• Sonuç bulunamadı

İç Anadolu turizminin gelişiminde pazarlama iletişimi stratejilerinin önemi: Teorik ve ampirik bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İç Anadolu turizminin gelişiminde pazarlama iletişimi stratejilerinin önemi: Teorik ve ampirik bir araştırma"

Copied!
318
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

HALKLA L K LER VE TANITIM ANAB L M DALI REKLAMCILIK VE TANITIM B L M DALI

Ç ANADOLU TUR ZM N N GEL

M NDE

PAZARLAMA LET

M STRATEJ LER N N ÖNEM :

TEOR K VE AMP R K B R ARA TIRMA

DOKTORA TEZ

Danı man

PROF. DR. ÇA ATAY ÜNÜSAN

Hazırlayan

(2)

Ç NDEK LER

Ç NDEK LER...i

EK LLER L STES ...ix

TABLOLAR L STES ...x

G R ...1

B R NC BÖLÜM TUR ZM KAVRAMI VE TUR ZM N SOSYAL-EKONOM K BOYUTLARI I. TUR ZM KAVRAMI ...6

II. TUR ZM SINIFLANDIRMALARI VE TUR ZM TÜRLER ...11

A) Z YARET ED LEN YERE GÖRE SINIFLANDIRMA ...11

B) DEMOGRAF K ÖZELL KLERE GÖRE SINIFLANDIRMA ...11

1) Katılan Ki i Sayısına Göre:... 12

2) Ya Gruplarına Göre... 12

3) Katılanların Sosyo-Ekonomik Durumlarına Göre... 12

4) Yapılı Amacına Göre ... 12

III. TUR ZM N TAR H GEL M ...13

A) DÜNYADA TUR ZM N TAR H GEL M ...13

1) lkça lardan Reform Sonrasına Turizm... 13

2) Reform Sonrası Turizm Geli meleri... 16

3) Sanayi Devrimi ve Turizmin Geli mesi... 16

4) 20. Yüzyılda Turizm... 17

5) Günümüzde Turizm... 18

B) TUR ZM N TÜRK YE’DEK GEL M ...19

IV. TUR ZM N ETK LER ...20

A) TUR ZM N EKONOM K ETK LER ...20

(3)

2) Turizmde Çarpan Kavramı... 22

3) Turizm ve Ekonomik Geli me ... 23

4) Turizmde stihdam... 24

5) Turizmin Olumsuz Ekonomik Etkileri... 26

B) TUR ZM N SOSYAL-KÜLTÜREL ETK LER ...26

1) Turizmin Olumsuz Sosyal-Kültürel Etkileri... 27

2) Turizmin Olumlu Sosyal-Kültürel Etkileri ... 29

C) TUR ZM N ÇEVRE ÜZER NDEK ETK LER ...30

1) Turizmin Neden Oldu u Çevresel Sorunlar ... 31

2) Turizmin Çevre Üzerindeki Yararlı Etkileri... 33

D) TUR ZM N OLUMSUZ ETK LER N N ASGAR YE ND R LMES ...33

1) Sürdürülebilir Turizmin lkeleri ... 34

2) Turizmde Yerel Toplulukların Karar Alma Sürecine Katılımı ... 35

3) Ta ıma Sınırı (Kaldırma Kapasitesi)... 35

4) Konuk Yönetimi ... 36

5) Bilgilendirme ve Pazarlama Yoluyla E itim Verme... 37

6) Çevre Üzerindeki Etkinin Ölçülmesi ... 37

7) Sektörde Ortaya Çıkan Giri imler... 38

V. TUR ZM ARZ VE TALEB ...39

A) TUR ZM ARZI ...39

1) Turizm Arzı Bile enleri... 39

B) TUR ZM TALEB ...40

1) Turizm Talebine Etki Eden Faktörler ... 41

C) TUR ST DAVRANI I- MOT VASYON...42

(4)

3) Dann’ın Turizm Motivasyonu Yakla ımı... 44

4) Plog’un Turist Tipolojileri... 44

D) TUR ST GÜDÜSÜNÜ ETK LEYEN FAKTÖRLER...45

1) Ya ... 46

2) Ailenin Özellikleri ... 46

3) Cinsiyet ... 47

4) Meslek...Hata! Yer i areti tanımlanmamı . 5) Toplumsal Statü ve Gelir...Hata! Yer i areti tanımlanmamı . VI. TUR ZM ENDÜST R S N N YAPISI...47

A) SEYAHAT ACENTELER (ARACI LETMELER) ...47

B) TUR OPERATÖRLER ...49

C) ULA TIRMA LETMELER ...50

1) Hava Ta ımacılı ı... 50

2) Denizyolu Ta ımacılı ı ... 52

3) Karayolu Ta ımacılı ı ... 52

D) KONAKLAMA LETMELER ...53

E) YEME- ÇME LETMELER ...54

VII. TUR ZM ÖRGÜTLENMES ...54

A) ULUSLARASI TUR ZM ÖRGÜTLER ...54

B) ULUSAL ÖRGÜTLENMELER: ...56

C) TUR ZMDE KAMU KURUMLARININ ÖNEM ...58

VIII. TUR ZMDE PLANLAMA ...59

A) TUR ZMDE PLANLAMA VE GEL T RME...60

1) Ulusal Turizm Planlaması ... 61

2) Planlama Türleri ... 61

3) Turizm Planlamanın Çerçevesi ... 65

(5)

K NC BÖLÜM

PAZARLAMA LET M VE TUR ZMDE PAZARLAMA LET M

I. PAZARLAMA...69

A) PAZARLAMA KAVRAMI VE KONSEPT ...69

B) PAZARLAMA STRATEJ S VE PLANLAMA ...70

C) PAZARLAMA LET M ...72

1) Pazarlama leti imi Karması ... 72

2) Bütünle ik Pazarlama leti imi... 73

II. TUR ZM PAZARLAMASI ...73

A) TUR ST K ÜRÜNÜN ÖZELL KLER ...74

B) TUR ZM PAZARLAMA KARMASI ...76

C) TUR ZM PAZARLAMASI YAKLA IMLARI...76

D) TUR ZMDE PAZARLAMA LET M ...79

1) Turizmde Bütünle ik Pazarlama leti imi... 80

2) Turizmde Bütünle ik Pazarlama leti iminin Sınırları ... 80

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TUR ZMDE BÖLGESEL/YEREL B RL VE ORTAK PAZARLAMA I. TUR ZMDE BÜYÜME VE BÖLGESEL E TS ZL KLER ...82

A) Ç TUR ZM VE BÖLGESEL GEL ME ...83

II. TUR ZM DEST NASYON PAZARLAMASI ...85

A) DEST NASYONLARIN STRATEJ K LEV VE YÖNET MLER ...86

B) ORTAK PAZARLAMA ...89

1) Turizmde Ortak Reklamcılık... 89

2) Ortak Pazarlamaya Yönelik Engeller... 93

3) Ortak Turizm Destinasyon Pazarlamasının Önemi ... 93

C) DEST NASYON PAZARLAMASINDA B RL NE YÖNELTEN HT YAÇLAR ...95

(6)

A) DEST NASYON PAZARLAMASINDA B RL N N OLU UM SÜREC ...99

1) Destinasyon Pazarlamasında birli inin Olu um A amaları: Problemin Tanımlanması, Yön Tespiti, Yapılandırma... 99

2) Destinasyon Pazarlamasının Örgütleni inde Hâkimiyet Yapıları... 101

IV. DEST NASYON PAZARLAMASINDA B RL STRATEJ LER VE UYGULAMALARI ...102

A) YEREL PLANLAMA GELENE NDE PAYDA TUTUMU...104

B) FARKLI KURUMLARDAN PAYDA LARIN TUR ZM STRATEJ S YAKLA IMLARINDAK FARKLILIKLAR ...107

1) Kurumlar Arası birli ini Te vik Eden Faktörler... 108

2) Kurumlar Arası li kilere Yönelik Engeller... 108

V. ORTAK TUR ZM PAZARLAMASININ TÜRLER ...110

VI. TUR ZM DEST NASYON PAZARLAMASININ ÖRGÜTLEN ...113

A) DEST NASYON PAZARLAMASINDA BULUNAN PAYDA LAR (STAKEHOLDER THEORY)...114

B) PAYDA YÖNET M N N TUR ZMDE UYGULAMALARI...116

C) DEST NASYON PAZARLAMASINDA B RL B Ç MLER ...116

VII. DEST NASYON PAZARLAMASINDA MAJ VE MARKALA MA...121

A) DEST NASYON MARKALAMANIN KARMA IKLI I...123

B) MARKA DE ER N N B R UNSURU OLARAK TUTARLILIK...126

VIII. DEST NASYON ÜRÜN PAKET GEL T RME...127

A) ÜRÜN GEL T RME A AMASI...127

B) B RL K-ORTAKLIK OLU TURMA A AMASI ...127

C) RUT NLE T RME A AMASI ...129

IX. DEST NASYON PAZARLAMADAN DEST NASYON YÖNET M NE ...129

A) ORTAK DEST NASYON PLANLAMASI ...131

X. TÜRK YE’DE YEREL TUR ZM B RL ÖRGÜTLENMELER ...133

A) YEREL TUR ZM GEL T RME VAKIF VE DERNEKLER ...133

(7)

C) TÜRK YE TUR ZM NDE YEREL B RL G R M ÖRNEKLER ...135

1) PATERO A. . (Pamukkale Termal Otelciler Birli i)... 136

3) Devlet Öncülü ünden Yerel birli ine 40 Yıllık Süreç: GATAB... 138

4) ERTUYAB (Erciyes Turizm Yatırımcıları Birli i)... 140

5) Hizmet Birlikleri Kanunu... 140

6) Avrupa Kültür Ba kenti Ajansı... 141

7) Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ... 142

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Ç ANADOLU BÖLGES N N TUR ST K ARZ VE TALEP ÖZELL KLER I. Ç ANADOLU BÖLGES ’N N TÜRK YE TUR ZM NDEK YER ...146

II. Ç ANADOLU BÖLGES N N F Z K CO RAFYA ÖZELL KLER N N TUR ZM FAAL YETLER BAKIMINDAN ÖNEM ...154

A) Ç ANADOLU BÖLGES TUR ZM ARZINDA YER EK LLER ...154

1) ç Anadolu Bölgesi Da larının Da cılık ve Kı Turizmi Açısından De erlendirilmesi ... 154

2) ç Anadolu Bölgesinde Yer Alan Ma araların Turizm Açısından De erlendirilmesi ... 155

B) Ç ANADOLU TUR ZM ARZINDA SU KAYNAKLARI ...155

1) ç Anadolu Bölgesi’nde Yer Alan Kaplıcaların Turizm Arzı Açısından De erlendirilmesi ... 155 2) ç Anadolu Bölgesinde Yer Alan Su Havzalarının Ku Gözlemcili i Turizmi

Açısından De erlendirilmesi...Hata! Yer i areti tanımlanmamı .

C) Ç ANADOLU BÖLGES NDE KORUNAN ALANLARIN TUR ZM ARZI

AÇISINDAN DE ERLEND R LMES ...Hata! Yer i areti tanımlanmamı .

1) ç Anadolu Bölgesinde Milli Parklar ...Hata! Yer i areti tanımlanmamı .

2) ç Anadolu Bölgesinde Tabiat Parkları, Tabiat Alanları ve Tabiatı Koruma Alanları ...Hata! Yer i areti tanımlanmamı .

(8)

III. Ç ANADOLU BÖLGES TAR H N N TUR ZM ARZI AÇISINDAN DE ERLEND R LMES ...156 A) AKSARAY...156 B) ANKARA ...157 C) ÇANKIRI ...159 D) ÇORUM ...160 E) KARAMAN...160 F) KAYSER ...161 G) KIRIKKALE ...162 H) KIR EH R ...162 I) KONYA ...163 J) NEV EH R ...164 K) N DE ...166 L) S VAS...166 M) YOZGAT ...167

IV. Ç ANADOLU BÖLGES TUR ST K GÜZERGÂHLAR A I...168

BE NC BÖLÜM DEST NASYON TANITIM VE PAZARLAMASINDA YEREL B RL VE ORTAKLIK STRATEJ LER : Ç ANADOLU BÖLGES ’NE YÖNEL K ALAN ARA TIRMASI I. ARA TIRMANIN SORUNU ...174

II. ARA TIRMANIN AMACI ...176

III. ARA TIRMANIN ÖNEM ...177

IV. ARA TIRMA SORULARI ...179

V. ARA TIRMANIN SINIRLILIKLARI ...181

VI. ARA TIRMA YÖNTEM ...181

A) SORU FORMUNUN ÖZELL KLER ...182

B) ARA TIRMADA UYGULANAN STAT ST KSEL ANAL ZLER ...182

(9)

A) ARA TIRMAYA KATILANLARA A T DEMOGRAF K VER LER...183

B) PAYDA KURUMLAR ARASI LET M DÜZEY ...187

C) PAYDA KURUMLARIN DEST NASYONDAK TUR ZM PLANLAMASI KONULARINA YÖNEL K B LG DÜZEYLER ...190

D) KURUMLAR ARASI ORTAK G R MDE BULUNMA DURUM ...192

E) YEREL TUR ZM FAAL YETLER NDE B RL NE YÖNEL K TUTUMLAR...195

F) ORTAK FAAL YETLERE KAR I OLUMSUZ TUTUMLAR...197

G) DEST NASYON PAZARLAMASINDA MECRALARA ATFED LEN ÖNEM.199 H) KATILIMCILARIN PAYDA TOPLANTILARINI DE ERLEND RMELER .201 I). ORTAK TUR ZM FAAL YETLER N N BA ARISININ DE ERLEND R LMES ...205

) YEREL TUR ZM B RL N ENGELLEY C FAKTÖRLER ...207

J) ORTAK TUR ZM ÖRGÜTLENMES NE KATILIM KO ULLARI HAKKINDA DENEKLER N DÜ ÜNCELER ...224

K) ORTAK TUR ZM ÖRGÜTLENMES NDEK UYU MAZLIKLARDA ALINACAK KARARLARLA LG L DENEKLER N DÜ ÜNCELER ...224

L) TUR ZMDE YEREL B RL HEDEFLER NDE ÖNCEL KLER ...227

M) YEREL ÜRÜN PAKET GEL T RMEDE SÖZ SAH B OLMASI ÖNER LEN KURUMLAR ...228

N) TUR ZM ARA TIRMA H ZMETLER N YÜRÜTMES GEREKEN KURUMLAR ...231

O) TUR ZM MAJ VE MARKALA MA KARARLARINDA SÖZ SAH B KURUMLAR ...232

Ö) TUR ZM TANITIM VE PLANLAMASININ HEDEF ...234

SONUÇLAR...236

KAYNAKÇA ...234

EKLER ...259

EK 1: ANKET FORMU...260

(10)

EK LLER L STES

ekil 1: Turist Tanımları...7

ekil 2: Kültür ve Turizm Bakanlı ı Te kilat eması...57

ekil 3: Sürdürülebilir turizm de erleri ve ilkeleri ...64

ekil: 4: Turizm planlamasında etkile im ili kileri ...65

ekil 5: Turizm Pazarlaması Karması...73

ekil 6: Bir Turistik Destinasyon çinde Yer Alan Turizm Stratejileri Biçimleri...81

ekil 7: Gray’in Ortakla a Karar Almada 3 A amalı birli i Modeli...91

ekil 8: Payda Koordinasyonunun Resmi Bir Kurumca Sa landı ı Bir Destinasyon Örne i ...99

ekil 9: Ba arılı Bütünle ik Turizmin Geli imi çin Gerekli 4 birli i Türü ...132

ekil 10: Co rafi Bölgelere Göre Tesise Geli Sayısı (2005)...147

ekil 11: Co rafi Bölgelere Göre Geceleme Sayısı (2005) ...147

ekil 12: Co rafi Bölgelere Göre Tesise Geli Sayısı (2006)...148

ekil 13: Co rafi Bölgelere Göre Geceleme Sayısı (2006) ...138

(11)

TABLOLAR L STES

Tablo 1. Turizm Talebine Etki Eden Faktörler ...38

Tablo 2: Pazarlama Örgütleni inde Hakimiyet Modları ...95

Tablo 3: Bölgelere Göre Tesise Geli , Geceleme Sayısı, Ortalama Kalı Süresi ve Toplam çinde Payları ...149

Tablo 4: Tesis Türlerine Göre ç Anadolu Bölgesi Tesise Geli , Geceleme Sayısı, Ortalama Kalı Süresi ve Doluluk Oranı (2005)...150

Tablo 5: ç Anadolu Bölgesi l ve Tesis Türlerine Göre Tesise Geli , Geceleme Sayısı, Ortalama Kalı Süresi ve Doluluk Oranı (2005)...152

Tablo 6: ç Anadolu Bölgesi Tesislere Geli Sayısı, Geceleme, Ortalama Kalı Süresi ve Doluluk Oranlarının, Tesis Tür Ve Sınıflarına Göre Da ılımı (2006) ...153

Tablo 7: Deneklerin Cinsiyete Göre Da ılımı ...175

Tablo 8: Deneklerin Ya Kategorisine Göre Da ılımı...175

Tablo 9: Deneklerin E itim Durumuna Göre Da ılımı ...176

Tablo 10: Deneklerin Kurumda Çalı tı ı Süreye Göre Da ılımı...176

Tablo 11: Deneklerin Çalı tı ı Kurum Türü Da ılımı...177

Tablo 12: Deneklerin Yaptı ı Göreve Göre Da ılımı...177

Tablo13: Deneklerin llere Göre Da ılımı ...178

Tablo 14: Destinasyonda Yer Alan Payda Kurumlar Arası leti im Düzeyi...179

Tablo 15: Destinasyonda Yer Alan Payda Kurumlar Arası leti im Düzeyinin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları ...180

Tablo 16: Ara tırmaya Katılan Deneklerin Payda Kurumların Destinasyondaki Turizm Planlaması Konularına Yönelik Bilgi Düzeyleri...181

Tablo 17: Payda Kurumların Destinasyondaki Turizm Planlaması Konularına Yönelik Bilgi Düzeylerinin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları...182

(12)

Tablo 18: Yerel Turizm Faaliyetlerinin Yürütülmesinde Turizm letmeleri ve Di er Kamu Kurumlarıyla Ortak Giri imler...183 Tablo 19: Görev Yapılan Kurum ve Turizm Faaliyetlerinin Yürütülmesinde Di er

Kurulu larla Ortak Çalı ma Yapmaya li kin Çapraz Tablo...184 Tablo 20: Ara tırmanın Yapıldı ı l ve Turizm Faaliyetlerinin Yürütülmesinde Di er

Kurulu larla Ortak Çalı ma Yapmaya li kin Çapraz Tablo...185 Tablo 21: Deneklerin Yerel Turizm Faaliyetlerinde birli ine Yönelik Tutumlarının

Yüzdelik Da ılımları...186 Tablo 22: Deneklerin Yerel Turizm Faaliyetlerinde birli ine Yönelik Tutumlarının

Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları...187 Tablo 23: Deneklerin Ortak Faaliyetlere Yönelik Olumsuz Tutumların Nedenleri...188 Tablo 24: Deneklerin Ortak Faaliyetlere Yönelik Olumsuz Tutumların Nedenlerinin

Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları...189 Tablo 25: Deneklerin Destinasyonun Pazarlamasında Kullanılan Mecralara Atfettikleri

Önem Düzeyinin Yüzdelik Da ılımları ...190 Tablo 26: Deneklerin Destinasyonun Ortak Pazarlamasında Kullanılan Mecralara Atfettikleri

Önemin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları...191 Tablo 27: Yerel Turizm Konulu Payda Toplantısı De erlendirmelerinin Yüzdelik Da ılımları..192 Tablo 28: Yerel Turizm Konulu Payda Toplantısı De erlendirme Aritmetik Ortalama,

Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları ...194 Tablo 29: Deneklerin ehir/ Bölgelerindeki Ortak Turizm Faaliyetlerinin Ba arısıyla

lgili Dü ünceleri...195 Tablo 30: Deneklerin ehir/Bölgelerindeki Ortak Turizm Faaliyetlerinin Ba arısıyla lgili

Dü üncelerinin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları...196 Tablo 31: Ortak Turizm Faaliyetlerindeki birli inin Artmasında Engel Olan Faktörler ...198 Tablo 32: Ortak Turizm Faaliyetlerindeki birli inin Artmasında Engel Olan Faktörlerin

(13)

Tablo 33: Deneklerin Ortak Yerel/Bölgesel Turizm Planlama-Tanıtım Örgütlenmesine Katılım Ko ulları Hakkındaki Dü ünceleri...212 Tablo 34: Ortak Bölgesel/Yerel Turizm Planlama Örgütlenmesinde Uyu mazlıklarda

Kararlar Nasıl Alınmalıdır ...225 Tablo 35:“Ortak Bölgesel/Yerel Turizm Planlama Örgütlenmesinde Uyu mazlıklarda Kararlar

Nasıl Alınmalıdır”; Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları...226 Tablo 36: Bölgesel/Yerel Turizm Planlama ve Tanıtımında birli ini Gerektiren

Konulara Verilen Önem ...227 Tablo 37: Bölgesel/Yerel Turizm Planlama ve Tanıtımında birli ini Gerektiren Konulara

Verilen Önemin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları...228 Tablo 38: Yerel Ürün Paketi Geli tirmede Kurumlara Atfedilen Önem Düzeyleri...229 Tablo 39: Yerel Ürün Paketi Geli tirmede Kurumlara Atfedilen Önem Düzeylerinin

Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları...230 Tablo 40: Yerel Turizm Ara tırma Hizmetleri Görevlendirmelerine Yönelik Denek Tutumları...231 Tablo 41: Yerel Turizm Ara tırma Hizmetleri Görevlendirmelerine Yönelik Denek

Tutumlarının Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min. ve Maks. Puanları ...232 Tablo 42: Deneklerin Destinasyonun maj/Markala mayla lgili Karar Alma

Süreçlerine Yakla ımları ...233 Tablo 43: Deneklerin Destinasyonun maj/Markala mayla lgili Karar Alma Süreçlerine

Yakla ımlarının Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Min ve Maks. Puanları...233 Tablo 44. Deneklere Göre Turizm Tanıtım ve Planlamasının Hedefi ...234

(14)

G R

Destinasyonun etkin bir pazarlama stratejisiyle tanıtılıp pazarlanabilmesi için yerel temelde özel sektör-yerel yönetim-merkezi devlet kurumları-yerel halk arasında, yani tüm payda lar arasında etkin bir ileti im, i birli i ve e güdüm ortaklı ı gerekmektedir.

Çalı mamızda, ç Anadolu destinasyonları temelinde ortak tanıtım ve pazarlama i birli i için mevcut ileti im altyapısı ara tırılmı ve ortak stratejilerin olu turulup uygulanmasında engel olu turan payda lar arası ileti im engelleri belirlenerek modele ili kin önerilerde bulunulmu tur.

Turistik ürün de i ik unsurlardan olu an karma ık bir bile imdir. Bu ürün paketi ço unlukla belli bir turistik yer çevresinde olu tu u için büyük ölçüde yer merkezli bir niteli e sahiptir. Destinasyon denilen bu güzergâh çevresinin sahip oldu u turistik arz potansiyelinden yola çıkarak belli bir turist tipine/tiplerinin ihtiyaçlarına hitap eden mesajlar destinasyon merkezli pazarlama ileti imi faaliyetlerinin temelini olu turur. Her ne kadar, gerek turist gerekse yer tarafındaki bu unsurlar önceden belirlenmi ve sabit görünse de, gerçekte bunların ara tırılıp do ru olarak belirlenmesi ve bunlara uygun etkin ve ba arılı pazarlama ileti imi stratejilerinin olu turulması ve uygulanması karma ık, uzun vadeli, kaynak ve uzmanlık gerektiren sistemli bir örgütlenme olmaksızın ba arılamayan bir süreç sonucunda elde edilir. Bu nedenle ülkemiz turizminin en önemli sorununun tanıtım koordinasyonu eksikli i oldu unu söyleyebiliriz.

Güzergâh ve turistik bölge/merkez odaklı pazarlama ileti imi stratejileri turizm tanıtımının ba arımı ve verimlili i üzerinde hayati öneme sahiptir. Tur ve paket temelli turistik arz planlaması ve pazarlamasının gereklilikleri, ister turizm giri imcisi ister kamu kurumu tarafından yapılan tanıtım çabaları olsun, bölgesel/yerel temelde yo un bir i birli i ve koordinasyonu gerektirmektedir. Modern ve etkin tanıtım stratejileri, destinasyon imajı ve ileti im mesajlarının bütünle ikli ine büyük önem vermektedir. Tarafların kendi ba larına olu turdukları reklam, internet, do rudan pazarlama, fuar, festival vb. her türlü pazarlama ileti imi araçlarıyla gönderdikleri da ınık ve ayrı telden çalan ileti im mesajları gürültü duvarını a arak hedef kitleye ula amadı ı gibi, birbirlerine ket vuran farklı mesajlarla da zayıflatılmaktadırlar.

(15)

Tanıtım faaliyetlerinin koordinasyonunu zorunlu kılan bir ba ka önemli neden de tanıtım bütçelerinin birle tirilmesiyle daha etkin, verimli harcamalar gerçekle tirmektir. Küçük bütçelerin birle mesiyle, ba ka türlü gerçekle tirilemeyecek büyük tanıtım kampanya ve projelerini gerçekle tirmek mümkün hale gelir. Ayrıca tüm tanıtım faaliyetlerinin bir hiyerar ik koordinasyonu sa lanmı olur, bireysel reklam verenler bu bilgi çerçevesi sayesinde tanıtım harcamalarının bo a gitmesinden korunmu olurlar.

Destinasyon imajı pazarlama ileti iminin temelini olu turur. Bu imaj sadece mevcut (veya zannedilen) turistik arz unsurlarından olu maz, mevcut ve henüz gelmemi (ve ke fedilmemi ) yani potansiyel bir turist katmanının ilgi alanına hitap edecek, ara tırılmayı gerektiren gizli, karma ık bir mesaj imgesidir. Bu stratejik önem, pazarlama ileti imi stratejisini planlama sürecinin en ba ından itibaren vazgeçilmez kılar. Pazar, yani hitap edilecek turist tipi eldeki veya geli tirilecek turistik ürün paketine göre belirlenecek tüm pazarlama etkinlikleri bu temele göre olu turulacaktır.

Geli mi bir turistik sistem örgütlenmesine sahip ülkelerde bir destinasyondaki pazarlama ve tanıtım faaliyetleri destinasyon pazarlama kurulu u olarak adlandırılan tek bir elden koordine edilmekte, duruma göre bu kurum bir turizm danı ma bürosu olmakta, destinasyonun arz ve kaynak artlarına göre profesyonel bir irket, bir uzman, bir kent konseyi, merkezi devletin (turizm bakanlı ı) emsiyesi altında bir turizm yatırımcıları örgütlenmesi gibi çok farklı karma örgütlenmelerden olu abilmektedir.

Her eyden önce, bir destinasyonda payda olan tarafların çe itlili i ve süreç içindeki i lev ve etkilerinin farklılıkları, temsil ettikleri sayısız ilgi ve çıkarlarının çatı abilen yapıya sahip olması (örne in; özel çıkar-kamu çıkarı, yerel ilgi-merkezi ilgi, hükümranlık-yetki devri çatı maları, rakip i letmelerin rekabetleri, siyasal uzla mazlıklar, ki isel kavgalar, turist-yerli halk çatı ması, kültürel çatı ma, çevresel kaynakların tüketilmesi vs.) bir ortaklık zemininde bulu mayı zorla tırmaktadır. Bunun üstesinden gelecek bir ileti im platformu olu turmak hem kültürel yatkınlık hem de ortak çıkarların baskısını gerekli kılan zor bir i tir. Ortak iradenin olu masıyla ba lamak için ilk ko ul yerine gelmi tir ama imdi sıra profesyonel süreci koordine edip denetleyecek iyi i leyen sistemli bir örgütlenmeye gelmi tir. üphesiz her destinasyon tüm ara tırma, planlama,

(16)

tanıtım i lerini tek elden düzenleyecek profesyonel bir danı mana veya kurulu a emanet etme öngörü ve kaynaklarına sahip olmayabilir. Ama payda ların ortak çıkarlarını asgari düzeyde uzla tıracak platformlar farklı ba arım düzeylerinde de olsa bir araya gelebilir, gelmelidir.

ç Anadolu bölgesi, sahip oldu u turistik arz özellikleriyle Türkiye’nin di er turistik bölgelerinden çok farklı bir bile im olu turmakla birlikte kendi bölgesel özellikleri içinde de benzerlikler ve farklılıklar göstermektedir. Bu bölgede özellikle bazı turizm türleri bakımından (ör. kültür turizmi), hatta kitle turizmi bakımından (ör. Kapadokya) önemli turistik arz ifade eden bölge ve merkezler yanında, geleneksel turizm yakla ımlarına göre önemsiz kırsal bölgeler birlikte yer almaktadır. Bu nedenlerle turistik tanıtım stratejilerinin yerel ve bölgesel niteliklere göre tespit ve koordinasyonunun sa lanması büyük önem ta ımaktadır. Bu gereklilik apaçık olmakla birlikte, yerel temelde bir i birli i ve koordinasyona gitmek sayısız güçlükler ve sorunların a ılmasını gerektirmekte, ba arılı bir ekilde sürdürülmesi ve hedeflere ula tırılması ise güçlü bir ortak iradeden daha fazla olarak yeterli örgütsel ve teknik bilgiyi ve kayna ı gerektirmektedir.

Çalı mamızın konusu, ilk olarak, destinasyon tanıtımı ve dolayısıyla yönetiminin olmazsa olmazı olan bu ortaklık ve i birli i görünümlerinin ç Anadolu Bölgesi çapındaki farklı merkezlerde nasıl ve ne ölçüde uygulandı ını genel olarak inceleyerek, turistik tanıtımda koordinasyon ve mesaj bütünle mesi, imaj ve hedef kitle tespiti, dolayısıyla etkinlik ve verimlilik ne ölçüde gerçekle tirilebildi ini belirlemektir. Sonrasında ortaklık ve i birli i giri imlerinin geli imini incelemek, uygulanan teamül ve prosedürleri, süreç farklılıklarını ve bunların ba arımlarını kar ıla tırmalı olarak incelemek, verimsizlik kaynaklarını, aksaklıkların kaynaklarını, sürecin tıkanma nedenlerini, çatı maların tür ve nedenlerini, sorunların gruplanmalarını inceleyerek, ikinci adım olarak olası çözümleri, örgütlenme model ve yolları hakkında önerilerde bulunmaktır. Bir ba ka inceleme konusu da, çok geni bir co rafi alanı ifade eden ç Anadolu Bölgesi içinde turistik geli me planlaması bakımından daha anlamlı olabilecek alt-bölgelerin hangi ölçütlere göre (ör. merkez-kenar ili kisi, ula ım yolları, güzergâh, turistik arz kümelenmesi, özel turizm türü gibi) ili kilendirilebilece i ara tırılmı tır.

(17)

Çalı manın birinci bölümünde genel olarak turizmle ilgili genel kavramlar ve turizmin sosyal-ekonomik boyutlarını açıklamak amacıyla turizm sınıflandırmaları, turizm türleri çe itli ölçütlere göre anlatılmı , turizmin dünyadaki ve Türkiye’deki tarihi geli imi özetlenmi tir. Turizmin etkilerini ele alan ba lık altında ise turizmin ekonomik etkileri ve önemi, turizmin olumlu ve olumsuz sosyal-kültürel etkileri, turizmin yol açtı ı çevresel problemler ele alınmı , bütün bu etkilerin denetim altında tutulabilmesine yönelik sürdürülebilir turizm geli imi yakla ımının ilkeleri incelenmi tir. Turizm arz ve talebini ele alan ba lık altında turizm arzı bile enleri, turizm talebine etki eden faktörler, turist davranı ı ve buna etki eden faktörler ele alınmı tır. Turizm endüstrisinin yapısı ba lı ı altında turizm giri imci ve i letmecileri seyahat acenteleri, tur operatörleri, ula tırma, konaklama, yeme-içme i letmeleri olarak ele alınmı tır. Turizm örgütlenmesi ba lı ı altında ulusal ve uluslar arası resmi, yarı resmi ve mesleki turizm örgütleri incelenmi tir. Turizmde planlama ba lı ı altında ise turizm geli tirmesi, devlet eliyle turizm planlamasının önemi ve turizm politikaları incelenmi tir.

kinci bölümde ise genel olarak pazarlama ileti imi kavramları ile turizmde pazarlama ileti iminin kendine özgü özellikleri ele alınmı tır. Bu bölümde ele alınan konular pazarlama konsepti, stratejisi ve pazarlama planı kavramlarından yola çıkarak pazarlama ileti imi sürecinin unsurları ve pazarlama ileti imi modeli olu turulması ele alınmı tır. Bu süreçte pazarlama ileti imi karmasının önemi ve geli tirilme süreci, bütünle ik pazarlama ileti imi ve genel tutundurma karması yakla ımları açıklandıktan sonra turizm pazarlamasının di er ürün ve hizmet pazarlama yakla ımları kar ısında olu turdu u farklı özellikler ele alınmı tır.

Üçüncü bölümde, turizmde bölgesel/yerel i birli i ve ortak pazarlama konuları turizm kaynaklı büyümenin bölgesel e itsizliklerin dengelenmesinde ne ölçüde ve nasıl kullanılabilece i, turistik ürünün destinasyon temelli pazarlamasının önemi, destinasyon yönetiminin stratejik önemi, destinasyonların ortak pazarlanmasının önemi; yerel planda kurumlar arası i birli inin önemi, sorunları ve örgütleni i, yerel payda lar arası etkile im, turizmde payda yönetimi uygulamaları; destinasyon markası, imajı, ürün paketi geli tirme a amalarında ortak yönetim, i birli i ve e güdüm ve planlama konuları ele alınmı tır. Son

(18)

olarak Türkiye’ye farklı yerel turizm i birli i giri imleri örneklenmi ve gelece e yönelik yerel açılımlar de erlendirilmi tir.

Dördüncü bölümde ç Anadolu Bölgesini turistik arz bakımından farklı kılan özellikler özetlenerek mevcut ve geli tirilebilir turizm güzergâhları incelenmi , di er bölgelerden ba lanan yerle ik tur güzergâhları ile ili kili olarak bir haritada gösterilmi tir.

Çalı mamızın ara tırma bölümünü olu turan be inci bölümde ç Anadolu Bölgesi’nde destinasyon tanıtım ve pazarlamasında yerel i birli i ve ortaklık stratejilerini incelemek amacıyla Konya, Nev ehir, Kayseri, Yozgat, Sivas, Ni de illerinde ve ayrıca bölge dı ından olmakla birlikte sisteme ba lantıları bakımından Çorum ilinde alan ara tırmaları gerçekle tirilmi tir. Söz konusu il merkezlerinde turizm sektöründe yer alan veya do rudan ilgili bulunan özel ve resmi payda ların turizm odaklı konularda birbirleriyle ileti im ortamları, ortak giri imleri ve bu giri imlerde kar ı kar ıya kaldıkları sorunlar ve önerileri incelenmi tir. Anket sonuçlarının bilgisayarda analiz edilmesiyle bu konularda önemli sonuçlar elde edilmi ve bunlardan yola çıkarak turizmin yerel örgütlenmesine ve ileti im sorunlarının çözülmesine yönelik olarak önerilerde bulunulmu tur.

Bulunan sonuçlar arasında en çarpıcı grup, yerel ileti im ve i birli i giri imlerine katılan payda ların, ileti im süreçleri ve prosedürleri sırasında ya adıkları hayal kırıklıkları sonucunda edindikleri olumsuz tutumların, yerel payda lar arası ileti im süreci için en büyük bir engel haline geldi ini göstermektedir. Yapısal ve örgütsel aksaklıklar da önemli olmakla birlikte, bu olumsuz psikoloji, yerel giri imlerin yeniden ve artık daha farklı biçimde ele alınması gerekti ini göstermektedir.

(19)

B R NC BÖLÜM:

TUR ZM KAVRAMI VE TUR ZM N SOSYAL-EKONOM K BOYUTLARI I. TUR ZM KAVRAMI

En dar anlamıyla dinlenmek ve tatil geçirmek amacıyla yolculu a çıkmak olarak bilinen turizm pek çok yönden ele alınabilir. Örne in, Hunziker ve Krapf turizmi “yabancıların geçici veya sürekli olarak i tutma ve para kazanma amacına ba lı olmayan konaklama ve yolculuklarından do an ili kiler bütünü” olarak tarif etmi tir (Hunziker ve Krapf’tan akt. Özgüç, 1998: 15). Uluslararası turizm sözlü ünde “zevk için yapılan geziler ve bu seyahatleri yapmak için gerçekle tirilen insan faaliyetlerinin tümü” olarak tanımlanan turizm, Meyer tarafından “her insanın de i ik derecelerde bulunan kaçma ve uzakla ma isteklerinden ortaya çıkan psikolojik kaynaklı yer de i tirme faaliyeti” olarak tarif edilmi tir (Meyer’den akt. Kozak ve ark. 2001: 2).

Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (World Travel and Tourism Council –WTTC) ile Dünya Turizm Örgütü (World Tourism Organisation- WTO) nunda aralarında bulundu u bir çok küresel boyutta örgüt, turizmi “dünyanın en büyük sanayisi olarak sunmu lardır. 1994 yılında turizm ihracat gelirlerini, ham petrol ve otomotiv sanayisini geride bırakarak birinci olmu tur.

Turizmin ekonomik öneminin en büyük göstergesi turizm gelirlerinin elektronik cihazlar, giyim, tekstil, hammadde ve ihraç gelirlerinden daha yüksek olu udur. Buna ek olarak uluslar arası turizmden elde edilen gelirlerde büyüme gözlenen 1984-1994 arasındaki dönemde ticari hizmetler ve ticari mallar ihracatından elde edilen gelirlerdeki büyümeyi a mı tır. Bu dönemdeki yıllık ortalama büyüme oranları öyledir:

-Turizm %12

-Ticari hizmetler %12 -Ticari Mallar hracaatı %10

Yine WTO verilerine göre, son 30 yılda uluslar arası turist giri lerinde ve turizm gelirlerinde hızlı ve sürekli bir büyüme görülmü tür. Günümüzde turizm gerçekten uluslararası ölçekte istihdam ve refah kayna ı olan, küresel ekonomik geli menin do rudan belirleyicisi sektörlerden kabul edilmektedir. Giderek daha fazla ülke ekonomik ve sosyal bakımdan büyük oranda turizm gelirlerine ba ımlı hale gelmektedir (Youell, 1998: 2).

(20)

ekil 1: Turist Tanımları. (Holloway 1998: 7 ) Konsolosluk Temsilcileri Silahlı Kuvvetler Üyeleri Mülteciler Göçebeler Mürettebat (yerle ik olmayan) Diplomatlar Geçici

Göçmenler Göçmenler Kalıcı Din Di er Görev/Toplantı/ Kongre Ö renim Spor Aile (Dost ve Akrabaları ziyaret) YOLCULAR Sa lık Turizm statistiklerinde Yer Alanlar Z YARETÇ LER Turizm statistiklerinde Yer Almayanlar GÜNÜB RL KÇ LER TUR STLER Dı arıda Ya ayan Yerli Kökenliler Transit Geçenler Deniz Gezisi Yolcuları Gece Kalmayan Günübirlikçiler Mürettebat Yerle ik Olmayanlar Sınır çileri Tatil Ziyaret Amaçları

(21)

Sektörün bu olumlu manzarasına ra men, hükümetler turizmi geli tirme ve tanıtma fonlarına mesafeli durmakta, daha acil toplumsal ve ekonomik ihtiyaçlar kar ısında önce turizm harcamalarından fedakârlık edilebilmektedir (Youell, 1998: 2).

Kanada, ABD ve Belçika hükümetlerinin 1997 yılında turizm konusundaki sorumlulu u özel sektör giri imcilerine veya bölgesel makamlara devretme kararları bu yönde bir göserge kabul edilebilir. ngiltere’de ise ngiliz Turist Kurulu’nun (English Tourist Board) kaynaklarında 1990’ların ba ından itibaren büyük oranda kesintiye giden hükümetin gerekçesi, bu sektörün artık yeterince olgunla tı ı ve kamunun mali deste i olmadan da kendi kaynaklarıyla büyümeyi sa layabilece i idi. Çevrenin korunması ve kültürel kimliklerin korunması ile ilgili kaygıların giderek ön plana çıktı ı bir dönemde, turizm hem hükümetler hem de tüketiciler nezdinde bölgelerinde ve yerli halk üzerinde zararlı çevresel ve sosyo-kültürel etkilere yol açabilecek bir güç imajıyla ortaya çıkmaktadır (Youell, 1998: 2).

Turizm kavramını tüm kapsamıyla açıklayabilmek için, turizm endüstrisi içinde yer alan ve bundan etkilenen çe itli grupların göz önünde bulundurulması gerekmektedir (McIntosh ve Goeldner, 1986: 4):

1. Turist:

“Turist: ziyaret edilen yerde genel veya özel bir konukevinde en az bir gece kalan ziyaretçidir.” Turistler; çesitli ruhsal ve fiziksel deneyimler ve doyumlar pe indedir. Bu

taleplerin do ası tercih edilen destinasyonlar (yerler) ve ya anan deneyimler üzerinde büyük ölçüde belirleyici olmaktadır.

2. Turistlere mal ve hizmet sunan i letmeler:

Giri imciler turizmi, turist pazarının talep etti i mal ve hizmetleri sunarak bir kâr elde etme fırsatı olarak görürler.

3. Ev sahibi toplulu un veya bölgenin yönetimi:

Siyasetçiler turizme kendi yürütme ekonomilerinde bir refah faktörü olarak bakarlar. Onların bakı açısı kendi vatanda larının bu ticaretten kazanabilecekleri gelirler

(22)

ile ba lantılıdır, ayrıca uluslar arası turizmden elde edilen döviz gelirleri kadar turist harcamalarından do rudan veya dolaylı olarak elde edilen vergilere önem verirler (Elliot, 1997: 4).

4. Ev sahibi topluluk:

Yerli halk, turizmi genelde kültürel geli me ve istihdam faktörü olarak görür. Örne in büyük sayılarda uluslar arası ziyaretçilerle yerel sakinler arasında yer alan etkile imlerin ortaya çıkardı ı etkiler bu gruplar için önem ta ıyan bir konudur. Bu etki yararlı olabilece i gibi, zararlı da olabilir, hatta her ikisi birlikte olabilir.

Bu boyutları göz önünde bulunduran tanıma göre, turizm; turistler, arz

tedarikçileri, ev sahibi yönetimler ve ev sahibi toplulukların bu turistleri ve ba ka ziyaretçileri çekme ve a ırlama sürecinde etkile melerinden ortaya çıkan fenomenler ve ili kilerin toplamıdır (Ö üt ve ark. 2003: 3).

Turizmin genel kavramındaki bu belirsizli i tamamen ortadan kaldırmak için u ra mak yerine, belli turizm veya turist sınıflarının teknik anlamdaki tanımları üzerinde uzla mak daha kolaydır.

Di er yandan istatistiksel amaçlarla bir tanım üretmek daha az problemlidir. WTO’nun 1963’teki tanımı iki konuk sınıfını kapsamaktadır (Holloway, 1998: 7).

a) E lence (ister dinlenme, sa lık, spor, tatil, ö renim veya din olsun) veya i , aile,

görev veya toplantı amacıyla en az 24 saat kalan geçici konuk sınıfındaki turistler

b) 24 saatten az kalan günü birlik konuklar. Bu sınıfa liman ziyareti yapan gemi

turistleri dahildir ama transit geçi teki yolcular dahil de ildir.

Birle mi Milletler statistik Komisyonu’nun World Tourism Organisation’un önerisi ile kabul etti i turizm tanımı ise öyledir:

“E lence (leisure), i ve ba ka amaçlarla genelde kendi ya adıkları çevre dı ındaki yerlere seyahat eden ve bir yıldan daha fazla olmamak artıyla kalan insanların etkinliklerine turizm denir.” (WTO, 1993) (Holloway, 1998: 9).

(23)

“Turizm terimi i seyahatini de kapsadı ından, bir çok ba lamda turizm ve seyahat terimleri aynı anlamda kullanılabilmektedir.” (Ö üt ve ark. 2003. 4).

Turizm endüstrisi seyahat eden kitlelere do rudan veya dolaylı olarak hizmet eden birbirine ba ımlı i alanlarının bir karmasıdır (Akat, 2000: 4).

Yukarıda geçen bu çe itli teknik tanım benzerlerinin ço unda kabul gören üç turizm boyutuna iki tane daha az yaygın olanını eklersek turizmin boyutlarını öyle özetleyebiliriz (Theobald, 1998: 9):

1. Gezinin Amacı: Günümüzde yaygın olan turizm tanımları seyahat

amaçlarının ço unu kabul etmekle birlikte, sadece zorunlu olmayan veya iste e ba lı amaçları olan seyahatleri kapsayan bazı turistik yerler bulunmaktadır. Bunlara göre sadece e lence amaçlı gezginler turist olmakta ve tek ba ına i amaçlı yolculuklar turistik geziler dı ında tutulmaktadır. Ne var ki sadece i için yapılan yolculuk, özellikle uluslar arası seyahatlerde, pek rastlanmasa gerektir. Ayrıca, toplantı veya konferanslara katılmak amacıyla yapılan i seyahatleri normal, günlük i akı ının parçası de il de, iste e ba lı seyahat olarak kabul edilmelidir.

2. Yolculuk mesafesi: Bir çok ulusal, bölgesel ve yerel kurulu ikamet yeri

ile destinasyon arasındaki toplam uzaklı ı ayırıcı bir istatistiksel ölçüt olarak kabul etmektedirler. 0-160 km arasında de i ebilen bu uzaklıkları, onları kabul eden kurum ve kurulu ların turizmle ilgili hesap ve de erlendirme istatistikleri üzerinde belirleyici olmakta ve farklı standartların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir.

3. Gezi süresi: Ço u turist tanımı destinasyon bölgesinde en az bir gece

kalmayı asgari ölçü olarak kabul etmektedir. Ne var ki bu kısıtlama, sıklıkla önemli bir ticari faaliyet olu turan gösteriler, restoranlar ve di er e lence kaynaklarını dı arıda bırakmaktadır.

4. Yolcunun kamet Yeri: Bir ticari giri im turizm pazarlarını ve bunlarla

(24)

yerin önemi, uyruk vb. gibi bir çok ba ka demografik faktörden sıklıkla daha büyük olmaktadır.

5. Ta ıma Biçimi: Bir çok turistik bölge öncelikle planlama amaçlı olarak

konukların yolculuk kalıpları (hava, tren, gemi, otobüs, otomobil veya ba ka araçla) hakkında bilgi toplamaktadır.

Bunlara ek olarak “her ulusal turizm örgütü farklı bilgi türlerini kaydedebilir. Örne in kalı süresi, yolculuk biçimi, harcama, ya , sosyo-ekonomik grup ve e lik eden ki ilerin sayısı gibi hepsi de önemli olan turizm boyutları tüm istatistiklerde yer almayabilir.“(Williams ve Shaw’dan akt. Theobald, 1998: 11).

II. TUR ZM SINIFLANDIRMALARI VE TUR ZM TÜRLER

Turizmle ilgili verilerin de erlendirilebilmesini ve planlama yapabilmeyi kolayla tırmak için turizm faaliyetleri yapılı amaçlarına göre türlere ayrılabilir (Tunç ve Saç, 1998: 17- 46; www.turizm.gov.tr):

A) Z YARET ED LEN YERE GÖRE SINIFLANDIRMA

1. ç Turizm; yalnız kendi ülkeleri içinde, sürekli gündelik olarak gelip gitmemek

artıyla en az 50 mil uzaklıktan öteye i , zevk, ki isel nedenler veya her ne nedenle olursa olsun seyahat edenlerin turizm etkinli i.

2. Dı arıdan içeriye turizm (dı aktif turizm) Ba ka ülke vatanda larının bir ülkeye

seyahatlerini ifade eder. Turizmin ekonomik i levi bakımından büyük önemi olan döviz girdisinin kayna ını olu turur.

3. çeriden dı arıya turizm (dı pasif turizm) Turizm endüstrisi bakımından dı a

yönelik turizm organizasyonları büyük önem ta ımaktadır.

Bunun yanında yine teknik amaçlı ba ka sınıflandırmalar da bulunmaktadır:

B) DEMOGRAF K ÖZELL KLERE GÖRE SINIFLANDIRMA

Turist davranı kalıplarını, güdülerini, pazar bölümlenmesini incelemeye yardımcı olur:

(25)

1) Katılan Ki i Sayısına Göre:

a) Bireysel Turizm: Turistin tek ba ına seyahat planlama ve yürütme davranı larını

göz önüne alır.

b) Kitle Turizmi: Paket turlar gibi gitle halinde yapılan turizm faaliyetidir.

c) Grup Turizmi: Turları az çok homojen turist gruplarının taleplerine göre organize

eder. Dernek üyeli i, ö renci grubu vs. topluluklarının katıldı ı turizm faaliyetleridir. Sınırlı katılımcının olması ve devamlılık arzetmemesi bakımından kitle turizminden ayrılır (Ö üt ve ark. 2003: 8).

2) Ya Gruplarına Göre:

a) Gençlik Turizmi: 15-24 ya arası bireylerin anne baba veya di er aile yakınları

olmaksızın katıldı ı seyahatler.

b) Yeti kin Turizmi: 25-60 ya arası yo un çalı ma dönemindeki insanların

genellikle aileleri ile birlikte yaptıkları turistik faaliyettir.

c) Üçüncü Ya Turizmi: 60 ve üzeri ya grubunda yer alan insanların

gerçekle tirdi i turizm faaliyetidir (Kozak ve ark. 2001: 15-16). 3) Katılanların Sosyo-Ekonomik Durumlarına Göre

a) Sosyal Turizm: Alım güçleri genel turistik tüketim için yeterli olmayan kitlelerin

turizme katılımını kolayla tıracak bazı düzenlemeler yapılmasını öngören turizm yakla ımıdır.

b) Seçkin Turizm: Çok üst düzey gelir grubuna dahil turist kesimlerine yönelik üstün

nitelikli lüks turistik ürün ve hizmetleri sunan turizm türüdür (Ögüt ve ark. 2003: 10). 4) Yapılı Amacına Göre

a) Deniz Turizmi: En yaygın turizm biçimi olup, kıyı eridinde deniz, güne , kum

üçlüsünü geni kitlelere sunan turizm türüdür.

b) Kültür Turizmi (Heritage tourism, Ethnic tourism, Arts tourism): Yaygın bir

(26)

turizmi, etnolojik turizm olarak daha hassas tanımlamalar olarak ele almak daha uygundur. c) nanç Turizmi d) Kaplıca Turizmi e) Kongre Turizmi f) Yat Turizmi g) Da ve Kı Turizmi h) Av Turizmi ı) Ma ara Turizmi i) Golf Turizmi j) Yayla Turizmi k) Akarsu Turizmi

III. TUR ZM N TAR H GEL M

A) DÜNYADA TUR ZM N TAR H GEL M

Bugün dünyanın birçok yerinde bulunan kitle turizminin kökleri II. Dünya Sava ı’nın hemen ardındaki yıllarda ortaya çıkmı tır. Yüksek ya am standartları, artan bo zaman ve ula ımda görülen geli meler, uluslar arası seyahatte ani bir yükselmeye yol açmı , bu yükseli günümüze kadar sürekli olarak artmı tır ( lkin ve Dinçer, 1991: 5). Turizm destinasyonları da bu talebe geni bir çe itlilikte tesis ve kolaylıklar sunarak cevap vermi lerdir. Bununla birlikte turizmin kökenleri dinsel nitelikli kutlamalarla ili kili kısıtlı seyahat olgusuna ait ilk bulguların rastlandı ı Mısır öncesi dönemlere kadar gider.

1) lkça lardan Reform Sonrasına Turizm

Tarihten kesin olarak ö rendi imiz bir ey, üç bin yıl önceki turizm sektörüyle, bugünkü bildi imiz haliyle turizm i inin bir çok özelli inin ortak oldu udur: Seyahatin ilk günlerinden itibaren -günümüz turistleriyle kıyaslandı ında elbette daha basit bir biçimde de olsa- kumanya, catering hizmetleri, rehberler ve hatıra e ya dükkanlarından alı veri hizmetleri sunulmu tu.

(27)

E lence amaçlı turizmin en erken örnekleri Babillilere ve Mısırlılara kadar izlenebilmektedir. M.Ö. 6. yüzyılda Babil’de halka açık bir “tarihsel antikalar müzesi” bulunmaktaydı. Mısırlıların kutladıkları çok sayıdaki dini festivaller sadece inananları de il, ehirlerdeki ünlü binaları, ve sanat eserlerini görmeye gelen kalabalıkları da çekiyordu. Festivaller sırasında sunulmak üzere çe itli hizmetler ortaya çıkmı tı: Yiyecek-içecek satıcıları, rehberler, hediyelik e ya çı ırtkanları ve fahi eler. Bu erken dönem

turistlerinin bazıları ziyaretlerini belgelemek için binaları duvar yazılarıyla tahrip etmeye kadar vardırmı lardı. Bu ekilde M.Ö. 2000 yılına kadar giden duvar yazıları bulunmu tur (McIntosh ve Goeldner, 1986:21; Youell, 1998: 3; Akat, 2000:8).

Yakla ık aynı dönemlerde, ama özellikle de M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren Grek turistler ifa verici kabul ettikleri putlarının mekanlarını ziyaret etmek için yolculuk ederlerdi. Eski Yunan’ın ba ımsız ehir-devletlerinin yol yapımını düzenleyecek merkezi bir otorite olu turmaya kar ı olu u nedeniyle bu turistlerin ço u deniz yoluyla yolculuk ederlerdi ve mallarının ço u da bu yolla ta ındı ından limanlar geli ip kalkındı. Dinsel festival merakı Greklerde de bulundu undan, bunların kutlanmaları zamanla giderek daha fazla zevk amaçlı oldu, özellikle de spora yönelik... Daha M.Ö. 5. yy'da bile Atina, Partenon gibi me hur manzaralar gezmeye gelen gezginler için önemli bir hedef haline gelmi ti. Sıklıkla tapınakların bir eklentisi olarak in a edilen (hanlar) yerle im merkezlerinde ve limanlarda gezginlerin ihtiyaçlarını kar ılamak üzere kurulmu tu. Bu dönemin hancıları aksi ve kaba olarak tanınırdı ve sundukları imkanlar çok basit kalmaktaydı; penceresiz ve ısıtmasız (genellikle tuvaleti bile bulunmayan) odalarda yatacak bir divan, “müzik, dans, sohbet ve a k konusunda e itimli” kadınlar sunulan ana e lence biçimiydi (Holloway, 1998: 16).

Bu erken dönemdeki seyahatler hakkında bildiklerimizin ço u M.Ö. 484 ile 424 arasında ya amı olan ünlü tarihçi ve gezgin olan ve ilk önemli gezi yazarı olarak tanımlayabilece imiz Heredot’a dayanmaktadır. Herodot, o zamanların gezi rehberlerinin anlattı ı tuhaf hikayeleri ayrıntılı olarak, biraz da alayla kaydetmi tir. Görünü e göre bu rehberlerin verdi i bilgilerin kalitesi ve do rulu u büyük farklılıklar göstermektedir. Rehberler görevleri bakımından ikiye ayrılıyordu: Turistleri mekanlar çevresinde dola tıran

(28)

örnekler unlardır: Gize’deki piramitlerin, boyları kadar da yer altındada uzanıyordu.

Büyük heykellerde kullanılan beyaz mermerler o kadar mükemmeldi ki, bakı larınızı çevirmeden fazlaca bakarsanız gözünüzü bozarlardı. M.Ö. 1. yy' da filozof Plutarkhos, rehberlerin, gezi yerlerinde bulunan yazıtlar hakkında çok konu makta ısrar ettiklerini ve kısa kesmeleri konusunda ziyaretçilerin uyarılarını duymazdan gelmeyi tercih ettiklerini yazmaktadır (Holloway, 1998: 17).

Roma merkezi örgütlenmesi tüm i gal bölgelerinde öncelikle sa lam ve ayrıntılı bir yol a ının in asını sa ladı. Roma imparatorlu u döneminde ticaret amaçlı seyahat artarken, zenginler gezi ve sa lık amaçlı (kaplıca) seyahatlerine ra bet ettiler.

Roma’nın çökü ünden (yakla ık M.S. 400) orta ça a kadar olan karanlık dönemde her konuda oldu u gibi seyahat içinde kötü bir zaman oldu u kabul ediliyor (zorunlu göç hareketleri dı ında). Ortaça da kitlelere önemli bir “turistik” fırsat sa layan düzenli eylem geli mesi hıristiyanlık etkisinde geli en kutsal gün ve mekanlarla ili kili “hac” ziyaretleriydi. E lence ve kültürel amaçlarla (spor) seyahat yine üst sınıfların tekelinde kalmaya devam etti.

Kıtalararası karayolu ticareti “ pek Yolu” olarak tanımlanan ve Batı Avrupa’yı Ortado u üzerinden Hindistan ve Çin’e ba layan yol üzerinden gerçekle iyordu. Bu hat üzerinde ya ayan insanlar “ipek yolu” ticaretinden u ve ya bu ekilde etkilenmekte ve ticerit amacıyla yolculuklara katılmaktaydılar. Sava amaçlı turizm diyebilece imiz olgunun önemli bir örne i yine Orta ça da Haçlı Seferleri ile birlikte ortaya çıkmı tır. Do u-Batı arasında gerçekle en bu yo un alı -veri Avrupa Rönesansının geli imi üzerine etkili olmu tur (Akat, 2000. 8).

16. yüzyılda Avrupa’da geli en Reform hareketinin Protestan i ahlakının yayılmasına yol açmasıyla zevk pe indeki soyluların a ırılıkları ve bozulmaları saldırıya u radı. Bunun sonucunda e lencenin serbestli i ve saygınlı ında büyük bir dü ü ya andı, salt zevk amaçlı seyahat kısıtlamalara u radı (Youell, 1998: 4).

(29)

2) Reform Sonrası Turizm Geli meleri

17. yy’da e lence (bo zaman) ve seyahate kar ı yakla ımlar bir kez daha de i ti. Turizm bakımından iki konu özellikle dikkat çekmeye ba lamı tır:

1- “Grand Tour” un geli imi 2- Kaplıcaların yükseli i

1670’den itibaren aristokrasiye mensup genç beyler, sarayda bir makama talip olmadan önce e itimlerini ve ya am tecrübelerini geni letmek için Avrupa’nın büyük kültür merkezlerine “Büyük Gezi”ye gönderilirlerdi. Paris, Venedik, Roma ve Floransa gibi ehirler bu genç turistlere, farklı kültür ve toplumları görme fırsatı verdi. “Grand- Tour”un popülerli i 18. yy. ortasında zirveye ula tı ama Fransız Devrimi ve arkasından ba layan Napolyon Sava larıyla aniden kesildi (Kozak ve ark. 2001: 32; McIntosh ve Goeldner, 1986:25; Inglis, 2000: 16).

Kaplıca sularının tıbbi yararları Roma döneminde farkedilmi olmakla birlikte, sahip oldukları turistik potansiyelin tam olarak kullanılmaya ba laması ve kaplıca merkezlerinin popülerli inin artması 16. yy.da gerçekle ti. Aristokraside kaplıca sularının ifa potansiyelinin yaygın olarak kabul görmesi kıta Avrupası ve ngiltere’de geli mesine yol açtı (McIntosh ve Goeldner, 1986:27; Youell, 1998: 4; Inglis, 2000: 17).

3) Sanayi Devrimi ve Turizmin Geli mesi

18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa’da ba layan sanayi devrimi ile birlikte daha fazla makinele me ve kitle üretim tekniklerinin girmesiyle hızlı bir ehirle me ve kırsal alandan kentsel alana nüfus akı ı ba ladı. Yo un kalabalık, kirlilik ile birlikte kara ve deniz kıyısına kaçamak bir anlam kazandı. Sanayi üretimi sürecinde önemli yerleri olan ve belli bir tüketim gücüne sahip yeni sınıfların ortaya çıkmaya ba laması ve resmi tatil günlerinin konmaya ba laması da ba ka bir sonuç olarak ortaya çıktı (Kozak ve ark. 2001: 32).

Bu dönemle birlikte ortaya çıkan iki geli me, yani deniz sayfiyeleri ile buhar gücünün giri turizmin gelece i üzerinde belirleyici etkiler yaratmı tır (Youell, 1998: 5).

(30)

Deniz Sayfiyelerinin Geli mesi

Turizm tarihinde genelde oldu u gibi, deniz kıyısı sayfiyeleri ba langıçta toplumda sadece soyluların ve di er zengin azınlıkların takdir edebildikleri bir nimetti ama bu gerçek 19. yüyılda Avrupa’da demiryolunun ortaya çıkı ıyla birden de i ti. Buna zemin hazırlayan temel etmen ise, 18. yüzyıldan itibaren tıp dünyasının deniz suyunun kaplıcalar gibi bir ifa kayna ı oldu unu ke fetmesi ve bir tedavi yöntemi olarak desteklemesi oldu. Özellikle Fransa ve Almanya’da deniz kıyısı yerle meleri hızla, barınma, catering ve e lence imkanları sunan sayfiyelere dönü tü.

Buhar Gücünün Etkisi

Demiryolu a ının geni lemesi, bu yeni seyahat biçiminden nasıl para kazanabilece ini dü ünen bir çok giri imci ortaya çıkardı. En ba arılılarından Thomas Cook’un turizm ve seyahatın erken dönem geli imi üzerinde kalıcı etkileri oldu. O zamanki demiryolunun erimiyle sınırlı olarak 1841’de düzenledi i yerel geziler 15 yıl içinde deniz ötesi turlar düzenleyen (1851 Büyük Londra Fuarı, 1855 Paris Fuarı, 1869 Süvey Kanalı açılı ı için ilk Mısır gezisi) tam bir ticari seyahat irketine dönü tü.

19. yy’da buhar gücü sadece karada de il, denizlerde de kıtalararası uzaklıkları yakınla tıran bir devrim ba lattı. Ba langıçta ngiltere’yi ticari sömürgelerine ve göç alanlarına ba layan vapur irketlerini, di er Avrupa ülkeleri izledi (Youell, 1998 5; Yarcan ve Peköz, 1998: 3).

4) 20. Yüzyılda Turizm

20. yüzyılın ba langıcından itibaren turizm sektöründe gözlenen yapılanma iki dünya sava ı ve bunların arasında ya anan ekonomik kriz tarafından frenlendi. I. Dünya Sava ı sonrası en önemli geli me binek otosunun ortaya çıkı ı olmu ve tatillerde demiryolu kullanımı 20. yüzyıl boyunca azalmı tır. ki dünya sava ı arasındaki dönemde kendini göstermeye ba layan kitle turizmi 2. Dünya Sava ı’ndan sonra kendini tam olarak ortaya koymu tur.

Bu dönemde toplumsal ve ekonomik ko ullardaki genel iyile melere ek olarak iki önemli yenilik gelecekteki turizm patlaması ve kalıpları üzerinde belirleyici etkilere yol

(31)

açmı tır: Havacılık teknolojisindeki en büyük devrimlerden olan jet uça ının geli tirilmesiyle deniz a ırı tatil için paket turların ortaya çıkı ı (Youell, 1998: 6).

Jet Uça ının Ortaya Çıkı ı

II. Dünya Sava ı havacılık teknolojisine çok hızlı bir ivme kazandırmı ve canlı bir havacılık sanayiini olu turmu tur. Sava ın biti iyle birden ortaya çıkan ihtiyaç fazlası nakliye uça ı filoları hava seyahatini te vik edici bir etmen olmu tur. Yine de havayoluyla yolculu un geni kitleler için bir imkan haline gelmesi için 1958’de Boeng 707’nin ortaya çıkması gerekmi tir. 1960’larda görülen talep günümüzde alı ık oldu umuz “paket turları” do urmu tur (Özta ve Karabulut, 2006: 3-4).

Paket Turların Büyümesi

Hava yoluyla düzenlenen ilk modern “her ey dahil” tur 1950’de ngiltere-Korsika arasında düzenlendi. Ula ım, barınma, beslenme, rehberlik tüm hizmetlerin tek operatör tarafından denetlenmesinin fiyatlarda önemli dü ü ler sa laması sonucunda paket tatil büyük bir patlama gerçekle tirdi. Avrupa’dan Akdeniz ülkelerin do ru inen dev turizm köprüsü yerle ik, büyük irketlerin hakimiyetinde olmakla birlikte fiyatların dü mesiyle daha küçük, ba ımsız bir çok irket Karayipler, ABD, Uzak Do u ve Avustralya gibi uzun köprüler gerektiren destinasyonları giderek daha cazip alternatifler haline getirmektedir (Youell, 1998: 7).

5) Günümüzde Turizm

Seyahat alanındaki geli melerin uzun tarihini ve i /e lence ayrımına kar ı yakla ımların geçmi ini bir yana bırakırsak, günümüzde dünyada bulunan kitle turizmi 20. yy'ın ikinci yarısında ortaya çıkan sanayi sonrası toplumunun bir olgusudur. Turizm, a ır sanayiye dayalı ekonomilerden, hızla geni leyen bir hizmet sektörüne kayı ın bütünle ik bir parçası haline gelmi tir.

1950’lerden beri uluslar arası ve iç turizmin büyümesi ani sıçramalarla olmu tur: uluslar arası turizm 1950’de 25 milyon ki i iken 1996’da (WTO, 1997) 592 milyon ki i ile bir rekora ula mı tır. WTO’nun tahminlerine göre tüm dünyada ki iç turizm hacminin uluslararası turizm hacminin yakla ık on katı oldu unu göz önünde bulundurursak (WTO,

(32)

1983), turizm olgusunun boyutlarını kavramaya ba larız. Artan talebe cevap vermek için özel ve resmi kurumlar ve örgütler bir dizi imkanlar ve kolaylıklar sunmaktadır. Bununla birlikte turizm görece yeni bir sektör oldu undan imdiye kadar fazla düzenlemeler ve ticari kısıtlamaların olmadı ı serbest bir i ortamında büyüme imkanı bulmu tur. leriki yıllarda böyle serbest bir ortam sürmeyecektir. (Youell, 1998: 7)

Turizmin tarihsel geli iminde dikkati çeken önemli bir nokta, en azından yazılı tarih boyunca turistik seyahat güdülerinde ve seyahat tiplerindeki çok az de i iklik gösteren benzerliklerdir.

B) TUR ZM N TÜRK YE’DEK GEL M

Yukarıdaki geni kavramla tırmayla ele alındı ında turizm kapsamına alınabilecek olan Türk tarihiyle ba lantılı sistemli ve belgelenmi seyahat faaliyetleri önce Anadolu’da ticaret a ının Anadolu Selçuklu Devleti’nin himayesinde geli mesiyle ortaya çıkmı tır. Anadolu Selçukluları’nın özgün bir ba arısını olu turan, pek Yolu’ndan gelip Avrupa’ya geçen Anadolu ticaret yolları kav a ı projesi, denizlere açılan limanların kurulması veya alınması (Alanya, Kefe) yanında, hakimiyet alanındaki tüm güzergâhlarda her 40 kilometrede (bir günlük yol) bir tahkimli hanlar ve kervansaraylar a ına kaynak ayrılmasıyla kendini göstermi tir. Haçlı Seferleri ve Mo ol istilası arasında geçen bu zor ve istikrarsız dönemin Anadolu Türklerinin yerle mesine izin vermi olmasının önemli yapısal nedenlerinden biri, mal ve hizmet hareketli inin yüksek olu udur. Çok daha sonraları, Osmanlı’nın bu yolu kapatması aynı zamanda Anadolu’nun transit geçi önemini kaybetmesine ve 20. yy’a kadar sürecek gerilemesine neden olmu tur.

1826’dan itibaren yolcu ta ımacılı ına yönelik buharlı gemi in asına ba lanmı , 1863’te stanbul’da “Sergi-i Umumi-i Osmani” ye yerli-yabancı ziyaretçiler gelmi tir. “Orient Express”in stanbul’a ba lanmasıyla yabancılara yönelik ilk oteller (Pera Palas, Hotel D’Angleterre) hizmet sunmaya ba lamı , yabancı turistlere rehberlik hizmeti sunanların durumuyla ilgili ilk nizamname düzenlenmi , müzecilik ve arkeolojinin (Osman Hamdi Bey) Türkiye’deki temelleri atılmı tır (Özta ve Karabulut, 2006: 7).

(33)

Cumhuriyet’ten Günümüze

1923’te “Türk Seyyahin Cemiyeti” kurulmu ve 1929’da “Türkiye Turing ve Otomobil Kulübü” adını almı tır. lk resmi giri im, 1934 yılında Türk Ofisi’ne ba lı bir Turizm bürosu kurulmasıyla ba lamı , bu daire zamanla çe itli kurumlar arasında yer de i tirirken görevleri de artmı tır. 1949’da olu turulan “Turizm Danı ma Kurulu”nun hazırladı ı tasarılar 1953 yılında “6086 sayılı Turizm Endüstrisini Te vik Kanunu” adıyla yasala mı tır. 1963’te kurulan “Turizm ve Tanıtma Bakanlı ı”nın, uzun vadeli (Perspektif planlar), orta vadeli (Be Yıllık Kalkınma Planları) ve kısa vadeli (yıllık planlar) planlarda turizm boyutunu yönetmesi dü ünülmü tür (Özta ve Karabulut, 2006: 8-9).

1980 sonrasında turizm açından ya anan en önemli geli me 2634 sayılı Turizmi Te vik Kanunu’dur. Bu kanun Türk turizminin bugünkü durumunu almasında ba etken olmu tur.

IV. TUR ZM N ETK LER

A) TUR ZM N EKONOM K ETK LER

Turizm sektörü dünyanın en büyük ihracat gelirini sa layan ve bir çoklarına göre dünyanın en büyük üretim sektörü oldu u iddiası öncelikle turizmin istihdam olu turma ve uluslar arası, ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde gelir getirme potansiyeline dayanmaktadır. Küresel düzeyde, WTTC’den alınan verilere göre 1996’da turizm 3.6 trilyon Amerikan doları tutarında bir toplam gelir olu turmu ve dünyadaki gayrı safi milli hasıla toplamının % 10.7’sini olu turmu tur (World Travel and Tourism Council’den akt. Youell, 1998: 139). Ulusal düzeyde de turizmin gelir getirme potansiyeli ve ulusal ekonomilere katkısı aynı derecede etkileyicidir; 1995 yılında ABD 58 milyar dolar uluslar arası turizm geliri elde etmi tir. Bir çok Karayip adasında turizm etkinlikleri ekonomiye hakim durumdadır, ör. Anguilla’da gayrı safi milli hasılanın % 90’ından fazlasını, St. Lucia’da % 47, Antigua ve Barbuda’da % 87’sini olu turmu tur.Turizm kentlere ve kırsal bölgelere gelir akıtmak yoluyla, istihdam olu turmakla, yeni i giri imlerini te vik ederek ve bir bölgenin olumlu imajına katkıda bulunma amacına yönelik iç yatırımlarla bölgesel ve yerel ekonomilere de katkıda bulunabilir (Youell, 1998: 139).

(34)

Hükümetlerin turizm potansiyelini geli tirmeye yönelik bir strateji izleme kararı hep bu sektörün olumlu ekonomik etkilerine dayanmaktadır. Kamu kurulu larının turizm geli tirmeye yönelik olarak bölgesel ve yerel düzeylerde gösterdikleri çabaların nedeni de aynıdır. Turizm sektöründe faaliyet gösteren ticari i letmeler de ekonomik gelirlerini artırmak amacına yönelik çalı maktadır. Turizmin ekonomik etkileri iki geni sınıfta incelenebilir:

- Refah olu turma - stihdam olu turma

Hem geli mi hem de geli mekte olan ülkeler artan bir biçimde turizm sektörünü gayrı safi milli hasılaya katkı yaparak, ülkenin ödemeler dengesine destekte bulunarak ve i imkanları olu turarak ekonomilerine olumlu bir katkı gözüyle bakmaktadır. Merkezi, bölgesel ve yerel yönetimler do rudan ve dolaylı aldıkları gelirleriyle turizmden kazanmaktadırlar. Do rudan katkılar seyahat vergileri ve turizm i letmelerinin kazandı ı gelirlerden alınan vergiler olu tururken, dolaylı gelirleri de turistlerin satın aldı ı mal ve hizmetlerden alınan çok sayıdaki dolaylı vergiler olu turmaktadır (Özta ve Karabulut, 2006: 63).

Turizmin ekonomik önemi bakımından ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunabilmektedir. Ekonomileri temel olarak üretime dayalı ülkelerde turizm görece küçük bir rol oynamaktadır; örne in Almanya’da turizm gelirleri GSMH’nın ancak % 0.5’ini olu tururken, ticari mal ihracatının % 2.55 ve toplam ticari hizmet ihracatının % 17.34’ünü olu turmaktadır. Buna kar ın Malta’da turizm gelirleri toplam GSMH’nın neredeyse dörtte birini, ticari ihracatının % 40’andan fazlasını ve ticari hizmet ihracının da neredeyse üçte ikisini olu turması turizmin bu Akdeniz adası için sahip oldu u ekonomik önemi göstermektedir. statistiklerin ortaya koydu u verilere göre Afrika’nın geli mekte olan ülkeleri arasında turizme ba ımlılık bakımdan olan farklılıkları da göstermektedir; turizmin Gambiya’nın GSMH’sına katkısı % 6.51 iken Nijerya’ da % 0.11 dir. Di er yandan bu verilere göre turizm gelirleri bakımından dünyada bir numara olan ABD’nde turizm sektörünün toplam GSMH’ya katkısı % 1’den azdır (Youell, 1998: 140).

(35)

Ekonomileri büyük oranda turizm gelirlerine dayanan ülkeler için her zaman bir a ırı ba ımlılık tehlikesi söz konusudur. Bu durum tüketici zevklerinde ve modada ortaya çıkan de i meler, siyasi çalkantılar, do al afetler, ekonomik durgunluklar ve döviz kurlarında dalgalanma gibi iç ve dı faktörlerin olu turdu u talep azalmalarını ortaya çıkarmaktadır. Turizm sektörüne özgü bu do al kırılganlık, ihracat geliri olarak turizme a ırı ba ımlı hale gelmi geli mekte olan ülkeler için büyük bir ekonomik istikrarsızlık kayna ı olu turmaktadır (Soyak, 2005: 32).

1) Turizm ve Ödemeler Dengesi

Turizmin bir çok ülkenin, özellikle geli mekte olan ülkelerin ve turizme büyük oranda ba ımlı olan ülkelerin ödemeler dengesi üzerinde büyük a ırlı ı vardır. Bir ülkenin “turizm dengesi” dı arıdan gelen turistlerin elde edilen tüm gelirlerden, dı arıya giden kendi vatanda larının ödemelerinin çıkarılmasıyla bulunur. Buna göre, turizm gelirleri, dı arıya gidenlerden büyük ölçüde fazla olan bir ülkenin ödemeler dengesindeki turizm kaleminde sa lıklı bir fazla verecektir. Tersine, dı arıya giden vatanda larının harcamaları, gelen turistlerden elde edilen gelirden daha fazla olan bir ülkede ise turizm hesabında açık verecektir.

Bir ülkenin di er uluslar arasındaki iktisadi durumunun en kesin göstergesi, o ülkenin dı ödemeler bilânçosudur. Ülkenin belli bir dönem boyunca di er ülkelerle yaptı ı iktisadi i lemler etkilerine göre çe itli hesaplar altında gruplanır. Bunun sonucunda ortaya çıkan kar ıla tırmada ülkenin toplam gelirleri, toplam giderlerinden fazla ise ödemeler bilânçosunun “lehte” oldu u veya “fazla” verdi i söylenir, bunun tersine olması durumunda ise dengenin “aleyhte” gerçekle ti i veya açık verdi i söylenir (Özta ve Karabulut, 2006: 60)

2) Turizmde Çarpan Kavramı

Turistlerin bir destinasyon bölgesinde harcadıkları paranın hem do rudan hem de dolaylı ekonomik etkileri bulunmaktadır. Örne in konaklama ve ta ıma hizmetleri verenler do rudan turistlerden gelir elde ederken, bu gelirlerin yerel ekonomide tekrar harcanarak dolanıma girmesi fazladan bir gelir daha ortaya çıkarmaktadır, böylece bölgenin sa ladı ı

(36)

gerçek ekonomik yarar turistin yaptı ı esas harcamadan daha fazla olmaktadır. Bu esas harcamanın yerel ekonomideki dola ım ve genel geliri artırma oranına çarpan kavramı veya gelir çarpanı denir. Bununla birlikte, yerel ekonominin dı ından aktörlere yapılan ödemelerle olu an kayıplara sızıntı denir (Soyak, 2005: 26).

Ara tırmaların gösterdi ine göre bir gelir çarpanın tam de eri destinasyondan destinasyona, ayrıca turizm sektörünün farklı sektörleri arasında da farklılık göstermektedir. (Örne in bir pansiyonun gelir çarpanı, uluslar arası bir oteller zincirinin bir halkası olan büyük bir otelden daha yüksek olacaktır. Otelin, tedariklerinin bir kısmını dı arıdan sa laması yanında yabancı hissedarlarına yaptı ı ödemeler de yerel ekonomi için gelir kaça ı olu turmaktadır.) Uluslar arası düzeyde, özellikle de geli mekte olan ülkelerde, uzun dönemde sürdürülebilir bir turizm sektörünün geli mesini hedefleyen hükümetler, turistlerce yapılan harcamanın olabildi ince çok kısmının yerel insanlara maa ve ücret olarak ve orada üretilmi mal ve hizmetlere harcanmasını sa lama alan politikaları gözetmek zorundadırlar (Youell, 1998: 143).

3) Turizm ve Ekonomik Geli me

Turizmin hem geli mi hem de geli mekte olan ülkelerde ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde ekonominin geli mesinde oynayabilece i role büyük önem verilmektedir. Turizm çok yönlü bir geli im yakla ımının bir parçası olarak ele alınabilir, örne in bazen bir kentsel yenilenme çerçevesi içinde veya kırsal alandan göçü durdurma stratejisinin bir parçası olarak kullanılabilir.

Turizmin geli mesi destinasyon bölgelerinin ekonomik yapılarına ve co rafi konumlarına ba lanabilecek farklılıklar gösteren bir dizi ekonomik yarar ve maliyetlerin ortaya çıkmasına yol açar. En büyük farklılık geli mi ve geli mekte olan ülkeler arasında gözlenmektedir. Geli mekte olan ülkeler genelde dü ük gelir düzeyine, e it olmayan bir gelir da ılımına, yüksek i sizlik ve eksik istihdam oranlarına sahip, sanayi geli imi dü ük, tarımsal üretime a ırı ba ımlı ve sanayi ve hizmet sektörlerinde yabancı mülkiyeti oranının yüksek oldu u bir manzara çizer.

(37)

Turizmin çok cazip bir ekonomik kalkınma aracı olmasının birinci nedeni uluslar arası turist geli inde gözlenen hızlı ve sürekli artı tır. Batı toplumlarında zenginlik artı ının devam etmesi sonucunda, uluslar arası, uzun mesafeli turizmin de iç turizmin zararına daha da artı göstermesi ve geli mekte olan ülkelerin bu süreçten yararlanaca ı öngörülmestedir (Youell, 1998; Ya cı, 2006).

4) Turizmde stihdam

Hükümetlerin ve di er resmi kurumların turizm sektörünün büyümesini te vik etmesindeki ana nedenlerden biri de turizmin istihdam sa lama gücüdür. Mamul mallar sektörünün istihdam imkânıyla kar ıla tırıldı ında, turizm hizmet sektöründeki i lerde ba langıç sermayesi genelde daha dü ük oldu undan istihdam olu turmanın görece ucuz ve kolay bir yolu olarak görülmektedir. Do rudan turizm faaliyeti sonucu olmamakla birlikte turizme ürün ve hizmet girdisi sa layan sektörler içinde de dolaylı istihdam önemlidir. Turizm gelirlerinin yerel bölge ve ülke içinde harcanması da ekonomik sisteme katılmaktadır.

Turizmde do rudan istihdam ise oteller ve di er barınma yerleri, ta ıma ve ula ım çalı maları, seyahat acenteleri, turistik e lenceler, devlet daireleri, tur operatörleri gibi çe itli yerlerde gerçekle ir. Ayrıca turizmle do rudan ilgisi bulunmayan sektörlerde de istihdam sa layabilir (Page ve ark. 2001: 265):

Turizm tüm dünyada ana istihdam yaratma kaynaklarından birini olu turmaktadır. Bunlar (Yarcan ve Peköz, 1998; Youell, 1998: 143):

Geleneksel seyahat hizmetleri i leri:

Havayolları, oteller, otomobil kiralama irketleri, tur operatörleri ve seyahat acenteleri.

Kamu seyahat hizmetleri i leri:Turizm tanıtım ve enformasyon daireleri,

ulusal park veya anıt rehberleri, hava trafik kontrolörleri, otoyol güvenli i ve bakım ekipleri, plajlarda can kurtaranlar, sınırlardaki gümrük memurları gibi kamu görevlileri...

(38)

Seyahat ve turizmde in aat yatırımları:Kamuda, otoyollar, parklar ve

havaalanları tasarım ve in aatı; özel sektörde ise uçakların, otel ve kaplıcaların, tatil evleri, seyahat irketi idari binası, turistik gemi, ma aza ve lokantaların tasarlanıp in a edilme sürecindeki i ler.

Yolculara mal ve hizmet tedarikleri:Yolculara ve seyahat irketlerine mal ve

hizmet sunan, film banyo hizmetlerinden, muhasebecilere, kuru temizleyicilere, kasaplara, ayakkabı imalâtçılarına ve yol levhası imalatçılarına kadar akla gelen her türlü i …

Bununla birlikte turizm istihdamının do asından kaynaklanan çok sayıdaki sorunun bir kısmı sektördeki mevsimsellikle ba lantılıdır. Turizmin sıklıkla sürekli de il de yalnızca mevsimlik i sa lamasının bir sonucu da, turizmin istihdam kalitesinin sorgulanmasıdır. ini sahiplenemeyen personel turizm i ini bir meslekten çok müsait bir bekleme dura ı olarak görmektedirler. Mesle in gerektirdi i beceri ve yeterli i elde etmek için zaman ve çaba harcamak her zaman cazip gelmemekte ve genel olarak temel hizmet sektörü becerileri yönünden zayıf bir i gücü ortaya çıkmaktadır. Bu durum sektörün belli kısımlarındaki dü ük ücret ve kötü çalı ma ko ullarıyla bir araya geldi inde, turizm i leri sıklıkla dü ük statülü kabul edilmektedir (Youell, 1998: 144).

Hükümetler ve ticari i letmeler bu kısır döngüyü kırmak için birlikte çalı mak ve turizmdeki i lerin statüsünü iyile tirmek zorundadır. Bazı iyimser öneriler arasında turizm istihdamının talep ve arzının iyi takip edilerek i gücü planlama stratejileri geli tirmesi ve özel turizm i letmelerine, personellerini i ve yönetim becerilerinde e itim almaları için imkân tanımaları için te vik edilmesi yer almaktadır. Di er yandan, turizm sektörünün kırılgan yapısı göz önünde bulundurularak, ekonomik sistemin büyük oranda turizme ba ımlı hale geldi i ülkelerde, geli tirme stratejilerinde çe itlili e giderek turizm sanayi bir durgunlu a girerse ortaya çıkabilecek ekonomik ve toplumsal sorunları en aza indirilmesine yönelik önlemler alınmalıdır (Youell, 1998: 145).

Şekil

Tablo 1. Turizm Talebine Etki Eden Faktörler (Page ve ark. 2001: 47)  -Ekonomik  faktörler;  yabancı  turistlerin  gelir  düzeyleri,  seyahat  edilecek  ülkenin  turizm  i letmeleri,  tesis  ve  yatak  kapasiteleri,  ula ım  olanakları  ve  bunların  fiyat
Tablo 3: Bölgelere Göre Tesise Geli , Geceleme Sayısı , Ortalama Kalı  Süresi Ve Toplam  çinde Payları  (2005)
Tablo 4: Tesis türlerine göre  ç Anadolu Bölgesi tesise geli , geceleme sayısı, ortalama kalı  süresi ve doluluk oranı (2005)  (www.turizm.gov.tr)
Tablo 6:  ç Anadolu Bölgesi Tesislere Geli  Sayısı, Geceleme , Ortalama Kalı  Süresi Ve Doluluk Oranlarının, Tesis Tür Ve  Sınıflarına Göre Da ılımı (2006) (www.turizm.gov.tr)
+6

Referanslar

Benzer Belgeler

The projected digital receiver design primarily highlights the possibility of pulse compression techniques combined with linear frequency modulation and non-linear

Bunlardan birincisi eğitim politikalarının oluşturulmasında etkili olan organların değerlendirilmesi, İkincisi bu organların uygulanabilir eğitim politikaları

Özet olarak Türk halk ti- yatrosunun kent kökenli geleneklerinin, dolayısıyla yerleşik geleneksel eğlence sisteminin çözülme ve etkisizleşmesinde, bugüne kadar

• physical sensor models and intelligent processing techniques are needed to interpret and represent ultrasonic data properly. Euclidean Distance

ESR spectra of fabrics; SEM images, XRD, ATR-FTIR of sonicated cotton, and fabrics; SEM and TEM images, XRD, XPS, RGB analysis re flectance spectra of cotton- and

EFFLOW algorithm starts with an initial schedule at which the processing times are at their lower bounds and the optimal assignment of flexible operations to machines are

Giresun İli Merkez İlçede Fındık Yetiştiren İşletmelerin Ekonomik Analizi, Üretim ve Pazarlama Sorunlarının Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma.. hasılanın büyük bir

Pimpla turionellae (L.) polifag bir pupa parazitoidi olup meyve ve orman ağacı zararlısı birçok türün yannda diğer birçok bitkide zararlı bazı lepidopterleri