• Sonuç bulunamadı

Çanakkale cephesinde Kazım İnanç

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çanakkale cephesinde Kazım İnanç"

Copied!
287
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dal

Yak nça Tarihi Bilim Dal

Yüksek Lisans Tezi

ÇANAKKALE CEPHES NDE KÂZIM NANÇ

Rüya BA IR

(2)

T.C.

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü TarihAnabilim Dal

Yak nça Tarihi Bilim Dal

Yüksek Lisans Tezi

ÇANAKKALE CEPHES NDE KÂZIM NANÇ

Rüya BA IR

Dan man

Yrd. Doç. Dr. Üftade ÇUKUROVA

(3)

TAAHHÜTNAME

SOSYAL B MLER ENST TÜSÜ MÜDÜRLÜ ÜNE

Dicle Üniversitesi Lisansüstü E itim-Ö retim ve S nav Yönetmeli ine göre haz rlam oldu um “Çanakkale Cephesinde Kâz m nanç” adl tezin tamamen kendi çal mam oldu unu ve her al nt ya kaynak gösterdi imi taahhüt eder, tezimin kay t ve elektronik kopyalar n Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ar ivlerinde da belirtti im ko ullarda saklanmas na izin verdi imi onaylar m. Lisansüstü itim-Ö retim yönetmeli inin ilgili maddeleri uyar nca gere inin yap lmas arz ederim.

Tezimin tamam her yerden eri ime aç labilir.

Tezim sadece Dicle Üniversitesi yerle kelerinden eri ime aç labilir.

Tezimin 3 y l süreyle eri ime aç lmas istemiyorum. Bu sürenin sonunda uzatma için ba vuruda bulunmad m takdirde, tezimin tamam her yerden eri ime aç labilir.

(4)

KABUL VE ONAY

Rüya Ba r taraf ndan haz rlanan ÇANAKKALE CEPHES NDE KÂZIM NANÇ ad ndaki çal ma, Savunma S nav Tarihi tarihinde yap lan savunma s nav sonucunda jürimiz taraf ndan Tarih Anabilim Dal , Yak nça Bilim Dal nda YÜKSEK L SANS TEZ olarak oybirli i / oyçoklu u ile kabul edilmi tir.

[ m z a ]

(5)

ÖNSÖZ

Çanakkale Cephesi’nde Kâz m nanç Pa a adl tez çal mas nda Çanakkale Cephesi’nde Be inci Ordu Kurmay Ba kan Kâz m nanç Pa a’n n görev, yetki ve sorumluluklar muharebeler çerçevesinde belgeler nda incelenmi tir.

Ya am , do umundan ölümüne kadar genel hatlar yla ele almaya çal z Kâz m nanç, harbiyeden mezun olduktan sonra çe itli askeri görevlerde bulunarak, Türk milletinin tarihinde yer edinen üç önemli sava ta dü mana kar mücadele etmi tir.

Bu sava larda ço unlukla cephe gerisinde karargâhlarda çal an Kâz m nanç, sava meydanlar nda aktif olarak pek yer edinmemi olsa da, ba lang harbiyede kazand parlak askeri ya am , karargâhlarda elde etti i askeri deneyimi ve kendisini kültürel aç dan geli tirmesinin neticesi olarak çok önemli askeri görevlere getirilmi tir. Kâz m Bey, bu sayede bulundu u askeri konumunun etkisiyle ço u kez ülkede hayati nitelik ta yan pek çok olaya damgas vurmay ba arabilmi tir.

Türk milletinin ba ms zl kan tlad ve esaretten el birli iyle kurtulmaya çal Çanakkale Cephesi, bitmez tükenmez bir azim ve çaba ile mücadele eden kahraman Türk askerinin ve Mustafa Kemal’in ba ar oldu u kadar, cephenin ah damar konumunda olan Be inci Ordu’nun da özverili çal mas n sonucudur. Bu orduda bulundu u konum itibariyle hayati bir rol üstlenen Kâz m nanç’ n cephede

(6)

yerine getirdi i görevler ve üstlendi i sorumluluklar Çanakkale Cephesi’nde kazan lan zaferde büyük bir paya sahiptir.

Be inci Ordu Kurmay Ba kan Kâz m nanç’ n cephede çok yönlü bir konuma sahip olmas tezimizi olu turmam zda esas faktör olu turmaktad r. Asl nda Kâz m nanç’ n hayat biyografik bir çal ma olarak daha önce yap lan bir doktora tezinde ele al nm r. Yap lan bu çal mada, kendisinin Çanakkale Cephesi’ndeki durumuyla alakal olarak birkaç hususa de inilmi olsa da, bu konu ba ba na ba ms z bir çal ma olarak ele al nmam r. Bu sebeple çal mam z ba ba na kendisinin cephede yapt görevleri ve etken oldu u durumlar belgeler ile bütünle tirerek konuyu bir parça da olsa ayd nlatabilmek amac yla yap lm r.

Ancak ara rmam z esnas nda kar za çe itli sorunlar ç km r. Söz konusu s nt lardan biri Kâz m nanç’ n kendi ailesine ula abilme zorlu u olmu tur. Yine daha önce yap lm olan bu doktora tezinde Kâz m nanç’ n ailesine ula lmam olmas ve yüzden de yak n dereceden ailesinin olmad n belirtilmesi bizim mutlak derecede bu hususu da ayd nlatmam z gere ini ortaya ç karm r. Ancak kendilerine büyük zorluklar neticesinde ula abildi imiz Kâz m Bey’in yak n derecede akrabalar n da teyit etti i üzere, Kâz m nanç’ n esas çal ma konumuz Çanakkale Cephesi’ne dair bir hat rat n olmay belirtmeleri, çal ma esnas nda baz s nt larla kar la mam za sebebiyet vermi tir. Ancak kar la z bu

nt gerek Atase Ar ivi’nden elde etti imiz belgeler gerek Kâz m nanç Aile Ar ivi’nden faydalanarak kendi kaleminden yaz lan belgelerle gidermeye çal arak bilimsel bir çerçeveye oturtmaya çal z tezimiz, üphesiz Çanakkale Cephesi’ne farkl bir aç dan bak lmas sa layacakt r. Yine Kâz m nanç Ailesi’yle yapt z görü meler ve bize sunduklar baz materyaller çal mam önemli ölçüde farkl la rarak, daha önce hiç gün na ç kmayan çe itli belge ve çe itli hususlar n ortaya ç kmas sa lam r.

Bu çal mamda benden hiçbir yard m ve deste ini esirgemeyen, çal mam esnas nda çok yönlü deste iyle her daim arkamda duran k ymetli hocam Yrd. Doç. Dr Üftade ÇUKUROVA’ya, çal mamla alakal olarak beni büyük bir sab rla dinleyen, önemli yorumlar yla bana büyük bir katk da bulunan kuzenim Mahsun BA IR’a, her ko ulda arkamda duran sevgili annem Sebiha BA IR’a, Kâz m

(7)

nanç’la alakal baz materyallerin ula nda bana sonsuz destek sa layan, bütün samimiyetleriyle Kâz m nanç Aile Ar ivi’nden faydalanmama olanak sa layan ve çal mam esnas nda sordu um bütün sorulara imkânlar ölçüsünde b kmadan usanmadan cevap vermeye çal an Kâz m nanç’ n yak n dereceden gelen akrabalar ndan Bilgin NANÇ’a ve Ertu rul NANÇ’a, Osmanl ca belgelerin çevirisinde bana büyük yard mlar dokunan lhami BEBEK’e ve Hakan YA AR’a, Kâz m nanç’a dair baz materyallerin ula nda bana sonsuz destek sa layan Ahmet YURTTAKAL’a, Kâz m nanç’ n aile ar ivinden elde etti imiz baz belgelerin çevirisinde büyük yard m ve desteklerini esirgemeyen stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyât Anabilim Dal ’nda Ara rma Görevlisi Dr Bar Konukman’a, Kültür Bakanl Türkiye Yazma Eserler Kurumu’nda Uzman Yard mc olarak görev yapan Abdullah OKAL ve Ensar KARAGÖZ’e, sonsuz sayg ve te ekkürlerimi sunar m. Ayr ca çal mamda rastlanabilecek hatalar sadece benden kaynaklanmaktad r.

(8)

ÖZET

Birinci Dünya Sava ’nda, Çanakkale Cephesinin denge anahtar olarak nitelendirebilece imiz Kâz m nanç Pa a’n n Çanakkale Cephesinde yapmakla yükümlü oldu u görev, yetki ve sorumluluklar n belgeler nda de erlendirilip aç kl a kavu turulmas esas na dayanarak bu tezimiz olu turulmu tur.

Yapt z bu çal ma, Kâz m nanç’ n 1880 tarihinde do umundan vefat etti i 1938 sürecine kadar ya ad olaylara ve yürüttü ü görevlere ayr nt ya inmeden de indikten sonra, Çanakkale Cephesinde yapmakla yükümlü oldu u görevler ve görevleri d nda bazen ekstra yapt i leri belgeler nda ayd nlatmay amaçlad k

Askeri görevine ba lad andan itibaren önemli görev ve pozisyonlarda bulunan Kâz m nanç, gerek Harbiyede ö renci oldu u s ralarda gerekse Balkan Sava lar nda yürüttü ü görevlerin neticesinde elde etti i deneyim ve tecrübeler sayesinde Çanakkale Cephesinde kilit bir rol üstleneren önemli ba ar lara imza atm r.

Çanakkale cephesinde Be inci Ordu Komutan Alman Generali Liman Von Sanders’in Kurmay Ba kan olarak görev yapan Kâz m nanç, çok iyi almanca konu abilmesinin etkisiyle de Limân Pa a ile gerek harbiyeden gerek karargâhlardan tan yak n arkada lar olan birlik komutanlar aras nda denge görevi görerek olabilecek çat malara engel olmaya çal r

(9)

Bu amaç ve kapsamlar içeren tezimiz Milli Savunma Bakanl , Genelkurmay ATASE Ar ivi, Ba bakanl k Ar ivi, TBMM, Türk Türk Tarih Kurumu, Milli Kütüphane, Diyarbak r l Hâlk Kütüphanelerinden faydalanarak elde edilen Hat ratlar, Makaleler, Belgeler ve Resmi Yay nlar n de erlendirilmesi sonucunda haz rlanm r.

Anahtar Sözcükler

(10)

ABSTRACT

First World War, Çanakkale Front's balance keys can be named as Kâz m nanç Pasha in Gallipoli were obliged to do the tasks, powers and responsibilities of the documents in the light assessed to be clarified on the basis of this thesis we have been created.

In onr this study Kazim nanç’s 1880 on the birth, where he died in 1938 until the time lived events and walked to the tasks and details of stroke after mentioning, in Gallipoli were obliged to do the tasks and duties, except sometimes extra his work documents to clarify aimed.

Military mission begins from the moment the key tasks and in positions Kâz m nanç, both military academy students in the order, as well as in the Balkan wars carried out tasks as a result of the experience gained and experience thanks Çanakkale Front a key role in the significant achievements has been signed.

Gallipoli, the fifth military commander, German General Liman von Sanders Chief of Staff, who served as Kâz m nanç, a very good speak German being able to the influence Liman Pasha need Harbiye need the headquarters of the familiar close friends with unit commanders balance between task conflict that may not interfere with sought.

These objectives and scope that includes Our thesis Ministry of Defense, the General Staff of Fire archives, the Prime Minister archive, the Parliament, the Turkish Historical Society, the National Library, the Diyarbak r Public Library

(11)

utilizing the resulting memories, Articles, Documents, and official publications based on an evaluation prepared.

Key Words

(12)
(13)

NDEK LER

Sayfa No. ÖNSÖZ ... I ÖZET ... IV ABSTRACT... VI NDEK LER... IX KISALTMALAR...XII ... 1 1.DÜNYA SAVA I VE OSMANLI DEVLET ’N N SAVA A G ... 1

NC BÖLÜM

KÂZIM NANÇ PA A’ NIN B NC DÜNYA SAVA I ÖNCES ASKER FAAL YETLER

1.1. KÂZIM NANÇ PA A’NIN A LE TAR ...14 1.2. KÂZIM NANÇ PA A’NIN ÇANAKKALE CEPHES NE KADAR YA AMI ...18

(14)

NC BÖLÜM

KÂZIM NANÇ PA A’NIN ÇANAKKALE CEPHES NDEK ASKER FAAL YETLER

2.1. BE NC ORDU’NUN KURULU U ...34 2.2. KÂZIM BEY’ N BE NC ORDU’NUN KURMAY BA KANLI INA GET ...43

2.3. ÇANAKKALE CEPHES NDE BE NC ORDUNUN KURMAY

BA KANI OLARAK KÂZIM NANÇ’IN GERÇEKLE RD FAAL YETLER ....49

2.4. ÇANAKKALE CEPHES ’N N TAHL YESi VE KÂZIM BEY ...121 2.5. KÂZIM BEY’ N ÇANAKKALE CEPHES ’NDE YER NE GET RD GÖREV VE SORUMLULUKLAR...147

2.5.1 Silah, Cephane ve Erzak Tedariki Temin Etme Hususunda Rolü ...147 2.5.2. Birliklerin Temini, De imi ve Konu lan Hususunda Rolü: ...150

2.5.3. Haberle me ve Bilgi Al veri i Sa lama Hususunda Rolü…….154

2.5.4. Dü man Kuvvetleri Hakk nda Elde Edilen Bilgiler Hususunda Rolü ..158 2.5.5. kmal Efrad Temin Etme Husunda Rolü...160

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

1916 ve 1938 YILLARI ARASINDA KÂZIM NANÇ

3.1. YILDIRIM ORDULARI GRUBU KURMAY BA KANI OLARAK KÂZIM NANÇ ...162 3.2. MONDROS MÜTAREKES SÜREC NDE KÂZIM NANÇ ...165 3.3. M LL MÜCADELE DÖNEM NDE KÂZIM NANÇ...168

(15)

3.4. CUMHUR YET DÖNEM NDE KÂZIM NANÇ ...173

3.4.1 Üçüncü Ordu Müfetti i olarak Kâz m nanç ...173

3.4.2. Siyasi Ya amda Kâz m nanç ...176

3.5. KÂZIM NANÇ’IN ALDI I N AN VE MADALYALAR ...186

SONUÇ ...190

KAYNAKÇA ...193

(16)

KISALTMALAR

a.g.b ad geçen bildiri

a.g.e ad geçen eser

a.g.m ad geçen makale

a.g.t ad geçen tez

ATASE Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüd Dairesi Ba kanl

ATBD Askerî Tarih Belgeler Dergisi

Bkz. Bak z

BOA Ba bakanl k Osmanl Ar ivi

C. Cilt

C.H.F Cumhuriyet Hâlk F rkas

S.C.F Serbest Cumhuriyet F rkas

Çev. Çeviren

Fih. Fihrist

Gn. Kur. Genel Kurmay

Haz Haz rlayan

Kls. Klasör Ks. m R. Rumî s. Sayfa S. Say T.T.K. Türk Tarih Kurumu

TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi

(17)

1.DÜNYA SAVA I VE OSMANLI DEVLET ’N N SAVA A G

Birinci Dünya Sava ’n n neden ve sonuçlar , Frans z ihtilali ve bir çeyrek yüzy l devam eden ihtilal sava lar n olu turdu u ortam ve geli melerin devaml ve ola an sonuçlar olu turmaktad r. Frans z htilali’nin ortaya ç kard yeni fikirler, kabullenmeler, siyasal ve sosyal geli meler devletlerin ve milletlerin davran lar na yeni istikametler vermi , bu devletleraras ndaki münasebetler de yeni bir çerçeve içinde akmaya ba lam r. Bu münasebetlerde yeni çat ma konular yaratan liberalizm hareketleri, milliyetçilik, talya ve Alman Milli Birli inin sa lanmas Avrupa güçler dengesine yepyeni bir biçim vermekle beraber, Balkanlar’daki milliyetçilik hareketlerini de h zland rm r. Bu noktada 1870’den sonra Balkanlar, Avrupa diplomasisinin ilgi ve faaliyet gösterdi i ba ca alanlardan biri olmu tur. 1908-1909 Bosna – Hersek Buhran , 1912-1913 Balkan Sava lar ’ndan sonra, 1914’de I. Dünya Sava da ilk k lc bu bölgeden alm r.1

Asl nda 1815 tarihli Viyana Kongresi ile Avrupa’ya, daha geni bir perspektifle dünyaya getirilen yeni bir statü ile güçler dengesi kurulmu tu.2 Nitekim

talya’n n 1868’de Almanya’n n da 1871’de Milli birliklerini kurmalar , büyük devlet olarak, devletleraras ili kilerde bulunmak için giri imlerde bulunmalar , Viyana kongresi statüsünü ve güçler dengesini büyük ölçüde de tirmi tir. Sonraki

1

Fahir Armao lu, 20.Yüzy l Siyasî Tarihi (1914-1995), Alk m Yay nlar , stanbul 2009, s. 46; Yusuf Hikmet Bayur, Türk nk lâb Tarihi, C.1, 3.bask , T. T. K.Y, Ankara 1983, s. 131

(18)

süreçlerde tekrardan bir dengenin kurulmas giri imleri de Avrupa’da yeni bloklar n ortaya ç p birbirleriyle çat malar na neden olmu tur.3

Milliyetçilik hareketleri ekseninde, siyasi birliklerini tamamlayan Almanlar n sergiledikleri d politikalar özellikle Bismarck’ n Alman mparatorlu unu korumak için uygulad bar kombinasyonlar sonuçlar sebebiyle, Avrupa’y blokla maya ve silahlanma yar na sürüklemi tir.4

1870-1871 Sava ’nda Fransa’y a r bir yenilgiye u ratan, Almanya’n n ba kan Bismarck’ n bundan sonraki d politikas elde etti i üstünlü ü korumak ilkesi olmu tur.5 Alman d politikas n neticesi olarak 7 Eylül 1872’de Alman, Avusturya – Macaristan ve Rus mparatorlar ve Ba bakanlar 9 Eylül 1872’de sözlü bir antla maya6 varm rlar. 7 Ekim 1879’da ise Viyana’da Almanya – Avusturya aras nda bir savunma antla mas7 imzalanm r.8

Ancak Bismarck büsbütün Rusya’y gözden ç karmak niyetinde de ildi. Bu nedenle de 18 Haziran 1881’de Almanya – Avusturya – Rusya aras nda 2. Üç mparatorlar Ligi Antla mas yap lm r. 20 May s 1882’de ise Almanya, talya ve Avusturya – Macaristan aras nda Üçlü ttifak antla mas9 gerçekle tirilmi tir.

Yap lan bu ittifaklar ile Almanya’n n Avrupa’daki üstünlü ü kesin bir durum alm , Birinci Dünya Sava ’na kadar bar dengesini yönlendiren Avrupa politikas n temellerinden biri olmu tur.10 18 Haziran 1887’de imzalanan Alman – Rus antla mas ile yeniden Rusya’y yan na çekmeyi ba aran Bismarck’ n, takip

3

Uçarol, a. g. e., s. 461; Mehmet Okur, “Osmanl Devleti’nin Almanya ile ttifak ve I. Dünya Sava ’na Giri ini Gerektiren Sebepler”, Askeri Tarih Ara rmalar Dergisi, S. 16, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Ba kanl Yay nlar , Ankara 2010, s. 90

4

Armao lu, a. g. e., s. 131-132

5

Yunus Kobal, “1. Dünya Sava Öncesinde Almanya”, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Atatürk lkeleri ve nk lâp Tarihi Enstitüsü, Ankara 2000, s. 77-78

6

Birinci Üç mparatorlar Ligi ya da Üç mparatorlar Antla mas . Armao lu, a. g. e., s. 45; Uçarol, a. g. e., s. 293

7

Gastein Pakt olarak geçmektedir. Re at Sagay, XIX. ve XX. Yüzy llarda Büyük Devletlerin Yay lma Siyasetleri ve Milletleraras Önemli Meseleler, Türkiye Bankas Kültür Yay nlar , stanbul 1972, s. 18

8

Armao lu, a. g. e., s. 45; Ahmet Eyicil, Siyasi Tarih, Ankara 1990, s. 61; Uçarol, a. g. e., s. 293

9

ttifak Müselles olarak geçmektedir. Sagay, a. g. e., s. 18

10

Armao lu, a. g. e., s. 40-48; Eyicil, a. g. e., s. 61-63; Enver Ziya Karal, Osmanl Tarihi kinci Me rutiyet ve Birinci Dünya Sava (1908-1918), C.IX, TTKY, Ankara 1996, s. 362; Sagay, a. g. e., s. 18-19; Uçarol, a. g. e., s. 294-295

(19)

etmi oldu u bu ustaca politikalar neticesinde 1871-1890 aras nda Almanya, Avrupa’da büyük bir üstünlük kazanm r.11

Ancak 1888’de Alman taht na II. Wilhelm’in imparator olmas yla birlikte Alman d politikas önemli ölçüde de mi tir. Bismarck’tan çok daha farkl bir siyaset izleyen II. Wilhelm, Osmanl Devleti ile iyi münasebetler kurmaktan yana olmu , Alman – Avusturya - ngiltere ittifak ndan yana bir tutum izlemi , aktif bir sömürgecilik politikas takip ederek Almanya’n n çok geni alanlara yay p, di er devletlerle çat malara girmesine sebep olmu tur. II. Wilhelm ile Üçlü tilaf dedi imiz ngiltere, Fransa ve Rusya Blo u, Üçlü ttifak kar nda bir denge unsuru olarak ortaya ç km r.12

Avrupa’da meydana gelen bloklanmalarda ve çat mada Milliyetçilik haticinde di er bir husus da sömürgecilik ve emperyalizm dü üncesinin büyük ölçüde bir yayg nl k kazanm olmas r. Özellikle 19. yüzy lda sanayile mede ya anan geli meler sonucunda buhar makinelerinin kara ve deniz ula nda kullan lmas , yeni uluslar ve k talararas ekonomik ve ticari münasebetleri geli tirmi , dünyan n birçok yeri Avrupa’n n sömürgesi alt na girmi bulunmakla birlikte ba ms z say lan devletler de Avrupa’n n siyasal ve ekonomik nüfuzu alt na girmi tir.13

Tam bu artlarda Almanya’da iktidara gelen II. Wilhelm’in yeni pazarlar bularak, ilerlemesini sa lad Almanya’n n güçlenip, sanayide en erken geli en ngiltere ile rekabete ba layarak ngiliz mallar alt etmesi, ngiltere’nin Fransa ile antla p, Avrupa’da kar bir blo un yani üçlü itilaf ad verilen ngiltere, Fransa ve Rusya blo unun ortaya ç na sebep olmu tur.14

Almanyan n h zla güçlenmesi, ittifak devletleri ile h zla silahlanmaya ba lamalar , Rusya ile Fransa aras nda, olabilecek bir Alman sald na kar askeri bir i birli i antla mas n imzalanmas na, 1984’de de Almanya’ya kar bir resmi ve

11

Fahri Belen, 20 nci Yüzy lda Osmanl Devleti, Remzi Kitabevi, stanbul 1973, s. 13; Armao lu, a. g. e., s. 49

12

Armao lu, a. g. e., s. 50-51; Eyicil, a. g. e., s. 64; Uçarol, a. g. e., s. 296

13

Eyicil, a. g. e., s. 72-73; Belen, 20 nci Yüzy lda Osmanl Devleti, s. 13

(20)

askeri bir ittifak antla mas n imzalanmas na,15 Fransa ve ngiltere’nin de yak nla arak 8 Nisan 1904 y nda kendi aralar nda Entente Cordiale (Dostane ttifak)16 ad alan bir antla ma imzalamalar na neden olmu tur. 1907’de ise ngiltere ve Rusya aras nda da imzalanan antla ma ile ngiltere Rusya’y büyük ölçüde Hindistan’dan uzakla rmay ba arm , Rusya ise tarihi emellerine ula mak ad na Almanya ve Avusturya’ya kar büyük güçlü bir destek elde etmeyi ba arm r.17

Temeli 19. yüzy l ile 20. yüzy n ba lar nda meydana gelen olay ve geli melerin sonucuna dayand lan I. Dünya Sava , Avrupa’da kurulan bloklar aras nda meydana gelen çeki melerin tabi bir sonucudur. Bloklar aras nda meydana gelen gerginlik kar kl silahlanmaya neden olmu , bu da silahl Bar Dönemini ortaya ç karm .18 Bu süreçte müttefik ve itilaf bloklar aras nda birbirlerine kar sava haz rl klar devam etmekteydi. Bunun neticesi olarak Avrupa’da kurulan denge bozulmaya ba lam , olabilecek küçük bir k lc m sava a sebebiyet verebilecekti.19

Neticede beklenilen k lc m gerçekle mi ve 28 Haziran 1914 günü Avusturya – Macaristan veliahd Ar idük Fronçois Ferdinand’ n Saraybosna’da bir

rpl milliyetçisi taraf ndan öldürülmesi üzerine Avusturya – Macaristan mparatorlu u S rbistan’a sava ilan etmi tir.20

Ya anan bu durum üzerine Rusya, kuvvetlerinin bir bölümünü seferber etmi tir. Bu seferberlik Avusturya – Macaristan’a kar olmas na ra men, Almanya da seferberlik karar vermi tir. Böylece Rusya’n n Avusturya’n n arkas nda Almanya’n n da Avusturya’n n arkas nda yer almas , Avrupa’y 1 hafta içinde dünya çap nda bir sava a sürüklemi tir.21

15

Armao lu, a. g. e., s. 52; Uçarol, a. g. e., s. 462

16

Bu antla ma ile ngiltere ve Fransa aralar ndaki bütün sorunlar çözmü , ngiltere, Fransa’n n Fas’ta, Fransa da ngiltere’nin M r’daki egemenli ini tan r. Böylece bu antla ma ile itilaf grubunun ikinci hâlkas kurulmu tur. Armao lu, a. g. e., s. 56-57; Eyicil, a. g. e., s. 70-71

17

Armao lu, a. g. e., s. 57-59; Eyicil, a. g. e., s. 71-72; Uçarol, a. g. e., s. 462

18

Uçarol, a. g. e., s. 461

19

Eyicil, a. g. e., s. 169

20

Armao lu, a. g. e., s. 132

(21)

ngiltere’nin boyutlar geni leyen problemi diplomatik yollarla çözme iste i, sonuçsuz kal nca Rusya, askerlerin bask ile 31 Temmuz 1914’te genel bir seferberlik ilan etmi bunu gerekçe gösteren Almanya, 1 A ustos 1914’te Rusya’ya,22 3 A ustos 1914’te Fransa’ya kar da sava ilan etmi tir. ngiltere ise itilaf devletlerinin yan na kat larak 4 A ustos 1914’te Almanya’ya sava ilan edince 6 A ustos 1914’te Avusturya da, Rusya’ya kar sava ilan etmi tir.23

Osmanl Devleti ise bu süreçte oldukça zor ko ullar aras nda varl sürdürmeye çal maktayd . Emperyalist devletlerin deste i ile isyan ve ayr k faaliyeti içinde bulunmakla birlikte, özellikle Trablusgarp ve Balkan Sava lar ’nda

rad yenilgi neticesinde büyük toprak kay plar na u ram r. Bu durum özellikle ordusunun zay fl , diplomasisinin etkisizli ini aç kça gözler önüne sermi ti. Bu nedenle de Osmanl Devleti bir taraftan ordu ve donanmas slah etme giri imlerine ba larken di er taraftan siyasi yaln zl ktan kurtulmak için baz diplomatik giri imlerde bulunmu tur.24

Bu geli meler içinde Osmanl Devleti ilk ittifak te ebbüsünü geleneksel dostu sayd ngiltere nezdinde 25 kinci ittifak te ebbüsünü, stanbul’da 1913 yaz nda Bulgarlar ile26 üçüncü ittifak giri imini ise Fransa ile yapt . Ancak Fransa, Cemal Pa a’n n teklifine verdi i cevapta, bu ittifak n gerçekle ebilmesi için Rusya’n n zas n al nmas gerekti ini ancak Rusya’n n bu ittifak kabul etmesinin kesin olmad belirtmi tir.27 Neticede Osmanl Hükümeti’nin yapt üç ittifak giri imi de sonuçsuz kalm r. Bu arada May s 1914’te Dâhiliye Naz Talat Bey ile eski Harbiye Naz zzet Pa a K m’ n Kapl ca beldesi Livadiya’ya gittiler. Rus Çar ziyaret ettikleri esnada yapt klar giri im de sonuçsuz kalm r.28

22

Uçarol, a. g. e., s. 463; Armao lu, a. g. e., s. 137

23

Armao lu, a. g. e., s. 137; Uçarol, a. g. e., s. 465

24

Uçarol, a. g. e., s. 465

25

Avusturya’n n Balkan Politikas ve Bosna – Hersek’i i gal etmesi, talya’n n Trablusgarp’a sald rmas Osmanl Devleti adamlar nda üçlü ittifaka kar bir antipati uyand rm . Armao lu, a. g. e., s. 140; Eyicil, a. g. e., s. 176

26

Armao lu, a. g. e., s. 140-141; Belen, 20 nci Yüzy lda Osmanl Devleti, s. 192

27

Armao lu, a. g. e., s.141; Eyicil, a. g. e., s.17; Belen, 20 nci Yüzy lda Osmanl Devleti, s. 192-193

28

Okur, a. g. m., s.93; Mustafa Aksakal, Harb-i Umumi E inde Osmanl Devleti Son Sava na Nas l Girdi, stanbul Bilgi Üniversitesi Yay nlar , stanbul, Aral k, 2010, s. 95-96

(22)

Osmanl Devleti’nin tilaf Devletleri blo una kat lmak için yapt giri imler netice vermeyince, Osmanl Devleti ister istemez Almanya’ya yana acakt r. Avrupa alevler içindeyken, tarafs zl k Osmanl lar n Avrupal güçlerle ili kilerinde uygulanmas mümkün bir tercih olarak görülmemekteydi. Osmanl liderleri mparatorlu un uzun vadeli güvenli inin ve ekonomik kalk nmas n ancak Berlin’le kurulacak bir ittifakla gerçekle ebilece ini bilmekteydiler.29

Almanya ile kurulacak bir ittifak n, en önemli özelliklerinden biri Rusya’n n Osmanl topraklar yla ilgili olarak uzun süredir tasarlad planlar n üstesinden gelmekte kullan lmas , kilit amaçlar ndan biriydi.30 27 Temmuz’da stanbul’da ba layan görü meler 2 A ustos 1914 günü bir Türk – Alman ittifak n imzalanmas yla sona ermi tir. Yap lan bu gizli ittifakta sadece Sait Hâlim Pa a, Enver Pa a, Talat Pa a, Hâlil Pa a’n n haberi vard . Ancak Türk – Alman ittifak imzaland ktan sonra ttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ileri gelenlerinin ve di er kabine üyelerinin haberi olmu tur.31

4 A ustos 1914’te sava ba lad zaman Osmanl ’n n durumu daha çok zorla çünkü bu süreçte kesin karar vermek zorunda kalm r. Türk – Alman ittifak ndan haberleri bulunmayan tilaf Devletleri Osmanl Devleti’nin tarafs z kalmas hususunda büyük çaba sarf etmi lerdir.32 Ancak Osmanl devleti, ngiltere’nin antla maya pek mütemayil olmayan siyaseti, Rusya’n n yaratt endi e, Almanya’n n gittikçe artan bask kar nda tilaf Devletleri’nin kar nda yer alm r. Ayr ca A ustos’un ilk haftas ndan itibaren olaylar ve Almanya’n n çabalar Osmanl Devleti’ni sava a kat lmaya sürüklemi tir.33

Ayr ca kaybetti i prestijini tekrardan kazanmak isteyen Osmanl Devleti, askeri ve siyasi aç dan bir toparlanma süreci ba latm ve bu amaçla da bir yandan ordu ve donanmas n modernizasyonunu sa lamak bir yandan da 2 blo a ayr lan

29 Aksakal, a. g. e., s. 103 30 Aksakal, a. g. e., s. 112 31

Belen, 20 nci Yüzy lda Osmanl Devleti, s. 193; Eyicil, a. g. e., s. 177; Armao lu, a. g. e., s. 142; Sagay, a. g. e., s. 127

32

Sagay, a. g. e., s. 128; Armao lu, a. g. e., s. 142-143

(23)

Avrupa’da kendisini yaln zl ktan kurtarmak için bir tak m ittifak giri imlerinde bulunmu tur.34

Asl nda 1877-78 harbi, güçlü bir orduya duyulan ihtiyac , kuvvetli bir ekilde gözler önüne sermi ve ordunun yeniden yap land p, modernize edilmesi gere i ortaya ç km . 2. Abdülhamit bir taraftan ordusunu yeniden yap land rmak, di er taraftan da neye mal olursa olsun, Almanya’y yan nda müttefik olarak görme arzusu ile bu ülkeden askeri heyet istemi tir. lk olarak Prusya Genelkurmay ndan Helmuth Von Moltke’nin35 (1835-1839) ba kanl nda bir heyetin gelmesi ile ba layan ve o dönemde dengeli bir ekilde devam eden askeri ili kiler zamanla, Almanya’ya ö retim ve staj için gönderilen subaylar ve buna kar k Türk ordusunu askeri bir düzen ve teçhizata sokmak için stanbul’a getirilen General Kaehler (1882-1885), Von Der Goltz (1886-1895) heyetlerinin Osmanl ülkesine gelmesiyle geli mi tir.362. Abdülhamit döneminde geli en bu ili kiler sonraki süreçlerde artarak devam edecektir.

Osmanl ve Almanya aras nda yo unla an ili kiler neticesinde Haziran 1913’te Kayzer II. Wilhelm Osmanl Devleti’ne gönderece i heyetin ba na General Otto Liman Von Sanders37’i seçmi ve 14 Aral k 1913’te General Sanders stanbul’a Reform Komisyonu’nun yeni atanm ba kan (Heyet-i slâhiye Reisi) olarak geldi.38 Süvari Tümgenerali Liman Von Sanders liderli inde, 7 Ocak 1914’de gelen bu heyet 1914 sonbahar nda Antant ülkelerinin olaylar alg lama biçimini de tirdi.39

34

Belen, 20 nci Yüzy lda Osmanl Devleti, s. 176; Okur, a. g. m., s. 92

35

Alman Hükümeti’nin müsadesiyle Osmanl Devleti’ne gelen ilk Prusyal subay Moltke ve üç arkada r. Bunlar, imparatorlar n müsaadesiyle dört y l (1835-1839) Osmanl ülkesinde kalm lard r. Fahri Çeliker, Osmanl mparatorlu u’nda Alman Askeri Heyetlerinin Balkan Harbi ve Birinci Dünya Harbi’ndeki Tutum ve Etkileri, Dördüncü Askeri Tarih Semineri Bidiriler, Gnkur. Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Ba kanl Yay nlar , Genelkurmay Bas mevi, Ankara 1989, s. 136

36

Bülent Durgun, “Alman Islah Heyetleri ve Bischoff’un Balkan Harbi’nde Osmanl Ordusunun Ula rmas Hakk nda De erlendirmeleri.”, Türk Dünyas ncelemeleri Dergisi, XII/2, K 2012, s. 105

37

O tarihte 58 ya nda olan Sanders, Almanya’n n en ya tümen komutan yd . Uzun, ha in ve askeri görünümlü bir adam olan Sanders, kendisine oldukça hakim, çabuk karar veren, emirlerinde aç k, övgüleri nadir ve verilen bir karara göre hareket etmekte seriydi. Hans Kannengiesser, Çanakkale Cehenneminde 500 Alman, Çev. Ç nar Arcan, Arcan Yay nlar , stanbul 2010, s. 22

38

Aksakal, a. g. e., s. 89

39

Edward J. Erickson, Size Ölmeyi Emrediyorum! Birinci Dünya Sava ’nda Osmanl Ordusu, Çev. Tanju Akad, 3. bask , Kitap Yay nevi, stanbul 2011, s. 43

(24)

Limân Pa a ba kanl nda 42 subaydan kurulu bu heyet stanbul’a gelmi ve Limân Pa a, Merkezi stanbul’da bulunan Birinci Ordu Kumandanl ’na atanm r.40 Ekim ay ba nda, Sanders ile imzalanan antla ma, Askeri Misyon

efine çok geni haklar sa lam r.41 Alman subaylar , teknisyenleri ve e itmenleri ba lang çta küçük, sonralar yüzlerce ki ilik gruplar hâlinde Osmanl ülkesine gelmeye ba layarak, stanbul’daki cephane fabrikalar n denetimini ele alm , stanbul ve Çanakkale Bo azlar ndaki top bataryalar na kumanda etmeye ba lam , piyadenin taktikleri ve e itimleriyle ilgilenmi tirler.42

22. Prusya Tümen Komutan Limân Pa a, böylece hem askeri alanda geni yetkilere sahip olmu , hem de Osmanl ordusunda gerçekle tirilmesi gereken

slahatlardan sorumlu tutulmu tur. in ilginç yan kendi ülkesinde pek sevilmeyen, güvenilir ve ba ar bir komutan olarak görülmedi i için kendisine kolordu komutanl bile verilmeyen bir subay n Osmanl ’da stanbul’daki 1. kolordu komutanl ve Askeri ura görevine atanmas r. Bütün bu geli meler elbette Almanya’n n Osmanl Devleti üzerinde etkinli inin artmas na sebep olmu tur.43 Ancak Sanders’in stanbul’daki 1. Kolordu Komutanl na atanmas itilaf devletlerinin, özellikle Rusya taraf ndan ho kar lanmad . Rusya bunu yabanc bir devletin Bo azlara el koymas eklinde yorumlad .44

stanbul’daki elçiler Bo azlar n ve stanbul’un savunmas ile yükümlü Birinci Ordu’nun ba nda bir Alman Generalinin olmas sadrazam Sait Hâlim Pa a’ya sert bir üslupla ele tirdiler. Alman Harbiyesi de psikolojik bir hata yap lm oldu unu kabul etmek zorunda kald . Limân Pa a’ya merkezi Edirne olan II. Ordu Komutanl tavsiye edildi. Pa a’n n bunun red etmesi üzerine, Alman mparatoru’nun Sanders’e Süvari Kolordusu Komutan rütbesi vermesi ile sorun çözümlenmi oldu. Ayr ca

40

Çeliker, a. g. b., s. 140; Karal, a. g. e., s. 375

41

En yüksek Sava Konseyi’nin bir üyesi olarak ordu ve ülke savunmas yla ilgili sorunlardan haberdar olmas gerekmekteydi. Bütün askeri e itim, kendisinin emrine verilmekle birlikte, yabanc subaylar n görevlendirilmesi konusundaki bütün yetki de, kendisine b rak lm . Yap lan antla ma bu yetkilerin d nda, Sanders’e bütün bölgelerin s rs z tefti yetkisini vermi tir. Carl Mühlman, mparatorlu un Sonu 1914 Osmanl Sava a Neden ve Nas l Girdi?, Çev. Kadir Kan, Tima Yay nlar , stanbul May s 2009, s. 27-28; Çeliker, a. g. b. , s. 140-141

42

Alan Moorehead, Gelibolu, Çev. Ali Cevat Akkoyunlu, 7. bask , Do an Kitap Yay nlar , stanbul ubat 2007, s. 17

43

Ergin Ayan, “Alman Subaylar ’n n Hat ralar na Göre Çanakkale’de Mustafa Kemal”, Uluslar Aras Sosyal Ara rmalar Dergisi, The Journel Of nternational Social Research, Vol 3/1, Spring 2010, s. 93

(25)

kontrat gere i Liman’ n Osmanl Ordusundaki rütbesinin, Almanya’dakinin bir üst derecesi olmas gerekmekteydi. Sonuç olarak Sanders, Mare alli e yükseltilerek Türk ordusunun ba müfetti li ine tayin edildi ve bu suretle de Birinci Ordu Komutanl ndan ayr ld .45

Ancak Osmanl Devleti’nde ya anan ko ullar onu Almanya’ya do ru h zla itmekteydi. Çünkü dostluk ili kileri kurdu u Fransa Cezayir ve Tunus’u alm , geleneksel dostu ve müttefiki olarak gördü ü ngiltere K br s’a (1878), M r’a (1878) yerle mi ti. talya Trablusgarp’ ele geçirip, Rodos ve 12 Adaya yerle mekten geri kalmam . Avusturya – Macaristan da zaman zaman Rusya ile birle erek, bazen de tek ba na Osmanl ile sava maktan geri kalmam ayr ca Balkanlar’a da sarkmaktan geri durmam r. Ruslar n bo azlar üzerindeki ihtiraslar ise yine Osmanl ’y korkutmaktayd .46

tilaf Devletleri’nin dayan mas bu ekilde Osmanl ’y endi elendirmekte çünkü bu devletler güçlerini Akdeniz üzerinden yani askeri ve ekonomik yard mlar bo azlar üzerinden yapacak ve bu noktada Osmanl topraklar sava alan hâline getirilecekti. Bu i birli ini engellenmesi için de bo azlar üzerinden ciddi bir savunma yapmas ve müstahkem mevkiler olu turmas gerekmekteydi. Bu da güçlü bir müttefikle olabilir ki o süreçte47 en güçlü aday konumunda Almanya bulunmaktayd . gerek Alman Askeri Islah Komisyonunun etkisi gerekse Almanlar taraf ndan yeti tirilen subaylar n iktidarda bulunmas n pay çok yüksekti. Bu subay kadrosunda bulunan Enver Pa a’n n Alman hayranl zaten bilinen bir gerçektir.48

Olaya Almanya cephesinden bakarsak Osmanl ’n n, Almanya’n n yan nda sava a girmesi Almanya’n n Avrupa’daki yükünü hafifletecek, stanbul ve Çanakkale Bo azlar ’n n itilaf devletlerine kapanmas sonucu do uracak ki bu

45

Limân Von Sanders, Türkiye’de Be Y l, Çev. E ref Bengi Özbilen, 2. bask ,Türkiye Bankas Kültür Yay nlar , stanbul May s 2011, s. 13-14; Karal, a. g. e., s. 376; Belen, 20 nci Yüzy lda Osmanl Devleti, s.185

46

erafettin Turan, Türk Devrim Tarihi mparatorlu un Çökü ünden Ulusal Direni e, 2. bask , Bilgi Yay nevi, Ankara Haziran 2004, s. 43-45

47

Durmu Y lmaz, Osmanl ’n n Son Yüz Y Cumhuriyete Giden Yol, 2.bask , Çizgi Kitabevi Yay nlar , Konya Ekim 2004, s.207

48

Ali Ka yu un, “Osmanl Devleti’nin 1. Dünya Sava ’na Girmeden Önceki ttifak Aray lar ”, History Studies, Volume 1, 2009, s.322-324

(26)

sayede Rusya’n n müttefikleriyle ula kesilecek ve sava uzayacakt . Yine Osmanl ’n n ittifaklar yan nda sava a girmesi ile Rusya ve ngiltere’ye kar Kafkaslar ve Ortado u’da yeni cepheler aç lacak ve Almanya’n n Avrupa’daki yükü hafifleyecekti. Bu sava tan galip ç lmas durumunda ise Osmanl Devleti yan Orta Do u ve Anadolu kontrol alt na al narak, rakiplerine kar Almanya, stratejik ve politik bir üstünlük sa layacakt .49

Neticede olu an ortam ve ko ullar n etkisiyle Osmanl ve Almanya aras nda 2 ustos 1914’te bir antla ma50 imzalanm r. Ancak Osmanl Devleti ile Almanya aras nda 2 A ustos 1914’te yap lan antla man n daha mürekkebi kuramadan, Almanya, Osmanl ’ya sava a girmesi için bask yapt . Ancak Osmanl Sava a girecek durumda de ildi. Çanakkale ve stanbul Bo azlar , henüz savunma gücünden yoksundu. Ruslara kar Kafkasya Cephesinde bulundurulan askerlerin say çok dü üktü, Trakya cephesinde de durum pek farkl de ildi.51

Osmanl Hükümetine ilk etapta sava haz rl klar tamamlamas için vakit gerekmekteydi. Bu sebeple, Osmanl devleti, 2 A ustos günü genel seferberlik ilan etmi tir. 3 A ustos Pazartesi günü Bab âli hâli haz rda devam etmekte olan sava ras nda silahl tarafs zl k siyaseti takip edece ini ilan etmi tir. Bu olay n itilaflar üzerinde yapaca olumsuz etkiyi göz önünde bulunduran Osmanl devleti, 4 A ustos 1914’te sava ta tarafs z kalaca duyurmu tur.52

I. Dünya Sava sürecinde seferberlik haz rl klar bak ndan ilk i seferberli i kolayla rmak ve çabukla rmak için, memleket düzeyine yay lm bulunan kolordular n s rlar belirtilmi ve her kolordu bölgesi, asker alma ve seferberlik yönünden bir asker alma heyetiyle donat lm , heyetler bu seferberli in

49

Sertif Demir, Alev Keskin, Fatma lhan, “Osmanl Devleti’nin Birinci Dünya Sava ’na Giri i: Karadeniz Bask ”, Askeri Tarih Ara rmalar Dergisi, S. 17, ubat 2011, s. 96; Okur, a. g. m., s. 97

50

Bu antla man n ayr nt için bkz. Karal, a. g. e., s. 381; Erdo an Ayd n, Osmanl ’n n Son Sava Turan Hayalinden Sevr’e, K rm Yay nlar , stanbul, 2. Bask , Nisan 2012, s. 360; Belen, 20 nci Yüzy lda Osmanl Devleti, s. 193

51

Karal, a. g. e., s. 382

(27)

tatbikat ve düzeninden sorumlu tutulmu lard r. Denilebilir ki bu seferberlik Türk Silahl Kuvvetlerinin ilk modern seferberli iydi.53

Seferberlik esnas nda te kil edilen Türk Genel Karargâh daha A ustos ay nda birçok ordunun te kiline karar vermi tir. Kara kuvvetlerinden dört ordu kurulmu , konu lanmas için stanbul’da olan 1. Ordu’nunkumandanl Liman Von Sanders’e verilmi tir.54 3 A ustos 1914’te uygulanmaya ba layan seferberlik, 25 Eylül 1914’te birçok eksiklikleriyle tamamlanm oldu u gibi kabul edilmi ti.55

Bu süreçte kisi Alman, di er ikisi Osmanl ad na ngiliz tersanelerinde yap lmakta olan 4 sava gemisi Osmanl ’n n sava a kat m sürecinde kritik rol oynam r. Osmanl hükümetinden habersiz olarak Çanakkale’den içeri giren ilk ikisi, Osmanl ’n n rehin al p, Rusya’ya sald rt lmas nda, el konulan di er ikisi de Osmanl kamuoyunun itilaf devletlerine kar artland lmas ve sava a raz edilmesinde belirleyici rol oynam r.56

Türk – Alman ittifak antla mas n imzaland günlerde Goben ve Breslau adl 2 Alman gemisi talya’n n Messina Liman ’nda bulunmaktayd . Amiral Souchon komutas ndaki bu gemiler, ngiltere’nin Almanya’ya sava ilan etti i haberi üzerine talya tarafs z oldu u için Alman gemilerinin 24 saatte liman terk etmelerini ister. Bu geli meler üzerine Alman Hükümeti Amiral Souchon’a ilk önce Cezayir limanlar bombalamalar daha sonra rotas stanbul’a do ru çevirmeleri emrini vermi tir.57

Amiral Souchon, 3 A ustos58’ta Cezayir’deki iki liman kentini bombalad ktan sonra rotas do uya çevirir. Alman Deniz Bakan Tirpitz’in bu emri do rultusunda stanbul’a do ru yol alan bu iki gemi, kendilerini takip eden ngiliz gemilerini de atlatarak, ilk önce zmir’e, 10 A ustosta da Çanakkale Bo az önüne

53

Türk Silahl Kuvvetleri Tarihi, 1908-1920, C.III, Ks. 6, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Ba kanl Yay nlar , Genelkurmay Bas mevi, Ankara 1996, s. 161

54

Sanders, a. g. e., s. 39; Belen, 20 nci Yüzy lda Osmanl Devleti, s. 201.

55

Türk Silahl Kuvvetleri Tarihi, 1908-1920, C. III, Ks. 6, s. 163

56

Ayd n, a. g. e., s. 399

57

Ayd n, a. g. e., s. 405; Karal, a. g. e., s. 384; Sina Ak in, Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yak n Tarihi (1789-1980), 7.bask , maj Yay nevi, Ankara 2009, s. 85; Okur, a. g. m., s. 99

58

Cezairdeki Limânlar n bombalanma tarihi baz kaynaklarda 4 A ustos 1914 olarak geçmektedir. Okur, a. g. m., s.100

(28)

gelmeyi ba ar rlar. Çanakkale Bo az önüne gelen bu iki gemi Osmanl Devleti’nin sava a girmesine sebebiyet te kil edecektir.59

O süreçte Harbiye Naz ve Ba komutan vekili olan Enver Pa a’ya bu durum bildirilmi ve Enver Pa a da Çanakkale Bo az Müstahkem Mevki Komutanl ’na 7-8 A ustos 191460’te gönderdi i emirde bu iki geminin Bo aza s nmalar hâlinde geçmelerine izin verilmesini istemi tir. Asl nda bu süreçte Osmanl Devleti’nin tarafs z bir devlet s fat yla ya 24 saat içinde bu sava gemilerini kara sular zdan

karmas , ya da silahs zland rarak sava sonuna kadar bu limanda gözetim alt nda bulundurmas gerekmekteydi. Ancak Osmanl gerekeni yapmam ki bu tarafs zl n sonu olup, sava a girme sebebiyetini te kil etmi tir.61 Neticede 10

ustos 1914’te saat 17.00’de Kütahya torpidosunun k lavuzlu u alt nda bu gemiler Bo az’dan içeri girmi tirler.62

Alman kruvazörlerinin Bo az’dan içeri al nmas , devletleraras bir gerilim kayna olup, acilen çözümü gereken bir problemdi. Bu süreçte kabine de bu probleme dair görü ayr klar mevcuttu. Enver Pa a sava a girmekten yana iken Bahriye Naz Cemal Pa a, Maliye Naz Cavit Bey ve Sadrazam buna kar idiler. Neticede bu iklimden kurtulmak için Alman Elçisi’nin de uygun görmesiyle bir aldatmacaya ba vurulmu tur. Yap lan plana göre bu iki gemiyi Osmanl Almanya’dan sat n alm olacak63 ve Çanakkale’ye geli nedeni ise gemilerin teslimi sebebiyle olacakt . Sonuçta 16 A ustos’ta Tuzla’da Türk bayra çekilen gemilere Yavuz Sultan Selim ve Midilli adlar verilmi tir.64

9 Eylül 1914’te de Amiral Souchon, Akdeniz Alman Deniz Kuvvetleri komutanl yan nda art k resmen Osmanl donanmas n da komutan olmu tur. Bu süreçte Almanya da Osmanl ’n n sava a girmesi için de bask lar artt rmaya ba lam r. Çünkü Almanya, Marne Muharebesinde Fransa’ya kar ba ar z olmu bu sebeple de Osmanl ’y sava a sokmak için elinden geleni yapm r. Buna kar

59

Karal, a. g. e., s. 99; Demir, Keskin, lhan, a. g. m., s. 98

60

Bu tarih 4 A ustos 1914 olarak geçmektedir. Ayd n, a. g. e., s. 408

61

Karal, a. g. e., s. 385-386; Armao lu, a. g. e. , s. 143

62

Demir, Keskin, lhan, a. g. m., s. 98-99

63

Karal, a. g. e., s. 386

(29)

Osmanl Devleti sava a girmemek için Almanya’y habire oyalamaya çal r. Hatta mali durumunun iyi olmad gerekçe göstermi ise de Almanya kendisine borç vererek Osmanl ’n n sava a girmesi için çaba sarf etmi tir.65

Amiral Souchon e itim için Karadeniz’e aç lmak istemekteydi. Enver Pa a da 5 Ekim’de, Amiral Souchon’a Osmanl Filosunu at talimi yapt rmak maksad yla Karadeniz’e ç kma iznini verdi. Daha sonra 27 Ekim sabah yine Souchon talim yapma maksad yla66 Karadeniz’e ç km r. Ya anan bu geli meleri Sadrazam Sait Hâlim Pa a ve Maliye Naz Cavit Bey gibi kimi naz rlar olumsuz kar lasalar da, Enver Pa a’n n emri ile 27 Ekim’de Karadeniz’e aç lan donanma67 29-30 Ekim 1914 gecesi Karadeniz’e ç km ve Odessa ve Sivastopol gibi Rus limanlar topa tutmu tur. Bunun üzerine ngiltere, Fransa ve Rusya Osmanl Devleti’ne resmen sava ilan etmi ve Osmanl I. Dünya Sava na girmek zorunda kalm r.68

65

Armao lu, a. g. e., s. 144; Ayd n, a. g. e., s. 437

66

As l maksad Osmanl le Rusya aras nda sava ç karmak olup bu amaçla Osmanl filosunu Karadeniz’e karm r. Aksakal, a. g. e., s. 204

67

Karal, a. g. e., s. 392-394; Ak in, a. g. e., s. 86

(30)

NC BÖLÜM

KÂZIM NANÇ PA A’ NIN B

NC DÜNYA SAVA I ÖNCES

ASKER FAAL YETLER

1.1. KÂZIM NANÇ PA A’NIN A LE TAR 69

Kâz m nanç Pa a’n n Yusuf Akçura vas tas yla Sovyetler Birli i’nden temin etti i bilgileri aile büyüklerinden ö rendikleriyle tamamlayarak yazd bu aile tarihini Hasan Fehmi nanç70, Pa a’n n yaz ndan okuyarak 1991’de K ltoprak’taki evinde torunu olan Ertu rul nanç’a dikte etmi tir. Notlar , ba klar ve listeleri, Ertu rul nanç’ n babas Üstün nanç’ n verdi i bilgilerden istifadeyle, Ertu rul

nanç ilave etmi tir. Olu turulan bu aile tarine göre;

Erivan - Karaba - Sofyan71 havzas nda sâkin Alyanakzâdeler’den Mehmed Bey. Mehmet Bey’in üç evlad olmu tur. K küçük ya ta vefat eden Mehmet Bey, Mehmet Re id Bey ve Ahmet Tevfik Bey ad nda iki evlada sahip olmu tur.

Mehmed Bey vefât edince o lu Ahmed Tevfik henüz 3 ayl k bir bebekmi . Ahmed Tevfik, 13 ya nda iken Rusya’ya geçmi , mektebe gitmi tir. Bu süreçte Ahmed Tevfik, Çar nezdinde bulunmu , zâbit olmu tur. Tedrîcen terfi etmi tir. Cirit müsâbakas nda Mîralay olmu tur. Bu s rada Mehmed Re id Bey de Rusya’ya

69

Kâz m nanç Aile Ar ivi. Kâz m nanç Pa a’n n Soy A ac EK 1’de verilmi tir.

70

Kâz m Pa a’n n ye eni.

(31)

geçerek birâderini bulmu tur. Ahmed Tevfik’in teklif ve srâr üzerine Mehmed Re id Bey de mââile Erivan’a gelmi tir. Sofyan’da yaln z Mehmed Re id Bey’in kay kalm r. Bu esnâda Ahmed Tevfik Bey, evlenerek Saadet isminde bir bayan alm r.

Ruslar n 1828 seferi72 meydana gelmi ancak Ahmed Tevfik Bey Osmanl taraf na geçmi ve arkî Bayezid’e gelmi tir. Bu esnâda çocu u olarak sadece Zehrâ Han m var imi . Bayezid’den Erivan’a mektup göndermi ve Mehmed Re id Bey’in âile ile hicret etmesini istemi tir. Bunlar da kâmilen Bayezid’e gelmi ler. Bu süreçte gelenler unlar imi : Mehmed Re id Bey. Van’da do an Mehmed Re id Bey’in do um tarihi bilinememekte yani meçhuldür. Mehmed Re id Bey’in e inin ad K z Han m’d r. Mehmed Re id Bey, üçü k z ikisi erkek olmak üzere be evlada sahip olmu tur. Mehmed Re id Bey’in çocuklar n isimleri;

Ümmü Esleme Han m, Sofyan’da do mu daha sonra Van’a geçmi tir. Zühre Han m, Sofyan’da do mu daha sonra Sofyan’a geçmi tir. Di er k Gül Han m o süreçte 3-4 günlük çocukmu . Van’da do an Gül Han m sonraki süreçte Diyarbekir’e geçmi tir. O lu Ali Sofyan’da do mu daha sonra Diyarbekir’e geçmi tir. O lu Sefer Bey de Sofyan’da do mu daha sonra Diyarbekir’e geçmi tir.

Ahmed Tevfik Bey’in de çocuklar n isimleri;

Ali Bey, smâil Bey Sofyan’da do mu ya am Sofyan’da ikamet ettirmi tir. Ahmed Tevfik Bey, Saadet Han m adl bir bayanla evlenmi tir.

Kâz m Pa a’n n büyük teyzesi Zehrâ Han m’d r. O süreçte 1-2 ya ndad r. olmas dolay yla bunlar 12 gün kadar Bayezid’de kalarak, bâdehû kâmilen Van’a gelmi ler. Van’da Mehmed Re id Bey bir hâne sat n alm ve burada kalm lard r. Muharebe bittikten sonra Ahmed Tevfik Bey, Mehmed Pa a vâs tas yla Istanbul’a gönderilmi tir. Bu s rada sâd ne ilticâs anlat p Van’a gelmi tir. Burada biraderinden ayr larak ayr bir evde bir müddet oturmu tur. Bu sürede Kâz m

(32)

Pa a’n n babas olan Sefer Bey’in e i Fatma Han m ve Hasan Bey73 dünyaya gelmi lerdir. te bu s rada Ali Bey 15 ya nda olarak Zehrâ Han m ile evlenmi tir. Dü ünü müteakip Ahmed Tevfik Bey mââ ile Erzurum’a, Mehmet Re id Bey de evi satarak kezâ mââ ile Ele gird’e gelmi tir. Burada74 Ahmed Tevfik Bey’in o lu Câfer Bey do mu tur. Bundan sonra Mehmed Re id Bey tekrar Van’a avdet etmi tir. Bu avdette Kâz m Pa a’n n halas75 Gül Han m 9 ya nda imi . Mehmed Re id Bey, Van’da bir ev alm r. Ümmü Esleme ilk Van’a geli inde gelin olup vefât etmi tir. Zühre’ye gelince, ikinci Van’a geli inde evlenmi ve vefât etmi tir.

Erzurum’a gelen Ahmed Tevfik Bey’in yan nda Mehmed Re id Bey’in o lu Ali Bey varm . Bilâhare Sefer Bey’i de yanlar na ald rm lard r. Sefer Bey Erzurum’da hastalan nca Mehmed Re id Bey gelerek onu alm ve Van’a getirmi tir. Bundan sonra Ahmed Tevfik Bey Erzurum’dan Istanbul’a ve müteakiben de Bosna’ya tâyin edilmi tir. Bosna’dayken Kâz m Pa a’n n teyzesi Zeyneb Han m, Mehmed Bey’le evlenmi ve Van’da bulunan Sefer Bey’i Bosna’ya celbetmi lerdir. Sefer Bey mü kilâtla gönderilmi tir. Sefer Bey, Istanbul’da hastalanm . Daha sonra, mütek id olan Mehmed Re id Bey habersizlikten dolay vefât etmi tir. Van’da bîkes76 kalan âileyi almak üzere Bosna’dan Sefer Bey Van’a gönderilmi tir. Peder77 âileyi alarak Erzurum’a getirmi tir. Burada Ahmed Tevfik beyin emrine tevfîken bir seneye yak n oturmu lard r. Zeyneb Han m bu s rada Erzurum’daym . Bâdehû Sefer Bey efrâd- âile ile Istanbul’a gelerek Ahmed Tevfik Bey nezdine inmi ler. Bu s rada Yüzba olan Ali Bey, tabur kâtipli i ve müteakiben alay emirli iyle Diyarbekir’e gelip âilelerini sonra ald rm lard r.78

Pa a’n n a abeyi, Ertu rul nanç’ n büyük dedesi Mehmed Re id Bey’e dedesinin ad verilmi tir.

73

Pa a’n n anne taraf n da ayn sülâleye mensûb oldu u anla yor, fakat akrabal k derecelerine dâir ba ka bilgi yok.

74

Erzurum’da m , Ele gird’de mi anla lm yor; ikincisi ise Ahmed Tevfik Bey’in e i Saadet Han m’ n kocas yla Erzurum’da de il de kay nbiraderiyle Ele gird’de bulunmas îcâbeder; Erzurum daha akla yak n ihtimal.

75

Bunun gibi Pa a’dan üçüncü ah s olarak bahsedilen ibâreler Hasan Fehmi Bey taraf ndan tavzih için eklenmi olsa gerektir.

76

Farsça bir kelime olup kimsesiz anlam na gelmektedir.

77

Kâz m Pa a’n n Pederi, Sefer Bey.

(33)

Âile târihinde iki Mehmed Re id Bey var: Birincisi yukar da hikâyesinden bahsedilen, Kâz m Pa a’n n babas n babas , Mehmed Bey o lu Mehmed Re id Bey; ikincisi Pa a’n n a abeyi, Ertu rul nanç’ n büyük dedesi, Sefer Bey o lu Mehmed Re id Bey. A da hakk nda bilgi verece imiz ki i Kâz m Pa a’n n

abeyidir. Ertu rul nanç Kâz m nanç’ n a abeyi Mehmet Re id Bey hakk nda;

“Babas Sefer Bey’in vazîfeli olarak oturdu u Diyarbekir’de do an Mehmed Re id Bey de küçük karde i Kâz m Pa a gibi asker, fakat harbiyeli de il, jandarma; karde ini yani Kâz m Bey’i harbiyeye göndermek için kendisi bundan ferâgat etmi . Mehmed Re id Bey, Birinci Dünyâ Sava ndan evvel am vilâyetinde vazîfe yapm .

Jandarma Yüzba iken, takviye kuvvet kalmad için ilk defâ olarak jandarman n

da cepheye gönderilmesi sûretiyle, birli inin ba nda Çanakkale cephesine gönderilmi tir. Bu esnâda Ertu rul nanç’ n dedesi, Hasan Fehmi Bey de çocuk olarak bir müddet yan nda bulunmu , ayn yatakta yatm lard r. Mehmed Re id Bey,

Çanakkale cephesinde vazîfeliyken Kolera salg na yakalanm . Üç y l bununla

mücâdele ettikten sonra 1918’de vefât etmi ve çocuklar n bak karde i Kâz m

Pa a’ya kalm r.

Mehmed Re id Bey karde inin aksine son derece yumu ak tabiyatl , ne eli, klasik kültürde iyi yeti mi , entelektüel, sûfî me repli birisiymi . Karde i Kâz m naç’la ortak noktalar her ikisi de daha çok arkada durmay tercih eden, ön plana

kmay sevmeyen ki ilik yap na sahip olmalar r.”79 Demektedir. Ertu rul nanç

Kâz m Bey’in a abeyi Mehmed Re id Bey hakk nda ya anan önemli bir hadiseyi bize öyle nakletmektedir. “ Dedem, Hasan Fehmi nanç bir gün yoldan geçen bir

Bektâ î dervi ini eve dâvet edip bir saat kadar onunla Farsça sohbet etti ini

anlatm . Büyük halam, k Fatma Nâdîde nanç da babas n klasik eserleri

okuyacak kadar Arapça ve iyi derecede Farsça bildi ini söylerdi. Ne eli ve yumu ak

ba olmakla berâber fazla tan nmaktan kaçan, mahcup bir kimse oldu u da

anlat lan Mehmed Re id Bey foto raf n çekilmesinden hazzetmezmi . Elde kalan

tek foto raf da daha dedemin gençlik y llar nda kaybolmu . Edirnekap Mezarl na

(34)

defnedilen Mehmed Re id Bey’in mezar da yol in aat s ras nda y lm r.”80

Kâz m Bey’in a abeyi Mehmet Re id Bey’in Arapça ve Farsça diline olan yatk nl akla Kâz m Bey’in de bu dillere vak f olma olas dü ündürmekle birlikte ancak bu durumu teyit edecek bir bilgiye ula bulunmamaktay z. Aile ile yapt z görü mede de aile bu hususta bize net bir bilgi verememi tir.

Çal mam zda de indi imiz Aile tarihi gibi, Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z görü me vas tas yla ula abildi imiz ve daha önce hiçbir yerde yay nlanmam bilgilerin ilkez bizim çal mam zda yer ald hususu bizim için son derece önem arz etmektedir. Aile ile yapt m görü mede Ertu rul nanç; “Kâz m

Pa a’n n kendi aile tarihini yazmas ndaki amac kendisinin Kürt kökenli olmad

bilgisini ispatlamak amaçl r. Çünkü Kâz m Pa a Diyarbak r’da eyh Sait isyan

bast rmakla görevli oldu u esnada smet nönü, Kâz m Pa a’n n Kürt oldu u için

Diyarbak r’a müdahale etmedi i, Kâz m Pa a’n n syanc larla i birli i yapt ,

Diyarbak r’ yakmad ve Diyarbak r insanlar bu yüzden korudu unu

belirtmi tir. Buna istinaden de Kâz m Pa a Kürt kökenli olmad ispatlama

ihtiyac duymu tur ki bu sebeple Aile tarihini olu turmak istemi tir.” 81Demektedir.

1.2. KÂZIM NANÇ PA A’NIN ÇANAKKALE CEPHES NE KADAR YA AMI

1880 (Rumî 1296) tarihinde, Diyarbak r’da82 Mardinkap semtinde83 dünyaya gelen Kâz m nanç Bey’in baba ismi Sefer Bey84, anne ismi Fatma Han m’d r.85

80

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

81

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

82

Millî Savunma Bakanl Ar ivi, Kâz m nanç Pa a ahsî Dosyas , Askeri Safahat Belgesi; Türk Parlamento Tarihi TBMM-IV Dönem (1931-1935), C.2, TBMM Vakf Yay nlar , No: 12, s. 310; M. Orhan Bayrak, stanbul’da Me hur Gömülü Adamlar (1453-1978), Türkiye An tlar Derne i stanbul ubesi Yay nlar , Aksüt Matbaas , 1979, s.240; Nusret Baycan, Büyük Taarruz’da Komuta Kademelerinde Görev Alanlarla Üst Düzeydeki Karargâh Subaylar , Atatürk Ara rma Meürkezi Dergisi, C.9, S.26, Mart 1983, s.37; Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, “Seçilmi Çanakkale Deniz Sava na Ait Belgeler”, Y l:62, S.132, Genelkurmay Atase Daire Ba kanl Yay nlar , Ankara, Genelkurmay Bas mevi, Ocak 2014, s.395; TBMM Albümü 1920-2010, C.1, (1920-1950), s.560; Özlem Elif (Polat) Ta , “Kâz m nanç Pa a; Hayat , Askeri Ve Siyasi Faaliyetleri (1880-1938)”, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2008, s.4

83

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me. Kâz m nanç’la alakal yaz lan bütün kaynaklarda Diyarbak r’da do du u belirtilmekte ama Mardinkap semtinde do du u bilgisine ilkez biz aile ile yapt z görü me sonras nda ula bulunmaktay z.

84

TBMM Albümü, C.1, s.560; Ta , a. g. t., s.4; Türkiye Büyük Millet Meclisi Ar ivi, Kâz m nanç Pa a ahsî Dosyas , Sicil No:188, Âzayi Kiram na Mahsus Muhtasar Tercüme-i Hâl Varakas .; Bu belgenin Asl Ek 2’de gösterilmi tir. Ancak MSB Ar ivi, ahsî Dosyas nda Baba ismi olarak “Sefer” yerine “ Hakk ” ismi

(35)

Kâz m Bey, asker kökenli bir aileden gelmekte olup bu durum nanç ailesi için 3 ku ak boyunca devam etmi tir. Kâz m Bey gibi ayn mesle i icra eden yani asker olan, Kâz m Bey’den daha büyük ve Yüzba olan abisinin ismi Mehmed Re id Bey, abisinin e inin ismi ise Hâtice Han md r.86 Aile isimleri Alyanak zâde’dir.87

Kâz m Bey’in abisi Yüzba Mehmed Re id Bey, Kâz m Bey gibi Çanakkale Cephesinde yer alm bu cephede yakaland kolera hastal ile 3 y l boyunca mücadele etmi ancak 1918’de vefat etmi tir. Yüzba Mehmed Re id Bey vefat etti inde, henüz çocuk ya ta olan bütün evlatlar n bak ve büyütülmesi de Kâz m Bey’in mesuliyeti haline gelmi tir.88 Aile de bu mesuliyeti Kâz m Pa a’n n en iyi ekilde ta ve gerekli olan her eyi en iyi ekilde yerine getirdi ini ifade etmektedirler. Hatta bu konuyla alakal olarak Bilgin nanç; “ Kâz m Pa a o

dönemde Pa al , hiçbir görev ve mevkisini kullanmadan ailesine kendi imkânlar

ölçüsünde bakm r.”89 Demektedir.

Yine Kâz m nanç Ailesi ile yapt z görü mede, Kâz m Bey hakk nda Bilgin nanç; “Kâz m Pa a oldukça sert ve çok dik bir adamm . Ama bir okadar da

namuslu ve vatansever bir zatm .”90 Demektedir.

Ara rma yaparken çe itli eserlerde örneklerine de ula arak gördü ümüz kadar yla Kâz m Bey, yak n çevresinde, nanç soyad al ncaya kadar “Kâz m Pa a”, “Diyarbak rl Kâz m” , ya da “Diyarbekirli Kâz m” olarak ça lm r.91

geçmektedir. Kâz m Bey’in babas n ismi çe itli kaynaklarda Sefer ya da Hakk olarak geçmektedir.; Sefer

Bey’in Baba ismi Mehmed Re id Bey, Amca ismi Ahmed Tevfik Bey’dir. Kâz m nanç Aile Ar ivi.

85

TBMM Ar ivi, Kâz m nanç Pa a ahsî Dosyas , Sicil No: 188 Âzayi Kiram na Mahsus Muhtasar Tercüme-i Hâl Varakas .; Ta , a. g. t., s. 4

86

Kâz m nanç Aile Ar ivi.

87

TBMM Ar ivi, Kâz m nanç Pa a ahsî Dosyas , Sicil No: 188 Âzayi Kiram na Mahsus Muhtasar Tercüme-i Hâl Varakas .; Tuncer Baykara, “Liman Von Sanders’in Kurmay Ba kan Diyarbak rl Kâz m nanç Pa a (1880-1938)” , Çanakkale Muharebeleri’nin daresi Komutanlar ve Stratejiler, (15-29 ), Ed., Lokman Erdemir, Kür at Solak, Çanakkale Valili i Yay nlar , Ankara ubat 2015, s.15.; Kâz m nanç Aile Ar ivi.; Ta , a. g. t., s. 4

88

Kâz m nanç Aile Ar ivi.; Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

89

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

90

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

91

Enver Pa a’n n An lar (1881-1908), Yay. Haz. , Hâlil Erdo an Cengiz, leti im Yay nlar , stanbul 1991, s.38; Ali Fuat Cebesoy, f Arkada m Atatürk, Okul ve Genç Subayl k An lar , nk lâp Yay nlar , stanbul, s.38; Tuncer Baykara da Kâz m Bey’in uzun süre “ Kâz m Diyarbekir” olarak an ld ndan bahsetmektedir. s.15

(36)

Kâz m nanç’ n aile ar ivinden ula abildi imiz çe itli belgelerde kendisine Kâz m Bey, Kâz m Bin Hakk ,92 Mûsa Kâz m Nâci, Kâz m Nâci olarak hitap edildi i bilgisine ula abilmekteyiz.93

Çocuklu u ve gençli i hakk nda pek de detayl bilgiye ula amad z Kâz m Bey, Fatma smet Han m (1886-1958) ile evlenmi , lk e i Fatma smet Han m’dan Fatma Neyran Yetmen (1907-1974) ad nda bir k olmu tur. Ancak 1930 y nda e in smet Han m’dan bo anm r.94 Fakat Kâz m nanç’ n ailesiyle yapt z görü mede Ertu rul nanç; “Kâz m Pa a’n n 1913’te Roma Sefareti Ata e

Militerli i’ne tayin edildi inde kar smet Han m’a ben size haber vermeden

Roma’ya gelmeyin demi ancak smet Han m’ n birkaç gün bekledikten sonra k Fatma Neyran’ al p her eyi toplayarak bir gemiye binip Roma’ya gitmi tir. Apar topar stanbul’a geri döndüklerinde smet Han m kendisini dinlemedi i için 1914

nda Kâz m Pa a, kar smet Han m’ bo am r.”95 Demektedir.

Kâz m nanç’ n ailesiyle yapt z görü mede Ertu rul nanç; “ smet Han m’ n stanbul’da oldukça soylu bir aile olan Altunizade ailesine mensup olup bu

aileden Zühtü Pa a’n n torunu oldu u ve aristokrat bir ailenin k oldu unu” 96

ifade etmektedir.

Fatma smet Han m’dan sonra Kâz m Bey, Hava Semiha Han m (1904-?) ile evlenmi tir.97 Ancak ikinci e i Hava Semiha Han m’la hangi tarihlerde evlendi ine dair bir bilgiye ula bulunamamaktay z. Semiha Han m, Kâz m Pa a’n n vefat ndan sonra 1945 y nda Abdurrahman Benlio lu ile evlenmi ve 1981 y nda da vefat etmi tir.98 Kâz m nanç’ n ailesiyle yapt z görü mede Bilgin nanç bu bilgiyi desteklemekle birlikte; “Kâz m Pa a’n n vefat ndan sonra Semiha Han m’ n

emekli bir kaptan olan Abdurrahman Benlio lu evlendi ini, henüz çocukken çiftin

ya ad Emirgandaki evlerinde tan ma f rsat buldu u Abdurrahman Bey’in

92

Bu ismin geçti i iki belgenin asl EK 3’de ve EK 3’a da gösterilmi tir.

93

Kâz m nanç Aile Ar ivi.

94

Türk Parlamento Tarihi C.2, s. 311.

95

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

96

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

97

Türk Parlamento Tarihi C.2, s. 312.

(37)

hat rlad kadar yla son derece kibar, efendi biri oldu unu ve kendisinde çok iyi bir insan oldu u izlenimini verdi ini ”99 ifade etmektedir.

Kâz m Bey’in ailesiyle yapt z görü mede Kâz m Bey’in k Fatma Neyran hakk nda Ertu rul nanç; “Niran Hala hiç çocuk sahibi olmam , kendisi aile

içerisinde hep Nîran Hala olarak ça lm r. Niran Hala 1-2 A ustos 1935’de

stanbul Pera Palas’da Tahir Yetmen’le evlilik yapm ve bu dü üne Kâz m Pa a’n n

yak n dostu Mustafa Kemal de kat lm r. Niran Hala’n n e i Tâhir Yetmen Ziraat

Mühendisi olarak görev yapm , Bursa’da Ziraat Müdürü olarak çal ve o

dönemde Bursa’da ipek böcekçili inin geli iminde son derece önemli bir katk

sa layan soylu bir zat olmu tur.”100 Demektedir. Ayr ca Ertu rul nanç; “Niran

Hala, 1974’te bir trafik kazas ndan ötürü ya am yitirmi tir.”101 Demektedir.

Bakt z çe itli kaynaklarda Fatma Neyran’ n 1974’te vefat etti i belirtildi i halde trafik kazas ndan dolay vefat etti i bilgisine sadece aile ile yapt z görü me ile ula abilmekteyiz.

Kâz m nanç Ailesi ile yapt z görü mede Bilgin nanç; “Niran Hala da

Kâz m Pa a gibi çok iyi Almanca konu uyormu . Hatta Niran Hala Türk Alman

Dostluk Cemiyeti’nde uzun y llar gönüllü olarak çal r.”102 Demektedir.

Kâz m nanç Aile ar ivinden elimize ula an Nîran Han m ve Kâz m Bey’in kar kl olarak yazd klar ve son derece duygusal ifadelerin yer edindi i mektuplar Kâz m Bey’in ölünceye kadar k na kar derin bir sevgi ve efkat hissiyat yla ba kald ve k n da ona ayn hisleri besledi i bilgisine ula abilmekteyiz.103 Hayatta iken çok say da iir yazan Fatma Neyran’ n bu yetene i babas Kâz m Bey taraf ndan da takdir olunmu olacak ki, k na yazd mektuplarda “ Sevgili yavrum! Güzel

mektubunu ald m. Bu mektuba R de diyece im geliyor, çünkü okadar ho uma gitti.

Hem bilmem bundan sonra sana mektup yazmakl m da güçle ecek!... Ben nereden

öyle seyyal, sair ve ruh ok ay ve bu ruh ok ay da hissi tehziz edici kelimeler …

99

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

100

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

101

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

102

Kâz m nanç’ n ailesi ile yapt z sözlü görü me.

(38)

çümleler bulaca m… güç vesselam!?..”104 Demektedir. Konu bütünlü ünün bozulmamas içinde çal mam zda yer vermedi imiz bu mektublar aile taraf ndan bize ula lm bulunmaktad r.

Kendi kaleminden ç kan Aile tarihine de indi imiz Kâz m Bey’in e itim ve renim hayat na bakacak olursak Kâz m Bey’in, parlak bir e itim ve ö retim sürecinden geçti i bilgisine ula abiliriz. Kâz m Bey, 1890 y nda yani henüz on ya ndayken dört y ll k askerî rü tiyeye girmi ve bu okuldan 1894 y nda mezun olmu olmal r.105

lk ve orta ö renimini tamamlad ktan sonra 1894 y nda Bursa Askerî dadîsi’ne106 ba layan Kâz m Bey, 1897 y nda bu okuldan mezun olmu tur.107 Bursa Askerî dadîsi’nden mezun olduktan sonra 14 Mart 1897108 (R- 2 Mart 1313) tarihinde Harp Okulu’na (Mekteb-i Harbiyye) ba lam r.109

Kâz m Bey, 17 Ocak 1900 Çar amba günü ve 18 Ocak 1900 Per embe günü tarihinde Harp Okulu’ndan Mülâz m- Sâni (Te men) rütbesiyle mezun olmu tur.110 Bu tarihe ait elimizde yer alan bir belgede Kâz m Bey’in ad Mekteb-i Harbiye-i

ahane akirdan nda bulunan ö rencilerinden Diyarbekirli Kâz m Naci Efendi olarak geçmektedir. Yine bu ehâdetnâmede Kâz m Bey’in fiziksel özellikleri olarak

104

Kâz m nanç Aile Ar ivi.

105

Ta , a. g. t., s. 4.

106

Bu okul 1885 tarihinde aç lm r. Hac Salman, “ dadi Mektepleri’nin Tarihsel Geli imi”, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2005, s.18.

107

Ta , a. g. t., s. 5.

108

Kâz m nanç Aile Ar ivi. ; Kâz m Bey’in Mekteb-i Harbiyye’de oldu unu gösteren belge EK 4’te gösterilmi tir.; Ayr ca bu belgede Kâz m Bey’in ad Kâz m Naci olarak geçmektedir.

Türk Parlamento Tarihi, C.2, s. 310’da bu tarih 15 Mart 1897 olarak geçmektedir. Ancak genel itibariyle ço u kaynakta bu tarih 14 Mart 1897 olarak geçmektedir. Ki MSB Ar ivi de bu tarihi 14 Mart 1897 olarak belirtmektedir.

109

MSB Ar ivi, Askeri Safahat Belgesi; Azmi Süslü, Mustafa Balc lu, Atatürk’ün Silah Arkada lar Atatürk Ara rma Merkezi eref Üyeleri, Divan Yay nc k, Ankara 1999, s. 79; Türk Parlamento Tarihi, C.2, s. 310; Türk stiklâl Harbine Kat lan Tümen ve Üst Kademelerdeki Komutanlar n Biyografileri, 2.bask , Genelkurmay Bas mevi, Ankara 1989, s. 124; Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, “Seçilmi Çanakkale Deniz Sava na Ait Belgeler”, Y l:62, S.132, s.395; Bu foto raf Kâz m nanç’ n ailesi yak n dostu olan Y lmaz Uyar taraf ndan bir müzayede de cep telefonu yoluyla çekilmi bize de Kâz m nanç’ n ailesi taraf nda takdim edilmi tir. Kâz m Bey’in Harbiye’de iken yüzünün bir k sm n sadece görüldü ü bu foto raf EK 5’te gösterilmi tir.

110

MSB Ar ivi, Kâz m nanç Pa a ahsî Dosyas , Askeri Safahat Belgesi; Süslü, Balc lu, a. g. e., s. 15; S. D.N. 2228 - Kâz m nanç 1900 (1316) tarihinde mezun olmu tur. Ali Galip Baltao lu, “Atatürk Dönemi Valileri”, Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Atatürk lkeleri ve nk lâp Tarihi Anabilim Dal , s. 95; Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, “Seçilmi Çanakkale Deniz Sava na Ait Belgeler”,

(39)

göz rengi Elâ, ten rengi bu day, boy uzunlu u k sa olarak belirtilmi olmaktad r. Bu ehâdetnâmeye göre Kâz m Bey’in Derece-i ehliyeti olarak, 421 mevcudunda olan

n 28’ incisi olmu tur. Ayr ca kanunla olan 150 numaradan 150 numara kazanarak tav r ve hareket olarak aliyyü’l-a’lâ111 itibar edilmi tir. Yine bu

ehâdetnâmeye göre Kâz m Bey, Üçüncü sene imtihan nda Mekteb-i Harbiye’den 510 numaradan 456 numara kazanarak mezun olmu tur. 112 Bu süreçte henüz yirmi ya nda olan Kâz m Bey, 17 Ocak 1900’de Piyade Te men rütbesiyle mezun olup Erkân- Harbiye (Kurmay) s na ayr ld .113

Erkân- Harbiye’nin birinci s nda2 Ocak 1901 ve 3 Ocak 1901 tarihinde kendisine verilen Erkân- Harbiye birinci s nda Erkân- Harbiye Namzed Mülâz m- Evvelli i rütbesi kendisine verilmi tir. Bu diplomada yine e galine de inilen Kâz m Bey’in bu kez göz rengi siyah, ten rengi esmer olarak belirtilmi tir. Bu diplomaya göre s n 14’üncüsü olarak belirtilen Kâz m Bey’in tav r ve hareketi noktas nda kendisi için A’la114 ifadesi belirtilmi tir.115

Kâz m Bey, Erkân- Harbiye’nin ikinci senesinde, 2 ubat 1901’de, Üste menlik (Mülâz m- Evvel) rütbesine yükselen116 Kâz m Bey, 6 Aral k 1902 (R- 23 Te rin-i Sâni 1318) ’de Kurmay Yüzba rütbesiyle Erkân- Harbiye Mektebi( Harp Akademisi)’ni bitirmi tir.117

Kâz m Bey’ n kendi aile fertlerinin de teyit etti i üzere, esas çal ma konumuz Çanakkale Cephesi’nde Kâz m Bey’e ait bir hat rat118, an veyahut günlük

111

9- 10 notlar na denk gelip Pekiyi derecesindedir. Salman, a. g. t., s.31.

112

Kâz m nanç Aile Ar ivi. Bu döneme ait 17 Ocak 1900 ve 18 Ocak 1900 tarihli Kâz m Bey’in Mekteb-i Harbiye ehâdetnâmesi EK 6’da gösterilmi tir.

113

Türk Parlamento Tarihi, C.2, s. 310.

114

7-8 notlar na denk gelip yi derecesindedir. Salman, a. g. t., s.31.

115

Kâz m nanç Aile Ar ivi. Bu döneme ait 2 Ocak 1901 ve 3 Ocak 1901 tarihli kendisine Mülâz m- Evvel rütbesinin verildi i Erkân- Harbiye Birinci S f Diplomas n asl EK 7’de gösterilmi tir.

116

MSB Ar ivi, Kâz m nanç Pa a ahsî Dosyas , Askeri Safahat Belgesi; Türk Parlamento Tarihi, C.2, s. 310; Türk stiklâl Harbi’ne kat lan… , s. 124; Ta , a. g. t., s.8.

117

MSB Ar ivi, Kâz m nanç Pa a ahsî Dosyas , Askeri Safahat Belgesi; Türk Parlamento Tarihi, C.2, s.310; Türk stiklâl Harbi’ne kat lan… , s.124; Kâz m nanç 1900 (1316) y nda Mekteb-i Harbiye’den mezun olmu , 23 Te rîn-i Sânî 1318 ( 5 Aral k 1902)’de Erkân- Harbiye’yi bitirmi tir. Bkz. Baltao lu, a. g. t., s.95; Baycan, a. g. m., s.37; Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, “Seçilmi Çanakkale Deniz Sava na ait Belgeler”,

l:62, S.132, s.395.; Ta , a. g. t., s.8-9.

118

Yapt m çe itli ara rmalar neticesinde, Kâz m Bey ’in kendisi taraf ndan olu turdu u bir hat rat veya bir günlü üne rastlamad m. Ancak böyle bir hat rat veya günlü e ula amam kendisinin kesin bir ekilde hat rat veya günlük tutmad anlam na gelmemektedir. Çünkü Tuncer Baykara’n n Kâz m nanç ile alakal olu turdu u makalesinde rastlad m bir bilgi bu hususta son derece önem ta makt r. Bu makaleye göre;

(40)

tarz nda bir eser bulunmamas , tarad z ço u kaynakta genel anlamda kendisinden s rl derecede söz edilmesi, kendisine de inilen konular n da genelde tekrar niteli i ta mas sebebiyle; özel ya am , aile yap , çocuklu u ve gençlik

llar hakk nda detayl bilgilere ula amad z Diyarbekirli Kâz m, asl nda siyasi ve askeri alanda son derece önemli bir ki iliktir. Osmanl Devleti’nin çok zor evrelerden geçti i süreçte önemli askeri görevlere getirilen Kâz m Bey, Cumhuriyet devrinde de Mustafa Kemal’in kendisine verdi i önemli deste in ve kendisine kar sergiledi i tutumunun da etkisiyle siyasi alanda önemli ba ar lara imza atm r. Böyle bir siman n hakk nda kaynaklarda ayr nt bilgilere yer verilmemesi; zann mca geçmi te ço unlukla karargâhlarda özellikle istihbarat alan nda görev almas , görevi sebebiyle kendini biraz daha arka planda tutmas , bu durumun aç klanmas hususunda göz önünde bulundurulmas gereken bir etken olarak dü ünülebilir.

Parlak bir askeri geçmi e sahip olan Kâz m Bey, Harbiye’den mezun olduktan sonra ilk etapta askeri alanlarda daha sonraki süreçlerde siyasi alanlarda üstüne dü en görevleri hakk yla yerine getirmeye çal r. Esas çal ma konumuz olan Çanakkale Muharebelerinde ad ndan s kça söz ettirmi olan Kâz m Bey, Harbiye’de okurken ayn s ralarda oturdu u, birlikte zaman geçirdi i harbiye arkada lar ile birlikte daha sonralar kimi zaman sava meydanlar nda, karargâhlarda ve cephe alanlar nda birlikte dü mana kar mücadele etmi ; kimi zaman siyasal atmosferde gerek ayn taraflarda gerek kar taraflarda bulunarak yükümlü oldu u görevleri en iyi ekilde yerine getirmeye çal r.

Diyarbekirli Kâz m, Harbiye’de ö renci oldu u s ralarda Osmanl Devleti gerek iç politikada gerek d politikada çok zor bir süreçten geçmekteydi. Asl nda Me rutiyet dönemi ve Kanuni Esasinin ilan yla Osmanl Devleti mutlakiyetten bir süre kurtulmu olsa da, 2.Abdülhamit’in me rutiyetten ho lanmay p, o s rada

Kâz m Pa a, Sakarya sava s ras nda Ba kumandanl k karargâh ndad r. Görevi Ba kumandanl k Kalemi

ba kanl r. Hatta sava n içinde günü gününe hat ralar da kaleme almaktad r. Rivayete göre bunu smet Pa a da görmü tür. Bu sava ta, bir önceki Kütahya -Eski ehir muharebelerinde oldu u gibi, smet Pa a’n n uygun olmayan askeri tedbirlerini herkes görmekteydi. Kâz m Pa a da muhtemelen bunlar saklamadan yazabilecek fikir ve vicdan dirayetine sahipti. Sava n ba ar yla kazan lmas ndan sonra bir ara smet Pa a bu defteri okumak üzere alm , fakat sonra bir daha geri vermemi tir. Fakat Kâz m Pa a bunu da mesele yapacak de ildir. Baykara, a. g. m., s.18; Ayr ca aile ile yapt z görü me esnas nda Ertu rul nanç; “ Kâz m Pa a’n n ya ad dönemde baz belge ve materyalleri çe itli sebeplerden ötürü imha etti ini” belirtmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çanakkale Biga’ya bağlı Karabiga beldesinde kurulu bulunan termik santralin kül depolama alanı ile ilgili imar planı üzerinden ortaya ç ıkan tepkiler, “Karabiga’da

Çanakkale polisi, 11 Ekim'de ihbar üzerine takibe aldıkları Çanakkale Belediyesi'ne ait resmi plakalı kamyonların, Kepez Liman ı'ndan yükledikleri zehirli atıkları

Abdülhamit'in, 1880 sonrası osmanlı ordusuna aşın tavizler- le Alman askeri heyetlerini davet etmesinin asıl sebebi; İmparator- luğun içine düştüğü siyasi

Ordu menzil müfettişlikleri, kendileri için tahsis edilen sınırlar içinde Menzil Genel Müfettişliği tarafından verilecek genel emir ve talimatlar doğrultusunda ve

Mehmed Reşad’ın portresinin bulunduğu pulda ise haritanın altında Çanakkale Boğazı, haritada ise Adalar Denizi (Ege Deni- zi), Gelibolu, Lapseki, Eceabat, Çanakkale,

Dünya Savaşı’nda pek çok cephede siper savaşı yaşanmış olmasına karşın bunların hiç birinin Batı cephe- si kadar uzun siperlere ve neredeyse dört yıl süren

Siperlerdeki günlük yaşam için elzem ihtiyaçlarından biri olan su, askerlerin hayatta kalmaları için önemli olduğu kadar temizliklerini yapmak ve dolayısıyla

Arkadaşımıza göre, sözkonusu çift sayı eğer bir sayının karesi ise bu sa- yıdan küçük en büyük asal sayı alın- dığında iki sayının farkı asaldır diyor.. Bu