• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin zaman yönetimi becerileri ile iş doyumları arasındaki ilişki

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Öğretmenlerin zaman yönetimi becerileri ile iş doyumları arasındaki ilişki"

Copied!
190
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖĞRETMENLERİN ZAMAN YÖNETİMİ BECERİLERİ İLE İŞ DOYUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

Elife İLERLEYEN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI EĞİTİM YÖNETİMİ VE DENETİMİ BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)

i

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİSİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 3 (üç) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Elife

Soyadı : İLERLEYEN

Bölümü : Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı / Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı

İmza :

Teslim Tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Öğretmenlerin Zaman Yönetimi Becerileri ile İş Doyumları Arasındaki İlişki

İngilizce Adı : The Relationship Between The Job Saticfactıon And Teachers Time Management Skills

(3)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı : Elife İLERLEYEN

(4)

iii

Jüri onay sayfası

Elife İLERLEYEN tarafından hazırlanan “Öğretmenlerin Zaman Yönetimi Becerileri ile İş Doyumları Arasındaki İlişki” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans / Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet ŞEREN

Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve

Ekonomisi Ana Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi ………

Başkan: Prof. Dr. Temel ÇALIK

Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve

Ekonomisi Ana Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi ………

Üye: Doç. Dr. Bekir BULUÇ

Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı,

Gazi Üniversitesi ………

Tez Savunma Tarihi: 20/11/2014

Bu tezin Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans/Doktora tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

(5)

iv

TEŞEKKÜR

Bu araştırmanın yürütülmesinde ve ortaya konmasında desteklerini benden esirgemeyen saygıdeğer tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Mehmet ŞEREN’e, yüksek lisans eğitimim süresince bilgilerini esirgemeyen ve emeği geçen tüm değerli hocalarıma sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım. Ayrıca çalışma esnasında güven ve desteklerini benden esirgemeyen değerli ailem ve tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.

(6)

v

ÖĞRETMENLERİN ZAMAN YÖNETİMİ BECERİLERİ İLE

İŞ DOYUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Elife İLERLEYEN

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Eylül, 2014

ÖZ

Araştırmanın amacı, öğretmenlerin zaman yönetimi becerileri ile iş doyumları arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Araştırmanın örneklemini 2013-2014 eğitim öğretim yılında Sinop il genelinde bulunan ortaokullarda görev yapan 297 öğretmen (156 kadın ve 141 erkek) oluşturmaktadır. Veriler, Britton ve Tesser tarafından geliştirilen, 2002’de Alay ve Koçak tarafından Türkçe’ye uyarlanan Zaman Yönetimi Anketi ve 1985’te Baycan tarafından uygulaması yapılarak geçerliliği ve güvenirliği test edilen İş Doyumu Anketi ile toplanmıştır. Veriler değerlendirilmesi için; SPSS 17.00 programına aktarılarak, betimsel istatistikler, bağımsız örneklem t-testi, tek yönlü varyans analizi, LSD testi ve pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık seviyesi 0.05 olarak belirlenmiştir. Araştırma sonuçları; öğretmenlerin yüksek düzeyde zaman yönetimi (zaman planlaması, zaman tutumları ve zaman harcattırıcılar) becerilerine sahip olduklarını göstermektedir. Öğretmenlerin zaman yönetimi becerileri cinsiyete, medeni duruma ve eğitim durumuna göre anlamlı bir şekilde değişmemektedir. Fakat öğretmenlerin zaman yönetimi becerilerinde yaşlarına, hizmet sürelerine ve branşlarına bağlı olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Bununla birlikte öğretmenlerin yüksek düzeyde iş doyumuna (içsel doyum ve dışsal doyum) sahip oldukları görülmüştür. Öğretmenlerin iş doyumları; cinsiyete, medeni

(7)

vi

duruma, eğitim durumuna ve yaşa göre anlamlı bir şekilde değişmemektedir. Fakat öğretmenlerin iş doyumlarında mesleki kıdem ve branşa bağlı olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Araştırmada ulaşılan diğer bir sonuca göre, öğretmenlerin zaman yönetimi becerileri ile iş doyumları arasında düşük düzeyde, pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Zaman, zaman yönetimi, iş doyumu, öğretmen Sayfa Adedi : xvii + 172

(8)

vii

THE RELATIONSHIP BETWEEN THE JOB SATICFACTION AND

TEACHERS TIME MANAGEMENT SKILLS

(Master’s Thesis)

Elife İLERLEYEN

GAZI UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATION SCIENCES

September, 2014

ABSTRACT

The aim of this research is to state the relation between time management and job satiety of teachers.The sample of the research was applied to 297 teachers who work in schools in Sinop during 2013-2014 academy year.The data was collected by means of ‘Time Management Survey’,developed by Britton and Tesser and translated into Turkish by Alay and Koçak, and ‘Job Satiety Survey’ which was performed and tested by Baycan in 1985.Figurative statistics,independent sample t-tests, undirectional variance analysis, LSD test and Pearson correlation test were used to evaluate the data.Statistical Relevance Degree was 0.05.

The results of the research; the teachers have a large amount of time management skills. These skills of the teachers don’t change with regard to their sex, marital status and education status. But there are changes with regard to their age, tenure of service and their branches. Besides that, it was found that the teacher have a large amount of job satiety (internal and external satiety) .The job satiety of the teachers don’t change with regard to their sex, marital status and education status, on the contrary, it changes with regard to the length of service

(9)

viii

and their branches.Another result is that there is a little,positive and meaningful relation between time managemet and job satiety of teachers.

Science Code :

Key Words : Time, time management, job satisfaction, teacher Number of Pages : xvii + 172

(10)

ix

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİSİ İZİN FORMU ... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

JÜRİ ONAY SAYFASI ... iii

TEŞEKKÜR ... iv

ÖZ ... v

ABSTRACT ... vii

İÇİNDEKİLER ... ix

TABLOLAR LİSTESİ... xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xvii

BÖLÜM I ... 1 GİRİŞ ... 1 1.1. Problem Durumu... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 4 1.3. Araştırmanın Önemi ... 5 1.4. Araştırmanın Varsayımları ... 6 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 6 1.6. Tanımlar ... 6 BÖLÜM II ... 7 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 7

(11)

x

2.1. Zaman Yönetimi ... 7

2.1.1. Zaman Kavramı ve Önemi ... 7

2.1.2. Zaman Yönetimi Kavramı ve Önemi... 23

2.1.3. Öğretmenlik Mesleği ve Zaman Yönetimi ... 46

2.2. İş Doyumu ... 48

2.2.1. İş Doyumu Kavramı ve Önemi ... 48

2.2.2. İş Doyumu Kuramları ... 50

2.2.3. İş Doyumuna Etki Eden Faktörler... 64

2.2.4. İş Doyumunun Sonuçları ... 77

2.2.5. İş Doyumsuzluğunun Sonuçları ... 77

2.2.6. Öğretmenlik Mesleği ve İş Doyumu ... 78

2.3. İlgili Araştırmalar ... 80

2.3.1. Zaman Yönetimi ile İlgili Yapılan Araştırmalar ... 81

2.3.2. İş Doyumu İle İlgili Yapılan Araştırmalar ... 83

BÖLÜM III ... 87 YÖNTEM... 87 3.1. Araştırmanın Modeli... 87 3.2. Evren ve Örneklem ... 88 3.2.1. Araştırma Evreni ... 88 3.2.2. Araştırma Örneklemi ... 89

3.3. Veri Toplama Araçları... 94

3.3.1. Kişisel Bilgi Formu ... 94

3.3.2. Zaman Yönetimi Envanteri ... 94

3.3.3.İş Doyumu Ölçeği... 97

3.4. Verilerin Toplanması ... 101

(12)

xi

BÖLÜM IV ... 103

BULGULAR VE YORUM ... 103 4.1. Öğretmenlerin Zaman Yönetimi Becerilerine İlişkin Bulgular ... 103 4.1.1. Öğretmenlerin “Cinsiyet” Değişkenine Göre Zaman Yönetimi Becerilerine İlişkin Bulgular ... 105 4.1.2. Öğretmenlerin “Medeni Durum” Değişkenine Göre Zaman Yönetimi Becerilerine İlişkin Bulgular... 106 4.1.3. Öğretmenlerin “Eğitim Durumu” Değişkenine Göre Zaman Yönetimi Becerilerine İlişkin Bulgular... 108 4.1.4. Öğretmenlerin “Yaş” Değişkenine Göre Zaman Yönetimi Becerilerine İlişkin Bulgular ... 109

4.1.5. Öğretmenlerin “Mesleki Kıdem” (Hizmet Yılı) Değişkenine Göre Zaman Yönetimi Becerilerine Yönelik Bulgular ... 115 4.1.6. Öğretmenlerin “Branş” Değişkenine Göre Zaman Yönetimi Becerilerine İlişkin Bulgular ... 121 4.2. Öğretmenlerin İş Doyumuna İlişkin Bulgular... 132 4.2.1. Öğretmenlerin “Cinsiyet” Değişkenine Göre İş Doyumlarına İlişkin Bulgular ... 133 4.2.2. Öğretmenlerin “Medeni Durum” Değişkenine Göre İş Doyumlarına Yönelik Bulgular ... 134 4.2.3. Öğretmenlerin “Eğitim Durumu” Değişkenine Göre İş Doyumlarına Yönelik Bulgular ... 135 4.2.4. Öğretmenlerin “Yaş” Değişkenine Göre İş Doyumlarına Yönelik Bulgular ... 136 4.2.5. Öğretmenlerin “Mesleki Kıdem” (Hizmet Yılı) Değişkenine Göre İş Doyumlarına Yönelik Bulgular ... 138 4.2.6. Öğretmenlerin “Branş” Değişkenine Göre İş Doyumlarına Yönelik Bulgular ... 142

(13)

xii

4.3. Öğretmenlerin Zaman Yönetimi ile İş Doyumları Arasındaki İlişkiye Yönelik

Bulgular ... 145 BÖLÜM V... 149 SONUÇ VE ÖNERİLER ... 149 5. 1. Sonuç ... 149 5. 2.Öneriler ... 152 KAYNAKLAR ... 155 EKLER... 165

(14)

xiii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Zaman Planını Değerlendirme Tablosu ... 13

Tablo 2. Zaman Yönetimi Tablosu ... 35

Tablo 3. Zaman Planını Değerlendirme Tablosu ... 38

Tablo 4. Zaman Çizelgesi ... 43

Tablo 5. Evrene Dâhil Olan Ortaokulların Merkez ve İlçelere Göre Dağılımı ... 88

Tablo 6. Evrene Dâhil Olan Öğretmenlerin İlçelere ve Cinsiyete Göre Dağılımı ... 89

Tablo 7. Örnekleme Dâhil Öğretmenlerin İlçelere ve Cinsiyete Göre Dağılımı ... 91

Tablo 8. Örnekleme Dâhil Öğretmenlerin Demografik Değişkenlerine Göre Frekans Dağılımı ... 91

Tablo 9. Örnekleme Dâhil Olan Öğretmenlerin Okullara Göre Dağılımı ... 93

Tablo 10. Zaman Yönetimi Ölçeğinin Güvenirlik Katsayısı ... 95

Tablo 11. Zaman Yönetimi Ölçeğinin Alt Boyutlarına Göre Güvenirlik Katsayısı ... 96

Tablo 12. Ölçeğin Alt Boyutlarına Göre Dağılımı ve Yüzdeleri ... 96

Tablo 13. Zaman Yönetimi Ölçeğinde Bulunan Maddelerin Aralık Puanları ... 97

Tablo 14. Zaman Yönetimi Ölçeğinde Bulunan Olumsuz Maddelerin Aralık Puanları ... 97

Tablo 15. İş Doyumu Ölçeğinde Bulunan Maddelerin Aralık Puanları ... 98

Tablo 16. . İş Doyumu Ölçeğinde Yer Alan Maddelerin Alt Boyutlara Göre Dağılımı ... 99

Tablo 17. İş Doyumu Ölçeğinin Güvenirlik Katsayısı ... 100

(15)

xiv

Tablo 19. Öğretmenlerin Zaman Yönetimi ve Alt Boyutlarına Verdiği Cevapların Ortalama ve Standart Sapma Değerleri ... 104 Tablo 20. Zaman Yönetimi Ölçeği Puanlarının Cinsiyete Göre T-Testi Sonuçları ... 105 Tablo 21. Zaman Yönetimi Ölçeği Puanlarının Medeni Duruma Göre T-Testi Sonuçları 107 Tablo 22. Zaman Yönetimi Ölçeği Puanlarının Eğitim Durumuna Göre T-Testi Sonuçları ... 108 Tablo 23. “Yaş” Değişkenine Göre Zaman Yönetimi Envanteri Puanlarının Betimsel İstatistikleri ... 109 Tablo 24. Öğretmenlerin Zaman Yönetimi Envanteri Puanlarının “Yaş” Değişkenine Göre ANOVA Sonuçları ... 110 Tablo 25. Öğretmenlerin “Yaş” Değişkenine Göre “Zaman Tutumları” Alt Boyutundaki Becerilerini Gösteren LSD Testi Sonuçları ... 112 Tablo 26. Öğretmenlerin “Yaş” Değişkenine Göre “Zaman Harcattırıcılar” Alt Boyutundaki Becerilerini Gösteren LSD Testi Sonuçları ... 113 Tablo 27. Öğretmenlerin “Yaş” Değişkenine Göre “Genel Zaman Yönetimi” Becerilerini Gösteren LSD Testi Sonuçları ... 114 Tablo 28. “Mesleki Kıdem” Değişkenine Göre Zaman Yönetimi Envanteri Puanlarının Betimsel İstatistikleri ... 115 Tablo 29. Öğretmenlerin Zaman Yönetimi Envanteri Puanlarının “Mesleki Kıdem” Değişkenine Göre ANOVA Sonuçları ... 116 Tablo 30. Öğretmenlerin Mesleki Kıdemlerine (Hizmet Süresi) Göre “Zaman Planlaması” Becerilerini Gösteren LSD Testi Sonuçları ... 118 Tablo 31. Öğretmenlerin Mesleki Kıdemlerine (Hizmet Süresi) Göre “Zaman Harcattırıcılar” a Karşı Becerilerini Gösteren LSD Testi Sonuçları ... 119 Tablo 32. Öğretmenlerin Mesleki Kıdemlerine (Hizmet Süresi) Göre “Genel Zaman Yönetimi” Becerilerini Gösteren LSD Testi Sonuçları ... 120 Tablo 33. Öğretmenlerin Branşlarına Göre “Zaman Planlaması” Alt Boyutu Puanlarının Betimsel İstatistikleri ... 122

(16)

xv

Tablo 34. Öğretmenlerin “Zaman Planlaması” Alt Boyutu Puanlarının Branşlarına Göre

ANOVA Sonuçları ... 123

Tablo 35. Öğretmenlerin Branşlarına Göre “Zaman Planlaması” Becerilerini Gösteren LSD Testi Sonuçları ... 123

Tablo 36. Öğretmenlerin Branşlarına Göre “Zaman Tutumları” Alt Boyutu Puanlarının Betimsel İstatistikleri ... 126

Tablo 37. Öğretmenlerin “Zaman Tutumları” Alt Boyutu Puanlarının Branşlara Göre ANOVA Sonuçları ... 127

Tablo 38. Öğretmenlerin Branşlarına Göre “Zaman Harcattırıcılar” Alt Boyutu Puanlarının Betimsel İstatistikleri ... 127

Tablo 39. Öğretmenlerin “Zaman Harcattırıcılar” Alt Boyutu Puanlarının Branşlara Göre ANOVA Sonuçları ... 128

Tablo 40. Öğretmenlerin Branşlarına Göre “Zaman Yönetimi” Puanlarının Betimsel İstatistikleri ... 129

Tablo 41. Öğretmenlerin “Zaman Yönetimi” Puanlarının Branşlarına Göre ANOVA Sonuçları ... 129

Tablo 42. Öğretmenlerin Branşlarına Göre “Genel Zaman Yönetimi” Becerilerini Gösteren LSD Testi Sonuçları ... 130

Tablo 43. Öğretmenlerin İş Doyumu ve Alt Boyutlarına Verdiği Cevaplara İlişkin Ortalama ve Standart Sapma Değerleri ... 132

Tablo 44. İş Doyumu Ölçeği Puanlarının Cinsiyete Göre T-Testi Sonuçları ... 133

Tablo 45. İş Doyumu Ölçeği Puanlarının Medeni Duruma Göre T-Testi Sonuçları ... 134

Tablo 46. İş Doyumu Ölçeği Puanlarının Eğitim Duruma Göre T-Testi Sonuçları ... 135

Tablo 47. “Yaş” Değişkenine Göre İş Doyumu Ölçeği Puanlarının Betimsel İstatistikleri ... 136

Tablo 48. Öğretmenlerin İş Doyumu Ölçeği Puanlarının “Yaş” Değişkenine Göre ANOVA Sonuçları ... 137

(17)

xvi

Tablo 49. “Mesleki Kıdem” Değişkenine Göre İş Doyumu Ölçeği Puanlarının Betimsel İstatistikleri ... 139 Tablo 50. Öğretmenlerin İş Doyumu Ölçeği Puanlarının “Mesleki Kıdem” Değişkenine Göre ANOVA Sonuçları ... 140 Tablo 51. Öğretmenlerin Mesleki Kıdemlerine (Hizmet Süresi) Göre “İçsel Doyum”larını Gösteren LSD Testi Sonuçları ... 141 Tablo 52. “Branş” Değişkenine Göre İş Doyumu Ölçeği Puanlarının Betimsel İstatistikleri ... 142 Tablo 53. Öğretmenlerin İş Doyumu Ölçeği Puanlarının “Branş” Değişkenine Göre ANOVA Sonuçları ... 144 Tablo 54. Zaman Yönetimi ve İş Doyumu Arasındaki Korelasyon Analizi... 145 Tablo 55. Zaman Yönetiminin Alt Boyutları ile İş Doyumu Arasındaki Korelasyon Analizi ... 146 Tablo 56. Zaman Yönetimi ile İş Doyumunun Alt Boyutları Arasındaki Korelasyon Analizi ... 147

(18)

xvii

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Etkin zaman yönetimi süreci (Ferner’den aktaran Akgemci, vd., 2008, s. 236). ... 30

Şekil 2. Enerji eğrisi (Adair ve Adair, 1999, s. 86). ... 40

Şekil 3. Makro bakış açısıyla güdüleme süreci(Gürel ve Gürüz, 2009, s. 280) ... 51

Şekil 4. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi(Gürel ve Gürüz, 2009, s. 284). ... 52

Şekil 5. Herzberg’in Çift Etmen Kuramı(Özer ve Topaloğlu, 2008, s. 94). ... 55

Şekil 6. Maslow ve Alderfer’in Gereksinim Kuramları arasındaki ilişki(Özer ve Topaloğlu, 2008, s. 92). ... 56

(19)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Araştırmanın bu bölümünde, ilgili literatür özetlenerek, ele alınan problemin durumuna, araştırmanın amacına, önemine, varsayımlara, sınırlılıklara ve araştırmada kullanılan tanımlara yer verilmektedir.

1.1. Problem Durumu

Yirmi birinci yüzyıl, insanlara önceki yüzyıllarla karşılaştırılamayacak oranda bir hareketlilik ve hız kazandırmıştır. Bu ise insanları hem çevresindekilerle hem de kendiyle sürekli bir yarış, koşuşturma ve değişim içinde çalışmalarını, böyle bir çevre içinde yaşamlarını sürdürmeleri sonucunu doğurmuştur. Bireyin doğumundan ölümüne kadar yaşamını sürdürdüğü her evrede “zaman” en önemli bir unsur haline gelmiştir. Özellikle de değişimin çok hızlı boyutlara ulaştığı günümüzde; harcanan zamanın geriye döndürülememesi, yerine yenisinin konulamaması ya da biriktirilememesi zamanın diğer kaynaklara göre ayrı bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. Zaman, bir nevi hayat sermayesidir. Gelişigüzel ve sorumsuz bir şekilde harcandığında, insanın hayatında birçok hayal kırıklığı yaşatabildiği gibi değerine göre sarf etmeden harcandığında da insanda en büyük doyumu sağlayabilir.

Zaman bir anlamda bir ölçü birimidir; çeşitli bağlamlarda bize verilen süredir (Balcı, 1990, s. 96). Çoğumuz, yeterli zamanımız olmadığından yakınırken bazıları da aynı zaman süresi içinde diğerlerine göre daha fazla iş yapmayı becerebilmektedirler. Bu da hepimizin sahip olduğu zamanın aynı, ancak zamanı algılayışlarımızın farklı olduğunu göstermektedir.

(20)

2

Zaman, dünyadaki bütün her şeyin en uzunu ve en kısası, en hızlısı ve en yavaşı, en küçüğü ve en büyüğü, en fazla ihmal edileni ve kaybından ötürü en fazla pişmanlık duyulanıdır (İşcan, 1999, s. 26). Zamanı etkin kullanamama; toplumun değişken özelliğini yakalayamama ve onun gerisinde kalma anlamına gelir. Burada zamanı etkin kullanmak; aralıksız çalışmak demek değil, çalışırken bir taraftan da doyum elde etmeyi başarabilmektir. Bu da zaman yönetimini beceri haline getirmekle mümkün olabilir.

Zaman yönetimi, “amaçlara ve hedeflere ulaşmada önemli bir kaynak olan zamanı verimli kullanma çabasıdır (Uğur, 2000, s. 19). Todd L. Pearson,“Zaman yönetimi kavramının yanlış kullanıldığını belirterek” zamanın yönetilemeyeceğini, sadece kendimizi zamana göre yönetebileceğimizi ifade ederken; D. T. Hall de “insanlar zamanı yönetemezler fakat sahip oldukları zamanı daha iyi kullanabilirler” demektedir (Deniz’den aktaran, Akbaş, Karagöz, Kıngır ve Mesci, 2010). Dolayısıyla zaman belli bir hızla akıp gittiği için önemli olan zamanı yönetmek değil, bireyin kendini zaman içinde yönetebilmesidir. Zaman yönetimi özünde kendimizi yönetmektir (Balcı, 1990, s. 42).

Her şeyden önce akla gelen sorulardan biri, “Zaman, gerçekten yönetilebilir mi?” sorusudur. Aslında zaman, soyut bir olgu ve gerçek olup, bir insanın zamanın akışını durdurması, zamana müdahalede bulunması mümkün değildir. Ancak insan, yaşamındaki olayları kontrol altına alarak, yani kendini yöneterek zaman kazanabilir, zamanı etkili bir biçimde değerlendirebilir (Can, 2005, s. 81).

Zamanı kullanmada plansız ve programsız hareket etmek ya da her şeyi “akışına bırakmak” bireyde bir süre sonra zaman baskısına yol açabilir. Zaman baskısı da bireyde strese, kaygıya, gerilime, tatminsizliğe ve huzursuzluğa itecek bu da aldığı kararları olumsuz yönde etkileyecektir. Zamanı profesyonelce yönetebilen herkes, onu rasyonel kullanmayı beceri haline getirmiş kimseler olabilir.

Zaman yönetimi alanında yapılan birçok araştırma sonucu; bir bireyin, toplumun, örgütün vb. kurumların hangi meslekten olursa olsun, başarılı olmasında ve yaptığı işten doyum almasında zamanın etkili ve verimli kullanılması gerektiğini işaret etmektedir (Aydın ve Gürbüz, 2012, s. 17). Gerek bireyin gerekse toplumun hayat kalitesinin yükselmesi için zamanın israf edilmeden verimli bir şekilde kullanılması gerekmektedir.

Günlük hayatta sıklıkla kullanılan bazı sözler vardır: “Hiç zamanım yok”, “zaman bana yetmiyor”, “keşke zamanı geri alabilsem” gibi. Bu gibi sözleri söylemenin nedenlerini düşündüğümüzde, aklımıza ilk gelenlerden bazıları; verilen iş yükünün kapasiteyi aşması

(21)

3

nedeniyle yoğunluğun yaşanması ya da zamanın etkin kullanılamadığının göstergesi olarak, bireyde endişe ve stresi arttıracak, sağlıksız, gergin ve depresif bir tavırla, çevresine yarar vereceğine zarar veren biri haline gelebilecektir (Kıngır, 2007, s. 1).

Zaman belki herkes için önemlidir ama özellikle de değişimin ve gelişimin süreklilik arzettiği eğitim kurumlarında bu önem çok daha büyüktür. Eğitimin bir süreç olduğu ve bu süreçte de en önemli öğenin “insan” öğesi olduğu göz önüne alındığında eğitim kurumlarında zamanın etkili ve verimli kullanılması üzerinde önemle durulması gereken bir husustur.

Eğitim kurumlarının üretim alt sistemi olan okullar geleceğin nitelikli ve toplumun ihtiyaç duyacağı insan gücü ihtiyacını yetiştirmek üzere var olduklarına göre, kurumda bu hedefi gerçekleştirecek olan öğretmenlerin okulun en önemli öğesi olduğu söylenebilir. Öğretmenler; öğrenme, öğretme sürecinin, sınıf içi etkinliklerin sorumlusu ve yöneticisidir (Sarpkaya vd., 2010, s. 202).

Öğretmenlerin eğitim ortamlarını düzenlemek, insan ilişkilerini başarılı bir şekilde yönetmek, öğrencileri güdülemek ve uygun öğretim yöntemlerini seçmek gibi önemli görevleri vardır. Ayrıca öğretmenler diğer eğitim iş görenleri ile birlikte, öğrencilerine ve topluma, eğitsel düşünceyi, hizmeti ve malı kapsayan eğitsel ürünler verirler. Böylece eğitim örgütlerinin ve okulların örgütsel, yönetsel ve eğitsel amaçlarının gerçekleşmesini sağlarlar (Başaran, 1994, s. 67). Öğretmenlerin örgütsel misyon ve vizyonlarını gerçekleştirme düzeyleri kendilerinin ve böylelikle de öğrencilerin zamanlarını en iyi şekilde kullanma ve kullandırmalarına bağlıdır. Zamanın etkili kullanılabilmesi için endişe ve stres düzeyinin en aza indirgenmesi, çalışma zamanlarının optimizasyonu, zaman baskısının minimize edilmesi, örgüt yapısının günün koşullarına uyarlanarak revize edilmesi vb. gibi önlemlerin ihmal edilmemesi gerekmektedir (Yeşil, 2009, s. 3).

Zamanı iyi yönetebilen öğretmen, mevcut zamanda daha çok iş yaptığı gibi zamandan tasarruf sağlayarak zaman baskısını üzerinde hissetmez ve daha az gerilim yaşar. Bu da yaptığı işin kalitesini artırır ve işinden doyum sağlamasına neden olur. Öğretmenlerin örgütsel etkililik açısından oynadığı rollerin önemi de dikkate alınarak öğretmenlerin iş doyumu, üzerinde önemle durulması gereken bir husustur.

Bir toplumun daha sağlıklı, mutlu ve üretken olması, çalışanların üst düzeyde doyum sağlamalarıyla ilişkilidir. Çünkü çalışma hayatı, insan yaşamının 1/3 ünü oluşturmaktadır

(22)

4

(Çardak, 2002, s. 21). İşinden doyum sağlayan öğretmenin hem ruhsal açıdan hem de sosyal yaşamında mutlu olabileceği gibi bu sağlanamadığında ise devamsızlık, tembellik gibi olumsuz davranışlar ortaya çıkabilecektir. Bu durumun, eğitim sisteminin niteliğini giderek azaltacağı ve uzun vadede nitelikli insan gücü yetiştirme çabalarını da olumsuz yönde etkileyeceği söylenebilir.

Yapılan araştırmalar, iş doyumu yüksek olan öğretmenin, eğitime katkısının ve performansının yüksek olduğunu göstermektedir (Çardak, 2002; Dündar, 2011; Yıldırım, 2001). Bu tür çalışmalar ise; öğretmenlerin iş doyumlarını ve bunları etkileyen faktörlerin belirlenip, okullarda öğretmenlerin iş doyumunu arttıracak önlemlerin alınması gerekliliğinin önemli olduğunu göstermektedir.

Tüm bunlara bakıldığında öğretmenlerin iş doyum düzeylerinin bireysel ve toplumsal açıdan önemli olduğu düşünülmektedir. Bu doğrultuda öğretmenlerin yaptıkları işten en yüksek doyumu sağlayabilmeleri için bazı becerilerin geliştirilmesinin gerekmekte olduğu söylenebilir. Hızla gelişen teknoloji ve içinde bulunduğumuz çağın da en büyük sorunlarından biri olarak düşünülen zaman yönetimini, öğretmenlerin beceri haline dönüştürdükleri davranışlarının tespitinin sağlanması ve görülmesi bakımından bu konuya olan ilgi ve araştırmaları teşvik edici hale getirmektedir.

Türkiye’de öğretmenlerin iş doyumu ve iş doyumunu etkileyen faktörlere yönelik (Dündar, 2011; Güllü, 2009; Sinan, 2008; Taşdan ve Tiryaki, 2008; Tomrukçu, 2010; Yılmaz, 2012) birçok araştırmanın yapıldığı görülmektedir. Zaman yönetimi ile ilgili de sağlık (Dedik, 2008; Yeşil, 2009), sosyoloji (Yazıcıoğlu, 2010), spor (Demir, 2003; Dinçay, 2010) ve eğitim (Akbaş vd., 2010; Alay ve Koçak, 2003; Türe, 2013; Tektaş, 2010) gibi bir çok alanda bir çok araştırma yapılmasına rağmen eğitim alanında öğretmenlerin zaman yönetimi becerileri ile iş doyumları arasındaki ilişkiyi inceleyen yeterli sayıda araştırma yapılmadığı görülmüştür. Yapılan bu çalışmanın bu açıdan alan yazınına katkı sağlaması beklenmektedir.

1.2. Araştırmanın Amacı

Zamanını iyi düzenleyemeyen, verimli kullanamayan bir öğretmen işlerini yoluna koyma konusunda sıkıntılar yaşar. Bu durumda kendi hedeflerini ertelediği gibi öğrencilerin, okulun ve toplumun hedeflerini gerçekleştirme konusunda da sorunlar yaşayacağı söylenebilir. Dolayısıyla öğretmenlerde bulunması gereken zaman yönetimi becerisi onların işlerinden

(23)

5

aldıkları doyumu, verimliliği ve eğitim sisteminin niteliği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu anlamda öğretmenlerin zaman yönetimi becerileri ile iş doyumları arasındaki ilişkinin araştırılarak mevcut durumun ortaya konulması hedeflenmiştir.

Bu araştırmadaki temel amaç, Sinop il genelinde görev yapan ortaokul öğretmenlerinin zaman yönetimi becerilerini belirlemek ve bu becerileri ile iş doyumları arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Ayrıca çalışmada öğretmenlerin zaman yönetimi becerileri ve iş doyumları ile bazı demografik değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amaçlanmıştır.

Bu genel amaç çerçevesinde aşağıdaki problemlere cevap aranacaktır:

1. Ortaokul öğretmenlerinin zaman yönetimi becerileri genel olarak nasıldır? 2. Ortaokul öğretmenlerinin zaman yönetimi becerileri; cinsiyet, yaş, medeni durum, kıdem ve branş değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?

3. Ortaokul öğretmenlerinin iş doyumları genel olarak nasıldır?

4. Ortaokul öğretmenlerinin iş doyumları; cinsiyet, yaş, medeni durum, kıdem ve branş değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?

5. Ortaokul öğretmenlerinin zaman yönetimi becerileri ile iş doyumları arasında bir ilişki var mıdır?

1.3. Araştırmanın Önemi

Öğretmenlerin zaman yönetimi becerilerinin incelenmesi, öğretmenlik mesleğinin doğası gereği önemlidir. Çünkü öğretmenlik, planlı olmayı, zamanı verimli kullanmayı, olabildiğince zaman tuzaklarından uzak durmayı gerekli kılan bir meslektir.

Öğretmenlerin sahip olmaları gereken zaman yönetimi becerileri ile ilgili literatür incelendiğinde çalışmaların yetersiz olduğu görülmüştür. Bu nedenle bu araştırmada öğretmenlerin zaman yönetimi becerileri ile iş doyum düzeyleri arasındaki ilişkilerle ilgili önemli bulgular elde edileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla da bu araştırma öğretmenlerin, etkili ve verimli zaman yönetimi konusunda kendilerini geliştirmelerine katkı sağlayacak; yetiştirdikleri öğrencilerin de zaman yönetimi becerilerini geliştirmelerine ve öğrenme başarılarına katkıda bulunacaktır.

(24)

6

1.4. Araştırmanın Varsayımları

 Araştırma için kullanılacak ölçme araçları, öğretmenlerin zaman yönetimi becerilerini ve buna bağlı olarak iş doyumlarını saptamak için yeterli ölçme araçlarıdır.

 Araştırmaya katılan öğretmenlerin ölçme araçlarına verdikleri cevapların doğruyu yansıttıkları varsayılmaktadır.

1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları

 2013-2014 eğitim-öğretim yılı Sinop merkez ve ilçelerinde görev yapan ortaokul öğretmenlerinden toplanan verilerle sınırlı olacaktır.

 Öğretmenlerin zaman yönetimi becerilerini belirlemeye ilişkin veriler, ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin algılarıyla sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Zaman: Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya

geçmekte olduğu süre, vakit” olarak tanımlanmaktadır.

Zaman Yönetimi: Başlangıcı ve bitişi belirlenmiş ya da tanımlanmış bir zaman dilimi

içerisinde, yapılması gereken iş ve eylemleri tanımlanmış amaçların realizasyonuna yönelik olarak tüm kaynakları etkin ve verimli kullanmaktır (Aydın ve Gürbüz, 2012, s. 11).

İş Doyumu: İşgörenin, işin bizzat kendisi, ücret, çalışma koşulları, yükselme ve gelişme

olanakları, birlikte çalışan kimseler ve örgütsel ortam (örgüt ve yönetimi, önderlik biçimleri, iletişim modelleri vb.) gibi iş boyutlarına ilişkin değerleri (istek, arzu ve amaç vb.) ile işgörenin, bu değerlerinin işinde kazandırılması derecesine ilişkin algılamaları arasındaki farkın bir işlevidir (Balcı, 1983, s. 577).

(25)

7

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde, araştırmanın amacıyla ilişkili literatür incelenmiştir. Öncelikle zaman ve zaman yönetimine vurgu yapılarak ardından iş doyumuna değinilmiştir. Bu incelemeler yapılırken, öğretmenlerin zaman yönetimi ile iş doyumları da dikkate alınmıştır.

2.1. Zaman Yönetimi

Bu bölümde zaman kavramı ve önemi, zaman yönetimi kavramı ve önemi, zaman tuzakları, zamanı etkin kullanma teknikleri, eğitimde zaman yönetimi ile ilgili konulara değinilmiştir.

2.1.1. Zaman Kavramı ve Önemi

Her şeyin bir zamanı vardır ve bütün işler belli bir zaman harcanarak yerine getirilebilir. Zaman kavramı bir eylemin geçtiği süredir. Ya da eylem yoksa zaman da yoktur diyebiliriz. Bir an için yeryüzünde ve evrende hareket halinde olan her şeyin durduğu düşünülürse, böyle bir statik ortamda zaman olgusundan söz edilemez (Sabuncuoğlu ve Tüz, 2008, s. 270). Her yerde ve her alanda bir değişimin var olduğu görülmektedir. Değişme hızı ve oranı, son derece çeşitli ölçülerden oluşur; dağların oluşması milyonlarca yıl sürerken insanlar, yarım yüzyıldan biraz daha uzun bir süre içinde doğuyor, büyüyor ve ölüyorlar (Özer, 2011, s. 483). Araştırmacılar da, bundan ötürü insanın içinde bulunduğu süreç çerçevesinde, değerlendirilmesi gereken en önemli bir kaynak olarak zamanı ele almaktadırlar.

(26)

8

2.1.1.1. Zaman Kavramı

Nedir zaman, nedir? Bir su mu, bir kuş mu? Nedir zaman nedir? İniş mi yokuş mu?

Necip Fazıl

Ünlü Ortaçağ düşünürü Augustin’e “zaman nasıl bir şeydir” diye sorduklarında, o da; “sorulmadığı zaman cevabı bilirim, ancak sorulduğunda bilemem” karşılığını vermiş (Doğan, 2009, s. 648). Zamanın, kesin olarak ölçülemeyen, soyut ve insanların bilimsel bakış açılarına göre farklı anlamlar verebileceği birçok tanımı yapılmaktadır.

Drucker’e göre zaman, “en kıt” ve “eşsiz”, “esneklik eğrisi olmayan”, McKenzie’e göre “son derece nazik”, Lakien’e göre ise “zaman yaşamdır ve temel bir kaynak”tır (Genç, 2007, s. 388). Newton’a göre zaman mutlak, yani evrensel olup geçmişten geleceğe doğru düzenli bir biçimde akar iken, zamanın alınacak referans noktalarına göre değişebileceği teorisini geliştiren Einstein’a göre zaman görelidir ve dolayısıyla kişiden kişiye değişir (Okumuş, 2011, s. 33).

Türk Dil Kurumu’nun Büyük Sözlüğü’ne göre zaman; “Bir iş ya da oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit” olarak tanımlanmaktadır (http://tdk.gov.tr/). Zaman genellikle bir ölçü birimi olarak, uzaklık, yakınlık, geçmiş ve gelecek anlamlarını içerir. Kullanılan “dün” ve “bugün” kelimeleri belli bir süreyi ifade etmektedir. Zaman, kâinattaki tüm cisimlerin hareketleri esnasında, birbirlerine göre konum değişikliğinin olması için geçen süre olarak tanımlanabilir (Aydın ve Gürbüz, 2012, s. 1).

Benjamin Franklin “vakit nakittir” şeklinde zamanı tanımlarken bazı ekonomistler ve yöneticiler de zamana farklı anlamlar yüklemektedir. Birçok ekonomi kitaplarında zamanla ilgili olarak “dün, iptal edilmiş bir çektir”, “yarın, bir borç senedidir”, “bugün, nakit paradır” gibi deyimlerle karşılaşmak mümkündür (Özer, 2011, s. 485). Günlük hayatta, içinde bulunan koşullara göre, yetersizliğinden en çok şikâyet edilen şeylerin para ve zaman olduğu görülmektedir. Oysaki zaman paradan çok daha kıymetli bir kaynaktır. Zamanla nakit kazanılabilir ancak para ile zamanın kazanılması mümkün değildir (Akgemci, Çelik ve Şimşek, 2008, s. 219).

(27)

9

2.1.1.2. Zamanın Önemi

Zaman; alıp satamayacağımız, başkalarıyla paylaşamayacağımız, daha fazlasına ya da daha azına sahip olamayacağımız bir kaynaktır. Bazı kaynakların yerine bir başka kaynağı koyabilirken zamanın yerine başka bir kaynağı koyamayız. Örneğin insan gücü yerine makineyi kullanabiliriz. Ama zaman ikame edilemeyen bir kaynaktır. O halde zaman bizim için bir yaşamdır, denilebilir. Zamanı boşa geçirmek yaşamı boşa geçirmek demektir (Kaymaz, Paşa ve Sabuncuoğlu, 2010, s. 3).

İnsan yaşamı çok yönlü ve çok çeşitli eylemlerden ibarettir. Eylemlerin değeri de genellikle zamanla ölçülür. Örneğin bir işe zamanında başlama ve o işi zamanında bitirme, bir randevuya zamanında gelme, toplantıya zamanında katılma, işe geç kalmama gibi günlük hayatta küçük gibi görünen bu detaylar aslında zaman kavramı ile değerlendirilir. Dolayısıyla zamanla olan ilişki, bazı durumlarda, huzursuzluğu da artırabilmektedir.

Zamanın eşsiz bir kaynak olduğu konusunda yönetim danışmanı Drucker şöyle ifade etmektedir: “Diğer önemli kaynaklardan biri olan para aslında oldukça bol bulunan bir unsurdur. Ekonomik büyümeye ve faaliyete sınır koyan unsurun, sermayenin arzından çok talep olduğu genel kabul görmektedir. Diğer sınırlayıcı kaynak olan insanlar ise, aralarında nitelikli olanı az olmakla birlikte, kiralanabilir bir unsurdur. Ancak, kimse daha fazla zamanı ne kiralayabilmekte ne de kiraya verebilmektedir.” (Akatay, 2001, s. 283).

İslâmda ise zamana ayrı bir önem verilmektedir. İslâm dünyasının ilk tarihçilerinden biri olan Taberî Merhum’un meşhur eseri Tarihu’l-Ümem ve’l-Mülûk adlı kitabında “el-Kavlu fi’z-Zemân mâ hüve (Zaman’ın ne olduğunu açıklama)” şeklindeki bir başlık altında, zamanla ilgili tahlîlî bir bahisle başlaması bu açıdan dikkat çekicidir (Canan, 2010, s. 23). Ayrıca burada ilk yaratılanın zaman olduğu üzerinde de durulmaktadır. İslâmda zamana verilen önem şu hadis ve ayetlerden anlaşılmaktadır: “İki şey vardır, insanların çoğu onun değerini bilmezler: Sıhhat ve boş vakit.” “Zamana kasem olsun! İnsan (zamanı değerlendirme konusunda) mutlaka hüsrandır.”

Sosyolojide zamanın hem bireye hem de topluma verdiği önem üzerinde durulmaktadır. Bu konuda bilinçli olan, iş yaşamını, toplumsal ilişkilerini bu bilincin ışığında düzenleyen toplumlar bu konuda ihmali olan toplumlara göre daha ileri durumdadırlar (Doğan, 2009, s. 648). Zamanın önemi, toplumların gelişmişlik düzeylerine göre artmakta ya da azalmaktadır. Az gelişmiş toplumlarda zamanı boşa harcamak bir önem taşımazken diğer kaynaklar zamana göre daha önemli kabul edilmektedir Ancak diğer toplumlarda zamanını

(28)

10

yönetemeyen insanların başarısız olmalarına yol açan sosyal ve bürokratik yapılar oluşmuştur (Özer, 2011, s. 487).

Zaman hayattaki en benzersiz, en değerli bir kaynaktır. Zaman aslında kendisi bir iş yapmayan veya yapılan bir işin yapılmasını kolaylaştırmayan veya herhangi bir etkinliğe, bir katkısı olmayan ancak her işin ve etkinliğin yapılmasında zorunlu olarak kullanılan bir kaynaktır (Tutar, 2011, s. 17). Zaman akıp giden, durdurulamaz bir kaynak ise tek çare onu ekonomik kullanmaktır. Zamanı etkin kullanmak yaşam kalitesini artırmak demektir (Kaymaz vd., 2010, s. 5).

Hayata atılan birinin, hangi cinsten, hangi ırktan, hangi meslekten olursa olsun başarılı olmasında zaman anlayışının önemi büyüktür. Bu durum sadece kişiler için değil, örgütler için de böyledir. Zamanın önemini kavramış, iş ve sosyal hayatını buna göre düşünüp yürütebilmeyi başaran örgütler diğerlerine göre daha gelişmektedirler. 1960’larda üretim, 70’li yıllarda maliyet, 80’li yıllarda kalite, günümüzde ve gelecekteki yıllarda zaman, örgütlerin rekabet üstünlüğü sağlamaları açısından en önemli unsur olarak ortaya çıkmaktadır (Akgemci vd., 2008, s. 219). Günümüzde yöneticilerin başarısını veya başarısızlığını ortaya koyan en belirgin ölçüt, zamanı akıllı, etkili ve verimli kullanma becerisidir (Özer, 2011, s. 483). Bundan dolayı, hem bireysel yaşamda hem de örgütsel yaşamda başarılı olabilmek için zamanı doğru, etkili ve verimli kullanmak gerekmektedir.

2.1.1.3. Zaman Türleri

Zaman kavramında temel unsur olaydır. Bu anlamıyla zaman, olayların birbiri ardına eklenmesiyle oluşan kesintisiz bir süreçtir (Gürel ve Gürüz, 2009, s. 368). Dolayısıyla içinde bulunulan olayla, ölçülen ve hissedilen zaman her zaman aynı değildir. Bu nedenle zaman aşağıdaki şekilde kategorize edilerek incelenmiştir.

Objektif Zaman: ‘Objektif zaman’ ya da diğer bir deyişle ‘gerçek zaman’, saatle

ölçülebilen, kaynağını dünyanın güneş etrafındaki hareketinden alan, tüm insanlar için sabit ve aynı olan zamandır. İşe geliş, gidiş saatleri, randevuların ayarlanması, toplantılarda geçirilen süre, hazırlanan proje ve raporların bitişi gibi faaliyetler objektif zaman ile belirlenir (Özer, 2011, s. 488).

Objektif zamanın hissettirdiği genellikle strestir (Bayramlı, 2009, s. 6). Örneğin, üniversiteyi bitirip aylarca işe girmek için sınavlara hazırlanan öğrenciler sınav zamanı yaklaştıkça

(29)

11

stresleri artmaktadır. Öğretmenler için de zaman bir stres kaynağı olmuştur. Sınırlı ders saati içinde yetiştirilmesi gereken konular, her öğrenci için ayrılması gereken zaman gibi konular strese neden olabilmektedir.

Psikolojik Zaman: ‘Psikolojik zaman’ ya da ‘sübjektif zaman’, hissedilen zaman ya

da algılanan zaman olarak tanımlanmaktadır. Gerçek zamana kıyasla daha öznel bir niteliğe sahip olan psikolojik zaman, saatin kaçı gösterdiğine bakılmaksızın bir süreç dâhilinde geçen zamana ilişkin çıkarımlarda bulunulması sonucunda işlerlik kazanmaktadır (Gürel ve Gürüz, 2009, s. 368). Sezai Karakoç’un “Yakarış” adlı şiirinde “zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun…” şeklinde belirttiği deneyimlere bağlı, zaman bilincine dayanan, bireyin içselleştirdiği, nesnel olarak ölçülemeyen zaman olarak anlaşılabilir (Okumuş, 2011, s. 280). Gerçek zaman kesin birimlerle ölçülebiliyorken psikolojik zamanı ölçmek zordur. Kişinin algısına, içinde bulunduğu olaya göre değişmektedir. Bundan ötürü zaman kişi için; ya geçmek bilmemekte, ya da onun nasıl geçtiğini anlayamamaktadır. Örneğin; sınava giren bir öğrenci için zaman su gibi akıp giderken, sınavda görevli olarak bulunan öğretmenler için de zaman geçmek bilmemektedir.

Biyolojik Zaman: ‘Biyolojik zaman’ ya da diğer bir deyişle ‘içgüdüsel zaman’, tüm

canlı varlıkların vücut ritimlerini düzenleyen ve genetik kodlarla bağlantılı olan zaman olarak tanımlanabilmektedir (Gürel ve Gürüz, 2009, s. 368). Güneşin ilk ışıklarıyla açıp akşamüstü kapanan çiçekler, sonbaharda göç eden kuşlar, her sene sadece bir defa çiçek açan bir kaktüs veya kış uykusuna yatan yılanlar da olduğu gibi doğa asla saatini şaşırmaz (Özer, 2011, s. 489). Biyolojik saat aslında alışkanlıklara göre de kurulmaktadır. Örneğin; genellikle sabahları kurulan saat çalmadan uyanmak gibi.

Bir de biyolojik yaştan söz edilmektedir. Örneğin; cinsiyet, kültür ve eğitim durumları bakımından aynı olan iki kişinin yaşları 40 olmasına rağmen biyolojik yaş bakımından biri 30 diğeri 50 olabilmektedir. Bu fark ise bireyin içinde bulunduğu koşullardan, aynı yaşam tarzından, zamanı algılayış biçiminden, yani psikolojik zamandan kaynaklanabilmektedir (Kıngır ve Şimşek, 2006, s. 154). Bundan ötürü de bazı kaynaklarda biyolojik zaman, nicel olarak işleyen sübjektif zamanın bir türü olarak da değerlendirilmektedir.

Örgütsel Zaman: Örgütün mal ve hizmet üretebilmesi için belirli bir süre içinde

yerine getirmesi gereken faaliyet ve işlevlere ayrılması gereken zamandır (Özer, 2011, s. 488). Örgütsel zaman, objektif zaman ölçüleri içinde çalışan sübjektif zamanlı bireyler

(30)

12

oluşmaktadır. Oluşan örgüt zamanı, objektif (gerçek) zaman olarak değerlendirilmekle beraber, bu zamanın nitelik ve niceliğini, örgüt çalışanlarının sübjektif (psikolojik) zaman ortamları önemli ölçüde etkilemektedir (Akgemci vd., 2008, s. 224).

Örgütsel faaliyetlerin gereği gibi yerine getirilmesi ve kaynakların etkili ve verimli bir şekilde kullanılması için zamanın iyi kullanılması gerekmektedir. Aksi takdirde; emek, para, enerji ve verimlilik kaybına neden olmaktadır. Bu bağlamda örgütün sağlıklı işlerliği ve örgütsel yaşam döngüsünün sürekliliği, örgütsel zamanın yönetilmesi ile bağlantılıdır (Gürel ve Gürüz, 2009, s. 370).

Yönetsel Zaman: Yönetsel zaman, örgüt bünyesinde yönetim işlevlerini yerine

getirmek amacıyla kullanılan zamandır (Özer, 2011, s. 488). Başarılı bir örgüt ve yönetimi için zaman en önemli unsurlardan biridir. Çünkü zaman, yönetim sürecinin tüm aşamalarında etkili ve önemli roller üstlenmektedir. Dolayısıyla yönetsel zaman; örgütsel amaçların başarılması amacıyla gerçekleştirilen planlama, örgütleme, insan kaynakları, eşgüdümleme, yöneltme ve denetim faaliyetlerine harcanan zamanı ifade etmektedir (Gürel ve Gürüz, 2009, s. 371).

Yönetsel zaman ile örgütsel amaçlar belli zaman boyutunda belli verimlilik ve etkinlilikle yerine getirilmektedir. Dolayısıyla da yöneticiler neye ne kadar zaman ayırdıklarının farkında olmalı ve zamanı denetim altına alabilmelidirler. Yöneticinin kendi yapacağı işleri ve ne yapacağını önceden görmesi, yapmaması gereken işleri seçmesi, dağınıklıktan kurtulması toplantılarda ve gündem maddelerinde zaman sınırlaması yaparak yönetimde zaman kaynağını verimli ve bilinçli bir biçimde kullanmalıdır (Güçlü, 2001, s. 98).

2.1.1.4. Zaman Bileşenleri

Zaman olgusu tek başına anlam ifade etmemektedir. Anlam ve önemi birey, olay ve mekanlarla ilişkilendirildiğinde artmaktadır (Akgemci vd., 2008, s. 225). Burada zamanın ekonomik, kültürel ve bireysel boyutlarına yer verilmektedir.

Zaman ve ekonomik boyut: Zaman sınırlı bir kaynak olduğu için kişi ve örgütler

açısından önemli bir yere aittir. Bundan ötürü de sınırlı araç, olanak ve kaynaklarla en yüksek değerlere ulaşma amacı, verimlilik ve etkinlik kavramlarını önemli kılmaktadır. Çünkü kıt kaynakların en iyi şekilde yönetilmesi ve kullanılmasıyla verimlilik ve karlılık artmaktadır.

(31)

13

Verimliliği ve karlılığı artırma çabaları, çoğu yöneticinin zamanı değerli ve eşsiz bir kaynak olarak algılamamalarına neden olmuştur (Akgemci vd., 2008, s. 226).

Çalışma hayatı ya da iş denildiğinde akla ilk gelen zamandır. Dolayısıyla çalışma hayatı, işin verimliliği ve etkinliği, zamanla, zaman planlaması ve yönetimiyle ilgilidir. Çalışanın, zamansal olarak ne kadar çalışacağı, ne kadar çalışırsa ne kadar para kazanacağı veya maaş alacağı ve ne kadar üreteceği, ürünün ne kadar zamanda ne kadar üretilirse ekonomik anlamda iyi veya kötü olacağı gibi hususlar, zaman ekseninde cevap bulabilecek konulardır (Okumuş, 2011, s. 180).

Zaman ve kültür: İnsan tabiatı gereği toplumsal bir varlık olduğuna göre zaman da

toplumsal bir gerçekliktir. İnsanlar için var olmak, zamanda var olmak ve zamanla yaşamak demektir (Okumuş, 2011, s. 39). Zaman insan tecrübesinin boyutu olduğundan ancak tecrübelerle öğrenilebilen bir kavramdır. Zamanın değişik yönleri hakkındaki norm, tutum ve değerler kültürden kültüre farklılık göstermektedir (Akgemci vd., 2008, s. 227).

Kültürel özelliklerine göre milletler zaman konusunda farklı tutum göstermektedirler. Aşağıda verilen Tablo 1’de kültürler açısından zaman yönetimi uygulamaları görülmektedir. Batı kültüründe yer alan dakiklik, etkinlik ve açık hedefler işletmelere büyük yararlar sağlamakla birlikte; doğu kültürünün esnek ve insana değer veren zaman yönetimi uygulamaları da rekabetin giderek yoğunlaştığı günümüzde modern işletmeler tarafından başvurulan yöntemlerdir (Karalar, Keskin ve Küçükaltan, 2013, s. 67).

Tablo 1. Zaman Planını Değerlendirme Tablosu

Birinci Tür: Doğrusal İkinci Tür: Örtüşmeli Aynı anda bir görev/birey

Kesin programlar Dakik

Açık ve kesin hedefler Görev temelli

Aktif ve yapılandırılmış İş yerinde sosyalleşme hoş karşılanmamakta

İş, gün içerisinde erken başlayıp erken bitmekte

Aynı anda birçok görev/birey Kayıp programlar

Dakik değil

Genellikle belirsiz hedefler İnsan temelli

Rahat ve sakin

İş yerinde sosyalleşme görülmekte İş, sabah geç saatlerde başlayıp gün içerisinde geç saatlerde bitmekte İnsanlar daha az değerli

(32)

14 Etkinlik değerlidir

Prosedürler ve rutin işler net bir biçimde tanımlanmıştır.

Örnekler

ABD, Kanada, Almanya, İsviçre, İskandinavya ülkeleri

Prosedürler ve rutin işler tam olarak tanımlanmamıştır veya takip

edilememektedir. Örnekler

Afrika, Ortadoğu, Latin Amerika, Güney İtalya, Yunanistan

(Karalar, Keskin ve Küçükaltan, 2013, s. 68).

Köy ve şehir yaşamında da zaman algısı farklıdır. Şehir de yaşayanlar için zaman kısıtlılık özelliği gösterirken, köyde yaşayanlar için önemli olan zamanı iyi doldurmaktır. Köylü kendi küçük dünyasında çok büyük bir zamana sahiptir ve dolayısıyla onun zamanı nasıl geçireceğine dair sorunu vardır (Okumuş, 2011, s. 187).

Zaman ve birey: Bireyin zamanı algılama biçimi onun davranışlarını farklı açılardan

etkilemektedir. Akgemci, Çelik ve Şimşek’e göre bireyin zamanı algılaması onun davranışlarını aşağıdaki şekillerde etkilemektedir (Akgemci vd., 2008, s. 230):

Fiziksel Etki: Bireyin faaliyetlerini etkileyen plan, program, iş akışı, çalışma ritmi, koordinasyon, işe başlama ve işten ayrılma, geçmişin tecrübesi gibi rasyonel ve planlanabilir hususlar zaman kullanımında fiziksel etkiyi oluşturmaktadır.

Biyolojik Etki: Biyoloji bilimi, kişinin algıladığı biyolojik saatin, onun zamanı nasıl kullandığını belirlemede önemli olduğunu ve dolayısıyla da organizmanın davranışlara yön verdiğini ifade etmektedir.

Felsefi Etki: Herkesin yaşam felsefesi farklıdır. Bazıları sadece kendi istekleri doğrultusunda yaşarken bazıları da bunları bastırarak toplumsal fayda için çabalamaktadırlar. Bu doğrultuda kişinin kendine güvenen, iyimser, aldırmaz, rahatına düşkün gibi tavırları zamana karşı tutumunu göstermektedir.

Psikolojik Etki: İşe ve okula zamanında yetişememe, işi zamanında bitirememe stresi ya da herhangi bir işte başarılı olamama korkusuyla zamanı etkili kullanamamak, kişide psikolojik baskıya neden olacaktır.

(33)

15

2.1.1.5. Zaman Tuzakları

Bir kimsenin yaptığı bir işte daha verimli olabilmeleri ve doyum alabilmeleri için zamanlarını iyi bir şekilde kullanmaları gerekmektedir. Bazı durumlarda zamanın etkin kullanımı kolay olamamaktadır. Çünkü kişinin karşısına zaman kullanımını olumsuz etkileyen engeller çıkabilmektedir.

Sosyal ilişkiler, kişisel ve kültürel özelliklerden kaynaklanan ve zaman kayıplarına yol açan veya zamanı kötü kullanmamıza sebep olan faktörlere zaman tuzakları denir (Tutar, 2011, s. 74). Zamanın etkin kullanılabilmesi için bu engellerin ya da zaman tuzaklarının saptanması gerekmektedir. Bunun için de öncelikle kişinin, zaman tuzaklarını tespit ederek bu doğrultuda önlem alması gerekmektedir.

Akbaş, Karagöz, Kıngır ve Mesci (2010)’nin yaptıkları araştırmalarında; çalışanların zaman tuzakları olarak ifade ettiği kişisel organizasyonsuzluk, yetersiz yetki devri, önceliklerin belirlenmemiş olması (plansızlık), çok fazla iş üstlenmek değişkenlerine önem vermeleriyle zamanlarını etkili bir şekilde kullanabileceği sonucuna varmışlardır. Kaymaz vd. (2010) zaman tuzaklarını kişiden, işten ve yönetimden kaynaklanan zaman tuzakları olarak üç ana grupta toplamaktadır.

2.1.1.5.1. Kişiden Kaynaklanan Zaman Tuzakları

İnsan yaşamı sınırlıdır ve bu da zamanı iyi kullanmayı gerektirmektedir. Bir kimse zamanı iyi kullanabilmek için de öncelikle kendisine gerçekçi bir yaşam planı çizmelidir. “Zamanımı daha iyi kullanmak istiyorum ama bunun için bile zaman bulamıyorum” şeklindeki bir yakınma çoğu kişi tarafından duyulmuştur (Kaymaz vd., 2010, s. 45). Zamana müdahale edemeyiz ama kendimizi zamana göre ayarlayabiliriz. Bundan ötürü de zamanı etkin ve verimli kullanmamızı engelleyen, öncelikle, kişiden kaynaklanan etkenleri bilmemiz gerekmektedir.

Öz disiplin yokluğu: Bir kimse yaptığı işten ve yaşamdan doyum alabilmesi için

önce kendini ve faaliyetlerini örgütleyebilmelidir. İnsan hayatında asgari ölçüde bir etkinlik için bile büyük bir zaman ayırabilmektedir. Örneğin; gereğinden uzun süren ya da gereksiz telefon görüşmeleri, ziyaretler, toplantılar zaman kaybından başka bir şey değildir. Kendi kendimize hazırladığımız tuzaklar kadar, hayatta hiçbir şey bizi çökertmemiştir (Bayramlı, 2009, s. 38).

(34)

16

Öz disipline sahip olan bir kimse hangi durumlara ne kadar zaman ayıracağını kestirebilmektedir. Öz disipline sahip olmayan bir yönetici ya da öğretmen astlarına ve öğrencilerine sadece birkaç dakika ayırarak zamandan tasarruf edebileceğini düşünür. Oysa insanlara birkaç dakika harcamak üretkenlik değildir (Kaymaz vd., 2010, s. 49).

Bireysel hedeflerin belirsizliği: Hedefler nerede olmak istediğimizi tanımlar ve

süreç içerisinde yol gösterir. Kişinin göstereceği çaba ve enerjisini birleştirerek yaptıklarına anlam kazandırır. Amaçlarımızı ve hedeflerimizi belli bir zaman diliminde gerçekleştirmek zorunda oluşumuz, zaman algımızı geliştirir (Tutar, 2011, s. 82).

İlgi alanı içinde hareket ettiğimizde, temelde denetim ve etkileme yeteneğimizin dışında kalan şeyler için boş yere çaba harcamış oluruz (Kaymaz vd., 2010, s. 53). Eğer gerçekten zamanı yönetmek istiyorsanız zamanı hangi amaçlara göre harcayacağınıza karar verin (Özdemir, 2000, s. 10).

Erteleme ve oyalama: Zamanı etkili kullanmanın en önemli engellerinden biri de

erteleme ve oyalamadır. Kişi yapılacak işin çok güç olduğunu ya da onun enerji harcamaya değmeyeceğini düşündüklerinde o işi ertelemekte ve hem kendilerini hem de karşılarındaki kişileri oyalamaktadırlar. Durmadan erteleme, işlerin sürüncemede bırakılmasının ilk adımıdır (Özer, 2011, s. 491). Smith’e göre; “(…) yanılgımız, belirsiz bir gelecekte şimdi olduğundan daha çok zamanımız olacağını sanmamızdır” (Smith, 2000, s. 34).

Birey için önceleri önemsiz gibi görünen, işleri erteleme ve oyalama, zamanla alışkanlık haline gelebilmektedir. Erteleme alışkanlığının altında yatan nedenler; tembellik, kayıtsızlık, unutkanlık ve aşırı yoğunlukta çalışma şeklinde ifade edilebilir (Kıngır, 2007, s. 57). Bayramlı erteleme davranışından kurtulmak için şunları önermiştir: Sevmediğiniz işi önce yapın, işi parçalara ayırın, kendinize bir bitirme tarihi saptayın, elinizde ne varsa onunla yola çıkın, hatırlatıcılar kullanın, iş aklınıza gelir gelmez yapın, model alın (Bayramlı, 2009, s. 49).

Dağınık masa: Çalışma ortamının ve özellikle de çalışılan masanın karışıklığı ve

düzensizliği, kişinin aradığını bulamaması, önemli dokümanların aralarda kalması bir plansızlığın sonucudur. Karışıklık ve düzensizlik bireyin iş üzerindeki kontrolünü kaybetmesine, verimliliğinin azalmasına, dikkatinin dağılmasına, yorgunluğa, strese ve dolayısıyla zaman kaybına neden olmaktadır (Akatay, 2001, s. 286).

(35)

17

Sabah iş yerine gelen bir çalışan için çalışma mekânın durumu, farklı anlamlar içerebilir. Masalarında bir yığın evrakla karşılaşanlar dünden arta kalan problemlerle yüzyüzedirler, temiz ve tertipli bir masaya gelenler ise geleceğin başlangıcına gelmektedirler (Bayramlı, 2009, s. 50). Odanız ve masanızı düzenli tutmanız, gemiyi harekete hazırlamaya benzer (Adair ve Adair, 1999, s. 37).

Hayır diyememek: Birçok insan “hayır” demek istediği halde diyemediği için strese

girer, sıkıntılı anlar yaşar (Bayramlı, 2009, s. 54). İstemediği halde kırmayım, üzmeyim, bu benim amirim, büyüğüm düşünceleriyle her şeye evet diyen kimse bir taraftan da kendine binlerce soru sorarak, kızgınlık duyar, beynini kemirir durur.

Bir kimsenin, başkalarının isteklerine sürekli “evet” deme baskısını hissetmesi; duygularını ifade etmemesine ve fazla görevler üstlenmesine neden olabilmektedir. Özdemir’in de belirttiği gibi; hayır demeyi öğrenin, aksi takdirde el âlemin angaryasını yapmaktan kendinize vakit ayıramazsınız (Özdemir, 2000, s. 114).

Aşırı sosyal ilişkiler: Bazı örgütlerde informal iletişim kanalları çok fazla geliştiği

için bu tür yerlerde işle ilgili olmayan söyleşiler, dedikodular dikkat çekici hale gelir. Günün en verimli saatlerini bile önemsemeden sohbetle geçirmeyi yeğlerler. Bunlar kendi zamanlarını öldürmekle kalmazlar, aynı zamanda başkalarının da etkin çalışma saatlerini çalarlar (Kaymaz vd., 2010, s. 64).

Çalışma hayatında başarılı olmak isteyen kişiler, aşırı sosyallik tuzağına dikkat etmelidirler. Sosyal kişiliğin de bir sınırı olduğunu bilmek gerekmektedir. Bir örgütte belli bir süreden beri çalışıyorsanız, bir arkadaşınızla yapacağınız sohbetlerin sosyalleşme demek olmadığını bilmeniz gerekir (Tutar, 2011, s. 86). Ayrıca bu tür sohbetlerin kişinin kariyerinde de bir etkisi olmadığı görülmektedir.

Kararsızlık: Karar verme, bir sorunun çözümüne ilişkin olası yollardan en uygun

olanın seçilmesi olarak tanımlanabilir (Aydın, 2007, s. 126). Bir kimsenin vereceği kararlar, kendi hayatında etkili olacağı gibi çevresindekiler üzerinde de etkili olabilmektedir. Dolayısıyla bunun farkında olan kişiler de verecekleri kararlarda ikilem arasında kalabilmektedirler.

Kararsızlık genelde, yapmakta olduğunuz iş veya çözmeye çalıştığınız sorun hakkında yeterli bilgiye sahip olamamaktan kaynaklanır (Bayramlı, 2009, s. 39). Bu eksik bilgilere ulaşmadan karar vermemek gerekir. Bilgileri toplarken zaman bunları kısıtlayabilir. Bundan

(36)

18

dolayı hiç beklemeden işe konulmalı, yapılması gereken şeyler ertelenmemelidir. Uzun süre beklemek konunun özünün kaybolmasına neden olur (Kaymaz vd., 2010, s. 67).

Mükemmeliyetçilik: Günlük hayatta “daha iyi iyinin düşmanıdır” denir. Her zaman

mükemmelin peşinde koşmak bir ideal olarak güzel karşılanabilirken, aşırı mükemmeliyetçi bir eğilim, aşırı zaman kaybını kaçınılmaz kılmaktadır (Kıngır, 2007, s. 61).

Mükemmele ulaşmak için, faaliyetlere ya da performansa önemli katkısı olmayan detaylarla ilgilenmek enerjinin ve zamanın gereksiz yere tüketilmesine neden olmaktadır. Özdemir’in de belirttiği gibi; mükemmellik arayışının sizi felce uğratmasına izin vermeyin (Özdemir, 2000, s. 114).

Açık kapı politikası: Açık kapı politikası, bir yöneticinin her an görüşmeye hazır

durumda bulunmasıdır (Akatay, 2001, s. 285). Açık kapı felsefesinin esas amacı, kişiler arasında iletişimin geliştirilmesi ve katılım ortamının sağlanmasıdır (Özer, 2011, s. 493). Fakat bu politika zamanla yozlaşıp, her gelen geçenin uğradığı bir yer haline gelerek dikkatlerin dağılmasına ve verimliğin azalmasına neden olabilmektedir.

Her zaman görüşülebilir bir kişi başka işlere ve başkalarına daha çok vakit ayırmaktadır. Kapınızı kontrol edebildiğiniz zaman, istediğinizi ve ihtiyaç duyduğunuzu yapabildiğiniz işler için zaman bulabilirsiniz (Tutar, 2011, s. 121).

Önceliklerin belirsizliği: Anahtar konuları belirlemede çekilen güçlük, gelecek

dönem için başarmayı istediğiniz anahtar konu ve önceliklerini açıkça değerlendirememek, acil fakat önemsiz konuların ‘önemli işleri’ aksatmasına izin vermektir (Kıngır ve Şimşek, 2006, s. 158). Herhangi bir konuda “öncelik değerlendirmesi” yapabilmeniz için iki basit soruyu kendinize sorun (Adair ve Adair, 1999, s. 33):

- Bu ne kadar önemli? - Bu ne kadar acil?

Zamanını etkili ve verimli kullanmak isteyen bir kimse, yapması gereken faaliyetleri listeleyerek acil ve önemli olanlara öncelik vermelidir. Aksi takdirde acil ve önemli işler ile diğer işlerin birbirine karıştığı görülmektedir. Bu da plansızlığın bir sonucudur. Zaman hırsızı sorunlarının pek çoğundan kaçınan bireyler dahi eğer öncelikleri belirlemeyi bilmiyorlarsa, olabilecekleri kadar verimli olamazlar (Akatay, 2001, s. 285)

(37)

19

Stres ve zaman baskısı: Sonuçları elde etmede sürekli güçlük çekmenin neden

olduğu kaygının, performansınız üzerinde olumsuz etkisi ve zaman baskılarının çok fazla kişisel stresle sonuçlanmasıdır (Kıngır ve Şimşek, 2006, s. 158).

Gelişen teknoloji ile birlikte hızlı değişim, insanların sürekli bir şeyleri kaçırıyor endişesinin sebeplerindendir. Bu durum da kişi de bir zaman baskısına neden olmaktadır. Vaktinde bitirilmeyen ve yetişmeyen işler zaman baskısıyla birlikte bireyde endişe ve strese yol açmaktadır. Oysaki başarılı bir şekilde zamanını yönetebilen biri hem iş hem de özel yaşamına yeterli vakti ayırabilir. Bu onu stresten uzaklaştırdığı gibi, çevresindeki insanlarla birlikte daha rahat ve huzurlu bir yaşam sürmesini sağlar (Tutar, 2011, s. 91).

2.1.1.5.2. İşten Kaynaklanan Zaman Tuzakları

İşten kaynaklanan zaman tuzakları; uzun ve gereksiz telefon görüşmeleri, beklenmeyen ziyaretçiler, sağlıksız çalışma ortamı, bürokrasi ve kırtasiyecilik gibi durumlardan kaynaklanır.

Telefon görüşmeleri: Telefonun gün boyu iş görevlerinizi belirliyor olması ve

telefon üzerinde çok az kontrolünüz olması zaman tuzaklarından birisi olarak karşımıza çıkar (Kıngır ve Şimşek, 2006, s. 157). İsteyen herkesin, istediği zaman ve her istediği yerde rahatlıkla sizi bulabilmesi özgürlüğünüzün elinizden alınmasından başka bir şey değildir (Bayramlı, 2009, s. 62).

Telefon iyi kullanıldığında kişiye zaman kazandıracaktır. Örneğin; istediği bilgiye kısa sürede ulaşırken, kararlarını da karşı tarafa kısa sürede ulaştırabilmektedir. Ancak yöneticinin kendi öz denetiminde eksikliğinin olması, sosyal ilişkilerden hoşlanması, yetki devrinde bulunmaması, ayrıntı ile fazla ilgilenmesi ve her şeyde bilgilenme alışkanlığı telefonu bir zaman tuzağı haline getirir (Özer, 2011, s. 494).

Beklenmeyen ziyaretçiler: Gün içerisinde gelen ziyaretçiler kişinin çalışma ritmini

bozabilmektedir. İster iş ziyareti ister özel amaçlı ziyaret olsun, beklenmeyen her ziyaretçi kişi için ayrı bir zaman tuzağıdır. Her şey alt üst olarak işe ayrılan zaman sohbete, başka işlere ayrılır. Yapılamayan iş ertelemeye, erteleme ise bir başka işin ertelenmesine neden olur (Tutar, 2011, s. 102).

(38)

20

Ziyaretçileri ve yapılacak işleri belli bir zaman dilimi içerisine oturtmak için sekreterden yardım alma gibi yöntemlere gidilebilir. Fakat yine de ziyaretçileri engellemek zaman zaman güçleşebilmektedir. Önemli olan en verimli olduğumuzu düşündüğümüz saatlerde ziyaretçi kabul etmemek ya da minimuma indirmektir (Kıngır ve Şimşek, 2006, s. 158).

Sağlıksız çalışma ortamı: Çalışma yerinin personelin fiziksel ve ruh sağlığını

olumlu yönde etkileyecek şekilde olması gerekir. Buna genel anlamıyla ergonomi denir. Çalışma ortamının, ergonomik koşullara uygun olarak dizayn edilmesi, örgütsel etkinlikte ve zaman yönetiminde önemli bir faktördür (Tutar, 2011, s. 124).

Bürokrasi ve kırtasiyecilik: Bürokrasi genel anlamıyla faaliyetlerin bir sistem

içinde yapılması için uzmanlaşmaya, hiyerarşik ilişkiye dayalı kurallar dizisi olarak belirtilebilir. Oysaki zaman tuzağı olan bürokrasi farklıdır. Zaman tuzağı olan bürokrasi, örgütsel ve yönetsel tüm faaliyetlerde, formelleşme derecisini yükselten ve inisiyatif kullanımına izin vermeyen, işlerin karmaşıklaşmasına, zaman ve emek israfına, dolayısıyla, acil cevap verilmesi gereken işlerin, sürekli ertelenmesine sebep olur ve bu bürolar için tam anlamıyla iş göremezlik durumudur (Tutar, 2011, s. 128). Örgütler büyüyüp bürokrasi çoğaldıkça, kırtasiyecilik geçek bir sorun olma eğilimi gösterir (Smith, 2000, s. 48).

İnsanlar çalışma hayatında zaman zaman amaçlarından uzaklaşarak yapmak zorunda olduğu evraklarla boğuşmaktadır. En çok önerilen ilke, “her evrakı yalnız bir kez elden geçirmektir.” (Adair ve Adair, 1999, s. 99). Burada esas olan evraklara gereğinden fazla vakit ayırmamaktır. Aksi takdirde tüm zamanını evraklarla geçiren hatta bunları evine bile taşıyan stresli insanların sayısı artabilmektedir. Bunun adı çok çalışma değildir. Kırtasiyecilik, yetki devri ve büro hizmetleri ile en aza indirilmelidir (Özer, 2011, s. 494).

2.1.1.5.3. Yönetimden Kaynaklanan Zaman Tuzakları

Yönetimden kaynaklanan zaman tuzakları, yöneticinin kendini ve örgütünü yönetme biçiminden kaynaklanmaktadır. Yönetimden kaynaklanan ve zaman kaybına neden olan etmenler; yetki devrinden kaçınma, gereksiz toplantılar, krizler, yetersiz iletişim, yönetsel hedeflerin belirsizliği, merkezi yönetim anlayışı, koordinasyon eksikliği şeklinde sıralanabilir.

Yetki devrinden kaçınma: Yetki devri en basit ifadeyle, bir işin sorumluluğunun

(39)

21

başkalarına bırakarak önemli işlerle daha fazla vakit harcamaktadırlar. Fakat yetki devrini vermemek kişinin detayla boğularak işinde verimli olamamasına, zaman baskısına ve strese neden olmaktadır.

Yetki devri ile hızlı hareket edilerek, daha çabuk ve iyi kararlar verilebilmektedir. Yetki devredilmez ise, bir işçi bir sorunla karşılaştığında ustabaşına, o da şefe başvuracak sonuçta sorun en üst yöneticiye kadar gideceğinden zaman kaybı olacak sorunun çözümünü bekleyen işçi, memur ya da şef hayal kırıklığına uğrayacaktır (Akatay, 2001, s. 285).

Gereksiz toplantılar: Toplantı, yetkililerin belirli bir yerde ve belirli bir zaman

ayırarak bilgi alışverişinde bulunmaları ya da bir karara varmaları faaliyetidir (Özer, 2011, s. 492). Toplantıların bazıları karar vermeye yardımcı olan bilgileri kazandırırken bazılarının çok az yararı vardır hatta bazıları sadece zamanı ziyan etmeye yarar, performansa hiçbir katkısı olmaz (Kıngır ve Şimşek, 2006, s. 156).

Dikkat edilmediği zaman, toplantıların akışı kontrolden çıkar, uzadıkça uzar, ana konudan uzaklaşılır, kişilerin ilgisi azalır ve en önemlisi vaktiniz heba olur (Smith, 1998, s. 91). Kötü olan aslında toplantılar değildir. Buradaki sorun toplantının yapılandırma şekli ve katılımcıların faaliyetleridir. Çünkü amaç dışı konuşmalar ve tartışmaya girenler, hazırlıksız gelen üyeler, kontrolü elinde tutamayan başkan ve sadece toplantı yapmak için yapılan toplantılar kişilerin zamanlarını çalan toplantılardır.

Krizler: İnsan hayatında işler hiç bitmez ya da biten işlerin yerine yenileri gelir. Yeni

gelen ya da biten işler de beraberinde krizlere neden olabilir. Kriz, bir örgütün üst düzey hedeflerini tehdit eden, bazen de örgütün yaşamını tehlikeye sokan ve ivedi tepki gösterilmesini gerektiren, örgütün kriz öngörme ve önleme mekanizmalarının yetersiz kaldığı, gerilim yaratan bir durumdur (Kaymaz vd., 2010, s. 89).

Bir örgütte etkinliği ve verimliliği devam ettirebilmek için, önemli olan ortaya çıkan krizleri önlemek değildir, önemli olan krizlerin çıkmaması için önlemler alabilmektir. İşiniz hep yangınları söndürmekle geçiyorsa önemli işler için pek vaktiniz kalmayacaktır (Özdemir, 2000, s. 111).

Yetersiz iletişim: İnsanlar iş hayatında ya da özel hayatlarında sürekli birileri ile

haberleşme ağı içindedirler. Haberleşme bir süreçtir ve bu süreç her örgütün tüm bölümlerinde kuruludur. Bir örgütün amaçlarını sistemli ve verimli olarak gerçekleştirebilmesi için; planlama, örgütleme, yürütme, kontrol fonksiyonları ile ilgili

Şekil

Şekil 6. Maslow ve Alderfer’in Gereksinim Kuramları arasındaki ilişki(Özer ve Topaloğlu,  2008, s
Şekil 7. Bireysel amaçların oluşması ve iş başarısındaki rolü(Eren, 2008, s. 526).
Tablo 5. Evrene Dâhil Olan Ortaokulların Merkez ve İlçelere Göre Dağılımı
Tablo 6. Evrene Dâhil Olan Öğretmenlerin İlçelere ve Cinsiyete Göre Dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Yöneticinin çalıştığı örgütteki çalışma saatleri, yapmak zorunda olduğu işlerin yoğunluğu, örgütteki iletişim biçimi, teknolojik donanım düzeyi, çalışanların

 Subjektif zaman, hissedilen, algılanan zaman  Objektif zaman, saatlerle ölçülebilen.. 

Bu yaklaşım, başarı (hedef) yaklaşımından yola çıkarak çabaların öncelikle en önemli işler üzerine yoğunlaşması..

Maddi ve mânevi zenginliklere sahip olan bu aile, öylesine geniştir ki, ailenin başı Abdurrahman Sâıııi Paşa nın 12, oğul larından Abdüllatif Suphi Haşa

Hastanın eksplorasyonunda yaklaşık 25 x 20 x 25 cm boyutlarında çevre dokuları, sigmoid kolon ve mezosunu invaze eden ve sol üreteri içine alan retroperitoneal

10614 COVID-19 hastasını kapsayan bir çalışmada sitokin fırtınasına ve inflamasyona bağlı art- mış ferritin seviyeleri tespit edilmiştir. Diyabet, trombo- litik komplikasyon

接著由加速器新創團隊:醫守科技 Asope、龍骨王 LongGood、神經元科技 Neurobit

Daha fazla ders çözümü için www.bilgenc.com adresini