TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ I
Temmuz 1908 Devrimi ve Siyasal Ortam
Temmuz 1908 Devrimi Selanik ve Edirne’deki 3. ve 2. Ordularda görevli İttihatçı subayların eylemlerinin sonucudur.
Devrimin 1908 Temmuzunda meydana gelişinde
Makedonya bölgesinin Osmanlı İmparatorluğu’ndan koparılacağı endişesi de rol oynamıştır.
Abdülhamit’in hafiye örgütünün İttihatçılar arasına sızmayı başarması da İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesindeki subayları harekete geçmeye
zorlamıştır.
Temmuz 1908 Devrimi ve Siyasal Ortam
Padişah, ayaklanmayı bastıramayacağını anlayınca 23 Temmuz 1908 gecesi Kanun-i Esasi’yi yeniden yürürlüğe koyduğunu ilan etmiştir. Böylelikle İttihat ve Terakki
Cemiyeti’nin kendisini Meşrutiyet’in geri
getirilmesini sağlayan yegane güç olarak
sunmasını engellemiş ve tahtını korumayı
başarmıştır.
Temmuz 1908 Devrimi ve Siyasal Ortam
Meşrutiyet’in ilanının ardından birbirinden farklı güç odakları iktidar için mücadeleye girişmiştir.
Sultan Abdülhamit
Babıali Paşaları ya da yüksek bürokrasi
İttihat ve Terakki Cemiyeti
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin İktidarı Kendi Tekeli Altına Alamama Nedenleri
Sultan Abdülhamit’in ani bir manevra ile Meşrutiyet’i ilan etmesi ve tahttaki yerini koruması.
Osmanlı toplumunda otoritenin önemli koşulları olan yaş ve kıdem meselesi
nedeniyle İttihatçıların iktidarı bizzat ele alma konusunda çekingen davranması, dışarıdan
müdahalelerle denetleyici bir rol üstlenmeyi
tercih etmesi.
1908 Devrimi’nin Osmanlı Toplumundaki Yankıları
Meşrutiyet’in ilanı İmparatorluğun tüm
unsurlarınca büyük bir sevinçle karşılanmıştır.
Toplumun tüm kesimleri yaşamın daha iyiye doğru değişeceğine dair bir genel beklenti içine girmiştir.
Halkın kötü yönetimden sorumlu tuttuğu memurlar işlerinden atılmış, nefret kaynağı olan hafiyelik
örgütü derhal kaldırılmıştır.
1908 Devrimi’nin Osmanlı Toplumundaki Yankıları
Baskının kalkmasıyla toplumsal hayat canlanmıştır.
Basına uygulanan sansür ortadan kalkmıştır. Gazete, dergi, kitap olarak büyük bir yayın furyası
başlamıştır. Kadın hareketleri ve işçi hareketleri ortaya çıkmıştır.
24 Temmuz’dan 1908 yılı sonuna kadar 100’den fazla grev gerçekleşmiştir. 1909 yılında çıkarılan
Tatil-i Eşgal Kanunu’yla kamu kesiminde sendikalar yasaklanmış ve işçilerin greve gitmesine önemli
kısıtlamalar getirilmiştir.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Muhalefet ve 1908 Seçimleri
Meşrutiyet’in ilanı sonrasındaki ayların en önemli olayı 30 yıldır ilk kez yapılan seçimlerdir.
İTC, genel seçimlerden önce bir komite kurarak siyasal bir program oluşturur ve bunu kamuoyuna sunar. İttihatçıların programında halkın oylarıyla seçilen Meclis-i Mebusan’ın rolünü artıran ve
Padişah’ın siyasal rolünü kısıtlayan gerçek bir
parlamenter rejimde olması beklenen hükümlere yer
verilir.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Muhalefet ve 1908 Seçimleri
Seçimler 1908 Sonbaharında yapılır. Seçime İttihat ve Terakki Cemiyeti ile Prens Sabahattin
taraftarlarının Eylül 1908’de kurmuş oldukları Osmanlı Ahrar Fırkası dışında başka bir siyasal parti katılmaz.
Ülke çapında örgütlenen tek parti olan İttihat ve
Terakki seçimlerde mutlak bir zafer elde eder. Ülke
çapında örgütlenmemiş olan Osmanlı Ahrar Fırkası
sadece bir sandalye kazanır.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Muhalefet ve 1908 Seçimleri
İlk meclisteki 288 mebusun 147’si Türk, 60’ı Arap, 27’si Arnavut, 26’sı Rum, 14’ü Ermeni, 10’u Slav ve 4’ü Yahudi’dir.
Gayrimüslim mebuslar, büyük ölçüde, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin azınlık temsilcileri ile
yaptıkları pazarlıklar sonucunda onlara ayrılan
kontenjanlar dahilinde parlamentoya girmişlerdir.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Muhalefet ve 1908 Seçimleri
İttihat ve Terakki Cemiyeti elde ettiği başarıya rağmen, parlamentoda mutlak bir ağırlığa sahip değildir. Çünkü parlamentodaki İttihatçı çoğunluğu, Cemiyet’in kendi
üyelerinden çok, isimlerinin İttihatçıların listesine aday olarak yazılmasına izin veren yerel eşraf oluşturur.