%■
9 HAZİRAN 1983
( dunlaş sanat/edebiyat
• •Ö nem senip ta rtışılm a sı
gereken b ir ilk rom an
Cevdet Bey ve Oğullan / Yazan: Orhan Pamuk /
Karacan Yayınları 587 sayfa.
Atilla ÖZKIRIMU
1983 O rh an K em al R o m a n ö d ü lü ’n ü n verildiği Cevdet Bey ve Oğulları, O r h a n P am uk’u n ilk rom anı. 1974-1978 y ıllarında yazıl mış. Y ayım lanm am ış yapıt larla k a tılm a n 1979 M ili- yet R om an Y arışm ası'nda birinciliği M ehm et Eroğlu’ n u n «Issızlığın Ortası» (ad lı rom anıyla paylaşm ış. K i- taplaşm ası oldukça geç: 1982. Bu a ra d a rom anın K a ran lık ve Işık olan adını değiştirm iş O rhan Pam uk. T arihselliğl ç a ğ rıştıra n «Cevdet Bey ve Oğulları»nı seçmiş.
Oysa ödül kazandığı için kendisiyle sıcağı sıcağına yapılm ış konuşm alarda Pa m u k ’u n da belirttiği gibi, «Cevdet Bey ve Oğulları» ta m bir tarih sel ro m an de ğil. T arih, O rhan Pam uk için ro m an ın ın yapısını o- lu ştu rm ad a bir araç. Ya da başka bir söyleyişle, rom a n ın ın kurm aca gerçekliği n in o tu rtulduğu som ut bir çerçeve. R om ancının, ta rih sellik yer yer bir atm osfer niteliğine bürünse de ele aldığı tarih sel kesitleri yan sıtm ak gibi bir am acı yok çünkü.
Z am an olarak 1905 (bir g ü n ), 1936-1939 ve 1970 (bir gün) yıllarının alındı ğı üç a n a bölümde, tü ccar Cevdet Bey’le oğullarını ve o n ların çevresini anlatıyor O rh an Pam uk. B irinci bö lüm de Cevdet Bey’i, ikinci bölüm de oğlu Refik’i, üçün cü bölüm de İse to ru n u Ah m e t’l (R efik’in oğlu) ek sen olarak alıyor. Her bö lüm de bu eksen kişilerle ilişkili ikinci, üçüncü kişi ler de çevreyi oluşturuyor. Ama «Cevdet Bey ve Oğul ları» hem bir ailen in ro m a nı, hem değil, ö rn ek se, 1- kinci bölümde R efik’in iki ark ad aşı Ömer ve M uhittin, Cevdet Bey ve ailesinin öte ki bireylerinden d a h a önde. Giderek ikinci bölüm ün ek sen kişisinin R efik değil.
R efik -Ö m er-M u h lttin üçlüı sü olduğu bile söylenebilir. Ü stelik Ömer de. M uhittin de s a lt R efik’in çevresi o- la ra k değil, kendi çevrele riyle de alm ıyorlar. Dolayı sıyla o n lara bağlı başka ki şiler de giriyor rom ana.
Şimdi soralım : Neyi, n a sıl an latıy o r O rh an P a m uk?
Bir tü ccar ailesini b irb i rin i so n ralay an üç ayrı za m a n kesitinde alarak Türk burjuvazisinin tarih sel ge lişim ini mi? Yoksa Türk burjuvazisinin oluşum unda ki kendine özgülüğün y a ra t tığı bireysel so ru n ları mı? Ya d a burjuvalığa soyunan la rın burujva olam ayışları m , a la tu rk a a lafran g alık
-Romam başarılı kılan,
yalnızlık,
mutsuzluk,
ölüm gibi temaları de.
rinlemesine
araştıran
bir yapıda kurulması.
Ama bu kurmaca ger.
çekliğin kurgusal bir
biçimde aktarılışı aynı
zamanda kimi kusurla,
n da yanında getiriyor.
la rın ın doğurduğu çelişki leri m i? Gerek bireysel, ge rekse toplum sal kurtuluşu a ra y a n kişilerin, burjuva y a d a küçükburjuva ay d ın
la rın düştükleri çıkm azlar m ı? H ayatla uzlaşm anın ya d a uzlaşm am anın getirdiği b irbirinden fark lı bireysel d ram ları mı?
«Cevdet Bey ve Oğullan» n ı okurken, bu ve b una ben zer birçok soruya hem evet, hem de h ayır y an ıtı verile bilir rah atlık la. Ayrıca O r h a n Pam uk’u n kendisi de, a n latıcı olarak, olguları, ki şileri betim lerken, on ların aracılığıyla belli in san i iliş kierl, ro m anda y aşan an ger çekliği sergilerken, açık ke sin bir y a n ıta yönelm esini istem iyor okurun. Belli t e
m a la r alıyor; yalnızlık, m ut suzluk, ölüm gibi ve ro m a n ın ı bu tem aları d erin le m esine a ra ş tıra n bir yapı da kuruyor.
Bu açıd an O rhan P am uk’ u n küçüm senem eyecek bir başarıya ulaştığını belirtm e liyim. Ama b a n a göre, r o m an ı başarılı k ılan bu ya pısal özellik, k u rm aca bir gerçekliğin kurgusal bir bi çim de aktarılışı, aynı za m an d a kim i k u su rları da yan ın d a getiriyoi. B ütünle me kaygusu, özellikle ikinci bölümde sark m alara, g er çeklik duygusunun yitmesi ne yol açıyor çünkü. T em a la r üzerinde yoğunlaşıldığı için kişiler çok boyutluluk kazanam ıyor ve h a y a ta ge çirilem iyor. B aşka bir söy leyişle, kişiler tek yanlı ger çektikler olarak alınıp bütü n ü oluşturm ada ku llan ılı yor. H epsinin o rtak özelli ği ise yalnız oluşları. Bir de yenik düşm eleri. Şöyle ya d a böyle. M utsuzluk, ö- lüm düşüncesi, sevgisizlik bu yalnızlığı büyütüyor. D üşlenenin gerçekle uyuş mazlığı ya da çatışm ası ise yenilgiyi hazırlıyor. D eni lebilir ki, belli bir tlplem ey le genelde in san ın durum u, dolayısıyla toplum sal d u rum üzerine düşünceler ge liştiriliyor rom anda. K işile rin, bireysel p la n d a y a n ıt lam aya çalıştıkları «Ne yap mali?» sorusu, toplum sal k u rtu lu şla çakışıyor. Ama ne kişilerin bireysellikleri n in çok yönlülüğü, ne de toplum un soru n salın ın k a r m aşıklığı irdeleniyor. R o m an ın yapısı bunu engelli yor çünkü.
Sonuçlarken, «Cevdet Bey ve O ğ u lla rın ın erdem leri ve kusurlarıyla önem senip tartışılm ası gereken bir ro m an olduğunu söylem eli yim. Bu tartışm a, son yıl lard a gündem e gelen Türk ro m an ın a ilişkin soruları yanıtlayıcı İpuçlarını, özel İlkle yapı sorunu açısından, getirebilir kanısındayım . Ay rica O rh an P am uk'un bu ilk rom anıyla İkinci rom a n ını bekleten bir yazar ol duğu da u n u tu lm am alı d e rim .