Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I
Mustafa Kemal’in Başkent İstanbul’daki Mücadelesi
Mustafa Kemal’in İstanbul’a gelişi (13 Kasım 1918).
Mustafa Kemal’in İstanbul’daki siyasi çalışmaları.
Meclis-i Mebusan’da milletvekilleriyle görüşerek, onları Tevfik Paşa hükümetine güvenoyu
vermemeleri konusunda ikna çabası. Bu çabanın sonuçsuz kalması.
Mustafa Kemal’in yakın arkadaşı Fethi Bey’le
birlikte İstanbul’da bulunduğu altı ay boyunca
siyasette bir konum elde etmeye çabası. Başarılı
olamayınca Anadolu’ya gitme kararı alması.
Mustafa Kemal’in Ulusal Direniş Hareketi’nin Liderliğine Geçmesi
1919 ilkbaharında Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesindeki cemaatler arası şiddetin önüne geçmek üzere Mustafa Kemal’in 9. Ordu Müfettişliğine tayin edilmesi.
Mustafa Kemal, çok geniş yetkilerle
donatılmış olarak ve kendisine eşlik eden 18 kişilik bir karargah heyetiyle birlikte
İstanbul’dan ayrılıp, 19 Mayıs 1919’da
Samsun’a varması.
Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920) Saray’ın izlediği politika: Elverişli bir barış
antlaşması elde etmek için başta İngiltere olmak
üzere İtilaf devletleri ile iyi ilişkiler kurma. Saltanat ve halifeliğin korunmasının ve başkent İstanbul’a dokunulmamasının temel öncelik olması.
İttihatçı-milliyetçi aleyhtarı ve İngiliz yanlısı bir politika takip eden için Sultan Vahdettin, Osmanlı parlamentosunu dağıtmış ve ülkeyi kendi atadığı sadrazam ve nazırlardan oluşan kabinelerle
yönetmeye başlamıştır.
Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920)
Hükümet Göreve Başlama
Tarihi Görevi Bırakma Tarihi
İzzet Paşa Hükümeti 14 Ekim 1918 11 Kasım 1918 1. Tevfik Paşa Hükümeti 11 Kasım 1918 12 Ocak 1919 2. Tevfik Paşa Hükümeti 13 Ocak 1919 3 Mart 1919 1. Damat Ferit Paşa Hükümeti 4 Mart 1919 16 Mayıs 1919 2. Damat Ferit Paşa Hükümeti 19 Mayıs 1919 20 Temmuz 1919 3. Damat Ferit Paşa Hükümeti 21 Temmuz 1919 1 Ekim 1919 Ali Rıza Paşa Hükümeti 2 Ekim 1919 8 Mart 1920 Salih Paşa Hükümeti 8 Mart 1920 4 Nisan 1920
Kabineler
Kasım 1918’den Mart 1920’ye kadar uzanan dönemde sekiz hükümet kurulmuştur.
Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920)
Tevfik Paşa’dan sonra art arda kurulan üç Ferit Paşa kabinesi (4 Mart-1 Ekim 1919) ulusal direnişin hem başkentte hem de Anadolu’da gittikçe artan etkinliği karşısında direnişi bastırmak ve İttihatçıları
cezalandırmak yönünde bir politika izlemiştir.
Ali Rıza Paşa (2 Ekim 1919-8 Mart 1920) ve Salih Hulusi Paşa (8 Mart 1920-4 Nisan 1920) kabineleri ise giderek şekillenmekte olan ulusal direniş
hareketi ile işbirliği yapmaya yönelik uzlaşmacı
politikalar izlemişlerdir.
Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920)
Siyasi Partiler
Kasım 1918’den Mart 1920’ye en büyük güç sahibi siyasi parti, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’dır.
5 Kasım 1918’te son kongresinde aldığı kararla İttihat ve Terakki kendini feshetmiştir. İttihat ve Terakki yerine daha liberal bir çizgiyi benimseyen Teceddüt Fırkası kurulmuştur.
Muhalif İttihatçılardan oluşan bir grup da Fethi
(Okyar) önderliğinde Osmanlı Hürriyetperver Avam
Fırkası’nı kurmuştur. Bu partilerin yanı sıra savaş
sonrası dönemde çok sayıda kısa ömürlü küçük parti
de kurulmuştur.
Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920) 21 Aralık 1918’de Meclis-i Mebusan’ın dağıtılmasından sonra özellikle İttihatçı
çizgiden gelen siyasetçiler açısından siyasi faaliyet sürdürme olanakları giderek daralmış ve önde gelen İttihatçlar tutuklanmıştır. İttihat ve Terakki Fırkası’nın devamı niteliğindeki Teceddüt Fırkası ve muhalif İttihatçıların kurduğu Osmanlı Hürriyetperver Avam
Fırkası’nın Mayıs 1919’da kapatılmaları da
İttihatçıların üzerindeki baskının açık bir
göstergesidir.
Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920)- Misak-ı Milli
Beyannamesi
İstanbul hükümetinin Meclis-i Mebusan’ın
yeniden açılması yönündeki baskılar sonucunda 1919 yılı sonunda seçimlere gidilmesi. 12 Ocak 1920’de toplanan son Osmanlı Meclis-i
Mebusanı’nın İttihatçı ve milliyetçi bir nitelik taşıması (Felah-ı Vatan Grubu).
28 Ocak 1920’de Felah-ı Vatan grubunun
hazırladığı Misak-ı Milli beyannamesinin mecliste
kabul edilmesi. 6 maddelik bu beyanname direniş
hareketinin amaçlarının resmi ifadesidir.
Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920) - Misak-ı Milli
Beyannamesi
Misak-ı Milli metninde yalnızca Türk ulusal
egemenliği değil, bütün Müslüman Osmanlıların egemenliği savunulmuştur. İlk maddede yer alan
“din, ırk ve amaç bakımından birleşik olan Osmanlı- İslam çoğunluğuyla meskun topraklar ayrılmaz bir bütün oluşturmaktadır” ifadesi devletin sınırlarının Türklük temelinde değil de Müslümanlığı esas alarak çizilmeye çalışıldığını gösteriyordu. Bu, aynı
zamanda devletin sınırlarının olabildiğince geniş
tutulmak istendiğini de yansıtıyordu.
Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920) İstanbul’un işgali (16 Mart 1920). İngilizler işgalle, Osmanlı hükümet kurumları ile ulusal direniş hareketi arasındaki işbirliğini
durdurmak ve milliyetçileri baskı altına almayı amaçlamıştır. İşgal sonrasında
aralarında Rauf Bey’in de bulunduğu Felah-ı Vatan grubunun önde gelen isimleri
tutuklanmıştır. Bunun üzerine son Osmanlı
Meclisi de protesto olarak 2 Nisan 1920’de
kendini tatil etmiştir.
Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920)
İtilaf Devletleri
İtilaf devletleri temsilcileri, İstanbul’un resmi işgalinden önce de başkentteki asıl egemen siyasal güçtür. Ancak Osmanlı hükümetinin uzlaşmacı tavrına karşın İtilaf devletleri başkent İstanbul’da mutlak bir denetim sağlayamamışlardır.
İtilaf devletlerinin denetimini zorlaştıran sebepler:
-
İmparatorluğun hala resmen bağımsız olması,
-
İtilaf devletlerinin istihbaratının zayıf olması,
-
İtilaf devletlerinin İstanbul’daki yönetim yapısının
karmaşıklığı ve İtilaf güçleri arasında karşılıklı güven ve iyi
ilişkilerin tesis edilememesi.
Barış Görüşmeleri ve Osmanlı Topraklarının Paylaşımı Meseleleri
İtilaf güçleri daha I. Dünya Savaşı yılları içinde,
Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilmesinin ardından nasıl paylaşılacağına ilişkin olarak kendi aralarında birtakım anlaşmalar yapmışlardır.
İngiltere-Fransa-Rusya arasında Mart 1915’teki İstanbul anlaşması.
İngiltere-Fransa-Rusya ve İtalya arasında Nisan 1915’teki Londra anlaşması.
İngiltere-Fransa arasındaki 16 Mayıs 1916 tarihli Sykes- Picot anlaşması.
İngiltere-Fransa-İtalya arasındaki Nisan 1917’deki St.
Jeanne de Maurienne anlaşması.
Barış Görüşmeleri ve Osmanlı Topraklarının Paylaşımı Meseleleri
Gizli paylaşım anlaşmaları dışında Osmanlı
topraklarında yaşayan ayrılıkçı etnik unsurlara da bazı vaatler verilmiştir. İngilizler bir Arap isyanı çıkarması karşılığında Mekke Şerifi Hüseyin’e bir Arap krallığı kurmasına destek olma vaadinde bulunmuştur.
Kasım 1917’de İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour, İngiltere’de Siyonist hareketi lideri Lord Rothschild’e gönderdiği bir mektupla, İngiltere’nin Filistin’de bir Musevi vatanı kurulmasını
destekleyeceği vaadinde bulunmuştur.
Barış Görüşmeleri ve Osmanlı Topraklarının Paylaşımı Meseleleri
Rusya’da 1917 sonbaharında gerçekleşen
Bolşevik devriminin ardından Rus hükümeti bütün «emperyalist» antlaşmalardan
çekildiğini ilan etmiş ve bu gizli antlaşmaları
ifşa etmiştir.
Barış Görüşmeleri ve Osmanlı Topraklarının Paylaşımı Meseleleri
Paris Barış Konferansı Ocak 1919’da toplanmıştır. Savaş sırasında Osmanlı topraklarının paylaşımına ilişkin yapılan
anlaşma, sözleşme ve vaatler Paris’te toplanan barış konferansını zor bir görevle karşı karşıya bırakmıştır.
İtilaf devletlerinin kendi aralarındaki
uyuşmazlıkların yanı sıra, Yunan, Ermeni, Türk, Kürt ve Arap heyetlerinin ısrarlı hak
iddiaları Osmanlı toprakları üzerinde nihai bir
karara varmayı zorlaştırmıştır.
Barış Görüşmeleri ve Osmanlı Topraklarının Paylaşımı Meseleleri
Anadolu’da bir çözüme gidilmesi konusunda üç temel sorun bulunuyordu:
Ermeni sorunu,
Yunanistan ve İtalya’nın Anadolu’nun Batı bölgesi konusunda çatışan hak iddiaları,
İstanbul’la Boğazların durumu.
•
Konferansta, Ermeni sorunu Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni devletinin kurulması
kararının alınmasıyla aşılmıştır.
Barış Görüşmeleri ve Osmanlı Topraklarının Paylaşımı Meseleleri
•
İtalya ve Yunanistan’ın Güneybatı
Anadolu’da yer alan aynı bölge üzerinde hak iddia etmelerinden kaynaklanan ikinci sorun ise İngilizlerin desteğini arkasına alan
Yunanistan’ın, Mayıs 1919’da İzmir ve
çevresini işgal etmesiyle Yunanistan lehine çözülmüştür.
•
İstanbul ve Boğazlar bölgesi konusunda ise İstanbul’un Türklerde kalması görüşü
benimsenmiştir.
Sevr Antlaşması
Sonuç olarak Osmanlılara çok ağır koşullar içeren bir antlaşma metni sunulmuştur. 10 Ağustos 1920’de
imzalanan Sevr Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu’na
sadece, Kuzey Anadolu’da başkenti İstanbul olan küçük bir devlet bırakmıştır.
Doğu Trakya ve İzmir çevresi Yunanistan’a veriliyor
Boğazlar uluslararası denetime tabi kılınıyor.
Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni devleti kurulması kararlaştırılıyor.
Fransa, Suriye’de ve Lübnan’da mandalar, Güney
Anadolu’da ise bir nüfuz bölgesi oluşturuyor.
Sevr Antlaşması
İngiltere, Filistin, Güney Suriye ve Musul vilayeti dahil olmak üzere Mezopotamya’da mandalar
kuruyor.
İtalya nüfuz bölgesi olarak Anadolu’nun güneybatı parçasını alıyor.
Musul vilayetinin kuzeyindeki Kürdistan olarak
adlandırılan bölge Osmanlı İmparatorluğu’na
bırakılmakla birlikte, özerklik edinmesi ve
bağımsızlık için bir yıl içerisinde Milletler
Cemiyeti’ne başvurma hakkına sahip olması
sağlanıyor.
Kaynaklar
Erik Jan Zürcher, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, çev. Yasemin Saner, 32.B., İletişim Yayınları,
İstanbul, 2016.
Sina Akşin, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, C. I-II, İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1998.