• Sonuç bulunamadı

MESKEN BUHRANI VE BİNA YAPIMI TEŞVÎK KANUNU Yazan: Zeki SAYÂR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "MESKEN BUHRANI VE BİNA YAPIMI TEŞVÎK KANUNU Yazan: Zeki SAYÂR"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MESLEK POLİTİKASI:

MESKEN BUHRANI VE BİNA YAPIMI TEŞVÎK KANUNU

Yazan: Zeki SAYÂR

1 |[ | J t |[ T M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K V E S Ü S L E M E S A N A T L A R I D E R G İ S İ İMTİYAZ SAHİBİ • ZEKİ SAYAR U. NEŞRİYAT MÜDÜRÜ. ABİDIN MORTAŞ A D R E S : A N A D O L U H A N N O ; 33 E M İ N Ö N Ü İ S T A N B U L T E L : 2 1 3 0 7

S A Y I : 1 9 9 - 2 0 0 S E R I i IV. • Y I L ı 1948

Finlândiya Ticaret Ataşesinin nazik daveti üzeri-ne, bu memleketin ahşap inşaat şirketleri birliği ihra-cat müdürü Torsten Sundman tarafından, bize ahşap inşaat hakkında kıymetli bilgi verildikten sonra, bir de takma ev imalâtına ait bir film gösterildi.

Çok az bir davetli topluluğu içinde, mutat idare adamları, bir iki bankacı, bir kaç da mimar vardı.

Torsten Sundmanm izahatından anlaşıldığına gö-re, hazır evler sanayii bu memlekette çok ilerlemiştir. 1937 de, deneme mahiyetinde başlıyan bu sanayi, bu-gün büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. Halen, prefab-rike - hazır ev imal eden 40 a yakın fabrika vardır. Bunlar hususi metodlarmı tatbik ettikleri gibi, ihraç edecekleri evler için her memleketin iklimine uygun tipler de imal etmektedirler.

Netekim İngiltere, Norveç ve diğer memleketlere hususî tiplerden evler ihraç edilmektedir.

Toplantıda, hep ev ve şehircilik mevzuları konu-şuluyor! İdareciler, bankacılar, politika adamları, mi-mardan ve mühendisten gayri herkes, bu konuları, ne de yetki ile görüşüyor! Günün en yeni konusu Eminö-nü - Unkapanı arasında bir kilometrelik dubalı yol: Bu yolu Vali ile İngiliz sefiri beğenmişler! On bir mil-yon liraya çıkacakmış.. Rakamlar, ne de kesin söyleni-yor. Tıpkı şu milyonlar giden istimlâklere, önceden bi-çilen kıymetler gibi. Görüşmeler salonun küçüklüğü, kalabalığın azlığına rağmen hararetli devam edi-yordu. Karşılıklı izahlar ve sorular yapılırken, bir mi-mar:

— Bu evlerin metre karesi buraya kaça mal ola-bilir? diye soruyor.

Finli «Ahşap inşaat birliği ihracat müdürü uzun hesaplardan sonra metre karesinin 38 dolara verilebi-leceğini söylüyor, bu sırada bir banka müdürü:

— Ucuz, çok ucuz diyor!

Mimarlar aralarında, mânâlı bir bakışmadan son-ra, satış müdürüne soruyorlar:

— Bu fiyata inşaat elemanlarının hangisi dahil, hangisi dahil değildir?

Cevap veriliyor ; — Temeller, — Camlar, — Çatı örtüsü, — Boya ve badana,

— Bütün tesisat, yani banyo, helâ, mutfak tesis-leri, temiz ve pis su enstallâsyonu.

— Elektrik, gaz tesisatı tabiî dahil değildir. Bizim paramızla vasatı 105-115 liraya gelen ha-zır evin yalnız ahşap prefabrike kısmıdır. Bu ev-lerin maliyetine dahil olmıyan aksam ve tesisat için ayrıca ortalama %40 bir ilâveyi de hesaba kat-mak icap ediyor ki, evin metre karesi 135-140 liraya varıyor. Demek ki, herkesin 2500-3000 liraya, hemen arsasının üzerine kurmağı düşündüğü bu hazır evler bir hayal!..

Gümrük ve muamele vergisini de, bu maliyete ilâve ederseniz bizim yapmakta olduğumuz tuğla ve beton evlerden daha pahalıya geliyor.

Bir mimar, hazır ev gümrük resminin mobilya ta-rifesine tâbi olduğunu söylerken, bu gülüşmelere se-bep oluyor. Fakat, Finli satış müdürü bu hususta An-karada hayli bilgi edinmiş.

(2)

fabrikalarındaki ağaç deşelerinden yapılmış insulit ve emsali levhalar, katranlı kâğıt ve çividen ibaret o-lan takma ev sanayii, çok basitleştirilmiş, standardize edilmiştir.

Filmde, Finlândiyada tekâmül etmiş sellül usuliy-le yapılan evusuliy-ler gösterilmekteydi .

Ev müteaddit sellüllere bölünmüş olarak imal e-diliyor. Bu sellüller, temeller üzerine, basit geçmeler, çıta ve çivilerle birleştiriliyor. Fabrikada imalât çok basitleştirilmiş olduğundan, bazı ameliyeleri kadın iş-çiler yapıyor, imal büyük bir incelik ve maharete ihti-yaç göstermiyor. Plânşlarm yapılışı o kadar seri inki-şaf ediyor ki, bir mühendis bu inkiinki-şafı grafiklerle ta-kip ediyor. Rasyonalize edilen imalâtın, bu suretle as-garî bir işçiliğe indirilmiş olduğunu, bize verilen iza-hattan öğreniyoruz. Evin hazır temeller üzerine mon-tajı için, beher metre kare eve 2,5 saat işçilik sarfet-mek kâfi geliyormuş.

Bütün bunları, gördükten ve fiyatlar hakkında bilgi edindikten sonra, muamele vergisi kurbanı sana-yiimizi düşünüyorum. Avusturyadan satın alınan 1000 hazır ev, Bina Yapımı Teşvik Kanununun noksan

mad-deleri hatırıma geliyor.

Bir yandan, mesken buhranına çare olarak kanun çıkarırken, diğer taraftan hazır ev ithal ediyoruz!.. Bize hazır ev satanlar malzemeden fazla işçilik veri-yorlar. Bu hazır evlerin yerine, bunları yapacak in-şaat malzemesini ithal etsek, memleket menfaatine, a-caba daha uygun değil midir? Halen her hangi bir ile-ri metoda göre yapılmamakta olan, kârgir meskenleile-ri- meskenleri-miz bile bize daha pahalıya satılan hazır evler yerine, bol inşaat malzemesi alsak çok daha muvafık değil mi-dir? Kurutulmuş kereste, kontr-plâk, insulit, duralit ve emsali gibi, bilhassa kereste sanayii malzemesine ihti-yacımız vardır. Acaba Avusturyadan ithal edilecek 1000 evin gümrük ve müamele vergisini kaldırdığımız gibi, ithal edeceğimiz inşaat malzemesinin de vergileri-ni kaldırsak, bu prefabrike usuller memleketimizde de taammüm etmiyecek midir?

Bu ikinci yol, her halde yapı politikamız için da-ha geniş imkânlar da-hazırlıyacaktır. Yapı Teşvik Kanunu maalesef, bu imkânları sağlamıyor. Kanunu hazırlı-yanlar, galiba, yalnız doğramacılar cemiyetinin fikri-ni sormuş olacaklar ki; çam kerestesinden ve doğra-madan muamele vergisini kaldırmakla iktifa etmiş-ler!..

Bu kanunun, daha şümullü bir şekilde hazırlan-ması her halde kabildi. Yapıda çimentonun, demirin, camın, kontr-plâk ve insulitin ve ilh... rolü çam ke-restesinden ve doğramadan daha az mıdır ki, onlar muamele vergisinden istisna edilmemişlerdir.

Doğrama v e beton kerestesi yapıdaki yüzlerce in-şaat elemanından ancak ikisidir. Muafiyeti -yalmz bu

iki inşaat elemanına hasretmek, elbette ki, yapı faali-yetini kolaylaştırmaya kâfi gelmiyecektir.

Bu sütunlarda defalarca belirttiğimiz gibi, mes-ken davasının temeli, yapı sanayiine dayanmaktadır. Bu sanayii olmıyan her memleket bizim gibi, % 50 si iş-çilik olan mamul evler ithal mecburiyetinde kalır. Bu ise, o memleketin ekonomisine ve mimarlığına büyük zararlar verir. Halbuki, Bina Yapımı Teşvik Kanununun, yalnız, bir iki malzemeye sağladığı muafiyetler, diğer malzeme sanayiimize de teşmil edilmiş olsaydı, bizim de Skandinav memleketlerinin ve bugünkü İtalyanın yapıcılıkta vardığı mertebeye ulaşmamız kolaylıkla kabil olurdu. Ucuz mesken davasının halli yolunda başka memleketelerde tatbik edilen prefabrike sistem-ler, plânş halinde yapılan malzeme sanayii sayesinde kabil olmaktadır. Biz, bu malzemeyi imal edecek ipti-daî maddelere sahibiz. Plânş usullerinde kullanılan çeşitli sıkıştırılmış levhaların ham maddesi, kereste imalâtından artan deşelerdir ki, biz bunları ya çürü-tüyor, veya yakıyoruz. Asbestli ve çimentolu levhala-rın ham maddesi olan amyant memleketimizde çok mik-tarda mevcuttur. Aglomere çimento tuğlalara lüzumlu bimsler ve diğer volkanik ham maddeler Anadolunun, bir çok yerlerinde vardır. Velhasıl, yeni inşa me-todlarına imkân verecek malzemeyi imal ettiğimiz takdirde, mesken davasının yolunu tutmuş olacağız. Bu sanayiin yaratılması için ise, devletin, bu işlere sermaye koyacaklara bütün imkânları göstermesi ge-reklidir.

Halbuki, en büyük mani %18 nisbetli muamele vergisidir. Bu yüksek vergi yapı sanayiimizin inkişa-fına senelerden beri engel olmuştur.

Geçenlerde, bir katranlı kâğıt fabrikasını gezdi-ğim zaman hayret içinde kaldım. Kâğıdın bitümle em-prenye edilmesi, kumlama ve sıkıştırılması, elle tah-rik edilen silindirlerle yapılmakta idi. Bu, çok iptidaî usulü tenkit ettiğim zaman, fabrikacı, işi makine ile yaptıkları takdirde, muamele vergisine tâbi tutulacak-larından, maliyet fiyatlarının artacağını, bu suretle yabancı malzeme ile rekabete imkân olmıyacağım söy-ledi. Keza, talaş, amyant ve çimento ile yapılan yerli inşaat levhaları fabrikalarının muamele vergisi yü-zünden bir türlü inkişaf edemediği malûmdur. Dün-yanın en güzel mermerlerine sahip olan memleketi-mizde bu vergi yüzünden mermer, yapılarımızda bir lüks gibi kullanılır. Buna mukabil Yunanistan ve İtal-yada, mermer en çok kullanılan bir malzemedir. Font malzememiz v e hurdavatçılığımız bu kanan yüzün-den iptidaî dökümhanelerde kalmağa mahkûmdur.

(3)

Atatürk Bulvarının doğu tarafındaki, diğer böl-gede Üniversite bir çok eser ve âbidelerle tezyini ma-hiyette muhafazasına lüzum görülen ticaretin pek faal olduğu kısımdır. Bu bölge daha hayli zaman mühim bir tadilâta sahne olmıyacaktır. Yalnız evvelce de zik-redilen «Eminönü - Bay azıt» bu mahalden geçmeyip etrafından dolaşacaktır.

Yeraltı şimendiferi de tetkik edildiğinden, bu bölgeyi diğer iskân mıntakalarma bağlıyacaktır.

Kemerin güney kısmına pek az mesafede, Halici Marmaradan ayıran yamacın sırtında iki bölgenin bir-leştiği yerde de yeni İstanbulun bir idarî ve kültürel merkezi olacaktır .

Müstakbel Belediye Sarayının önünde Marmara-nm manzarasına hâkim olan mevkide büyük bir mey-dan tasavvur edilmektedir. Bu meymey-dan yeni ve seri bir yol vasıtasiyle tayyare meydanına bağlanmış olacak-tır.

Denizden görünen mevzuubahis bu geniş meydana da Fatihin hâtırasını tebcil maksadiyle, Belediye bu âbidenin yapılmasına karar vermiştir. Halihazırda Marmara sahillerine erişen Atatürk Bulvarı dsha iler-de iler-de Yedikule ile Sultanahmet Meydanı arasında ko-yun kenarındaki teessüs edecek geniş sahil yolu ile de temas temin etmiş olacaktır.

Bunun tahakkukunun ayni Nişteki «des Anges» koyunda «Promenade des Anglais» nin vaziyetine mü-şabih bir durum aız edecektir.

Bu caddenin arkasında tasavvur edilen ikamet mahallesi, demiryolunun yeraltına alınması ve bu tü-nelin Devlet Demiryolları hatlarına bağlandığı zaman

mevzuubahis mahalle hususî bir önem kazanmış ola-caktır.

* * *

Bütün İstanbulun tafsilât plânları, meşhur cami-lerin silüetcami-lerini ihlâl etmemek ve eski âbidecami-lerin he-men civarında yapılabilecek gelişi güzel yeni inşaati tahdit etmek gayesini gütmektedir.

Âti. bize ne derece muvaffak olduğumuzu göstere-cektir.

*

Eski kara surlarının muhafazası ehemmiyetle ele alınmış ve tarihî âbideler meyanma ithal edilerek müzeler müdiriyetinin kontrolü altına verilmiştir. A y -ca da nâzım plân şehir dahilinde surdan (50) metre genişlikteki saha üzerinde hiç bir inşaatın yapılmama-sını sureti katiyede menetmektedir.

Ayni sureti hal çaresi şehir haricinde (500) met-relik bostan, geniş mezarlık, ve düz yeşillik sahaları içinde de hiç bir inşaata müsaade etmemektedir, (non aedificandi) Bu başvurulan tedbirler, şehrin su me-selesine yardım maksadiyle alınmıştır.

Bu surlar haricinde geniş ve sağlam bir turistik yol da yapılmış olup (6) kilometrelik bir uzunluk üze-rinde Bizans kadîm surunun muhtelif ve pittoresk man-zaralarını temaşaya imkân verecektir. Bununla bera-ber eski kapıları bozmadan şehrin çıkışlarını serbest-çe temin etmek için ne gibi bir tertibat alınması lâzım geldiği hakkında bazı müşkilâta tesadüf edilmekte o-lup bu husustaki düşüncelerde ihtilâf vardır.

Kısmen yıkılan deniz surları mümkün olan yer-lerde, bilhassa Yedikule ve bütün park arkeolojik sa-hası üzerinde muhafazası sağlanacaktır.

(Baş yazının devamı)

genişlemesi için de işçi adedi ve enerji üzerinden ta-hakkuk ettirilen muamele vergisinin makul bir nîs-bete indirilmesi veya tamamen kaldırılması kabildir. Aksi takdirde zorlukla elde ettiğimiz dövizleri veya ih-raç mallarımızı vererek en aşağı %50 si işçilik olan hazır evler almağa mecbur kalacağız.

Yapı Teşvik Kanununun bir çok iyi tarafları oldu-ğu kadar, noksanları da çoktur. Bu noksanları telafi etmek, kanundaki muafiyetleri bütün inşaat malzeme-sine teşmil etmekle mesken politikamızın tahakkuku-na imkân vereceğimiz muhakkaktır.

Zeki SAYÂR

(168 inci sahifenin sonu; meselesi, muhtelif mıntakalara göre değişmektedir. Bazı mahallî idareler; hususiyle tek oto için yapılan garajlarda; garaj sularının ana kanalizasyona akma-sına müsaade etmekte; diğer bazı idareler ise hususî kanallar açılmasını şart koşmakta, birden fazla oto için yapılan garajlarda ekseri idareler hususî petrol kanalları açılmasını istemektedirler.

Referanslar

Benzer Belgeler

Müteharrik plâkların oturacağı tamponlar yapıldıktan sonra, sifona doğru meyil betonu da imal edilmiş, üzerine 2 santimetre kalınlığında bir çimento şap, bunun üzerine de

Biri, kaçak yapıya Belediye müda- hale edinceye kadar bina bitip, hattâ işgal bile ediliyor?. Diğeri, Belediye her nedense da- ha ziyade, hem binası, hem de, sahibi

— Güzel Sanatlar Akademisi sergisi Hadi Bara 78. — New-York'da bir hür milletler terakki ve inkişaf daimî sergisi

Fakat yalnız, oryantasyon mevzuunu ele alıp bir evin meydana gelmesinde çok büyük ehemmiyeti olan sair bütün teknik ve malî unsurların nazarı itibara alınması ha- linde,

İdarecinin yazımızın başında da, kısaca kayd ettiğimiz gibi, yapı, v e teknik işlerde mühendis v e mimarı ikinci plânda bırakarak teşebbüse geçmesi.. hem vazife v

Netekim muhtelif endüstri faaliyetin, harp malze- mesine tahsis edildiği- gibi... Yemekhane

Büyük inşaat ve proje işlerinin yapılması daimî mimarın gündelik mesaisine mâni teşkil etmemesi için yukarıda de- diğimiz gibi ya müşavir mimar kullanmak veya müsabaka

Bu katta merdivenin hemen yanında helâ ve lâvabo ile ayrılmış küçük bir misafir yatak odası vardır.. Kış bahçesinin üzerinde geniş bir teras ve bunun arkasında kü-