• Sonuç bulunamadı

Bozkurt. f t ih lü k, futa Atjiiifdii y a j e t e SADİ C. TOGAN. Denktaş, Alanya'da aöc sorunu hahlımıla konuştu. Atina dan Yönetiliyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Bozkurt. f t ih lü k, futa Atjiiifdii y a j e t e SADİ C. TOGAN. Denktaş, Alanya'da aöc sorunu hahlımıla konuştu. Atina dan Yönetiliyor"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Pazar

28 Nisan, 1974

Yıl: 23 - Sayı: 8056 Hati; 25 M il

142n?l.rı1° 9addesl- L«fko?a p Bas‘W 'ğı Yer : t ,b®z k u r t Basımevi

Te-.: 62951 — Dah:

210 Bozkurt

Sahibi ve Genel Yayın Müdürü

CEMAL TOGAN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

SADİ C. TOGAN

f t ih k , futa¿Atjiiifdii y a j e t e

SERİNLETEN TAT...

B e l C o l a

İÇİNİZ

Denktaş, Alanya'da aöc sorunu hahlımıla konuştu

Atina’dan Yönetiliyor

Atina daki şebeke Rum Yönetimiyle sıkı işbirliği yapıyor

iumsa^som nla^^ıakkm d^büsf1 vpı™i İiir î » r r - y öne^ m! B a Şk aru Rauf Denkta? dün Afanya köyünü ziyaret etmiş ve çeşitli top- Atina'da olan bir şebekenin TürkİpiS ?Kıhr^°tylUİe~e -al?ea konuşmada göç sorununa da değinen Rauf Denktaş, kökü Î K n i i l e i s b i r li l i 'h 5 ^ ^ n ^ ? ı,S £ ,8ta^ ı g2iî nu kolaylaŞtırmak için seferber olduğunu açıklamış, bu şebekenin Rum K r aşkla b a llı sağladığını kolaylıklar yaptığını bildirmiştir. Denktaş, “ bunlara vereceğimiz cevap, büyük Dir aşKia nagıı olduğumuz bu topraklara daha da büyük bir aşk ve arzu ile san! inaktır" demiştir.

1R1F

GÖÇ EDENLER Rauf Denktaş, göç sorununa ilişkin sözlerinde şöyle dem iş­

tir:

“Vatan aşkı, dava duygusu olanlar, bu topraklardan zor göç ederler. Göç nedenlerini

nıııııı>ıııı«ııaı|»ıaı>|»a»|i|a«|ne,ıa H ra a uu u« a au i

devam lı surette eleştirm ekte, yiz. Zannedildiği g ib i göç e- delilerin çoğu işsiz k işiler de­

ğillerd ir. Kıbrıs’ta hayatlarını kazanan, fakat eş ve dostları­

nın y aldızlı sözlerine kanarak harekete geçenlerdir.”

TEDBİRLER

Denktaş, göçün önlenmesi için alınan tedbirler hakkında da şöyle konuşmuştur:

“ Yönetim olarak mukaveleli mücahitlik imkânlarını yarat- mış bulunuyoruz. M ukaveleli

'■ l l l l ! l l l ll l | ! > t l l l l l | l la ,ia !ia ,]l l l | l||ll|lll |laM|||| ||SI|| ,||,[||||||a||||u||, |, , |||,|B

U EJ

Umasol Genel iş Sendikasının davetlisi olarak adamızda bulunan Türkiye Devlet Demiryolları I İşçi Sendikaları Federasyonu tem silc ile ri Nurettin Tutkun, M ehm et Aydın Ve Remzi Yılmaz dün sait 11.00'de Çalışma, Rehabilitasyon ve Sosyal İşler Üyesi İsm et Kotağı dairesinde ziyaret etmişlerdir. Ziyaret sırasında h ey ete Türk - Sen Genel Sekreteri Necati Taşkın eşlik etmiştir.

| Resim, bu ziyareti yansıtmaktadır. (Foto: ENF.)

İ M a i M I I U I I . I U I I l l U l l l i l I Ü I I I I I l i ı l t u l l l l l l l l l l l » l l l f T l l l i a i i a n i l l i l l l H l î i ai l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l ı aı l i l l l l l l l l l l l l M i l i ai iaj » ı t I I | I I I I I ı a ıiaı l l l l l l ı a ı l l l l l l l l l l l l ! | I I I I W

Dinlerce dönüm arpa ve buğdayın içi bos çıkıyor

Mesarya ağlıyor.

HAŞAN E. KAHVECİOGLU

■ Geçen yılın kurak geçişi nedeni ile çok zor durumda kalan

■çiftçilerimiz yağan bereketli yağmurlardan sonra bu günlerde İm­

batlarını kaldırm ağa hazırlanırken, M esarya ovasının büyük bir bölümünde, özellikle İnönü (Sinde) köyü ve çevresinde ekili ta­

hılların içlerinin boş çıkması nedeni ile bu bölgelerdeki çiftçileri­

miz büyük bir sarsıntı geçirm ektedirler

BİR DERT Kİ...

Bugünlerde Mesarya köylü -

| sünün ağzını bıçak açmıyor. Bir dert ki sormayın, dönümlerce uzayıp gidiyor. Bir dert ki; dö­

nümlerce arpanın, buğdayın getirdiği..

î Geçen yıl yeşil adamızın yagmursuzluktan yeşermemiş ÇŞplak topraklarına herkesle

“(dikte hüzünle bakmışlardı.

avuç yağmuru beklemişler günlerce, aylarca... Sonra tüm i umutlar yitti. Çoban olan to.

Pozunu duvara dayayıp beton sütunlar dökmeğe gitti- Rum Kesimlerine. Başkaları yaşamı yabancı ülkelerde aradı. Kurul

¿uş düzenlerini yıkmıştı "yağ- nıursuzluk".. Gurbetlerde hep sunuyorlardı mektuplarında : uğmurlardan haber var m ı?

uayvaniar yiyecek birşeyler bulabiliyorlar mı?” Bir yıl ce-

^ r h e p "hayır" oldu.

NESARYA’DA DURUM BAŞKA sonra bir yağmur indi ki sel aktı günlerce. Yağmur iner n onlar tarlalarında terledi- k... ,BorÇ'a aldıkları arpayı, S fa y ı serptiler “um uf’la..

gmur da durmamış, yeşillen- yeşillendi tarlalar, yeşil

lendikçe yeşillendi “um uf’lar..

Çiftçisinde, çobanında bir se­

vinç...

Şimdi adamızın her yanında yağan bereketli yağmurlardan sonra çiftçilerimiz mahsulleri, nj kaldırma hazırlığı yaparken, Mesarya ovasında durum bam­

başka.. Ekilen binlerce dönüm arpa ve buğday başaklarında taneelrin içi boş. Bunun nede­

ni de son yağmurların yeterin­

ce olmaması..

İNÖNÜ'DEKİ DURUM Mesarya ovasınn kuraklıktan en çok etkilenen bölümü İnö­

nü (Sinde) köyü ve çevresi..

Inönü’lülerin tam on bin dö­

nüm ekili arazisi var bu yıl.

Ama çiftçiler elde edecekleri gelirin, masraflarını bile karşı­

layamayacağını söylüyorlar.

Kahvehanelerinde hep konu bu. Yaşlılardan biri dert yanı, yor:— Bizim bölgede kurak y ıl­

lar olmuştur, fakat arpanın, buğdayın içinin boş olduğuna bu yıl ilk defa rastlıyoruz.

BORÇLA EKTİLER Dert uzayıp gidiyor:

— Hiç olmazsa geçen yıl el­

de tohumluk arpa vardı. Onları ekmiştik Bu yıl borçlanıp aldık arpayı, buğdayı. Mahsûl olma­

dığından da ödeyemeyecek du rumdayız. Bir de Rum Yöneti­

minin kuraklık tazminatını ver­

memesi bu bölgedeki çiftçile­

rimizin beiini büküyor.

İnönü’de arpalar, buğdaylar çoğu yerlerde bel boyu, başak ların içi boş ama.. Binlerce, onblnlerce dönüm arazide ver.

diklerini alamayacaklar. Sara­

ran başaklarda umutlar da sa­

rarmış, solmuş. Gitmiş bunca emek, geride bir "borç” kalmış bir de geçen yılın yıkıntısı..

Kimi yerlerde de arpalar bir karış iken başaklanmış. Kimi yerlerde yarı yeşil, yarı sarı.

Dönümlerce uzayıp gidiyor dertler..

... Ve saymışlar günleri, tam 36 gündür Mesarya'da damla yağmur yok. Şimdi hasat za­

manı. Ekinler içinde yalnızca hayvanlar var ama... Dönüm ba şına şu kadar para verip biçe­

cek durumda değil hiç kmse..

Güneş sarartmış ekinleri, ekinlerle beraber Mesaryalıla- da sararmış solmuş tüm rın

umutları .

A İİSii illfe i

>• ■ » . „ « o k yerlerin de W beye- « m . »n e le r in M b e.- köylüler 1 Yoklarken..

bir mücahide, mücahitlik dev­

resinde ve sonra kalkınma kre dişi verilm esi yolundaki ça lış­

malarımız yoğunlaşmaktadır.

Hedefimiz, vatan borcunu öde.

yenlerin tümüne Kıbnsta var olma imkânlarının iktisaden gelişm e olanağım temin e t­

mektir. İçinde bulunduğumuz dar boğazları geçmek azim ve kararındayız.." *

ÖMÜR BOYU ACI Bugünkğ sıkıntılara katlan­

mayarak, güzel vaadlere alda­

narak yurdunu terk edenlerin, bunun acısını ömür boyunca duyacaklarını belirten Rauf Denktaş, daha sonra gençlere istihdam olanakları sağlanma­

sı için alınan tedbirleri ayrın­

tılı olarak açıklamıştır. Buna göre, istihdamı teşvik primle­

rinden yararlanan 70 kadar gen cimiz özel sektörde çalışmak, ta, rehabilitasyon kredisinden

yararlananların sayısı her ge­

çeni gün artmakta, geçici ola­

rak Türkiye'de istihdam olanak ları sağlanmaktadır. Tüm bun­

ların yanında istihdam sorunu­

na köklü çare getirecek olan yatırımları teşvik kuralı Mec­

listen geçmiş, ayrıca, Türkiye ile ortaklaşa yatırımlara gitme olanağı sağlanmıştır.

SİYASI DURUM Siyasi durum hakkında da konuşan Denktaş, Türklerin gö­

rüşme masasından kaçmadığı, nı, Rumların kendi siyasî a- maçları için görüşmeleri kes­

miş olduklarını söylemiş, Ley- mosun’da Türkler aleyhine ya­

pılan çirkin gösterler hakkında da “ Kıbrıs M eselesi böyle halledilm ez. Bu gösterilere te­

vessül edenler, Kibrisin g e le ­ ceğine kötülük etmektedirler.

Çünkü aynı bağımsızlığa sahip olan ve kuruluşta ortak olan

iki toplumdan birini diğerine düşman etm ektedirler" demiş, tir. Denkatş, davamızın siyasî açıdan gittikçe güçlendiğini, Rumların ekonomik savaşına karşı da Anavatanın yardımla­

rı ije gereken tedbirlerin alın­

makta olduğunu bildirmiştir.

b

HABEŞİŞTANTN YENİ VELİAHT1

Aslanlar aslanı Habeşistan İmparatoru Haile Selaalye torunu 21 yaşındaki Zara Yakub A sfa Vussen’i tahtının veliahtı İlân etmiştir. Genç veliaht, bu karar üstüne şimdiki halde kalmakta olduğu İsviçre’nin Cenevre şehrinde bir basın toplantısı düzen­

leyerek kendini bundan böyle Habeşistan halkına adayacağını açıklamıştır. Basın mensuplarının en fazla dikkatini çeken şey ise prens ve Haile Selaslye arasındaki benzerlik oldu.

^ M B M U n ı ı ı a ı ı a ı l l ı ı ı ı ı a ı ı lı n a a M i ı a ıı a ı ı ı ı ı a ı ı ı ı ı ı ıı ı ı ı a ı ıa ı ı a ı ı a ı ıa ı ı a ı ı a ı ıl ı ı ...I IIH IIIllllllllllllt lıa ıllH

1 Marttan itibaren geçerli olmak üzere

Sosyal yardım alanlar yüzde 3 0 oranında artış alacaklar

ıııaıııııııııııııııııaııaıııııaıııuaıııııaıııııııııııııııııuıv «n*>ı»ı>ntaııiiiiH«ııiııa»*ıııııtııaııiiıii,tiiaıııııtıtaiiiiıaiiiııatıaııııiiiıııii>,aıtıi'iııtııaınııaııaMNiıııııiHai»

Atatürk Kız Enstitüsü, Resim - Elsanatları . Nakış ve Evyönetimi branşlarının hazırladıkları yıllık okul sergisi dün saat 15.30'da Saray O tel salonunda Aydın Denktaş tarafından açılmış ve büyük bir davetli gurubu tarafından ilgiyle izlenm iştir. Ziyaretçiler tarafından çok beğeni­

lip takdir toplayan sergi, 1 Mayıs Çarşamba günü akşamına kadar her gün saat 09.00— 12.00 ve 14.30— 18.30 arasında halkın ziyaretine açık bulundurulacaktır. Resim, sergiden bir köşeyi ve ilgi ile seyredenleri yansıtmaktadır. (Resim: RAHMİ GÜRPINAR)

lllllIB lillllllllllliailllian illllllliaiflIiaillllllllllllllllllllllllllllllllliailllllliaillliaiiaillllllilllllllllllllliaiiailll •••lll■lllll•U•ll«)IIUlll•ll•IIAU■UIU|ll•il|ll|ll■U•ll•IIIIIIN•1l■lllllltl•N•NIU■ll•N•HIII«lfllllll•ll•N•llftNI«ll•

Kıbrıs sorunu ile Türk-Yunan ilişkilerini görüşmek üzere

LEFKOŞA:

Çalışma, Rehabilitasyon ve Sosyal İşler Üyeliğinden açık­

landığına göre; 1974 yılı Büt­

çesinde Sosyal Yardımlar için öngörülen ortalama %30 artı, şını Yürütme Kurulu’nca ona­

yını takiben, yeni Sosyal Yar­

dım Kıstaslarının tesbiti çalış­

maları sonuçlandırılmış ve 1 Mart 1974 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yeni kıs­

taslara göre ödeme yapılması kesinleşmiş bulunmaktadır.

Mart ve Nisan aylarına ait iki aylık artışların da 1 Mayıs ta­

rihinde ödenebilmesi İçin ge­

reken çalışmalar sürdürülmek, tedir.

YENİ KISTASLAR Yeni kıstaslardaki artışlar şu şekilde tesbit edilmiştir:

1) Geçen yıl artış alamayan Hadise Kurbanı ailelerin ala­

cağı yardımlarda bu yıl artış oram %30’un üzerindedir. Bu­

na göre bir Hadise Kurbanı eşinin alacağı aylık Sosyal Yar dım 28.000 liraya çıkarılmıştır.

Bundan başka, eski kıstaslara göre 4'ten fazla çocuğu olan eşlerin bu çocukları yardım alamazken yeni kıstaslarda bu tahdit kaldırılmıştır.

2) Malül ve Malûl gazilere yardımlarda öngörülen artış o- ram %30’dur. Buna göre yeni kıstaslar altında her Malûl ve­

ya Malûl gazı malûliyet dere ceslne göre %30 bir artış a la ­ caktır. Bundan başka yeni kıs.

taslarda her sınıf Mallül veya Malûl gazinin eşine ayda 5'er liralık bir ek tahsisat veril mekte bunun yanında 4 çocuğa kadar yapılmakta olan yardım tüm çocukları kapsayacak şe-

(Devamı 6'ncı sayfada) ıııııı■ıı•ııiıı■n■ııııJlHaıı■ıııııııılıııııa>ıııı■ıı■ıı■ıı■ıııııaıı■ıı■»■ıı■ııaııl>ı•ıı•Hlıııııaııaııaııaı!•ıı■ııın■ıı■naıı■i•

1 MAYIS ÇARŞAMBA SABAHI YAPILACAK TOPLANTIDA

Kıbrıs Türk Kooperatif Kurumu faaliyete geçiriliyor

Milli Güvenlik Kurulu Toplanıyor

Diin Tnrkiyenin deniz menfaatleriyle ilgili konular görüşüldü

ANKARA:

Anavatan M illî Güvenlik Ku.

rulu’nun 30 Nisan Salı günü toplanarak Türk - Yunan iliş­

kilerindeki son gerginliği ve Kıbrıs'daki gelişmeleri incele­

yeceği bildirilmektedir. Bu ko­

nudaki haberi veren “MİLLİ­

YET" gazetesi Türkiye’nin A ti­

na Büyükelçisi Kâmuran Gü.

rün’ün Millî Güvenlik Kurulun­

da bilgi vermek üzere Ankara- ya çağrıldığını belirtmiştir. Ga zeteye göre, New York'dan ye­

ni dönmüş bulunan Dışişleri Bakanı Turan Güneş de Bir­

leşik Amerika Dışişleri Baka­

nı Dr. Kissinger, Birleşmiş M il letter Genel Sekreteri Kurt Waldheim ve Yunan Dışişleri Bakanlığı Siyasî İşler Genel Müdürü eski Ankara Büyükel.

çi Junis'le yaptığı temaslar hakkında bilgi verecektir.

GÖRÜŞMELERİN GÜNDEMİ Bu görüşmelerde Türk - Yu­

nan İlişkileri! ve Kıbrıs konusu üzerinde durulmuştur. Büyükel.

çi Gürün ise hafta başında Yu­

nan Genel Kurmay Başkanı General Bonanos'la biraraya gelmişti.

Türk Basın haberlerine gore, Türk Hükümetinin Yunanistana verdiği 27 Şubat tarihli notaya Yunanistan’ın cevap vermemek te direnmesi halinde, Kâmuran Gürünün Atina’dan dönmesi gec ilebilecektir.

Bu arada dün Cumhurbaşka­

nı Fahri Korutürk’ün başkanlı­

ğında yapılan toplantıda Türki­

ye’nin deniz menfaatleri ve

bununla ilgili sorunlar görüşül­

müştür. Saat 11.00'de başlayan toplantı birbuçuk saate yakın sürmüştür. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği toplantıdan sonra şu açıklamayı yapmış­

tır:

"Bugün (dün) saat 11.00'de Çankaya Köşkü'nde sayın Cum hurbaskanımızin başkanlığında, Türkiye'nin deniz menfaatlerini ve bunlarla yakın ilişkisi bu­

lunan çeşitli sorunları kapsa­

yan bir toplantı yapılmıştır. Üç yanından denizlerle çevrili ve kıyılarının uzunluğu 7000 kilo­

metreyi aşan ülkemizin g e le ­ cekteki güvenlik, refah ve mutluluğunun ancak sağlam bir deniz politikası izlenerek gerçekleşebileceği inancında olan hükümetimiz bu konu üzerinde önem1 e eğilm iş bu.

lunmaktadır. Şimdiye kadar bu

yönde yapılan çalışmaların göz den geçirildiği toplantıya, Baş bakan, Genel Kurmay Başkanı, ilgili Bakanlar, Deniz Kuvvet­

le ri Komutanı ve M illi Güven­

lik Kurulu Genel Sekreteri ka­

tılmışlardır."

Başbakan Bülent Ecevit de toplantıdan ayrılırken gazeteci lere toplantıda Türkiyenin de- niz haklan konusunda görüş­

meler yapıldığını söylemiştir.

CENNET Mi YOKSA

CEHENNEM Mi?

AVUSTRALYA'YA GİTMEK İSTEYEN HERKESİN GÖZÜNE AL-

| MASI GEREKEN GERÇEKLER.... YERİNDE YAPILAN BİR RÖ- I PORTAJIN OBJEKTİFLİĞİ İÇİN DE GÖÇMENLERİN SORUN-

| LARI....

\ Pazartesinden itibaren gazeteniz BOZKURT’ta

LEFKOŞA:

Kıbrıs’ta Türk Kooperatlfçill.

ğinin yayılması, güçlenmesi1 ve Türk Toplumunun bu alanda bilinçlendirilm esi amacıyla fa aliyete geçen Kooperetlfçller, 1 Mayıs Çarşamba sabahı saat 10.00’da Lefkoşa’da Çağlayan Bölgesindeki "Mimar ve Mü­

hendis Odaları Birliği! Loka­

linde" bir araya gelerek "Kıb­

rıs Türk Kooperatifçilik Kuru- mu"nu kuracaklardır.

Kıbrıs Türk Kooperatifçilik Kurumu’nun kurucu üye sayısı şu ana kadar 146’yı bulmuştur.

Kurucular arasında fiilen Ko­

operatiflerde çalışanlar, eski kooperatlfçiler ve kooperatf düşünceyi destekleyen ve Top­

lum kalkınmasında daha etkin rol almasını isteyenler bulun, maktadır. Kurucular adanın muhtelif köy ve kentlerinden

• gelmektedirler.

AMAÇ

Kooperatifçilik Kurumu’nun tüzüğünde amaç şöyle özetlen- miştlr:

“ Kurumun amacı, Kıbrıs'ta Kooperatifçiliğin yayılmasını, güçlenmesini ve Toplumun bu

(Devamı 6’ncı sayfada) ıı•ııııı•ııııı•ıı•ıı•ıı•ıı•ıılıılıı•ııı«ıııııııaıı|M|ııaııııııı

C.T.P. ikinci Kurultayı Bugün Toplanıyor

LEFKOŞA . ÖZEL:

Genel Sekreter Naci' Talât Usar’ın basına İlettiği bilgiye göre. Cumhuriyetçi Türk Parti- sinin ikinci olağan kurultayı bugün Çağlayan Salonunda ya­

pılacaktır. Kurultayın sabah sa at 10.00’da başlaması ve gün boyunca devam etmesi beklen­

mektedir.

C.T.P,’nin ikinci olağan ku­

rultayına adanın her tarafından gelecek delegelerin katılması beklenmektedir. Yüklü bür gün­

demi olan kurultayda. Genel Başkan Berberoğlu’nun bir ko nuşma yapması beklenmekte­

dir.

(2)

SAYFA : 2

( B O Z K U R T )

d ü ş ü n c e le r

Biz de istim lâk etmeliyiz...

Rumlar bundan yıllar önce kökü Ortodoks kilisesinin çabalarında bes­

lenen “Türk topraklarım ele geçirm e”

stratejilerini günümüze kadar akla gel medik biçimlerde sürdürmüşlerdir.

1955’lerde ancak görebildiğim iz bu gerçek yazık ki 1974’lerde o geçmişin kapanmayan yarası olarak sızlamaya devam etmekte batta yeni yaralar top lumun bağnna sivri uçlu bir hançer gibi kakılarak açılmaktadır.

Dün elimizden topraklar cehaletin, bir adım öteyi görememenin belki bir noktadaki haklılığı içinde gidiyordu.

Mâliyesini verm iyorlar diye dönümler- ce arazinin nasıl gasbedildiği, m âliye­

sini verm e taahhüdünde bulunan kili­

senin Türk arazilerine nasıl sahip çık ­ tığı bilinen gerçeklerdir. Yıllar boyu süren bu gasb yıllar içinde değişen koşullarda yerini para zoruna, kandır­

maya, tedhişe, emperyalist tutuma bı­

rakmış, nihayet 1974lerde aklımıza gelmiyen bir taktikte noktalanmıştır.

— Şimdi Rumlar tam kendilerine uygun tipik bir uygulamayla Türk top­

raklarını istimlâk etmektedirler. Basın haberlerine göre Lârnaka kazasına bağlı bazı köylerde bu istimlâk işlem ­ leri sürüp gitmektedir.

Bu gasb işlem ine hukuki şekil v e ­ rip ağızları bu tutumla kapatmak Rumlar için şu anda pek ehven görül­

mektedir. Fakat yine hesaplarında bir yanlışlık vardır ve yine baltayı taşa vurmuşlardır. Türk bölgelerinde de Rum toprakları, Rum emlâki vardır.

V e Türk tarafı özellikle şehirlerde ko­

nut sorunu ile karşı karşıya olup Rum arazilerine dokunmak istemediği için bu zoru göğüslem ek durumunda kal­

maktadır. Oysaki Rumlar istimlâk iş - lemlerine girerken Tür|< tarafına da ay m yolda fikir verdiklerini bizim de pek çok Rum emlâkini, arazisini istim lâk edebileceğim izi hesaba katmamış­

lardır. Ve gerçekten bugün Türk top­

lumu kendi bölgelerinde mesken so - runu ile sarmalanmış olup bu sorunu çözümlemek yolunda Rumlara ait ba­

zı toprakları, hatta evleri istimlâk e t­

mesi gerekmektedir. Eğer somut örnek

vermek gerekirse Merkezin dışında Mağusa’nın Karakol bölgesini ortaya sürebiliriz.

Bilindiği gibi Lefkoşa'nın dışında­

ki bu büyük Türk şehrinde surların dışına kaymış semtler Sakarya, Bay - kal ve Karakol olarak genişlemekte is kân sahaları olarak önem kazanmak - tadır. Ne var ki tüm bu bölgelerde Türk iskân sahaları içine uzanmakta olan Rum arazileri vardır. Ve onların Türk bölgelerinde mesken sorununu çözmek konusunda "istim lâ k " edilme­

leri kaçınılmazdır. Karakoldaki durum budur. Türk Yönetim i esasen bir süre sonra böyle bir istimlâke zorunlu ola­

caktır v e zorunlu olmalıdır.

Türk toplumu ev sıkıntısı çeker, kiralar fahiş seviyelere fırlarken, biz Rumundur diye kendi bölgelerim izde­

ki boş ars/îara bakıp bakıp iç geçire meyiz. Bu adada varoluş toprağa kök­

lü biçimde saplanmakla mümkündür.

Toprağa saplanmak ise evvelâ ona imar yönünden sahiplikle başlar. De- fakto durumunu sürçtürdüğümüz böl - gelerim izde istimlâk çabalarına elbet gireceğiz. Rum en ücra Türk bölgele­

rinde elinden geldiği için yapmaktan kaçınmadığı bu işlemi biz neden ih - ma| edelim? Yoksa Rum kadar aklı­

mız yok mu bizim? Fikri onlar verdi, biz peşinden gideceğiz...

Rumlar topraklarımızı elimizden almak için yıllardır çalışıyor ve bu ça­

lışmalarını adeta ilim haline getiriyor lar. Mülkiyet hakkımızın elimizden u- çup gittiği her kan ş toprağa adamla­

rın nasıl çullandığı bu toprakları her yönüyle nasıl değerlendirdiği bilinen bir gerçektir. Yeşil hatlar bugün Rum sanayi tesisleri v e iskân sahaları hali ne gelmiştir. İçimize doğru sistemli şekilde ilerlemekte olan Rum inşaatla rımn hedefi Türk Rum bölgeleri ç iz ­ gilerini ortadan kaldırmaktır. Bu da ayrı bir konudur ama artık biz de top­

lum olarak Yönetim olarak karşı ted­

birleri almalıyız. Yani:

— Rumların bölgelerimizdeki ara­

zileri, em lâkleri istimlâk edilmelidir.

ÇETİNEL

Mevlit Kıbrıs Türk Kooperatifçilik

Kurumu Birinci Kurultayı

K,brıs Türk K ooperatifçiliğinin yayılm asına, güç­

lenm esine v e Türk Toplumunun bu alanda bilinçlen­

diril m eşine inanan kişileri bir araya toplayacak "K IB RIS T Ü R K K O O P E R A T İF Ç İL İK K U R U M U ’ resmen kaydedilm iştir.

K U R U M U N örgütlerini seçmek üzere 1 M ayıs 1974 Çarşam ba günü saat 10.00 da L e f koşada “ Mim ar v e Mühendis Odaları Birliği” lokalinde B İR İN C İ K U - R U L T A Y toplanacaktır.

G Ü N D E M : 1— Açış

2 — Başkanlık divanı seçimi.

3- - K ıb n s Türk Kooperatifçilik Kurumunun K u ­ rulma nedenleri v e gereği konusunda üyele - rin serbest konuşmaları

4— Genel Başkanın seçimi

5— 32 kişilik M erkez İdare Kurulu seçimi 6 - - Disiplin ve denetim kurullarının seçimi

K ıbns Türk Kooperatifçilik Kurumu Kurucular»

Lârnakanın tanınmış ba hkçılanndan, acısını ebedi yen unutamayacağım k ıy ­ m etli kardeşim A H M E T B A K K A L 'm vefatının sene i devriyesi olan bugün (28.4.74) öğleden sonra kendi evim izde m evlit oku tulacaktır-.

Dost Ve arkabaların teşri fi özlenir.

Kızkardeşi ve Eniştesi

g a t ö H i n u z m u

U m u t Ş o f ö r O ku lu , S is te m li Ç a lış m a la r ın a 'K A M Y O N * D e r s le r in i d e ilâ v e E ttiğ in i M ü jd e le r .

rC S o n a r a , ö ğ r e n , d e n e y a p ı U n u t m ö ki, y e n iy e , ile r iy e g id e n k işi k e n d in i y ü k s e l t i n i

Gazeteci kız 30 okka veriyor.

Frances Brownell‘ın ilk gazetecilik görevi. yemek pişirme konusunda bir sü­

tunluk yazı yazmak olmuştu.

Daima rejim yapmak isteyen Pir kız için bu nekadar güzel bir işti !

Halbuki o şimdi devamlı surette yiyeceği hiç ağzından eksik etmemek zorunluğunda kalmıştır.

Fakat, ağırlığı 79 okka ’ya yükselince zayıflamak zorun­

luğunda kaldığını anlamıştır Boylece o A yd s'ın «Redu- cing Plan Candy» plânını denemeye başladı. Ayds, tarif üzerine alındığı takdir­

de iştahanızı kesmeye yar­

dım eder. Böylelikle Fran­

ces. Ayds Plânı gereğince 30 okka verdi Kahve, vanilya ve nane rayihalı üç çeşit, lezzetli A yd s'ı siz de deneyiniz. Sadece C 1.100 mildir.

A Y D S R E D U C IN G PLA N Acenteleri A D R IK IA N Trading Co. Ltd. — Tel.

63999 - Lef koşa.

• •

Narkotiklerle mücadele

Uyuşturucu maddelerin dünya çapında kontrolü - nü üzerine alan IORK teş İtilâtı, geçen yılkı keyif ve rici zararlı narkotiklerin denetiminde, yeterince ba şanlı olamamıştır. Ulusal resmi makamların, sade­

ce bilimsel ve tıbbî amaç lar için afyon üretimine izin vermesi, afyon tüc • carlarını yeni kaypakla - rın araştırılmasına zorla dı. Bu yeni kaynakla.* için en elverişli bölgeler, orta ve güneydoğu Asya idi, çünkü bu bölgelerde af • yon üretimi konusunda, davletin gözetim i çok sı - kı değildi.

lORK’nın, 1973 yılı hak kındaki açiKİamalarına göre, Asyanin daha önce­

ki yıllard a afyon tüketi - len bölgelerinde, geçtiği ■ miz y ld a eroin tüketimi - ne başlanmıştır. Buna karşılık bazı ülkelerde, resm î makamların başarı lı tutumları sonucunda, eroine olan ilgi azalma e- ğilimi göstermiştir. An - cak toplumun, iyi yöndeki

bu tutumunun uzun süre­

li olup olmayacağı hakkın da bugünden bir şey söy­

lenemez. Kannabi kaçak­

çılığını ise, hükümet da • hil hiç bir kuvvetin önle­

me olanağı yoktur. Koku ağacı yapraklarının top - lanrrvasına ve bundan el • de edilen kokain kaçakçı lığın kontrol altına alınma sına, bir çok Afrika ve Asya ülkelerinin istekleri ne rağmen imkân yoktur.

IORK, teşkilâta müra caat eden ülkelere, kendi hükümetlerinin kontrol tedbirlerini artırmasını tavsiye ediyor. Bunun ya m sıra birçok ülkelerdeki afyonla mücadele, kaçak çılığin önlenmesi ve bu uyuşturucu madde müpte lâlarna nasıl davranılma sı konularında evrensel örgütler, ülkelerin hükü metlerine yardımcı olu yorlar. IORK birçok ülke hükümetlerini davet ede rek, bu konularda birlikte anlaşmaya varmalarını is temiştir. Böyle bir toplan tı 1971 yılımda da yapıl

Z A F E R SİNEMASI

1 M ayıs 1974 Çarşambadan itibaren

Sinemamızın hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan tam am ıyle Kıbrıs'ta

çevirttiği Büyük Aşk Filmi

E S İ R H A Y A T

T A R I K A K A N P E R İ H A N SAVAŞ

I Z S İ T i H A Y A T

HUtUSİ K fN T M E N K Â M U R A N USIUER TURGUT BOR Al!

SU N A SELEN G Ü N İR SÜMER SÜHA D O Ğ A N .

CAMİT t N G IN TU 3. AK AD

R'-NKLİ

Müjde

A Y T A Ç A L I R lZ A 'n ın Kıbrıs Türk Edebiyatına armağanı ve

zevk le okuduğunuz

K Â M U R A N ’m

II. kısm ı pek yakm da çıkıyor

Z A F E R Sineması Sunar

BU GÜN 2.30 ve 8.15 de En büyük firm a ERMAN film En iyi rejisör ORHAN AKSOY

En büyük oyuncu CÜNEYT ARKIN te bu büyüklerin meydana getirdikleri bu ıılın en güzel film i;

“ ALIN YAZISI”

)Iğer rollerde: Fatma Belgen, Kâmuran isluer, Erol Taş.

İLAVETEN YENİ İNGİLİZCE

Bugüne kadar görmüş olduğunuz DRACULA" film lerinin en korkuncu. Kai­

li

zayıf olanlara tavsiye etmeyiz.

“ L0VERS OF DRACULA ”

mış ve 83 ülke, uyuşturu cu maddeler hakkındaki istihbaratlarını lORK’a sunmuşlardı. Afganis tan, afyon ve koka ekimi nin yasaklanabilmesi için enternasyonal yardımın gerekliliğini savundu. Af yon üretiminin en yoğun olduğu bölgeler, Tayland, Laos ve Burma’dır. Ora larda keyif verici madde ler çok yüksek fiyatlarla alıcı bulmaktadır v e hü kümetlerin tutumunun de ğişik olması nedeniyle, bu bölgeleri kontrol et mek güçleşmektedir. Son IORK toplantısında, ülke lerin dayanışmaları v e en ternasyonal kontrolörle rin deinetimi konusunda, Nepal hariç, diğer ülke ler uzlaşmaya vardılar.

Nepal, afyon ve kannabi üretiminin ve ihracatının sınırlanmasına uzun süre karşı çıkmıştı. Ancak lOHK’nin bir misyonu, bu ülkenin resm î makamla rıyle daha iyi ilişkiler kur mayı başardı.

j

Buna karşılı|< Latin A merika’daki koka yaprak larmın üretiminin sınırlan ması konusunda, herhan gi bir olumlu adımı atılma sı mümküin olmamıştır.

Üstelik de, Latin Ameri ka’daki illegal kokain ti careti, diğer pazarların kapanması nedeniyle, sü rekli artış göstermekte dir. IORK, 1973 yılında bu bölgeye ue bir misyon yolladı. Ancak Peru ve Bolivya hükümetlerinin her türlü işbirliğine hazır olduklarını bildirmeleri ne rağmen, durum düzel tiımesi konusunda başka engeller çıktı.

Son IORK bülteninde, A merika Birleşik Devletle r i’nin toksikomaniye kar şı aldığı tedbirlere de de ğiniliyor ve zohirin zarar verdiği insanlara, daha o lumlu davrainılarak, onla rin tekrar topluma katıl malarının sağlanması öne riliyor.

Avrupa Ekonomik Top luluğu’nun son işb irli/

sonucu, afyon ve diğer uyuşturucu maddelerin Avrupa üzerinden Kuzey Am erika’ya ulaşmasını önleyici katî tedbirler a lındı. Ancak hâlâ Avru pa’da sık sık rastlanan eroin pazarları, enternas yonal işbirliğinin tam ola rak sağlanam adığını ka - m tlıyor.

NEUE ZÜRCHER ZEITUNG

Sekreter ve Satıcı aranıyor

Gül-Ok MüessesesÜnde sekreter v e satıcılık yapabi leeek iki genç kıza ihtiyaç vardır.

Müracaatlar, şahsen Gül- ok m ağazası 7, Arasta so ­ kağı, Lefkoşa-

Motor Sarım Atelyesi

Her türlü motor sanım, tamiri ve servisi diplomalı ellerde titizlikle yapılır.

23, Şehit Aytekin Zekâi Sok. Yediler • Lefkoşa

Satılık Yeni Ev

Lefkoşa'da es İd Kristal Sineması yerinde yeni inşa edilmiş her türlü konforu h a ­

lı. Müstakil, iki yatak odalı, salon, salamanje, sofa, mut bah, çift tuvalet ve banyo.

Boş olarak şahlıktır.

ödem ede azami kolaylık yapılır.

M Ü R A C A A T I 16, Eti Sokak Kumsal İlkokulu arkası N O T : Takas edilebilir.

---pazar, 2g NjgAN 197<

16 Y U N A N LI ESKİ BAKAN M UHTIRA VERDİ

CUNTANIN DERHAL ÇEKİLMESİ İSTENDİ

A TİN A , (Hürriyet) — Yunanistan’da askerî cun tanın bir yandan ülkedeki hayatın pahalanmasını önleyem em esi basın öz gürlüğünü iade etm em işi ve Türk — Yunan ilişkile rinin gerilim i üzerine, 16 eski bakan bir bildiri ya yınlayarak silâhlı kuvvet leri, iktidarı halkın seçti ğ i -yöneticilere bırakarak çekilmeye çağırmıştır.

Yunanistan’da 21 Nisan 1967 darbesinin yedinci yıldölnümü yaklaşırken, Atina’daki yabancı gaze telere bildiri dağıtan dar be öncesi hükümetin ba kanlan, Yunan vatandaş larımn medeni haklardan yoksuln bırakıldığını, key fi tutuklamalar ve sınır dışı edilme olaylannın sürdüğünü belirtmişler dir.

Bildiride ayrıca, “ Ka sim ayındaki askeri mü - dahale 1 Haziran 1973’de Cumhuriyeti ilân eden Pa padopulos’ un otoriter yö­

netiminin devrilmesini sağlamıştır. Ancak sıkı­

yönetim yürürlüktedir. Ba sın özgürlüğü bulunma - maktadır. Normal siyasî hayata dönüleceğinin hiç bir belirtisi yoktur” denil mektedir.

Yunan Komünist Partisi de yayınladığı bir bildi • riyle eski bakanların çağ nsına katıldıklarını ve ül keyi kurtarmak için ulu­

sal birlik gerektiğini be­

lirtmişlerdir.

Bir yanda, kendi içinde­

ki bölünme ve karışıklık­

lar, bir yanda Türkiye i- le ilişkilerinin gerilim i i- le şaşkın durumda bulu­

nan Yunan cuntası sorun larım çözümlemeğe uğ­

raşmaktadır. Bu arada, Yunan Hükümet çevrele- rindevı sızan haberlere gö re, Dışişleri Bakanımız

uiKe arasında dostluk mı sajiarı teatisinde bulunul duğur.u da beiirtmekt.

dirler.

rihlerlnde Paris’te buluş:

caklardır.

Aynı çevrelere göre ik gün sürecek olan bu gö rüşme sırasında, Ege, Kıl ns ve Türkiye ile y^na Turan Güneş i|e Yunanl meslektaşı Spıros Tetı nes 16 ilâ 18 Mayıs ta

GEMİ BOZULUNCA ABD'NE SOKUL­

M A K İSTENEN 500 BİN DOLARLIK ESRAR ELE GEÇTİ

WASHINGTON, Birleşik Amerika Uyuşturucu Mad delerle Mücadele Dairesi nin açıkladığına göre, A merikalı ve Bahamalı yet kililer, Florida açıklarında ârızalanan bir yük gemi sinde değeri 15 milyon 500 bin dolar olan esrar ele geçirmişlerdir. Bu şimdiye kadar Batı yarım küresine sokulmaya ça lışılıp ele geçen en büyük partidir.

Yetkililer, "Seatrader"

adlı yük gemisinin Flori da'nm 800 mil açığında arızalandığını ve kıyı ko ruma teşkilâtı tarafından Dannassau’nun 60 mil açığına getirildikten son ra Birleşik Amerikalı ve Bahamalı yetkililerin ge miye bindiklerini söyle mişlerdir.

Yetkililer. Bahama poli sinin 50 çuval içinde 1668 kilo esrarı ele geçir diğîni ve geminin mürette batından olan 6 Amerika lı’nın tutuklandığını açık lamışlardır.

İngiliz istihbarat örgiitii nün karanlık yanları

İngilizlerin çoğu, geçen lerde casus Kenneth Len­

non ü'n öldürülmesi ola ­ yını İRA ’nin karanlık iş ­ lerinden biri olarak kabul etm ekle birlikte diğerle­

rinden farklı bir nitelik taşıdığı kanısındadır. O r­

taya çıkan gerçeklere g ö ­ re İRA (İrlanda Cumhu­

riyet Ordusu) nin içine sokulan Lellon yalnız mu habir olarak değil aynı za ­ manda tedhiş ajanı ola­

rak kullanılmıştır.

INGİLİZ POLİSİNİN KONUŞMASI

Olayla ilgili araştırma - lar yapan ‘‘T im e’’ dergisi­

nin muhabirine bir polis yetkilisi şöyle demiştir:

“ Romanlardaki dedektif hikâyelerine benzer olay­

larla karşı karşıya bulun­

maktayız. M illî Emniyet Servisi romantik yöntem­

lerle vakit geçirmektedir.

“ Scotland Yard'Tn ajanla riı kendilerini centilmenli­

ğe adamış çağdaş kişiler dir. Bu yüzden sık sık gerçekler karşısında za­

y ıf kalmaktadırlar. S cot­

land Yard (Ingiliz istih - barat ö rg ü tü )’ın soğuk bakışlı, 57 yaşındaki şefi de, daha önce, adamları­

nın değişen sosyal yapı­

nın getirdiği karışık olay lar karşısında zayıf kal - dıklarım bildirerek ilgili makamları uyarmıştı.

Gerçekten değişen sos - yal koşullar durumu bir iç savaş niteliğinde çatış­

malara götürdüğü zaman polis örgütünün işi olduk ça güçleşmektedir.

"D O M U Z BURUNLULAR’ '

Scotland Yard özellikle

“ Domuz Burun” adı ve ri­

len muhbirler aracılığı i- le çalışmaktadır. Lennon da bu domuz burunlular * dan biridir. Lennon, önce den işlediği bir suçu şan­

taj aracı olarak kullanıla rak, İRA içinde casusluk yapmaya zorlanmış bir ajandır. Ayrıca Ingiliz Merkezi Haber Alma ö r ­ gütümün (CİD) yeraltı örgütleri ile sıkı bir iliş

kişi olduğu da bilinmek ' tedir.

Scotland Yard'm yeni başkanı Robert Mark gö reve geldiğinden beri 200 den fazla görevlinin isti faya zorlandığı ve 60 de­

dektifin özel olarak Irlan da sorunu ile ilgilenmek üzere görevlendirildikle ri bilinmektedir. Scotland Yard’m İrlanda'daki ted­

hiş hareketlerine karşı güttüğü siyaset her ne ka dar hoş görülse de muh * birleri “ Suç İşleyici" ola rak kullanmak kınaiıacak ı bir tutumdur. Yabancı I lişkiler eski şefi Mc Der mot bu konuda alaylı ola rak şöyle demişti: Mun birleri suç işlemeye yö neltmek iyi bir fikir.. Bu düpedüz uçurumun kena nna gelmektir.' Nitekim parlamentoda

Bond’vari pusu" olarak adlandırılan

Yard’m bu muhbir kullan ma yöntemi, bu güne ka­

dar birçok soruşturma a çılmasma konu olmuştum

Çocuk Esirgeme Kurumu Lârnaka

Çocuk Esirgeme Kurum Lârnaka şübesinm

^

san piyangosunda kaz.

numaralar:

Tast makinesi Radyo

Düdüklü Tencere Fotoğraf makinesi Utü

1402 355 197 625 1045

(3)

pa za r, m Nl8AN' 1974

I B O Z K O R T I'

H A LK OKULU*

SAYFA: 3

T I P

Dizanteri hastalığına halk arasında KANLI BA

SUR

denilmektedir.

Dizanteri, iki türlüdür:

1 — BASİLLİ D İZA N TERİ 2 — AMİBLİ D İZA N TERİ Bunlar her ne kadar be lirtileri itibariyle birbiri e rine benzerlerse de gerek mikroplarının aynı olma yışı ve gerek aralarında ki bazı farklar bu iki has talığın ayrı ayn mütalâa sini icap ettirmek tedir.

BASİLLİ DİZANTERİ:

Çok eskidenberi bilinen bir hastalıktır. En ziyade yokluk, kıtlık, açli|< za manlannda ortaya çıkıp yayılmak azgınlığında ol doğu için, geçm iş tarih lerde harbeden bazı ordu larin bozulup perişan ol masına ve harblerin kay bedilmesine sebep olmuş önemli hastalıklardır.

SEBEBİ NEDİR?

NASIL BULAŞIR

Hastalığı yapan birkaç tip halindeki ufak, çomak şeklinde bir mikroptur.

Bu basiller, hastanın ka 1ın barsağmda açılan ya ralarda bulunur. Dışkı (Büyük apdest) ile dışarı ya çıkıp topraklara, sula ra, yiyecek Ve içeceklere bulaşırlar.

Keindisi hiç hasta olma dığı halde, barsaklannda bu mikropları taşıyıp et raflarına bulaştıran SAG LAM TAŞIYICILAR vardır.

Dizanteri mikroplan bu yük apdest vasıtasiyle dı şarıya çıktıktan sonra sulara, topraklara, sebze ve meyvalara bulaşırlar sa, bu suları, içenler, bu gıda maddelerini temizle meden pişirmeden yiyen kimseler hastalığa tutul mak tehlikesine düşmüş olurlar.

Mikrop, insan vücudu

¡na ağızdan ve sindirim yollarından girer bunlar

t e r

Dizanterinin barsakta aç­

tığı yaralar...

kalın barsakta yerleşip çoğaldıktan ve iltihaplar yaptıktan sonra hasıl et tikleri zehirler bütün vü cüda yayılarak hastalık ortaya çıkmış olur.

BELİRTİLERİ n e d i r? Basilli dizanteri kırıklık, halsizlik ve ateşle başlar.

Çok geçmeden hastada kann ağrılariyle birlikte ishal hasıl olur. Büyük apdest başlangıçta sulu bir haldeyken zaman geç tikçe içinde kan ve sü mük gibi maddeler ortaya çıkar.

Günlük dışarıya çıkma sayısı, gittikçe artarak günde (20 — 30) defa dı şarıya çıkmak zorunda kalan hastalar görülür.

Dışarıya çıkma sırasın da karında ağrılar, makat te ıkıntı ve buruntu halle ri başgöstererek hastaya ço|< rahatsızlık verir.

Hastanın iştahı yoktuı.

Ateşi yüksektir. Derin bir halsizlik içindedir. Vücu dundan çok su kaybettiği için, süratle zayıflar. Has talik, böylece bir hafta kadar sürer, fakat bu şid detli sıkıntılar hastanın kalbini ve dolaşım siste mini bozup baygınlıklara, şoklara Ve tehlikeli ihti lâtlara kapı açabilirler.

Dizanteri mikropları ka l\n barsağın iç zarında sathi, geniş, etrafı girinti li, çıkıntılı yaralar hasıl

eder. Hastalık, iyileşmeğe yüz tutarken, bazı hasta larda diz kapaklarvndan başlayıp öteki eklemlere de geçen romatizma tar zında ağır ve şişlikler ol duğu vardır. Hastalığın kesin teşhisi için, dışkı n’n lâboratuvarlarda ince lenmesine ve mikrobun aranıp bulunmasına ihti yaç vardır.

A M IB İU DİZANTERİ:

Bu hastalığı yapan mık rop DİZANTERİ AMİRİ dedikleri ufak, tek hücreli bir hayvancıktır. Hastalı ğı, hasıl eden unsurlar amibin erişkin ve hareket li şekilleridir. Fakat bu mikrobun ufak, yuvarlak KİST adı verilen mukave metli şekiller aldığı da olur.

N A SIL BU LA ŞIR?

Dizanteri amibi de sula ra, çiy olarak yenen seb ze ve meyvalara ve çeşit li gıda maddelerine bula şarak insanlara ağızdan girip hastalığı hasıl eder.

BELİRTİLERİ NEDİR?

Aimbli dizanteri basili nin tersine olarak sinsi bir tarzda başlar. Hasta da iştahsızlık halsizlik gl bi sıkıntılar görülür. Baş langıçta büyük apdest suludur. Bir müddet son ra karin ağrıları ıkmtı ve buruntu ile birlikte kan ve sümük ortaya çıkar.

Çok defa hastanın ate şi yükselmez gündelik dı şarıya çıkma sayısı basit li dizanterininkinden da ha azdır.

Aibli dizanteri başlan gıçta derhal tedavi altına alınmazsa, hastalık müz min şekiller alarak yıllar ca sürüp gitmek karakte rini gösterir. Hastalan pek ziyade s'kıntıya düşü rür. Aslı aranırsa, amibli dizanteri bir sıcak mem leketler hastalığıdır.

Bazı hastalarda barsak larda barsaklardaki amib ler karaciğere geçerek orada yerleşip KARACI GER ABSESİ dedikleri ö nemli bir ihtilât husule getirebilir.

DİZANTERİLERİN TEDAVİSİ:

Dizanterilerin tedavisin de en önemli mesele per hizdir. Gıdalar hastalığın devrine, hafif veya şiddet li geçmesine göre sulu, sindirimi kolay ve kalın barsakta posa bırakmiya cak maddeler arasından seçilmeli ve besleyici ol malıdır.

Dizanterilerde karın ağ rrsı ateş kınklık, kalb za yıflaması gibi sıkmtılan ortadan kaldırmak için, uygun ilâçları kullanmak hekimin, vereceği çeşitli lâzımdır. Karın üzerine kuru veya yaş şekilde sı cak tatbikler yapmak çok faydalıdır.

Özel tedaviye gelince basilli dizanteri eskiden kendi özel serumu ile te davi edilmişse de Sülfa midli ilâçlar ortaya çıka rıldıktan sonra, bu seru mun tedavide kıymeti kal mamıştır.

DİN adındaki ilâcın tablet Bilhassa SULFOGUANİ ne kadar kullanmak has kavuşturur.

tayı az zamanda şifaya Vücudundan çok su kay beden hastalar akan nak letmek veya kana benzer ilâçlar şırınga etmek fay dalıdır.

Amibli dizanteride en şifalı, ilâç EMETİN’dir. Bu iyâcın ampulleri kas için den veya damardan belir li miktarlarda tatbik olu nursa, çok fayda verir.

EMETİN zehirli bir ilâç olduğundan mutlaka heki min kontrolü altında tat bik edilmelidir.

B U N L A R I B İ L İ Y O R M U S U N U Z ?

Çıngıraklı Yılanlar neden ses Çıkarır ?

Çoğunlukla hayvanlar, rahatsız edildikleri veya sinirlendikleri zaman kuyruklarını sallar. Çıngırak lı yılanlar da kuyruklarını çok hızlı salladıkları za man, kayalar'n üzerinde yuvarlanan çakıl taşlarının çıkardıkları sesi andıran, bir gürültü yaparlar.

Yılanın kuyruğunda bulunan "Çıng'raklar” tır nağı andıran bir maddeden yapılmıştr. Bu pullar yalnız bir taraflarından kuyruğa tutturulmuştur.

Kuyruk sallandığı zaman, pullar birbirine sürtüşür ve ses çıkar. Bu sesler yılanın tehlikeye karşı ha zır olduğunu, gerekirse saldırabilcceğini belirten işaretlerdir.

--- 0---

E m i n

Arapçada emin, korkusuzluk ve güven mânasın da bir sözdür. Bu kökten gelen emin, korkusuz, kendisine güvenilir ve bizzat kendisi de korkmaz, inanmış ve güvenmiş kimse demektir. Ayrıca ken dişine birşey emniyet edilen kimseye de emin deni lir. Nitekim Hz. Muhammed’e, ticaret hayatındaki doğruluğu, güvenilirliği dolayısiyle El — Emin de nilmiştL Kelime, Peygamberin bu unvanı dolayısiy le mukaddes adlardan olmuş, Türkler arasında Emin adı, bu yüzden yayılmıştır. Ayrıca türkçemiz de emin yer emin adam, alay emini, şehr— emini, sandık emini, maarif emini, yed— i emin (emin el) sözleri, bu kelimenin, hayat, ticaret, idare askerlik maliye, maarif ve hukuk sahalarında kullanılmış bir kelime olduğunu gösterir.

E m i n e

Emin — Emin adinin kadmlar için kullanılan şekli Emine'dir. Bu isim, türkçemizde emine sesiy le yayılmış ve asırlarca, sayısız Türk kızma isim olmuştur. Türk halk şiirlerinde Emine adı için söy İçnmiş türkülerin çokluğu dikkati çekecek özellik tedir. "Y a r buradan aşağı, Ben inemem inemem — Küçücüksün E minem, Sözüne güvenemem." gibi.

Emine ve güvenemem kelimelerinin çarpıştırılması lie söylenmiş, ince manalı bu adin halk dilindeki yerini ve sevgisini gösterir.

Ş A H I N SİNEMASI

Bugün Saat 2.30 ve 8.15 de

Sinemamız aylardır sabırsızlıkla beklemekte oldu­

ğumuz en güzel Türk filmini sunmakla gurur duyar.

YILMAZ GÜNEY ■ FİKRET H AKAN

“ V U R G U N C U L A R ”

»IW1sınifv . « !

mmn

»

mm îm&m

nm m»

Türk sinemasında yaptığı aşam alarla ulaşılması 9üç bir şöhrete ulaşan sinemanın rakipsiz kralı YILM AZ GüNEY’in en güzel filmlerinden olan "V U R G U N C U ­ LAR"! mutlaka görünüz.

11 â v e t e n

Heyecandan nefesinizin kesileceği en güzel

• ARZAN filmi.

TARZAN THE APE MAN

JOHNNY WEISMULLER - MARRIEN O 'S U L LIV A N

^ - - - . ^ - - • - ■ * . * *

SATILIK

Mağusada A ylû ka Ma hailesinde Mağusa — L e f - koşa yolu üzerinde 3 arsa ya ayrılm ak için Belediye ruhsatı alman 3 evlek 1255 ayak kare tarla satılktır.

Otel veya büyük apartman inşası için ideal bir yer - dir.

Müracaat:

Mağusada A . Kem al bey Lefkoşada:

A . Cemal Müftüzade

QUICK PROFIT MAIL ORDER PLAN

You can start with little or no invest­

ment. Ask for 16 page colourful catalog from The BGS, P.O.Box 895 , N/sia, to en­

courage you to operate a high profit busi­

ness in spare hours and become Interna­

tional Trader M em ber within one month.

________________ — ---— --- "

Açık Artırma ile Satış

Lefkoşa K aza Mahkemle sinin 125/74 sayılı davası na uygun olarak A P 329 plâkalı araba 28.4.1974 ta rihinde İnönü Meydanında açık artırm a ile satılıp en son teklifi sunana ayni gün saat 12.00 de teslim olunacaktır.

İcra Memuru

t.

M. Salih

işçi oranıyĞr

Mahmut R ifat Donmuş Et deposunda çalışabile - cek 18 yaşından yukan işçilere ihtiyaç vardır.

Müracaat:

M A H M U T R IF AT 25, Yenicami

Lefkoşa )

Fransada başkanlık seçimine 12 aday katılyıyor

PARİS — Fransa Ana yasa Konseyi önceki ge ce Cumhurbaşkanlığı se çim iiçin 12 aday açıkla miştır. 30’un üzerinde ka din ve erkek, Cumhuı başkanlığı seçimine katıl mak istediklerini bildir mişler, fakat bunlardan sadece 12’si. 100 hükü met yetkilisinin kendile rini desteklemesini sağlı yabilmişler ve 10.000 franklık seçim depozito sunu yatırabilmişlerdir.

Pompidou’nun halefini tayin edecek seçim için resmî kampanya dün açıl miştır. 5 Mayısta yapıla cak birinci oylamada a daylardajn hiçbiri % 50' nin üzerinde oy toplaya mazsa, 19 Mayısta ikinci bir oylama yapılacaktır.

ABD'de

hayat pahalılığı hızla artıyor

WASHINGTON — Ça lışma Bakanlığı, fiyatla rin son 12 ay içinde % 10,2 oranında arttığını ve sadece Mart ayı içinde, tüketici fiyat endeksinin

% 1,1 yükseldiğini bildir mistir.

Bakanlığın dün yayımla dığı üç aylık ekonomik göstergelere göre, fiyaı lardaki artış bu tempoda devam ettiği takdirde, enflâsyoln hızı yıl sonun da %14,5’i bulacakfr.

En çok artışlar, gıda maddeleri ile petrol ürün leri fiyatlarında görül müştür. Bununla beraber bir yıldır sürekli olarak artmakta olan besin mad deleri fiyatları Mart ayın da nisbeten yavaşlamış tır.

Bir kadın dördüncü kez ikiz doğurdu

RICHMOND — Rich möndlu bir kadın 65 mil yonda bir ihtimali gerçek leştirerek bütün tıp ku ramlarını hiçe indirmiş ve dördüncü defa ikiz do ğurmuştur.

Mary Morris adlı kadın 1962, 1965 ve 1971 yılla rında arka arkaya ikiz doğurmuş, sonucu doğu munu da 11 Nisan günü gerçekleştirerek gene ikiz çocuk annesi olmuş tur. Tıp bilginleri arka ar kaya dört kere ikiz doğur manın 65 milyonda bir ihtimal olduğunu, ancak bayan Morris’in bunu gerçekleştirdiğini belirt mişlerdir.

SATILIK EV

Sinde (İnönü) köyünde 4 oda . sofa, mutfak, ban yo ve tuvaleti ile yeni y a ­ pılmış ve hiç kullanılma­

mış bir ev satılıktır.

Müracaat:

H aşan Fevzi Onbaşı Sinde

SATILIK YENİ İNŞA EDİLMİŞ EV

Toros arkasında müstakil çift daire, üçer yatak odalı, çift tuvaletli, Banyo modern, mutfak, Salon salomanje, hol, her konfora haiz behçeli boş olarak teslim edilir.

Müracaat: KEMAL YAŞAR 23, Asmaaltı, Lefkoşa

Tel: 77389 Dah. 602

Kral Hüseyin Eski Esi Muna ile Nikâh Tazeledi

TEKRAR: Kral Hüseyin ikinci evliliğini Ingiliz asıllı Muna ile yaptı. Muna’dan iki erkek, iki de kız çocu ğu sahibi olmasına rağmen, annesi İngiliz asıllı oldu ğundan Hüseyin oğlunu veliaht ilân edemedL Fakat ana Kraliçe gelinini o kadar çok seviyordu ki üçün­

cü evliliğine rağmen oğlunu Muna ile yeniden evlen­

meye razı etti.

Ana Kraliçe Zeyn’in is­

tek ve ısrarlarıyle Ürdün Kralı Rüseyin, üçüncü ka rısı A liye’nin üzerine, i- kinci karısı Ingiliz asıllı Muna ile nikâh yenilemiş tir. Bir buçuk yı I kadar önce anî bir kararla ikin­

ci karısı ve dört çocuğu nun annesi Muna’dan ay­

rılarak, televizyon spike­

ri yeşil gözlü Aliye ile ev lenen Hüseyin’in bu kara­

rında annesi Zeyn’in bü • yük baskısı olduğu belir­

tilmektedir.

^

..

y & m m m

İLK EŞİYDİ Ürdün Kralı Hüseyin ilk evliliğini henüz çok genç yaşta Prenses Dina ile yapmıştı. Ancak Pren ses Dina’dan yalnızca bir kızı olduğu için ayrılmak zorunda kaldı. Dina, Kral lıklann ezeli derdi olan, bir erkek çocuk sahibi olamadığından Kral Hüse yin’den boşandı.

1972 Aralığında, Hüse yin’den ayrılır ayrılmaz Ingiltere'ye giden Muna, bir süre sonra saraya ge ri çağrılmış ve yeniden oraya yerleşmişti. Ancak Hüseyin’in o zamanlar Muna'yı sadece dört ço - cuğunun annesi olduğu için yenide «çağırdığı sa nılmaktaydı. Oysa ikinci gelini Muna'yı çok seven Ana kraliçe Zeyn'in ısrar­

larına daha fazla karşı ko yamayan Hüseyin, kısa süre önce yeniden ikinci karisiyle evlenmiştir.

İLK KARISINDAN ERKEK ÇOCUĞU

O LM A M IŞT I

İlk evliliğini henüz 19 yaşındayken Pienses Di­

na ile yapan Ürdün Kralı Hüseyin, Dina’dan yalnız­

ca Aliye isimli bir kızı ol duğundan ve bir veliaht sahibi olamadığından ay­

rılmıştı.

İkinci kez Ingiliz asıllı Muna ile evlenen Hüse - yin'in, bu evlilikten iki oğ lu ve iki de kızı olmuştur.

Ancak anneleri Ingiliz a- S'llı olduğu için büyük oğlunu veliaht ilân ede - miyen Hüseyin, yerine kendi kardeşi Hasan’ı taht vârisi yapmıştır. Sa­

ray’a yakın çevreler Kral Hüseyin’in Muna ile ye­

niden evlenmesini taht so runu ve ülkedeki iç karı­

şıklıklar yüzünden Kralın Ingilterenin desteğini sağ lamayı düşünmesine de bağlamaktadırlar.

Ürdün Kralının ikinci ka rısı Muna ile yeniden ev lenmesi üzerine doğumu iyice yaklaşan üçüncü e- şi Kraliçe Aliye oldukça sarsılmıştır.

ALİYE SUSUYOR: Hüseyin, 1972 Aralığında sürp riz bir kararla üçüncü kez televizyon spikeri A liye He evlendi. Bu evlilik öylesine ani olmuştu ki, Muna'ya Kralın kendisinden ayrıldığı haberi bile üçüncü nikâh töreninden sonra bildirildi. A Üye ile Hüseyin'in çok mutlu oldukları biliniyordu.

Referanslar

Benzer Belgeler

Görülüyor ki Amerikada yapı sosyeteleri amele seçimi hususunda çok müşkülpesend davranıyorlar ve işçilik kabiliyetlerinde hafif noksanı olan kimseleri istihdam ey-

Otorutların inşa- atını üzerine alan«Reichsautcbahnen» şirketinde 1936 senesi zarfında çalışan amele miktarı 121.668 kişidir.. Yine ayni sene zarfında yol

Bu suretle, esasında 1616 kişi istiab eden salon, gerektiği zaman 400 kişilik küçük bir salon hali- ne getirilebilmekte ve buna göre küçük temsil- lerden büyük boks

Aile meskenleri inşaatı normal zamanlarda, diğer sanayie nazaran olan ehemmiyetine rağmen, arzm ancak bir kısmını tatmin eder.. Amerikada aile meskenleri inşaatı hakkında 1915

Bu hesapça, Fele- menkde Bina ve Nafıa işleri işçilerinin mecmu miktarı 92.000 ve sair işlere mensup işçilerin miktarı da yine müteahhidler hariç olmak üzere 32.000

Alman inşaat sanayiinin çalışma sahaları içinde sun'î ham maddeleri yapacak olan fabrikaları inşa etmek, bunlara ait iş- çi evlerini yapmak için, otomobil şoseleri

[r]

Şu halde bunları hâsıl oldukları yerlerde yakalayıp en kısa yoldan harice def etmek lâzımdır... B u kireç ile yapılan sıva sathı, çok geçmeden, fiske