• Sonuç bulunamadı

İnşaat sektöründe iş kazası araştırmalarında kusur dağılımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İnşaat sektöründe iş kazası araştırmalarında kusur dağılımı"

Copied!
88
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İŞ KAZASI ARAŞTIRMALARINDA

KUSUR DAĞILIMI

SEBAHİTTİN KORKMAZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

DANIŞMAN

DOÇ. DR. RIFAT AKBIYIKLI

(2)

T.C.

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İŞ KAZASI ARAŞTIRMALARINDA

KUSUR DAĞILIMI

Sebahittin KORKMAZ tarafından hazırlanan tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından Düzce Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı’nda

YÜKSEK LİSANSTEZİ olarak kabul edilmiştir. Tez Danışmanı

Doç. Dr. Rıfat AKBIYIKLI Düzce Üniversitesi

Jüri Üyeleri

Doç. Dr. Rıfat AKBIYIKLI

Düzce Üniversitesi _____________________

Yrd. Doç. Dr. Latif Onur UĞUR

Düzce Üniversitesi _____________________

Prof. Dr. Ayşe MURATHAN

Gazi Üniversitesi _____________________

(3)

.

BEYAN

Bu tez çalışmasının kendi çalışmam olduğunu, tezin planlanmasından yazımına kadar bütün aşamalarda etik dışı davranışımın olmadığını, bu tezdeki bütün bilgileri akademik ve etik kurallar içinde elde ettiğimi, bu tez çalışmasıyla elde edilmeyen bütün bilgi ve yorumlara kaynak gösterdiğimi ve bu kaynakları da kaynaklar listesine aldığımı, yine bu tezin çalışılması ve yazımı sırasında patent ve telif haklarını ihlal edici bir davranışımın olmadığını beyan ederim.

27 Şubat 2017

(4)

.

TEŞEKKÜR

Yüksek lisans öğrenimim ve bu tezin hazırlanmasında süresince gösterdiği her türlü destek ve yardımdan dolayı çok değerli hocam Doç. Dr. Rıfat AKBIYIKLI’ya en içten dileklerimle teşekkür ederim.

Tez çalışmam boyunca değerli katkılarını esirgemeyen eş danışmanlarım Yrd. Doç. Dr. Latif Onur UĞUR ve Yrd. Doç. Dr. Ali ATEŞ’e bu çalışma boyunca yardımlarını ve desteklerini esirgemeyen sevgili aileme ve çalışma arkadaşlarım Dr. Zafer Say, Leyla Çilingir, Berna Bildik, Tolga Pehlivan ve Habibe Ajderoğlu’na sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(5)

.

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

ŞEKİL LİSTESİ ... VIII

ÇİZELGE LİSTESİ ... IX

KISALTMALAR ... X

ÖZET ... XI

ABSTRACT ... XII

1.

GİRİŞ ... 1

1.1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ... 1

1.2. İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI ... 2

2.

KAZA TÜRLERİ, MODELLERİ VE KAZALARIN TEMEL

NEDENLERİ ... 4

2.1. KAZA TÜRLERİ ... 4

2.1.1. Bireysel Kazalar ... 4

2.1.2. Sistem Kazaları ... 4

2.2. KAZA MODELLERİ ... 5

2.2.1. Olay Silsilesi Modeli... 5

2.2.2. Epidemiyolojik Ya Da Gizli Hata Modeli ... 6

2.2.3. Sistemik Model ... 6

2.2.4. Modellerin Değerlendirilmesi ... 7

2.3. KAZALARIN TEMEL NEDENLERİ ... 8

3.

KAZA ARAŞTIRMA MODELLERİ VE KUSUR DAĞILIMI ... 9

3.1. KAZA ARAŞTIRMA MODELLERİ ... 9

3.1.1. Modellerin Değerlendirilmesi ... 10

3.1.1.1. Olay ve Nedensel Faktörler Grafiğini Oluşturma ... 11

3.1.2. Modellerin Değerlendirilmesi ... 12

3.1.2.1. Analiz Cetvelinin Oluşturulması ... 14

(6)

3.1.4. Yönetim Sistemi Analizi ... 17

3.2. SİSTEM GÜVENLİĞİ İLE İŞ GÜVENLİĞİ İLİŞKİSİ DAĞILIMI ... 20

4.

KAZALAR SEBEBİYLE ORTAYA ÇIKAN ZARARLAR VE

HUKUKİ SONUÇLARI ... 23

4.1. ZARAR ÇEŞİTLERİ ... 24

4.2. İŞVERENİN GÖZETME BORCU - TEDBİR ALMA ZORUNLULUĞU .. 24

4.3. KAZA SONUCU DOĞAN HUKUKİ SORUMLULUKLAR ... 25

4.3.1. Hukuksal Sonuçlardan Etkilenme ... 26

4.4. KUSUR DAĞILIMI VE BİLİRKİŞİLİK ... 29

5.

KAZA ÖNLEME ARAÇLARI –

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

YÖNETİM SİSTEMLERİ ... 32

5.1. YÖNETİM SİSTEMİ KAVRAMI ... 32

5.2. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMLERİ ... 33

5.2.1. HSG65 Sağlık ve Güvenlik Yönetim Kılavuzu ... 34

5.2.1.1. Genel ... 34

5.2.1.2. HSG65 Sağlık ve Güvenlik Yönetim Kılavuzunun Gelişimi ... 35

5.2.1.3. HSG65 Sağlık ve Güvenlik Yönetim Kılavuzu Yaklaşımı ... 35

5.2.1.4. HSG65 Sağlık ve Güvenlik Yönetim Kılavuzu Yaklaşımı ... 37

5.2.2. OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi ... 38

5.2.2.1. Genel ... 38

5.2.2.2. OHSAS 18001 İSG Yönetim Sisteminin Gelişimi ... 39

5.2.2.3. OHSAS 18001 İSG Yönetim Sisteminin Yaklaşımı ... 39

5.2.2.4. OHSAS 18001 İSG Yönetim Sisteminin Sorumluluk Yetki ve Hesap Verebilirlik Yaklaşımı ... 40

5.2.3. Uluslararası Çalışma Örgütü İş Güvenliği Ve Sağlığı Yönetim Sistemi (ILO-OSH) ... 42

5.2.3.1. Genel ... 42

5.2.3.2. ILO-OSH İSG Yönetim Sistemi Kılavuzunun Gelişimi ... 42

5.2.3.3. ILO-OSH İSG Yönetim Sistemi Yaklaşımı ... 43

5.2.3.4. ILO-OSH İSG Yönetim Sistemi’nin Sorumluluk, Yetki ve Hesap Verebilirlik Yaklaşımı ... 43

5.2.4. ANSI/AIHA Z10 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi ... 44

(7)

5.2.4.2. ANSI/AIHA Z10 İSG Yönetim Sistemi Standardının Gelişimi ... 45

5.2.4.3. ANSI/AIHA Z10 İSG Yönetim Sistemi Genel Yaklaşımı ... 45

5.2.4.4. ANSI/AIHA Z10 İSG Yönetim Sistemi’nin Sorumluluk, Yetki ve Hesap Verebilirlik Yaklaşımı ... 46

5.2.5. ISO 45001 İSG Yönetim Sistemi Taslak Standardı ... 49

5.2.5.1. Genel ... 49

5.2.5.2. ISO 45001 İSG Yönetim Sistemi Yaklaşımı... 49

5.2.5.3. ISO 45001 İSG Yönetim Sistemi’nin Sorumluluk Yetki ve Hesap Verebilirlik Yaklaşımı ... 50

5.3. İSG YÖNETİM SİSTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI ... 52

5.3.1. Organizasyonel Yapı Sorumluluk Yetki Ve Hesap Verebilirlik Açısından Karşılaştırılması ... 52

5.4. ORGANİZASYONEL TOPLAM İŞ GÜVENLİĞİ (SİSTEM GÜVENLİĞİ VE İŞ GÜVENLİĞİ) YAKLAŞIMI ... 55

5.4.1. Sistem Güvenliği ve İş Sağlığı Güvenliği Yaklaşımları ... 55

5.4.2. Organizasyonlardaki Sistem Güvenliği ve İş Sağlığı ve Güvenliğinin Güvence Altına Alınması ve Uygunluk Değerlendirme ... 56

6.

BİLİRKİŞİ KAZA İNCELEMELERİ VE KUSUR DAĞILIM

RAPORLARI ... 60

6.1. GENEL BAKIŞ ... 60

6.2. TÜRK İŞ MEVZUATI AÇISINDAN İŞ KAZASI SORUMLULUKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ... 61

6.3. RAPORLARDA KULLANILAN KAZA VE KAZA İNCELEME MODELLERİ ... 62

6.4. KAZA İNCELEMELERİNDE KUSUR DAĞILIM MODELİ ÖNERİSİ ... 63

7.

SONUÇ ... 67

8.

KAYNAKLAR ... 70

9.

EKLER ... 72

9.1. EK 1: BİLİRKİŞİ RAPOR DETAYLARI ... 72

9.2. EK 2: KUSUR DAĞILIM MODELİ ... 75

(8)

ŞEKİL LİSTESİ

Sayfa No

Şekil 3.1. Olay ve nedensel faktörler grafiği sembolleri. ... 10

Şekil 3.2. Eylemlerin akış şeması öncesi kararları. ... 12

Şekil 3.3. Bariyer analizi. ... 12

Şekil 3.4. Değişimin analiz süreci. ... 15

Şekil 3.5. Kuruluşun iş sağlığı ve güvenlik (İSG) kültürü olgunluk düzeyi. ... 17

Şekil 3.6. Kuruluşun iş sağlığı ve güvenlik (İSG) kültürü olgunluk düzeyi. ... 21

Şekil 4.1. Kazalarının unsurları. ... 23

Şekil 4.2. İşyerinde meydana gelebilecek zararların çeşitliliği. ... 24

Şekil 4.3. İş kazası ve meslek hastalıkları meydana geldikten sonra hukuki ve cezai durum. ... 26

Şekil 5.1. İş kazası ve meslek hastalıkları meydana geldikten sonra hukuki ve cezai durum. ... 34

Şekil 5.2. İSG yönetim sistemlerinin gelişimi. ... 34

Şekil 5.3. HSG65 kılavuzu uyarınca PÜKO döngüsü aşamaları. ... 36

Şekil 5.4. OHSAS 18001 İSG yönetim sistemi sürekli iyileştirme (PUKÖ) yaklaşımı. ... 40

Şekil 5.5. ILO-OSH 2001 uyarınca ulusal bir İSG yönetim sistemi için çerçeve. ... 42

Şekil 5.6. ILO- OSH İSG yönetim sistemi kılavuzunun sürekli iyileştirme yaklaşımı. ... 43

Şekil 5.7. ANSI/AIHA Z10 İSG yönetim sisteminin sürekli iyileştirme yaklaşımı. ... 46

Şekil 5.8. ISO 45001 İSG yönetim sisteminin sürekli iyileştirme yaklaşımı. ... 50

Şekil 5.9. İş sağlığı ve güvenliğinde insan kaynaklı faktörler. ... 54

Şekil 5.10. Sistem güvenliğinin elemanları. ... 56

Şekil 5.11. Sistem güvenliği ve iş sağlığı ve güvenliği için üretime dönük süreç. ... 57

(9)

ÇİZELGE LİSTESİ

Sayfa No Çizelge 3.1. Vaka çalışmasına ait bariyer analiz cetveli. ... 14 Çizelge 6.1. Bilirkişi raporlarında kusur sebepleri. ... 63

(10)

KISALTMALAR

AIHA American industrial hygiene association

ANSI American national standards institute

BSI British standards institution

HMK Hukuk muhakemeleri kanunu

HSE Sağlık ve güvenlik idaresi

HSG65 Health and safety guidance

ILO International labour organization

ISO International standards organization

İSG İş sağlığı ve güvenliği

KKD Kişisel koruyucu donanım

MSDS Malzeme güvenlik bilgi formu

OHSAS Occupational health and safety assessment

ONF Olay ve nedensel faktörler

OSH Occupational safety and health

OSHA Occupational safety and health administration

PUKÖ Planla uygula kontrol et önlem al

SGK Sosyal güvenlik kurumu

WHO World health organization

(11)

ÖZET

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İŞ KAZASI ARAŞTIRMALARINDA KUSUR DAĞILIMI

Sebahittin KORKMAZ Düzce Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü, İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi

Danışman: Doç. Dr. Rıfat AKBIYIKLI Şubat 2017, 75 Sayfa

Bu çalışma ile maddi ve manevi büyük kayıplara neden olan ve ağırlıklı olarak inşaat ve maden iş kollarında meydana gelen kazalarının sebeplerinin doğru olarak tespiti ile ilgili yöntemler ve önleme faaliyetleri ile bu yöntemler arasındaki sistematik ilişkinin ortaya konulması ve kazaların kusur dağılımının yapılmasında bir modele ihtiyaç olup olmadığının değerlendirmesini amaçlanmaktadır. Önleme faaliyetlerinin başarısız olması kazaları doğurmaktadır. Kazalar sonucu çalışanın sağlığının bozulması, hayatını ya da uzvunu kaybetmesi gibi onarılması mümkün olmayan zararlar ile hasarlar ortaya çıkmaktadır. Kazalar, sistem güvenliği üzerine bina edilen sürekli gelişmeye dayalı İSG yönetim sisteminin kurulmayışından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. İncelenen yönetim sistemlerinde iş kolları ile ilişkili ayrı yönetim sistemleri bulunmadığı, bütün yönetim sistemlerinin her iş koluna uygulanabildiği görülmüştür. Bu çalışmada öncelikle kazanın tanımı yapılmış daha sonra kaza önleme aracı olarak bilinen iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemleri araştırılmıştır. Bu yönetim sistemlerinde görev yetki ve sorumlulukların nasıl tanımlandığı ve hesap verilebilirlik incelenmiştir. İş kazası türleri, modelleri, kaza olay ilişkisi de bu çalışmada incelenmiştir. Diğer taraftan kaza sebeplerinin bulunabilmesi için kullanılabilecek yöntemler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Eğer kazaların sonuçları ile ortaya çıkan zararların telafisi için ya da cezalandırılması için bir sorumlu aranıyorsa, kaza sebebiyle, bu sebebin kimin sorumluluk alanına girdiği ilişkisinin, diğer bir değişle illiyet bağının kurulması gerekir. Mahkemelerin kusur dağılımın ortaya konulması için görev verdiği bilirkişilerin muhakeme faaliyetlerindeki yeri araştırılmış ve düzenlenen bilirkişi kaza raporları incelenmiştir. İnşaat iş kolundaki kazaların incelenmesiyle diğer iş kollarındaki kaza incelemeleri arasında fark olmadığı tespit edilmiştir. İnceleme sonucunda mevcut iş kazası inceleme raporlarında sorumluluklar ve kaza kusur dağılımlarının herhangi bir model kullanılmadan ve sadece mevzuat bilgisi ile yazıldığı ortaya konulmuştur.

(12)

ABSTRACT

DEFECT DISTRIBUTION IN OCCUPATIONAL ACCIDENTS IN CONSTRUCTION SECTOR

Sebahittin KORKMAZ Düzce University

Graduate School of Natural and Applied Sciences, Department of Civil Engineering Master of Science Thesis

Supervisor: Assoc. Prof. Rıfat AKBIYIKLI February 2017, 75 Pages

In the current study, we aimed to reveal any necessity of such model for analysis of the root cause of work-related accidents in the study methods and investigate the systematic relation and correlation in between the correct interpretation of the causes of occupational accidents majorly in construction and mine industries causing huge losses in terms of moral and financial and their prevention activities. Any failure in prevention activities may lead to several accidents. These accidents result in health problems, work-related fatalities and amputations which are highly impossible to be recovered. In the current study, causes and sources of any accidents are interpreted due to lack of occupational health and safety management system approach based on a novel system safety approach which is continuously open to development. For all investigated management system, we have found out that all management systems are applied and used for every field of operation rather than a field-specific management system for every single profession. Here in this assay, ‘accident’ was initially identified and occupational health and safety management systems known as accident prevention tools were subsequently investigated. Moreover, in this management system, we examined the meaning of task and authorization together with responsibility and liability. In addition, type of work-related accidents and models and accident-case relations were analyzed. Besides, we tried to examine the methodologies in order to find out the root causes of work-related accidents. If the current system is seeking for individual responsible for punishment and/or compensations of damage/loss, a proper and causal connection is needed to set in between causes and responsible. Next, all possible legal liabilities in case of work-related accidents were schematically illustrated. Finally, work-related accident reports and capabilities of investigators commissioned by courts for the examination of defect distribution were systematically investigated. These investigations then lead us to conclude that there are no any district differences between accident report in construction sector and all others. More importantly, in current work-related accident report investigations, responsibilities and defect distribution were established without referencing any system safety approach.

(13)

1.

GİRİŞ

1.1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Hızla gelişen sanayileşme, teknolojinin yayılması ve bunların doğal sonucu olan iş gücü kullanımının azalması, günümüzdeki sanayi anlayışını değiştirmiştir. Yeni yönetim anlayışıyla beraber işletmelerde hiyerarşik düzenin yerini yatay yapılanmalar almış, sermayenin gücünden ziyade bilginin getirdiği güç önemli hale gelmiş ve iş alanları ulusal pazar sınırlarını aşıp uluslararası düzeye gelmiştir. Bu değişimler yeni bir yönetim anlayışı doğurmuş ve beraberinde iş sağlığı ve güvenliği kavramının yeni bir anlam kazanması sonucunu doğurmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından iş sağlığı ve güvenliği şu şekilde tanımlanmıştır; “İş sağlığı, iş yerindeki sağlık ve güvenliği bütün yönleri ile ele alır ve güçlü bir şekilde öncül tehlikelerin önlenmesi üzerine odaklamıştır[1].” Diğer taraftan, 1950 yılında oluşturulan ortak bir komitenin ortaya konulan bir iş sağlığı ve güvenliği tanımı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından paylaşılmaktadır. ILO/WHO ortak komitesi tarafından 1995 yılında bu tanım güncellenmiş ve yeni şeklini almıştır. Bu tanıma göre: “İş sağlığı ve güvenliği 3 temel hedef üzerine odaklanır: (i) çalışanların sağlığının ve çalışma kapasitelerinin gözetim altında tutulması ve geliştirilmesi; (ii) çalışma ortamının ve işin kendisinin iş sağlığı ve güvenliğini göz önünde bulunduracak şekilde geliştirilmesi; (iii) iş organizasyonunun ve çalışma kültürünün işyerinde sağlık ve güvenliği göz önünde bulunduracak yönde geliştirilmesi ve bu yapılırken, yapılan işte verimliliği de arttırabilecek pozitif bir sosyal iklim ve sorunsuz bir operasyon sağlanması” ifadeleri yer almaktadır. Yukarıda bahsi geçen tanımlar ışığında, İş sağlığı ve güvenliği: ‘işyeri ve çevresindeki şartlardan gelebilecek ve işyerinde bulunanların sağlık ve güvenliğini tehdit edebilecek risklerin tespiti, ve yönetimi amacıyla yapılan sistemli çalışmalar’ olarak tanımlanabilir.

(14)

1.2. İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI

İş kazası ve meslek hastalıkları tezin geri kalan kısmında ‘Kaza’ olarak nitelendirilecektir. Kazaya ilişkin literatürde birçok farklı tanımlamalar bulunmaktadır. Sözlük anlamıyla kaza; beklenilmeyen ve tahmin edilemeyen bir olaydır. Kişiye ve/veya teçhizata veya mala zarar gelmesiyle sonuçlanır.

Kaza tanımına mevzuat açısından bakıldığında yukarıdaki tanıma şu özelliklerin de eklenmesi gerekmektedir:

• Olayın iş ile ilgili olması

• Olayın iş yerinde meydana gelmesi

• Olayın işçiyi hemen ya da sonradan bedensel veya ruhsal bir arızaya uğratması [2]

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3. maddesinin g bendi iş kazasını; işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olay olarak tanımlamıştır [3]. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş kazasını belirli bir zarar ya da yaralanmaya neden olan, beklenmeyen, önceden planlanmayan bir olay şeklinde, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise önceden planlanmamış, çoğu kez kişisel yaralanmalara, üretimin bir süre durmasına yol açan bir olay olarak tanımlamaktadır [4].

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13.maddesi yapılan iş ile meydana gelen bir kazanın arasındaki illiyet bağı kavramından yola çıkarak hangi hallerin iş kazası sayılacağını şu şekilde tanımlamıştır:

a. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada

b. İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle

c. Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda

d. Bu kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda

(15)

e. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır

Geniş anlamda kaza tanımı, literatürdeki tanımlardan farklı olarak; sistem hataları (işyeri bina ve eklentileri, üretim araçları, prosesler ve tesisatları gibi donanımların tasarım, imalat, servise alma, bakım onarım ve test hataları) unutma ve/veya kasıtsız hatalar sebebiyle ani olarak ve istenmeden meydana gelen, sonunda işyerinde bulunanların yaralanması, sağlığının bozulması, ölümüne ve/veya hasara neden olan bir olaydır.

(16)

2.

KAZA TÜRLERİ, MODELLERİ VE KAZALARIN TEMEL

NEDENLERİ

2.1. KAZA TÜRLERİ

Kaza özelliklerine bakıldığında bireysel ve sistem kazaları olmak üzere iki temel kaza türü tanımlanmaktadır. Bireysel kazalar genellikle beş temel duyu organlarımızın kullanımı sebebiyle unutma veya kasıtsız hatalar sonucu gerçekleşirken, sistem kazaları ise tasarım, imalat ve servise alma esnasında yapılabilecek yanlışlıklar, kaynak teminindeki yetersizlik ve kullanıcı kullanım alışkanlıklarına göre artık risklerin nasıl kontrol edileceğinin doğru tanımlanmaması sebebiyle gerçekleşebilmektedir.

2.1.1. Bireysel Kazalar

Bireysel kazalar, çalışanların unutma ya da kasıtsız hataları sebebiyle riskten korunmak için tanımlanan kurallara uyulmaması sonucu oluşan kazalardır. Güvensiz davranış olarak bilinen bu kaza sebeplerinde, kazaya sebep olanın gerekli her türlü ehliyete ve bilgiye sahip olması gerekmektedir. Diğer bir deyişle çalışanın yaptığı işte ehil olması ve risk değerlendirmesinde tanımlanan risklerden nasıl uzak duracağını biliyor olmasıdır.

2.1.2. Sistem Kazaları

Sistem kazaları; tasarım, imalat ve servise alma ve bakım onarım test aşamalarında yapılabilecek (kasıtsız ve unutma sonucu) bir ya da birden fazla hatanın etkileşimleri sebebiyle meydana gelebilecek kazalardır. Bu karmaşık düzen teknolojik, yönetimsel ya da her ikisinin aynı anda hata vermesi sonucu meydana gelebilir [5]. Sistemin kullanımı için yazılan kuralların yanlış anlaşılması, hatalı ifadesi ya da eksik tanımlanması sistem bazlı kazaların meydana gelmesine sebep olabilmektedir.

Sistem kazalarını doğru anlayabilmek için; özellikle sistem riskleri tanımlanırken beşikten mezara kadar anlayışı ön planda tutulması ve risk yönetimi bu doğrultuda gerçekleştirilmesi gerekir. Bu sayede sistemin kullanımı ve idamesi süresince tasarım, imalat ve bakım onarıma dair karşılaşılabilecek bütün riskler, aksaklıklar ve hatalar detaylı bir şekilde tanımlanabilecektir. Sistemden kaynaklanabilecek risklerin yönetimi

(17)

için sistemde kullanılan donanımların beklenen görevleri sürekli yapabilmesini garanti altına alacak periyodik bakım, onarım, test vb. programları da gereklidir. Sistem güvenliğinin tesisi iş sağlığı ve güvenliği faaliyetleri ve İSG yönetim sistemlerinin başarılı olmasını temin edecek temel bir araç olarak görülmesi gerekir.

2.2. KAZA MODELLERİ

Gelişmiş ülkelerde kaza incelemelerinin iki temel amacı vardır; birincisi kaza nedenini ortaya çıkarmak ve ikincisi de elde edilen verileri benzer kazaları önlemede kullanılabilmektir. Kaza nedenlerini tahmin etmeye yönelik birçok çalışma yapılmıştır ve kaza modelleri zamanla gelişmiştir. Kaza modelleri; Olay Silsilesi Modeli, Epidemiyolojik ya da Gizli Hata Modeli, Sistemik Model olarak üç modelle karakterize edilebilir [6]. Ülkemizde ise kaza incelemeleri, özellikle tazminat ya da ceza davalarında kusur dağılımı için mahkemelerin görevlendirdiği bilirkişiler tarafından yapılmaktadır. Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanlığı ilgili kurumları tarafından da yapılacak idari tasarrufun belirlenmesi amacıyla inceleme yapılabilmektedir. 6331 Sayılı İSG Kanunu iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerine kaza araştırma ve raporlama görevi yüklemiştir.

2.2.1. Olay Silsilesi Modeli

Kazaların belirli ve fark edilebilen bir sırayla meydana geldiği bir dizi olay ya da durumun doğal sonucu olarak görüldüğü basit ve doğrusal bir sebep ve sonuç modelidir. Bu model, genellikle zayıf bir halkası olan zincir ya da düşen domino taşları ile gösterilir. Bu modelde kazalar, zayıf halkaların onarılması ya da çıkarılması veya bir domino taşının kaldırılması ya da iki dominonun arasına olay dizisini bozması için bir engel koyulmasıyla önlenebilir [7].

W. H. Heinrich’e göre Kaza Nedenlerinde Domino Teorisi, Olay Silsilesi Modeline bir örnektir [8]. Bu modelde, beklenmeyen bir olay istenmeyen bir sonuç doğuran bir sonuç sırasını başlatır. Beklenmeyen olay, baskın nedeninin genellikle insan hatası olduğu tehlikeli hareket olarak kabul edilir.

Bu teoriye göre kazaların oluşmasında %88 oranında kişilerin güvensiz davranışlarının, % 10 oranında güvensiz çalışmanın ve %2 oranında talihin etkisi vardır. Bu genelleme, aslında iş kazalarının yaklaşık olarak %98’i üzerinde önleyici tedbirlerin alınabileceğini

(18)

ortaya koymaktadır. Domino taşlarının birbirini devirmesine benzer biçimde, her basamağın bir sonrakini harekete geçirdiği beş aşamalı olaylar zinciri bu kuramın temelini oluşturur. Olaylar zinciri aşağıdaki biçimde tanımlanır;

• İnsanın tabiat şartları karşısında zayıflığı • Kişisel kusurlar

• Tehlikeli hareket-tehlikeli durum • Kaza

• Yaralanma veya hasar

W. H. Heinrich (1931) hasarla sonuçlanan kazaların meydana gelmesini önlemek için kaza zincirinin üçüncü halkası olan tehlikeli hareket ve tehlikeli duruma müdahaleyi asli faaliyet alanı olarak benimsemektedir. Bu prensip, işyeri iş güvenliği sorumlusunun işyerinde ilk yapacağı işin; tehlikeli durumları ve tehlikeli hareketleri tespit etmek ve kaza zincirinin bu halkasını ortadan kaldırmak olduğunu belirtmektedir.

2.2.2. Epidemiyolojik Ya Da Gizli Hata Modeli

Kazaların, aktif hataların (tehlikeli hareketler) ve gizli koşulların (tehlikeli durumlar) birleşiminin bir sonucu olarak görüldüğü, doğrusal bir sebep ve sonuç modelidir. Bunlar, genellikle gizli koşulların tehlikeli bir eylem tarafından tetiklenmediği sürece insan vücudunda pasif halde bulunan patojenlere benzetildiği tıbbi bir benzetme kullanılarak epidemiyolojik modeller olarak adlandırılır. Bu modelde kazalar, koyulan engeller ve savunmanın güçlendirilmesiyle önlenir [7].

“İsviçre Peyniri’’ modeli, epidemiyolojik modele bir örnektir [9]. Bu model kazaları, aktif hataların tetiklediği uzun süreli yetersizliklerin bir sonucu olarak görmekte, hatanın oluşumunda kurumun payına odaklanmakta ve insan hatasını neden değil sonuç olarak değerlendirmektedir.

2.2.3. Sistemik Model

Bu model kazaların normal değişkenliklerin beklenmedik birleşimlerinden kaynaklandığını öngördüğü için normal değişkenliğin kazayı nasıl oluşturduğunun anlaşılmasını amaçlar. Etkileşimlere katkıda bulunma anlayışı sayesinde, gizli koşullar ya da kurumsal zayıflıklar tespit edilebilir.

(19)

Jenga oyunu da karmaşık ve doğrusal olmayan kaza modelini tanımlamak için mükemmel bir benzetmedir. Tahta kuleden çekilen her bir parça, diğer parçalara hafifçe temas eder ve onların zayıflamasına neden olur ya da kulede daha sağlam durmasını sağlar. Eksik parçalar, süreçteki değişkenlik kaynaklarını temsil eder ve genellikle kurumsal zayıflık ya da gizli koşullar olarak tanımlanır. Gerçekçi olmak gerekirse, bu etiketler, geriye dönük olarak yalnızca kazadan önce normal görülen şeylerin diğer etkenlerle birleşimi sonucunda olaya katkıda bulunduğu görüldükten sonra uygulanmaktadır. İşçiler, çoğu zaman hata yaparlar ya da uygun görülen bir eylemi gerçekleştirirler ancak bunlar diğer değişkenlerle birleştiğinde kulenin yıkılmasına neden olur. Bu durumda ilk tepki işçiyi suçlamaktır çünkü görünüşe göre hata, onun eylemi yüzünden gerçekleşmiştir ama diğer eksik parçalar olmasaydı böyle bir sonuç alınmayacağının farkına varılması gerekir [7].

2.2.4. Modellerin Değerlendirilmesi

Kaza modellerinde tehlike kavramının kullanılması günümüzdeki risk kavramı yaklaşımı ile çelişkili ya da karmaşa yaratacak bir durumdur. Aslında tehlikeli hareket “güvensiz ya da riskli hareket, tehlikeli durumda da güvensiz ya da riskli durum” anlamına gelmektir. Risk kavramı bir tahmin olmasına karşın tehlike kavramı bir enerji kaynağı ve bir durum ifadesidir. Modellerde Tehlikeli durum diye tanımlanan eğer sistem riskleri ise tanım düzeltme ile modeller daha iyi anlaşılabilmektedir. Epidemiyolojik model kaza sebeplerini bulma konusunda zincirleme etkiyi ortaya koyacak bir yaklaşım teklif etmesi sebebiyle kusur dağılımının alt yapısının oluşturulmasında uygun bir yaklaşım olarak görülmektedir. İş sağlığı ve güvenliği (İSG) faaliyetlerinin üretim araçları ve üretim yerinin tasarımı ile bunların hizmete alınması esnasında kaza oluşturabilecek artık risklerin nasıl yönetileceği özellikle yönetim sistemi unsuru olan risk değerlendirmesi girdisi olarak kullanılması ile iş sağlığı ve güvenliği sağlanabilecektir. Burada kusur dağılımı yapılabilmesi için ikinci aşama olarak sorumluluk sınırları belli olmasıdır. Kaza modelleri kaza olayının ortaya konulmasında, dolayısı ile sebeplerinin bulunmasında kullanılabilecek önemli araçlar olarak görülebilmektedir.

(20)

2.3. KAZALARIN TEMEL NEDENLERİ

Kazaların nedenlerini ortaya koymaya yönelik olarak birçok araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırmalara göre, iş kazalarının meydana gelmesinde birden çok nedenin etkisi bulunmaktadır. Ekonomik, sosyal, psikolojik ve çevresel bir dizi etkenden tutun da, ülkelerin mevzuatından sanayileşme biçiminden, işletme şekillerinden, kaza istatistik ve araştırmalarının yetersizliğinden, devlet otoritesinin yaptırım gücünü hissettirecek denetim hizmetlerinin eksikliğinden, çalışanların niteliklerinden ve bir bütün olarak sistem olmaması ve dolayısı ile iş güvenliği kültürünün oluşturulmamış olmasına kadar uzanır.

Kazaların oluşmasına neden olan etkenlerin tümü literatürde temel iki etkene indirgenebilmektedir. Bunlar işyerlerindeki güvensiz durumlar ile çalışanların yaptığı güvensiz davranışlardır. Çevre ve Makine-Ekipman, güvencesiz koşulları, insan ise güvencesiz davranışı temsil etmektedir. Kazaların meydana gelmesinde rol oynayan dört faktör; İnsan, Makine, Ortam-Çevre, Yönetim olarak tanımlanmaktadır.

Ancak kanaatimizce özellikle kaza incelemelerinde kusur dağılımının doğru yapılabilmesi tasarım, imalat ve servise alma aşamalarındaki görev alan insan hataları ile sistem kullanıcılarının kullanım hatalarına indirgenmesi gerekir. İş sağlığı ve güvenliği sistem güvenliği üzerine bina edilmesi gereken faaliyetler olmak zorundadır. Sistem güvenliği ile iş sağlığı güvenliğini yönetimini yürütenlerin teşkilatlanma açısından aynı birim altında olmamaları, sistemden kaynaklanacak hatalardan doğan kazaların insan hatası olmadığı anlamına gelmemesi gerekir. Diğer bir değişle kazaların tamamı kanaatimizce insanların kasıtsız hataları, unutmaları ya da gücünün yetmemesi zayıflığından kaynaklanmaktadır. Bu kabul ile hareket edildiğinde meydana gelen kazalarda “kim kusurlu” sorusu sorulabilecektir.

Her türlü bilinen yönetim tedbirleri alma niyeti ile hareket edilmesine karşın ortaya bir kaza çıkmış ise bütünde yer alanların gücü bu riski görme ya da risk yönetiminde yetersiz kalma sonucu doğurmuş olabilir.

(21)

3. KAZA AR

AŞTIRMA MODELLERİ VE KUSUR DAĞILIMI

3.1. KAZA ARAŞTIRMA MODELLERİ

Gerçekleşmiş bir olayın akabinde toplanmış özverili ve detaylı veriler ile kapsamlı bir analiz olayların açığa kavuşturulması için önemli bir etkendir. Yapılacak kapsamlı analizler koruyucu ve düzeltici tedbirlerin de temelini oluşturmaktadır. Kaza sonuçlarının faturalarının bir yere adreslemesi gerektiği durumlarda da, bu adresin neresi olacağı kaza sebeplerinin bulunması ve bu sebebin kimin sorumluluk alanına girdiğinin tespiti ile mümkündür.

Kaza incelenmesinde görev alanların, kazaya sebep olan koşulları ve eylemler arasındaki ilişkiyi iyi bir şekilde analiz etmeleri kusur dağılımını nirengi noktasını oluşturacaktır. Grafik gösterimler bu ilişkinin kolay ve doğru anlaşılmasını sağlar. Bu grafik gösterimine Olay ve Nedensel Faktörler (ONF) grafiği denilebilir. Kaza araştırmasını yapanlara bu grafik olabilecek ve arasındaki ilişkiyi anlatacak mantıksal bir model sağlar ve makul, akla uygun tavsiye ve öngörü geliştirmede yardımcı olur. Olay ve Nedensel Faktörler (ONF) grafiğinin faydaları şunlardır:

• Kazaya yol açan olaylar dizisini gösterir ve olayı etkileyen koşulları doğrular • Kuruluşların ve bireylerin de dâhil olduğu doğrudan olaylarla ve koşullarla

ilişkili ancak daha az görünen olayların arasındaki ilişkiyi gösterir • Bilgi boşluklarını tespit ederek ek veri toplama aşamasını yönetir

• Örgütsel sorunlar ve yönetim sistemlerine yönelik olarak neden faktörler ve olaylar arasında bağlantı kurar

• Diğer analiz tekniklerinin sonuçlarını doğrular

• Bütün bir olayı toplama, analiz etme ve organize etmede yapısal bir bütünlük sağlar

• Birden fazla neden olasılığını tanımaya yardımcı olur

• Verileri toplama ve organize etmede araştırmacıların arasında süregiden bir iletişim sağlar

(22)

• Kazaya sebep olan faktörler ile ilgili yol gösterici rehber doküman hazırlamada yardımcı olur

• Soruşturma raporunda kaza ve nedenleri ile ilgili önemli bilgiler özetleyerek etkili bir görsel yardım sağlar

Olay ve Nedensel Faktörler (ONF) grafiği ilk geliştirdikten sonra araştırmacılar en azından çekirdek teknik analizlere başvururlar. Bunlar:

• Olay ve Nedensel Faktörler grafiği ve analizi • Bariyer analizi

• Değişim analizi • Yönetim Analizi

Şekil 3.1. Olay ve nedensel faktörler grafiği sembolleri.

3.1.1. Modellerin Değerlendirilmesi

Olay ve nedensel faktörler grafik analizi için bir teknik olarak kabul edilir. Şekil 3.1’de de gösterildiği üzere, ONF Grafiği, kazanın kronolojik olarak grafiksel bir gösterimidir ve öncelikle kazadaki eylemlerin sırasını göstermek ve organize etmek için kanıt düzenlemek amacıyla kullanılır. Araştırma esnasında devam eden süreçtir. ONF Grafiği, kazaya sebep olan olayları ve koşulları belirleyerek nedensel faktörleri açıklayan bir başvuru analizidir. Sonuç olarak, diğer analiz teknikleri (örneğin, bariyer analizi,

Olay Varsayılan Olay

Koşul Varsayılan Koşul

Kaza Nedensel Faktör

Olaylar arasındaki bağlantı Bir koşuldan bağlantı İşin içeriği

(23)

değişim analizi gibi) tamamlanır ve ONF Grafiği dâhil edilir. Grafik geliştirilip tamamlandıktan sonra analiz, kazadaki gerçek etkeni tanımlamak üzere kullanılır. 3.1.1.1. Olay ve Nedensel Faktörler Grafiğini Oluşturma

ONF Grafiğinin oluşumuna kaza araştırmasının başında başlanması gerekir. Ancak, ilk grafik final ürününün bir iskeletidir. Pek çok olay ve koşul kısa bir zaman içinde belirlenecektir. Bu nedenle araştırma süresince toplanan veriler günlük olarak grafiğe işlenmeli ve grafik yeni verilerle güncellenmelidir. Grafiği sürekli güncellemek araştırma sürecinin sorunsuz ilerlemesine yardım eder ve araştırmacılara kaza kronolojisi için tanıkların görüşülmesi ve delil toplanması konularında net bilgi sağlar. Araştırmacılar ve analistler, Şekil 3.2’de de olduğu gibi, hem manuel hem de elektronik metotlarla olay ve nedensel faktörlere ilişkin grafiği oluşturabilirler.

Olay ve Nedensel Faktörler Grafiğinin faydaları şunlardır;

• Kazaya yol açan eylemler dizisini gösterir ve birbirini etkileyen koşulları doğrular

• Kuruluşların ve bireylerin de dâhil olduğu doğrudan eylem ve koşullarla ilişkili ancak daha az görünen olayların arasındaki ilişkiyi gösterir

• Bilgi boşluklarını tespit ederek ek veri toplama aşamasını yönetir

• Örgütsel sorunlar ve yönetim sistemlerine yönelik olarak neden faktörler ve olaylar arasında bağlantı kurar

• Diğer analiz tekniklerinin sonuçlarını doğrular

• Bütün bir kazaya sebep olan olayı toplama, analiz etme ve organize etmede yapısal bir bütünlük sağlar

• Birden fazla neden olasılığını tanımaya yardımcı olur

• Verileri toplama ve organize etmede araştırmacıların arasında süregiden bir iletişim sağlar

• Kazaya sebep olan faktörler ile ilgili yol gösterici rehber doküman hazırlamada yardımcı olur

• Soruşturma raporunda kaza ve nedenleri ile ilgili önemli bilgiler özetleyerek etkili bir görsel yardım sağlar

(24)

Her olay için ayrı düşünüldüğünde, kararlar (eylem öncesi) çalışanlar için zihniyet kurmakla başlar. İşçilerin amaçlarına, bilgilerine ve odaklarına göre bir çerçeve oluşturmaktaki amaç onları durumla paralel olarak geliştirmektir.

Şekil 3.2. Eylemlerin akış şeması öncesi kararları.

3.1.2. Modellerin Değerlendirilmesi

İlk olarak başlangıç ONF Grafiği oluşturulduğunda, diğer analiz araçları kullanabilir: “Bariyer Analizi”. Şekil 3.3 bariyer analiz sonucunun bir özet diyagramını gösterir. Görüleceği üzere, risk ve hedef arasında devreye girebilecek geniş bir bariyer listesi potansiyeli vardır.

Şekil 3.3. Bariyer analizi.

İdari bariyerleri analiz etmek için araştırmacılar faaliyetteki bariyerler, tesis ve iş için kurumsal sorumluluk seviyeleri hakkında bilgi toplamaya ihtiyaç duyarlar. Araştırmacı,

(25)

faaliyet seviyesinde, iş planlaması ve iş faaliyetini yöneten kontrol prosesleri ve aynı zamanda güvenli yönetim sistemleri hakkında bilgiye ihtiyaç duyar. Bu bilgiler aşağıdakiler olabilir;

• İSG görev ve sorumluluk kayıtları

• Kazada yer alanların eğitim ve yetkinlik kayıtları • Risk değerlendirme dokümanları

• Risk yönetim kayıtları • İş izinleri

• Faaliyet esnasında kullanılan talimatlar • Çalışanın eğitim ve ehliyet belgeleri • İSG programı dokümanları

• Geri bildirim kayıtları

Yönetim sistemi ilgili olarak araştırmacılar;

• Mevzuat ile ilgili düzenlemeleri veya iş ortamı maruz kalma sınırları gibi iş faaliyetine uygulanan standartlar ve gereklilikler

• Tesis sistem güvenliği bilgileri (üretici el kitabı, servis hizmete alma dokümanları, periyodik bakımlar)

• İSG yönetim sistemi dokümanları

• Entegre güvenlik yönetim uygulamaları ile ilgili belgeler

Kurumsal seviyede, üst yönetim kademeli organizasyonlar tarafından sağlanan güvenlik yönetim doğrultusu ve takibi hakkında bilgiye ihtiyaç duyabilir;

• Politika, talimatlar ve yönergeler • Finansal öncelikler

• Kaynak taahhütleri

Araştırmacı, tüm başarısız, kullanılmamış ve monte edilmemiş bariyerlerin tanımlanmasını ve kaza üzerindeki etkilerinin anlaşılmasını sağlamak için bariyer analizini yaparsa doğru kaza senaryosu yazabilir. Kazanın kök sebepleri veya hangi bariyer başarısızlığının katkıda bulunduğunu belirlemek için diğer analitik tekniklerin sonuçları ile birlikte çapraz geçerlilik sorgusuna araştırmacılar tarafından gerek görüldüğünde başvurulabilir.

(26)

3.1.2.1. Analiz Cetvelinin Oluşturulması

Bir bariyer analiz cetveli bariyer analizini sürdürürken kullanışlı bir araçtır. Çizelge 3.1 bir vaka çalışmasından elde edilen veriler kullanılarak kısmen tamamlanan bir cetveli göstermektedir. Bu çalışmayı tamamlamada atılacak adımlar aşağıda verilmiştir.

Bir bariyer analizi bir kaza senaryosundaki başarısızlıkları tanımlamasına rağmen, başarısızlıklar tümüyle kazaya sebep olan etken olmayabilir. Bariyer analizi sonuçları doğrudan vakaları, kazaya sebep olan etken çizelgesini ve sonraki etkenlerin belirlenmesini besler.

Çizelge 3.1. Vaka çalışmasına ait bariyer analiz cetveli.

Risk Bariyer Hedef Olay

Bariyerler Her bir bariyer uygulaması Bariyerin aşılma sebebi Bariyer kazaya etkisi Kaza değerlendirme 3.1.3. Modellerin Değerlendirilmesi

Kuruluş, bariyer analizini tamamladıktan sonra, bir sonraki çekirdek analitik aracı olan Değişim Analizi’ni kullanmaktadır. Değişim, planlanan bir sistem işletiminin dengesini bozacak her türlü faktördür. Değişim, genellikle sistem operasyonlarında sapma kaynağıdır. Değişim planlı, beklenen ve istenen olabileceği gibi, kasıtsız veya istenmeyen de olabilir. Değişim, günlük işin ayrılmaz ve gerekli bir parçası olmasına rağmen; işyeri değişikliği, kazalara neden olabilmektedir.

Örneğin, standart ve direktif değişiklikleri, tesis politikaları ve prosedürlerinin değişimin veya yaşlanan işgücünün emekliliği/devri belirli görevleri yerine getiren işçileri değiştirecektir. Değişim, donanım güvenilirliğini geliştirmek ya da operasyon verimliliği veya güvenliğini artırmak için istenebilmektedir. Kontrolsüz veya yetersiz analiz edilmiş değişiklik, istenmeyen sonuçlar doğurabilir ve hata veya kazalara neden olabilir.

Değişim analizi özellikle sistem güvenliği alanındaki değişikliklerden kaynaklanan kazaların gizli unsurlarını belirleme konusunda yararlıdır. Değişim analizi istenmeyen sonuçlara neden olabilecek planlı veya plansız değişiklikleri incelemektedir. Bir kaza araştırmasında, bu teknik, daha öncesinde ne olduğu veya ne beklendiği ile gerçek olaylar dizisi arasındaki farkı analiz ederek kazayı analiz etmek amacıyla kullanılmaktadır. Değişim analizini gerçekleştiren araştırmacılar, kazasız durum ile kaza

(27)

senaryosu arasındaki belirli farklılıkları tanımlamaktadır. Bu farklılıklar, kaza nedeni veya etmeni olup olmadığının belirlenmesi amacıyla değerlendirilir.

Değişim analizinin kullanımı oldukça basittir. Şekil 3.4’te gösterildiği gibi, altı adımdan oluşmaktadır. Araştırmacıların diğer teknikler ile elde ettiği sonuçları, değişim analizi sonuçları ile birleştirdiği son adım, kaza ile ilgili kapsamlı bir anlayış geliştirilmesi açısından çok önemlidir. Bir değişim analizi yapılırken, araştırmacılar değişikliklerin yanı sıra bu değişikliklerin sonuçlarını da belirlemektedir. Ayrım önemlidir, çünkü sadece değişimin sonuçlarının belirlenmesi, araştırmacılara kazanın tüm nedensel faktörlerini belirlemek amacıyla teşvikçi olmayabilir. Değişim analizi sonuçları tek başına olabilir, ancak diğer tekniklerle elde edilen sonuçlar ile birlikte kullanıldıkları zaman çok daha yararlıdır. Örneğin, değişim analizi sonuçlarının olay ve nedensel faktörler grafiğine işlenmesi, potansiyel nedensel faktörleri belirlemeye yardımcı olmaktadır.

Şekil 3.4. Değişimin analiz süreci.

Bir değişim analizi gerçekleştirmek için, analistin temel bir duruma ihtiyacı vardır. Bu temel durum,

• Kazadan önceki aynı durum (örneğin bir önceki vardiya, geçen hafta veya ay) • Bir model veya ideal durum (örneğin; dizayn edilmiş veya tasarlanmış)

• Genel olarak farklılıkların belirlenmesi ve böylece kazanın nedensel faktörlerinin saptanması için kaza silsilesinin kazasız haldeki aynı durum

Kaza Silsilesini Tanımla

KIYASLA Farklılıkları Belirle

Kazasız Silsileyi Tanımla

Farklılıkların Kazaya Etkisini Analiz Et

Sonuçları Olay ve Nedensel Faktörler

(28)

(örneğin kazadan önceki operasyon şartları) ile kıyaslanması önerilmektedir. Karşılaştırmanın etkili olabilmesi için, araştırmacıların bu temel olay ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmalıdır

• Değişim analizlerinde, potansiyel nedenleri belirlemek için farklı olay ve koşullar sistematik olarak gözden geçirilip analiz edilmektedir

Değişim analizi, şu koşullar altında en etkili olmaktadır;

• Bir önceki “kazasız” veya tipik durum hâlihazırda dokümante edilmiş veya yeniden inşa edilebilir durumdadır

• İyi tanımlanmış ideal bir durum vardır

• Prosedürlerde tanımlanan işe ile uygulanan iş aynıdır

Aşağıda belirtilen veri kaynakları kaza veya olay öncesinde yapılan çalışma kapsamında sistem, tesis ve süreç ile ilgili iyi bir çalışma bilgisinin edinilmesi amacıyla bir başlangıç noktası olabilir. Ancak, girdi gereksinimlerinin listesi, özel durumlar ve araştırma ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yapılmalıdır.

• Ayrıntılı planlar

• Ekipman açıklama belgeleri • Çizimler

• Şemalar

• İşletme ve bakım prosedürleri • Görevler ve sorumluluklar

• İş/görev tanımları • Personel nitelikleri

• Risk değerlendirme sonuçları • Performans göstergeleri

• Personel iş yükü istatistikleri

Soruşturma ilerledikçe, bazı değişikliklerin önemsiz olduğu ve liste dışı kalması gerektiği açıkça belli olmaktadır. Kazanın anlaşılması için önemli görünen diğer değişiklikler, daha sonra değişim analizi çalışmasına işlenerek organize edilebilir.

(29)

Değişim analiz tablosu yapılarak “Önceki, İdeal veya Kazasız Durum” sütununda, temel durumda meydana gelen (veya meydana gelmiş olması gereken) ilgili olay veya koşul tanımlanır. “Fark” sütununda ise, kaza durumu ile temel durumdaki olay veya koşul farklılığı kısaca tanımlanır. Her bir değişimin kaza üzerindeki etkisi tartışmalı ve Değişim Analiz Tablosunun son sütununda değerlendirme bölümüne kaydedilmelidir.

3.1.4. Yönetim Sistemi Analizi

Uluslararası ölçekte, İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili gerçekleştirilen olay araştırmalarında kusur oranı dağılımı ile ilgili herhangi bir yöntem kullanılmamaktadır. Bunun nedeni, kuruluşların iş sağlığı ve güvenliği kültürünün olgunluk seviyelerinin gerektirdiği şartlardır. Güvenlik kültür seviyesi yüksek olan kuruluşlarda, olay araştırmada kararların içeriğini anlama ve olayı izah etmeye odaklanılır.

Şekil 3.5’te de gösterildiği gibi, organizasyonel güvenlik olgunluk seviyesi ile ilgili yaygın kabul gören model, Edgar H. Schein tarafından 2004 yılında geliştirilen “Üç Seviyeli Model” dir [10]. Sistem temelli yönetim yaklaşımı 4 seviyeli model olarak ele alınacaktır.

Şekil 3.5. Kuruluşun iş sağlığı ve güvenlik (İSG) kültürü olgunluk düzeyi.

Güvenlik kültür seviyesi yüksek olan kuruluşlarda, olay araştırmada kararların içeriğini anlama ve olayı izah etmeye odaklanılır. İş sağlığı güvenliğinde insan performansı değerlendirilirken insanların ne yaptığının ve neden yaptığının sorgulanması operasyonları iyileştirecek çözümleri daha doğru analiz edebilmeyi sağlar.

Edgar H. Schein tarafından geliştirilen üç seviyeli kültür modeli uyarınca, güvenlik kültürü olgunluk seviyeleri aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır:

Birinci Seviye – Kural temelli (çalışanı suçla): Bu seviyede, kuruluş güvenlik gereksinimlerini dış şart olarak değerlendirir ve güvenlik şartlarının başarılması gereken bir davranış boyutu olarak görmez. Dış şartlar, yasal ve diğer düzenleyici şartlardır. Güvenlik ile ilgili davranışsal farkındalık seviyesi çok düşüktür. Güvenlik, yasalar ve

(30)

yönetmeliklere uyumluluk ile başarılabilecek teknik bir konu olarak görülür. Seviye 1 deki kuruluşların bazı karakteristikleri [10].

• Sorunlar öngörülmez ve organizasyon sorun ortaya çıktıktan sonra reaksiyon gösterir

• Bölümler ve fonksiyonlar arasındaki iletişim zayıftır • İşbirliği ve ortak karar alma sınırlıdır

• Hata yapan çalışanlar kurallara uymadıkları için suçlanırlar • Yönetimin görevi kuralları zorla uygulatma olarak görülür • Kuruluş içinde ve dışında dinleme veya öğrenme azdır

• İnsanlar sistemin bir bileşeni olarak görülür (mekaniğe ait bakış açısı) • Yöneticiler ve diğer çalışanlar arasında muhalif bir ilişki vardır

• Uzun vadeli sonuçlarına bakılmaksızın, insanlar itaatleri için ödüllendirilirler İkinci Seviye – Hedef temelli (yaptırımları artır): Bu seviyede dış şartların (yasal ve diğer şartlar) yokluğunda bile güvenliği önemli bir organizasyonel amaç olarak dikkate alır. Davranışsal konular ile ilgili gelişen bir farkındalık olmasına rağmen, bu boyut güvenlik yönetiminde yoktur. Güvenlik hedefler veya amaçları başarmak olarak görülür. Seviye 2’deki kuruluşların bazı karakteristikleri [10].

• Yönetim, bölümler arası ve fonksiyonlar arası iletişimi teşvik eder

• Yönetimin hatalara müdahalesi daha fazla kontrol ve prosedür oluşturarak ve eğitim vererek gerçekleşir

• Yönetimin görevi hedeflerin başarıldığından ve ilgili iş hedeflerinin çalışanlar için anlaşılır olduğundan emin olmaktır

• Kuruluş, özellikle yeni teknikleri ve en iyi uygulamaları dış gruplardan öğrenmeye isteklidir

• Ortak hedefleri tartışmak için fırsat olmasına rağmen, çalışanlar ve yönetim arasında muhalif bir ilişki vardır

• Uzun vadeli sonuçlarına bakılmaksızın çalışanlar hedeflenenin üzerinde çalıştıkları için ödüllendirilirler

(31)

• Daha çok teknolojinin etkinliğini artırma bakış açısıyla insan ve teknoloji ara yüzü dikkate alınır

• Daha fazla takım çalışması vardır • Organizasyon sorunlara reaktif yaklaşır

Üçüncü Seviye – İyileştirme temelli (hatadan ders çıkar): Bu seviyedeki bir organizasyon sürekli iyileştirme fikrini benimser ve bunu güvenlik kavramına uygular. İletişim, eğitim, yönetim tarzı, etkinlik ve verimin artırılması üzerine güçlü bir vurgu vardır. Kuruluştaki insanlar güvenlik üzerine kültürel konuların etkisini anlar. Seviye 3’ teki kuruluşların bazı karakteristikleri [10].

• Olası sorunlar önceden sezilir ve oluşmadan ele alınır • Bölümler ve fonksiyonlar arasında işbirliği iyidir

• Güvenlik ve üretim hedefleri arasında uyuşmazlık yoktur

• Hemen hemen tüm hatalar süreç değişkenliği olarak görülür ve suçlanacak kişi bulmak yerine ne olduğu üzerine odaklanılır. Hataların oluşmasının altında yatan sebepler düzeltilir

• Yönetimin görevi insanların performansını artırmak için çalıştırmak olarak görülür

• İnsanlara katkılarından dolayı saygı gösterilir ve değer verilir • Yönetim ve çalışanlar arasındaki ilişki karşılıklı desteğe dayanır

• İnsanlar kültürel konuların etkilerinin farkındadırlar ve bu kültürel konular karar alma sürecinde dikkate alınır

• İnsanlar, prosesleri iyileştirdikleri için ödüllendirilirler

• İnsanlar, ihtiyaçlarını karşılamayı dikkate alan ve sadece teknik verimliliği başarmanın konu olmadığı bir organizasyonel sistemin önemli bir parçası olarak görülürler

Dördüncü Seviye – Sistem Güvenliği temelli: Bu seviyede organizasyon, işyerinde sürekli iyileştirme temelli olmasına karşın üretim araçları, bina ve eklentileri ve tesisat ve proseslerde olası değişiklik durumlarında ya da yeni üretim alanı açılmasında, tedarikçilerinin / alt işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği yaklaşımından emin olunması

(32)

için artık risklerin tespitini yetkin danışmanlarla gözetim ya da üçüncü taraf denetimi sağlama yaklaşımını uygular. Risk değerlendirme modeli görev bazlıdır.

Çalışanlar yapılan işin tüm boyutları ile etkileşim içinde olduklarından dolayı, kazayı sadece çalışanlardan kaynaklı hareketlerden değil, kazanın sonucu ile ilgili tüm faktörlerin değişkenlerinden kaynaklandığı kabul edilir. Bu faktörler yardımcı işçilerin faaliyetlerindeki değişkenlik, liderlerin beklentileri, iş prosedürlerinin tamlığı ve doğruluğu, tedbirlerin etkinliği ve kuruluş temel politikaları olabilir. Bu ilişki, normal değişkenlerin beklenmeyen kombinasyonunun kaza ile sonuçlanabileceği doğrusal olmayan bir hata modeli ile ifade edilir [7].

Edgar H. Schein tarafından tanımlanan güvenlik kültürü olgunluk seviyelerinden de anlaşılacağı üzere, en yüksek olgunluk seviyesi olan “İyileştirme temelli”, bize göre sistem temelli, seviyede kazanın oluşmasından sorumlu olanları cezalandırmaktan ziyade kazanın ne şekilde meydana geldiği, kazaların altında yatan kök sebep analizi, alınması gereken güvenlik tedbirleri, hatanın tekrarlanmaması için alınacak önlemler ve bu tedbirlerin etkinliği ve sürekliliğinin sağlanması üzerine odaklanılmaktadır [10]. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemlerinde benimsenen sürekli iyileştirme yaklaşımı kapsamındaki Planla, Uygula, Kontrol Et Önlem Al (PUKÖ) döngüsü etkin ve doğru bir şekilde uygulandığında, güvenlik kültürü olgunluk seviyesinin geliştirilmesinde kuruluşlara fayda sağlamaktadır. Sonuç olarak, uluslararası ölçekte gerçekleştirilen kaza analizlerinde organizasyonel sorumluluk, yetki ve hesap verebilirlik bağlamında kusur oranı dağılımı ile ilgili herhangi bir metot kullanılmamaktadır.

Yönetim sisteminin analizi yapılarak 3. seviye olgunlukta olan ya da bu tez ile öneri de bulunulan sistem temelli yönetim anlayışını benimseyen işyerlerinde meydana gelen kazalarda işveren veya işveren vekillerinin kusurlu olma ihtimali az olacaktır.

3.2. SİSTEM GÜVENLİĞİ İLE İŞ GÜVENLİĞİ İLİŞKİSİ DAĞILIMI

Sistem güvenliği temel ile iş sağlığı güvenliği ilişkili üretim yapılacak yerde kullanılacak her türlü tesis, donanım, üretim araçları ve üretim organizasyonlarında olabilecek tehlike kaynaklarının bulunması ve tehlikelerin oluşturacağı risklerin tahmin edilmesi ve artık risklerin nasıl yönetileceğinin kurallarını koyarak hizmete alımının sağlanmasıdır. Sistemi sağlayanların el kitapları yoluyla yapacakları artık risk yönetimi, ürerim yapılacak yerdeki iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin ana unsuru olana

(33)

risk değerlendirmesinde girdisi olarak kullanılacaktır. Bir sistemin yaşam döngüsü tasarım, Şekil 3.6’da da ifade edildiği gibi, imalat, hizmete alma ya da kurulu, kullanım, bakım onarım, servisten çıkarma ve geri dönüşüm şeklinde olacaktır.

İşyerlerinde tasarım ve üretim aşamalarında yapılacak tehlike tanımlamaları ve bu tehlikelerin oluşturacağı riskler, mühendislik önlemleri diye adlandırılan yöntemlerle ve bu konuda çıkarılmış bulunan standartlara da uygun olarak önlenir ya da asgari seviyeye çekilir. Asgari seviyedeki riskler artık risklerdir.

Şekil 3.6. Kuruluşun iş sağlığı ve güvenlik (İSG) kültürü olgunluk düzeyi.

Sistemi imal edenler kullanıcıya sistemi teslim eder iken, kendileri tarafından yetkilendirilmiş servisler üzerinden kurulum ve hizmete alımını yaparak, sistem riskleri ve güvenliği hakkında ve artık risklerin nasıl yönetileceği üzerine el kitabı teslim etmesi gerekir. Hizmete alım esnasında el kitabındaki bütün unsurların anlaşıldığından emin olunmasını sağlar. Kullanıcı işveren bu bilgileri risk değerlendirmesinin girdisi olarak kullanır. Dolayısı ile iş sağlığı ve güvenliği, sistem güvenliği çıktıları üzerine bina edilir.

Yönetim sistemlerinde bu anlamda bir yaklaşım, ANSI Z10 da görülebilmekte ancak karışık şekilde ifade edilmektedir. Şöyle ki; risk değerlendirmesinin tehlike bazlı veya görev bazlı yapılabileceği ifade edilmektedir. Tehlike bazlı risk değerlendirmesine ile kısıt getirmemektedir. İşyeri organizasyonlarından kaynaklanan risk değerlendirmesinde tehlike organizasyondan kaynaklı ise tehlike bazlı değerlendirmeden bahsedilebilir

(34)

ancak sistem tehlikeleri hariç tutulmaz ise karmaşa oluşturacağı aşikârdır. Bu sebeple görev bazlı risk değerlendirmesi işyerleri için tek seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Görev bazlı risk değerlendirmesi hangi risklerin hangi tedbirlerle yönetileceği ve kimin sorumlu olduğunu da tespit edeceğinden olası kazalarda kusur dağılımını da alt yapısını oluşturacaktır. Bu yaklaşım aynı zamanda işyerindeki risklere karşı alınması gereken tedbirlerin kimler tarafından yönetileceği konusunda açık bir ortam yaratacaktır. Sistem güvenliği ile ilgili risklerin yönetilmesinde başarısızlık olmuşsa tasarım, imalat ve servise alma işini yapanlar sorumlu olacak, artık riskleri yönetmek üzere önerilen tedbirlerde başarısız olunmuşsa işyerinde bu anlamda görevli olanlar sorumlu diğer bir değişle kusurlu olacaktır. Kaza önleme araçları olarak kullanılan yönetim sistemleri görev yetki ve sorumluluk yaklaşımlarında ve risk değerlendirmelerinde bu yaklaşım bulunmamaktadır.

(35)

4.

KAZALAR SEBEBİYLE ORTAYA ÇIKAN ZARARLAR VE

HUKUKİ SONUÇLARI

Meydana gelen kazalar sonucu ortaya çıkan zararların tazmini ile ilgili temel üç kanun çerçevesinde hukuki sorumluluklar ortaya çıkmaktadır. Bu kanunlar 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’dur.

Sosyal sigortalar hukuku açısından zarar verici olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağının belirlenmesinde meydana gelen kaza ile zarar arasında uygun nedensellik bağının varlığı aranır.

İş kazası nedeniyle işverenin hukuki sorumluluğunun doğması için kaza niteliğini taşıyan bir kazanın olması, kaza ile yürütülen iş arasında uygun nedensellik bağının bulunması, işverenin kusurlu olarak iş güvenliği önlemlerini almaması, bunun sonucunda da işçinin bedensel ya da ruhsal bir zarara uğraması veya ölmesi şeklinde bir zararın ortaya çıkmış olması gerekmektedir.

Bu husus Şekil 4.1’de açık bir şekilde özetlenmiştir.

Şekil 4.1. Kazalarının unsurları.

İşçinin başına gelen kazanın iş kazası sayılabilmesi için kazanın iş ile ilgili olması gerekir. Meydana gelen zararın iş kazası sonucunda ortaya çıkmış olması gerekir. İş yerinde meydana gelen bir olayın iş kazası sayılarak hukuki sorumluluk doğurması ancak bu olay sonucunda birilerinin zarar görmesi ile olur.

(36)

4.1. ZARAR ÇEŞİTLERİ

İşyerlerinde meydana gelen iş kazaları sonucunda çalışanlar iş göremezlik ve ölüm gibi zararlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Oluşabilecek muhtemel zararlar Şekil 4.2’de açık bir şekilde özetlenmektedir.

Şekil 4.2. İşyerinde meydana gelebilecek zararların çeşitliliği.

Mevzuatta bir kaza sonucu bedensel veya ruhsal bir zararın sebep olduğu çalışamama durumu iş göremezlik olarak adlandırılır. Bir kaza sonucu bedensel veya ruhsal bir zarara uğrayan işçinin geçici olarak çalışamaması durumuna geçici iş göremezlik denmektedir. İşçinin kaza sonucu uğradığı bedensel veya ruhsal zarar sebebiyle meslekte kazanma ve çalışma gücünde sürekli nitelikte bir azalmanın doğması hali ise kalıcı iş göremezlik olarak tanımlanmaktadır. Kaza sonucu, bedensel ve ruhsal gücün, artık düzenli bir gelir sağlanamayacak ya da çok düşük miktarda sağlanabilecek şekilde yitirilmesi durumu meslekte kazanma gücünün kaybı olarak nitelendirilirken; kaza sonucu, bedensel ve ruhsal genel çalışma gücünün düzenli bir gelir sağlanamayacak ya da çok düşük miktarda sağlanabilecek şekilde yitirilmesi ise çalışma gücünün kaybı olarak tanımlanmaktadır.

4.2. İŞVERENİN GÖZETME BORCU - TEDBİR ALMA ZORUNLULUĞU

İş hukukunda işverenin gözetme borcu işçinin kişilik haklarını, sağlığını, bedensel bütünlüğünü ve hayatını işyeri ortamından ve işten kaynaklanan risklere karşı koruması anlamına gelmektedir. İşverenin bu borcunun hukuki dayanağı 6098 Sayılı Türk Borçlar

(37)

Kanunu 417. maddesidir. Türk Borçlar Kanunu 417. maddesi uyarınca;

“İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir [11].”

İşverenin tedbir alma zorunluluğu İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasında tanımlanmıştır. Bu maddede “İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür [3] ” denmektedir yükümlülüğün çerçevesi ise;

Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar. İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar. Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır. Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır şeklinde tanımlanmaktadır.

4.3. KAZA SONUCU DOĞAN HUKUKİ SORUMLULUKLAR

İş kazası ve meslek hastalıkları meydana geldikten sonra hukuki ve cezai durum Şekil 4.3’te özetlenmiştir. Meydana gelen kazalar nedeniyle, gözetme borcu ediminin yerine getirilmemesi üzerine ortaya çıkan zararın niteliğine göre maddi tazminat ve manevi tazminat davaları açılabilir. Bu davalar, on yıllık zaman aşımına tabidir. Bununla birlikte 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince meydana gelen kaza sebebiyle gerek yapmış olduğu sağlık harcamalarını ve gerekse çalışanın çalışamama durumundan kaynaklanan tahsil edilemeyen prim kayıpları ile iş göremezlik süresince ödenecek maaştan kaynaklanan kayıpları öne sürerek bu kayıpları telafi etmek için kusurları oranında işverene, üçüncü şahıslara veya işçiye rücu edebilir.

(38)

Kusur yoksa rücu davası açılmamaktadır. Hal böyle olunca kusur koşulunun nasıl yerine getirildiği kazadan etkilenecek taraflar açısından birincil önem arz etmektedir.

Diğer taraftan zararın tazmini dışında çalışanın korunması için gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine ortaya çıkan zarar sonucunda Türk Ceza Kanunu uyarınca taksirle yaralamaya veya ölüme neden olma suçlarının gerçekleşmiş olması durumunda sorumlu kişiler 85. ve 89. maddelerde öngörülmüş olan hapis cezaları ile cezalandırılırlar [12]. Taksirle, diğer bir değişle kusura dayalı ceza öngörülmesi kusurun ya da kusur oranının nasıl tespit edildiği konusuna odaklanmaya sebep olmaktadır.

Şekil 4.3. İş kazası ve meslek hastalıkları meydana geldikten sonra hukuki ve cezai durum.

4.3.1. Hukuksal Sonuçlardan Etkilenme

Kazalar sonucu ortaya çıkan zararların karşılanması için kaza sebeplerinin bulunması ve bu sebeplerin kimlerin sorumluluk alanlarına girdiğini, kiminle ilişkili ya da illiyet bağı bulunduğunu bulmak için yargı süreci başlatılmaktadır. Ortaya çıkan zararın büyüklüğüne göre şikâyete bağlı ya da re’sen davalar açılabilmektedir. Davalarda kusurlu taraf ve bu kusur sebebiyle ortaya çıkan zararın tazmininin kimin yapacağı yargılama sonucu tespit edilmektedir. İSG kanununa göre işverenin riskleri önleme konusunda mutlak sorumlu olması bütün davalarda kusurlu görülmesine ve dolayısı ile zararı tazmin eden ya da bedelinin ödeyen taraf olarak karşımıza çıkmaktadır. Mevcut hukuk sisteminde işveren kusursuz olsa bile “kusursuz sorumluluk” ilkesi ile tazminat ödeme durumunda kalabilmektedir. Kazanın her ne olursa olsun kaçınılmazlık,

(39)

önlenmesi mümkün olmayan sebeplerden meydana geldiği kanaatine varılırsa kusursuz sorumluluk ilkesi uygulanmaya alınmaktadır.

Kusursuz sorumluluk (sebep sorumluluğu), ilke olarak, zarara sebep olma düşüncesine dayanır. Bu tür sorumluluğun gerçekleşmesi için, sorumluluğu doğuran olayla zarar arasında sebep-sonuç ilişkisinin varlığı yeterlidir. Kusur, sebep sorumluluğunda kurucu bir unsur olmaktan çıkmıştır. Bu tür sorumlulukta, kusur şartının aranmaması söz konusudur. Burada sorumluluk, kusur yerine, kanunun öngördüğü belirli bir olguya bağlanmıştır. Sorumluluğun bağlandığı olgulara; gözetim veya objektif özen ödevinin ihlali, tehlikeli bir işletme veya nesneye (şeye) sahip olma gibi olgular örnek olarak gösterilebilir. Esasen, bütün sebep sorumluluğu halleri için geçerli tek ortak unsur, bu tür olgularla en zarar arasında uygun bir illiyet bağının bulunmasıdır. Bu tür olgular ile eşe zarar arasında uygun bir illiyet bağının bulunması, sorumluluğun kurulması için yeterlidir [13].

 Maddi Tazminat

Borçlar hukukunda maddi tazminat, işçinin kaza sonunda ölmüş olup olmama durumuna göre iki ayrı şekilde düzenlenmiştir.

 İş Göremezlik Tazminatı

Türk Borçlar Kanunu 49.madde uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür [11].” Bununla birlikte Türk Borçlar Kanunu 54. madde uyarınca maddi

tazminat kapsamında aşağıdaki zarar kalemleri talep edilebilir; • Tedavi giderleri

• Kazanç kayıpları

• Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar • Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar

 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

İş kazası veya meslek hastalığı sonucunda hayatını kaybeden işçinin desteğinden yararlanan kimselere ödenen bir tazminattır. Bu tazminatı, ölenin sağlığında fiilen baktığı ya da ölüm meydana gelmeseydi ileride bakacağı kişiler talep edebilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

A number of centuries ago, new ways were developed to make ki­ lims, freeing the maker to use flo­ ral and other naturalistic motifs Known as 'palace kilims' because it

Çevre ve İSG boyutlarının belirlenmesi için izlenecek metotların oluşturulması, yetki ve sorumlulukların belirlenmesi, bulunan Çevre boyut ve İSG tehlike kaynaklarının

Örnek verilen kireç fabrikasında ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi uygulamaları ve dokümantasyonu bir olarak

ĠĢ sağlığı ve güvenliğinde amaç çalıĢanların çeĢitli faktörlere maruziyetlerinin azaltılması olduğundan dolayı seramik sağlık gereçleri iĢletmesinde, L tipi

The odds ratios of all stroke and ischemic stroke were 1.32 and 1.66, respectively, for those who consumed well water with an arsenic content of ≥50μg/L compared with those

The ANN'&apo s;s ability to discriminate outcomes was assessed using receiver operating characteristic (ROC) analysis an d the results were compared with a

Çitin altını kapatmaları, izin almamalarına gösterilen bir tepkiydi.. Kapının açık tutul- ması ise misafirlere karşı gösterilen

In this study, the STAP- LCMV algorithm was proposed to estimate the direction of arrival of the target when an interference waves existed in the radio channel.When an