EĞİTİM HİZM ETLERİ
AÇISINDAN VAKIFLAR
İbrahim A T E Ş
¥ T LKE ve insanlığa h iz m et y o lu n d a u z u n b ir ta rih ve şerefli b ir m aziye sahib olan VaKifların, o ld u k ç a geniş b ir h iz m et içeriği vardır. Y apılm asında insanlar ve to p lu m için ta y d a görülen h er şe y V akfa k o n u seçilm iş ve g erç ekleştirilm esi için ç e şitli v akıflar k u ru lm u ştu r, ö y le ki, "V a k ıf k uranlar neler düşündü ler?" şeklindeki b ir so ru y a " n e le r düşünm ediler k i? " d iy e yeni bir soru ile cevap verm ek yerinde o lu r sanırım . İnsan h ay a tın ın h e r y ö n ü n ü h iz m e t alan ın a alan b u k öklü ve ta r i h î k u ru lu ş, on u n in an ç dünyasını ve b ilin sel gıdasını ihm al e tm e m iştir.Û lk e k alkınm asında, to p lu m d a h u z u r ve refahın sağlanm asında, dünya ve a h ire t saadetini te m in a ç ısın d a bilgin ve b ilin çli b ey in in n e den li önem li o ld u ğ u n u m üdrik olan V akıf Mües- sesesi, eğ itim e ö n e m verm iş ve özel b ir itin a g ö sterm iştir.
V akfiyelerin incelen m esin d e.V ak ıflan n E ğ itim ve ö ğ r e tim H izm etine verm iş o ld u ğ u ö nem in, İslâm dininin ilim ve ö ğ ren im ile ilgili yüce pren sip lerin d en kaynak lan d ığ ın ı görüyoruz. İlk em ri "O k u " o lan İslâm Dini, öğrenim i m ecburi kılan ilk eğ itim sistem ini g etirm iştir, " ö ğ r e n m e k her erk ek ve k adın müsKimana farz d a ." d iyen H azret-i M uham m ed (S.A .V .) ö ğ re n m e n in tıp k ı o ru ç , nam az ve z e k â t ibâdetleri gibi, y erine geti rilmesi gereken m ecburi b ir görev o ld u ğ u n u ilâ n e tm iştir. İstey en öğ ren ir; istem eyen öğrenm ez; şeklinde, k işi nin istek ve a rz u su n a b ırak m am ıştır. Ç ağım ızda d ünya eğitim cilerin in bir ç o ğ u ise, “öğrenm ek h er insanın hak kıdır. ' şe k lin d e fik ir b eyan e tm e k te d irle r. T ak d ir edileceği üzere, b ir işi kişinin yapm akla zoru n lu olm ası ile, o işi yap m ay a h ak k ı olm ası arasın d a ç o k büyük fa rk vardır. İnsan h ak k ı olan bir şeyi y apıp yapm am ada ser besttir . Dilerse y ap a r; d ilem ezse yapm az. D ünya eğ itim cilerinin, b elirtile n b u görüşüne göre isteyen ö ğ re n ir, istem eyen ö ğ re n m e z . A m a İslâm din in in g ü lüm üzden 1 4 asır önce getirm iş o lduğu ö ğretim sistem ine göre, öğrenim ç a ğ ın a gelen ve aklı b a ş ın d a o la n , k adın e rk e k h e r şahıs o k u y u p öğrenm ekle m ükellefdir.
işte V akıflar, yüzy ıllard ır yüriitegeldiği eğ itim hizm etine verdiği önem i bu k ay n a k ta n alm ıştır. İslâm 'ın ilk günlerinden itib a re n cam i ve m escidlerin çevresinde y e r alan m ek teb , m edrese, dar'ül-hadis, dar'ül-kurr*, dar’üt-tıp v e külliye gibi e ğ itim ve ö ğ re tim k u ru m la n vakıf y o lu y la k u ru lm u ş ve g elişm iştir.
Bilindiği gibi, dah a M ek k e'd e iken sah ab ed en E rk a m 'ın evinde K u r'an ö ğ retim iyle e ğ itim ve ö ğretim faa liyetine b aşlay a n H azreti M uham m ed, ( S A .V .) H ic re tte n iki yıl ö n ce M edine'ye bir K u r'an öğreticisi gönder miş, 6 2 2 'd e H icre tin d e ise, ilk iş olarak, b u rad a b ir m escid te 'si s etm iş ve bu n u n bir bölümünü eğitim ve öğretim m erkezi ( S u f fe -Z u lle ) h alin e g etirm iştir. M edinede'ki b u eğ itim ve ö ğretim m erkezi, b u n d an sonra te ’sis edilen cam i iç i ve dışı eğ itim k u ra m la rın a m odel o ld u ğ u gibi, suffe talebelerinin ib â te ve iaşelerinin zengin m üslüm anlarca karşılanm asının d a H icre t'in ilk y ıllarında tesis edilen vakıfların doğm asına sebep olduğu anlaşılm aktadır.
Bu tip eğ itim ve ö ğ re tim k u ru m la rın d a ö ğ retim d e b u lu n a n "m uallim "ler, İslâm 'ın ilk devirlerinde ücret alm azlar ve h a tta ü cre t alm ak y ad ırg a n ırk en , son ra la n norm al k arşılan m ış ve böylece öğretm enlik bir m eslek haline gelm iştir.
Cam ilerde b aşlay a n e ğ itim ve ö ğ retim faaliy etleri, cam i dışı k u ru m la r k u ru ld u k ta n sonra d a devam e ttiğ i gibi, k üçük ç o c u k la rın e ğ itim ve ö ğ retim i, o n la n n cam i ve m escidleri te m iz tu tm a y a c a k ta n düşüncesiyle, ilk devirden beri d a h a ç o k m ab ed ierin d ışın d a yürütülm üştür. Em eviler devrinde ise, ço cu k lar için m üstakil m ek teb ler a ç ılm ıştır.
Y etişkinlerin eğitim ve öğretim inin cam ilerde yürütülmesi, D ört Halife devrinde aynen devam e tm iş ; ancak, cam i dışı eğitim ve öğretim kurum lannın kurulm asından sonra, yüksek öğrenim cam ilerde ve o n la rın etra fın d a oluşan medrese, D âr'ül—hadis, D âr-üt-tıb, D âr'ül-kurrâ gibi kurum larda yürütülmüştür.
İslâm dünyasında medrese teşkilatının kuruluş ve gelişmesinde en büyük pay, şüphesiz büyük S e lç u k lu T ürklerine a ittir. G erçekten m edreselerin geniş anlam da devlet eliyle kurulması, öğretim in karşılıksız olm ası ve m edrese te şk ilâ tın ın en küçük ayrıntılarına kadar tesbiti, Selçukluların eseridir. S elçuklular k u rd u k la rı m edreseleri, hem ilm in gelişmesini sağlam ak, hem ilmiye mensublarına m aaş bağlayarak, onları d ev letin y a nında tu tm a k gayesyiyle tesis etm işlerdir. Büyük Selçuklulardan sonra m edrese tesisi butun İslâm D ünyasında
gelenek haline gelmiş, te şk ilâ t ve işleyiş bakım ından Nizamiyeler ö m e k alm arak, köylere varıncaya k a d a r h er yerde m edreseler açılm ıştır.
G erek yapı ve gerekse te şk ilâ t bakım ından Büyük Selçuklu Medreselerini ö m e k aldıkları anlaşılan A n a d o lu S elçukluları ile A nadolu'nun çeşitli yerinde hakim olan Türkm en Beyler'i, A n ad o lu 'd a d a h a so n ra Osmanlı m edreselerine m ahreç olacak m edreseler tesis etm işlerdir.
S elçuklular zam anında başlayıp, OsmanlIlar zam anında büyük bir hızla gelişen m edreselerin sayısı ve çeşitleri, sayılam aycak kadar ço k tu r. Bu medreselerin büyük bir kısmı, vakıf yoluyla yapılm ıştır. K urulm ası, korunm ası, geliştirilmesi, giderlerinin karşılanm ası gibi yönlerden vakıfların katkısı büyük o lm u ştu r.
Padişahlar, V alide Sultanlar,Sadr-ı âzam lar, VezirlerJN âzırlar, A ğalar, K om utanlar gibi büyük d e v le t adamları ile çeşitli kadem edeki devlet görevlilerinin ve hayır sever zenginlerin kurm uş oldukları vakıflara a it vakfiyelerin tetkikinde, yaptırdıkları cami ve mescidlerin yanında m edrese, m ekteb ve sıbyan m e k teb i gibi eğitim kurum larını da bina ve vakfettikleri görülm ektedir.
Osmanlılar dönem inde kurulan vakıflar başta olm ak üzere, çeşitli dönem ve tarihlerde kurulan vakıfların çoğunda, eğitim ve ö ğ re tim konusuna geniş y er verilm iştir. Medrese, m ekteb, sıbyan m ektebi ve benzeri eğitim ve öğretim kurum larının yapım ı, bakım ı, geliştirilmesi, eğitim ve öğretim in h er geçen gün d a h a geniş sahaya yayılması, öğretim görevlileri ile m em ur, gece bekçisi, kapıcı, tem izlikçi gibi o kullarda görevli personelin maaşlarının günün şartlarına göre ödenm esi, öğrencilerin elbise, kitap ve gıda ih tiy aç ların ın k a r şılanması, günümüzdeki öğrenci yurtlarının yerini alan hücre veya yatakhanelerin tem ini, bu ralara, y e te ri kadar yakacağın tahsisi, bahar aylarında öğrencilerin şehir dışına mesire yerlerine götürülerek te m iz hava almaları ve dinlenmeleri için h a tta bazı öğrencilere aylık bağlanması gibi özel şartlara, çoğu vak fiy elerd e yer verilm iştir, ö y le ki, öğrencinin geçim , y u rt, kitap sıkıntısına düşm eyecek ve dersten b aşk a bir şey d ü şü n m eyecek şekilde rah a t ve sıhhatli bir eğitim görmesi için gerekli herşey düşünülmüş ve bu hizm ete y ap ılac ak harcamaları karşılayacak yeterli gelir kaynakları vakfedilm iştir.
V akıfların, eğitim ve öğretim e verdiği önem i ve yakın tarihe kadar, eğitim ve kültür hizm etlerine olan katkısını kanıtlam ak için, yukarıda belirtilen hususları içeren bir ço k vakfiyelerden, sadece S ultan M ehm ed F atih 'e ait Recep / 875 H. (Aralık 1470 M.) tarihli orijinal vakfiyenin 2 6 2 - 2 6 8 inci sahifeleri arasın d a y e r alan ve eğitim le ilgili olan bölümün sadeleştirilm iş şeklini sunm akla yetineceğiz.
"O akıllı ve ileri görüşlü Padişah, vakfettiği yüce medreselerinin vazifelerini bu minval üzere d ü z e n le diler ki, câmi-i şerifinin etrafında iki K a n a t gibi olan sekiz medreseden her birinin tem el ve duvarları hiKmet- li kurallar üzerine kurulm uş olup, te fe rru a t ve tezy in at yapıları ise hendesi ölçülerden iktibas e d ilm iştir. V ak fiyenin baş kısm ında açıklandığı üzere yüksek ifâde postuna oturm ağa (kürsü sahibi olm ağa) h a k sahibi olduğu belirgin, ak it ve nak it bilgilerin ilke ve m ukaddim elerinde benzeri az, tedris m akâm ına liy â k a t seb eb - lerini üzerinde toplayan ve değerli ömrünü yararlı bilgileri.öğrenm eye harcam ış olan seçkin bir m üderris ta y in olunup, büyük müderrisler zümresinin arasında te rk ve ta'tili eskilerden alışılagelen günlerin dışında, h e r gün medresesine varıp, kerem sahibi V âkıfın yüce medreselerine tertib ve tayin buyurdukları yetenekli ö ğ r e n cilere çeşitli ilim, h ikm et ve m a'rifetlerin öğretilm esini, bu müderrislerden h er birine tedris karşılığı o la ra k akfın gelirinden gün.de elli a k ç e m aaş verilmesini şart kılm ıştır. Y etenekli öğrencilerden sağlam ta b ia tlı, doğru düşünceli, olgun görüşlü, akrânı arasında tek , özel kitapları öğretim de m âhir, öğrenm e ve uzunca geniş konularda bilgi edinm eye m uktedir, iyi bir kişinin, her müderrisin m edresesinde asistanı olup, b u asistan a vakıf gelirinden günde beş a k ç e verilmesini şa rt kılm ıştır.
Ayrıca her medrese için onbeş öğrenci ta'yin buyurup, bunların da kabiliyet ve zekası belirgin, k ita p la rı anlam aya m uktedir, müelliflerinin yazdıkları kitaplardaki belirtm ek istedikleri am açlara m ütâlaa y o lu y la u la şabilecek nitelikteki kişiler olup, medrese müderrisinin h uzurunda çeşitli konularda ta rtışm a y a y e te n e k li öğrenciler olup, ders günlerinde müderrisin gelmesini bekleyecek ve medreselerde okutulm ası alışılagelen önem li bilgilerde m ahir, ders toplantısında hâzır bulunacak kişilerden olup, v a k f-ı şeriflerinden, h e r b irin e günde ikişer ak çe verilmek üzere, to p lam hergün başında otu z akçe verilmesini şa rt kılm ıştır. Y ine h er m e d re se için bir kapıcı ta 'y in buyurup, ç içe k gibi parlak ve y egâne olan m edresenin kapı ve pencerelerini
zarrta-nında aç ıp , k ap ay ıp , gece gündüz h iz m etin d e devam lı ve inci halkası gibi m edresenin kapısına bakışı dâim olmasını, m üderrisine seccadesini yaym asını ve toplam asın ı, ders sonuna kadar pür-nur olan ders meclisinde hâzır olarak,dünya ve â h ire tte başarı n u ru n a m azhar olm asını, d iğer ta ra ftan iki kimse, m edresede hizm etçi ve ferra ş olu p , m edreseyi, m edresenin içini ve tuvaletini tem iz tu tu p , vakf—ı şeriflerinden korunm ağa hak kazandığı belirgin olm akla, vakf—ı şeriflerin d en h er b irine günde iki ak ç ed e n , toplam altı a k ç e verilmesini şa rt kılm ıştır. M edresenin hasır, kandil, kandil yağı ve fitil ih tiy aç ları için de günde ikişer a k ç e tâ 'y in b u y u r m uşlardır. T etim m e m edreseleri o la ra k bilinen k üçük m edreselerden h er te tim m e için de, vakf—ı şeriflerinden günde a ltışa r a k ç e tâ 'y in b u y u rm u şla rd ır. Bu m e b lâğ ın günde ikişer akçesinin kapıcıya verilmesini, arta kalan d ö rt akçesinin ise, ih tiy ac a göre hasır ve kandil yağı levazım ına harcanm asını şa rt kılm ıştır. T etim m e m edre selerinin odalarından h e r birine de, h e r ay on b e ş e r a k ç e tâ 'y in b u y u rm u ş olup, bu odalarda kalan yetenekli öğrencilerin, kendileri için tâ 'y in edilen m aaşla, b o şlu ğ u n kapatılm ası, açlığın giderilmesi, zaruri geçim sıkıntılarının b e rta ra f edilm esi cih etin e gidilerek, İm am —ı Ş â f i'i H azretlerinin öğrenim safhasında geçim açısından "B ir te k soğanı tem in etm ek le yüküm lü olsaydım , bir mesele ö ğrenem ezdim " bu y u rd u k ları, üzere, sâkin kafa ile yararlı ilim leri öğ ren m e ile uğraşm alarını ş a rt k ılm ıştır. Y ukarıdan beri açıklanan görev lilerden h er birinin de, gerekli h iz m etin in b iz z a t b aşın d a b u lu n u p şer'i bir engel ve kabul edilir bir özür olm a dıkça yerlerine vekil b ırakm am alarını ş a rt k ılm ıştır."
Bu vakfiye bölüm ünün incelenm esinden de anlaşılacağı üzere, vakıf m ekteb ve m edreselerde m odern ve sıhhatli bir eğ itim m e to d u n u n u y g u la n m ış o lduğu görülm ektedir. Ş öyleki :
1. Camii çevreleyen sekiz m ed resen in , cam i iç in iki k a n a t şeklinde o ld u ğ u ifade ed ilm ektedir. Bu deyim üzerinde biraz d u ru la ra k düşünüldüğünde, söz kon u su m edreselerle bu m edreselerde öğretilen bilgilere verilen önem anlaşılacak tır. K uşun uçabilm esi ve y ara tılışın a uygun bir h a y a t sürdürebilm es için, iki kanatlı o lm a sı ve kanatlarının sağlam olm ası ne denli zaruri ise, söz kon u su Cam iinin fonK siyonunun sıhhatli ve bilinçli bir şekilde ifâ etm esi için, Kendini çe v rele y ip İKİ Kanat m esabesinde olan m edreselerin işler olması, dini ve dünyevi bilgilerden o lu şan iki bilgi kan ad ıy le ilim atm o sferin d e parlak geleceğe doğru hızla ilerlemesi de o denli zaruridir.
2. Sözü geçen sekiz m edreseden h e r birin d e görev alacak m üderris (öğretim görevlisi)'in öğretim ve eğitim de y eten ek li, yüksek ifade kürsüsüne o tu rm a ğ a h a k sahibi olan, akl-i ve nakl-i bilgilerin ilke ve incelik lerine aşinalık açısından b e n z e ri az b u lu n a n , ö ğretim m akam ına liy â k a t sebeplerini üzerinde toplayan ve değerli öm rünü y ararlı bilgiler ö ğ re n m e y e h arc am ış olan seçkin b ir kişi olması şa rt edilm iştir. Böylece ö ğ re tim görevlisi olacak şahsın liy â k a t, y e te n e k ve bilgi açısından eşi az bulu n an ve emsali arasında seçkin b ir yeri
olan bir kişi olması öngörülm üştür.
3. Devam ve disiplinin sağlanm ası iç in , belirli tatil günlerinin d ışın d a h er gün m untazam olarak m edrese ye ve öğretim e devam edilm esi öngörülm üştür.
4. Kimi çevrelerce sanıldığı gibi bu m edreselerdede sadece dini ilimler öğretilm em iştir.D ini ilimlerin yanında çeşitli p o z itif bilgilerle h ik m e t, m a n tık ve felsefe de öğretil m iştir.V akf iyedeki "ifâde-i envâ-ı ulum ve m aarif ve ifâda-i esnâf-ı hikem i le tâ if e y le y ü p " deyim i bu gerçeği dile getirm ektedir.
5. H er m üderrisin y an ın d a sağlam ta b iatlı, d o ğ ru düşünceli, olgun görüşlü, emsali arasında tek , ö zet k i tapları öğretim d e m â h ir, ö ğ retm e ve uzunca geniş Konularda bilgiedinm eğe m uktedir birer asistan b u lu n d u ru l ması öngörülm üştür.
6 . Her m edresede sadece o n b eş öğrencinin ö ğrenim görm esi ve bunların gelişigüzel kişiler olm ayıp, y e tenekli kişiler olması öngörülm üştür.
7. Ö ğrenciler d e rste n b aşk a h iç b ir şey düşünm eyecek şekilde tüm ihtiyaçlarının vakıf gelirinden k arşı lanması şa rt edilm iştir.
8. G ünüm üzdeki y u r t görevini y ap a n ve adına te tim m e m edrese denilen odalarda aydınlatm a ısı ve sergi gibi ih tiy açlar tem in ed ilerek, öğrencilerin ra h a t bir şekilde o turm alarının sağlanması öngörülm üştür.
9. Günde h er m üderrise elli a k ç e , her asistana beş a k ç e ve h er öğrenciye iki ak çe verilmesi şa rt edil m iştir.
10. Ö ğretm en, A sistan, Kapıcı, T em izlikçi, H izm etçi ve F erraş gibi tüm görevlilerin, görevlerini bil-fiil ifâ etm eleri, yasal bir m azeret olm ad ık ça y erlerine başkasını vekil bırakm am aları şa rt edilm iştir.
Y ukarıda sunulan ö z e t vakfiye bölüm ünde görüldüğü gibi her türlü ilimlerin o k u tu ld u ğ u medreseleri k u rup yaşatan ve sıhhatli bir eğitim ve ö ğ retim yap tırm ak için o günün şa rtların a uygun otan her türlü ihtiyacı karşılayan vakıflar; m illetim iz için hayati önem arz eden b a'zı m e s l e k i e ğ i t i m e de özel bir itina gösterm iştir. Özellikle sağlıkla ilgili olarak becerikli d o k to rla r y e tiştire n , tıp m edreseleri te'sis edilm iştir. Bu m edreselerden biri de Süleym aniye Tıp M edresesi'dir. Uzun yılar h iz m et gören ve büyük tabibler y etiştire n bu medrese ile ilgili olarak K anuni S ultan.S üleym an'ın orjinal vakfiyesinin 9 5 —96. sahifelerinde özetle şöyle denilm ektedir :
"T ıp İlminin öğretilm esi için yapılan Tıp Medresesinde faziletli, akıllı, teşhis ve ihsas nitelikleriyle ta n ı nan, basiret, zekâ ve du y u organlarının sağlamlığıyla bilinen, tartı ilminin încellkferini^ağlık ilm inin a n a ve tâ li konularını detaylıca bilen, zam anın E flâtun ve A risto'su seviyesinde, İsa'nın doktorları gibi a k râ n ı a r a sında seçkin, Calinos hekim leri gibi ö n d e gelen bir kimse, müderris olup, Tıp İlmi öğrencilerine eski h e k im le rin tıp kanununda ö z e t ve yadigâr halinde olan tıp kurallarını öğretm eye yönelip, önemli şifa k o n u la rın d a seçkin ve do ğ ru olan zabıtları kolaylaştırm aya ihtim am edip, derslerine devam etmesi ve diğer gerekli h u s u s ları yerine getirmesi halinde günlük ücreti yirmi akça olsun. H ikm et ve sağlık bilgisini öğrenm ek isteyen, iy ili ği belirgin, ıslâhı am aç edinen, sekiz a d e t mü'min ve mütedeyyin kimse sözü edilen m edresede öğren ci o lu p , tıp ilmini öğrenm eye aşırı çab a gösterip, hikm et sanatını tahsilde gayret esirgemezlerse günlük ücretleri ik iş e r ak çe olsun. A yrıca dindar ergin, tem iz iki kimsenin birisi kapıcı, diğeri ferraş olup, günlük ikişer a k ç e ü cre t alsınlar."
Y ukarıda belirtildiği gibi V akıflar tarih boyunca sürdüregeldiği çeşitli hizm etlerin y an ın d a, e ğ itim ve öğretim hizm etlerine.de önem verm iştir. Belirtilen eğitim ve öğretim kurum larının yapım ı, bakım ı ve ih tiy a ç larının karşılanm asını ya bizzat üstlenm iş, veya katkıda bulunm uştur. A n cak ,C u m h u riy etin ilâ n ın d a n so n ra hızla gelişen ve ilerleyen ü k em izd e hizm et sahalarının gerektirdiği yeni baKanliK ve kurum ların kuru lm asıy la öteden beri V akıflar yoluyla yürütülen bazı hizm etler ilgili bakanlık ve kurum a devredilerek V akıfların yükü bir parça hafifletilm iştir. Bu arada Tevhid-i tedrisat kanunu ile eğitim de birlik ve bütünlük düşü n ü lerek medreseler kapatılm ış, eğitim ve öğretim hizm etleri Milli Eğitim Bakanlığına verilm iştir. D ar'ül-hadis ve Dâr'ül-kurra gibi müesseseler yerine K ur'an Kursları açılarak D iyanet İşleri Başkanlığına b ağ lan m ıştır.
V akıf kitap ve kütüphaneler, Kültür Bakanlığı'na devredilm iştir.Hal böyle olm asına rağm en vakıflar, yürütegeldiği eğitim hizm etlerini tam am en bırakm am ış, gelirinin elverdiği oranda bir ço k eğitim faa liy etleri ile devlete katkısını devam ettirm iştir. Faziletin geniş semasında asırlarca sönm ez yıldızlar gibi, insanlık bünyesini aydınlatm ış olan V akıflar, C um huriyet devrinde yeni atılım larda bulunarak, şerefli m azisine lâ y ık bir şekilde, milletimize bir ç o k yeni hizm etler sunm uştur. C um huriyetten sonra V akıflar İdaresini üstlenen V akıflar Genel Müdürlüğü, günden güne gelişen ve gittikçe hızlanan verimli çalışm alarıyla, yarının m e s'u d , müreffeh ve m a'm ur Türkiye'sinin gerçekleşm esi davasında, kendi payına düşen hizm etleri, eksiksiz y a p a b il m ek için gayret sarfetm iştir.
Kalkınan Türkiye'de Vakıflar d a kalkınm ış ve m em leket kalkınm asına geniş ölçüde yardım ı d o k u n m u ş tu r. Vakfın hizm et konuları arasına giren çeşitli sahalarda bu yardım yapılm ıştır. A ncak, bunların tüm ünü burada belirtm ek mümkün olam ayacağından sadece konum uzla ilgili olan eğitim ve öğretim sahasındaki hizm etlerinden bir kaçını ifade etm ekle yetineceğiz.
Bir taraftan m edrese, m ektep ve külliye gibi eğitim ve öğretim am açlı abide ve eski eserlerin, onarım a m uhtaç olanlarını, orijinal değerlerine halel vermeksizin,aslına uygun bir şekilde onarım çalışm alarını yürü terek, korunm alarını ve günün şartlarına göre bunlardan yararlanılm asını sağlam ıştır.
Diğer taraftan sosyal ve eğitim hizm etleri ile ilgili yeni binalar yaparak veya yapım ına büyük ça p ta k a t kıda bulunarak ilgili kurum a teslim etm iştir.
A nkara H ukuk Fakültesi, Etim esgut Yatılı İlkokulu, Y enişehir Mimar K em alettin İlkokulu C u m h u riy e t vakıflarının Türkiye'nin başkentine hediye e ttiğ i birer irfan abidesidir.
V akfiyelerde okul çağındaki yoksul öğrencilerin eğitim ve öğretim ine geniş yer verildiğinden, b u k o n u daki vakfiye şartları gözönünde tu tu larak , geleceklerini kazanm a ve m em leketin kaderinde söz sahibi olm a çabası içinde bulunan başarılı çalışkan ve m uhtaç durum daki öğrencilerin problem lerine eğilen V akıflar Genel Müdürlüğü .Memleketimizin bir ço k il ve ilçesinde vakıf öğrenci yurtları açm ayı kendine görev e d in m iş tir. Bu am açla 1953 yılından itibaren açılm akta olan V akıf O rta Öğrenim Ö ğrenci Y urtlarında, öğrenciler Kar
şılıksız olarak barındırılm aktadır.
Vakıf O rta öğ ren im öğrenci yurtlarına ilkokulu bitirip de m ahallinde Lise bulunm am ası dolayısıyla t a h siline devam edem eyen kaabiliyetli fakir çocuklar alınarak, orta ve lise öğrenim lerini yapm aları tem in e d il m iştir. Bunlardan Liseyi iyi derece ile bitirenler, A nkara ve İstanbul'daki vakıf yüksek öğrenim öğ ren ci yurtlarına alınarak, yüksek öğrenim lerini yapm aları sağlanm ıştır. A ncak, son yıllarda Büyük şeh irlerd e Kredi ve Y urtlar K urum unun yüksek öğrenim yurtları yeteri kadar bulunduğundan, VaKif Yüksek Ö ğrenim öğrenci y u rtla n , O rta ö ğ ren im öğrenci yurtlarına dönüştürülerek adı geçen kurum un yurtları b u lu n m ay an ve yardım a daha fazla m u h taç olduğu tesbit edilen yerlere O rta Ö ğrenim öğrenci yurtları açılm ası cih etin c gidilm iştir. 1 9 8 3 - 1 9 8 4 öğrenim y(lı için y u rt sathında yaygın olan 48 V akıf O rta ö ğ ren im öğrenci y u r tla rına 55 0 0 öğrenci alınm ıştır. Ayrıca, Erzurum ve çevresinde m eydana gelen son deprem nedeniyle, bölgede öğrenim e devam im kânlarını kaybeden 347 öğrenci de V akıf Y urtlarına yerleştirilm iştir.
Diğer taraftan vakfiyelerde, öğrenim gören çocukların temiz hava teneffüsü için bahar günlerinde kıra g ö türülerek dinlendiril meşine de geniş y er verilm iştir, bu hususda bir örnek olarak eski m a tb a h -ı âm ire em iri
H a s e K İh a cı M ustafa a ğ a 'y a a it 2 7 /M u h a rre m / 1 1 8 2 H. 3/H aziran/1 768 M. tarihli vakfiyenin ilgili bölümünü özetle su n m ak ta y ara r görüyorum .
"Y ılda üçbin a k ç e a y rılarak ço c u k la rın şeh ir d ışın a çık artılıp tem iz hava teneffüs etm eleri için h arc an masını, bu am açla b ah a r günlerinde ço c u k la rın iç açıcı ve havadar bir yere çıkartılarak dinlenm eden sonra dönüş akabinde b u ço c u k la rd a n hafız olanların birer hatm i şe rif okum asını, hafız olm ayanların üçer ihlas, birer fatiha-i şerife ve b irer salavatı şerife o k u y a ra k tüm ünden elde edilecek sevabın, vâkıfın k e n d i annesi babası ve diğer yak ın ların ın ru h ların a arm ağ an edilm esin i.."
Bu ve benzeri v akfiye şa rtla rın a u y u la ra k zay ıf ve bakım a m u h ta ç ba'zı ilkokul öğrencileri her sene tatil aylarında şehir civarında sahilde k u ru lan b ir kam p a alın arak , hava tebdili yap tırılm ak tad ır. Bu suretle bir kaç kilo alıp sağlıklı olarak yeni ders y ılına girm eleri sa ğ lan m ak ta d ır.
Bunların d ışın d a vakıf h iz m etlerin i ta n ıta n ve milli kültürüm üze k atk ıd a bulunan vakıf yayınları devamlı olarak m illetim izin h iz m etin e su n u lm a k ta d ır. Büyük bir o k u y u c u kitlesi tarafından ilgiyle tak ib edilen peryo- dik ve m üteferrik yay ın larım ızın sayısı elliyi a ş m ış tır. V akıflar Dergisi, T ürkiye'de V akıf A bideler ve Eski Eserler serisiyle R ölöve ve R e sto rasy o n Dergisi b unların b a ş ta gelenidir.
İm kânların el verdiği o ra n d a her yıl d a h a ç o k eğ itim ve kültür h izm eti sunm a çabasında olan Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün eğ itim h iz m etlerin i b u şekilde özetle bilgilerinize arz eder.saygılar sunarım .