• Sonuç bulunamadı

K a y b e t t i ğ i m iz d e ğ e r l e r: B E D Rİ R A H Mİ E Y Ü B O Ğ LU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "K a y b e t t i ğ i m iz d e ğ e r l e r: B E D Rİ R A H Mİ E Y Ü B O Ğ LU"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K a y b e t t i ğ i m i z d e ğ e r l e r :

B E D R İ R A H M İ E Y Ü B O Ğ L U

Doç. Devrim ERBİL

Türk Sanat ve kültür dünyası. Bed-ri Rahmi Eyüboğlu'nun ölümü ile renkli ve ünlü bir ustasını yitirdi. Batı dünyası içinde Picasso'nun varlığı ne anlam taşı-yor idiyse, Eyüboğlu'nun varlığı da ülke-miz için o anlamı taşırdı. Ele avuca sığ-mazlığı, yaratıcılığın bütün boyutlarını zorlamak, çevresini etkilemek, ve giderek çağının bir sanat simgesi olarak üne, yaygınlığa kavuşmak gibi kişilik yapısı-nın ortak özellikleri, sanat davranışı ve yaşam biçimlerinin benzer yanlarıdır. E-yüboğlu, Türk Sanat ve Kültür oluşumuna ressam, şair, öğretici, konuşmacı sanat yazarı ve düşünürü olarak yadsınmaz kat kılarda bulunmuştur. Bu çok yönlü ve-rimli ve yaratıcı kişiliğinin etkileri yakın çevresinin sınırlarını aşmış, dar bir çev-renin sanatçısı olmaktan öte toplumun malı olabilmek ayrıcalığına ulaşmıştır. Üne ve yaygınlığa kavuşmasında şairliği-nin ve yazarlığının büyük payı vardır. Ne varki, Eyüboğlu'nun bu yönleri herşeyden önce resminin bütünleyici unsurlarıdır. Şiirlerinde sözcüklerle çok renkli resim-ler yaptığı görülür. Onun fırça izresim-lerinde boya ve renk tadları izlenir. Onun şiir tutkusu, insan belleklerine akıldan çıkma yacak resimler çizme tasasıdır bir ba-kıma; insan hayal güçlerinde her an ye-şerip filizlenecek, tazelik ve canlılığını yitirmeyecek renk ve biçim ilişkileri ku-rabilme özleminin sözcüklerden oluşmuş bir başka çeşnisi, ya da düşündüğü, tasar-ladığı resim olaylarının eskizidir. O-nun şiirleri, şiirlerinden akılda kalan renk-lerle bezenmiş bir dünyadır. Resimlerin-deki şiir bu ustaca birleşmenin ürünüdür.

Yazarlığı öğreticiliğinin bir uzantı

siydi. Yakından tanıyanlar ve öğrencileri çok iyi bilirler ki, o her zaman iyi bir Akademi hocası olması ile övünmüştür. Bugün yaşayan türk resminin pek çok tanınmış sanatçısı onun atölyesinden ye-tişmiştir. Aslında, Eyüboğlu, günümüzün bütün ressamlarına bir şeyler vermiştir. Bazısına yüreklilik, bazısına teknik bilgi-ler. Ama, hepsine öğrettiği ortak ilke ise, sanatın bir coşku ve sevinç kaynağı ol-duğudur. Yaşamının temel ilkesi ve fel-sefesi; yaşamı olanca gücüyle sevecen-liği ile kucaklamak onunla bütünleşmekti.

İnsanoğluna sunulmuş tüm nimetim tadını çıkarmak gerekti. O, yaşamın bi yüsünü kavramıştı! Bütün iş sevgidera Dünyaya sevgiyle bakan, işini aşkla yi pan mutlaka başarıya ulaşırdı. Onun hoş lık mucizesi bu yalın ama büyük ger$F bağlıydı.

Onca, bir ressam gördüklerini; gularını, düşündüklerini başkalarına v< rebilmek için yaşamla, bütünlenmesr, |j işi büyük bir aşkla ve coşkuyla yapı® gerekti.

gerçea

(2)

Bedri Rahminin bir mozaik yapıtı Kendi yaşamı ve sanatı coşkusunun

kanıtıdır.

Eyüboğlu, açık . seçik ve anlaşılır olmaktan yanaydı. Bütün yazıları, şiirleri ve resimleri bunu belgeler. Halka ulaş-mak, onun kültürüyle yakından tanışulaş-mak, isterdi. Bu nedenle yerli köklerden yarar-lanma, bu toprakların ve geleneklerin bi-rikimini değerlendirme yoluna gitti. Bü-yük uygarlıkların kavşağı Anadolu'da ge-lişim halk sanatlarını ve özellikle köy nakışlarını severek inceledi. Kendi topra-ğının mail olan bu eserlere duyduğu ilgi sanatını ekledi. Eyüboğlu'nun kişiliğini belirleyen coşkunluk, şiir dolu bir dünya yaratmak ve hayâl gücünün zenginliği bu etkilerle birleşince türk resmi güçlü bir sanatçı kazanmış oluyordu.

Resimleri bu halk sevgisinin, Anado-lu nakışının kokusunu taşıdı uzun süre. Son işlerinde, renk diğer resim eleman-larından daha çok ilgilendiriyor sanatçıyı, Rengin gücüne olan köklü inancını çeşitli

malzeme olanaklarını zorlayarak renge yepyeni tadlar kazandırmakta kullanıyor. Eyüboğlu, bütün gücüyle renge çullanı-yor. Renk tutkusunu renge alışılmadık tadlar kazandırmakta kullanıyor. Boyanın anlatımına yetmediği yerde renkli kumla-rı, taşları deniyor. Mozaikler, seramikler yapıyor; resim yüzeyini tual bezi olmak-tan kurtarıyor. Boyaları alışılmadık biçim-lerde kullanıyor; serpiyor akıtıyor, kazı-yor. Gerektiğinde bez parçaları, renkli camlar yapıştırıyor, ya da kağıtları bu-ruşturuyor. Bütün . didinmeleri dünyamıza getirmek istediği bir çeşni ve insanları renkle düşündürebilmek için.

Bedri Rahmi Eyüboğlu resim sanatı-nın yapıda yer almasısanatı-nın gerekliliği inan-cındaydı. «Mimarlık, resme kendi içinde yer verip onu göçebelikten kurtaramadığı sürece resim sanatından söz edilemez» derdi. Mimarların ressamı, nakışçıyı, se-ramikçiyi desteklemesiyle ortaya çok o-lumlu işlerin çıkacağına böylelikle halkın

sanatla karşılaşma ' larının artacağına ini sındaki tarih

yutlarına uygun bir biçimde varolup i nı mutlu kılan, yaşamını daha sevimli ya-pan bir biçimde sürmesini dilerdi. Çok sayıda yapıya mal olmuş mozaik, mik, vitray panoları, onun sanatının gün-lük yaşama karışıvermiş, sevimli, alımlı örnekleridir. Ülkemizde mimarların larında ressama daha çok iş vermeler nunda, Türk resminin daha bir sağlıklı ge-lişeceği, serpilip boy atacağı konusunda-ki düşünceleri uzun süre canlılığını ve geçerliğini koruyacağa benzer.

Bütün değerleri ile bîr büyük ustayı, verimli bir çağında erken yitirmenin acısı gönüllerimizden kolay silinemiyecek.

Ne varki onun resmi şimdiden bir e-kol, düşünceleri de yol gösterici birer öğ-reti, olmuştur.

Bunlar yaratıcı kişinin ölümsüzlüğü anlamını da içerir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bal i Işın, Affan Galip Kırımlı, Atıf Ceylân Bedi Sargın, Reha Ortaçlı, Muzaffer Seven, Ve- dat Erer, Ekrem Yene!, Cevdet Beşe, Fethi Tulgar, Feyyaz Baysal, Münir Arısan,

Türkiye’nin birçok farklı coğrafyasından bir araya gelen üyelerimiz sayesinde çok farklı kültürleri tanımamızın yanı sıra yanı sıra çok renkli sohbetlere de ev

Şahap Sıtkı, Ahmet Hamdi Tanpmarla konuştum, Varlık; nr./139, 2 Şubat, .1947, s. Ôztürkmcn, 'Profesörlerimiz konuŞuyiır :- Tanzimat edebiyatı profesörü şair

[r]

Bu program, anne –çocuk cimnastiğinden gelen çocuklar ( 5 - 8 ) yaş cimnastik temel eğitimi programına katılırlar. Temel eğitimin alt yapısını oluştururken,

• Toplumsal cinsiyet kalıplarının yardımıyla kadın ve erkek arasındaki farklar doğumdan itibaren egemen ideoloji tarafından toplumsal denetimin sağlanması için inşa edilir

6. Derneğin, gerek kamu kuruluşları, gerekse ulusal ve uluslararası kuruluşlara yaptığı işbirliği ve anlaşmalarda, Yönetim Kurulu kararları

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet