• Sonuç bulunamadı

İstanbul aşığı edebiyatçılar...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul aşığı edebiyatçılar..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İstanbul Aşığı Edebiyatçılar...

ir İstanbul belgeselcisl!

Ahmed Rasitn bir yazısında şöyle demişti:

''beme kış, yaz... Yaz! Kaleminin ucuna nasıl gelirse öyle yaz... Yolda yaz. Tramvayda, otomobilde, trende, arabada, vapurda, kayıkta, dur, otur, hopla, zıpla yaz!...111 Aynen söylediği gibi yaptı üstad... Ustası bellediği, "kırk beygir gücündeki yazı makinesi" Ahmet Mithat Efendi'ye taş çıkartırcasına durmadan yazdı. Fıkra yazdı, roman yazdı, hikaye yazdı, anı yazdı, tarih yazdı, hatta şarkı sözü yazdı.

Ama en çok da İstanbul'u yazdı. Tutkuyla bağlandığı bu kentin, OsmanlI'dan Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar uzanan değişik dönemlerini bütün yönleriyle gözlerimizin önüne serdi. Kendine özgü diliyle, gerçek bir İstanbul panoraması çizdi. Ve hep bir belgeselci titizliğiyle davrandı.

İSTANBUL İÇİN KIRK KİTAP!

1939-1941 yıllan arasında Yeni Mecmua'da "Edebi Portreler" çizen Hakkı Süha Gezgin'in "üst dudağını örten bıyıklarım nikotinle komatikli idi. Yumuşak tombul ellerinde cigara yakarken hafif bir titreme sezilirdi. İspirto ile pürüzlenmiş azıcık kısık, kalın bir sesi, ortadan kısa bir boyu vardı..." diye tanımladığı Ahmet Rasim, "katışıksız" bir İstanbul çocuğuydu. Her köşesini karış karış dolaştığı kenti avucunun içi gibi biliyor, insanlarını sanki tek tek tanıyordu. Sayıları yüz kırkı bulan kitaplarının kırkında sadece İstanbul'u konu edinmesinin nedeni de buydu zaten.

Gerçekten de, neler yoktur ki üstadın kitaplarında:

İstanbulluların yaşayışı, dönemin terbiye anlayışı, eğitim sistemi, açık ya da gizli kadın-erkek ilişkileri, sanat ve düşünce tartışmaları, meyhaneleri, eğlence ve mesire yerleri, ulaşım araçları, istasyonları, durakları, iskeleleri, çarşı ve pazarları, ramazan eğlenceleri, dedikoduları, kafes arkası sohbetleri, batakhaneleri, kumarbazları, balıkçıları, tulumbacıları, imamları, muhtarları, dili, argosu, şiveleri... Kısacası, İstanbul dendiğinde akla gelebilecek her şey!

TEK BAŞINA RAKI İÇİLMEZ"

Kitaplarıyla adeta bir 'İstanbul kütüğü" oluşturan Ahmed Rasim aynı zamanda bir "hayat adamı"ydı. Bu nedenle en çok içki ve eğlence alemlerinde boy gösterdi. Yedi, içti, güldü, güldürdü, çapkınlık yaptı. Doyumsuz sohbetlere, musiki meclislerine katıldı. Tanık olduğu her şeyi, çarpıcı ve ayrıntılı gözlemlerini de katarak, yanından hiç ayırmadığı not defterine geçirdi.

Örneğin, bir yazısında rakı içmenin inceliklerini şöyle sıraladı:

"Rakının kendisinden çok, meclisi güzeldi. Tek başına oturup rakı içilmez. Birkaç gönül arkadaşı, kafa arkadaşı olacak. Sonra rakı, öyle bir saatte lıkır lıkır içilip kalkılmaz. Konuşa konuşa, yudum yudum içeceksiniz, rakı mutlaka suyla içilir. En güzeli bir rakı, bir buçuk sudur... Meze, mevsimin meyveleri olacak: Kışın elma, portakal, mandalina... Yazın kavun, çilek, vişne, hıyar, domates ve beyaz peynir... Bitti mi? Hafif sıcak bir yemek..! En iyisi yağsız ızgara et..."

Yazı hayatı elli yılı bulan ve ömrünün son beş yılını İstanbul milletvekili olarak geçiren Ahmed Rasim için en "hoş" değerlendirmelerden birini de, tıpkı onun gibi bir İstanbul yazarı olan tarihçi Reşat Ekrem Koçu yaptı:

"...

Ahmet Rasim'in eserlerin i sıkarsak, h e r birinden İstanbul'un kokusu, esansı damlar!"

AHMET RASİM

A hm edRasim 'den b iram ...

PAPAZIN BAĞINDAKİ ÖZEL KÖŞE'

Bugünkü Fen erbahçe Stadı'm n yakın lan ... Papazın Bağı denilen ağaçlıklı b ir düzlük... B ahriyeli Davut Bey adın da biri burayı kiralam ış, d ah a çok ken di keyfi için özel bir m eyhane halin e getirm iş. Gerçekten fa rk lı bir y er burası. Davut Bey gözünün tutmadığı müşterileri içeri almıyor, sadece can dan dostlarını kabu l ediyor.

Bu özel m eyhaneyi sık sık ziyaret edenlerden biri d e A hm ed Rasim. B ir g ece yin e M ahm ud Sadık Bey, bestekâr Lem i Bey, bestekâr Bimen Şen ve ressam M uazzez B eyle oturmuş içiyorlar. Çok geçm eden kapıda üç bıçkın beliriyor. İçeri girip içki içm ek istiyorlar. M eyhanenin sah ibi Davut Bey onlardan hiç hoşlanm ıyor:

"Bugün baham ın ölüm yıldönüm ü. Rakı yok. Gidin başka yerde için!" diyerek hepsini kovuyor.

A dam lar bu işe çok bozuluyorlar. Gitm em ekte direniyorlar. İçlerinden biri, köşedeki m asada dem lenen Ahm ed Rasim Bey'le arkadaşların ı işaret ediyor:

"İyi am a karşı m asadaki beyler içiyorlar ya!"

Üstad A hm ed Rasim bu arsızlığa fe n a h alde sinirleniyor. K elebek gözlüklerinin üstünden pişkin m üşteriye bakıyor ve şöyle diyor:

"Biz ailed en iz evlâd. Yas tutuyoruz!"

- 6ct- ûlb

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

(iptidaî insan yoktur. İptidaî araçlar vardır. Fikir, başlangıçın- llk insan iptidaî bir matematik sahibidir, ölçü olarak dirseğini, ayağını, adımını., kullandı,

Beton gibi demirle teçhiz edilebilirse de bu çakıl diğer çakıldan hafif olduğu için daha az mukavemetli olur.. 4 — Celotex — Bu madde 11 milimetre ka- lınlığında,

den aşağı omamak üzere murabba taksimatla asmulende bırakılan tel- lere esaslı surette raptedilerek bu tellerin üzerine 8 lik kamış- lar 2 kat olarak bağlanmış ve

Son zamanlara kadar yapılan ve hiçbir karakteri olmıyan binalar yerine; yeni evlerimize, esasen eskiden pek bariz bir surette mevcut olan mimarî karakterimizi vermek için yapı- lan

[r]

Avrupa şehirlerinde meydanla- rın veya mahallelerin tanzim projeleri için açılan müsabaka- lara o şehrin sakinleri olan bütün mimarlar iştirak ederek, meslekî bilgi

Yeni yapılacak şehirlerin plânları çok daha esaslı olmalı, bü- tün halkın refahını gözönünde tutup işe oradan başlamalı ve hayatın, iktisadî yaşayışın, yapı

Eğer halkın sıhhatini ve vatanına karşı maddî ve manevî rabıtasını temin edan bu mesken işi ihmal edilecek olursa o mlilelin kalkınması için yapılacak diğer ça-