• Sonuç bulunamadı

Fiziksel Engelli Turistlerin Karşılaştıkları Fiziksel Ve Tutumsal Engellerin Tekrar Ziyaret Etme Niyetlerine Etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fiziksel Engelli Turistlerin Karşılaştıkları Fiziksel Ve Tutumsal Engellerin Tekrar Ziyaret Etme Niyetlerine Etkileri"

Copied!
133
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FİZİKSEL ENGELLİ TURİSTLERİN KARŞILAŞTIKLARI FİZİKSEL VE TUTUMSAL ENGELLERİN TEKRAR ZİYARET ETME NİYETLERİNE

ETKİLERİ

Zafer TÜRKMENDAĞ

YÜKSEKLİSANS TEZİ

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)

i

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 12 ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Zafer

Soyadı : TÜRKMENDAĞ

Bölümü : Turizm İşletmeciliği Eğitimi

İmza :

Teslim Tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Fiziksel Engelli Turistlerin Karşılaştıkları Fiziksel ve Tutumsal Engellerin Tekrar Ziyaret Etme Niyetlerine Etkileri

İngilizce Adı : The Effects of Accessibility and Attitudinal Barriers Encountered by Travelers Who Have Physical Disabilities on Their Revisit Intention

(3)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğumu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Zafer TÜRKMENDAĞ İmza:

(4)
(5)

iv

(6)

v

TEŞEKKÜR

Bu çalışmanın planlamasında sonuçlanmasına kadar geçen süreç boyunca değerli katkılarını hiçbir zaman esirgemeyen ve yüksek lisans öğrenciliğimin her aşamasında desteğini, bilgisini ve güvenini hiçbir zaman esirgemeyen, araştırmayı yönlendiren danışman hocam, Sayın Prof. Dr. Cevat TOSUN’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Yüksek lisans eğitimim boyunca bana kazandırdığı bilimsel katkılarından dolayı Sayın Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRK’e, Prof. Dr. Azize HASSAN’a, Sayın Prof. Dr. Muharrem TUNA’ya, Sayın Prof. Dr. Burhan ÇİL’e, Sayın Doç. Dr. Ahmet TAYFUN’a, Sayın Doç. Dr. Yasin BOYLU’ya, Sayın Doç. Dr. Serdar TARAKÇIOĞLU’na, Sayın Yrd. Doç. Dr. Evren GÜÇER’e ve tez konumun belirlenmesinde desteğini esirgemeyen Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRK’e, Doç. Dr. Ali YAYLI’ya, Yrd. Doç. Dr. Özlem ALTUNÖZ’e ve Arş. Gör. Tuba TÜRKMENDAĞ’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Anketlerin uygulanma sürecine destek olan Türkiye Sakatlar Derneği şube başkanlarına ve yüksek lisans eğitimim boyunca iş hayatımda desteklerini esirgemeyen Crown Plaza Ankara genel müdürü Sayın Sinan MISIRLI’ya, odalar bölümü direktörü Sayın Murat ARSLAN’a ve ön büro bölümünde beraber çalıştığım tüm eski iş arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca tez ve yüksek lisans eğitimim boyunca manevi desteklerini her zaman hissettiğim ve her zaman benimle aynı heyecanı taşıyan canım babam Ömer TÜRKMENDAĞ’a, canım annem Emine TÜRKMENDAĞ’a, canım kardeşim Çiğdem TÜRKMENDAĞ’a ve canım eşim Tuba TÜRKMENDAĞ’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Zafer TÜRKMENDAĞ Ankara, 2015

(7)

vi

FİZİKSEL ENGELLİ TURİSTLERİN KARŞILAŞTIKLARI FİZİKSEL

VE TUTUMSAL ENGELLERİN TEKRAR ZİYARET ETME

NİYETLERİNE ETKİLERİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Zafer TÜRKMENDAĞ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Mayıs 2015

ÖZ

Araştırmalar, engelli turistlerin seyahatleri sırasında birçok engel ile karşılaştıklarını göstermiş (Smith, 1987) ve engelli kişilerin oluşturduğu bu pazarın büyüklüğünün öneminden de bahsetmiştir (Murray ve Sproats, 1990). Engelli turistlerin karşılaştıkları engeller üzerine yapılan araştırmaların bir sonucu olarak turizm engelleri ile engelli kişilerin seyahat niyetleri veya turizm aktivitelerine katılımları arasında doğrudan ve negatif bir ilişkinin var olduğunu belirtilmiştir. Bunun yanında engelli turistlerin engellerle karşılaşılmasına rağmen turistik faaliyetlere katılımı sürecini detaylı inceleyen engellerin

üstesinden gelme teorisi, insanların engeller ile karşılaşmasında pasif kalmadıklarını aksine

bu engellere önlem alarak ilgilendiklerini ve alternatifleri değerlendirdiklerini fark etmiştir (Jackson, Duane ve Geoffrey, 1993). Planlı davranış teorisi, turistlerin eğlence etkinliklerine yönelik katılım niyetlerini öngörmede güvenilirdir (Kerner ve Kurrant, 2003). Bu tez çalışmasında davranışsal niyet ile bahsedilen kişinin turistik destinasyonda edindiği önceki tecrübesi ile tekrar ziyaret etme isteğidir. Baker ve Crompton (2000)’a göre memnun turist, destinasyonu tekrar ziyaret etmek ve keyifli deneyimlerini arkadaşları ve akrabalarıyla paylaşmak için daha çok isteklidir. Birçok araştırmacı engelli kişilerin seyahate katılımlarını ve etkileyen faktörleri incelemişlerdir fakat çok azı seyahat sonrası davranışları konusunda çalışmalarda bulunmuştur. Dolayısıyla engelli kişilerin turizmde müşteri değerlendirme süreci literatürde bir boşluk olarak görülmüştür. Nitekim engelli kişilerin seyahat tecrübelerinin fiziksel ve tutumsal engellerden nasıl etkilendiği bu çalışmada oluşturulan kuramsal model ile görgül olarak test edilmiştir. Çalışma, veri toplama tekniklerinden anket yönteminin kullanıldığı nicel bir araştırmadır. Araştırma kapsamında evren olarak Türkiye’de yaşayan fiziksel engelli kişiler seçilmiştir. Örneklem ise oransal olarak İstanbul, Ankara, Trabzon, İzmir, Samsun ve Erzurum illerinde yaşayan,

(8)

vii

18 yaşını geçmiş ve Türkiye’de en az bir kere seyahat etmiş olan fiziksel engellilerden seçilen 387 kişiden oluşmuştur. Saha çalışması öncesi pilot çalışma yapılarak ölçüm aracının güvenilirliğinden ve ifadelerin gerçekçi olduğundan emin olunmuştur. Toplanan bilgiler lisanslı IBM SPSS 20 programı kullanılarak frekans tabloları ve şekiller ile sunulmuş ve ANOVA ve MANOVA testleri ile hipotez testleri gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, fiziksel engelli kişilerin seyahatlerinde karşılaştıkları fiziksel (erişim ile ilgili) engellerin tekrar ziyaret niyetlerini üzerinde anlamlı etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında tutumsal engellerin ve işlev seviyesinin tekrar ziyaret niyeti için iyi bir öngörü olmadığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak karşılaşılan fiziksel engelin engelli kişilerin tekrar ziyaretleri ve başkalarına tavsiyelerini etkileyen önemli bir faktör ve erişilebilir turizmde önemli bir pazarlama engeli olduğu belirlenmiştir.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Erişilebilir Turizm, Fiziksel, Tutumsal, Engel, Tekrar Ziyaret Sayfa Adedi : 115

(9)

viii

THE EFFECTS OF ACCESSIBILITY AND ATTITUDINAL

BARRIERS ENCOUNTERED BY TRAVELERS WHO HAVE

PHYSICAL DISABILITIES ON THEIR REVISIT INTENTION

(Master of Science Thesis)

Zafer TURKMENDAG

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

May 2015

ABSTRACT

Studies have demonstrated that disabled tourists encounter many barriers while they travel (Smith, 1987) and the potential of the market consisted of these persons (Murray and Sproats, 1990). As a consequence of researches conducted on the barriers encountered by disabled tourist, it is stated that there is a direct and negative relationship between leisure barriers and participation intention of persons with disabilities or their current participation. Besides one theory examined in detail the participation process of disabled tourist even they encounter barriers, the theory of negotiation of barriers, distinguished that they didn’t remain passive on the contrary they take care of barriers with making provisions and evaluate alternatives (Jackson, Duane and Geoffrey, 1993). The theory of planned behavior is reliable to predict the intention to participate in leisure activities (Kerner and Kurrant, 2003). In this study what it try to explain with intention to participate is the revisit intention to touristic destination in which a person had experience before. According to Baker and Crompton (2000) satisfied tourist is in pleasure to revisit the destination and share his/her experiences with friends and relatives. Even though several studies examined disabled travelers participation to leisure and factors that are likely to effect it, very few made researches about post-purchase behavior. Hence customer evaluation process in tourism for disabled persons has been a gap in literature. As a matter of fact we have developed a theoretical model to empirically examine how accessible and

(10)

ix

attitudinal barriers effects on travel experience of disabled persons. This study used a quantitative method with primary data which collected by a questionnaire form developed. First the proposed measurement scales were pretested and after making sure that proposed measures of each construct were valid and reliable, a survey of 387 physically disabled persons who reside in Turkey and has over 18 years was conducted. Licensed IBM SPSS version 20 software used to illustrate the collected data with frequency tables and graphics and to test the hypothesis over (factorial) ANOVA and MANOVA. Results of the study confirmed that disabled travelers who wants to revisit a destination are effected by accessible barriers encountered in the previous visits. Besides it has been found that attitudinal barriers and functioning level are not a good predictive of revisit intention. As a result it has been found that physical barrier encountered is an important factor effecting revisit intention of persons with physical disabilities and an important marketing barrier in the context of accessible tourism.

Science Code :

Keywords : Accessible Tourism, Accessibility, Attitudinal, Barrier, Revisit Number of Pages : 115

(11)

x

İÇİNDEKİLER

ÖZ ... vi

ABSTRACT ... viii

TABLOLAR LİSTESİ ... xiv

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xvii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xviii

BÖLÜM I GİRİŞ ... 1 1.1.Araştırma Problemi ... 2 1.2.Araştırmanın Amacı ... 4 1.3.Araştırmanın Hipotezleri ... 5 1.4.Araştırmanın Önemi ... 6 1.5.Sayıltılar ... 6 1.6.Sınırlılıklar ... 7 1.7.Tanımlar ... 7 BÖLÜM II KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 9

2.1.Engelliliği Kavramsallaştırmak ... 9

2.1.1.Engelliliğin Tanımı ... 9

(12)

xi

2.1.3.Engelliliğin Sınıflandırılması ... 13

2.1.4.Evrensel Tasarım ve Ziyaret Edilebilirlik ... 16

2.1.5.Engellilerin Hakları, Ulusal ve Yerel Kanunlar ... 17

2.1.6.Sosyal Sürdürülebilirlik Bağlamında Engelliler ... 18

2.2.Turizmde Engelli İstatistikleri ... 21

2.2.1.Türkiye’deki Engelli Nüfusu ve İstatistikleri ... 21

2.2.2.Dünyada Engelli Nüfusu ve İstatistikleri ... 26

2.3.Erişilebilir Turizm ... 29

2.3.1.Erişilebilir Turizm Kavramı ... 29

2.3.2.Turizm Sistemi ve Engelli Turistler ... 29

2.3.3.Boş Zaman Faaliyetlerine Katılımda Karşılaşılan Engeller ... 31

2.3.4.Engelli Turistlerin Seyahat Şekilleri ... 32

2.3.5.Erişilebilir Turizm Pazarı ... 35

2.3.6.Erişilebilir Turistik Destinasyon Geliştirilmesi ... 36

2.4.Erişilebilir Turizmde Satın Alma Kararı ve Tekrar Ziyaret Niyeti ... 38

2.4.1.Tüketici Olarak Engelli Turistler ... 38

2.4.2.Satın Alma Sonrası Davranışlar ve Tekrar Ziyaret Etme Niyeti ... 40

2.5.Erişilebilir Turizm Üzerine Yapılan Çalışmalar ... 43

2.5.1.Fiziksel ve Tutumsal Engeller Modeli ... 45

BÖLÜM III YÖNTEM ... 47

3.1.Araştırmanın Modeli ... 47

3.2.Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ... 48

3.3.Verilerin Toplama Teknikleri ... 51

(13)

xii

3.5.Ölçme Araçları ... 55

3.5.1.Ölçüm Güvenirliği ... 55

3.5.2.Ölçüm Yorumlarının ve Kullanımlarının Geçerliği ... 56

3.6.Parametreler ... 57

3.7.Verilerin Analizi ... 58

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUM ... 61

4.1.Araştırmaya Katılanların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular ... 61

4.2.Fiziksel Engelli Turistlerin Engel Özelliklerine İlişkin Bulgular ... 63

4.3.Seyahat Şekillerine ve Harcamaya İlişkin Bulgular ... 66

4.4.Fiziksel Engelli Turistlerin Seyahatlerinde Karşılaştıkları Fiziksel ve Tutumsal Engellere İlişkin Bulgular ... 73

4.4.1.Karşılaşılan Fiziksel Engellere İlişkin Bulgular ... 76

4.4.2.Karşılaşılan Tutumsal Engellere İlişkin Bulgular ... 78

4.5.Tekrar Ziyaret Etme Niyeti Değişkenine İlişkin Bulgular ... 80

4.6.Kuramsal Modelin ve Hipotezlerin Testi ... 80

4.7.Amerika Birleşik Devletleri, Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye’de Karşılaşılan Fiziksel ve Tutumsal Engeller Karşılaştırması ... 84

BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER ... 87 5.1.Sonuç ... 87 5.2.Tartışma ... 88 5.3.Öneriler ... 91 5.3.1.Yönetimsel Öneriler ... 91 5.3.2.Kuramsal Öneriler ... 92

(14)

xiii

KAYNAKÇA ... 94

ÖZGEÇMİŞ ... 106

EKLER ... 107

EK-1. İkamet Edilen Şehirler ... 108

EK-2. Seyahat Edilen Şehirler ... 109

EK-3. Değişkenler Arası Korelasyon Matrisi ... 111

(15)

xiv

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Engelli Modelleri ... 11

Tablo 2. Engelli Kişilerin Sahip Olduğu Boyutlar ... 15

Tablo 3. Türkiye’de Engellilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı ... 23

Tablo 4. Fiziksel Çevre ve Ulaşım İmkanlarının Düzenlenmesi Sorusuna Verilen Cevabın Özür Türüne Göre Dağılımı ... 23

Tablo 5. Ortopedik Engelli Bireylerin Fiziksel Çevre Düzenlemelerinin Özür Türüne Uygunluğu ... 24

Tablo 6. Günlük Aktivitelerin Yerine Getiriliş Şekli ... 25

Tablo 7. EUROSTAT Faaliyetlerde Zorluk Çekmelerine ve Bazı Engelli Türlerine Göre İstatistikler ... 28

Tablo 8. Dünyada Yapılan Erişilebilir Turizm Talep Araştırmaları ... 35

Tablo 9. Engellilerin ve Fiziksel Engellilerin Bölgesel Olarak Dağılımı ... 50

Tablo 10. Araştırmanın Örneklemi ... 50

Tablo 11. Anket Uygulanan Yerler ve Kullanım Oranları ... 54

Tablo 12. Ölçeklerin Cronbach’s Alpha Değerleri ... 56

Tablo 13. Karşılaşılan Engeller için Yeniden Oluşturulan Değişkenler ... 59

Tablo 14. Açık Uçlu Soruların Gruplandırılması ... 60

Tablo 15. Katılımcıların Demografik Özelliklerine İlişkin Frekans ve Yüzde Tablosu ... 62

Tablo 16. Türkiye’de Fiziksel Engelli Turistlerin Engel Türlerine Göre Frekans ve Yüzdeleri ... 64

(16)

xv

Tablo 17. Katılımcıların Seyahatlerinde Kullandıkları Yardımcı Cihazların Frekans ve

Yüzde Dağılımları ... 65

Tablo 18. Katılımcıların İşlev Seviyelerine İlişkin Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 65

Tablo 19. Yürümekte Zorluk Çekenlere ve Çekmeyenlere Göre İşlev Seviyelerine İlişkin Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 66

Tablo 20. Katılımcıların Seyahat Etme Amacına İlişkin Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 68

Tablo 21. Katılımcıların Seyahati Düzenleme Şekillerine Göre Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 69

Tablo 22. Katılımcıların Günlük İşlev Seviyelerine Göre Seyahat Düzenleme Şekillerine Ait Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 69

Tablo 23. Katılımcılara Seyahatte Eşlik Eden Kişilere Ait Frekans ve Yüzde Dağılımları 70 Tablo 24. Katılımcılara Seyahatlerinde Eşlik Eden Sayılarına Göre Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 70

Tablo 25. Katılımcıların Son Bir Yıl İçerisinde Gerçekleştirdikleri Seyahat Sayılarına İlişkin Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 71

Tablo 26. Fiziksel Engelli Kişilerin Seyahat Etme Amacına göre Harcama Şekilleri ... 72

Tablo 27. Seyahat Şehirlerinde Karşılaşılan Fiziksel ve Tutumsal Engellerin Sektör Bazında Ortalamaları ... 74

Tablo 28. Sektör Bazında Karşılaşılan Fiziksel ve Tutumsal Engel Ortalamaları ... 75

Tablo 29. Fiziksel Engelli Turistlerin Karşılaştıkları Fiziksel Engel Değişkenleri ... 76

Tablo 30. Fiziksel Engelli Turistlerin Karşılaştıkları Tutumsal Engel Değişkenleri ... 78

Tablo 31. Tekrar Ziyaret Niyeti Sorularına Ait Ortalamalar ... 80

Tablo 32. Fiziksel Engeller için Faktöryel ANOVA Testi Sonuçları ... 81

Tablo 33. Tutumsal Engeller için Faktöryel ANOVA Testi Sonuçları ... 83

Tablo 34. İşlev Seviyesine Göre Tekrar Ziyaret Niyeti İçin Brown-Forsythe ve Welch Testleri Sonuçları ... 84

(17)

xvi

Tablo 35. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Türkiye’de Karşılaşılan Fiziksel ve

Tutumsal Engellerin Oranları ... 85 Tablo 36. Kuramsal Hipotezlerin Özeti ve Testlerin Sonuçları ... 89

(18)

xvii

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1 ICF Sınıflandırması ... 14

Şekil 2. Türkiye’de Engellilik Türleri ... 22

Şekil 3. Kendi Başına Toplu Taşıma Aracı Kullanabilme ... 25

Şekil 4. Ülkelere Göre Engelli Kişi Sayısı Dağılımı ... 26

Şekil 5. Turizm Sistemi ve Erişilebilirlik ... 30

Şekil 6. Engelli Kişilerin ve Engelli Olmayan Kişilerin Geceleme Karşılaştırması ... 33

Şekil 7. Satın Alma Sonrası Tüketici Davranışı ... 40

Şekil 8. Planlı Davranış Teorisi ... 42

Şekil 9. FiTEM modeline göre turizmin dört alt sektöründe karşılaşılan fiziksel engeller ve tutumsal engeller ... 46

Şekil 10. Araştırmanın Modeli ... 48

Şekil 11. Katılımcıların Türkiye’de Yaşadıkları Yerlere Göre Dağılımları ... 61

Şekil 12. Seyahat Edilen Şehirlerin Frekans ve Yüzdeleri ... 67

Şekil 13. En Çok Seyahat Edilen Şehirler ve Seyahat Rotaları Haritası ... 68

Şekil 14. Fiziksel Engelli Kişilerin Harcama Seviyeleri ... 72

Şekil 15. Sektörlere Göre Karşılaşılan Engeller Ortalamaları ... 75

Şekil 16. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Türkiye’de Karşılaşılan Fiziksel ve Tutumsal Engeller Karşılaştırması ... 86

(19)

xviii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

ABD Amerika Birleşik Devletleri

CRPD Birleşmiş Milletler Engellilerin İnsan Haklarına Dair Sözleşme

DEV Dünya Engelliler Vakfı

DİE Devlet İstatistik Enstitüsü

ENAT Herkes İçin Erişilebilir Bilgi Ağı FiTEM Fiziksel ve Tutumsal Engeller Modeli

ICF Uluslararası İşlev, Engelli ve Sağlık Sınıflandırması

ICIDH Uluslararası Noksanlık, Engellilik ve Maluliyet Sınıflandırması ÖZİDA Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı

SHÇEK Sosyal Hizmetler ve Çocuk TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

TDK Türki Dil Kurumu

TSE Türk Standartları Enstitüsü

TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu

UK United Kingdom

UNWTO Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü

(20)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)’ne göre turizm, dünyadaki birçok yer ve destinasyonda sosyo-ekonomik gelişmeyi sağlayan değişik endüstrilerin bir araya geldiği merkezi bir ekonomidir. Turizm, ulaşımın, seyahat ve tur acentelerinin, otel sektörünün, bilgi teknolojilerinin ve turistik destinasyondaki yerel halkın bir araya gelmesi ile oluşur. Turizmin bu denli önemli olmasının yanında UNWTO genel sekreteri Taleb Rifai’ye göre erişilebilirliğin mevcut turizm arzına uygulanması sonucu bütün turizm faaliyetlerini, ürün ve hizmetlerini bütünleştirilmesi gereklidir. Ayrıca erişilebilirliğin turizmde bir hak ve etik unsur olmasının yanında çok önemli bir iş fırsatı olduğunu da belirtmiştir. (UNWTO, 2013). Herkes hayatının bir dönemini bir kaza, yaralanma sonucu veya aileleri veya arkadaşları aracılığı ile veya seyahat sırasında tanışma ile erişim gereksinimine haiz olmuşlardır. İnsanların, seyahat ve turizm endüstrisinde ve destinasyon yönetiminde erişim gereksinimlerinin çözümü herkese erişimi destekleyen evrensel düzenlemelerin uygulanması ile mümkündür. Dünya nüfusunun yaklaşık % 30’unun erişim gereksinimlerinin karşılanmasına ihtiyacı vardır (Dickson, 2007). Bundan dolayı erişilebilir turizmin günümüzde bir sorumluluk olmasının yanında bir fırsat olması dolayısıyla tüm turizm sektörü bütün paydaşları ile erişilebilirlik için güçlü etkiler bırakacak birçok eylem içerisinde olmalıdır (UNWTO, 2013).

Murray ve Sproats (1990) fiziksel engellerin bir tesise erişimi zorlaştırdığını bulmuştur. Araştırmacılar genel olarak konaklama, çekicilikler ve seyahat (ulaşım) alanlarında fiziksel olarak erişilemez tesislerin ve hizmetlerin var olduğundan bahsetmişlerdir. Ayrıca fiziksel engelli kişilere karşı diğer müşterilerin olumsuz tepkileri ve personelin olumsuz tutumlarını da tutumsal engeller olarak belirtmişlerdir (Takeda ve Card, 2002). Engellilik belirli zaman aralıklarında toplumlar arası değişen ve kültürel konuları içeren bir sosyal yapıdır. Değişik zamanlarda ve değişik yerlerde baskın dünya görüşü sosyal yapı içerisinde

(21)

2

engelli kavramını etkilemektedir. Dolayısıyla turizm alanında engelli insanların olanaklarının iyileştirilmesi için bu amaçlar ve kavramsal yaklaşımları anlamak çok önemlidir (Buhalis ve Darcy, 2011).

1.1. Araştırma Problemi

Araştırmalar, engelli turistlerin seyahatleri sırasında birçok engel ile karşılaştıklarını göstermiş (Smith, 1987) ve engelli kişilerin oluşturduğu bu pazarın büyüklüğünün öneminden de bahsetmiştir (Murray ve Sproats, 1990). Karşılaşılan engeller fiziksel engelli kişilerin seyahat olanaklarını kısıtlamaktadır. Bunun için engellerin ortadan kalktığı bir ortamda bu kişiler aldıkları hizmetten daha çok memnun olacak ve bu hizmetleri yeniden tecrübe etmek isteyeceklerdir (Israeli, 2002). Card, Cole ve Humphrey (2006) fiziksel engelli kişilerin karşılaştıkları engellere yönelik yapılan araştırmaların bu engellerin ortadan kaldırılmasının önemi hakkında seyahat sektörüne bilgi vereceğini ve engellerin seyahat eden kişiler üzerindeki etkilerini göstereceğini belirterek engelli bir turistin turistik bir yapıyı nasıl değerlendirdiği konusunda kısıtlı çalışmanın var olduğundan bahsetmişlerdir. Dolayısıyla gelecek araştırmalar engelli müşteri değerlendirme sürecini irdelemelidir (Israeli, 2002). Engelli turistlerin karşılaştıkları engeller üzerinde yapılan araştırmaların bir sonucu olarak turizm engelleri ile engelli kişilerin seyahat niyetleri veya turizm aktivitelerine katılımları arasında doğrudan ve negatif bir ilişkinin var olduğunu belirtilmiştir. Fakat engelli turistlerin engellerle karşılaşılmasına rağmen turistik faaliyetlere katılımı sürecini detaylı inceleyen engellerin üstesinden gelme teorisi insanların engeller ile karşılaşmasında pasif kalmadıklarını aksine bu engellere önlem alarak ilgilendiklerini ve alternatifleri değerlendirdiklerini belirtmektedir (Jackson, Duane ve Geoffrey, 1993). Diğer yandan araştırmacılar engelli kişilerin turizm katılımı ile seyahat kısıtlamaları arasında negatif ilişki olmasını şüpheli bulmuşlardır. Seyahat kararını etkileyen dış engellerin de var olabileceği ve bu tartışmanın öğrenilmiş çaresizlik kuramı ile açıklanabileceğini belirtmişlerdir. Öğrenilmiş çaresizliğe göre kişiler, çevre kontrolünde kendi engelleri sebebiyle yaptıkları başarısız girişimleri, olumsuz sonuçları görmek için kaçınılmaz olarak gelenlerin olabileceğini ve gelecekte bu girişimleri terk edebileceklerini belirtirler (APGEM, 2012).

Birçok yazar sosyal biliş teorisinin potansiyelleri ve özellikle boş zaman faaliyet sınırlılıklarının üstesinden gelmede öz yeterlilik yapısı hakkında tartışmışlardır (Hubbard ve Mannell, 2001). Boş zaman sınırlılıkları boş zaman aktivitelerine katılımı

(22)

3

etkilemektedir. Son zamanlarda boş zaman aktivitelerine katılımda sınırlılıkların üstesinden gelme fikri önemli bir araştırma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Sınırlılıkların üstesinden gelme konusu kişilerin sınırlılıkları aşmak ve boş zaman aktivitelerine katılabilmek için birçok yöntem kullandıklarını belirtmektedir. Sınırlılıkların katılımı önleyen engeller olmadığı çok açık bir şekilde ifade edilmeye başlanmıştır; aksine karşılaşılan sınırlar üstesinden gelinebilmektedir veya müzakere edilebilmektedir (White, 2008; Crawford ve Godbey, 1987; Jackson, Duane ve Geoffrey, 1993; Kay ve Jackson, 1991).

Yapılan araştırmalar incelendiğinde araştırmacıların fiziksel ve tutumsal engellerin belirlenmesine (Arola, Cooper ve Cooper, 2011; Avis, Card ve Cole, 2005; Bi, Card ve Cole, 2007; Australia For All, 2014; Buhalis, 2000; Dünya Engelliler Vakfı, 2015; Eichhorn ve Buhalis, 2011; Burnett ve Paul, 1996; Daruwalla ve Darcy, 2005; Darcy, 2002; Bizjak, Knezevic ve Cvetreznik, 2011; Cameron, Darcy ve Foggin, 2003; Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı[DİE], 2004; Pearn, 2011; Poria, Reichel ve Brandt, 2011; Var, Yeşiltaş, Yaylı ve Öztürk, 2011; Wan, 2013) ve erişilebilir turizmin arz talep durumunun belirlenmesine (Murray ve Sproats, 1990; Daruwalla ve Darcy, 2005; TÜRSAB, 2008; APGEM, 2012; Buhalis, Eichhorn, Michopoulou ve Miller, 2005; Burnett ve Bender-Baker, 2001; Neumann ve Reuber, 2004) yoğunlaşması dolayısıyla belirli bir yeri ziyaret ederek tecrübe edinen engelli turistlerin tüketim sonrası davranışlarının nasıl etkilendiği literatürde bir boşluk olarak kalmıştır. Fiziksel engelli kişilerin turistik bir destinasyonu ziyaretlerinde karşılaştıkları engellerin bu kişilerin turistik memnuniyetlerini olumsuz etkilediği bilinmektedir. Bunun yanında karşılaşılan bu engeller aynı yeri yeniden ziyaret niyetinden vazgeçirmekte midir? Diğer açıdan bakıldığında bütün turistik destinasyonların az veya çok mutlaka bir engele sahip olduğu varsayıldığında fiziksel engelli turist için bu bir ölçüt olarak varsa fiziksel engelli turistlerin bir yeri tekrar ziyaretlerinde fiziksel ve tutumsal engeller etkili midir?

Bu bağlamda yapılacak olan bu araştırmada aşağıda yer alan problemlere cevap aranmaya çalışılmıştır.

Türkiye’de yaşayan fiziksel engelli turistlerin demografik özellikleri ve seyahat şekilleri nelerdir?

Fiziksel engelli turistlerin turistik destinasyonda karşılaştıkları fiziksel engeller tekrar ziyaret etme niyetlerini nasıl etkiler?

(23)

4

Fiziksel engelli turistlerin turistik destinasyonda karşılaştıkları tutumsal engeller tekrar ziyaret etme niyetlerini nasıl etkiler?

Hangi sektörlerde karşılaşılan engeller tekrar ziyaret etme niyetini ne derece etkilemektedir?

Türkiye’de seyahat eden fiziksel engelli turistler turizmin dört sektörlerinden hangisinde daha fazla engel ile karşılaşmaktadır?

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu çalışma sayesinde Türkiye’de ikamet eden engelli kişilerin turistik seyahat şekilleri ve demografik özellikleri hakkında bilgi sağlanacaktır. Turizm alanında engelliler için kısıtlı çalışmalar bulunmakta ve mevcut çalışmaların ise çoğunlukla yapıların erişilebilirliği üzerine olduğu görülmüştür. Turizm endüstrisi fiziksel engelli turistlere ulaşmak istiyor ise seyahatleri sırasında karşılaştıkları engelleri bilmek zorundadır (Card vd., 2006). Dolayısıyla fiziksel engelli turistlerin karşılaştıkları engeller ve erişilebilirlik algıları büyük önem arz etmektedir. Bu alanda gereksinimlerin sektör bazında ortaya çıkarılması ve engelli turistlerin seyahat davranışları üzerindeki etkilerinin bilinmesi yeni projelerin ortaya çıkmasında öncül olacak ve turistik destinasyonların çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik bağlamında yeniden yapılandırılması sağlanabilecektir. Bunun yanında araştırma çıktıları olarak şu verilere ve bilgilere ulaşılması hedeflenmektedir:

1. Yurtiçinde seyahat eden fiziksel engelli kişilerin demografik özelliklerinin ve gelirlerinin belirlenmesi,

2. Fiziksel engelli turistlerin ne kadar sıklıkla seyahat ettikleri, seyahatlerinde ne kadar harcama yaptıklarının ve kimlerle (bireysel, grupça vs.) seyahat ettiklerinin belirlenmesi, 3. Türkiye’de turizmin dört alt sektöründe karşılaşılan fiziksel ve tutumsal engellerin belirlenmesi,

4. Türkiye’de fiziksel engellilerin en çok seyahat ettikleri turistik şehirlere yönelik fiziksel ve tutumsal engellerin belirlenmesi,

5. Turizmin alt sektörlerinde karşılaşılan fiziksel ve tutumsal engellerin fiziksel engelli turistlerin tekrar ziyaret niyetlerini etkisinin belirlenmesi,

6. Fiziksel engellilerin tekrar ziyaret niyetlerinin işlev seviyesine göre farklılık gösterip göstermediğinin belirlenmesi,

(24)

5

7. FiTEM ölçeği sayesinde Amerika Birleşik Devletleri (Avis vd., 2005) ve Çin Halk Cumhuriyeti’nde (Bi vd., 2007) karşılaşılan fiziksel ve tutumsal engellere dair bulgular ile bu araştırmanın Türkiye’de elde ettiği bulguların görsel olarak mukayesesi.

Bu çıktılar ile gerekli verilerin elde edilmesi sonrası bilimsel değişkenler belirlenerek teorik çıktı olarak; bu araştırmanın amacı engelli turistlerin karşılaştıkları fiziksel ve tutumsal engellerin turistik bir destinasyonu tekrar ziyaret etme niyetleri üzerinde etkisinin olup olmadığını ortaya koymaktır.

1.3. Araştırmanın Hipotezleri

Bu çalışmanın amacına uygun oluşturulan 3 hipotez şöyledir:

H1. Fiziksel engelli turistlerin turizmin dört alt sektöründe karşılaştıkları fiziksel engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

H1/a. Fiziksel engelli turistlerin ulaşım sektöründe karşılaştıkları fiziksel engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

H1/b. Fiziksel engelli turistlerin konaklama sektöründe karşılaştıkları fiziksel engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

H1/c. Fiziksel engelli turistlerin yiyecek-içecek sektöründe karşılaştıkları fiziksel engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

H1/d. Fiziksel engelli turistlerin doğal ve tarihi turistik çekiciliklerde karşılaştıkları fiziksel engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

H2. Fiziksel engelli turistlerin turizmin dört alt sektöründe karşılaştıkları tutumsal engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

H2/a. Fiziksel engelli turistlerin ulaşım sektöründe karşılaştıkları tutumsal engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

H2/b. Fiziksel engelli turistlerin konaklama sektöründe karşılaştıkları tutumsal engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

H2/c. Fiziksel engelli turistlerin yiyecek-içecek sektöründe karşılaştıkları tutumsal engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

H2/d. Fiziksel engelli turistlerin doğal ve tarihi turistik çekiciliklerde karşılaştıkları tutumsal engeller, tekrar ziyaret niyetlerini etkilemektedir.

(25)

6

H3. Fiziksel engelli turistlerin tekrar ziyaret niyetleri arasında işlev seviyeleri bakımından anlamlı bir farklılık vardır.

1.4. Araştırmanın Önemi

Turizme paralel olarak erişilebilir turizme verilen önem de teknolojinin ve refahın da artmasıyla giderek büyümektedir. Bu nedenle turistik destinasyonlarda farklı engel boyutlarının belirlenmesine ve engelli turistlerin destinasyon bağlılıklarının incelenmesi önem arz etmektedir. Bu bağlamda Türkiye’de turistik destinasyonlarda engellilerin karşılaştıkları engellerin belirlenmesi ve çözüm önerileri getirilmesi sorunsuz seyahat eden engelli turist sayısını artıracak ve bir yandan da engelli bireylerin gelişimini, özgüvenini, bağımsız hareketini artırarak engelliler için sosyal sürdürülebilirliklerinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Erişilebilir turizmin küresel pazar büyüklüğü de göz önüne alındığında, fiziksel engelli turistlerin turizmin alt sektörlerinde ne derece engeller ile karşılaştıkları ve bu engellerin engelli turistlerin seyahat ettikleri yerlere olan bağlılıklarını ne derecede etkilediğinin belirlenmesi turistik destinasyonlar için engelli turist sadakati oluşturabilme açısından önem arz etmektedir. Bazı turistik şehirlerimizin erişilebilirlik seviyelerinin belirlenerek yapılarının erişim yeterlilikleri ve turizm personelinin tutumlarının belirlenmesi engelli turistler için yapılacak planlamalar için öncül veriler sağlayacaktır. Literatürde yapılan araştırmalara göre engelli turizminde müşteri değerlendirme sürecine ve satın alma sonrası davranışlarına yönelik yeterince araştırma yapılmadığı gözlenmiştir. Dolayısıyla bu araştırma hem akademik hem de kamuya önemli turistik bilgiler sunmaktadır. Ayrıca çalışmanın mevcut literatür açığını gidereceği ve sonraki araştırmalara ışık tutacağı düşünülmektedir. Araştırmanın sonuçları engelliler için turistik planlamalarda daha verimli ve etkin politikaların üretilmesine olanak sağlayacağı düşünülmektedir. Bu unsurlar tezin önemini ortaya koymaktadır.

1.5. Sayıltılar

Çalışmada örneklemi oluşturan engelli turistlerin en az bir turistik yeri en az bir gün konaklayarak ziyaret ettikleri varsayılmıştır. Bu veriler yine aynı engelli turistlerin anket çalışmasında verecekleri cevaplara güvenilerek belirlenecektir.

Örneklemi Türkiye Sakatlar Derneğine bağlı İstanbul, Ankara, İzmir, Trabzon, Samsun, Erzurum şubelerine üye fiziksel engelli kişiler oluşturmaktadır.

(26)

7 1.6. Sınırlılıklar

Engelli kişilerin toplum içinde çok sosyal olmamaları nedeniyle ulaşılması zor olması, genel olarak eğitim seviyesinin düşük olması, gelirlerini açıklamak istememeleri, politikalar üzerine genel bir güvensizlik ve hem kendilerinin sosyal faaliyetlere katılımlarda isteksizlik hem de sosyal dışlanmaları bu araştırma için de dezavantajlar oluşturmuştur. Yapılan görüşmelerde de engelli kişilerin anket doldurmadaki isteksizlikleri ve hatta engelliler üzerine yapılan araştırmalara olan umutsuz bakış açılarının da araştırmaya katılımda isteksizlik oluşturduğu bildirilmiştir. Görüşülen 64 tane şubeden 6 tanesinin katılmak istemesi, gönderilen 680 anketin 463 tanesinin geri dönmesi ve bunların 387 tanesinin kullanılabilir olması bu durumu açıkça göstermektedir. Sonuç itibarı ile araştırmacı büyük çabalar sonucu uygunsuz işaretlenen 75 anketi eledikten sonra 387 ile sosyal bilimlerde kabul edilebilir örneklem sayısına ulaşabilmiştir. Bu da göstermektedir ki Türkiye’de engelli kişiler üzerine yapılacak olan araştırmalar yüksek maliyetli ve güvene dayalı olmalıdır. Ayrıca devlet nezdinde engellilere yönelik eğitim faaliyetlerinin ve sosyalleşme gerekliliğinin önemini ortaya koymaktadır.

Araştırmanın örnekleminin Türkiye’deki tüm şehirleri kapsamamasıdır. Özellikle demografik özellikler, seyahat şekilleri ve fiziksel özelliklerin belirlenmesinde frekans tabloları için tüm şehirlerde yapılacak olan daha geniş kapsamlı bir araştırma daha farklı sonuçlar verebilir.

Araştırmanın eğitim seviyesinin yüksek olması diğer bir sınırlılığıdır. Türkiye’de yaşayan engellilerin eğitim seviyesinin çok düşük olması araştırma için önemli bir engel oluşturmuştur. Dolayısıyla okuma yazma bilmeyenlerin de dahil edilerek daha geniş bir araştırma yapılması farklı sonuçlar verebilir.

1.7. Tanımlar

Engel: Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap (Türk Dil Kurumu[TDK], 2014)

Erişim: Belli iki yer arasında gidip gelebilme, ulaşım, muvasala (TDK, 2014)

Fiziksel Engel: Genel olarak doğaya, maddeye, nesnelere ilişkin olan, fiziki (TDK, 2014) engel

(27)

8

Tutumsal Engel: Bireylerin insanlar, olaylar ve cansız varlıklar karşısında takındığı davranış biçimi (TDK, 2014) ile ilgili engeller

İşlev Seviyesi: Bir kimsenin gördüğü iş, iş görme yetisi, görev, fonksiyon (TDK, 2014) seviyesi

Seyahat Kısıtlamaları: Kişilerin seyahat etmesine veya seyahate katılımına engel oluşturan etkenler (Fleischer ve Pizam, 2002)

Fiziksel Engelli: Kişiyi günlük işlevlerini yerine getirmede fiziksel olarak sınırlayan vücutsal noksanlıklar (Furnham ve Pendred, 1983; Avis vd., 2005; Ozturk, Yayli ve Yesiltas, 2008)

(28)

9

BÖLÜM II

2.

KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Engelliliği Kavramsallaştırmak

Engellilik konusunda birçok yazar tarafından oluşturulan modeller, değerler dizisi ve kavramsallaştırma çabaları söz konusudur. Oliver (1990)’a göre Dünya Sağlık Örgütü’nün engelli tanımları bireysel ve sağlık yaklaşımlarını oluşturmaktadır. Çünkü bu tanımlar kişinin sahip olması gereken fiziksel ve zihinsel seviyelerinde kayıp üzerine yoğunlaşmışlardır.

2.1.1. Engelliliğin Tanımı

Literatürde engelliliği tanımlamada karşılaşılan zorluk konunun çok boyutlu ve karışık olmasıdır. Engellilik hakkında birçok tanım engelli kişilerin geliştirdikleri tanımlar ışığında profesyoneller veya akademisyenler tarafından oluşturulmuştur (Oliver ve Barnes, 1998). Birleşik Krallık Engelli ayrımcılık yasası engelli bir kişiyi “günlük işlerini yerine getirmede önemli ve uzun süreli olumsuz etkisi olan fiziksel veya zihinsel özürlü” olarak tanımlamıştır (Var vd., 2011). Engel kavramı içine ortopedik engel, görme engeli, işitme engeli, konuşma engeli ve zihinsel engel türlerinin yanında bazı hastalıklar da dahildir (Tengilimoğlu ve Özdemir, 2013).

Ülkemizde 07.07.2005 tarihinde yayınlanan 25868 sayılı Resmi Gazete’de, 5378 sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”da engelli kelimesi şu şekilde açıklanmıştır:

“Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerinin çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişidir.”

(29)

10

Ayrıca 16 Aralık 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” engelliyi, doğuştan veya sonradan bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi sebebiyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım veya rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi olarak tanımlamaktadır.

Bunun yanında 27.5.1983 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 2828 numaralı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Kanunu tanımlamasına göre engelli, “doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle normal yaşamın gereklerine uyamama durumunda olup; korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan kişi olarak tanımlanmaktadır”. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığının (ÖZİDA) Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) ile yaptığı istatistik araştırmalarında kullanılan tanıma göre engelli: “Doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yetilerini çeşitli derecelerde kaybetmiş, normal yaşamın gereklerine uyamayan kişilerdir” (DİE, 2004). Dünya dillerinde de engelliliği karşılayan başka kavramlar vardır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün yaptığı tanımlar ise 3 terim üzerinde yoğunlaşmıştır. Örgütün yaptığı tanımlar ise özellikle sağlık noksanlığı ve hastalık sonuçlarını içeren tanımlamaları içermektedir. Açıkça bu tanımlar şöyledir:

- Noksanlık (Impairment) : Sağlık açısından psikolojik, anatomik veya fiziksel işlevlerdeki bozuklukları veya aksaklıkları belirtir,

- Engellilik (Disability): Sağlığında bir aksaklık sonucu ortaya çıkan ve normal işlevlerini yerine getirebilen bir kişiye herhangi bir işi yapabilme yetisinin kaybedilmesi ve kısıtlanmasını belirtir,

- Maluliyet (Handicap): Sağlığında bir noksanlık sonucu kişinin demografik özellikleri, sosyo-kültürel statüsüne göre normal olabilecek faaliyetleri yerine getirme yeteneğini sınırlandıran dezavantajlı olduğu durumu belirtir.

Burada adı geçen noksanlık için vücuttaki bir aksaklığı, faaliyet sınırlılığı için bir eylem veya görevi yerine getirmek isteyen kişinin karşılaştığı zorlukları ve katılım engelleri için ise yaşam şartlarına dahil olmada yaşanan problemleri dile getirilmek istenmektedir. Bu

(30)

11

çalışmada kullanılan engelliler terimi için ayrıca noksanlık, faaliyet sınırlılığı ve katılım engellerini kapsayan şemsiye görevi görmektedir. (World Health Organization[WHO], 2015).

2.1.2. Engelli Modelleri

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımları engelliliğe bireysel yaklaşım (sağlık modeli) göstermektedir bunun sebebi ise engelli kişilerin bedenlerindeki fonksiyonel noksanlarına odaklanmasıdır. Bu yaklaşım 1970’lerden itibaren engelliliğe sosyal bir konu olarak bakılmaya başlamasından itibaren değişim göstermiştir. Pfieffer (2001) sosyal bir yaklaşımla engelli çalışma alanını “… engelli olma tecrübesini ve engelli kişilerin hayatlarını araştıran…” olarak tanımlamıştır (Pfieffer’den aktaran Darcy ve Buhalis, 2011). Bununla birlikte engellilik konusunda uzun yıllardan beri Tablo 1’de gösterilen çeşitli modeller ortaya koyulmuştur.

Tablo 1. Engelli Modelleri

Kaynak: (Buhalis ve Darcy, 2011, s. 23)

Tüm tanımlar ve yaklaşımlar incelendiğinde genel olarak engelli literatürü iki ana model üzerinde durmaktadır: Sağlık modeli ve Sosyal model (Buhalis ve Darcy, 2011).

Kaynak Modeller Temel Açıklama

Hahn (1986)

Medikal Ekonomik Azınlık

-İşlevsel kayıp olarak engellilik -Sosyo-ekonomik sorun olarak engellilik

-Baskılanmış azınlık olarak engellilik

Oliver (1990, 1996) Bireysel Sosyal

-İşlevsel kayıp olarak engellilik -Çevrenin erişilemez hale getirilmesi ile oluşan ürün olarak engellilik

Bickenbach (1993)

Biyomedikal Ekonomik Azınlık

-İşlevsel kayıp olarak engellilik -Sosyo-ekonomik sorun olarak engellilik

-Baskılanmış azınlık olarak engellilik

Priestley (1998)

Kişisel materyalist Kişisel idealist Sosyal materyalist Sosyal idealist

-İşlevsel kayıp olarak engellilik -Kusur olarak engellilik

-Çevrenin erişilemez hale getirilmesi ile oluşan ürün olarak engellilik -Kültürel temsilleri olarak engellilik

(31)

12

2.1.2.1. Sağlık Modeli

Sağlık modeli gibi diğer birçok model engelliliği bireysel olarak görmektedir; dolayısıyla toplumdaki diğer kişilerin davranışlarını değiştirmeleri yerine kişinin kendisi engelliliği ortadan kaldırmalıdır. Sağlık modelinin odaklandığı nokta engelliliğin veya sakatlığın önüne geçme yönünde tıbbi ihtiyaçlara yönelmektir. Bu model engelli kişilerin toplumda karşılaştıkları engelleri ve erişim gereksinimlerini göz ardı ederek kişinin diğer kişilerden ayrı sağlık sorunlarına yönelmektedir (Neath, 1997). Sağlık modeline göre sosyal dışlanmanın önüne geçebilmek için kişi topluma daha iyi ayak uydurabilmeli yani kendisini değiştirmelidir (Cuddeford, Glen ve Buhman, 2010). Uluslararası Hastalık Sınıflandırması 9 uncu basımı sağlık modelinin kişilerin engellilik ve hastalıklara kişisel olarak bakışlarını nasıl etkilediğini göstermektedir. Bu basımda her bölüm bedenin her bir parçası için ayrılmış ve engelliliğin veya hastalıkların her bir parçayı nasıl etkileyebileceği en ayrıntısı ile yazılmıştır (WHO, 2011).

2.1.2.2. Sosyal Model

Engelli çalışanları uzun zaman fiziksel veya zihinsel engelli olmanın kişinin sadece bir özelliği olmadığı aksine sosyal çevrede oluşan şartlar, aktiviteler ve ilişkiler birikimi olarak tartışmışlardır. Bu bazen, engellilerin sosyal bir yapı veya daha noktasal olarak sosyal baskının entelektüel şekli olarak nitelendirebileceğimiz sosyal veya sosyo-politik bakış açısı olarak adlandırılır (Darcy ve Buhalis, 2011). Engelliliğe sosyal yaklaşımlar kişisel idealist, sosyal model ve kültürel temsilleri olarak özetlenebilir. Kişisel idealist ve engelliliğin kültürel temsilleri birçok akademik çalışmanın en çok ilgilendiği bölümdür ve toplum algılarını açıkça etkilemektedir, davranışlar ve öncelikler, burada medikal ve sosyal modeller arasındaki tansiyon daha çok irdelenmiştir. Eğitim, iş dünyası, yerleşme ve ulaşımdaki kısıtlamalar sağlık şartlarının ürünleri olmasının aksine ihmalden doğan sosyal tutumlar ve kapasitelerinin ve ihtiyaçlarının basmakalıp resimleridir. Engellilik konusundaki sosyal teoriler ve politik etkinlik birbiriyle ilişkilidir. Eğer tekerlekli sandalyeli bir kişi şehrindeki postaneye gidemiyorsa sebebi rampa veya asansörün olmamasıdır dolayısıyla sosyo-politik bir analiz problemin binanın yapısında tespit edecektir engellinin bacaklarında değil (Hahn, 1986).

(32)

13 2.1.3. Engelliliğin Sınıflandırılması

Dünya sağlık örgütü verilerine göre dünya nüfusunun %15’i değişik şekillerde engellidir ve bu rakam gün geçtikçe ve yaşlı sayısının artmasıyla birlikte artmaktadır. Engellilik çok boyutlu bir yapıya sahip olup her bir boyutu diğerlerinden anlamlı bir biçimde farklı kendi erişim gereksinimleri vardır (Darcy ve Dickson, 2009). Birçok engelli istatistiği tarafından tanınan bu boyutlar yürüme, duyma, görme, bilişsel, zihinsel, duygusal ve uzun zamanlı sağlık şartlarıdır (Yau, McKercher ve Packer, 2004).

Avrupa’da olduğu gibi Amerika’da ve Avustralya’da bu değişimin geçerliliği kabul edilmiştir ve insan hakları kanunlarıyla, yasalar yapılarak ve engellilerin hakları çalışmaları ile bu bölgeler için daha fazla erişilebilir altyapı oluşumu ile daha ön düşünceli bir yaklaşım sergilemektedirler. Fakat çoğu için engellilik tek boyutlu bir yapı olarak kalmıştır. Bu alandaki eski araştırmaların çoğu erişimin boyutları arasında çok az bir farklılık bulmuştur (Burnett ve Bender-Baker, 2001; Murray ve Sproats, 1990).

En yaygın olarak kullanılan ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın 2002 yılında yaptığı Türkiye Özürlüler Araştırması engelliliği altı alt başlıkta incelemiştir (Özürlüler İdaresi Başkanlığı[ÖİB], 2002): ortopedik engelli, görme engelli, işitme engelli, dil ve konuşma engelli, zihinsel özürlüler ve süreğen hastalıklardır.

Bunun yanında Birleşmiş Milletler Engellilerin İnsan Haklarına Dair Sözleşme (ICIDH) ile farklı bir sınıflandırmaya girilmiştir. Bu sınıflandırmaya göre engellilik 3 alt başlıkta ele alınmaktadır:

- Kişinin fiziksel yapısındaki işlevsel noksanlık,

- Kişinin fiziksel etkinlikleri gerçekleştirmedeki kısıtlanma, - Kişinin sosyal çevreye olan adaptasyonu.

Bu noktada Dünya Sağlık Örgütü’nün 1990’dan sonra sağlık ve sosyal modeller arasındaki boşluğu doldurmak amacıyla sınıflandırma sistemini gözden geçirmiştir. Şekil 1 Uluslararası İşlev, Engelli ve Sağlık Sınıflandırması’na (ICF) göre sağlık alanlarının ve sağlıkla ilgili alanlara yaklaşımın gözden geçirilmiş halini göstermektedir.

(33)

14

Şekil 1 ICF Sınıflandırması (WHO, 2002, s. 9)

Buna ilaveten bahsedilen yaklaşım, halen sağlık koşulları, rahatsızlıklar ve hastalıklar gibi sağlık kavramları üzerine kurulu sistemi benimseyen engelli kuramcılarına karşı bir görüş oluşturmaktadır (Darcy ve Buhalis, 2011). Hareket noksanlıkları, erişim, esneklik, beceri, gezi gibi birçok fiziksel hareket kısıtlamalarını açıklamaktadır. Bu durumda hareketlilik eylem koordinasyonu için fiziksel kapasite veya fiziksel faaliyetleri yerine getirme ciddi anlamda sınırlı, bozulmuş veya gecikmiş olabilir. Dolayısıyla hareket noksanlı kişiler şu alanların bir veya birkaçında zorluk çekiyor olabilir: Fiziksel ve hareket görevleri, bağımsız hareket edebilme, temel yaşam ihtiyaçlarını yerine getirme. Duyusal ve iletişim noksanlıkları görme, duyma ve konuşma sınırlılıklarını kapsamaktadır. Bu kişiler kısıtlı veya tamamen yoksun bir şekilde duyusal algılamalara sahiptir. Zihinsel/düşünsel noksanlıklar çoklu etiyolojiyi kapsayan ve sonuç olarak davranışsal bozuklukları ortaya çıkaran hayat boyu hastalıkları içermektedir. Bu noksanlıklar genel olarak kişinin sinir sistemi kapasitesi sınırlı veya tamamen bozulmuş ise veya kavramsal görevleri yerine getirme kapasitesi ya da problem çözme yetisi ciddi anlamda sınırlı veya bozulmuş ise ortaya çıkar. Tablo 2 engelli kişilerin sahip olduğu bu boyutları özetlemektedir (Darcy ve Buhalis, 2011).

Sağlık Durumu (Rahatsızlık/Hastalık)

Beden İşlevi ve Yapısı

(Noksanlık) (Sınırlılık) Faaliyetler (Kısıtlama) Katılım

(34)

15 Tablo 2. Engelli Kişilerin Sahip Olduğu Boyutlar

Noksanlık Tipi Açıklama Zorluk çekilen alanlar

Hareketlilik

Bacakları, duyuları, boyun, kol veya eli etkileyen çeşitli fiziksel hareketlilik kısıtlılıkları

-fiziksel ve hareket görevleri -bağımsız hareketlilik

-temel yaşam işlevlerini yerine getirme

Duyusal

Görme kapasitesi sınırlı veya yok

Tamamen kör veya duyamıyor

-iyi görmeyi gerektiren görevlerde performans düşüklüğü

-yazılı iletişimde zorluk

-görsel olarak sunulan bilgiyi anlamada zorluklar

-iyi duymayı gerektiren görevlerde performans düşüklüğü

-sözlü iletişimde zorluklar

-sesli olarak sunulan bilgileri anlamada zorluklar İletişim Açıklayıcı veya kavrayışlı dili kullanmada sınırlılık, bozukluk veya gecikmişlik

-dile getirme gibi genel konuşma kabiliyeti

-sesli, yazılı veya sembollü dili iletmede, anlamada veya kullanmada problemler

Düşünsel/Zihinsel

Rahatsız davranışlarla sonuçlanan yaşam boyu çoklu etiyolojileri(neden bilimi) içeren hastalıklar

-öğrenmede zayıflık

-düzensiz öğrenme şekilleri -uyum davranışlarında zorluklar -soyut konuları anlamada zorluklar -zihinsel işlevlerde sınırlı kontrol -duyusal, hareket ve konuşma kabiliyetlerinde problemler -kısıtlı temel hayat fonksiyonları

Gizli Değişik hastalıklar

-kalp problemleri

-kan bancı veya dolaşımı problemleri -soluma problemleri

-mide, karaciğer ve böbrek problemleri -diyabet problemleri

-merkezi sinir sistemi (epilepsi) problemleri

(35)

16

2.1.4. Evrensel Tasarım ve Ziyaret Edilebilirlik

Erişilebilir turizm, evrensel tasarlanmış turistik ürün, servis ve ortamların, hareket, görme, duyma ve bilişsel engellilere bağımsız, eşit ve saygınlıkla iletilmesini sağlamaktadır. Bu tanıma bebek arabası ile gezenler, maluller ve yaşça büyük insanlar da dahildir (Darcy ve Dickson, 2009, s. 34). Herkes için erişilebilir turizmin arkasındaki fikir Avrupa seviyesinde geliştirilen “Herkes için Tasarım” felsefesine dayanmaktadır. Herkes için tasarım, tüm insanların topluluk içinde eşit koşullarda hayata katılımları için çevrenin, ürünlerin ve hizmetlerin yeniden tasarlanması yaklaşımıdır. Engelliler için tasarım konusunda bilgi altyapısına ihtiyaç vardır. 2005’de yürürlüğe giren Özürlüler Kanunu ile yapılı çevrenin engelli kullanıcıları da dahil ederek planlanıp tasarlanması gerekliliği kanun ile zorunlu hale gelmişken, herkes için tasarlanmış çevreleri yaratacak bilgi altyapısına sahip teknik eleman azlığı önemli bir eksikliktir (Mishchenko, 2013). Evrensel tasarım, fiziki çevreyi planlayan ve inşa eden tüm tasarımcıların farkında olması gereken bir alandır. Ayrımcılığa karşı durmanın, hakça ve eşitlikçi bir anlayışın mekana ve ürüne yansıması demek olan bu yaklaşımı ülkemizde de yaymak ve bu konuda olabildiğince hızlı davranmak gerekmektedir. Evrensel Tasarım ile alınacak önlemler sayesinde ve düşük giderler ile şehirler daha rahat ve insana özgü; yapılar engellilere açık, kaza ihtimallerinin en düşük seviyelerde olabilir (İmamoğlu, 2013).

Evrensel tasarım kavramına, 2007 yılında üye ülkelerin imzasına açılan Yetmezlikleri Olan Kişilerin Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin tanımlara ayrılan ikinci maddesinde ve “Genel Yükümlülükler” başlıklı dördüncü maddesinde de yer verilmiştir. Söz konusu madde, sözleşmeye taraf devletlere şu yükümlülükleri getirmektedir: “Sözleşmenin ikinci maddesinde tanımlandığı üzere, ürün ve hizmetlerin, donanım ve tesislerin yetmezlikleri olan bir kişinin gereksinimlerini karşılamak için olabilecek en asgari düzeyde adaptasyon ve maliyet gerektirecek şekilde evrensel tasarımı konusunda araştırma ve geliştirmeyi teşvik etmek, bunların teminini ve kullanımını kolaylaştırmak, standartların ve kılavuzların geliştirilmesinde evrensel tasarımı teşvik etmek” (Aközer, 2013, s. 25)

Bunun yanında ziyaret edilebilirlik, mevcut ve yeni yapılan konutlara 3 temel erişim özelliğini bütünleştiren sürdürülebilir ve içsel tasarım yaklaşımıdır. Temel olarak ziyaret edilebilir meskenler, hareketlilik sınırlılıkları olan kişilerin konaklama ve erişim olanaklarını bir derece arttırmakta fakat ileri düzeyde engelli olan kişiler için gerekli olan tüm tasarım beklentilerini karşılamamaktadır (Metropolitan Area Planning Council, 2014).

(36)

17

Yeni yapılmış evler de eski yapılmış olanlar gibi engelli kişiler için birçok erişim engelleri içermektedir. Bunlar her girişte basamaklar, dar iç kapılar ve banyo kapısının evin en dar kapısı yapılması olarak belirtilebilir. Dolayısıyla bu problemlerin çözümü ışığında ilk defa 1987’de geliştirilen yaklaşım ziyaret edilebilir bir mesken için şu 3 anahtar düzenlemeyi teşvik etmektedir:

 Kaldırım veya araba yoluyla bağlantısı olan erişilebilir bir güzergâhın en az bir tane sıfır-basamak girişi olması,

 En az 81 cm genişliğinde girişi olan iç kapılar,

 Giriş katında en az bir tane yarım banyo (Visitability, 2014).

Ziyaret edilebilirlik genel anlamda evrensel tasarıma yakındır fakat konuya daha çok sosyal reform niyetiyle odaklanmıştır.

Bununla birlikte evrensel tasarım ilkelerinin erişilebilir turizmde uygulanması bugüne kadar hep kavramsal olarak kalmış veya özellikli olarak konaklama sektöründe uygulanmıştır. Fakat konunun temeli hizmet endüstrisine fazlasıyla uyarlanabilir olduğu görülmektedir. Evrensel tasarım eşit erişimi sağlayan şu yedi prensip üzerine kuruludur:

- Prensip 1: Eşit kullanım,

- Prensip 2: Kullanımda esneklik,

- Prensip 3: Basit ve içgüdüsel kullanım, - Prensip 4: Anlaşılır bilgi,

- Prensip 5: Hata için hoşgörü, - Prensip 6: Düşük fiziksel gayret,

- Prensip 7: Yaklaşım ve kullanım için boyut ve boşluk (Darcy ve Buhalis, 2011).

2.1.5. Engellilerin Hakları, Ulusal ve Yerel Kanunlar

Erişebilirlik, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)’nün sürdürülebilir turizm gelişimi üzerine yaptığı çalışmalar arasında önemli bir yere sahiptir. UNWTO Turizmde Küresel Etik Yönetmeliği’nin (sürdürülebilir, sorumlu ve erişilebilir turizmin tanıtımı için 2001 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan kılavuz) 7. maddesi turizmin herkes tarafından icra edilmesi gerekliliğini vurgulanmıştır (UNWTO, 2013). Ülkemizde Engellilerin haklarının korunabilmesi ve ayrımcılığı azaltılması için birçok Ulusal ve Yerel seviyede yasa mevcuttur fakat birçok yönden yetersiz oldukları da genel bir görüştür. Engelliler için yapılan yasal düzenlemeler engellilerin daha rahat hareket

(37)

18

edebilmeleri, etkinliklere katılabilmeleri ve sosyal dışlanmanın önüne geçebilmek için öncül niteliğinde olmaktadır.

2005'te çıkarılan 5378 sayılı yasanın, 7 yılda “resmi binaların, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel altyapı alanlarıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapıların” engellilere uygun hale getirilmesini öngörmektedir. Ayrıca 1997 yılında İmar Yasası'nda engellilerle ilgili düzenleme yapılmıştır. Geçen sürede yasaların bu hükümlerine uyulduğunu gösteren bir gelişme görülememektedir (Dünya Engelliler Vakfı, 2015).Diğer yandan ülkemizde engelli ayrımcılığına karşı yapılan önleyici yasalar da mevcuttur. 5378 numaralı Özürlüler Kanunu’nun 4. Maddesi:

“Devlet, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı temelinde, özürlülerin ve özürlülüğün her türlü istismarına karşı sosyal politikalar geliştirir. Özürlüler aleyhine ayrımcılık yapılamaz, ayrımcılıkla mücadele özürlülere yönelik politikaların temel esasıdır” şeklinde hüküm koyulmuştur.

2.1.6. Sosyal Sürdürülebilirlik Bağlamında Engelliler

Sosyal sürdürülebilirlik, mevcut ve gelecek nesillerin yaşamlarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi olarak tanımlanabilmektedir (Chiu, 2003, s. 245). Bunun yanında sosyal sürdürülebilirlik temel insan ihtiyaçlarının tatmini, insanların sürekli çoğalması ve kültürlerin devam ettirilmesi şeklinde de yorumlanmıştır (Littig ve Griessler, 2005). Tanımlar sosyal sürdürülebilirliğin karmaşık yapısını kısmen gösterebilmekte ve konu temel ihtiyaç, iyi yaşam, kültür ve çoğalma gibi konuların ilerisinde çok fazla genişleyebilmektedir. Bunun yanında sürdürülebilir turizm kalkınması ise dikkat çekici bir şekilde katkısı olan ve gelecek nesillerin kendi ihtiyaç ve arzularını tatmin edebilecekleri şekilde gelişme ilkelerini de koruma altına alan tüm turizm kalkınmaları şeklinde tanımlanabilir (Tosun, 1998). Sürdürülebilir kalkınma konusunda genel kabul görmüş olan ana boyutlar ekonomik, çevresel ve sosyal boyutlar olup tüm bu boyutlar birbirleriyle bir şekilde ilişkilidir.

Sosyal sürdürülebilirliğe yönelik iki temel bakış açısı mevcuttur. Birincisi çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik sürdürülebilirlik ve sosyal sürdürülebilirlik üçlüsünde değerlendirilmektedir. Bu üçlü, sürdürülebilirlik için en yaygın olarak kabul edilen modeldir. Bu bakış açısında sosyal sürdürülebilirlik kavramına dahil edilen konular

(38)

19

şunlardır: sosyal eşitlik, yaşanabilirlik, sağlık eşitliği, toplumsal gelişme, sosyal sermaye, sosyal destek, insan hakları, işçi hakları, sosyal sorumluluk, sosyal adalet, kültürel yeterlilik, toplum direnci ve insan uyumu. İkincisi ve yakın zamanda ortaya çıkan diğer bakış açısı ise sürdürülebilirliğin çevresel, ekonomik, politik ve kültürel sürdürülebilirliği de içeren bütün bilgi alanlarının sosyal konuları içerdiğini önermektedir. Bu bilgi alanlarının tümü toplum ve doğa arasındaki ilişki üzerine kuruludur. Dolayısıyla sosyal sürdürülebilirlik tüm insan aktivitelerini kapsamakta iken ekonomik, çevresel ve sosyal kesişime odaklanmış değildir (Magee vd., 2013).

McKenzie (2004) ise sosyal sürdürülebilirliği “toplumların hayat kalitesini yükselten bir durum ve bu durumu başarabilmek için topluluklardaki süreçler” şeklinde tanımlamıştır. Ayrıca sosyal sürdürülebilirliğin güçlü bir sosyal bağlılık ile altı çizilen bir durum ve temel hizmetlere eşit erişim olduğunu da bildirmiştir. Bu nedenle sosyal sürdürebilirliğin erişilebilirlik, uluslararası eşitlik ve kültürlerin devamından mı ibaret olduğu irdelenmiştir (McKenzie, 2004, s. 15). Chiu (2003) da aynı şekilde sosyal sürdürülebilirliğin, birçok çevresel veya ekonomik kararın toplulukların değişim toleranslarını aşmadığı sosyal kuralları ve koşulları kapsadığını belirtmiştir. Ayrıca sosyal sürdürülebilirliğe yönelik 3 bakış açısı mevcut olduğunu söylemiştir: Gelişim odaklı bakış açısına göre sosyal ilişkiler, gelenekler, yapılar ve değerler korunduğu zaman gelişim sosyal sürdürülebilir olabilmektedir. Bu bakış açısı sosyal kabul edilebilirliği temel alan bir yaklaşımdır. Çevre odaklı yaklaşıma göre kaynak dağılımı ve nesiller arası eşitlik konusunda çevresel sürdürülebilir faaliyetleri desteklemek için ihtiyaç duyulan sosyal durumlar, kurallar ve özelliklerden bahsedilebilirse gelişme sürdürülebilirdir. Son olarak sosyal sürdürülebilirliğin insan odaklı yaklaşımı sosyal kutuplaşma ve dışlanmayı engellerken sosyal bağlılığın seviyesini korumayı temel alır (Chiu, 2003, s. 66-67).

Sosyal sürdürülebilirlik ile ilgili göze çarpan özellikler ve boyutlar şu şekilde ifade edilmektedir (McKenzie, 2004):

 Temel hizmetlere erişimde eşitlik (sağlık, eğitim, ulaşım, konut, rekreasyon…),  Nesiller arası eşitlik (gelecek nesillerin şu anki neslin faaliyetlerinden dolayı zarar

görmemesi),

 Benzeşmeyen kültürlerin değerli olduğu ve korunduğu pozitif yaklaşım ve bunun yanında kültürel bütünleşmenin kişiler ve gruplar arzu ettiğinde desteklendiği ve yaygınlaştırıldığı kültürel ilişkiler sistemi,

(39)

20

 Vatandaşların sadece seçim sırasında değil özellikle yerel seviyede diğer siyasi faaliyetlerde geniş siyasi katılımı,

 Sosyal sürdürülebilirliğin bir nesilden diğer nesillere aktarılabildiği bir sistem ve bu sisteminin korunması için toplum sorumluluğunun varlığı,

 Toplumun güçlü yanlarını ve ihtiyaçlarını müşterek olarak belirleme,

 Toplumun kendi ihtiyaçlarını kendi faaliyeti ile gidermesi için çözümler üretme,  Toplumsal eylem ile giderilemeyen ihtiyaçların karşılanabilmesi için siyasi

müdafaa yöntemleri varlığı.

Yetmezlikleri Olan Kişilerin Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi metnine giren sürdürülebilir kalkınma kavramı yetmezlikleri olan kişilerin haklarının dünya gündemindeki önemine de değinmektedir. Evrensel tasarım veya diğer bir ifade ile kapsayıcı tasarımın, sürdürülebilir tasarım şemsiyesi altında tanımlanmasına olanak veren sosyal sürdürülebilirlik teriminin bazı Avrupa ülkelerinde, Avustralya’da, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Japonya’da genel kabul gördüğü görülmektedir. Kasım 2009’da Boston’da düzenlenen “Sosyal Olarak Sürdürülebilir Tasarım Sempozyumu” için İnsan Merkezli Tasarım Enstitüsü yöneticisi Valerie Fletcher’ın hazırladığı sunumda, “her şeyin, her birimiz için insan merkezli tasarımı” olarak tanımladığı evrensel tasarımın sosyal sürdürülebilirlikle ilişkisini vurgulamaktadır. Ayrıca sosyal sürdürülebilirliğin çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlikle birlikte sürdürülebilirliğin başlıca üç bileşeninden biri olduğunu belirtmiştir. Diğer yandan çevresel sürdürülebilirlik alanında insan sağlığı ve esenliği konusunun önem kazanmasıyla sosyal sürdürülebilirlik veya evrensel tasarım ile çevresel sürdürülebilirlik arasındaki yakınlaşmaya da dikkat çekilmektedir (Aközer, 2013, s. 25-26).

Sosyal turizmin herkes için eşit erişim konusunda faydalarının yanında ek olarak şunları da söyleyebiliriz (European Economic and Social Committee, 2006):

 Turizm alanında sosyal sürdürülebilirliğin gelişmesi, insanların eşit imkan ve özgür hareketlilik ilkelerini benimseyerek kaynakların erişilebilir ve herkes tarafından kullanılabilir olmasına imkan vermektedir.

 Turizm sektöründe rekabetin artmasını ve Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin, büyümenin ve yeni sermayelerin meydana gelmesini sağlamaktadır. Bu konuda erişilebilir turizm sektörde rekabetin başlıca öğelerinden birisi olarak tanımlamıştır çünkü pazar payını arttırmakla beraber talebi değişik sezonlara yayabilmektedir.

(40)

21

 Erişilebilir turizm daha çok ve daha iyi iş olanakları meydana getirmektedir. Erişilebilir turizmin pazar payını arttırması ve talebi mevsimsel olmaktan çıkarması turizm sektöründe iş olanaklarını arttırarak işsizliği düşürmektedir.

 Vatandaşlık bilincini güçlendirir ve sosyal dışlanmayla mücadele eder. Turizm hareketliliğinin artması sosyal farkındalığı arttırdığı gibi farklılıkları anlamlandırarak genel bir bakış açısını desteklemektedir. Dolayısıyla erişilebilir turizm engelli kişilere daha fazla hareketlilik, yararlanma ve seyahat hizmetlerine erişim sağlayarak eşitsizlikleri ortadan kaldırır.

 Bölgesel ve yerel ekonomileri geliştirir. Herkes için turizmin başarı ile uygulandığı turistik destinasyonların gelişimlerini destekleyerek destinasyonun ayrımsız ve kısıtsız olduğu imajı geliştirilebilir. Böylece imaj sayesinde ve erişilebilir turizmin ekonomik katkısıyla bölgeler ve yerel ekonomiler için fırsatlar sunmaktadır.

 Sağlıklı bir yaşlanmaya katkıda bulunmaktadır. Eğlence ve seyahat programları etkin yaşlanmayı güçlendirmektedir.

Engellilik toplum tarafından üretilen bir kavramdır. Birçok araştırmacı engellilik değerler dizisini incelemiş, bu konudaki düşüncelerin yeniden yapılanması gerektiği konusuna vurgu yapmak istemiştir (Devine, 1997). Bu yapılanmanın birçok alanda olması gerektiği gibi turizmde de önlemlerin alınması önem arz etmektedir. Bu bağlamda turizm hizmetlerinden de yararlanmak isteyen engelli kişilere yönelik toplumsal tutumlar da turizme katılımda büyük bir engel olarak düşünülebilir.

2.2. Turizmde Engelli İstatistikleri

2.2.1. Türkiye’deki Engelli Nüfusu ve İstatistikleri

Ülkemizde yapılan çalışmalar ve araştırmalar genellikle sağlık sorunları, engelli boyutlarının yaygınlığı ve kamu hizmetlerinin kullanılabilirliği gibi ana konuların yanında yaşam kalitesi, fırsat ve iyileştirme ihtiyaçları üzerine de veri edinilmeye çalışılmıştır. Türkiye’de genel nüfus içerisindeki özürlülerin oranını ve niteliklerini belirlemeye yönelik Türkiye İstatistik Kurumu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün birlikte yapmış olduğu geniş kapsamlı iki araştırma bulunmaktadır: 2002 Türkiye Özürlüler Araştırması ve 2010 Özürlülerin Sorun ve Beklentileri Araştırması. 2002 yılında Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Devlet İstatistik Enstitüsü’nün yaptığı araştırma ile “Türkiye Engelliler Araştırması” ülkemizdeki engelli profili araştırılmıştır. Buna göre engelli nüfusunun toplam nüfus

Şekil

Tablo 3. Türkiye’de Engellilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı  Okur-Yazar
Tablo 5. Ortopedik Engelli Bireylerin Fiziksel Çevre Düzenlemelerinin Özür Türüne  Uygunluğu
Şekil 3. Kendi Başına Toplu Taşıma Aracı Kullanabilme (TÜİK, 2010, s. 31)
Tablo 7. EUROSTAT Faaliyetlerde Zorluk Çekmelerine ve Bazı Engelli Türlerine Göre  İstatistikler  Temel  Faaliyetlerde  Zorluk Çekiyor  Temel  Faaliyetlerde
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

ölü gömme geleneğine göre ebedi hayatta kullanılmak üzere kurgana konulan eşya niteliği taşımamaktadır. İnşaatta kullanılan bu aletlerin karmaşık bir ölü

“İç Mekânlar İçin Geleneksel Form ve Desenlerle Tasarlanmış Aydınlatma Elemanları” başlıklı bu araştırmada amacımız, Türk kültüründe geleneksel form ve

The main characters are Charles Darnay, a French aristocrate who has moved to England and later becomes a victim of the revolution despite his innocence; Sydney Carton, a British

Bu görsel araştırmanın temel amacı, iklim değişikliğinin estetiğini, özellikle de küresel ısınmayla karşılaşılan donuk manzaraları keşfetmek ve

Histopatolojik olarak vaskülitsiz septal pannikülitin örneği olan eritema nodosum, enfeksiyon, sarkoidozis, romatolojik hastalıklar, enflamatuar bağırsak hastalıkları,

sebepleri arasında ani dekanülasyon ve trakeostomi kanülünün tıkanması öncelikli sebepler olarak sayılabilir. Tüm sorumlular, dekanülasyon veya kanül tıkanması gibi

Tiromental uzunluk 6 cm'den kısa olan zor entübasyon olgularında minor komplikasyonların anlamlı derece daha sık görüldüğü tespit edilirken (p<0.05), operasyon

1- Hastan›n bedeninde at›klar›n terk etti¤i böl- gelerin çevresine temas ederek at›klar hastan›n bedenini terk etti¤i anda çevresinde hiçbir tarafa s›zd›rmadan