• Sonuç bulunamadı

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I

(2)

Osmanlı Devleti Üzerinde Artan İç ve Dış Baskılar

Jön Türkler, Meşrutiyet rejimine yeniden dönülmesiyle birlikte, İmparatorluğun Batı

Avrupa’nın liberal devletleri nezdinde yeniden itibar kazanacağını ve destek bulacağını ümit etmişlerdir.

Ancak1908 devrimi sonrasında yaşanan gelişmeler Jön Türklerin beklentilerini boşa çıkarmıştır.

Meşrutiyet’in ilanından sadece iki ay sonra Osmanlı Devleti’ni sarsan üç önemli gelişme meydana

gelmiştir:

(3)

Osmanlı Devleti Üzerinde Artan İç ve Dış Baskılar

Avusturya-Macaristan, Bosna-Hersek’i 5 Ekim 1908’de resmen kendi topraklarına kattığını ilan etmiştir.

1878’ten beri hukuken Osmanlı Devleti’ne bağlı Bulgaristan Prensliği, 5 Ekim 1908’te Bulgaristan Krallığı adını alarak bağımsızlığını ilan etmiştir.

6 Ekim 1908’de Giritliler Yunanistan’a

bağlandıklarını açıklamışlardır.

(4)

Osmanlı Devleti Üzerinde Artan İç ve Dış Baskılar

Büyük Güçler yalnızca Giritlilerin Yunanistan’la birleşme kararını tanımamış, diğer oldubittiler karşısında ise sessiz kalmışlardır.

Bu ilk darbelerin ardından hem dışardan hem de

İmparatorluk içinden baskılar devam etmiştir. Dışardan baskılar iki şekilde ortaya çıkmaktadır:

1)

Rakip emperyalist güçlerin Osmanlı topraklarına ilişkin planlarının yarattığı baskılar.

2)

Yeni Balkan devletlerinin genişlemeci politikalarının

yarattığı baskılar.

(5)

Osmanlı Devleti Üzerinde Artan İç ve Dış Baskılar

Meşrutiyet rejiminin anayasal vatandaşlık temelinde imparatorluk üzerinde yaşayan farklı dini ve etnik toplulukları barış içinde birarada tutma umudu 1910 yılından itibaren başlayan bölgesel ayaklanmalarla birlikte

kırılmıştır.

(6)

Bölgesel İsyanlar

1910 ve 1911 yıllarında üç yerde isyan çıkmıştır.

Arnavutluk

Suriye

Yemen

(7)

Bölgesel İsyanlar

Bu isyanlara yol açan temel neden İttihatçıların aşiret düzenindeki geri bölgelerde kısa zamanda vergi ve askerlik yükümlülüklerini eksiksiz

olarak uygulamaya ve sıkı bir merkeziyetçiliğe gitmeye çalışmasıdır. Bu toplulukların özerklik taleplerinin göz ardı edilmesi ve bunlar

üzerinde bir baskı politikası uygulaması

isyanlara yol açmıştır.

(8)

Osmanlıcılık İdeolojisinin Zayıflaması

Birbirini takip eden bölgesel ayaklanmalar İTC’nin merkeziyetçi ve Osmanlıcı

politikalarının İmparatorluğun gayr-i Türk unsurları arasında kabul görmediğini açıkça göstermiştir. Böylelikle 1911 yılı sona ererken İmparatorluğu birarada tutmanın yegane

formülü olarak görülen Osmanlıcılık ideali

çökmenin eşiğine gelmiştir. Osmanlıcılık

idealini bütünüyle geçersiz hale getiren ana

etken ise dış baskılarla gelen toprak kayıpları

olacaktır.

(9)

Büyük Güçlerin ve Balkan Devletleri’nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Baskısı: Trablusgarp Savaşı

İtalyan emperyalizmi: İtalya’nın, Afrika ve

Doğu Akdeniz’de yayılmayı büyük güç statüsü elde etmenin bir önkoşulu olarak görmesi.

Trablusgarp eyaletinin Mısır’ın İngiliz

denetimine geçmesi ve İtalya’ya yakınlığı

dolayısıyla doğal bir av olarak görülmesi.

(10)

Büyük Güçlerin ve Balkan Devletleri’nin Osmanlı Devleti Üzerindeki Baskısı: Trablusgarp Savaşı

28 Eylül 1911’de Osmanlı Hükümeti’ne Trablusgarp’taki İtalyan yurttaşların can

güvenliğinin sağlanamadığı gerekçesiyle bir ültimatom gönderilmesi ve Trablusgarp’ın işgaline Osmanlıların rıza göstermesinin istenmesi.

Ültimatomun reddi üzerine İtalya’nın, 29

Eylül 1911’de Osmanlı Devleti’ne savaş ilan

etmesi.

(11)

Trablusgarp Savaşı

Osmanlı hükümeti İtalya’nın bu oldubittisini kabul etmeye hazırlanırken İttihat ve Terakki Cemiyeti direnç gösterilmesi gerektiğini

savunur.

Binbaşı Enver’in liderliğinde elli kadar İttihatçı subay bölgedeki Sünusiye tarikatının liderliğinde başlamış olan Arap direnişini körüklemek

amacıyla Mısır ve Tunus üzerinden

Trablusgarp’a gider.

(12)

Trablusgarp Savaşı

Trablusgarp’a giden subaylar arasında Mustafa Kemal de vardır. Burada Arap aşiretlerinin İtalyanlara karşı

örgütlenmesinde önemli bir rol oynar.

İtalyan ordusunun bölgeye giden Osmanlı subayları

tarafından durdurulması savaşın uzamasına neden olur.

İtalyanlar bu çıkmazı aşmak için Çanakkale Boğazı’nı bombalar ve On iki Ada’yı işgal ederler. Savaş, 17 Ekim 1912’de Uşi Antlaşması ile son bulur.

Trablusgarp ve Bingazi’ye tam bir özerklik tanınır. Osmanlı Devleti askerlerini çekmeyi kabul eder. İtalya işgal ettiği

On iki Ada’yı bir süre sonra geri vermeyi kabul etse de bu

hiçbir zaman gerçekleşmez.

(13)

Balkan Savaşları

Trablusgarp Savaşı sürerken aslında aralarında büyük anlaşmazlıklar bulunan Balkan

devletleri Osmanlı Devleti’ne karşı bir araya gelirler. Rusya’nın da desteğiyle Mart 1912’de Sırbistan ve Bulgaristan bir ittifak yapar.

Mayıs 1912’de Yunanistan’la Bulgaristan

arasında benzer nitelikte bir anlaşmaya varılır.

1912 Ekim ayı başında da Karadağ ve Sırbistan

ittifak yaparlar.

(14)

Balkan Savaşları

2 Ekim 1912’de müttefik Balkan devletlerinin Osmanlı hükümetine Makedonya’da geniş çaplı bir ıslahat yapılmasına ilişkin ültimatom vermesi 8 Ekim’de Karadağ’ın Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmesi ve bunu diğer Balkan devletlerinin izlemesi

Osmanlı ordusunun savunmaya yönelik harakat

planını bir yana bırakarak taarruza girişmesi. Sırp

ve Bulgar orduları ile aynı anda savaşan Osmanlı

ordusunun ağır bir bozguna uğraması

(15)

Balkan Savaşları

Başkent İstanbul’un bile işgale açık hale geldiği mevcut durumun yarattığı çıkmaz karşısında 3 Aralık 1912’de Osmanlı Hükümeti’nin ateşkesi kabul etmesi

Londra’da toplanan konferanslar sonunda İstanbul

ve Boğazların Osmanlılarda kalması ve bağımsız

bir Arnavutluk devleti oluşturulması konusunda

anlaşmaya varılması

(16)

Babıali Baskını ve Balkan Savaşı’nın ikinci aşaması

Bu konferanslar sonunda Avrupa’daki toprak kazançlarının paylaşımı ve Makedonya’yla

Trakya’daki yeni sınırlar konusunda bir uzlaşıya varılamaması

Balkan Savaşı’nda yaşanan büyük başarısızlık üzerine Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın “Büyük Kabine”sinin istifası (29 Ekim 1912)

İttihatçıların düşmanı olan Kamil Paşa’nın

sadrazamlık makamına getirilmesi

(17)

Babıali Baskını ve Balkan Savaşı’nın ikinci aşaması

Kamil Paşa’nın sadrazam olmasıyla İttihatçılar üzerindeki baskının artması

Bab-ı Ali Baskını: Büyük Güçlerin Londra

Konferansı’nda Edirne’nin Bulgarlara teslimine ilişkin yaptıkları öneriye Kamil Paşa hükümetinin onay verme eğilimi göstermesi üzerine İttihatçı subayların 23 Ocak 1913’te bir hükümet darbesi gerçekleştirmesi

Mahmut Şevket Paşa’nın Sadrazam ve Harbiye Nazırı

olduğu yeni bir kabinenin kurulması

(18)

Babıali Baskını ve Balkan Savaşı’nın ikinci aşaması

Hükümet darbesinin ardından Balkan devletlerinin yeniden saldırıya geçmesi

Edirne’nin 26 Mart 1913’te Bulgarların eline geçmesi

16 Nisan 1913’te yeni bir ateşkes yapılması

10 Haziran 1913’te imzalanan Londra Antlaşması ile Enez-Midye hattının kuzeyinde ve batısında

Edirne’nin de dahil olduğu tüm toprakların

kaybedilmesi

(19)

Babıali Baskını ve Balkan Savaşı’nın ikinci aşaması

İkinci Balkan Savaşı: Londra Antlaşması sonrasında Balkan ülkelerinin toprak paylaşımı konusunda

birbirlerine düşmesi.

İTC’nin askeri kanadının inisiyatifiyle Edirne’nin Temmuz 1913’te geri alınması

Bulgarların 20 Eylül 1913 tarihli İstanbul Barış

Antlaşması ile Edirne’nin Osmanlı İmparatorluğu’na

geri verilmesini kabul etmek zorunda kalması

(20)

Balkan Savaşlarının sonuçları

İmparatorluk Avrupa’daki topraklarının

neredeyse tamamını, yaklaşık 4 milyon insanın yaşadığı 150 bin kilometrekareden fazla

toprağını yitirmiştir.

İstanbul, Müslüman mültecilerin akınına uğramış, ağır tifüs ve kolera salgınları

yaşanmıştır. Mültecilerin yerleştirilmesi çok büyük sorunlara yol açmıştır.

Makedonya, Arnavutluk, Trakya gibi görece

daha zengin ve gelişmiş eyaletler kaybedilmiştir.

(21)

Balkan Savaşlarının sonuçları

Demografik yapı değişmiş, İmparatorluk içinde Müslüman-Türk nüfusunun oranı artmıştır.

İTC’nin yürüttüğü Osmanlıcı politikalar

hemen hemen tamamen terkedilmiştir.

(22)

İttihatçı iktidarının pekişmesi

Ocak 1913’teki hükümet darbesinden sonra İTC iç siyasal duruma tamamen hakim

olmuştur.

11 Haziran 1913’te Mahmut Şevket Paşa’nı öldürülmesi İttihatçıların lehine bir gelişme olmuştur. Bu olaydan sonra muhalefet

sindirilmiş ve İttihatçılar mutlak iktidarlarını

kurabilmişlerdir.

(23)

İttihatçı iktidarının pekişmesi

Talat, Dahiliye Nazırı olmuş; Paşa rütbesine terfi ettirilen Enver, Harbiye Nazırlığı

görevine getirilmiş; İstanbul muhafızı olarak görev yapan Cemal de terfi ettirilerek Paşa rütbesi almıştır. İTC içinde bu üç isim öne çıkmıştır. Bunların yönetimine “triumvira”

(üçlü yönetim) adı verilmiştir.

Mahmut Şevket Paşa’nın ölümünden sonra

yeni sadrazam Mısırlı bir Prens olan Sait

Halim Paşa olmuştur.

(24)

İttihatçı iktidarının pekişmesi

İTC, esas olarak birtakım hiziplere mensup elli kişilik dar bir kadro tarafından

yönetilmektedir.

1913-1918 döneminde, İTC’nin iç

kurullarının, siyasete yön verilmesinde

kabineden çok daha fazla ağırlığı olmuş ve

çok defa kabine oldubittilerle karşılaşmıştır.

(25)

Kaynaklar

Erik Jan Zürcher, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, çev.

Yasemin Saner, 32.B., İletişim Yayınları, İstanbul, 2016.

Sina Akşin, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, 8.B., İmge Kitabevi, Ankara, 2017.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kâmil Paşa Kabinesi ve İttihat ve Terakki Cemiyeti Karşısında Gelişen Muhalefet.  Kâmil Paşa İTC’nin zaaflarının ve güçlü yanlarının bilincinde usta bir

İttihat ve Terakki Cemiyeti Karşıtı Muhalefet ve 31 Mart Olayı.. İTC karşıtı muhalefetin ana unsuru, arkasında Prens Sabahattin ve Kâmil Paşa gibi isimlerin bulunduğu

Birinci Dünya Savaşı'nın Sonu ve Osmanlı Devleti.. 1915 yılından itibaren İttifak devletleri arasında önemli bir bağ oluşturmuş olan Bulgaristan’ın 29 Eylül’de

Mondros’tan İstanbul’un işgaline İstanbul’da Siyasi Gelişmeler (Kasım 1918-Mart 1920) Saray’ın izlediği politika: Elverişli bir barış.. antlaşması elde etmek için

olması ile birlikte İstanbul Hükümeti’nin Ankara’daki ulusal direniş hareketine karşı aldığı siyasi ve askeri tedbirler..

Ulusal Direniş Hareketi içerisindeki siyasal gelişmeler.. Milli Mücadele’nin sürdüğü yıllarda Mustafa Kemal silahlı kuvvetler üzerinde sağlam bir otorite kurmuşsa

İsmet Bey’in kabinesinin 4 Mart 1925’te Terakkiperver Fırkalıların ret oyuna rağmen açık farkla güvenoyu alması.. Şeyh Sait İsyanı-Takrir-i Sükun Kanunu ve

Bu arada Almanya’nın, Fransa ve Belçika’ya da savaş açması üzerine, İngiltere, Almanya’ya savaş ilan etmiş ve Birinci Dünya Savaşı başlamıştır.. Bu