• Sonuç bulunamadı

B a ş ka m e m l e k e t l e r de y a pı i ş l e ri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "B a ş ka m e m l e k e t l e r de y a pı i ş l e ri"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B a ş k a m e m l e k e t l e r d e y a p ı i ş l e r i

ALMANYADA:

inşaat işçilerine mahsus öğretici atelyeler Kolonyada a-çildı.

4 son teşrin 1937 tarihinde Berlin havalisinin inşaat işçi-lerine mahsus öğretici atelyeler Kolonya şehrinde devletin ve millî iktisadın ileri gelen mümessilleri hazır bulunduğu halde açılmıştır. Açış söylevi yerine, birinci kursa yazılmış bulunan (30) çıraktan bir tanesi, işçi kıyafetile bir kaç söz söyliyerek gençler için öğrenmeğe başlamanın ne kadar lâ-zım bir şey olduğunu anlatmış, sonra da bölge işçilerinin şefi bugüne kadar öğretme sahasında neler yapılmış olduğunu izah etmiştir.

Kurslar altı hafta sürecektir ve senede (200) kadar inşa-at işçisi bu tekâmül kurslarına devam edebileceklerdir. Baş-lamakta olan bu kurslarda haftada (48) saat çalışılacak, olup bunun (28) saati içeride ve dışarıda pratik çalışmakla geçe-cek, (20) saat teorik ders verilecektir. Kursa devam eden iş-çiler sık sık büyük iş yerlerini ve fabrikaları gezeceklerdir. Kolonya şehrine gelerek bu kurslara girmesi mümkün olmı-yanlar için yine Rhein vilâyetinde (Eiffel; de iki tane yatı mektebi açılmıştır.

Fena havalarda inşaat işçilerine nasıl ücret vermeli? Berlinde çıkan (Bauindustrie = İnşaat sanayii) ismindeki dergi, havaların fena gitmesi yüzünden çalışamadığı günlerde işçilere ücretin ne suretle verileceğine dair olan nizamname-nin tatbikatı hakkında bazı misaller neşretmektedir. Devle-tin ve millî müdafaatın yaptırmakta olduğu otomobil şosele-rinde çalışan işçilere mahsus olan bu nizamnamenin en mü-him noktası, işçi için (36) saatlik bir garanti kabul edilmiş ol-masındadır. Havanın fena gitmesi yüzünden bir işçi haftada (36) saatten az çalışmış bile olsa kendisine (36) saatlik ücret verilmektedir. Hastalık, izin ve saire gibi hallerde garanti yoktur. Prensip itibarile, havanın fena. gitmesi yüzünden kay-bolan ve ücreti verilemiyen saatler, haftanın çalışılan saat-leri (60) saati aşmamak şartile, telâfi edilmek esastır. Demek ki, işçi haftanın boş geçen saatlerini telâfi edebilmek için aza-mî, haftada (12) saat fazla çalışabilir, çünkü normal mesai saati haftada (48) saat olduğuna ve azamî haftada (60) saat çalıştırılabileceğine göre arada (12) saatlik bir marj

kalmak-Bir kaç misal: ilk iki hafta esnasında, işler fazla olduğu için, haftada (60) saat çalışılmıştır. Bu halde; (48) saat için ücret verilerek (12) şerden (24) saatin ücreti tevkif olunur. Müteakip iki hafta esnasında havalar fena gittiğinden, haf-tada ancak (16) şardan (32) saat çalışılabilmiştir. Bu halde; garanti sebebile asgarî (36) saatlik ücret verilmesi mecburî olduğundan, yirmişer saatten (40) saatlik fazla verilmesi lâ-zım gelmektedir, önce (24) saatlik ücret tevkif edilmiş bulun-duğu için işbu (40) fazla saatin (24) saati işçinin alacağı olan eski (24) saate sayılır ve kalan kısım da ayrıca tesviye olu-nur, yani işçi yine asgarî (36) saatlik ücretini nakden almış olur. Hesaplaşma ise her (6) haftada bir yapılacaktır.

İşçinin fazla çalışmasına karşı verilmesi icap eden normal ücret daha yüksek ücret, yani zamlı ücret ise vasatî olarak haftada (48) saatten fazla çalışıldığı takdirde tatbik olunur. Meselâ: ilk dört haftada işler fazla olduğundan dolayı müte-ahhid işçilerini her hafta (60) saat çalıştırmış ve sonra, ha-valar fena gitmesi yüzünden, beşinci hafta ancak (32) ve al-tıncı hafta (48) saat çalışılmış olsa, bu takdirde (32) saat için normal ücretten yüksek yani zamlı ücret, verilmek lâzımge-lir. Çünkü işçiler bu (6) hafta (48) saatten (288) saat çalışa-cakları yerde (320) saat, yani (32) saat fazla, çalışmışlardır. Dört senelik program çerçevesi içinde inşaat sanayiine ta-allûk eden denemeler hakkında inşaat sanayii ekonomi kolu müdürü Doktor Mühendis E. Vögler geçende şu izahatı

ver-• 1932 senesinde inşaat ekonomisi, kendi kapasitesinin an-cak yüzde yirmisini verebilmişti. Genel Savaştan sonra (6) milyar Rayişmark istihsal 1933 de ancak (2) milyar (200) mil-yon tutabilmişti. Şimdi ise bu istihsal Genel Savaştan önceki miktarı da aşmış ve (9) milyar (200) milyon Rayişmarkı bul-muştur. İnşaat işsizlerinin sayısı 1932 senesinde bir milyona, varmakta iken 1937 senesi ortalarında (27.000) kişiye inmiştir. 1932 senesinde inşaat işçilerine iş bulmak bir mühim mesele idi. Bugün ise inşaat işlerine işçi bulmak mühim bir mesel t olmuştur. Bugün, sade usta işçi değil, alelade inşaat işçisi bile güç bulunuyor.

Malzemeye gelince; inşaatın demirden başka bütün ihti-yaçları başedilebilir. Demirin kıtlığı ise bütün dünyanın müş-terek derdidir. Buna çare bulmak için( Alman hükümeti, ih-tiva ettikleri cevherler az olan fakir madenleri işletmek yo-luna gitmiş ve (Hermann Göring) şirketini kurmuştur. 1940 senesinde, demir ihtiyacının yarısını bu yerli madenlerin te-min edeceği şimdiden anlaşılmaktadır. Alman demir istihsalâ-tının yüzde otuz beşini harcayan inşaat sanayii, maden eko-nomisini 4 senelik plân dahilinde tahakkuk ettirmek üzere, payına düşeni yapmalıdır.

Alman inşaat sanayiinin çalışma sahaları içinde sun'î ham maddeleri yapacak olan fabrikaları inşa etmek, bunlara ait iş-çi evlerini yapmak iiş-çin, otomobil şoseleri programının tahak-kuk ettirilmesinde uğraşmak ve Münihte, Berlinde, Hamburg-ta, Nürenbergde kültür işlerine ait bir çok binalar inşa etmek gibi işler vardır ve millî müdafaa bakanlığı binası da bunlar arasındadır.

Bütün bu işleri başarabilmek için malzeme temin etmek ve öğrenmiş işçi meselesini halleylemek mecburiyeti vardır.

(2)

res-mi inşaatta ve sanayide değil işçi evlerinde de gözetilmeli-dir.

İnşaat işleri hakkında tetkikat yapan Akademinin bir etü-dünden anlaşılmış olduğu üzere işlerin heyeti umumiyesinde kullanılan demir ve sair madenlere bakınca iskelet demirleri ancak yüzde yirmi tutmaktadır. Kalan yüzde seksen diğer in-şaat levazımıdır. Lâyipzig sonbahar sergisinde baştan aşağı Alman malzemesile inşa edilmiş bir ev gösterilmiştir. Bu ev pek az demir ihtiva ediyordu. Tesisatta şimdi muvaffakiyet-le mipolan. porsemuvaffakiyet-len, aluminyum ve sair malzeme kullanılı-yor. Sun'i ham maddeler imal edecek olan Alman fabrikaları-nın inşaatı bittiği zaman bunların yapacakları Ersatz madde-lerin, yani yasaksavan meddemadde-lerin, bütün dünya pazarlarını, tutacakları şimdiden anlaşılmaktadır. Yeni istihsal edecekleri bu maddelerin her yerde mahreç bulacağına Alman müstah-silleri emin olsunlar. Porselenden yapılan ilk kanalizasyon bitmiş bulunuyor. Daha bir çok yenileri de onu takip edecek-tir. Bugünlük henüz yüksek olan istihsal masrafları inecek-tir. Nasıl ki sun'i ipek ile indigo edilen çivid boyasında da böyle olmuştur.

öğrenmiş işçi meselesine gelince; inşaat sanayii, içinde bu-lunduğumuz senede (14) yeni çıraklık atelyesi kurmağa ka-rar vermiştir. Bugün mevcut bulunan (3) tanesine bunlar da katılacaktır.

İsraf ve ziyanlarla mücadele etmek de pek mühimdir. Bun-dan böyle inşaat mahallerinde inşaat kerestesinin mümkün ol-duğu kadar ekonomik surette sarfedilmesine dikkat etmek lâ-zımdır. Aşınmak suretile hâsıl olan büyük kayıpların önüne geçmek istiyorsak el âletlerinin bakımına dikkat etmeliyiz. Başka bir yerde kendilerine lüzum mevcut olan büyük âletler boş bir halde bırakılmıyacaktır. Biliriz ki bunlar kullanılmak-tan ziyade fena kullanılmakkullanılmak-tan eskirler. Bundan dolayıdır ki, inşaat sanayiinin ekonomi kolu tarafından transmisyon san-tralı, yani büyük âletlc-rin bir yerden diğer bir yere iletilme-sini temin edecek olan bir merkez kurulmuştur. Bu santral firmaların birbirile âlet değişmelerine bakacaktır. >

Doktor Vögler sözlerini şöyle bitirmiştir: «Dört senelik plân içinde bulunan işçi evlerinin inşası çok lüzumludur. Sağ-lam olmakla beraber ucuz ve bir aileye yetecek büyüklükte evler yapılacaktır, öyle iki - iki buçuk odalı evler yapılması-na engel olmak lâzımdır. Çocukları buluyapılması-nan bir aileye en az üç odalı ve mutfaklı bir ev verilmelidir. Yapılan denemeler, ayda 75 Türk lirası geliri olan ailelere, kendilerine uygun ge-lecek evler yapmak mümkün bulunduğunu isbat etmiştir.»

Doktor Vögler bu münasebetle projeksiyonla beyaz perde-de Essen şehri bölgesinperde-de yapılacak olan evlerin plân ve tip-lerini göstermiştir.

Die Bauindustrie — inşaat sanayii ismindeki dergi 20 son-teşrindenberi her nüshasında kârgir inşaat elemanlarına da-ir fotoğrafiler neşrediyor. Bu resimler Almanyada kârgda-ir in-şaat sahasında neler yapılmakta olduğunu ve neler yapmak mümkün bulunduğunu göstermektedir.

BELÇİKA Küçük mülkiyetler vücude getiriliyor:

27 şubat 1935 tarihli bir kararname ile «Küçük mülkler Nasyonal Sosyetesi, kurulmuştur. Ucuz evler hakkındaki ka-nunların şehirler dışarısında oturan halka kadar götürülme-sini hükümet çok istemektedir. Sosyeteye lâzım olan paralar devlet tarafından avans olarak verilmekte ise de bu paralar

iane mahiyetinde olmayıp sermaye ve faizden mürekkep tak-sitlerle (66) senede geri verilecektir. Bu sosyete, kooperatif şeklinde bir kurum olan «Bölge sosyeteleri, ile birlikte çalı-şacaktır. Sosyetenin sermayesinin büyük kısmı devlet, vilâyet, kommün, içtimai yardım komisyonları gibi resmî müessese-lere ve sosyal kurumlara ait ise de, sermayedarlar arasında bir çok sanayi erbabı ve diğer insanlar da vardır.

Her gün (200.000) işçinin köylerinden çıkarak şehirlere, sanayi merkezlerine iş aramağa gittiklerini Belçika istatis-tikleri göstermektedir. Bu göç hem ahlâkî, hem de maddî ba-kımından zararlıdır. Bir yandan köyler boşalıyor, öte yandan şehirler dolup taşıyor. İşte «Küçük mülkler Nasyonal Sosye-tesi. köy ahalisini şimdiye kadar oturmakta oldukları yerlere bağlamak için kendilerine oralarda yurd ve toprak verecek-tir. Bu toprağın büyüklüğü bölgeye ve aileye göre olacaktır. Toprak işlerinden ve hayvanlardan alınan mahsul işçinin üc-retini yükseltmiş olacaktır, hem de bir gün, artık ihtiyar olun-ca, rahatça yurdunda yaşamasına imkân verecektir, çünkü iş-çinin o zamana kadar toprakla ve yurdu ile ilişiği kesilmiş ol-mıyacaktır. Bir yandan da köylük bölgelerde atelyeler kurup el sanatlarını yeniden canlandırılacak ve sanayi desantralize edilecektir. Bugün, yüksek tansiyonlu elektrik kabloları ile bunu yapmak da mümkün bulunuyor.

Sosyetenin borç vereceği paraların yüzde 2.25 faizle bir-likte 5-25 senede ve aylık taksitlerle ödenmesi lâzımdır. Ha-yat sigortası da bunun içindedir. Eğer inşaat yapılacaksa, ara-zinin en az (8) ar olması lâzımdır. Eğer arazi ziraî işletmed? kullanılacaksa bu takdirde arazinin en çok ne büyüklükte o-labileceği nizamname ile tesbit edilmiştir. Bundan daha büyük olamaz. Büyüklük aileye, yerine, toprağın değerine göredir. Ortalama bir hesap ile, en çok 4-6 hektar olabileceği anlaşılı-yor. Unutmamalıdır ki devlet sosyeteye tapu harçlarından vaz geçmek ve saire gibi bir çok kolaylıklar göstermektedir.

Toprakta ev ve yahut sadece toprak alınacağına göre sos-yete muhtelif yüzdeler tatbik edilerek (kiralı - satış) tarzında muamele yapmaktadır. Bu suretle aylık taksitler kira ile bir-likte sermayenin de bir miktarını amorti eder. Istiyenler, ay-lık taksitleri daha fazla ödemek suretile borçtan daha çabuk kurtulabilirler.

BİRLEŞİK AMERİKA ikametgâhlar hakkında yeni kanun:

Geçen eylülde Cumhurbaşkanı Roosevelt tarafından tas-dik olunan bir kanuna göre federasyona dahil hükümetlere ve mahallî idarelere devlet tarafından yardımlar yapılarak pis ve köhne ikametgâhların ortadan kaldırılması ve ucuz kiralı modern ikametgâhlar inşa edilmesi hakkındaki program ta-hakkuk ettirilecektir. Yaplacak yeni evler 500.000 fazla nü-fuslu şehirlerde 6.200 Türk lirasına mal ettirilecektir. Daha az nüfuslu şehirlerde ise bu evlerin maliyeti 5.000 Türk lirasını aşmıyacaktır. İkametgâhlar dairesi bir taraftan devletin yar-dımları ve diğer taraftan da tahvilât çıkarmak suretile yapa-cağı istikrazlarla bu işi başaracaktır.

ESTONYA Ziraat ve sanayi işçisi bulamıyor:

(3)

buh-ranın azaltılması sağlık verilmektedir. Ziraat işçilerinin ika-metgâhları ıslah edilmelidir, devlet ve belediyeler tarafın-dan girişilmiş olan işler yaz esnasında tatil edilmeli ve böy-lelikle ziraat için işçi bulunmasına imkân verilmelidir, sana-yide çalışma usulleri tekâmül ettirilmelidir. Sanayiin inkişafı, memlekette mevcut yerli işçilerin miktarile mütenasip olarak yürütülmeli, yani dışarıdan yabancı işçi gelmesine meydan bırakılmamalıdır.

FRANSA İnşaat işlerinde amele meseleleri:

1936 haziranında patronlarla inşaat işçileri arasında akte-dilmiş olan kollektif iş mukavelelerinin müddeti, Paris sergisi dolayısile, 1937 senesi sonuna kadar uzatılmıştı. Arada işçi üc-retleri çok yükseldiği ve ayrıca haftalık iş müddetinin (40) saate indirilmesi yüzünden bu yükseklik daha ziyadeleşmiş demek olduğu için iş mukavelelerinin yenilenmesi sıraların-da patronlarla işçiler arasınsıraların-da münakaşalar olmuştur ve pat-ronlar vaziyetten hoşnud değildirler.

İşçi almak ve işçilere yolvermek hakkında hazırlanan bir lâyihada müteahhidler arasında ayrıca hoşnudsuzluk uyandır-maktadır. Çünkü bu lâyiha, patronların serbestliğini bir takım kayıdlar altına almak istemektedir. Gerçi şimdilik yalnız bü-yük müteahhidler için tatbik edilecek ise de, bir kere prensip kabul edilerek tatbik başladıktan sonra, artık bir gün küçük müteahhidlerin da ayni kayıdlar altına alınacağı şüphesiz sa-yılmaktadır.

Bu kanun lâyihasının esasları şunlardır: On tane işçi almak istiyen bir patronla, bunlardan yalnız bir. tanesini kendisi seçebilecektir. (500) den fazla işçi alacak-sa, bu takdirde bunların yarısını kendisi seçebilir, ötekileri bir muhtelit komisyon seçip kendisine gönderecektir. Bu ko-misyonda patronların işçilerin ve devletin birer mümessili bu-lunur ve her üçünün yalnız birer reyi vardır. Böylelikle ar-tık 1941 den sonra hususî iş bulma idarehaneleri ortadan kal-dırılacaktır. İşçiye yol verme meselesinde iki nokta gözetil-miştir: Ferdî yol veriş, kollektik yol veriş. Ferdî olarak bir işçiye yol vermekte, patron esas itibarile serbest bırakılmış ise de kollektif olarak işçileri işten çıkarmak hususunda kayıdlar konmuştur,

işsizlik:

Fransada kabul edilen istisnaî kanunlar dolayısile son bir buçuk sene zarfında maliyet fiatlarının yüzde yüz derecesin-de yükseldiği anlaşılmakta ve bundan dolayı yeni inşaat ya-pılmasının veya eski binaların tamiri işlerinin çok güçleştiğin-den şikâyet olunmaktadır. Bu gidişle inşaat amelesinin işsiz kalacağı ve müteahhitlerin de iş sahasından çekileceği ileri sürülmektedir.

İNGİLTERE Ucuz evler:

Umumî Harptenberi îngilterede takriben 3.000.000 ev inşa edilmiş olup bunlardan 2.250.000 tanesini hususî müteşebbisler ve müesseseler yaptırmıştır. Bu evler, içinde oturanlara satıl-mış bulunmaktadır. 1.000.000 ev ise devlet ve belediyeler yar-dımı ile yapılmıştır. Bunlarda oturanlar kira vermektedirler.

Sıhhî bir evde oturmak için lâzım olan kirayı veremiyecek kadar yoksul olanları pis ve köhne evlerde oturmak mecbu-riyetinden kurtarmak içindir ki hükümet yardımlarda bulun-muştur. Hususî müteşebbislerin ve şirketlerin yaptıkları ev-lerin; mimarlarla inşa edenler arasında tam bir el birliği yapı-lamadığı için, sade ve görünüşçe güzel olamadıklarından şikâ-yet ediliyor ve hususî teşebbüslerin güzel eserler meydana çı-karabilmesi için mimarlarla sıkı bir iş beraberliği yapmasının mutlaka lâzım bulunduğu, aksi takdirde sıhhî ve güzel evler inşasının kabil olamıyacağı kabul ediliyor. Şimdiye kadar dü-şülmüş olan hatalardan kurtulunacak olursa çok daha elveriş-li ve daha ekonomik inşaat yapılacağı ileri sürülmektedir.

Îngilterede bir işçi ailesinin aylık gelirinin yüzde yirmi beşini ikametgâh bedeli olarak ayırabileceği ve hususî teşeb-büsler tarafından vilâyetlerde ayda (20) Türk lirası, Londrada da ayda (30) Türk lirası mukabilinde her işçi ailesine bir ev yapılabileceği hesaplanmıştır. Bu hale göre, ayda (100) veya (120) lira geliri olan her aile hususî teşebbüslere başvurup • kendisine bir ev yaptırabilir. Daha az geliri olan aileler ise hükümet yardımı ile yaptırılmış olan evlerde oturacaklardır. Bugün Îngilterede bulunan (Laing) sosyetesi ismindeki bir şirket tarafından inşa ettirilen evler (3000-6000) Türk lirasına satılmaktadır. (2500) Türk lirasına satılan bir ev için (250) lira peşin alınır, kalan için de yirmi sene müddetle her ay (25) lira vermek lâzımdır ve bunda faiz, sermaye amortisi ile ev kirası dahildir. Şirketin müdürü (Laing) geçenlerde verdiği izahatta halka ucuz evler inşa ve temin etmekte olan bu gibi şirketlere devletin yardım etmesinin sosyal bakımdan pek mu-vafık olacağını söyliyerek bu yardımın devlet tarafından sa-tın almak veya istihlâk suretile elde edilen arazi ve arsaların devlete mal olduğu fiatla bu şirketlere satılması şeklinde ya-pılabileceğini ileri sürmüştür. Bu şirketlerin birbirile reka-bet etmesinden halkın ayrıca istifade edeceği ve şayet şirket-ler halkın zararına bir harekette bulunacak olurlarsa devle-tin daha alçak faizli ikrazlar yapmak suretile halkın ev sa-hibi olmasını kolaylaştırarak şirketleri yola getirebileceği ve •böylece bu işlerin güzel semereler vermesinin mümkün bu-lunduğu gibi düşünceler müdürün sözlerinden anlaşılmakta-dır.

İTALYA Venedik şehrini kurmak için tedbirler: Venediğin kanallar ve âbideler şehri karakterini muha-faza etmek için alınan tedbirler hakkında geçen son teşrinde hükümet tarafından bir kararname neşredilmiştir. Şehri ve sıhhatini korumak üzere mükemmel bir plân yapılmış bulunu-yor. Bir çok işlerin yapılmasını devlet üzerine almıştır. Bir kı-sım işleri de mal sahiplerinin yapması ve ekonomi yoluna gi-dilmiştir. Devlet bir çok malî muafiyetler ve yardımlar vaad-etmektedir. Bu mühim programın tatbiki için devlet iki mil-yon Türk lirası miktarında bir tahsisat ayırmıştır.

Eski ikametgâhlar daha iyi bir hale getirilecek ve mo-dernleştirilecek:

(4)

ge-tirilmiş olacağı gibi faideler ileri sürülmektedir. Mal sahip-leri birliği başkanı da bu münasebetle verdiği bir beyanatta

şöyle demiştir: " • İkametgâhların ıslahı ve modernleştirilmesi hakikaten

büyük bir ihtiyaçtır ve inşaat sanayii için bu sahada yapılacak pek çok işler vardır. (422) kamun ihtiva eden bir bölgede 1931 senesinde yapılmış olan bir istatistik şunları göstermek-tedir: Sayılan evlerin yüzde (21,6) sında mutfak yoktu. Yüz-de (43.3) miktarında da su yoktu. Bu evlerin yüzYüz-de 21.6 sında kanalizasyon, yüzde (32) sinde elektrik mevcut değildi. Ancak yüide (29) unda havagazı ve yüzde (9) unda da banyo odası vardı. Şüphe yok ki 1931 denberi vaziyet çok iyileşmiştir. Çün-kü, (100.000) eski ev yıkılmış ve (700.000) yeni ev yapılmış-tır. Fakat buna rağmen daha yapılması lâzım gelen pek çok iş-ler vardır. Almanya, Avusturya, Birleşik Amerika, İsviçre, Çe-koslovakya, Macaristan devletleri malî kolaylıklar ve sair yardımlar yapmak suretile pek güzel neticeler elde edilebile-ceğini isbat etmiş bulunuyorlar. Eğer İtalyada Otarşik dav-ranarak kendi yağile kavrulmak istiyorsa bilhassa bu tamir ve tadil işlerine girişmelidir. Çünkü bu sahada vaziyeti diğer memleketlerden daha elverişlidir. Bu işlerde demir, çimento gibi malzeme pek az sarfolunur. Buna mukabil, böyle tamir ve ıslah işlerinde en çok lâzım olan şey işçi ve ustalardır ki, bunlar da İtalyada bol bol vardır..

hareketinin fazla olduğu ve yabancıların çok gelip gittikleri bölgelerde inşaat daha ziyadedir.

Yukarıda da dediğimiz gibi, yıkılan küçük apartımanlar yerine daha büyük apartımanlar yapılmaktadır. Gerçi sosyal bakımdan küçük evlerin çoğalması daha iyi ise de bunu temin etmek büyük şehirler içinde bulundukları şartlar altında pek güçtür. Nitekim istatistikler de bunu göstermektedir: Budapeş-tede (1906) senesinde ev sahipleri arasında (246) tane günde-likçi, yani amele vardı. Bü miktar inerek 1920 de (144) ve (1936) da (143) olmuştur. Şurasını da ilâve etmek lâzımdır ki, muayyen bir miktar gündeliği olan sigortalı işçilere, kendile-rine bir ev yapabilmeleri için, içtimaî sigorta teşkilâtı tarafın-dan ikrazlarda bulunulmuştur.

İnşaat malzemesi piyasasında bilhassa dışarıdan gelen kur-şun, çinko, bakır gibi madenlerin fiatları yükselmektedir. Bundan kalorifer işleri müteessir oluyor. Kereste, büyük mu-harebedenberi dışarıdan getirilmektedir ve fiatı çok oynar.

1937 senesi için elde edilen ilk rakamlara bakınca, bunla-rın daha elverişli olduğu ve pek uzun sürmüş olan darlık ve sıkıntı senelerinde sarsılan Macar müteahhidlerin biraz nefes almağa başladıkları anlaşılmaktadır. Budapeşte belediyesince kararlaştırılmış olan (1000) tane evin de inşasına başlanılmış olması inşaat sahasına ayrıca bir hareket getirmektedir.

MACARİSTAN in;aat işlerinde canlılık:

Ekonomik vaziyet iyileştiği için Budapeştede boş evlerin miktarı azalmıştır. Hususî veya içtimaî sigortaların büyük ih-tiyat akçelerini harekete geçirmek suretile inşaat işlerinin can-lanmasını temin ettikleri görülmektedir. Budapeştede yeni apartımanların miktarı (1935) senesinde (2647) iken (1936) da (2809) olmuştur. Fakat apartıman dairelerinin miktarı daha fazla artmıştır. (1935) de (4688) iken (1936) da (7085) olmuş-tur. Bundan anlaşılacağı üzere, yapılan apartıman binaları es-ki senelerdees-kinden daha büyük binalardır. Vilâyetler daha az fark gösteriyor. Bütün Macaristanda 1935 de (15652) daireli (12808) yeni apartıman varken (1936) senesinde bu miktar ço-ğalmış ve (17999) daireli (13869) apartıman olmuştur. Turizm

ROMANYA

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu teşebbüs umumileşirse gerek inşaat malzemesi ya- pan fabrikalar, gerekse inşaat mahallinde çalışan inşaatçı- lar, yani bütün inşaat sanayii daha muntazam

İkrazlar için tahdit edilmiş olan umum yekûn (50) milyon dolar ve hükümet tarafından tekeffül edilmiş bulunan miktarı da (7,5) milyon dolar olduğuna göre işin daha

Nitekim, millî inşaat ve nafıa federasyonu tarafından yapılan bir tahmine göre, hususî eşhas tarafından verilen siparişlerin üçte ikisinin tamir ve bakım işlerine ta-

Görülüyor ki Amerikada yapı sosyeteleri amele seçimi hususunda çok müşkülpesend davranıyorlar ve işçilik kabiliyetlerinde hafif noksanı olan kimseleri istihdam ey-

Otorutların inşa- atını üzerine alan«Reichsautcbahnen» şirketinde 1936 senesi zarfında çalışan amele miktarı 121.668 kişidir.. Yine ayni sene zarfında yol

Bu suretle, esasında 1616 kişi istiab eden salon, gerektiği zaman 400 kişilik küçük bir salon hali- ne getirilebilmekte ve buna göre küçük temsil- lerden büyük boks

Bu cihetleri göz önünde tutarak, ekonomik motörlü na- kil vasıtalarından yapı endüstrisi ihtiyaçlarına en muvafık surette cevap verebilecek bir tip yaratılmak icap

Aile meskenleri inşaatı normal zamanlarda, diğer sanayie nazaran olan ehemmiyetine rağmen, arzm ancak bir kısmını tatmin eder.. Amerikada aile meskenleri inşaatı hakkında 1915