İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE ÜÇ EFSANEVİ SANATÇI: WITKIEWICZ, SCHULZ, GOMBROWICZ
Stanislaw lgnacy Witkiewicz (Witkacy), Bruno Schulz, Witold Gombrowicz olmasaydı 20.yüzyıl Polonya Edebiyatı çok farklı olurdu, kuşkusuz. Neden bu üç ismi birlikte anıyoruz?
'Doyumsuzluk'un, 'Ferdydurke' nin ya da'Tarçıncı Dükkanları'nın birbiri ile ne ilgisi var?
Witkacy, Schulz ve Gombrowicz hiç kuşkusuz, iki savaş arası
dönemdeki yazarların içinde en 'nevi şahsına münhasır' olanlar.
Aslında, Polonya'da daha fazla ortak yönleri olan yazarlar için, örneğin romantizmin en büyük yazarları Mickiewicz, Slowacki ve Krasinski için ortak yönleri belki bu kadar konu edilmemiştir.
Ama iş, 20.yüzyılın meşhur üçlüsüne gelince değişiyor.
• Bu üç ismi birlikte anmak, herkese onları bireysel olarak ele almaktan daha doğal geliyor. Oysa
romantiklerden örnek verdiğimiz için yine onlarla
devam edecek olursak- Mickiewicz, Słowacki, seçtikleri konular, motifler, stiller, artistik araçlar bakımından
birbirlerine çok benzediklerinden dolayı, herhangi birisinin eseri ile Polonya edebiyatının romantik
dönemini anlayabilmek olasıyken, Witkacy' yı, Schulz'u ya da Gombrowicz'i okuyarak, 20.yüzyıI Polonya
edebiyatı hakkında tam olarak karara varmak zordur.
• Ayrıca bu üç isim önemli edebiyat tarihçilerinin metinlerinde iki savaş arası dönemin en büyük edebi efsaneleri olarak anılırlar.. Witkacy Schulz hakkında yazmıştır. Ama Schulz, Witkacy
hakkında yazmaktan çok Witkacy'ya yazmıştı.
Schulz'un Witkacy'ya yazdığı mektuplar ne yazık ki 1939 da Varşova'da yandı. Schulz, Gombrowicz hakkında da yazdı. Tabii Gombrowicz de Schulz hakkında.Kısacası birbirleriyle ilgililiydiler.
• Schulz. 'Ferdydurke' hakkında çok geniş bir yorum yaptı. Gombrowicz, Schulz'un eserleri üzerine bu kadar ayrıntılı yazmadı. Hatta
denilebilir ki, Schulz' a karşı bir az uzak
durmayıvyeğledi. Satır aralarında, Schulz'un
kendisiyle, ya da yaşam biçimi ile arasına mesafe koymadan yazdığını belirtti. Aslınk Gombrowicz, Schulz'u yazar kişilikleri hakkında bir polemiğe çekmek istemiş ama başarılı olamamıştı.
• Sözün özü, bu efsanevi yazarların birbirlerinden çok büyük bir hayranlıkla söz ettiklerini ama aynı
zamanda da birbirlerine mesafeli yaklaştıklarını tüm bunlardan sonra anlamak zor değil. Kısacası karşılıklı benzerlikleri arttıkça, edebi bağlamda birbirilerinden uzak kalmayı yeğlediler.
• Ama bu efsanelerin birbirileri ile olan dostluk ilişkileri yazdıklarından çok daha renkli ve canlı biçimde
gelişti. Özellikle Gombrowicz ve Schulz, yaşamlarının bir dönemlerinde çok yakındılar.
• Üç efsanevi adamın ailesel ve insanlar arası ilişkileri şaşırtıcı pek çok koşutluk içerir.
Üçünün de çocuğu olmadı. Yaşamları boyunca başkalarıyla bir türlü uyuşmadılar, ama hep bir kişinin varlığına çılgınca gereksinim duydular.
Witkacy’nın ve Schulz’un kişiliklerinin
analizinde çıkış yolu babalarıyken,Gombrowicz için anahtar kişi annesidir.
Kaynaklar
• Gombrowicz, Witold. Günlük 1953-1958. I.Cilt.
Çev: Neşe Taluy Yüce. İstanbul: YKY, 2015.
• Gombrowicz, Witold. Bakakai. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 1999.