• Sonuç bulunamadı

İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE ÜÇ EFSANEVİ SANATÇI: WITKIEWICZ, SCHULZ, GOMBROWICZ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE ÜÇ EFSANEVİ SANATÇI: WITKIEWICZ, SCHULZ, GOMBROWICZ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE ÜÇ EFSANEVİ SANATÇI: WITKIEWICZ, SCHULZ, GOMBROWICZ

(2)

Stanislaw lgnacy Witkiewicz (Witkacy), Bruno Schulz, Witold Gombrowicz olmasaydı 20.yüzyıl Polonya Edebiyatı çok farklı olurdu, kuşkusuz. Neden bu üç ismi birlikte anıyoruz?

'Doyumsuzluk'un, 'Ferdydurke' nin ya da'Tarçıncı Dükkanları'nın birbiri ile ne ilgisi var?

Witkacy, Schulz ve Gombrowicz hiç kuşkusuz, iki savaş arası

dönemdeki yazarların içinde en 'nevi şahsına münhasır' olanlar.

Aslında, Polonya'da daha fazla ortak yönleri olan yazarlar için, örneğin romantizmin en büyük yazarları Mickiewicz, Slowacki ve Krasinski için ortak yönleri belki bu kadar konu edilmemiştir.

Ama iş, 20.yüzyılın meşhur üçlüsüne gelince değişiyor.

(3)

• Bu üç ismi birlikte anmak, herkese onları bireysel olarak ele almaktan daha doğal geliyor. Oysa

romantiklerden örnek verdiğimiz için yine onlarla

devam edecek olursak- Mickiewicz, Słowacki, seçtikleri konular, motifler, stiller, artistik araçlar bakımından

birbirlerine çok benzediklerinden dolayı, herhangi birisinin eseri ile Polonya edebiyatının romantik

dönemini anlayabilmek olasıyken, Witkacy' yı, Schulz'u ya da Gombrowicz'i okuyarak, 20.yüzyıI Polonya

edebiyatı hakkında tam olarak karara varmak zordur.

(4)

• Ayrıca bu üç isim önemli edebiyat tarihçilerinin metinlerinde iki savaş arası dönemin en büyük edebi efsaneleri olarak anılırlar.. Witkacy Schulz hakkında yazmıştır. Ama Schulz, Witkacy

hakkında yazmaktan çok Witkacy'ya yazmıştı.

Schulz'un Witkacy'ya yazdığı mektuplar ne yazık ki 1939 da Varşova'da yandı. Schulz, Gombrowicz hakkında da yazdı. Tabii Gombrowicz de Schulz hakkında.Kısacası birbirleriyle ilgililiydiler.

(5)

• Schulz. 'Ferdydurke' hakkında çok geniş bir yorum yaptı. Gombrowicz, Schulz'un eserleri üzerine bu kadar ayrıntılı yazmadı. Hatta

denilebilir ki, Schulz' a karşı bir az uzak

durmayıvyeğledi. Satır aralarında, Schulz'un

kendisiyle, ya da yaşam biçimi ile arasına mesafe koymadan yazdığını belirtti. Aslınk Gombrowicz, Schulz'u yazar kişilikleri hakkında bir polemiğe çekmek istemiş ama başarılı olamamıştı.

(6)

• Sözün özü, bu efsanevi yazarların birbirlerinden çok büyük bir hayranlıkla söz ettiklerini ama aynı

zamanda da birbirlerine mesafeli yaklaştıklarını tüm bunlardan sonra anlamak zor değil. Kısacası karşılıklı benzerlikleri arttıkça, edebi bağlamda birbirilerinden uzak kalmayı yeğlediler.

• Ama bu efsanelerin birbirileri ile olan dostluk ilişkileri yazdıklarından çok daha renkli ve canlı biçimde

gelişti. Özellikle Gombrowicz ve Schulz, yaşamlarının bir dönemlerinde çok yakındılar.

(7)

• Üç efsanevi adamın ailesel ve insanlar arası ilişkileri şaşırtıcı pek çok koşutluk içerir.

Üçünün de çocuğu olmadı. Yaşamları boyunca başkalarıyla bir türlü uyuşmadılar, ama hep bir kişinin varlığına çılgınca gereksinim duydular.

Witkacy’nın ve Schulz’un kişiliklerinin

analizinde çıkış yolu babalarıyken,Gombrowicz için anahtar kişi annesidir.

(8)

Kaynaklar

• Gombrowicz, Witold. Günlük 1953-1958. I.Cilt.

Çev: Neşe Taluy Yüce. İstanbul: YKY, 2015.

• Gombrowicz, Witold. Bakakai. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 1999.

Referanslar

Benzer Belgeler

• İki savaş arası dönemde yer alan diğer bir önemli şair grubu Avangard gruptur.. Bu grubu da Krakov Avangardı ve İkinci Avangardlar olarak

• Avangard grubun diğer kanadı Lublin’de başlayan daha sonra Varşova’ya taşınan, İkinci Avangard olarak bilinen gruptur.. Otuzlu yıllarda etkinlik

• Żagary adlı grubun diğer üyelerinden Jerzy Putrament (1910-1986) savaştan önce Marksist devrimci bir düşünce ve Vilno’nun güneyinde kalan, aile ocağı olan yerin

• İki savaş arası dönem yirmi yıllık kısa bir süre olmasına rağmen içinde birçok farklı şiir grubu barındırmaktadır. Gruplar her ne kadar farklı olsalar da aynı

İki Savaş Arası Dönem’in ilk yıllarında ve aslına bakılırsa tüm dönem boyunca düzyazı, toplumsal-siyasi sorunsala daha açık biçimde yönelmiş ve bu sorunsal nedeniyle

İkinci bölüm ‘Nawłoć’ta geçer: Polonya’daki ağalık sisteminin, köylülerin ve mevsimlik işçilerin betimi burada verilir.. Son bölüm “Doğudan Esen Rüzgâr”

Yaklaşmakta olan yeni yüzyıla uygun bir biçimde yetiştirilen Barbara, çiftçiliği yaşam biçimi olarak seçen Bogumił’le

Kariyer basamaklarını hızla tırmanmak isteyen Zenon, yoksul ve eğitimsiz gördüğü babasına benzememek için Paris’te okur.. Ne var ki, üniversite yılları