• Sonuç bulunamadı

Sermaye hesab nda, hisse senedi, tahvil ve toprak türünden varl klar n al m sat m kaydedilir. Hisse senedi, tahvil, toprak sat , banka mevduatlar ve di er varl klar n sat ndan elde edilen gelirler bizim yabanc varl klara yönelik al mlar m z için yap lan ödemeleri a arsa -net sermaye giri i diye de adland r lan- bir sermaye hesab fazlas söz konusu olacakt r.40

Bir ülkede yerle ik bulunanlar n kendi ülkelerinin s n rlar d nda servet edinmelerine Uluslararas yat r m veya yabanc sermaye yat r m ad verilir. Yabanc ülkelerde edinilen servetler ise ya mali ya da reel bir nitelik ta r. Yabanc tahvil ve hisse senedi gibi menkul de erlerin sat n al nmas birinci gruba örnek gösterilebilir. Bu tür yat r mlara Uluslararas portföy yat r mlar da denmektedir. Yabanc ülkelerde bina, fabrika, arazi, tesis gibi fiziki de erler elde edilmesi de dolays z yabanc sermaye yat r mlar n n kapsam na girer.41

1989 y l A ustos ay nda Türkiye’nin 32 say l karar kabul etmesiyle yurt d sermaye hareketleri serbest b rak lm ve bu geli me sonunda ülkede faiz ile döviz kuru ili kisi önem kazanmaya ba lam t r. Söz konusu ili kiyi aç klayabilmek için yurt d nda dolar hesab olan bir iktisadi birimin dövizini belirli bir dönemde TL (Türk Liras )’ye çevirdi ini, çevrilen TL miktar ile Türkiye’de üç ayl k hazine bonosu sat n ald n ve üç ay sonra hazine bonosunu satarak o günkü döviz kurundan paras n tekrar dolara çevirdi ini kabul edelim ve bu iktisadi birim için dolar üzerinden hesaplanan faiz oran n 1990-1998 dönemi için ayl k olarak belirleyelim. Burada iktisadi birimin üç ay sonraki döviz kurunu do ru tahmin etmi oldu unu kabul edelim. E er bu iktisadi birim paras n yurt d nda de erlendirmi olsa idi belirli bir faiz geliri elde etmi olacakt . Bu faiz gelirini Türkiye’de elde etti i faiz gelirinden ç kartt m zda o iktisadi birimin sa lad ekstra faiz gelirini 1990- 1998 döneminde her bir ay için elde etmi oluruz. Ödenen bu ekstra faizin ortalama de erini alal m. Bu de er bir anlamda iktisadi birimin paras n Türkiye’de de erlendirdi i için Türkiye’nin ortalama olarak iktisadi birime ödedi i risk

40 Dornbusch; Fischer, a.g.e., s. 151. 41 Berber, a.g.e., s. 317.

premiumu olarak ele al nabilir. Çal malar 1990-1998 döneminde yurt d ndan sa lanan her dolar için Türkiye’nin ortalama olarak her sene dolar üzerinden yüzde 16’dan fazla ek bir ödeme yapt n göstermektedir.42

Bir düzenlemenin etkililik ve etkenli inin en temel belirleyicilerinden biri rekabettir, yani bir düzenlemenin izin verdi i rekabetin derecesi, büyük bir oranda, bu düzenlemeyle yap lan hizmetin etkilili ini gösterecektir. Rekabet mü terinin bir seçimi oldu unun göstergesidir ve demokratik toplumlarda vatanda n seçimi temel bir kurald r. E er aralar nda seçim yapmak için yeterince üretici varsa, pazar, sözle me ve karne sistemleri rekabeti en çok güdüleyen ve böylece ekonomik etkinli i en fazla sa layan sistemlerdir.43

Yabanc sermayenin serbest bölgeler arac l yla Türkiye’ye çekilmesi yeni istihdam yaratmak, döviz geliri elde etmek, yeni teknolojileri getirmek, yerli i çi ve yöneticilerin niteli ini yükseltmek gibi yararlar sa lar.44

Türkiye’nin ödemeler bilançosunda geni anlamda sermaye hareketleri iki temel hesap grubu içinde yer almaktad r. Bu hesap gruplar hizmet hesab ve sermaye hesab d r. Hizmet hesab içinde kaydedilen sermaye hareketleri faiz ödemeleri, faiz gelirleri ve kar transferleridir. Dikkat edilirse bunlar gerçek anlamda bir sermaye transferi de il, üretim faktörleri gelirleridir. Nas l yurtd nda çal an i çilere emek ihracat olarak bak l r ve bunlar n ana yurda gönderdikleri paralar hizmet hesab içinde kaydedilirse, kredi olarak veya özel sermaye yat r m eklinde ba ka ülkelerin hizmetine sunulan mali kaynaklar n gelirleri de faktör geliridir. Bu gelirlerin Uluslararas transferi ile ilgili i lemler hizmet hesab alt nda kaydedilir.45

42 Sübidey Togan, D,1 Ticaret ve Ödemeler Dengesi, a.g.e., s. 60.

43 E.S. Savas, Daha yi Devlet Yönetiminin Anahtar, Özelle1tirme, 3kinci Bas m Baruch College

City University of New York, (Çeviren: Ergün Yener), Mert Matbaas , MPM, Milli Prodüktive Merkezi Yay nlar , No:517, Ortado u Teknik Üniversitesi-1987 by Chatham House Publishers- Privatization The Key to Beter Government, E.S. Savas-Chatham House Publishers, NC. 1999, ss. 124-125.

44 M. Vefa Toroslu, Serbest Bölgeler, 1. Bas m, 3stanbul: Beta Bas m Yay m Da t m A.A., Temmuz

2000, s. 67.

3nsano lunun tüm çabas , daha fazla gelir elde etmek ve elde etti i gelirle daha fazla mal ve hizmet sat n almak yani refah n yükseltmektir. Ki ilerin refah düzeyinin belirlenmesinde, ne kadar mal ve hizmet sat n alabilece ini gösteren y ll k gelirine bak l r. Ayn ey, ülkeler için de söz konusudur. Daha fazla mal ve hizmet üreten ülkeler, daha geli mi , daha zengin ve dolay s yla daha yüksek refah düzeyine eri mi ülkeler olarak kabul edilirler.46

O halde, bir ülkede belirli bir dönemde üretilen mal ve hizmet miktar , o ekonominin y ldan y la eri ti i büyümeyi ya da negatif büyümeyi göstermesi yan nda, ekonominin eri ti i refah düzeyinin belirlenmesinde de yard mc olmaktad r. 3 te bu amaçlara yönelik olarak yap lan hesaplamalara “milli gelir hesaplamalar ” denilmektedir.47

Yabanc sermaye getirdi i dövizlerle ve uzun dönemde sa lad ithalat ikame edici, ihracat artt r c etkisiyle gidilen ülkenin ödemeler dengesine katk da bulunur. Geli mekte olan ülkelerde s k s k ortaya ç kan ödemeler dengesi sonuna k sa dönemli çözüm önerilerinden biri uygunsuz liberalle me politikalar ile sermaye giri inin te vik edilmesidir. Ancak liberalle menin tam olarak uygulanmad durumlarda müdahaleden kaynaklanan bozulmalar iddetlenmektedir. Bu tür etkinin azalt labilmesi öncelikle mali piyasalarda liberalle menin tam olarak sa lanmas na ba l d r.48

1970’li y llar n ikinci yar s dünya ekonomisinde ve siyasal arenas nda radikal dönü ümlerin ya and bir dönem olmu tur. Petrol fiyatlar ndaki ok yükselmeleri takiben ya anan stagflasyon krizi, 3kinci Dünya Sava ’ndan sonra yayg n olarak uygulanan Keynesci iktisat politikalar n n sorgulanmas na yol açm ve k sa sürede Yeni Klasik Okullar n politika reçeteleri sihirli bir formül gibi kar lanm t r. Yeni Klasik Okullara mensup iktisatç lar piyasalar n serbestle tirilmesini, ekonomik dengelerin olu umunun piyasan n i leyi ine b rak lmas n , devlet müdahalesine ve kat l mc l na son verilmesini istiyorlard .

46 Dinler, a.g.e., s. 306. 47 Dinler, a.g.e., s. 306. 48 Berber, a.g.e., s. 321.

Yeni Klasik Politikalar n benimsenmesi, tüm ülkelerde devletin ekonomideki yerinin daralt lmas , bu amaçla piyasalara do rudan müdahalelerin kald r lmas ve özelle tirme, d ekonomik ili kilerde serbestle tirme uygulamalar n n yayg nla mas na neden oldu.49

Kalk nman n finansman n n iç kaynaklardan sa lanmas tasarruf hacminde ve yat r mlarda büyük oranl art lar gerektirir. Uluslararas ticaretin ve d ödünç alma imkânlar n n bulunmad bir konumda sermaye birikiminin sa lanmas n n yolu mevcut tüketim miktar n n azalt lmas ndan geçer. Geçim ekonomilerinde tasarruf ve yat r m e zamanl aktivitelerdir. Yani üretimini art rmak isteyen bir üretici, tüketim amaçl kulland kaynaklar n miktar n azaltmak zorundad r.50

Türkiye yeni küreselle me ak m na 24 Ocak 1980 3stikrar Politikas uygulamas ile kat ld . D ekonomik ili kilerini ad m ad m liberalle tirdi; ithalat kotalar n kald rd , döviz rejimi, yabanc sermaye rejimi serbestle tirdi. Fiyat kontrolleri büyük ölçüde kald r ld ; faizler a amal biçiminde serbestle ti, sermaye piyasas geli ti, geni ledi. Bu geli melere paralel olarak, ba ta d ticareti olmak üzere d ekonomik ili kileri büyüdü. Art k, Türkiye, dünyada 130-140 ülke ile ticaret yap yor, ekonomik potansiyeline göre yetersiz kalsa da geçmi e göre daha fazla yabanc sermaye yat r m çekiyor.51

Yabanc sermayenin bir di er etki alan istihdamd r, üphesiz yeni yat r mlar yeni i alanlar açacakt r, yabanc sermayenin hangi sanayi kollar na yat r m yapt da istihdam yarat lmas üzerinde belirleyicidir. Örne in hizmetler ve g da gibi yo un i gücü kullanan sektörlere yat r m yap lmas tek istihdam dikkate al nd nda olumludur.52

49 Aahin, a.g.e., s. 243. 50 Berber, a.g.e., s. 291. 51 Aahin, a.g.e., s. 243. 52 Berber, a.g.e., s. 322.

Benzer Belgeler