ANITTIR, KESİLMEZ!..
ZEKİ S A Y Â R
Şehirde ağacın kadri kıymetini takdir etmemek kabil midir? Eski şehirlerimizin en bariz karakteris-tiği bol yeşillikler içinde kurulmuş olmasıdır. Eski Türk evleri, bah-çelerle çevrili olduğu gibi şehir ve kasabalarımızda, meydanları ve bütün topluluk
ağaçlar süsler. Cami avluları, lan, yol ağızları,
yerlerini asırlık çeşme meydan-kabristanlarımız, hep ulu çınarlar ve servilerle be-zenmiştir.
Diyebiliriz ki, ağaç Türk şehir-ciliğinin en başta gelen tezyin ele-manıdır. Dedelerimiz içtimaî ve di-nî sebeplerle, ağaca değerini ver-mişlerdir.
Yakın zamanlara kadar ağaca karşı beslenen saygı ve sevgiyi her nedense azalmış görüyoruz. Şehirde ağaçların düşmanı çoğalmağa baş-lamıştır. Bazıları sırf şahsî menfa-atler uğruna şehrin ve şehirlinin malı olan, büyük ulu ağaçları bal-talıyorlar.
Son bir kaç ay içinde, Üsküdar-da yüz yıllık bir çınarın bir ev yü-zünden kesildiğini keza Kadıkö-yünde Sanat Estitüsü köşesindeki sıra ve gür çınarların bir apartı-manın temeli atılırken bir gece içinde ortadan kaldırıldığını üzüntü içinde gördük.
İşin tuhafı mahallin kaymakam-ları hep oldu bittiden sonra işe mü-dahale ediyorlar? Üsküdar'daki çı-nar Moda'daki sıra ağaçlar bulun-dukları mevkiin birer hususiyetidir. Buna rağmen valilerimiz, kayma-kamlarımız ağaç katliâmına göz yu-muyorlar. Bazan da kendileri bile buna tevessül ediyorlar.
Y. Mimar Asım Kömürcüoğlu'nun (Bozdoğan) kasabasında resmettiği 5 asırlık çınarlar Ağaç katliâmı bahsinde
Bursa'-da geçen bir vak'ayı yine üzüntü ile buraya kaydetmeden geçemiye-ceğim.
Bursanın imara hevesli valisi Haşim Işçan, bir zaman yollara tesadüf eden eski çınarlara mu-sallat olmuş ve kesdirmeğe başla-mış, her gün şehirde ağaçların bi-rer bibi-rer eksildiğini gören eski eserler müzesi müdürü — Maalesef bu muhterem zatın ismini hatırım-da saklıyamadım, özür dilerim — şifahî müracaatlarda bulunmuşsa da, bir türlü başa çıkamayınca, şe-hirdeki, bütün asırdîde ağaçlara (Anıttır, kesilmez) ibaresini taşı-yan birer levha astırmış!...
Bu manidar ihtarın da para et-mediği, bu hâdiseden sonra yeni açılan bir caddeye tesadüf eden bir çınarın, bir gece içinde kesilip ortadan kaldırıldığı, hattâ, Bursalı-lara, bir gece evvel mevcut bir ağa-cın ertesi sabah hiç bir iz bırakma-dan ortabırakma-dan kalkışının bir sürpriz olduğunu anlattılar.
İdarecilerimizin, imar yapıyoruz diye bu gibi hareketleri veya mü-samahaları şehirlerimizin Pitoresk güzelliğini, mahallî karakterini mahvediyor.
Bugün, ortadan kaybolan ne Bursadaki ağaçları ne de Moda ve Üsküdardaki çınarları yerine koy-mağa imkân var mıdır? Bundan
böyle idarecilerimizi yetiştiren okul ve üniversitelerde şehircilik dersle-rine ağaç sevgisiyle beraber ağacın şehirdeki ehemmiyetini öğreten e -saslar koymak lâzım geliyor.
Ağacın değerinin büyüklüğüne bir kaç misal daha vererek yazımı bitirmek istiyorum. Asırlık ağaçlar yalnız bizde değil, hemen her mem-lekette layık oldukları sevgiyi gör-müştür. Tarihî ve eski ağaçlar tıp-kı mimarî birer eser gibi korun-maktadırlar. ELBE adasında 1 inci Napoleon'un elile diktiği çınar bir parmaklık içinde ziyaretçilere gös-terilmektedir. İtalya'da keza Saint François'nin (Villa di Verrucchio) daki manastırda kendi elile diktiği rivayet edilen asırdide selvi bir tarihî anıt gibi çerçevelenmiştir. İstanbul'da askerî müze (Saint İrene) meydanınaki bugün kuru-yup giden çınarın dört asır sonra kıymeti bilinerek etrafı parmaklık-la çevrilmiştir. Ağaç hakkında da-ha yüzlerce misal verilebilir. Yur-dumuzda ulu ağaçlar çoktur.