha elveriĢli bir ortam yaratmaktadır.

Bilgi bazlı manipülasyonlarda, yatırımcılara iĢletme ile ilgili yanlıĢ ve yanıltıcı bilgiler verilerek veya iĢletme ile ilgili asılsız bir takım söylentiler çıkartılarak, piyasadaki arz- talep dengesi ile oynamak suretiyle fiyatların istenen yöne çekilmesi amaçlanırken;

iĢlem bazlı manipülasyonda iĢlem yapanlar, asıl niyetlerini gizleyerek yapmıĢ oldukları alım ve satım iĢlemleriyle menkul kıymet fiyatlarını etkilemeye, yapay piyasa oluĢturmaya çalıĢmaktadırlar (ġensoy, 2013: 380).

* Sermaye Piyasası Kurulu, 2003.

(36)

25 Manipülasyonlar bir diğer sınıflandırmaya göre ise üç grupta toplanmaktadır (Allen ve Gale (1992)’den aktaran Küçüközen, 2004: 28). Bunlar hareket bazlı manipülasyon, bilgi bazlı manipülasyon ve iĢlem bazlı manipülasyondur. Yukarıdaki sınıflandırmadan farklı olarak yer alan hareket bazlı manipülasyon; menkul kıymetlerin cari fiyatlarını dolayısıyla iĢletme değerini değiĢtirebilen manipülatif iĢlemler olarak tanımlanmaktadır (Küçüksözen, 2004: 29). Bir diğer ifadeyle, hareket bazlı manipülasyonlar, sermaye piyasası araçlarının beklenen gerçek fiyatını etkilemeye yönelik olarak yapılmakta, sermaye piyasası araçlarının fiyatı ile iĢletmenin piyasa değerinin sürekli bir Ģekilde değiĢtirilmesine dair iĢlemler olarak karĢımıza çıkmaktadır (Yörük ve Doğan, 2009:

36).

GiriĢimciler ihtiyaç duydukları fonları temin edebilmek açısından, Ģeffaf ve etkin iĢleyen menkul kıymet piyasalarına gereksinim duyarlar*. Düzgün iĢleyen finansal piyasalar ve halkın piyasalara duyduğu güven ekonomik büyümenin sürdürülebilmesi açısından ön Ģart olarak olarak görülmektedir. Manipülatif davranıĢlarla piyasaların kötüye kullanılması, iĢletmelerin kendilerini finanse etme maliyetlerini artırmakla kalmamakta, piyasaların dürüstlüğüne ve halkın piyasalara duyduğu güvene de zarar vermektedir. Bu tür uygulamaların, serbest piyasa kurallarına göre oluĢan arz ve talebe müdahale ederek, yeni yatırımcıları piyasalara girmekten caydırdığı ve ciddi sonuçlar ortaya çıkardığı kabul edilmektedir. Manipülasyonlar piyasaların etkinliğini azalttığından, manipülasyonu önlemeye iliĢkin düzenlemelerin ve bu kapsamda manipülasyonları önlemeye yönelik denetim ve yaptırımların piyasaların etkinliğini artırma konusunda büyük önemi vardır.

Manipülasyon, kamunun aydınlatılması mekanizmalarının iĢlerliğini ve piyasaların Ģeffaflığını ortadan kaldırdığından, yatırımcıların piyasaya olan güvenlerini olumsuz

* Manipülasyonların önlenmesinin gerekçelerinin açıklandığı bu kısımda geniĢ ölçüde Sermaye Piyasası Kurulu – Hisse Senedi Piyasasında Manipülasyon (Kullanılan Yöntem Örnekleri, Manipülatif İşlem Kalıbı Örnekleri, Korunma Yolları, 2003) tebliğinden yararlanılmıĢtır.

(37)

26 yönde etkilemekte, dolayısıyla piyasaların geliĢimini de engellemektedir. Son yıllarda modern tekniklerin geliĢmesi ve özellikle internet kullanımındaki yaygınlık, finansal bilgilere ulaĢımı kolaylaĢtırmakla birlikte sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyecek yanıltıcı bilgilerin de daha hızlı yayılmasını sağladığından, bu alanda da bazı kuralların belirlenmesi ihtiyacı doğmuĢtur.

Piyasalar üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle, manipülasyona iliĢkin olarak ceza hukukunda yer alan dolandırıcılık hükümlerinden ayrı bir suç olarak düzenleme yapılması ve bu konuda belirli iĢlem türlerine yasaklamalar getirilmesi ihtiyacı doğmuĢ, konuya iliĢkin olarak Sermaye Piyasası Kanunu’nda düzenlemeler yapılmıĢtır*.

1.2.2. Finansal Bilgi Manipülasyonu

Finansal bilgi manipülasyonuý, iĢletmelerin genel kabul görmüĢ muhasebe ilkelerindeki raporlama ile ilgili esnekliklerden yararlanmaları ya da bu esneklik sınırlarını aĢarak düzenleme ve standartlara aykırı bir Ģekilde, finansal durum ve faaliyet sonuçlarını gerçek durumdan farklı göstermek üzere, finansal bilgiler üzerinde oynamaları suretiyle gerçekleĢmektedir (Küçüksözen ve Küçükkocaoğlu, 2004: 4).

ĠĢletmelerin raporladıkları dönem kârı, yöneticilerin alternatif muhasebe politikaları arasında yaptıkları seçimlerden etkilenebilmekte, bazı durumlarda yöneticiler dönem kârını istedikleri seviyeye getirmek için, sürdürdükleri muhasebe politikalarını değiĢtirebilmekte ve literatürde alternatif muhasebe politikaları arasında yapılan seçimlerle raporlanan dönem kârını isteğe göre artırma ya da azaltma kabiliyetine

* 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan önce yürürlükte bulunan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Cezai Sorumluluk” baĢlıklı 47’nci maddesinin A bendinin ikinci ve üçüncü alt bentlerinde düzenlenen manipülasyon suçu, yeni Sermaye Piayasası Kanunu’nun “Sermaye Piyasası Suçları” baĢlıklı ikinci bölümü altında, “Piyasa Dolandırıcılığı” baĢlıklı 107’nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında kapsamlı bir Ģekilde düzenlenmiĢtir.

ý Finansal bilgi manipülasyonu bazı kaynaklarda muhasebe manipülasyonu olarak da adlandırılmaktadır.

Bu çalıĢmada finansal bilgi manipülasyonu kavramının kullanımı benimsenmiĢtir.

(38)

27 finansal bilgi manipülasyonu Ģeklinde yer verilmektedir (Demir ve Bahadır, 2007: 84).

ĠĢletmelerin finansal tablo ve raporlarında yer alan verilerin yöneticilerin istekleri ile uyumlu olması amacıyla finansal tablo ve raporların düzenlenme sürecine (muhasebe standartları çerçevesinde ya da bunun dıĢında) müdahalede bulunulması olarak tanımlanabilen finansal bilgi manipülasyonu ile iĢletmelerin finansal durumu ve faaliyet sonuçları hakkında ilgililere gerçeğe aykırı bilgi sunulabilmektedir (Ayarlıoğlu, 2007:

9).

Finansal bilgi manipülasyonu kavramına bir bakıĢ açısı ise makro ve mikro düzeyde yapılan değerlendirmelerdir. Makro – manipülasyon (Gowthorpe ve Amat, 2005: 56);

finansal tablo düzenleyicilerinin, bir muhasebe düzenlemesinin değiĢtirilmesi tasarısının kendilerine göre dezavantajlı olacağının farkına vardıklarında, bu değiĢimi engellemek için lobi faaliyetlerinde bulunmaları, kendileri için daha uygun olan bir ekonomik seçimi yapmalarını ifade etmektedir. Mikro manipülasyonda ise; tek bir iĢletme seviyesinde yaratıcı muhasebe uygulaması, finansal tablo düzenleyicilerin muhasebe açıklamalarını değiĢtirmesini, finansal tabloların kullanıcılara istedikleri görünümde iletilmesi amacıyla gerçekleĢtirdiği ifade edilmektedir.

Stolowy ve Breton (2003) çalıĢmalarında finansal bilgi manipülasyonunu; yönetimin iĢletme ve toplum (politik maliyetler), fon sağlayıcılar (sermaye maliyeti) veya yöneticiler (ücret, prim, teminat) arasında servet transferini mümkün kılan iĢlemleri tasarlarken veya muhasebe politikalarını seçerken takdir yetkisini kullanması olarak tanımlanmaktadır. ġekil 4’te izlenebileceği üzere, finansal bilgi manipülasyonu ile yöneticiler; iĢletme ile toplum, iĢletme ile kaynak sağlayıcılar veya iĢletme ile iĢletme yöneticileri arasındaki refah transferini etkileyecek iliĢkiler ağı gösterilmektedir. Bu iliĢkilere bakıldığında, iĢletme ve toplum ile iĢletme ve kaynak sağlayıcılar arasındaki refah transferinden iĢletmenin fayda sağladığı görülürken, iĢletme ile iĢletme

(39)

28 yöneticileri arasında yöneticilerin lehine bir iliĢki olduğu izlenmektedir. Bu noktada finansal bilgi manipülasyonu, iĢletme performansının ve finansal yapısının, gerçekte olmasından farklı gösterilerek iĢletme çevresindeki unsurlar arasındaki refah transferinin gerçekleĢmesi olarak ortaya çıkmaktadır (Yörük ve Doğan, 2009: 48).

ġekil 4: Finansal Bilgi Manipülasyonu Ġlkeleri

(Stolowy ve Breton, 2003: 34)

Schilit ve Parker (2010), finansal bilgi manipülasyonunu finansal kurnazlık olarak nitelendirmiĢ, yatırımcıların iĢletmenin finansal performansı ve ekonomik sıhhati hakkında yanıltılması amacı ile yönetimin harekette bulunması sonucu yatırımcıların iĢletmenin sağlam bir kârlılığa, güçlü bir nakit akıĢına ve güvenilir bir finansal durum tablosu yapısına sahip olduğu konusunda yanıltılması olarak ele almıĢlardır; dahası, yazarlara göre bu kurnazlıklar (finansal bilgi manipülasyonu), sadece iĢletmenin finansal durum tablosu ve kâr veya zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosu üzerinde yer

(40)

29 alan sayılarla değil, aynı zamanda nakit akıĢ tablosu, dipnotlar ve kamuya sunulan her türlü bilgi üzerinden gerçekleĢtirilebilmektedir (Schilit ve Parker, 2010’dan aktaran Ocak ve Güçlü: 2014: 125).

Finansal bilgi manipülasyonunun nedenleri Ģu Ģekilde sıralanmaktadır (Küçüksözen, 2004: 108 - 124): ĠĢletmelerin zayıf yönetim yapıları, yöneticilerin menfaatleri ve iĢletmelerin ortaklık yapıları, yetersiz iç denetim sistemi, bağımsız denetim komitesinin yapısı ve bağımsız denetim, tahakkuk esası ve muhasebe standartlarının sağladığı esneklik, periyodik bilgilendirme sistemi ve analistlerin kâr tahminleri ve son olarak muhasebenin gerçekleĢme ve tahsis etme kavramları.

Finansal bilgi manipülasyonunun genel amacının ise, hisse senedi fiyatlarını artırmak, iĢletmenin kredibilitesini iyileĢtirmek, borçlanma maliyetlerini azaltmak ve yöneticilerin raporlanan dönem kârına bağlı olarak elde ettikleri primleri artırmak; bir diğer ifadeyle iĢletme ile ilgili risk hakkında piyasa katılımcılarındaki izlenimi ya da algıyı etkilemek olduğu görülmektedir.

Literatürde ortaya konan finansal bilgi manipülasyonu amaçlarına bir diğer ifadeyle motivasyonlarına daha detaylı bakmak gerekirse (Küçüksözen, 2004: 171); iĢlemenin hisse senedi fiyatını ve riskini etkilemek, borç verenler ve kredi veren diğer taraflar, yatırımcılar ve çalıĢanlarla iliĢkileri iyi tutmak, yönetici ücretlerini manipüle etmek, politika ve düzenlemelerden kaynaklanan riskleri bertaraf etmek, yatırımcıların iĢletme ile ilgili olarak algıladıkları riski azaltmak, iĢletmenin gelecekteki performansı hakkında piyasaya olumlu sinyal göndermek ve vergi avantajı sağlamak göze çarpmaktadır.

Yine amacı noktasında finansal bilgi manipülasyonu, servet transferinin iki temelini değiĢtirmeyi ele almaktadır: bunlar hisse baĢına kazanç ve borç/özkaynak oranıdır.

Hisse baĢına kazanç iki Ģekilde değiĢtirilebilir: Öncelikle belirli gelir ve giderlerin

(41)

30 eklenmesi ya da çıkarılması (net kârın değiĢtirilmesi); ikinci olarak, bir kalemin hisse baĢına kâr hesaplamada kullanılan kârdan önce ya da sonra sunulması. Borç/özkaynak oranının değiĢtirilmesi ise yapay olarak kârın ĢiĢirilmesi veya bazı kalemleri finansal durum tablosu dıĢı bırakarak gizleme yoluyla sağlanabilir (Stolowy ve Breton, 2003:

4).

Finansal bilgi manipülasyonunun amaçlarını ve bu amaçların kazanımlarını kategorize eden bir tabloya aĢağıda yer verilmiĢtir:

Tablo 1: Finansal Bilgi Manipülasyonu Amaçları Finansal Bilgi Manipülasyonu

Amaçları Kazanımlar

Hisse senedi fiyatını etkilemek Yüksek hisse senedi fiyatları DüĢük volatilite

Yüksek iĢletme değeri DüĢük özkaynak maliyeti Yüksek hisse senedi opsiyonu Borçlanma maliyetini etkilemek Kredi kalitesinin iyileĢtirilmesi

Yüksek borçlanma derecesi DüĢük borç maliyeti

Ücret ve primleri etkilemek Yüksek kâra dayalı primler Politik maliyetleri etkilemek AzaltılmıĢ düzenlemeler

Yüksek vergilerden kaçınma (Mulford ve Comiskey, 2002: 4)

Finansal bilgi manipülasyonunun sonuçlarına bakıldığında karĢımıza çıkan tablo Ģu Ģekilde özetlenebilir; finansal bilgi manipülasyonu kamuya duyurulduğunda, yatırımcılar iĢletme değerinin abartıldığını tahmin edecek, iĢletmeye olan ilgileri azalacağından sermaye maliyeti artmaya baĢlayacak, dolayısıyla iĢletmenin değeri düĢecek, finansal raporlama sistemine olan güven azalacağından, iĢletmenin kredi bulma yeteneği zayıflayacak ve yönetim itibar kaybedecektir. Ötesinde, finansal bilgi manipülasyonu iĢletme ile ilgili tarafları, ülke ekonomisini ve küresel entegre finansal sistemi etkileyecek, ekonomik kaynakların verimsiz kullanılmasına yol açacak ve bunun

Referanslar

Benzer Belgeler

7.Katılımcı: Özellikle iĢ konusunda tepki aldım ve alıyorum. Sanayi bölgelerinde teknikerlik, mühendislik gibi meslekleri öğrenmek vs. gittiğim özellikle Ostim, Ġvedik

Tablo 3.2‟de görülen Paralel Planlama Sürecine göre aile iĢletmelerinde iĢletme için planlama yaparken hedeflenenler, kabul görmüĢ stratejik planlamanın hedeflerinden çok

51 Geçmişten günümüze kadar yerli halk dilinde yazılan Maveraünnehir coğrafyasında bütün tarikatlar içerisinde ayrım yapılmaksızın okunan Pîr-i Türkistan

yormak yahut bir tür strese sebep vererek “lokmaların tesbihini duyamamak” gibi olumsuz hallerin önünü almak olsa gerektir. Nitekim yemek yenirken namaz için

olarak ekimi yapılan arpa ve buğday genellikle sonbaharda ekilir, kışın sulanır Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında hasat edilirdi. Tarım yapılacak bölgenin

Küçük yatırımcılar için 2016 yılında yayınlanan tebliğ ile aynı zamanda ABD’de olan kaldıraç oranları baz alınarak oluşturulabilecek kaldıraç oranı

Buna karşılık olarak şu söylenebilir: Milliyetçilik, diğer ulus- devletler gibi Türkiye‟nin de yönünü tayin eden bir düşünce biçimi, siyasal güzergah ve hatta

oluĢtuğunu gösterme yoluna gitmiĢtir. Bu görüĢün Friedrichs ve Effrat‟la uyuĢan tek yanı, sosyolojinin yine çok paradigmalı bir yapıda değerlendirilmiĢ