• Sonuç bulunamadı

Türkiye ekonomisinde ödemeler dengesi açıklarının kaynakları ve ödemeler dengesi politikaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye ekonomisinde ödemeler dengesi açıklarının kaynakları ve ödemeler dengesi politikaları"

Copied!
129
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

KOCAEL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

TÜRK YE EKONOM S NDE ÖDEMELER DENGES

AÇIKLARININ KAYNAKLARI VE ÖDEMELER DENGES

POL T KALARI

YÜKSEKL SANS TEZ

BARBAROS TU RAL

ANAB L M DALI : KT SAT

PROGRAMI :

KT SAD GEL ME VE

ULUSLARARASI KT SAT

(2)

T.C.

KOCAEL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

TÜRK YE EKONOM S NDE ÖDEMELER DENGES

AÇIKLARININ KAYNAKLARI VE ÖDEMELER DENGES

POL T KALARI

YÜKSEKL SANS TEZ

BARBAROS TU RAL

ANAB L M DALI : KT SAT

PROGRAMI :

KT SAD GEL ME VE

ULUSLARARASI KT SAT

DANI MAN : PROF. DR. MEHMET DUMAN

(3)

T.C.

KOCAEL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

TÜRK YE EKONOM S NDE ÖDEMELER DENGES

AÇIKLARININ KAYNAKLARI VE ÖDEMELER DENGES

POL T KALARI

YÜKSEKL SANS TEZ

Tezi Haz)rlayan : BARBAROS TU RAL

Tezin Kabul Edildi1i Enstitü Kurulu Tarihi ve No.: _______

Prof. Dr. Mehmet DUMAN Doç. Dr. Yusuf BAYRAKTUTAN

Doç. Dr. Seyfettin ERDO AN Yrd. Doç. Dr. Gülten DURSUN

(4)

ÖNSÖZ

20. yüzy l n son çeyre inden itibaren artan bir ekilde tüm dünyay saran küreselle me rüzgâr ba ta d ticaret ve finans sektörlerinde olmak üzere birçok alanda kar l kl ili kileri ve etkile imleri beraberinde getirmi tir. Bu durum dünyan n bir ülkesinde ve/veya bölgesinde olan ekonomik dalgalanmalar n di er yerlerde de ayn sonuçlar ortaya ç karmas na neden olmu tur ki, bu, iktisadi canl l k durumu için de geçerli bir ifadedir. Bu noktadan hareketle; serbest piyasa ekonomisinin hakim oldu u günümüzde Türkiye Ekonomisinde uzun y llard r kronik bir sorun olma özelli i koruyan “Ödemeler Dengesi Aç klar n n” giderilmesinde bir ülkenin di er ülkelerle yapt ticari ve finansal ili kilerinin adeta performans de erlendirmesi ve aynas konumunda olan “Ödemeler Bilançosunun” hem iyi bir

ekilde özümsenmesi hem de uygulamada günün ko ullar na uygun bir i lerlik kazand r lmas zorunluluk haline gelmi tir. Tezde “Ödemeler Bilançosu (Dengesi) Politikalar ” olarak ifade edilen bu yakla m, önümüzdeki y llarda önemini daha da art racakt r. Bu tezin olu mas nda desteklerini esirgemeyen bütün hocalar ma ve yan mda olan aileme sonsuz te ekkürlerimi sunar m.

3zmit, 07.05.2007

(5)

Ç N D E K L E R

Sayfa No. ÖNSÖZ ... I Ç NDEK LER ... II ÖZET ... VIII ABSTRACT ... IX KISALTMALAR ... X TABLOLAR ... XII G R ... 1 B R NC BÖLÜM

ÖDEMELER B LANÇOSU (DENGES ), ANA HESAP GRUPLARI VE ÖDEMELER B LANÇOSUNUN DENKLE MES

1.1. ÖDEMELER B LANÇOSU (DENGES ) VE ANA HESAP

GRUPLARI ... 4 1.1.1. Ödemeler Bilançosunun (Dengesinin) Tan1m1, çeri2i ve

Önemi ... 4 1.1.2. Ödemeler Bilançosu (Dengesi) Ana Hesap Gruplar1 ... 15 1.1.2.1. Cari 7lemler Hesab1 ... 16

(6)

1.1.2.2. Sermaye Hesab1 ... 19

1.1.2.3. Resmi Rezervler Hesab1 ... 23

1.1.2.4. statiktiksel Farklar Hesab1... 24

1.2. ÖDEMELER B LANÇOSUNUN DENKLE MES ... 26

1.2.1. Otomatik Denkle7me Mekanizmalar1 ... 27

1.2.1.1. Otomatik Fiyat Denkle7me Mekanizmalar1 ... 27

1.2.1.1.1. De2i7ken Kur Sistemi Alt1nda D17 Denkle7me ... 28

1.2.1.1.2. Fiyat Alt1n Para Ak1m1 Mekanizmas1 ... 29

1.2.1.1.3. Otomatik Faiz De2i7meleri ... 30

1.2.1.2. Otomatik Gelir Denkle7me Mekanizmas1 ... 32

1.2.1.2.1. Milli Gelir ... 33

1.2.1.2.2. Otomatik Gelir Denkle7me Mekanizmas1 ... 34

1.2.1.3. D17 Denkle7mede Parasalc1 Yakla71m ... 36

1.2.2. D17 Denkle7tirme Politikalar1 ... 39

1.2.2.1. Harcama De2i7tirici Politikalar ... 40

1.2.2.2. Harcama Kayd1r1c1 Politikalar ... 43

1.2.2.3. Döviz Gelirlerini Art1rmaya Yönelik Politikalar ... 46

(7)

K NC BÖLÜM

ÖDEMELER B LANÇOSU DENGES ZL KLER , AÇIKLARIN SEBEPLER , POL T KALAR VE TÜRK YE EKONOM S NDE ÖDEMELER DENGES

AÇIKLARININ KAYNAKLARI

2.1. ÖDEMELER B LANÇOSU DENGES ZL KLER ... 50

2.1.1. D17 Aç1k ... 50

2.1.2. D17 Fazla ... 55

2.2. ÖDEMELER B LANÇOSU (DENGES ) AÇIKLARININ SEBEPLER ... 56

2.2.1. Ekonominin Yap1s1ndan Kaynaklanan Sebepler ... 58

2.2.2. Ekonomik Dalgalanmalar ... 60

2.2.3. Geçici Nedenler ... 62

2.2.4. Döviz Spekülasyonu ve Mali Krizler ... 63

2.3. ÖDEMELER B LANÇOSU (DENGES ) AÇIKLARINDA YÜRÜTÜLEB LECEK POL T KALAR ... 65

2.3.1. Ödemeler Bilançosu (Dengesi) Aç1klar1n1 Finanse Etmek ... 65

2.3.2. Ödemeler Bilançosu (Dengesi) Aç1klar1n1 Bask1 Alt1na Almak ... 66

2.3.3. Ödemeler Bilançosu (Dengesi) Aç1klar1n1 Yap1sal Çözümlerle Gidermek ... 68

(8)

2.4. TÜRK YE EKONOM S NDE ÖDEMELER B LANÇOSU

(DENGES ) AÇIKLARININ KAYNAKLARI ... 71 2.4.1. Petrol Tüketimindeki Art17a Paralel Büyüyen D17 Aç1klar ... 71 2.4.2. hracat Gelirleri ile Kar71lanamayan Mal ve Hizmet

thalat1 ... 73 2.4.3. Döviz Kuru Politikalar1n1n Ödemeler Bilançosu (Dengesi)

Aç1klar1n1 Gidermede Etkin Olarak Kullan1lamamas1 ... 74 2.4.4. D17 Borçlanman1n Kamu Gelir-Gider Dengesinin

Sa2lanmas1nda Kullan1lmas1 ... 75 2.4.5. hracat Yapan Firmalar1n ve Ülkeye Yat1r1m Yapacak D17

Yat1r1mc1n1n Yeterli Düzeyde Özendirilememesi ... 76 2.4.6. hracat1n ve Sanayinin Temel Kalemi Olan Tar1m Üretimi

ile Kazançlar1n1n Dü7ü7 Göstermesi ... 79 2.4.7. Ulusal ve Uluslararas1 Piyasalardaki Dalgalanmalar ... 81 2.4.8. Son Dönemde Bölgemizde Giderek Artan Siyasi

Belirsizlikler ... 82 2.4.9. Yüksek Faiz Oranlar1 ile Ülkeye Çekilen S1cak Paran1n

Sa2lad121 Suni Rahatlama Ortam1 Sonucu Artan ç ve D17

Harcamalar ……….. ………. 83

2.4.10. Sanayi Sektörünün Süreklili2i ve Büyümesi çin Gerekli Baz1 Ara Mallar1n thal Edilmesi ……… 84

2.4.11. Bankac1l1k Sisteminin D17 Borçlanma Politikalar1 ... 86 2.4.12. Finansal Piyasalar1n Yeterli Derinli2e Sahip Olamamas1 .... 87

(9)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÖDEMELER B LANÇOSU (DENGES ) POL T KALARININ DI AÇIK YA AYAN ÜLKELERDEK ETK NL J

3. ÖDEMELER B LANÇOSU (DENGES )

POL T KALARININ TÜRK YE EKONOM S N N DI

AÇIKLARI ÜZER NDEK ETK NL J ... 91

3.1. OSMANLI DEVLET NDEN CUMHUR YETE DEVROLAN DI BORÇLAR ... 91

3.2. 1923-1950 DÖNEM ... 93

3.2.1. 1923-1939 Dönemi ... 93

3.2.2. II. Dünya Sava71 (Sava7 Ekonomisi Y1llar1; 1939-1945) ... 95

3.3. 1950-1960 DÖNEM ... 96 3.3.1. 1950-1955 Dönemi ... 96 3.3.2. 1950-1960 Dönemi ... 97 3.4. 1960-1980 DÖNEM ... 98 3.5. 1980-1990 DÖNEM ... 99 3.6. 1990’LI YILLAR ... 100 3.7. 2000’L YILLAR ... 101 SONUÇ ... 103

(10)

YARARLANILAN YAYINLAR ... 106

(11)

T.C.

KOCAEL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

KT SAT ANAB L M DALI

TÜRK YE EKONOM S NDE ÖDEMELER DENGES AÇIKLARININ KAYNAKLARI VE ÖDEMELER DENGES POL T KALARI

ÖZET

Günümüzde ülkeler aras nda büyüyen karma k iktisadi ili kiler sebebiyle, bütün ekonomik i lemler izlenmek ve kaydedilmek zorundad r. Bu zorunluluk “ödemeler bilançosunun” önemini artt r r. Buradaki bir aç k veya fazla; i sizlik oran , enflasyon oran gibi birçok faktörü etkiler. Bu durum, ülkeler, irketler ve bireyler için çok önemlidir.

Bu tezin amac , birinci paragrafta önemi vurgulanan ödemeler bilançosunun etkinli ini aç klamak ve ‘ödemeler bilançosu politikalar n n’ gereklili inin alt n çizmektir. Yan s ra bu bilançolar n bir ülkenin iktisadi performans n n göstergesi olmas , konunun önemi hakk nda aç kça fikir vermektedir.

Geçmi te birçok ülke ayn politikalarla d ödeme sorunlar n çözdü, fakat bugün Türkiye Ekonomisi için bunu söyleyemeyiz. Bu noktaya ilave olarak vurgulanan ifadeler ‘ödemeler bilançosu politikalar n n’ mutlak mükemmelli ini önermez, etkili kullan lmas n n sonuçlar n gösterir.

ANAHTAR SÖZCÜKLER: Ödemeler Bilançosu, Ödemeler Dengesi

Politikalar , Ödemeler Dengesi Aç klar , Türkiye Ekonomisi, D Rezervler. Tezi Haz rlayan : BARBAROS TUARAL

Tez Dan man : PROF. DR. MEHMET DUMAN

Tez Kabul Tarih ve No. : ______________________ Jüri Üyeleri : PROF. DR. MEHMET DUMAN

DOÇ. DR. YUSUF BAYRAKTUTAN DOÇ. DR. SEYFETT3N ERDOAAN

(12)

T.C.

KOCAEL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

KT SAT ANAB L M DALI

SOURCES OF BALANCE OF PAYMENTS DEFICITS AND BALANCE OF PAYMENTS POLICIES IN TURKEY

ABSTRACT

In today, all the economic transactions must be traced and wrote down in the systematic because of mixture economic relations that are growing between countries. This necessity increase to importance of “balance of payments”. The deficit or surplus in here effect to many factors as employment rate, inflation rate. This position is very important for countries, companies and individuals.

Purpose of this thesis, explain to efficiency of ‘balance of payments’ that was emphasized to important in first paragraphe and underline to necessity of ‘balance of payment policies’. Furthermore these balances are scale of a country’s foreign economic performance, barely hints at the important of matter.

In the past many countries solved foreign payment problems with the same policies, but we can’t say to this for the Turkey Economy in today. In addition to this point, statements that are emphasized don’t suggest to absolute perfection of ‘balance of payments policies’, show to results of using its effectively.

KEY WORDS: Balance Of Payments, Balance Of Payments Policies, Balance

Of Payments Deficits, Turkey Economy, Foreign Reserves. Tezi Haz rlayan : BARBAROS TUARAL

Tez Dan man : PROF. DR. MEHMET DUMAN

Tez Kabul Tarih ve No. : ______________________ Jüri Üyeleri : PROF. DR. MEHMET DUMAN

DOÇ. DR. YUSUF BAYRAKTUTAN DOÇ. DR. SEYFETT3N ERDOAAN

(13)

K I S A L T M A L A R

a.g.e. : Ad Geçen Eser a.g.m. : Ad Geçen Makale Ar-Ge : Ara t rma Geli tirme AT : Avrupa Toplulu u çev. : Çeviren

D : Para Arz

DGÖ : Do rudan Gelir Ödemeleri D E : Devlet 3statistik Enstitüsü DPT : Devlet Planlama Te kilat

E : 3hraç Etmek

Em : 3hraç Mallar Talep Esnekli i

GATT : Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anla mas GEGP : Güçlü Ekonomiye Geçi Program

GSMH : Gayri Safi Milli Has la GYÜ : Geli me Yolunda Ülkeler HM : Hazine Müste arl IMF : Uluslar aras Para Fonu

MKB : 3stanbul Menkul K ymetler Borsas K T : Kamu 3ktisadi Te ebbüsleri KP : Kalk nma Plan

M : 3thal Etmek

MB : Merkez Bankas Ms : Para Arz

MTB : Mevduat ve Ticaret Bankalar NE : Net 3hracat

OECD : Ekonomik 3 birli i ve Kalk nma Örgütü OEEC : Avrupa 3ktisadi 3 birli i Örgütü

p : Sayfa

R : Rezerv Art na Ba l Ulusal Paran n Emisyonu

(14)

SDR : Özel Çekme Haklar

SPK : Sermaye Piyasas Kurulu ss : Sayfalar

TCMB : Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas TÜFE : Tüketici Fiyatlar Endeksi

TÜ K : Türkiye 3statistik Kurumu Ulus. kt. : Uluslar aras 3ktisat USD : Birle ik Devletler Dolar ÜFE : Üretici Fiyatlar Endeksi WTO : Dünya Turizm Örgütü

(15)

T A B L O L A R

Tablo 1.1. : Ödemeler Bilançosunun Oematik Yap s ……….11

Tablo 2.1. : Ödemeler Dengesi Geli meleri, Milyar Dolar………. 52

Tablo 2.2. : Yüzde 80 Kapasitenin Üzerinde 13 Sektör Var………78

Tablo 2.3. : Uluslararas Yat r m Pozisyonu: Y l Sonlar 3tibariyle

(16)

G R

Küreselle menin etkisini yo un bir ekilde art rd günümüzde gerek ticaret gerekse finans sektörlerinde s n rlar giderek a lmaya ba lam t r. Bu durum beraberinde küresel ekonomik darbo az ve/veya küresel ekonomik canl l k gibi adeta tüm dünyan n ortak ya ad bir iktisadi platform olu turmu tur. Günün gereklerine uygun politikalar uygulamamak ku kusuz ki, hem bu tez çal mas n n temelini olu turan Türkiye Ekonomisi için, hem de di er ülke ekonomileri için düzeltilme maliyeti her geçen an biraz daha artan iç ve d ekonomik sorunlar beraberinde getirmektedir.

Bu çal ma üç önemli kavramdan olu maktad r: Bunlar ödemeler bilançosuyla ilgili olarak, “denge, politika ve aç klard r.”

“Ödemeler Dengesinde” ilk olarak teorik bir çerçevede konu anlat m yap lacakt r. Böylece konunun bir bütünlük içinde ele al nmas sa lanm olacakt r.

Üzerinde durulacak ikinci kavram “Ödemeler Bilançosu Politikalar d r”. Daha önce de belirtildi i gibi sürekli bir de i imin ya and bu dönemde, bu politikalardan mutlak bir do rudur eklinde bahsetmek çal man n amac ndan uzak bir yakla md r ki, burada daha çok günün ko ullar na uygun ekilde bu politikalar n uygulanmas noktas nda bir hedef sunulmaktad r.

Üçüncü olarak de inilecek husus ise “Ödemeler Dengesi Aç klar d r”. Bu kavram çal mada üzerinde durulan en önemli konudur. Ödemeler dengesi aç klar n n analizi, ilgili politikalar ve Türkiye Ekonomisinin dönemler itibariyle konudaki yerine de inilmi tir.

Bu çal man n amac ödemeler dengesi politikalar n n ekonomik etkilerini ortaya ç kararak, ödemeler dengesi aç klar n gidermedeki etkinli ini incelemek ve “Türkiye’deki Ödemeler Bilançosu (Dengesi) Aç klar na” de inerek bu aç klar kar s nda ne ölçüde kullan ld n n ve yararl oldu unun analizini yapmakt r.

(17)

Çal ma üç bölümden olu maktad r. Birinci bölümde konu, teorik bir yakla mla ele al nacakt r. 3kinci ve üçüncü bölüm tezin esas k sm n olu turmaktad r ki, bu iki bölümde ödemeler bilançosu politikalar na, d aç klara, Türkiye Ekonomisinin bu aç dan bulundu u konumuna, dönemler itibariyle sergilemi oldu u performans na yer verilerek konu tamamlamas yap lacakt r.

Teorik altyap n n sa lam bir temelde olmas na dikkat edilerek çal man n di er bölümlerinin incelenmesinde kar la lacak sorunlar n önüne geçilmek istenmi tir.

“Ödemeler Bilançosu (Dengesi) Ana Hesap Gruplar ve Politikalar ” adl ilk bölüm iki ana ba l ktan meydana gelmektedir. Birinci ba l kta Ödemeler Bilançosunun (Dengesinin) tan m na, içeri ine ve hesap gruplar na de inilmi tir. 3kinci ba l kta ise ödemeler bilançosu (dengesi) politikalar üzerinde durulmu tur.

“Ödemeler Bilançosu Dengesizlikleri, Aç klar n Sebepleri, Politikalar, Türkiye Ekonomisinde Ödemeler Dengesi Aç klar n n Kaynaklar ” adl ikinci bölüm be ana ba l ktan olu maktad r. 3lk bak ta ödemeler bilançosu dengesizliklerinden olan d aç k ve d fazla üzerinde durulmu tur. 3kinci ba l kta ödemeler bilançosu (dengesi) aç klar n n sebepleri incelenmi tir. Üçüncü ba l kta ise, ödemeler bilançosu aç klar nda yürütülebilecek politikalara de inilmi tir. Dördüncü ba l kta ise, Türkiye Ekonomisinde ödemeler bilançosu (dengesi) aç klar n n kaynaklar nda önemli yeri olan kimi kalemlere yer verilmi tir.

Çal man n son bölümünde ise, Türkiye’nin dönemler itibariyle ödemeler bilançosu politikalar nda ne noktada oldu una ve bu politikalar etkin kulland dönemlerle kullanmad dönemlerdeki farkl l klar na de inilmeye çal larak konunun öneminin ortaya ç kar lmas amaçlanm t r. Bunun yan nda konuyla ilgili istatistiki verilere de yer verilerek tezin bütünlük olu turmas gerçekle tirilmi tir.

(18)

Tezin haz rlanmas nda “kütüphane ara t rmas na” yer verilmi , ancak çal man n gerek görülen yerlerinde çe itli istatistiksel çal malardan ve internet ortam ndan da faydalan lm t r. Bütün bunlar n yan s ra “Ödemeler Bilançosu” paralelinde haz rlanan bu çal mada konuyu olu turan alt kalemlerin geni olmas ndan dolay , istatistiksel uygulamalar mdaki sonuçlar n sa l kl olmayaca ndan hareketle spesifik olarak yap lm çal malar n sonuçlar tercih edilmi tir.

Üzerinde önemle durulan di er bir nokta ise, bu çal man n iktisat anabilim dal n n birçok alt dal nda dolayl ve/veya dolays z olarak yer almas n n konunun önemini göstermesidir.

(19)

B R NC BÖLÜM

ÖDEMELER B LANÇOSU (DENGES ), ANA HESAP GRUPLARI VE ÖDEMELER B LANÇOSUNUN DENKLE MES

1.1. ÖDEMELER B LANÇOSU (DENGES ) VE ANA HESAP GRUPLARI

Parasal Uluslararas iktisat teorisinin en temel konular ndan birisi d ödemeler bilançosudur. Ülkenin Uluslararas ekonomik ve mali i lemlerinin grupland r larak incelenmesi, d ödemeler aç k ve fazlas , d dengesizliklerin giderilmesi, iç ve d dengenin birlikte sa lanmas bu çerçevede ele al nan ba l ca konulard r. Bu bölümde d ödemeler dengesi kavram , ödemeler bilançosunun yap s , etkileri, yararlar ve ta d s n rland rmalar gibi alanlarda aç klamalarda bulunulacakt r.1

1.1.1. Ödemeler Bilançosunun (Dengesinin) Tan,m,, çeri-i ve Önemi

Ödemeler bilançosu, belirli bir dönem için bir ekonomiyle dünyan n geri kalan k sm aras ndaki mal, hizmet ve gelir ile ilgili i lemleri, mülkiyet de i ikliklerini ve bu ekonominin elinde bulunan alt n, özel çekme haklar (SDR) ve dünyan n di er k s mlar na yönelik hak ve yükümlülüklerdeki di er de i kenleri ve kar l ks z transferleri gösteren ve muhasebe aç s ndan yukar da sözü edilen i lem ve de i ikliklerle ilgili olarak yap lan kay tlardan birbirini kar l kl olarak dengelemeyenler için gereken kar l k kay tlar n n yer ald istatistiksel bir rapordur.2

Ödemeler bilançosu tan m nda dikkati çeken birkaç noktaya i aret edelim. Ödemeler bilançosuna kaydedilen i lemler, ülkede yerle ik (resident) ki i veya kurumlarla yabanc lar aras nda yap l r. Ülkede “yerle ik” olanlar genellikle o ülke yurtta lar d r. Ama ödemeler bilançosu aç s ndan yurtta olmak gerekli de ildir.

1Halil Seyido lu, Uluslararas, ktisat, Geli tirilmi 15. Bask , 3stanbul: Güzem Can Yay nlar ,

2003, s. 395.

2Esin Can Mutlu, Uluslararas, 1letmecilik, 1. Bas , 3stanbul: Beta Bas m Yay m Da t m A.A.,

(20)

Ülkede yerle ik olma deyiminden ülkede sürekli oturmak; i letme merkezinin o ülkede bulunmas veya faaliyetlerin o ülkeden yürütülmesi anla l r. Buna göre, yurtta olmakla birlikte ülkede sürekli oturanlar ve merkezi yurtd nda bulunan çok uluslu irketlere ba l yabanc sermaye i letmeleri de faaliyette bulunduklar ülkede yerle ik say l rlar. Dolay s yla bunlar n yabanc larla yapt klar i lemler oturduklar ülkeler aç s ndan ekonomik i lem olarak ele al nmaktad r.3

D ödemeler bilançosundaki bir aç k veya fazla ülke ekonomisi üzerinde oldukça geni kapsaml etkiler do urur. Örne in ülkedeki milli gelir ve çal ma düzeyi, kalk nma h z , döviz kurlar , enflasyon oran , ücret art lar , gelir da l m ve d borçlar gibi temel ekonomik de i kenler d ödemeler dengesiyle s k s k ya ili kilidir. Dolay s yla, ülkenin d ekonomik ili kilerinin sa l kl bir yolda olup olmad n n belirlenmesi, bir sorun varsa gerekli önlemlerin zaman nda al nmas ve politika düzenlemelerinin yap lmas için, ödemeler bilançosu istatistiklerinin sürekli olarak izlenmesi gerekir.4

D ticaret göstergeleri ihracat ve ithalat miktarlar n kapsamaktad r. D ticaret istatistikleri serbest bölgeler ve gümrüksüz sat ma azalar ndan yap lan ihracat ve ithalat bilgilerini kapsamamaktad r. Ayr ca ithalat bilgileri içerisinde; s n r ve k y ticareti, transit ve reexport ticaret, geçici kabul ve geçici yoluyla bedelsiz ithal edilen e ya, geçici ihracat kar l yap lan ithalat, geri gelen e ya, parasal tabanl alt n ithalat , ihracat bilgileri içerisinde ise; s n r ve k y ticareti, transit ve reexport ticaret, bedelsiz ihracat, iade edilen mallar, geçici kabul ve geçici muafl k yoluyla bedelsiz ithal edilen mallar n ihracat yer almamaktad r.5

Uluslararas ödemelerde temel kural çok basittir: Bireyler ve firmalar d ar dan ne al rsa als nlar bedelini ödemek zorundad rlar. E er bir ki i gelirinden fazla harcamada bulunursa, bu aç n varl klar n sat ya da borçlanma yoluyla

3Halil Seyido lu, Uluslararas, Finans, Geli tirilmi 4. Bask , 3stanbul: Güzem Can Yay nlar ,

No.19, 2003, s. 56.

4Seyido lu, Uluslararas, ktisat, a.g.e., s. 395.

5Ali Sait Albayrak, Türkiye’de llerin Sosyo Ekonomik Geli1mi1lik Düzeylerinin Çok De-i1kenli statistik Yöntemlerle ncelenmesi, (Doktora Tezi), 3stanbul: 3stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Ünal Aysal Tez De erlendirme Yar mas , Ünal Aysal Tez De erlendirme Yar mas n n 2005 y l bölümünde doktora tezleri s ralamas nda ilk be e girerek 3ktisadi Ara t rmalar Vakf nca yay nlanm t r, Aral k 2005, s. 43.

(21)

finanse edilmesi gerekir. Benzer ekilde, e er bir ülke cari i lemlerde aç k (“Bir ülke aç k verir” demek sadece bir k saltmad r; tam ifade öyledir: Ülkede yerle ik ki iler, topluca, bir aç k verirler) verirse, yani yurtd ndaki harcamalar dünyan n geri kalan k sm yla yapt sat lardan elde etti i gelirden fazlaysa, bu aç n varl klar n sat ya da d ar ya borçlanma yoluyla finanse edilmesi gerekir. Varl klar n sat lmas ya da borçlanma ülkenin bir sermaye hesab fazlas verdi ini ifade eder. Dolay s yla herhangi bir cari i lemler aç zorunlu olarak denkle tirici yurtiçine bir sermaye giri iyle finanse edilir.6

II. Dünya Sava ’ndan sonra ülkelerin uluslararas ticareti serbestle tirme çabas iki yönde birden geli me göstermi tir:7Bunlardan ilki, 1947 y l nda imzalanan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anla mas (GATT) ile hukuksal bir kimli e kavu an ve 1995 y l nda Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulmas ile ivme kazanan küreselle medir. GATT, uluslararas ticareti düzenleyen ve üzerinde anla lan tek uluslararas çok tarafl sözle medir.

3kinci yol ise, kimi zaman küreselle menin tamamlay c s , kimi zaman da rakibi olarak görülen bölgeselle medir. Bölgeselle menin küreselle menin tamamlay c s olarak görülmesinin nedeni, do rudan dünya çap nda olmasa da en az ndan belirli bir bölgedeki ticareti art r c niteli idir. Bölgeselle menin küreselle meye rakip olarak görülmesinin nedeni ise, bölgeselle menin genellikle birbirine yak n ticaret düzeylerine sahip ülkeler aras nda yap lmas , büyük bloklar n ortaya ç kmas ve söz konusu bloklar n küçük ya da geli mekte olan ülkeleri d lamas d r.

Ülkenin d alemle yapt bir i lem ya alacakl (credit items) ya da borçlu (debit items) niteliktedir. 3ster parasal bir ödeme do ursun, ister do urmas n, tüm i lemler bu ekilde alacakl ve borçlu diye ayr l rlar.8

6Stanley Fischer, Makroekonomi, (Çeviri: Ak, Salih; Fisuno lu, Mahir; Y ld r m, Erhan; Y ld r m,

Refia), Birinci Bas m, 3stanbul: Akademi, Mc Graw Hill, Mart 1998, ss. 151-152.

7Bar Ekdi, Uzmanl k Tezleri Serisi No:7, Gümrük Birli-i Çerçevesinde Damping ve Y,k,c, Fiyat Uygulamalar,, 3lk Bask , Ankara: Rekabet Kurumu, Bask : 3maj 3ç ve D Tic. A.A., Aubat 2003,

s.59.

(22)

Geli mi ülkeler aras ndaki sermaye hareketlerinin serbestle tirilmesi 1950’li y llar n sonlar na do ru ba lam t r. Bu ülkelerin ço u cari i lemlere yönelik kambiyo denetimlerini bu y llarda kald rm lard r. Di er yandan sermaye hareketlerinin tam anlam yla serbestle tirilmesi ancak 1973 y l nda Bretton Woods sisteminin çökü ünden sonra olmu tur.9

Sonuç olarak, -politik görü ler nas l kurumlar üzerinde etkide bulunuyorsa- ayn ekilde iktisadi görü lerin de iktisadi faaliyetlerin nicel büyümesi ve iktisadi seviyenin yükselmesinden ve hatta bunun ötesinde ekonomi biçiminin bizzat kendisinin de i mesinde etkili oldu u ku kusuzdur. Bu etki mevcut yap lar n de i mesi ve iktisadi geli me ekonomisine geçi sorunuyla kendini gösterir.10

Faiz oranlar n n sermaye ak mlar n ve ödemeler dengesini etkiledi inin kabul edilmesi, istikrar politikas aç s ndan önemli sonuçlar do urur. Birincisi, para ve maliye politikalar n n faiz oranlar n etkilemeleri deneniyle bu politikalar sermaye hesab ve dolay s yla ödemeler dengesi üzerinde bir etkiye sahiptirler. Para ve maliye politikalar n n ödemeler dengesi üzerindeki etkileri daha önce tart lan ticaret dengesi etkileriyle s n rl olmay p sermaye hesab n da kapsamaktad r. 3kinci sonuç

udur: Uluslararas sermaye ak mlar söz konusu iken, para ve maliye politikalar n n ülke ekonomisini ve ödemeler dengesini etkilemedeki i leyi biçimi de i mektedir.11

D ticaret hadlerinin aleyhe dönmesi ve esnek olmayan d talep dolay s yla ülkenin u rad kay p, fiyat sisteminden ülkeye yans yan bir “uyar ” niteli i ta r: Göreli fiyatlar iç ekonomi ve ithal-ikamesi sanayileri lehine, ihracat kesimi aleyhine de i mi tir. Ülke, bu arada bir ba ka de i iklik olmazsa, ihracat kesimini daraltacak, iç ekonomi ve ithal-ikamesi kesimlerini geni letecektir. Böylece uluslararas piyasada aleyhe de i en göreli fiyatlardan kayb önleyecektir.12

9Metin Berber, ktisadi Büyüme ve Kalk,nma, Karadeniz Teknik Üniversitesi 3ktisadi ve 3dari

Bilimler Fakültesi, 2. Bask , Trabzon, 2001, Derya Kitabevi, s. 370.

10 Jean Maillet, Ba1lang,çtan 18. Yüzy,la Ekonomi Tarihi, (Çevirenler: Ertu rul Tokdemir,

Mehmet Bolak), Birinci Bask , 3TÜ 3 letme Fakültesi 3 letme Bölümü, T.C. 3stanbul Teknik

Üniversitesi Kütüphanesi, Say : 1386, 3stanbul Teknik Üniversite Matbaas , Gümü suyu 1989, s.243.

11 Dornbusch, Fischer, a.g.e., ss. 164-166.

12 Gülten Kazgan, Ekonomide D,1a Aç,k Büyüme, Son Geli me ve Rakamlarla Güncelle tirilmi 2.

(23)

Ne var ki, baz ko ullarda, ekonomiyi kay plardan koruyacak bu geli me olmayabilir; aksine, üretim kaynaklar n artan biçimde ihracat kesimine yöneltecek ve ekonominin u rad kay plar giderek art racak olu umlar ortaya ç kabilir. Bunlardan biri, hükümetin bilinçsizce, üretim kaynaklar n ihracat kesimine aktaracak ve ithal-ikamesi sanayileri, ithal mallar yla fiyat, nitelik ya da pazarlama tekni i itibariyle rekabet edecek güçte de ildir. Buna kar l k, bu sanayileri ithal mallar rekabetinden koruyacak yeterli önlemler kald r larak rekabete aç lm sa, söz konusu sanayiler tasfiye olmak durumunda kal r; iç üretim ve gelir azal r. 3thal-ikamesi sanayilerinden serbest kalan üretim girdileri, daha yüksek verimle çal abilecekleri yeni üretim dallar nda kullan labilseydi, bu tasfiye, k sa bir zaman gecikmesiyle telafi edilebilirdi. Ama d rekabet ve/veya durgunluk ko ullar ya da uygulanan ekonomi politikas yeni üretim dallar n n kurulmas na olanak vermiyorsa, ithal-ikamesi sanayilerinin tasfiyesinden do an kayb telafi etmek mümkün olmaz. Aç kt r ki, tasfiye edilen kesimlerden serbest kalan üretim kaynaklar n n ihracat kesiminde kullan lmas ve miktar olarak ihracat n artmas , ihraç mallar n n yukar da oldu u gibi esnek olmayan d taleple tan mland durumda, ülkenin giderek de fakirle mesi demektir.13

Türkiye’nin d dünya ile ekonomik ili kilerinde mal ticaretinin a rl kl bir yeri vard r. 1970’li y llara kadar, hizmet ticaretinden kaynaklanan gelir gider ak m nispeten daha dar bir boyutta kalm t r. Sermaye hareketleri ise cari i lemler bilançosu aç klar n denkle tirmeye yönelik i lemler niteli ini göstermektedir. Türkiye, 3kinci Dünya Sava ndan sonra ödemeler bilançosu aç klar n kapatmak amac yla yeniden borçlanmaya ba lam t r. O tarihten itibaren d krediler ve d borç anapara ve faiz ödemeleri önemli kalemler olarak ödemeler bilançosunda yer tutmu tur.14

3hracat n art r lmas ve ihracat içinde de özellikle sanayi mamullerinin pay n n yükseltilmesi çe itli önlemlerin al nmas n ve ak lc bir biçimde uygulanmas n gerektirmektedir. Türkiye 1980 y l ndan itibaren benimsenen ihracata

13 Kazgan, a.g.e., s. 51.

14 Hüseyin Aahin, Türkiye Ekonomisi, Tarihsel Geli1imi – Bugünkü Durumu, Gözden Geçirilmi Geni letilmi 7. Bask , Bursa: Ezgi Kitabevi, 2002, s. 365.

(24)

yönelik sanayile me politikas ile birlikte, ihracata ili kin te vik sisteminin ülke ekonomisi için önemi daha da artm ve bu konuda köklü de i iklikler yap larak sistem yeni bir yap ya kavu turulmu tur.15

Döviz ihtiyac yarat p yaratmamalar na göre yat r mlar ; “döviz yat r mlar ” ve “milli para yat r mlar ” olmak üzere ikiye ay rabiliriz. Döviz yat r mlar ; gerçekle tirilmeleri mutlaka döviz teminine ba l olan yat r mlard r. Milli para yat r mlar ise; yol, mesken ve sulama tesisleri gibi yurtiçinde ve millî para ile gerçekle tirilebilen yat r mlard r. Ancak, önemle belirtmek gerekir ki; millî para yat r mlar do rudan do ruya döviz ile ilgili olmamakla beraber, sebep olduklar gelir art dolay s yla (ço altan arac l yla) ekonominin marjinal ithalat meylini artt rarak, dolayl bir ekilde döviz ihtiyac n n artmas na yol açabilirler.16

Bilindi i gibi, ülkeler döviz kontrolüne ödemeler bilançolar aç k verdi i yani d dengeleri bozuldu u için ba vururlar. S k s k sözünü etti imiz bu d denge, aç klanmas gereken bir kavramd r. 3 te a a da d dengenin ne demek oldu u aç klanmaya çal lacakt r. Ama daha önce d ödemeler dengesinin ne oldu unu görelim.17

Bir ülkenin bir y l içinde d dünya ile kar l kl olarak yapm oldu u bütün ödemelerin kaydedildi i cetvele (tabloya) d ödemeler dengesi (tediye bilançosu) denir. Ödemeler dengesi, bir ülkenin uluslararas ekonomik ili kilerinin hepsini topluca ortaya koydu u için çok önemli ve yaray l bir kavramd r. Gerçekten, bir ülkenin d ili kilerinin ne durumda oldu unu en iyi d ödemeler dengesinden izleyebiliriz.18

15 I n Çelebi, D,1a Aç,k Büyüme ve Türkiye, e Yay nlar , 3stanbul, Birinci Bask , Aral k 1991, s.70. 16 J.J. Polak, “Balance of Payments Problems of Countries Reconstructing With The Help of Foreign Loans”, OJE, Vol. LVII, Nov.1942, No.1, s.216-217’den; N.S. BUCHANAN, “International

Investment and Domestic Welfare”, New York, 1945, s.102’den, Yusuf BAYRAKTUTAN, Yüksek

Lisans Kalk,nma Ekonomisi Düzenlenmi1 Ders Notlar,, 17.04.06, Kocaeli Üniversitesi, s.160. 17 Sadun Aren, stihdam, Para ve ktisadi Politika, Gözden Geçirilmi 7. Bas , Sava Yay nlar ,

Ankara, Kas m 1984, s. 155.

(25)

Ödemeler bilançosu hesaplar nda bazen i lemlerin nitelik farklar n göstermek için otonom ve denkle tirici i lemler aras na bir çizgi çizildi i varsay l r ve otonom i lemler bu çizginin üstüne, denkle tirici olanlar da bunun alt na kaydedildi i kabul edilir. O nedenle otonom olanlar için çizgi üstü (above the line) i lemleri denkle tirici olanlar için çizgi alt (below the line) i lemleri deyimleri de kullan labilir.19 Tablo 1.1.

(26)

Tablo 1.1. Ödemeler Bilançosunun ematik Yap,s,

lem gruplar Alacak Borç

I. CAR3 3ALEMLER HESABI

A. Mal ihracat ve ithalat (+) (-)

DI T CARET B LANÇOSU (+) (-)

B. Hizmet ihracat ve ithalat (-)

C. Tek yanl transferler (+) (-)

1. Özel ba- . ve hediyeler (+) (-)

2. Hükümet transferleri (+) (-)

(+)

CAR LEMLER B LANÇOSU (+) (-)

II. SERMAYE HESABI

A. Uzun süreli sermaye (+) (-)

1. Dolays z yabanc sermaye yat r mlar (+) (-)

2. Özel portfolyo yat r mlar (+) (-)

3. Resmi sermaye i.lemleri (+) (-)

B. K sa süreli sermaye (denkle.tirici olmayan) (+) (-)

SERMAYE 3ALEMLER3 B3LANÇOSU III. 3STAT3ST3K FARKLAR

Çizgi üstü i.lemleri

IV. RESM3 REZERVLER HESABI

1. K sa süreli resmi sermaye (+) (-)

2. Döviz (+) (-)

3. Parasal alt n (+) (-)

4. SDR ve IMF rezerv pozisyonu (+) (-)

RESM3 REZERVLER B3LANÇOSU

(27)

Küreselle me ile fon fazlas olan ülkelerle bu fonlar kullanmak isteyenler aras ndaki ba lar çe itlilik kazanm ve ili kiler yo unla m t r. Bu çerçevede çe itli ülkelerdeki finansal kurumlar, yabanc ülkelere giderek finansal yat r mlarda bulunmakta ve dünya finans piyasalar çerçevesinde yat r mc lara getirisi daha yüksek ve riski daha dü ük imkânlar sa lamaktad r. Yerel piyasalardan sa lanamad durumlarda Uluslararas piyasalarda olu an büyük miktardaki fonlar finansman ihtiyac na cevap verebilmektedir.20

Sonuç itibariyle, küreselle me olarak adland r lan dünya ile bütünle me süreci, bölgeselle me ve evrenselle me gibi iki z t yönde hareket ediyor gözükse bile, asl nda bölgesel bir entegrasyon içinde yer almak küreselle menin alternatifi de il, ilk ad m d r ve bu iki geli me birbirlerini tamamlayan olu umlard r. Ancak, bölgesel ekonomik entegrasyonlar n küresel entegrasyona en ileri derecede katk da bulunabilmesi için gerekli olan artlar; ilk olarak, bu ticaret bloklar aras nda yap lacak anla malar yoluyla küresel kurallar n ve uyumun gerçekle mesi, ikinci olarak ise, bölgesel ekonomik entegrasyonlara o bölgede bulunan az geli mi ülkeleri de, onlar n ç karlar na en uygun dü ecek biçimde dahil etmektir.21

Son yirmi y lda dünya ekonomisi (üretimi) y ll k ortalama yüzde 2,7 oran nda büyümü tür. Üretim bu dönemin ilk on y l olan 1980-89 döneminde y lda ortalama yüzde 3,2 oran nda artarken, 1990-2000 aras ndaki döneminde ise y ll k ortalama yüzde 2,3 oran nda büyümü tür. Dünya ticareti ise 1980’den 1990’a reel olarak y lda ortalama yüzde 4,1 oran nda artarken, 90’l y llarda ticarette ortalama miktar art yüzde 6,9 düzeyine ula m t r. 90’l y llar boyunca dünya ticaretinin reel büyümesi, global ekonomik büyümenin üzerinde gerçekle mi tir.22

20 Berber, a.g.e., s. 379.

21 Hasan Sab r, Dünya Siyasetinde Küresel Rekabet Sistemi ve Politikalar,, 3stanbul: Derin

Yay nlar , 2002, s. 92.

22 D Ticaret Müste arl , Türkiye D,1 Ticaret Stratejisi, T.C. Ba bakanl k, Ekonomik

Ara t rmalar ve De erlendirme Genel Müdürlü ü, Ankara: D Ticaret Müste arl Matbaas , A ustos 2002, s. 3.

(28)

1990’l y llar, bir önceki on y ll k dönem ile kar la t r ld nda, enformasyon teknolojilerinde ya anan büyük geli melerin ekonomi ve ticaret üzerindeki pozitif etkilerinin do rudan görüldü ü, ticari engellerin kald r lmas yolunda önemli mesafelerin de al nmas yla birlikte, dünya ticaretinde büyük art lar n ya and bir dönem olmu tur.23

Yoksulluk geli mekte olan ülkelerin temel sorunudur ve yoksulluktan kurtulu onlar n politik ve iktisadi sars nt larla mücadele etmeleridir. Geli mi ülkelerle kar la t r ld nda, pek çok geli mekte olan ülke modern sanayinin temel girdi faktörlerinde fakirdir. (sermaye ve tecrübeli i çi)24

Bir ekonominin d denge halinde bulunmas , ödemeler bilançosunun aç k vermemekte olmas demektir. O halde sorun, ödemeler bilançosu aç n n ne demek oldu unun tespiti biçimini almaktad r. Bilindi i gibi ödemeler bilançosu, tan m gere i, daima denge halindedir. Bu nedenle, aç n meydana ç kar labilmesi için, ödemeler bilançosundaki baz kalemlerin buradan ç kar lmas gerekmektedir. Acaba bu ç kar lmas gereken kalemler nelerdir?25

Bu soruya yan t verebilmek için ödemeler bilançosu kalemlerini (i) Otonom kalemler

(ii) Denkle tirici kalemler

olmak üzere iki gruba ay rmak gerekmektedir. Otonom kalemler, varl k nedenlerini do rudan do ruya kendilerinden alan ödemelerdir. Mal ve hizmet ithalat ve ihracat ve uzun vadeli sermaye hareketleri bu çe it ödemelerdir. Gerçekten bu çe it ödemelerin miktarlar , ba ka ödemelere ba l olmaks z n, ba ms z olarak belirlenirler. Buna kar l k denkle tirici kalemler, varl k nedenlerini otonom kalemler aras ndaki farktan alan ödemelerdir. Alt n ve döviz rezervlerindeki de i melerle k sa vadeli sermaye hareketleri bu çe it ödemelerdir. Örne in alt n ve döviz hareketleri, döviz ödemelerinin döviz kazançlar ndan farkl olmas ndan ötürü meydana gelirler.

23 D Ticaret Müste arl , a.g.e., s. 3.

24 Paul R. Krugman; Maurice Obstfeld, International Economics, , 7th Ed., United States of

America, 2006, p. 603.

(29)

K sa vadeli sermaye hareketleri de ayn mahiyettedir. Çünkü bunlar da, otonom kalemler aras ndaki fark n, alt n ve döviz hareketleriyle kar lanmam olan k sm n kapatmak için meydana gelirler (K sa vadeli sermaye hareketlerinin bir de denklik bozucu karakterde olanlar vard r. Bunlar, kâh spekülasyon, kâh ihtiyat motifiyle uluslararas nda mütemadiyen dola an ve s cak para denilen mebla lard r. Gerçek ödeme bilançosu aç n bulmak için bu tür denklik bozucu sermaye hareketlerinin de bilançodan ç kar lmas gereklidir). Bizde uzun vadeli krediler de denkle tirici kalem niteli indedir.26

Birbirine ba ml bir dünyada, bizim politika de i ikliklerimiz bizleri oldu u kadar di er ülkeleri de etkilemekte, sonra da bizim ekonomimize yans maktad r. Kamu harcamalar n art rd m z zaman gelirimiz yükselir; gelirdeki art n bir bölümü ithalata harcanacakt r ki, bu d ülkelerde de gelirin yükselece i anlam na gelir. D gelirdeki art ise ülke mallar na kar d talebi yükseltecek, bu da yüksek kamu harcamalar n n neden oldu u yurtiçi gelir art na katk yapacakt r, vs.27

Ödemeler bilançosunda, bilanço tekni inin do al bir sonucu olarak, alacak ve borç toplam daima denk olmal d r. Ancak, bazen dengeyi gerçekle tirmek mümkün olmaz. Dengenin gerçekle tirilememesinin nedenleri aras nda, ithalat ve ihracat ile ilgili kas tl ya da kas ts z yanl bilgiler, kaçakç l k, eksik bilgiler, unutmalar, mallar n ülkeye girmesi ile ç kmas n n farkl bilanço dönemine rastlamas vb. say labilir. Bilançonun hangi taraf fazla veriyorsa, öteki tarafa bu fazlal k kadar bir miktar yaz larak (ters yazma) denklik sa lan r. 3 te bu ekilde denklik sa lamak amac yla, ödemeler bilançosuna ilave edilen rakamlar, “net hata ve noksan” ad alt nda kay tlara geçilir. Dolay s yla net hata ve noksan, ödemeler bilançosunda “denkle tirici” nitelik ta maktad r.28

26 Aren, a.g.e., s. 158.

27 Dornbusch; Fischer; a.g.e., s. 164.

28 Zeynel Dinler, ktisada Giri1, Gözden Geçirilmi Yedinci Bas m, Ekin Kitabevi Yay nlar , Bursa,

(30)

1.1.2. Ödemeler Bilançosu (Dengesi) Ana Hesap Gruplar,

Uluslararas ekonomik i lemler ödemeler bilançosuna geli i güzel de il, birbirlerine olan benzerliklerine ve ekonomik etkilerine göre grupland r lm olarak kaydedilirler. Bu temel hesap gruplar unlard r: Cari i lemler hesab , sermaye hesab ve resmi rezervler hesab . Bir de kay tlardaki eksik ya da fazlalar denkle tirme amac yla kullan lan, tek kalem durumundaki istatistik farklar hesab vard r.29

Uzun süreli sermaye hareketleri aras nda bir ülkeden ba ka bir ülkeye özel ya da resmi kurulu larca fabrika kurulmas , ortak firma tesisi, hisse senedi ve tahvil al m sat m yap lmas (portföy yat r mlar ), kredi al nmas ya da verilmesi (bir y ldan uzun süreli) say labilir.30

K sa süreli sermaye hareketleri ise, vadeleri bir y ldan az olan, ülkeler aras ndaki faiz farklar ndan ve döviz kuru de i melerinden yararlanmak amac na yönelik sermaye hareketleridir.31

Bu ak kan fon hareketlerinin en büyük sorunu bir kere k sa, rizikolu artlardaysa çok k sa vadeli olmalar d r. Kâr, beklentilerine göre süratle içeri girip Türk Liras (TL)’ye çevrilir ve ondan çok daha süratle, beklentilere göre ani ekilde tekrar dövize çevrilip TL’den d ar ç karlar.32

29 Seyido lu, Uluslararas, Finans, a.g.e., s. 58. 30 Dinler, a.g.e., s. 527.

31 Dinler, a.g.e., s. 527.

32 Gülten Kazgan, Tanzimat’tan 21. Yüzy,la Türkiye Ekonomisi, 2. Bask , 3stanbul: 3stanbul Bilgi

(31)

1.1.2.1. Cari 1lemler Hesab,

Current transactions account: Cari i lemler hesab , Uluslararas 3ktisat (Ulus. 3kt.). Ödemeler bilançosunun temel hesap gruplar ndan birisi; ülkenin mal ve hizmet ithal ve ihrac ile tek yanl i lemlerinin kaydedildi i ana hesap.33

Cari i lemler, mal ticareti ve hizmet ticareti olarak iki alt gruba ayr l r:34

a) Mal Ticareti: Ödemeler bilançosunda en önemli yeri, mal ticareti bölümü

kapsar. Ülkeden ülkeye de i mekle birlikte, genellikle ödemeler bilançosunun yar s ile üçte birini olu turan mal ticareti, ülkenin ihracat ve ithalat n gösterir.

Ülkenin ihracat ile ithalat aras ndaki fark, d ticaret dengesini gösterir. D ticaret dengesi, öneminden dolay , ço u kez ödemeler dengesi ile kar t r l r. Ödemeler dengesi ülkenin d alemle olan gelir gider ili kilerini gösterirken, d ticaret bilançosu sadece ihracat ile ithalat aras ndaki fark ifade etmektedir.

b) Hizmet Ticareti: Görünmeyen ticaret de denilen hizmet ticareti, ülkenin

hizmet al m ve sat m n gösterir. Bu i lemlerden bir k sm hizmet niteli inde olmamas na kar n (yabanc sermaye yat r m gelirleri ya da giderleri gibi), bu gruba dahil edilmi tir. Ancak, cari i lemlerin bu bölümündeki hizmet ticareti, turizm, bankac l k ve ta ma, gerçek anlamda hizmet giri ç k lar n göstermektedir.

Hizmet ticareti, ba l ca u i lemlerden olu ur:

- Turizm i lemleri,

- Uluslararas ta mac l k i lemleri

- 3 çi dövizi gelirleri (yurt d na i çi gönderen ülke, hizmet ihraç etmi gibi kabul edilir)

33 Halil Seyido lu, Ekonomi ve 1letmecilik Terimleri, Aç,klamal, Sözlük, Geli tirilmi 2.Bask ,

3stanbul, 2001, Güzem Can Yay nlar : 17, 2001, s. 115.

(32)

- Kâr transferleri ve faiz ödemeleri. Kâr transferleri ve faiz ödemeleri. Kâr transferi yabanc sermayenin elde etti i kârdan bir k sm n ait oldu u ülkeye transfer etmesini, faiz ödemeleri ise, yabanc ülkelerden al nan kredilerin faizini gösterir.

- Özel hizmet i lemleri. Bu hizmetler sigortac l k, bankac l k, dan manl k hizmetleri, uluslararas telsiz, telefon, radyo ve televizyon hizmetlerini kapsar.

- Di er görünmeyen i lemlerin ba l calar ülkeyi d ar da temsil eden diplomatlara yap lan ücret ve maa ödemeleri, yurt d ndaki binalar n bak m ve onar m , yurt d ndaki kurulu lara ödenen aidat vb.’lerinden olu ur.

Hizmet ticareti dengesinin, pozitif olmas , hizmet i lemleri sonucunda ülkeden d ar ya yap lan harcamalar n, hizmet gelirlerinin alt nda oldu unu ifade etmektedir.

Cari i lemler hesab nda, mal ve hizmet ticareti ile transfer ödemeleri kaydedilir. Hizmetler navlun, telif ücreti ödemeleri ve faiz ödemelerini kapsar. Hizmetler ayn zamanda net yat r m gelirini, yani yurtd ndaki varl klar m zdan elde edilen faiz ve karlarla yabanc lar n Birle ik Devletlerde sahip olduklar varl klardan kazand klar gelir aras ndaki fark kapsar. Transfer ödemeleri havale ile gönderilen paralar, hediye ve hibelerden olu ur. Ticaret dengesi sadece mal ticaretini kaydeder. Ticaret dengesine hizmetler ile net transferler eklenince cari i lemler dengesine ula l r.35

Mal ithalat ve ihracat için Ricardo’nun aç klad kendili inden denge sürecini, J.S. Mill Uluslararas sermaye hareketlerine uygular: Alt n para standard nda, sermaye ihraç eden veya borç veren ülkede kambiyo kuru, alt n ihraç miktar na yükselir. Borç veren ve borç alan ülkeler aras nda, nispi fiyatlar n de i mesi sonucunda, birincinin ihracat artarken ithalat azal r. Bu mekanizma, borç veren ülkenin ticaret bilançosunda verilen borç tutar na e it bir fazlal a yol açt nda, döviz kuru pariteye döner; alt n ç k durur. Sermaye ihrac veya borç verme olay , alt n stokunun ülkeler aras nda yeni bir da l m na yol açt gibi, bu ülkenin d ticaret mübadele haddini de aleyhe döndürür. Yani, alt n para

(33)

standard nda kendili inden denge sürecini, sermaye ihrac veya ithali dahi önleyemez.36

1980’li y llar n sonuna do ru Türkiye ihracat te vik uygulamas na uluslararas yükümlülükleri çerçevesinde son vermek durumunda kalm t r. 3hracat te vik için ülkenin 1980-1988 döneminde uygulanan reel kur politikas na reel devalüasyon oran n belki biraz daha da artt rarak devam etmesi gerekiyordu. Ancak bu olmam t r. Türkiye 1988 sonras nda iktisat politikas nda önemli bir de i iklik yaparak ödemeler dengesi sorunlar n cari i lemler yerine sermaye hareketleri dengesi ile çözmeye çal m t r.37

Türkiye 1989 sonras nda o güne kadar kullanmad ve belki de kullanmaktan çekindi i bir imkândan yararlanmaktad r. 1989 sonras nda Türkiye yurt d ndan borçlanabilece ini görmü ve borçlanmaya ba lam t r. Bu çerçevede cari i lemler dengesi dolay s yla da ihracat göreli olarak önemini yitirmi , sermaye hareketleri dengesi göreli olarak önemini art rmaya ba lam t r. Ülke sermaye giri ini yüksek faiz vererek sa lamaya çal m t r.38

Cari i lemler dengesi, kendi içinde d ticaret dengesi ve görünmeyen i lemler dengesi eklinde ikiye ayr l r. D ticaret i lemleri, ülkenin d alemle olan ili kilerinde ihracat ve ithalat faaliyetlerini içerir. Toplam mal ithalat ile toplam mal ihracat aras ndaki farka d ticaret dengesi denir. Cari i lemler hesab içinde fiziki mal ticaretinden ba ka, turizm, ula t rma, bankac l k gibi hizmetler ve di er döviz kazand r c ve kaybettirici i lemler bulunur ve bunlar da görünmeyen hizmetlerin her ikisinin birden olu turdu u dengeye cari i lemler dengesi denir.39

36 Gülten Kazgan, ktisadi Dü1ünce veya Politik ktisad,n Evrimi, 3stanbul, Ocak 1997, 7. Bas m

Güncelle tirilmi Yeni Bas m, Remzi Kitabevi, Büyük Fikir Kitaplar Dizisi: 13 3ktisadi Dü ünce, s.103.

37 Sübidey Togan, D,1 Ticaret ve Ödemeler Dengesi, Gaziantep Üniversitesi 3ktisadi ve 3dari

Bilimler Fakültesi, Türkiye Ekonomisinin De erlendirilmesi Paneli, Gaziantep: ‘T.E.D.’ P., 18 Aral k 1998, s. 59.

38 Sübidey Togan, D,1 Ticaret ve Ödemeler Dengesi, a.g.e., ss. 59-60. 39 Berber, a.g.e., s. 314.

(34)

1.1.2.2. Sermaye Hesab,

Sermaye hesab nda, hisse senedi, tahvil ve toprak türünden varl klar n al m sat m kaydedilir. Hisse senedi, tahvil, toprak sat , banka mevduatlar ve di er varl klar n sat ndan elde edilen gelirler bizim yabanc varl klara yönelik al mlar m z için yap lan ödemeleri a arsa -net sermaye giri i diye de adland r lan- bir sermaye hesab fazlas söz konusu olacakt r.40

Bir ülkede yerle ik bulunanlar n kendi ülkelerinin s n rlar d nda servet edinmelerine Uluslararas yat r m veya yabanc sermaye yat r m ad verilir. Yabanc ülkelerde edinilen servetler ise ya mali ya da reel bir nitelik ta r. Yabanc tahvil ve hisse senedi gibi menkul de erlerin sat n al nmas birinci gruba örnek gösterilebilir. Bu tür yat r mlara Uluslararas portföy yat r mlar da denmektedir. Yabanc ülkelerde bina, fabrika, arazi, tesis gibi fiziki de erler elde edilmesi de dolays z yabanc sermaye yat r mlar n n kapsam na girer.41

1989 y l A ustos ay nda Türkiye’nin 32 say l karar kabul etmesiyle yurt d sermaye hareketleri serbest b rak lm ve bu geli me sonunda ülkede faiz ile döviz kuru ili kisi önem kazanmaya ba lam t r. Söz konusu ili kiyi aç klayabilmek için yurt d nda dolar hesab olan bir iktisadi birimin dövizini belirli bir dönemde TL (Türk Liras )’ye çevirdi ini, çevrilen TL miktar ile Türkiye’de üç ayl k hazine bonosu sat n ald n ve üç ay sonra hazine bonosunu satarak o günkü döviz kurundan paras n tekrar dolara çevirdi ini kabul edelim ve bu iktisadi birim için dolar üzerinden hesaplanan faiz oran n 1990-1998 dönemi için ayl k olarak belirleyelim. Burada iktisadi birimin üç ay sonraki döviz kurunu do ru tahmin etmi oldu unu kabul edelim. E er bu iktisadi birim paras n yurt d nda de erlendirmi olsa idi belirli bir faiz geliri elde etmi olacakt . Bu faiz gelirini Türkiye’de elde etti i faiz gelirinden ç kartt m zda o iktisadi birimin sa lad ekstra faiz gelirini 1990-1998 döneminde her bir ay için elde etmi oluruz. Ödenen bu ekstra faizin ortalama de erini alal m. Bu de er bir anlamda iktisadi birimin paras n Türkiye’de de erlendirdi i için Türkiye’nin ortalama olarak iktisadi birime ödedi i risk

40 Dornbusch; Fischer, a.g.e., s. 151. 41 Berber, a.g.e., s. 317.

(35)

premiumu olarak ele al nabilir. Çal malar 1990-1998 döneminde yurt d ndan sa lanan her dolar için Türkiye’nin ortalama olarak her sene dolar üzerinden yüzde 16’dan fazla ek bir ödeme yapt n göstermektedir.42

Bir düzenlemenin etkililik ve etkenli inin en temel belirleyicilerinden biri rekabettir, yani bir düzenlemenin izin verdi i rekabetin derecesi, büyük bir oranda, bu düzenlemeyle yap lan hizmetin etkilili ini gösterecektir. Rekabet mü terinin bir seçimi oldu unun göstergesidir ve demokratik toplumlarda vatanda n seçimi temel bir kurald r. E er aralar nda seçim yapmak için yeterince üretici varsa, pazar, sözle me ve karne sistemleri rekabeti en çok güdüleyen ve böylece ekonomik etkinli i en fazla sa layan sistemlerdir.43

Yabanc sermayenin serbest bölgeler arac l yla Türkiye’ye çekilmesi yeni istihdam yaratmak, döviz geliri elde etmek, yeni teknolojileri getirmek, yerli i çi ve yöneticilerin niteli ini yükseltmek gibi yararlar sa lar.44

Türkiye’nin ödemeler bilançosunda geni anlamda sermaye hareketleri iki temel hesap grubu içinde yer almaktad r. Bu hesap gruplar hizmet hesab ve sermaye hesab d r. Hizmet hesab içinde kaydedilen sermaye hareketleri faiz ödemeleri, faiz gelirleri ve kar transferleridir. Dikkat edilirse bunlar gerçek anlamda bir sermaye transferi de il, üretim faktörleri gelirleridir. Nas l yurtd nda çal an i çilere emek ihracat olarak bak l r ve bunlar n ana yurda gönderdikleri paralar hizmet hesab içinde kaydedilirse, kredi olarak veya özel sermaye yat r m eklinde ba ka ülkelerin hizmetine sunulan mali kaynaklar n gelirleri de faktör geliridir. Bu gelirlerin Uluslararas transferi ile ilgili i lemler hizmet hesab alt nda kaydedilir.45

42 Sübidey Togan, D,1 Ticaret ve Ödemeler Dengesi, a.g.e., s. 60.

43 E.S. Savas, Daha yi Devlet Yönetiminin Anahtar, Özelle1tirme, 3kinci Bas m Baruch College

City University of New York, (Çeviren: Ergün Yener), Mert Matbaas , MPM, Milli Prodüktive Merkezi Yay nlar , No:517, Ortado u Teknik Üniversitesi-1987 by Chatham House Publishers-Privatization The Key to Beter Government, E.S. Savas-Chatham House Publishers, NC. 1999, ss. 124-125.

44 M. Vefa Toroslu, Serbest Bölgeler, 1. Bas m, 3stanbul: Beta Bas m Yay m Da t m A.A., Temmuz

2000, s. 67.

(36)

3nsano lunun tüm çabas , daha fazla gelir elde etmek ve elde etti i gelirle daha fazla mal ve hizmet sat n almak yani refah n yükseltmektir. Ki ilerin refah düzeyinin belirlenmesinde, ne kadar mal ve hizmet sat n alabilece ini gösteren y ll k gelirine bak l r. Ayn ey, ülkeler için de söz konusudur. Daha fazla mal ve hizmet üreten ülkeler, daha geli mi , daha zengin ve dolay s yla daha yüksek refah düzeyine eri mi ülkeler olarak kabul edilirler.46

O halde, bir ülkede belirli bir dönemde üretilen mal ve hizmet miktar , o ekonominin y ldan y la eri ti i büyümeyi ya da negatif büyümeyi göstermesi yan nda, ekonominin eri ti i refah düzeyinin belirlenmesinde de yard mc olmaktad r. 3 te bu amaçlara yönelik olarak yap lan hesaplamalara “milli gelir hesaplamalar ” denilmektedir.47

Yabanc sermaye getirdi i dövizlerle ve uzun dönemde sa lad ithalat ikame edici, ihracat artt r c etkisiyle gidilen ülkenin ödemeler dengesine katk da bulunur. Geli mekte olan ülkelerde s k s k ortaya ç kan ödemeler dengesi sonuna k sa dönemli çözüm önerilerinden biri uygunsuz liberalle me politikalar ile sermaye giri inin te vik edilmesidir. Ancak liberalle menin tam olarak uygulanmad durumlarda müdahaleden kaynaklanan bozulmalar iddetlenmektedir. Bu tür etkinin azalt labilmesi öncelikle mali piyasalarda liberalle menin tam olarak sa lanmas na ba l d r.48

1970’li y llar n ikinci yar s dünya ekonomisinde ve siyasal arenas nda radikal dönü ümlerin ya and bir dönem olmu tur. Petrol fiyatlar ndaki ok yükselmeleri takiben ya anan stagflasyon krizi, 3kinci Dünya Sava ’ndan sonra yayg n olarak uygulanan Keynesci iktisat politikalar n n sorgulanmas na yol açm ve k sa sürede Yeni Klasik Okullar n politika reçeteleri sihirli bir formül gibi kar lanm t r. Yeni Klasik Okullara mensup iktisatç lar piyasalar n serbestle tirilmesini, ekonomik dengelerin olu umunun piyasan n i leyi ine b rak lmas n , devlet müdahalesine ve kat l mc l na son verilmesini istiyorlard .

46 Dinler, a.g.e., s. 306. 47 Dinler, a.g.e., s. 306. 48 Berber, a.g.e., s. 321.

(37)

Yeni Klasik Politikalar n benimsenmesi, tüm ülkelerde devletin ekonomideki yerinin daralt lmas , bu amaçla piyasalara do rudan müdahalelerin kald r lmas ve özelle tirme, d ekonomik ili kilerde serbestle tirme uygulamalar n n yayg nla mas na neden oldu.49

Kalk nman n finansman n n iç kaynaklardan sa lanmas tasarruf hacminde ve yat r mlarda büyük oranl art lar gerektirir. Uluslararas ticaretin ve d ödünç alma imkânlar n n bulunmad bir konumda sermaye birikiminin sa lanmas n n yolu mevcut tüketim miktar n n azalt lmas ndan geçer. Geçim ekonomilerinde tasarruf ve yat r m e zamanl aktivitelerdir. Yani üretimini art rmak isteyen bir üretici, tüketim amaçl kulland kaynaklar n miktar n azaltmak zorundad r.50

Türkiye yeni küreselle me ak m na 24 Ocak 1980 3stikrar Politikas uygulamas ile kat ld . D ekonomik ili kilerini ad m ad m liberalle tirdi; ithalat kotalar n kald rd , döviz rejimi, yabanc sermaye rejimi serbestle tirdi. Fiyat kontrolleri büyük ölçüde kald r ld ; faizler a amal biçiminde serbestle ti, sermaye piyasas geli ti, geni ledi. Bu geli melere paralel olarak, ba ta d ticareti olmak üzere d ekonomik ili kileri büyüdü. Art k, Türkiye, dünyada 130-140 ülke ile ticaret yap yor, ekonomik potansiyeline göre yetersiz kalsa da geçmi e göre daha fazla yabanc sermaye yat r m çekiyor.51

Yabanc sermayenin bir di er etki alan istihdamd r, üphesiz yeni yat r mlar yeni i alanlar açacakt r, yabanc sermayenin hangi sanayi kollar na yat r m yapt da istihdam yarat lmas üzerinde belirleyicidir. Örne in hizmetler ve g da gibi yo un i gücü kullanan sektörlere yat r m yap lmas tek istihdam dikkate al nd nda olumludur.52

49 Aahin, a.g.e., s. 243. 50 Berber, a.g.e., s. 291. 51 Aahin, a.g.e., s. 243. 52 Berber, a.g.e., s. 322.

(38)

1.1.2.3. Resmi Rezervler Hesab,

Resmi rezervler, gerekti inde kullan lmak üzere merkez bankas taraf ndan tutulan Uluslararas ödeme araçlar d r. Merkez bankas bu araçlar , döviz piyasas na müdahale amac ile kullan r. Belirtmek gerekir ki, merkez bankas n n döviz piyasas na müdahaleleri ülkenin d ekonomik ve mali ili kilerindeki geli melerin ortaya ç karm oldu u bir sonuçtur.53

Uluslararas ticarette çe itli uluslar n iç fiyat düzeyleri, paralar aras ndaki mübadele oran yani döviz kurlar vas tas yla birbirine ba l d rlar. Bu nedenle, bir ülke döviz kurlar n de i tirmek suretiyle iç fiyat düzeyini yabanc lara göre dü ürüp yükseltebilir. Bu suretle, d denge bak m ndan, sanki (kurlar sabitken) parasal milli gelir düzeyi de i tirilmi gibi bir etki elde edilir.54

Demek oluyor ki, döviz kurlar n n de i tirilmesi, d dengeyi sa lamak bak m ndan, bir ülkenin elindeki ikinci büyük araçt r. Birincisi parasal milli gelir düzeyinin de i tirilmesiydi. Parasal milli gelir düzeyinin de i tirilmesine göre çok daha kolay olmas ndan ötürü, ülkeler, d dengelerini sa lamak için daha çok döviz kurlar n ayarlamaya e ilimlidirler. Gerçekten, zaman m zda tam istihdam düzeyini sa lamak ve sürdürmek hükümetlerin ba l ca sorumluluklar say ld ndan, hükümetler tam istihdama zarar verebilecek olan herhangi bir iç müdahalede bulunmaktansa devalüasyon yapmay ye lemektedirler (uygulamada döviz kurlar n n ayarlanmas hemen hemen daima devalüasyon (paran n d de erini dü ürmek) biçiminde olmu tur. Revalüasyona (paran n d de erini art rmak) uygulamada pek az rastlanmaktad r. Bunun nedeni, dengeyi sa lamak sorumlulu unun fazla de il fakat aç k veren ülkelere ait oldu u dü üncesidir. Bu soruna ilerde tekrar de inilecektir).55

Uluslararas rezervler, cari i lemler ve sermaye i lemlerinin yani otonom i lemlerin do urdu u dengesizlikler dolay s yla, söz konusu ülkenin Uluslararas

53 Seyido lu, Uluslararas, Finans, a.g.e., s. 60. 54 Aren, a.g.e., s. 166.

(39)

rezervlerini olu turan alt n, döviz ve Uluslararas Para Fonu (IMF) kaynaklar n n stoklar nda bir y l içinde meydana gelen de i meler gösterilir.56

Türkiye’de karaborsada yabanc döviz için do al talep üzerine direkt bilgi yoktur. Bununla birlikte, yabanc döviz talebini esas olarak cari hesap kay tlar na göre ve daha az bir miktarda spekülatif amaçlara göre hükmedebiliriz.57

1.1.2.4. statistiksel Farklar Hesab,

Yukar daki net hat ve noksanlar aç klarken de belirtti imiz gibi, ödemeler bilançosu çift yanl muhasebe sistemi uygulanmas n n do al bir sonucu olarak daima denktir. Ödemeler bilançosunun, muhasebe anlam nda denk olmas na kar n, gerçekten denk olup olmad n anlamak için, bilanço kalemleri iki gruba ayr l r. Cari i lemler ve sermaye hizmetlerinin bir k sm otonom kalemler, rezerv hareketleri ise denkle tirici (finanse edici) kalemleri olu turur. Otonom kalemlere otonom denilmesinin nedeni piyasan n i leyi i ile kendili inden ortaya ç kmas d r. Denkle tirici kalemler ise, otonom kalemlerin aç k y ada fazlas n kapatmak amac yla, alt n ve döviz rezervleri ile SDR’den yap lacak olan ödemelerdir ki, bu i lemlere “dengeleyici i lemler” de denir.58

Bunu bir örnekle gösterelim.59 Y l sonunda ödemeler bilançosu düzenlemeleri yap l rken resmi rezervlerdeki azalman n 200 milyon dolar ( R = +200) bulundu unu varsayal m. Bunun yan nda cari i lemlerde 25 milyon dolar tutar nda bir aç k (Bc = -25), sermaye bilançosunda da 100 milyon dolarl k bir aç k (Bk = 100) görülmekte olsun.

Demek oluyor ki, otonom i lemlere göre hesaplanacak d aç k 125 milyon dolar iken resmi rezervlere göre aç k 200 milyon dolard r. Yukar daki dü ünce ile,

56 Berber, a.g.e., s. 314.

57 3rfan Civcir, Capital Markets Board - An Econometric Approach to the Analysis of Payments Problems in Turkey, Publication Number: 38, 3lk bask , May s 1996, Sermaye Piyasas Kurulu,

Ankara, Bu eser “University of East-Anglia” taraf ndan “Doctor of Philosophy” derecesine Haziran 1993’te de er bulunmu tur, s. 166.

58 Dinler, a.g.e., s. 528.

(40)

gerçek aç n 200 milyon dolar oldu u kabul edilirse, dengeyi sa lamak için, çizgi üstü i lemlerine 75 milyon dolarl k bir kay t (istatistik farklar) eklemek gerekecektir. Demek ki, e er i aret fark n göz önünde bulundurmazsak, 200 = 25+100+75 olacakt r.

Firmalar n ve tüketicilerin beklentilerindeki belirsizlik, politika belirleyicilerinin aktif istikrar politikas uygulamalar nda yanl yapabilmelerinin nedenlerinden biridir. Di er neden, politika etkilerini göstermeden önce, petrol fiyatlar ndaki de i iklik gibi ekonominin dengesini bozabilecek dengesizlikleri önceden tahmin etmenin güçlü üdür. Üçüncü neden ise, iktisatç lar n ve dolay s yla politika uygulayanlar n ekonominin gerçek yap s hakk nda yeterli bilgiye sahip olmamalar d r. Ekonominin do ru modellenmesi konusundaki belirsizlikle, verilen bir ekonomik modeldeki parametre ve katsay lar n kesin de erleriyle ilgili belirsizlik aras nda, hata içerme olas l n ta sa da, bir ay r m yap yoruz.60

Bugüne kadar ya anan finansal krizlere bak ld nda, bir ülkede herhangi bir nedenle ba layan krizin ikinci a amada spekülatif ataklarla derinle ti i, üçüncü a amada ise bir ülkeden di erine yay ld n gözlenmektedir. Sonuç olarak temel makro ekonomik bozukluklar ile bankac l k sektörü ba ta olmak üzere mali sistemde ya anan sorunlar ekonomilerde krize hassas bir yap olu turmaktad r.61

Bilindi i üzere cari i lemler aç ülkenin harcamalar ile geliri aras ndaki farka e ittir. Genelde gelirinden fazla harcayan Türkiye bu harcamalar n bir süre daha yurt d ndan borçlanarak finanse etmeyi öngörmektedir. Yurt d Türkiye’yi finanse etmeye, ülkenin borcunu faizi ile birlikte sürekli olarak ödeyebilece ine güven duydu u sürece sürdürülebilir. 1998 y l Mart ay sonu itibariyle toplam d borcumuz 94.5 milyar Dolar, bu borcun içinde k sa vadeli borcun pay ise yüzde 25’tir. Türkiye’nin d borcunu faizi ile birlikte geri ödeyebilmesi için ülkenin bir süre sonra ödemeler dengesinde cari i lemler dengesinin fazla vermesi gerekmektedir. Bu da ancak mal ve hizmet ihracat n zaman içinde artt rarak sa lanabilir. Di er bir ifade ile ülke harcamalar ile geliri aras ndaki fark zamanla

60 Dornbusch; Fischer, a.g.e., s. 463. 61 Berber, a.g.e., s. 346.

(41)

kapatmak, bir süre sonra harcamalar n gelirinin alt na indirmek ve tüm bu ayarlamalar bir krize neden olmadan gerçekle tirebilmek durumundad r. Bunun için de ihracat n geli mesini sa layacak gerçekçi reel kur politikalar na önem verilmesi gerekebilecektir.62

1.2. ÖDEMELER B LANÇOSUNUN DENKLE MES

Geli mekte olan di er ülkelerde oldu u gibi, Türkiye’de de ithalat harcamalar nda baz yap sal ba ml l klar söz konusudur. Sanayile menin erken a amalar nda yüksek koruma duvarlar arkas nda kurulan tüketim mallar endüstrileri, ithalat n içinde tüketim mallar n n pay n n azalmas na, ara mal ve yat r m mallar ithalat n n da büyük a rl k kazanmas na neden olur.63

D ödemeler dengesinin sa lay c mekanizmalar iki ana grupta toplayabiliriz: Otomatik denkle me mekanizmalar ve denkle tirme politikalar . Otomatik denkle me mekanizmalar bir d aç k veya fazlan n ortaya ç kmas durumunda kendili inden i lemeye ba lar. Oysa d denkle tirme politikalar durumunda hükümetlerin ald klar politika kararlar ile d dengenin sa lanmas na çal l r. 3kisi aras ndaki en önemli fark hükümet müdahaleleriyle ilgilidir, otomatik mekanizmalar hükümet müdahalesine gerek olmadan devreye girerler; d denkle tirme politikalar ise hükümetlerin alacaklar iradi kararlar na ba l d r.64

Mikro 3ktisat Bilimi azl k (k tl k) durumlar alt nda ki ilerin nas l seçim yapacaklar n içeren (bir) çal mad r.65

62 Sübidey Togan, D,1 Ticaret ve Ödemeler Dengesi, a.g.e., s. 61.

63 Tuncay Artun; Oktar Türel; Aükran Ketenci; Ercan Karakaka ; Ergün Türkcan; Bilsay Kuruç;

Y lmaz Akyüz; Taner Berksoy; Mete Törüner; Korkut Boratav; B,rak,n,z Yaps,nlar, B,rak,n,z

Geçsinler, Türkiye Ekonomisi 1980-1985, Bilgi Yay nevi, Bilgi Yay nlar , Bilgi Dizisi:39, Birinci

Bas m, Haziran 1985, s. 137.

64 Seyido lu, Uluslararas, ktisat, a.g.e., s. 427.

65 Robert H. Frank; Amy J. Glass, (The Ohio State University); Microeconomics and Behaviour,

Fourth Edition – Robert H. Frank (Cornell University) – International Edition – Irwin Mc Graw-Hill, Mc Graw-Hill Higher Education, A Division of The McGraw-Hill Companies, 2000, United States of America, Printer: RR Donnelly & Sons, p. 3.

(42)

1.2.1. Otomatik Denkle1me Mekanizmalar,

Otomatik denkle me mekanizmalar fiyat denkle meleri, gelir denkle mesi ve parasal denkle me olmak üzere üçe ayr labilir. Otomatik fiyat denkle me mekanizmalar da de i ken kur sistemi ile “fiyat-alt n para ak m ” ve faiz oranlar nda uyum mekanizmalar n kapsamaktad r. Bu mekanizmalar n baz lar alt n para standard alt nda d denkle meyi amaçlamak üzere ortaya at lm lard r, örne in fiyat-alt n para ak m mekanizmas na dayanmas gibi.66

“Her fert elinden geldi ince sermayesini ülke içi sanayinin deste inde i letmeye ve böylece bu sanayi üretiminin en yüksek de erine ula mas na gayret ederken; ayn zamanda zorunlu olarak toplumun y ll k gelirini elinden geldi ince büyütmeye çal r. Genel olarak o ne kamu menfaatini artt rma amac ndad r; ne de onu nas l artt rabilece ini bilir. 3ç sanayiyi desteklemeyi yabanc sanayiyi desteklemeye tercih ederken yaln zca kendi güvenli ini dü ünür. Sanayiyi, üretimi en yüksek düzeyde olacak ekilde yönetmekle yaln zca kendi kazanc n dü ünür. Birçok di er durumda oldu u gibi, bunda da o amac n n bir parças olmayan bir sonucu gerçekle tirmek için görünmez bir el taraf ndan idare edilir.”67

1.2.1.1. Otomatik Fiyat Denkle1me Mekanizmalar,

Bölüme giri niteli indeki aç klamalarda da belirtti imiz gibi, otomatik fiyat denkle me mekanizmalar (automatic price adjustment mechanisms) de i ken kur sistemi alt nda d denkle me, fiyat-alt n para ak m mekanizmas ve faiz oranlar nda uyum mekanizmas ndan olu ur.68

66 Seyido lu, Uluslararas, ktisat, a.g.e., ss. 427-428.

67 Adam Smith, Wealth of Nations (Cannan bask s ), C.I., s.421’den, lk Sanayi nk,lâb,, Phyllis

Deane, Çeviren: Tevfik Güran, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yay nlar , X. Dizi-Sa.10a, Türk Tarih Kurumu Bas mevi, Ankara, 1994, s. 193.

(43)

Ne zaman bir mal n fiyat yukar ç kar, halk genellikle mal daha az (veya en az ndan daha fazla de il) sat n almay seçerler. Bu ifade “talep kanunu” olarak bilinir ve ( u) gibi özetlenir: Ne zaman fiyat yükselir, talep edilme iner.69

1.2.1.1.1. De-i1ken Kur Sistemi Alt,nda D,1 Denkle1me

Serbest de i ken kur sistemlerinde, döviz kurlar n n olu umu döviz piyasas ndaki arz ve talep güçlerine b rak lm t r. En a r uygulama eklinde, piyasa üzerinde hiçbir hükümet müdahalesi bulunmaz, sistem tümüyle kendi kendine i ler. Diyelim ki; cari döviz kurundan döviz talebi döviz arz n a acak olursa, yani bir d ödeme aç ortaya ç karsa, kurlar yükselmeye ba lar. Kurlar yükseldikçe yabanc mallar pahal la aca için ithalat, dolay s yla da döviz talebi dü er. Beri yandan kurlardaki art (ihracat kar l nda ulusal para cinsinden sa lanacak gelirler artaca için) ülkenin ihracat n özendirir ve döviz gelirlerini yükseltir. Döviz arz ve talebi e itleninceye kadar kurlardaki yükselme de devam eder. Döviz arz-talep e itli inin sa land , yani d dengenin sa land noktada ise süreç son bulur. Talebin arz n gerisinde kalmas durumunda (d ödeme fazlas ) ise bu mekanizma tersine çal r, döviz kuru dü er ve yeni bir denge sa lan r.70

Dalgal kur rejiminin ba ar ile uygulanabilmesi için vadeli i lemler piyasalar na gereksinme vard r. Vadeli ilemler piyasas ile gelece in belirsizli i azalt labilir ve kurdaki a r dalgalanmalar ortadan kalkar. Vadeli i lemler piyasas n n geli mesi ve derinlik kazanmas için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB), Sermaye Piyasas Kurulu (SPK) ve 3stanbul Menkul K ymetler Borsas (3MKB) aras nda i birli ine ihtiyaç vard r. Mali piyasalar n i leyi ini izlemek TCMB’n n temel görevleri aras ndad r.71

69 Steven E.Landsburg; University of Rochester, Price Theory & Applications, 4. Ed.,

South-Western College Publishing Company, 1999, United States of America, The ITP trademark is used under license Cinnati, Ohio, p.1.

70 Seyido lu, Uluslararas, Finans, a.g.e., s. 67. 71 Aahin, a.g.e., s. 456.

(44)

1.2.1.1.2. Fiyat Alt,n Para Ak,m, Mekanizmas,

3ngiliz sanayi ink lâb n kendili inden ortaya ç km bir hadise olarak görmek âdet olmu tur. 3lk sanayi ink lâb , herhangi bir hükümetin onu bilinçli ekilde öngörmesi beklenemeyecek bir sonuç olmas itibariyle gerçekten kendili inden ortaya ç km bir hadisedir. Fakat bu süreçte devletin rolünün tamam yla pasif oldu u dü ünülmemelidir. Aksine o zaman da – imdi oldu u gibi– hükümetlerin ba ar ya da ba ar s zl ekonomik büyümeyi h zland r c ya da geciktirici önemli bir faktördür. Farkl sanayilerin içinde bulundu u arz ve talep

artlar ndaki de i meler, ekonomik yasalarda de i meleri gerektirir. Yasala t rma konusundaki ba ar s zl k, etkin bir sanayile menin temeli olan yap sal de i meye yard mc olma ya da onu engellemede yeni yasalar kadar önemli olabilir.72

D ödeme aç , diyelim ki ithalat n art p ihracat a mas n n bir sonucu olsun. Bu durumda, ithalat bedellerinin ödenmesi amac yla, söz konusu ülkede yabanc ülke paras na olan talep artar. Böylece, döviz kurlar yükselmeye ba lar. Fakat kurlar “alt n ihraç noktas ”ndan fazla yükselemez; çünkü, bu durumda ülkeden d ar ya alt n ihraç edilmesi daha kârl olur. (Önceki bölümden hat rlanaca gibi alt n ihraç ve ithal noktalar , alt n para standard na has özelliklerdir. Alt n ihraç noktas bir yabanc paran n kar l olan alt n miktar n n ulusal paran n kapsad alt n miktar na oran na bu miktar alt n n ülkeler aras ndaki ta ma giderlerinin eklenmesi ile bulunur). Fiilen d ar ya gönderilen alt nlar o ülkede, söz konusu ülkenin ulusal paras na dönü türülerek ithalat bedelleri ödenir. Böylece, ülkeden alt n ç k di er yandan ulusal para arz n daralt r.73

Türkiye ekonomisi, 1970’li y llar n sonlar na do ru, çok önemli bir ödeme güçlü ü ve döviz darbo az yla kar la m t r. Bunun ba l ca sebepleri aras nda ekonominin d a kapal bir yap da olmas ve dolay s yla izlenen ithal ikameci sanayile me politikas d r. Türkiye Cumhuriyetinde, 1980 y l na kadar geçen sürede (57 y l) sanayile me, ithal ikamesi yönünde olmu tur. Türk sanayi, öncelikle iç talebi

72 Adam Smith, Wealth of Nations (Cannan bask s ), C.I., s.421’den, lk Sanayi nk,lâb,, Phyllis

Deane, Çeviren: Tevfik Güran, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yay nlar , X. Dizi-Sa.10a, Türk Tarih Kurumu Bas mevi, Ankara, 1994, s. 193.

Referanslar

Benzer Belgeler

Cari açığın temel olarak nasıl finanse edildiğini gösteren ödemeler dengesi istatistiklerine göre 2021 Ocak ayında 1,9 milyar dolar olan cari açıkla beraber, 293 milyon

Cari açığın gerilemesinde; dış ticaret açığının bir önceki yılın Mart ayına göre 1.396 milyon dolar azalarak 2.959 milyon dolara gerilemesi ve hizmetler

İmalat sanayi ürünleri ithalatı, 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36,7 azalarak 68,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiş ve

■ ABD hisse senedi piyasalarında geçen hafta sert şekilde artan oynaklık yüksek seyretmeye devam ediyor.. Ancak piyasa katılımcıları genelindeki kanı,

Uluslararası Para Fonu Nezd... Uluslararası Para

TCMB tarafından açıklanan ödemeler dengesi istatistiklerine göre 2020 yılının Eylül ayında 2.335 milyon dolar açık veren cari denge 2021 yılının aynı ayında

Cari açığın temel olarak nasıl finanse edildiğini gösteren ödemeler dengesi istatistiklerine göre 2020 Mayıs ayında 3,8 milyar dolar olan cari açıkla beraber yabancıların

Uluslararası Para