• Sonuç bulunamadı

Yaşam tarzı üzerinde popüler kültürün belirleyiciliği ve kitle iletişim araçlarının etkisi: Türkiye'de Punk kültürü örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşam tarzı üzerinde popüler kültürün belirleyiciliği ve kitle iletişim araçlarının etkisi: Türkiye'de Punk kültürü örneği"

Copied!
120
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI

HALKLA İLİŞKİLER BİLİM DALI

YAŞAM TARZI ÜZERİNDE POPÜLER KÜLTÜRÜN

BELİRLEYİCİLİĞİ VE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ

ETKİSİ : TÜRKİYE’DE PUNK KÜLTÜRÜ ÖRNEĞİ

Ş

afak ŞİMŞEK

074221011007

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

YRD. DOÇ. DR. M. NEJAT ÖZÜPEK

(2)

BİLİMSEL ETİK SAYFASI...iv

YÜKSEK LİSANS TEZ KABUL FORMU………..v

ÖZET ………..…..vi

SUMMARY ……….. ..vii

TABLOLAR LİSTESİ ………..………...viii

GİRİŞ……….……….1

BİRİNCİ BÖLÜM POPÜLER KÜLTÜRÜN ETKİ ALANI YAŞAM TARZI 1.1.KÜLTÜR………...6

1.1.1.Kültürün Özellikleri………..………..………10

1.1.2.Kültürel Değişim………..………..…….12

1.1.3.Kitle Kültürü………...………14

1.1.4.Medya ve Kültür………..….…..19

1.2.POPÜLER KÜLTÜR VE TARİHİ SÜRECİ………..…...20

1.2.1.Popüler Kültürün Yapısı ve Pratikleri………...……….….25

1.2.2.Popüler Kültürün Özellikleri………..……….….…..27

1.3.POPÜLER KÜLTÜRE FARKLI YAKLAŞIMLAR……….…..……28

1.3.1.Kültürelci Yaklaşım……….……….28

1.3.2.Eleştirel Yaklaşım……….……….…....30

1.4.POPÜLER KÜLTÜR VE TÜKETİM……….……….……32

(3)

POPÜLER KÜLTÜRÜN KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI VE YAŞAM TARZI İLE İLİŞKİSİ

2.1. KİTLE İLETİŞİMİ…………..……….…...37

2.1.1. Kitle İletişim Araçları………..………..……..……..38

2.1.2. Kitle İletişim Araçlarının İşlevleri………..…………..……..…...39

2.2. KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI ve POPÜLER KÜLTÜR İLİŞKİSİ……..…....41

2.3.YAŞAM TARZI ÜZERİNDE POPÜLER KÜLTÜRÜN ETKİSİ………....…...45

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BİR YAŞAM TARZI OLARAK: PUNK 3.1.PUNK’IN TARİHÇESİ……….………..………….………48

3.2.TEK AKORLU İSYAN: PUNK………..………….……....51

3.2.1.Giyim Tarzı………..……….……..51

3.2.2.Punk ve Dadaizm………....….52

3.2.3.Siyasi Yönleri………..……….…....53

3.2.4.Punk ve Medya………..………..…………54

3.2.5.Punk Camiası………..………….………..…..55

3.3.TÜRKİYE’DE PUNK OLMAK………..……….……56

(4)

BULGULAR VE YORUM

4.1.YÖNTEM………...……… ….62

4.1.1.Evren ve Örneklem……….….……… 62

4.1.2.Araştırmanın Varsayımları………62

4.2.BULGULAR………..63

4.2.1.Örneklem Grubunun Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular…………..63

4.2.2.Örneklem Grubunun Punk Kültürü ile İlgili Sorulara Verdiği Cevapların Dağılım...70 SONUÇ VE ÖNERİLER …… ………..….……...89 KAYNAKÇA………..………....91 EKLER………..………....100 EK 1: Anket formu………..….…...100 EK 2: Görseller ..……….…...…...103

(5)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Ö ğ re n ci n in

Adı Soyadı Şafak Şimşek Numarası 074221011007 Ana Bilim / Bilim

Dalı Halkla İlişkiler ve Tanıtım / Halkla İlişkiler Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Yaşam Tarzı Üzerinde Popüler Kültürün Belirleyiciliği ve Kitle İletişim Araçlarının Etkisi : Türkiye’de Punk Kültürü Örneği

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(6)
(7)

Ö ğ re n ci n in

Adı Soyadı Şafak Şimşek Numarası 074221011007 Ana Bilim / Bilim

Dalı

Halkla İlişkiler Ve Tanıtım /Halkla İlişkiler

Danışmanı Yrd. Doç. Dr. M. Nejat Özüpek

Tezin Adı Yaşam Tarzı Üzerinde Popüler Kültürün Belirleyiciliği ve Kitle İletişim Araçlarının Etkisi : Türkiye’de Punk Kültürü Örneği

ÖZET

Yaşam tarzı kavramı ve kişilerin tercih ettikleri yaşam tarzları üzerinde popüler kültürün belirleyiciliğinin anlaşılabilmesi, ilk önce gündelik hayatın kültürü olan ve hemen hemen her alanda karşımıza çıkan popüler kültür ve popüler kültürün kitle iletişim araçlarıyla olan ilişkisinin incelenmesi ile mümkün olacaktır. Popüler kültürün kitle iletişiminden ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Popüler kültür, kişilerin yaşam tarzlarına kitle iletişim araçları ile ulaşma, yayılma hatta nüfuz etme olanağı bulmaktadır. Hayatın hemen her alanında bu durum gözlemlenebilir. Kitle iletişim araçlarını yoğun bir şekilde kullanan popüler kültür, yaşam tarzı unsurlarını etkilemekte ve kişilere yeni ve popüler yaşam tarzları sunmaktadır.

Çalışmada popüler kültür, yaşam tarzı, kitle iletişim araçları ve bu kavramların birbirleriyle olan ilişkileri incelenerek, Punk yaşam tarzı örneği üzerinden popüler kültürün yaşam tarzı üzerindeki etkisi incelenmeye çalışılmıştır. Yapılan alan araştırmasıyla punk kültürü ve popüler kültür ile kitle iletişim araçları arasında ki ilişki incelenmeye ve Türkiye’de ki punk kültürünün boyutları incelmeye çalışılmıştır.

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

(8)

Ö ğ re n ci n in

Adı Soyadı Şafak Şimşek Numarası 074221011007 Ana Bilim / Bilim

Dalı

Halkla İlişkiler Ve Tanıtım / Halkla İlişkiler

Danışmanı Yrd. Doç. Dr. M. Nejat Özüpek

Tezin İngilizce Adı The Decisiveness Of Popular Culture Upon The Life Style And The Effect Of Mass Communication: The Example Of Punk Culture In Turkey

SUMMARY

To be able to understand the effect of popular culture on the concept of

lifestyle and selection of the lifestyles among people,we should analyze the relation of popular culture with public relation instruments.It’s impossible to seperate popular culture and public relation instruments.Popular culture uses public relation instruments to reach and effect the lifestyles of people.It can be seen on every stages of life.By using the popular culture instruments,populer culture effects the lifestyle components of people and creates new popular lifestyles.

In this study, lifestyle, populer culture,public relation instruments,the interaction between these concepts and the effect of popular culture on lifestyle are investigated through the example of Punk lifestyle. The association between popular culture and public relationship instruments with punk culture tried to be analyzed with a field survey and the size of punk culture in Turkey tried to be determined.

(9)

Tablo 1. Cinsiyet Dağılımı……….………...63

Tablo 2. Yaş Dağılımı………...63

Tablo 3. İkamet Yerlerine Göre Dağılımı………....64

Tablo 4. Aylık Gelire Göre Dağılımı……….…..64

Tablo 5. En Çok Tercih Edilen Kitle İletişim Araçlarının Dağılımı……….……...65

Tablo 6. En Etkili Bulunan Kitle İletişim Araçlarının Dağılımı………..65

Tablo 7. Günde Televizyon İçin Ayrılan Süreye Göre Dağılımı……….66

Tablo 8. Günde İnternet İçin Ayrılan Süreye Göre Dağılımı………...67

Tablo 9. Günde Gazete ve Dergi İçin Ayrılan Süreye Göre Dağılımı……….68

Tablo 10. En Çok Takip Edilen Kitle İletişim Araçlarının Dağılımı………..68

Tablo 11. Yaşantılarını En Çok Etkileyen Kitle İletişim Araçlarının Dağılımı…...69

Tablo 12. Dinlenen Müzik Türlerin Dağılımı………..69

Tablo 13. Günde Dinlenen Müzik Süresinin Dağılımı……….70

Tablo 14. “Punk popüler bir yaşam tarzıdır.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı..70

Tablo 15. “Birçok Punk özentidir, gerçek punk değildir.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı ...71

Tablo 16. “Punk, medyada çok kullanılan popüler bir ürün olmuştur.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı ……….….72

Tablo 17. “Punk yaşam tarzı toplum tarafından kabul edilmiştir.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı ……….…...72

Tablo 18. “Punk yaşam tarzını ailem destekliyor İfadesine Verilen Cevap Dağılımı……….…….73

(10)

Dağılımı ….………..……….74

Tablo 20. “Punk giyim tarzı kişiliğimi yansıtıyor” İfadesine Verilen Cevap

Dağılımı ……….74

Tablo 21. “Punk bir başkaldırıdır.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı ………....75

Tablo 22. “Punk benim için özgürlüktür.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı …....75

Tablo 23. “Punk anarşizm demektir.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı ………..76

Tablo 24. “Punk siyasi bir tavırdır.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı ………...76

Tablo 25. “Punk “gelecek yok” demektir.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı …..77

Tablo 26. “Punk yaşam tarzı beni mutlu ediyor.” İfadesine Verilen Cevap …..77

Tablo 27. “Kendimi punk ile ifade edebiliyorum.” İfadesine Verilen Cevap

Dağılımı ………..……….…78

Tablo 28. “Punk camiası dışında bir çevrem yoktur.” İfadesine Verilen Cevap

Dağılımı ………..………..78

Tablo 29. “Punk yaşam tarzı dini konulara uzaktır.” İfadesine Verilen Cevap

Dağılımı……….……….………...79

Tablo 30. “Punk rocktan başka müzik dinlemiyorum.” İfadesine Verilen Cevap

Dağılımı ……….………..……….79

Tablo 31. “Punk rock dinlerken kendimi mutlu hissediyorum.” İfadesine Verilen

Cevap Dağılımı………...80

Tablo 32. “Punk yaşam tarzı toplum tarafından bilinmemektedir.” İfadesine Verilen

Cevap Dağılımı……….………..…...80

Tablo 33. “Türkiye’de tam bir punk kültürü yoktur.” İfadesine Verilen Cevap

(11)

Tablo 35. “Avrupa punkı daha siyasidir.” İfadesine Verilen Cevap Dağılımı ..….83

Tablo 36. “Punk medya tarafından daha çok tanıtılmalıdır.” İfadesine Verilen Cevap

Dağılımı ………...84

Tablo 37. “Punk,medyada hak ettiği ilgiyi görmemiştir.” İfadesine Verilen Cevap

Dağılımı ………...84

Tablo 38. Örneklem Grubunun Punk Kültürü Puanı Ortalaması ………...….84

Tablo 39: “Özgürleşme” ve “Farklılaşma” açısından punkın incelenmesi ...85

Tablo 40 : Popüler bir özgürleşme süreci olarak algılanan Punk kültürünün

incelenmesi..……...………....86

Tablo 41. Örneklem Grubunun Punk Kültürü Puanının En Çok Tercih Ettiği Kitle

İletişim Araçları Değişkenine Göre Farklılaşması……….86

Tablo 42. Örneklem Grubunun Punk Kültürü Puanının En Etkili Bulduğu Kitle

İletişim Araçları Değişkenine Göre Farklılaşması……….87

Tablo 43. Örneklem Grubunun Punk Kültürü Puanının Günde İnternet İçin

Ayırdıkları Süre Değişkenine Göre Farklılaşması……….…….87

Tablo 44. Örneklem Grubunun Punk Kültürü Puanının Yaşantılarını En Çok

(12)

GİRİŞ

Bu çalışmada "yaşam tarzı" kavramı, kavramın "popüler kültür" olgusu ile ilişkisi ve "kitle iletişim araçlarının”, bu ilişkide üstlendiği rol ele alınmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalarla, toplumların yaşam tarzlarındaki farklılık, bireylerin yaşam tarzı unsurlarındaki tercih ve değişimlerinde popüler kültürün etkisi; Popüler kültürün bu süreç içerisinde kitle iletişim araçlarıyla olan ilişkisinin, üzerinde durulması, incelenmesi gereken bir konu olduğu görülmektedir. Genelde çalışma yaşamının dışında yer alan faaliyetleri kapsayan ve gündelik hayatın kültürü olan popüler kültürün, kitle iletişiminden bağımsız düşünülmesi de olanaklı değildir.

Popüler kültür tanımlanması oldukça zor bir kavramdır. Popüler kültür gündelik yaşamda kendini gösterir. Popüler kültür içinde müzikten yeme-içmeye, giyimden spora kadar birçok çeşitlilik barındırmaktadır. Popüler kültür çabuk üretim ve hızlı tüketim kültürüdür. Dün popüler olan bugün popüler olmayabilir. Popüler kültür sürekli bir değişim ve gelişim içerisindedir; Çünkü adı gibi popülerliğini korumak, tüketiciye yeniyi sunmak zorundadır. Gündelik hayatın kültürü ve vazgeçilmez olan popüler kültür ürünlerinin oluşumunda kitle iletişim araçlarının etkisi göz ardı edilemez.

Popüler kültürü üretenler, popüler kültürü kitle iletişim araçları vasıtasıyla kişilere sunmakta ve şekillendirilmektedir. Kitle iletişim araçları günümüzde dünyanın her yerini sarmış ve enformasyon bombardımanına tutmuştur. Bu enformasyon sağlıktan siyasete, spordan eğitime kadar her alanda kendisini gösterir. Bu enformasyonlar kişilerin gündelik hayatını etkilemekte, gündelik hayatın kültürü olan popüler kültürün etkilerini kişilere en kısa ve en hızlı yoldan ulaştırmaktadır. Özellikle televizyon her toplumda kişilerin evlerine, hayatlarına girmekte kültürel değerlerini değişime uğratmaktadır. Kitle iletişim araçları, modern dünyanın kültürel görünümleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Popüler kültürde kitle iletişim araçları ile toplumsal bünyeye girmekte ve olayları, dünyayı ve hayatı anlamlandırmayı etkilemekte ve toplumsal ve bireysel yaşam tarzları koşulların oluşumunu da şekillendirmektedir.

(13)

Yaşam tarzı kişilerin nelere önem verdikleri, zamanlarını nasıl harcadıkları, dünya görüşleri gibi olguları belirten bir kavramdır. Yaşam tarzı, kültürü oluşturan maddi ve manevi öğeleri kapsamaktadır. Yaşam tarzı ile kültür iç içe kavramlardır. Öyleyse yaşam tarzını belirleyen, yaşam tarzını ortaya koyan değişkenlerin popüler kültürden etkilenmesi kaçınılmazdır. Öyle ki bugün kişilerin yaşam tarzları incelendiğinde yaşam tarzı değişkenlerinin üzerindeki popüler kültür etkisi açıkça görülmektedir. Bugün popüler kültür ürünleri, toplumların ve bireylerin çok büyük bir bölümünün yaşam tarzı haline gelmiştir.

Çalışmanın birinci bölümünde kültür, kültürün özellikleri, kültürel değişim, kitle kültürü, medya ve kültür ilişkisi ele alınarak kültür olgusu, popüler kültür kavramı, tarihçesi, yapı ve pratikleri, özellikleri ele alınarak genel anlamıyla "popüler kültür" ve genel hatlarıyla yaşam tarzı kavramı açıklanmaya çalışılmıştır.

İkinci bölümde kitle iletişimi, araçları ve işlevleri ile kitle iletişiminin popüler kültür ile ilişkisi ve yaşam tarzı ile popüler kültür ilişkisinde popüler kültürün etkileri incelenmiştir.

Üçüncü bölümde ise "Punk kültürü" ortaya çıkışı ve gelişim süreciyle zaman içerisinde giyim tarzından siyasi görüşlerine kadar nasıl bir süreç içerisinde olduğu incelenmiştir.

Dördüncü bölümde yapılan anket çalışması ile genel anlamda punk ve Türkiye’deki punk yaşam tarzının, punklar için ne ifade ettiği, punk hakkında ki düşünceleri, punk unsurlarının kullanımı, medya ve toplum içerisinde punk kültürünün yeri ve popülerliği değerlendirilmeye çalışılmıştır.

ÇALIŞMANIN PROBLEMİ:

Hayatının hemen hemen her alanında yer alan faaliyetleri kapsayan ve gündelik yaşamın kültürü olan popüler kültürün, toplumlardan bağımsız düşünülmesi mümkün değildir. Popüler kültür, kitle iletişim araçları aracılığı ile kitlelere ulaşma, yayılma ve hatta nüfuz etme olanağını bulmuştur. Kendi hayatımız ya da çevremize bakarak bu duruma pek çok güncel örnek de gösterebiliriz. Zira burada önemli olan, “bu

(14)

etkilerin niteliğinin ne ve toplum üzerine ne kadar etkisi olduğu ve kişilerin yaşam tarzlarında ne gibi etkilerinin olduğu” dur. Bir kültür tipi olan ‘popüler kültür’, ülkemizdeki kültürel ortamı, toplumların yaşam tarzlarını -kültürlerini ne yönde ve nasıl etkilemektedir?

Değerler, yaşam tarzının en önemli belirleyicisidir. Değerler bütün kültür ve topluma anlam ve önem veren ölçütlerdir. Yaşam tarzının bir ifadesi olduğu değerler doğuştan kazanılmaz; oluşumunda aile, okul, dini kurumlar ve yaşam süresince elde edilen tecrübeler önemli rol oynar (Özdayı, 2001: 19).

Yaşam tarzı ve kültür bu kadar iç içe kavramlar ise, yaşam tarzını belirleyen, yaşam tarzını ortaya koyan değişkenlerin popüler kültür ile ilişkisi, popüler kültürden etkilenmesi kaçınılmazdır. Bugün kişilerin yaşam tarzlarını etkileyen değişkenlere bakıldığında, örneğin izlenilen televizyon dizileri, giyim veya meslekleri, popüler kültürün etkisindedir. Popüler meslekler ya da popüler giyecekler tercih sıralamasında her zaman ilk sıralardadır. Yaşam tarzı değişkenlerine bakıldığında, bugün hemen hemen hepsinin popüler kültürün etkisinde olması, popüler kültür ve yaşam tarzı arasındaki ilişkinin boyutlarının araştırılması bir problem konusu olarak görülmektedir. Buna göre bu çalışmada yaşam tarzının belirlenmesi ve değişimi konusunda popüler kültürün etkileri ve kitle iletişim araçlarının bu ilişkideki rolü, punk kültürü örneği üzerinden açıklanmaya çalışılması temel problem konusu olarak ele alınmıştır.

ÇALIŞMANIN AMACI

Popüler kültür, gerçekten bir baş kaldırı, bir gündelik kültür müdür? Yoksa kitle kültürünün ürünü müdür? Uzun zamandır tartışma konusu olan bu kültür tipi gerçekten toplum üzerinde nasıl bir etkiye sahiptir? Popüler kültür bireyler için vardır ve dolayısıyla da toplumları ve toplumların kültürlerini etkilemektedir. Peki, bu olumlu bir etki mi yoksa hayatımızı, yaşam tarzımızı, kültürel normlarımızı değiştiren, kitle kültürünün bir değişik formu mudur? Popüler kültürün önemi işte bu sorularla ortaya çıkmaktadır.

(15)

Bu çalışmanın temel amacı, bir kültür tipi olan ‘popüler kültür’ ile ‘toplum’ ilişkisinin bir sosyolojik değerlendirmesini yaparak; popüler kültürün genel kültürel ortam üzerinde ne yönde etkilerinin olduğunu, toplumların yaşam tarzlarını nasıl etkilediğini ve bu süreçte kitle iletişim araçları ile nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu açıklayabilmektir. Bu ilişki punk kültürü örneği üzerinden açıklanılmaya çalışılacaktır. Bu temel amaç çerçevesinde öncelikle çalışmanın kuramsal bölümünde alt amaçlar olarak şu sorulara yanıt aranacaktır:

1: Kültür nedir? Kültürün özellikleri nelerdir?

2: Kültürel değişim, kitle kültürü nedir? Kültür ve medya ilişkisi nasıldır? 3: Popüler kültür, yapı ve pratikleri ile popüler kültür özellikleri nelerdir? 4: Popüler kültüre farklı yaklaşımlar nelerdir? Popüler kültür ve tüketim ilişkisi nasıldır?

5: Yaşam tarzı kavramı neyi ifade eder?

6: Kitle iletişim araçları nelerdir, işlevleri nedir?

7:Kitle iletişim araçları ile popüler kültür ilişkisi nasıldır, yaşam tarzı üzerinde popüler kültürün etkileri nelerdir?

8: Dünyada ve Türkiye’de punk kültürü nedir? Punk ile medya ilişkisi nasıldır?

ÇALIŞMANIN ÖNEMİ

Toplumların kültürlerindeki yaşanan değişikliklerde popüler kültürün ve kitle iletişim araçlarının önemi oldukça fazladır. Yaşam tarzı ve kültür birbirleriyle bağlantılı kavramlar olduğundan, toplumu oluşturan bireylerin yaşam tarzlarında meydana gelen değişikliklerde popüler kültürün etkileri ve kitle iletişim araçlarının bu değişimde ki rolünün çözümlenebilmesi bu çalışmanın önemini oluşturmaktadır.

ÇALIŞMANIN SINIRLILIKLARI

Yapılan her çalışmanın bir takım sınırlılıkları bulunmaktadır. Bu çalışmanın sınırlılıkları ise şunlardır:

(16)

1: Çalışma öncelikle tez çalışması olması nedeni ile tez üslubu ve tez yazım kuralları ile sınırlıdır.

2: Çalışma kültür, popüler kültür ile yaşam tarzı kavramları üzerine kurulan temel yaklaşımların genel değerlendirilmesiyle sınırlıdır.

3: Çalışma kitle iletişim araçları, kitle iletişim araçları ve popüler kültür ile ilişkisi ile popüler kültürün yaşam tarzı üzerinde etkisi, üzerine yapılan genel değerlendirme ile sınırlıdır.

4: Çalışma punk kültürü, punk kültürünün tarihçesi ve temel yapısı ile Türkiye’de punk kültürünün toplumsal boyutlarının açıklanması ve konu ile ilgili yapılan alan araştırması ile sınırlıdır.

(17)

BİRİNCİ BÖLÜM

POPÜLER KÜLTÜRÜN ETKİ ALANI: YAŞAM TARZI

Popüler kültürün tanımlanmasında, onu oluşturan iki terimin, yani “popüler” ve “kültür” kavramlarının ayrı ayrı ne anlama geldikleri önem taşımaktadır; ama “popüler”in tanımı, “popüler kültür”ü açıklamakta “kültür”den daha belirleyici bir rol üstlenmektedir. Popüler kelimesinin günümüzde kullanıldığı biçimiyle iki temel anlamı vardır. Hakim olan birinci tanımda popüler, “yaygın olarak beğenilen, tüketilen” anlamında kullanılmaktadır. İkinci tanımda ise popüler kelimesi popüler kültür-yüksek kültür tartışmalarından yola çıkılarak “ halka ait olan” anlamıyla ele alınmaktadır (Özbek, 2003 :81). Popüler kültür kavramına girmeden önce “kültür” kavramını ele almak ve incelemek konumuz açısından daha doğru olacaktır.

1.1.Kültür

Her toplumun şüphesiz kendine ait bazı değerleri bulunmaktadır ve bu değerler genel bir ifade ile “kültür” adı altında incelenmektedir. Bu bölümde kültür, kültürün özellikleri, kitle kültürü ve kültürel değişim ele alınarak genel hatlarıyla “kültür” kavramı açıklanmaya çalışılacaktır.

Kültür, üretme, yetiştirme ekip-biçme anlamında Latince asıllı bir kavramdır. Kültür genel bir ifadeyle bir halkın tarzı ve yaşam biçimidir ( Baykara, 2001:9). Kültür kavramı Latincede ekme, yetiştirme, koruma ve onu anlamları taşıyan “colere” kelimesinden gelir. İlk kullanımı “ürünlere ve hayvanlara bakma” anlamındayken sonradan “düşünceyi besleme” anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Böylece kültür “uygarlığa” bağlanmıştır (Alemdar ve Erdoğan, 2005: 327) . “Kültür” ile aynı kökten gelen “coulter”, saban demirinin ağzı demektir. İnsan faaliyetlerinin en inceliklisine işaret eden kelimemizi emek ve tarımdan, gelişim ve üründen alırız (Eagleton, 2005:9).

Kültür kavramının pek çok tanımı yapılmıştır. Kültürün tanımı, hiçbir zaman net ve somut bir tanıma ulaşamamış, bu kavrama nerede ve hangi amaçla kullanıldığına

(18)

göre farklı anlamlar yüklenmiştir. Toplumsal ilişkilerin odağında yer alan kültürün tanımlanmasında baş gösteren temel güçlüklerden biri, aynı anda birden çok olgu, yapı, durum gibi unsurları belirtme gayretinden ortaya çıkmaktadır. Birçok bilim adamı ve düşünür, kültürü tanımlamış, fakat hiçbir tanım tatmin edici bulunamamıştır. Her tanım, kültürün belli öğelerini ve özelliklerini sıralamış, bazı özelliklerini ortaya çıkarmış ve dolayısıyla kültürün diğer özellikleri ihmal edilmiştir ( Yüksel, 1987:23).

Kültür kavramının açık seçik tanımlanmasındaki zorluk, kültür sosyolojisinin bir sorunu olarak görülmektedir. Çünkü kültür, toplumsal hayatta bir somutlaşmayı değil, bir soyutlaşmayı ifade etmektedir (Oskay, 1971:12). Kültür ele alınış biçimindeki ayrılıkların giderilmesi ve bu sürecin bilinçli olarak genişletilmesiyle, bugün genel sosyolojinin bir dalı haline gelmiştir. Kültür, bütün anlamlandırma sistemlerine yaptığı vurguyla sosyolojinin bir türü olurken, doğası gereği ortaya çıkan pratiklerini ve ürünlerini merkezi olarak konu edinmiştir. Bu haliyle, kültür sosyolojisi günümüzde alanın yeniden ele alınması işi olmaktan çıkmış ve toplum bilimlerinin genel etkinliği içinde yeni sorular ve yeni tanımlar gerektiren bir konu olmuştur ( Williams,1993: 12-8).

Raymond Williams kültürü 17. yüzyılın sonlarında belirli bir toplumun, halkın “bütün bir yaşam biçimi” anlamına gelen “tin” genellemesinin adı olduğunu belirtir. 18. yüzyıl ve sonrasında da antropolojinin gelişmesiyle bütüncül ve ayrı bir yaşam biçimini ifade etme özelliğini sürdürmüştür. Fakat bununla birlikte, bu ayrı kültürleri oluşturan ve belirleyen öğelerin doğası konusunda bazı sorular ortaya çıkmış, bu sorulara verilen cevaplar, hem antropoloji alanında hem de hem de bu disiplinin etkili olduğu alanlarda, etkili bir anlam dizisi üretmiştir (Williams,1993: 8-10). Ondokuzuncu yüzyılın sonlarında Romantik milliyetçilik ile beraber kültürün boyutları olarak günlük yaşamı ve geleneği vurgulayan tonlamalar ortaya çıkmıştır. Bunlar, bu dönemde ortaya çıkan “halk kültürü” ve “ulusal kültür” " fikirleri içinde toplanmıştır (Smith, 2007: 14).

Kültür kavramına ilişkin sorun, beraberinde ve onu tamamlayıcı mahiyette kullanılan diğer anlamlandırmalarla başlar. Evrensel kültür, milli kültür, popüler

(19)

kültür, kitle kültürü, halk kültürü, mutfak kültürü, giyim/kuşam kültürü, alt sınıfların kültürü, burjuva kültürü gibi akla gelecek tanımlamalar kültürün çok katlı anlam dünyasını işaretler. Bütün bunlar genel “kültür” lafının içinde, kimi zaman yan yana, kimi zaman iç içe, kimi zaman ise kesişerek var olurlar (Bostancı, 2002:83). Kültürel sürecin farklı işlevlere bölünmesiyle ortaya çıkan yeni kültürel yapı, bütünlükteki bu parçalanmaya koşut olarak yeni kültürel türler ortaya çıkarmıştır (Özkök, 1985:109). Kültür kavramı insanın zihninde olan bir süreç olmakla birlikte, kültür kavramına ulaşmamızı sağlayan kültür öğeleri, gözlenebilir olgular olarak dışta, algı planındadır. Kültür öğeleri, insanın fiilleri ve o fiillerin ürünleridir. Kavramın kapsadığı kültür öğelerinin istisnasız hepsi, davranış ve onun ürünleri olarak dışlaşmadan önce, insan zihninin görüş, bakış tasarım, tahayyül, duygulanma, anlayış ve değerlendirme tarzı ile ilgilidir ( Özakpınar,1997:12).

Bugün kültür kavramı hem bireysel, hem de toplumsal yaşantımızda, attığımız her adımda kendini göstermektedir. Antropolog Krober ve Kluckhohn (1952), kültürün anlamına ilişkin çalışmalarında çeşitli tanımlar ortaya koymuşlardır. Bunlardan ilki olan “betimleyici tanımlar” da kültürü sosyal hayatın toplamını oluşturan kapsamlı bir bütün olarak görme ve kültürü oluşturan çeşitli alanları listeleme eğiliminde olduğunu belirtilir ve bu tanımlamada kültürün hem fikirleri (sanat, ahlak, yasalar) hem de etkinlikleri (gelenekler, alışkanlıklar) içerdiğine dikkat çekerler (Krober ve Kluchohn, 1952, Akt: Smith,2007: 14-15). Bir ülkenin kültürü, o ülkede üretilen ürünlerin belirlenmesine olduğu kadar, tüketimine de etkide bulunur. Bu yüzden, toplumun inanç ve değer yargılarının bilinmesi ve bunların toplumun üyeleri üzerindeki etkilerinin incelenmesi pazarlamacılar için vazgeçilmez bir görevdir (Odabaşı ve Barış,2002:313).

Kültür, dokunulamayan, herhangi bir taktik ya da teknik kaygıyla üzerinde oynanamayacak, daha yüksek ve daha saf bir şeydir. Eğitimlilerin dilinde bunun adı özerkliktir. Yaygın kanaat, bu kavramla kişilik sahibi olmayı birleştirmekten hoşlanır. Kültüre, toplum içindeki işlevsel bağlantıları kale almadan, insanın saf özünün tezahürü olarak bakılır (Adorno,2007:122).

(20)

Kültür, eylem demektir. Müzelerin duvarlarında asılı yaldız çerçeveli resimler değildir kültür. Özel evlerde kilit altında tutulan alüminyum çerçeveli resimler, kütüphaneye sıra sıra dizilmiş kitaplar hiç değildir. Kültür başka bir şeydir. Kültür eylem, katılım, yeni bir düzen yaratmak için sürekli efor ve çağdaş dünyanın yeniden yorumlanması demektir. Sonuç olarak, absürt ekspresyonist resimler, rock operalar, mutfak kapları veya toplu gösteriler yaratacak olsa bile tüm eylemlere ve geleneklere katılmak demektir (McGregor, 2000:22-23).

Tezcan, kültür tanımlarına dikkat edilirse, maddi ve manevi kültür kavramlarına rastladığını söylemektedir (Tezcan,2008:4). Bu kavramlar:

Maddi Kültür Öğeleri Giyecek Barınak Otomobil Traktör Somutturlar. Makine Apartman Saban

(21)

Manevi Kültür Öğeleri

Toplumsal örgüt ve sistem Ekonomik örgüt ve sistem Hukuk

Ahlak

Gelenek, görenek Soyutturlar. Toplumsal ilişkilerden İnanç sistemleri kaynaklanan sistem, inanç ve belirli

Değerler davranışların yapılış biçimleridir. İdealler

İnsanlar belirli gereksinimlerini karşılamak için kültürü yaratmışlardır. Örneğin giysiler, üşümeyi önlemek için; bardak, su içmek için; otomobil, bir yere hızlı gitmek için; hukuk, toplumda güvenliğin sağlanması için vs. (Tezcan,2008:4-5).

Sonuç olarak kültür, insanların temelde kalıcı ama aynı zamanda rutin iletişim ve sosyal etkileşim içinde değişebilirlik özelliklerine de sahip etkinliklerini, dünya görüşlerini, şeyleri, inançları içeren dinamik ve karmaşık çevresini ifade etmektedir.(Lull 2001: 95). Kültür (ya da uygarlık) toplumun bir üyesi olarak insanoğlunun kazandığı (iktisap ettiği) bilgi, sanat, ahlak, gelenekler ve benzeri diğer yetenek ve alışkanlıkları kapsayan karmaşık bir bütündür (Tylor,1871:1,Akt: Güvenç, 1985:22).

1.1.1.Kültürün Özellikleri

Mutlu kültürü “İnsan topluluklarına kimliklerini veren ve onları birbirlerinden ayırt eden özelliklerinin toplamına kültür denir (Mutlu,1998: 229)” şeklinde tanımlamaktadır. Kültür bütün bir toplumun yaşam biçimini oluşturur ve bu hal ve hareket kodlarını, giyim kuşamı, dili, kut törenleri, davranış normlarını ve inanç

(22)

sistemlerini içerir” (Mutlu, 1998: 229). Buna göre kültürlerin toplumlar arası faklılıklar göstermesi doğaldır.

Kültürü kesinlikle toplumsal yapının belli bir alanına (örneğin sanat ve edebiyata) sıkıştırmamak gerekmektedir. Kültür insanın toplumsal yaşamının her alanındaki kendisi ve kendisine ait olanın (ve ya olduğunu sandığının) ifadesidir; çünkü kültür, insanın kendi yaşamını, geçmişten gelen deneyimler ve birikimler ve kendinin yarattıklarıyla nasıl ürettiğini anlatmaktadır. İnsan kendini nasıl üretiyorsa bu üretme olu onun kültürüdür. Bunun anlamı ve tek ve yeknesak bir kültürün söz konusu olması değildir. Kültür oluşum yeri ve yapılış biçiminin özelliklerine göre siyasal, ekonomik, sosyal, eğlence, dinlenme, aristokrat, isçi sınıfı, gençlik, müzik, sanat, aile, köy, kent, başkaldırı, tutsaklık, arkadaşlık, dostluk, çevre ve teknolojik kültür gibi gruplara ayrılabilir (Erdoğan 1999: 19).

Toplumların kişiliği olarak adlandırılan kültürün toplumlara göre faklı özellikler gösterir. Bozkurt kültürün özelliklerini tanımı kadar çeşitli ve karmaşık olarak tanımlar. Bozkurt Güvenç “İnsan ve Kültür” adlı kitabında kültürün özelliklerini şöyle sıralar:

• Kültür öğrenilir,

• Kültür tarihidir ve süreklidir,

• Kültür toplumsaldır,

• Kültür, ideal ya da idealleştirilmiş kurallar sistemidir,

• Kültür, ihtiyaçları karşılayıcı ve doyum sağlayıcıdır,

• Kültür değişir,

• Kültür bütünleştiricidir,

• Kültür bir soyutlamadır (Güvenç, 1999: 103-107).

Kültür ilişkisel ve tarihseldir. Çünkü kültürel biçimlenme ve değişim birbiriyle içten bağlı iki boyuta sahiptir. Kültür hem bilinçli şekilde seçen ve deneyimlerinin muhasebesini yapan insanlar tarafından inşa edilmekte, hem de aynı anda geçmişteki

(23)

insanların seçim ve değerlendirmelerinden miras kaldığı için, seçim ve etkinliklerin önceden örgütlenmiş kurucu görmektedir. Bilinç yönetiminin yoğun bir şekilde yaşandığı günümüzde, kültür aynı zamanda planlı şekilde üretilmekte ve dağıtılmaktadır (Erdoğan ve Alemdar 2005: 23).

Erdoğan ve Alemdar’a göre kültürle üretilen, belli biçimdeki materyal yaşam ve bu yaşamın ideolojisi ve bilincidir. Yasamın ideolojisi ve bilincinin üretimi de, materyal kültürün üretim özellikleriyle beraber gitmekte, onun tarafından belirlendikten sonra, onunla etkileşime başlamaktadır. Bu etkileşim sürecinde sadece egemen kültürler yeniden üretilip sürekliliği sağlanmaya çalışılmaz, aynı zamanda karşıt olan kültürler üretilir ve mücadele verirler. Dolayısıyla kültür alanı insan yaşamının tümünü kapsayan bir egemenlik ve mücadele alanıdır(Erdoğan ve Alemdar 2005: 26).

1.1.2.Kültürel Değişim

Kültür her canlı varlık alanı gibi değişir. Ancak değişmenin hızı, zaman mekâna ya da toplumun özelliklerine bağlıdır. Kültür değişimi her toplumda her zaman var olmuştur. Kültür değişmesi aslında diğer süreçlerden bağımsız değildir. Diğer kültürel süreçlerin genel bileşkesi, belli bir zaman aralılarında yapılan durum saptaması ‘kültür değişimi’ olarak adlandırılmaktadır. Kültürleme, kültürleşme ve kültürlenme süreçlerinin birbirine koşutluğu, birbirini güçlendirir ya da birbirini destekler yönde islemesi değişimin hızıyla ivmesini artırabilir. Birbirine karşıt yönde olmaları ise değişimin hızını yavaşlatabilir. Güncel kültür sorunları, yalnız değişimden değil, değişim sürecinin yüksek ivmesinden, dengesizliğinden doğmaktadır. Toplumun tüm parça ve katmanları aynı hızda ve yönde değişmediği gibi, kimi kurum, grup ve kesimler, ötekilerden nedense, biraz daha hızlı ya da yavaş değişince, geçiş aşamasındaki toplumlarda kaçınılmaz, uzlaşma ikilemler oluşmaktadır (Güvenç, 2003:290).

Bir inanışa göre, kültür varlığı zamanla gelişir ama özünde değişmez. Buna göre, kültürümüzü değiştirmeye değil, geliştirmeye çalışmalıyız. Bu politika da, semantik

(24)

bir yanılgıdır, kelime oyunudur. Her değişme bir gelişme olmadığı halde her gelişme bir tür değişmedir (Güvenç, 1985:141).

Kültürün yapısı çok zengin ve karmaşık olmakla beraber sabit bir yapı değildir. Kültür dinamik bir yapıya sahiptir ve kültürde sürekli değişmeler olduğunu söyleyebiliriz. Kültür edilen bir miras değil, etkin bir anlam yaratma sürecidir, sabit değil, devamlı, yeniden tanımlanan ve yapılandırılan bir şeydir. Yeni anlamları yönlendiren ve sınırlandıran bir yapısı vardır; ancak bu yapı görev olarak gevşek ve değiştirilebilir özelliklerdir (Parekh, 2002: 185).

Kültür değişir. Değişme, uyum yoluyla gerçekleşir. Gerçi doğal koşullar kültürel özellikleri belirleyecek kadar etkili ya da güçlü değildirler ama kültürler, zaman boyutu içinde, doğal çevreye uyum gösterirler. Kültürler, yayılma, ödünç alma, öykünme, vb. yollarla komşularına da benzerler; ayrıca, kültürel sistemi oluşturan bireylerin biyolojik ve psikolojik istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde uyum gösterirler. Koşullar değiştikçe, geleneksel çözüm yollarının sağladığı doyum düzeyi de azalır ve değişir. Yeni ihtiyaçlar ortaya çıkar ve bununla bilinç düzeyinde yükselir. Bu ihtiyaçları karşılayacak, sorunları çözecek deneme ve düzenlemeler yapılır, yeni kurum ve kuruluşlara gidilir (Güvenç, 1999:103).

Kültür değişmesi, bir toplumun siyasal yapısında, idari kurumlarında, bilgi sisteminde, eğitim sisteminde, yasalarında, maddi alet (aygıt) ve araçlarında, vb. kullanılmasında, toplumsal ekonominin dayandığı üretim araçlarının tasarruflarında az çok meydana gelen dönüşüm ve değişimi içerir (Doğan; 2002: 318).

Değişme kaçınılmaz bir süreçtir, milletin hayatında her zaman gözlemlenen bir olgudur. Şartlar değişir, ihtiyaçlar değişir, amaçlar değişir; onlara ayak uydurmak için ister istemez hayatın akışı içinde yapılan işler ve takınılan tavırlar da değişir. Bu anlamda hayat değişmeyle yürür. Toplum hiçbir uyumsuzluk çekmeden doğal bir eğilimle, çoğu zaman farkına bile varmadan değişir (Özakpınar, 1997: 9).

Kültür, maddi ve manevi öğelerden oluşan uyumlu bir birliktir. Fakat kültür değişirken, bu öğeler aynı hızda değişmez. Maddi kültürdeki değişmeler daha hızlı

(25)

değişirler. Bu nedenle manevi kültür öğelerinin önünde giderler. Manevi ögeler daha yavaş değişirler (Tezcan, 2008:9).

Tezcan kültür değişmelerini üçe ayırır. Bunlar:

Serbest kültür değişmeleri: Bir toplumsal grup ya da toplum, yabancı bir

kültür sahip başka bir grup ya da toplumla ilişki kurduğunda hiçbir içsel ve dışsal baskı olmaksızın kültürün ya da bazı ögelerin değişmesiyle oluşan değişmelerdir.

Zorlanmış kültür değişmesi: Aynı kültürlere sahip iki toplumun ya da

grubun birinin, kendi kültürünü ya da bazı kültür ögelerini kabul etmesi için baskı yapması ve zorla kabul ettirmeye çalıştığında sonuçta oluşan değişmelerdir.

Güdümlü ya da planlı kültür değişmeleri: Teknolojik kalkınma

programları bu tür değişmeleri kapsarlar. Amaçlanan düzeye erişmek için belirli zaman sürelerinde yapılacak ve önerilecek değişmeler planlanır. Verimli bir yöntemdir(Tezcan, 2008:262).

1.1.3.Kitle Kültürü

Kitle kültürüne başlamadan önce kitle kavramına ayrıca bakmak, kitle kültürünü anlamada daha yararlı olacaktır.

Kalabalık yığın anlamında kullanılan kitle kelimesi, basit ve sıradan anlamıyla, ırkları, meslekleri, cinsiyetleri ve kendilerini bir araya toplayan tesadüf her ne olursa olsun, rastgele bir bireyler topluluğunu ifade eder (Le Bon,2005:15).

Erol Mutlu ise kitle (mass) teriminin toplumsal düşüncede hem çok olumsuz hem de olumlu anlamları bulunduğunu belirtmiştir. Olumsuz anlamları, kuru kalabalığı ya da güruh’u dile getirecek şekilde kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Kitle burada çoğunlukla kültür, zekâ, hatta ustalık yoksunluğu anlamına gelmektedir. Olumlu anlamıyla ise, özellikle sosyalist gelenek içinde, kitle terimi ortaklasa amaçlar için bir araya gelerek örgütlenmiş sırada işçi sınıfının dayanışmasını dile getirmektedir.

(26)

İletişim bağlamında kitle terimi, sinema ve radyo gibi araçların izler kitlesinin belli özelliklerini dile getirecek şekilde kullanılmaktadır. İzlerkitle çok dağınıktır. Üyeleri genellikle birbirini ya da bu izler kitlenin oluşmasına neden olan her kimse, onu tanımayan bir topluluktur. Bir öz-kimlikten, öz-bilinçten yoksundur ve birtakım amaçları gerçekleştirmek için örgütlü bir şekilde bir araya gelip eylemde bulunma yetisine sahip değildir. Değişen sınırlar içinde değişen bir bileşimle karakterize olur, ayrı türdendir, tüm toplumsal katmanlardan ve demografik kümelerden gelen büyük sayılarda kişilerden oluşur. Özgül bir ilgi nesnesini, kendisini güdüp yönetmek isteyenlerin algısına göre seçme davranışında ise türdeştir ( Mutlu,1998:210–211).

İçinde yaşadığımız toplum iki ana unsurdan oluşan dinamik bir birlikteliktir. Azınlıklar ve kitleler. Azınlıklar, özellikle nitelikli bireyler ve bu bireylerin oluşturdukları topluluklardır. Kitle ise, özellikle nitelikli olmayan kişilerin oluşturdukları topluluklardır. Kitle, sıradan insanlardan oluşur. Bu yolla, sadece nicelik gösteren insan yığını niteliksel bir saptamaya dönüşür. Kitle, bir insanın kendisini türünün bir modeli olarak tekrar ettiği ve diğer insanlardan farksız bir hale getirdiği, sıradan ve sosyal bir nitelik haline dönüştürür. Kitle diye nitelendirilmeyen gruplarda, üyelerinin bazı istek, düşünce ve idealleri etkili bir uyum gösterse de, çoğunluktan farklılık gösterir. Bir azınlık oluşturabilmek için bireyin önceden, özel ve oldukça kişisel gerçeklerle kendisini insan yığınından ayrı tutabilmesi gereklidir. Azınlıkların kendilerini, çoğunluktan ayırmak için özellikle bir araya gelişleri, her azınlığın oluşumu için gereklidir (Gasset, 2003:10).

Kitle kavramından bahsederken kitlelerin temel niteliklerini kısaca özetlemek yararlı olacaktır. Bu nitelikleri Elias Canetti şöyle özetler:

1. Kitle daima büyümek ister. Büyümesinin hiçbir doğal sınırı yoktur. Bu gibi sınırların yapay olarak yaratıldığı yerlerde kitlenin patlaması her zaman mümkündür ve bu zaman zaman gerçekleşir de. Kitlenin büyümesini kesin olarak önlemek için mutlak olarak güvenilebilecek hiçbir kurum yoktur.

(27)

2. Kitle içinde eşitlik vardır. Bu olgu mutlak ve tartışma götürmez niteliktedir; kitle tarafından asla sorgulanmaz. Bu nitelik temel öneme sahiptir ve kitle mutlak eşitlik durumu olarak tanımlanabilir. İnsanların kitle olmaları ve bu kitleden uzaklaşmasına neden olabilecek her şeyi görmezlikten gelme eğilimi göstermeleri bu eşitlik uğrunadır.

3. Kitle yoğunluğu sever. Kitle kendisini asla çok yoğun bulmaz. Kendine ait parçaların arasında olmamalı ya da onları bölmemelidir; her şey kitlenin kendisi olmalıdır.

4. Kitlenin bir yöne gereksinimi vardır. Kitle hareket halindedir ve bir hedefe doğru hareket eder. Bütün üyeler için ortak bir yön, eşitlik duygusunu kuvvetlendirir. Bir kitle erişilmemiş bir hedef olduğu sürece var olur (Canetti,2003:30). Bu nitelikler kitleleri sınıflandırma ve kitlelerin özelliklerini ortaya koymamıza olanak sağlamakta ve bunun sonucu kitlelerin davranışları - ki bu davranışların bütünü kitle kültürünü ilgilendiren olgulardır-, anlamamızda bize yardımcı olacaktır.

Kitle kültürü, kitle üretimi yapan bir endüstriyel yapının yarattığı materyal yaşamı gerçekleştirme ve bu gerçekleştirmenin bilişsel ve düşünsel biçimidir. Standartlaşmış kitle üretim biçimi ve tekniklerini, örgütlerini, kitle tüketicisini gerektirir. Kitle kültürü seri üretimin sonuçlarından biridir ve kitle toplumundan önce var olmamıştır. Kitle toplumu üzerine de inşa edilmemiştir: Kitle toplumunun ticarileşmiş kendisidir. Günümüzde kitle kültürü kitle iletişim araçları ve bu araçların desteklediği küresel pazarın mal, hizmet ve ideolojisiyle birlikte düşünülür. Kitle kültürüyle biçimlendirilen dünya kapitalist üretim tarzının egemenliğindeki bir uygarlığı temsil eder (Alemdar ve Erdoğan, 2005:41).

Kitle toplumu ile birlikte kitle kültürü de, 19. yüzyılda ortaya çıkan sanayileşme ve teknoloji çağının bir ürünüdür ve teknolojiyle birlikte de kitle iletişim araçlarında günümüze değin önemli artışlar ve gelişmeler olmuştur. Kitle toplumu kavramı, “büyük ölçekli sanayileşmeyi, büyük kentleşme hareketlerini ve işbölümünde yüksek düzeyde uzmanlaşmayla yönetimi bir bütün olarak bürokratikleşmiş bir toplumsal

(28)

ortamı ifade etmektedir. Kitle toplumu, kapitalizmin bir ürünü olup, sanayileşme, kentleşme ve modernleşme süreçleriyle ortaya çıkmıştır. Bütün bu süreçler, bireyler arasındaki farklılıkların ortadan kalkmasına, bireylerin özgürlüklerini yitirmelerine, onların birbirlerinden yalıtılmalarına, bireylerin birbirlerine daha benzer hale gelmelerine neden olmuştur. Kitle toplumunun kültürel alandaki ifadesi ise, kitle kültürüdür. Başka bir deyişle, kitle toplumunda kitleyi oluşturan bireylerin hemen hemen tamamı okuryazar olsa da, onlar klâsik eğitimden yoksun kaldıkları için, sıradan veya düşük düzeyde ve hiçbir zaman seçici olmayan beğenilere sahip olurlar. Kitle toplumunda, yüksek kültürle aşağı kültür arasındaki sınır çizgisi yok olur veya daha doğru bir deyişle, yüksek kültürün yerine, hem yüksek kültürü ve hem de geleneksel toplumların halk kültürünü yok eden ve de uyumluluğu, edilgenliği ve kaçışı teşvik eden bir kitle kültürü gelişmiştir” (Cevizci, 2000: 563, 564).

Kitle kültüründe amaç kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak değil, tam tersi; ihtiyaç yaratarak kişileri hem üretime hem de tüketime sevk ederek bazı egemen kesimlerin kendi çıkarlarını, düşüncelerini gerçekleştirmesidir. Kitle kültürü egemen kapitalist kesimlerce, kitleler tarafından üretilen düşünce mal ya da hizmetin yine o kitlelerce tüketilme bilinci oluşturulmasıdır. Kitle kültürü ürünlerinin kabullenilmesi ve çabuk yayılmasındaki en büyük silah yine kitle iletişim araçlarıdır. Kitle iletişim araçları kullanılarak kitlelere, kitlelerce üretilenler “gereksinim” gibi gösterilmekte ve meşrulaştırılmakta, böylece kapitalist çevreler de amacına ve çıkarlarına kavuşmaktadır.

Geç-kapitalizmin temel özelliği bütüncül bir toplum oluşturmasıdır. Yani bu düzen, üretmek zorunda olduğu şeyide, bu şeyi temin etme ve kendi gücünü yayma araçlarını da kendisinde öncel olarak bulundurur. Böyle bir yapı içinde teknolojiyi, siyaseti yada kültürü birbirinden kopuk bir biçimde ifade edebilmek neredeyse olanaksızdır. Bir başka deyişle, kültür teknolojidir, teknoloji siyasettir, siyasette kültür. Her biri hem kendisidir hem de bir diğeridir. Çağdaş sanayi toplumu, teknolojik temelini düzenleyiş biçimiyle bütüncüllüğe yönelir. Bütüncüllük, sadece yıldırmaya dayanan bir siyasi tek biçimleştirme değil, aynı zamanda sözde genelin çıkarı adına ihtiyaçları düzenleyerek işleyen, yıldırmaya dayanmayan bir iktisadı-teknik tek biçimleştirmedir. Kültür endüstrisi, bu tek-biçimleştirmede başlıca rolü

(29)

üstlenir. Kültür endüstrisi sürecini harekete geçiren dinamik piyasadır. Simgesel biçimler, artık, bütün içinde, pazara yönelik olarak üretilirler” (Dellaloğlu, 1995: 88). Adorno, kültür endüstrisinin, kitlelerin kendiliğinden çıkan bir kültür sorunu ya da popüler sanatın çağdaş bir formu olmadığının altını çizer. Kültürel varlıkların kar dürtüsüyle üretilen standartlaştırılmış mallara dönüştüğünü vurgular (Adorno, 2003). Adorno kültür endüstrisi kavramında, endüstri kelimesinin terim anlamının doğrudan doğruya üretim süreci ile bağdaştırılmamasını, bunun kültürel malın standardizasyonu ve dağıtım tekniklerinin rasyonelleştirilmesi amacıyla kullanıldığını söyler (Adorno, 2003).

Adorno’nun, kültür endüstrisinin en çok eleştirdiği özelliği; aldatıcı olan yanıdır. Bu eleştirinin temelinde Marx’ın meta fetişizm analizi yatar. Adorno’ya göre, kültür endüstrisinin ürettikleri metalaşan sanat eserleri değil, daha başında Pazar için üretilmiş metadır” (Dellaloğlu, 1995: 87).

Adorno, astrolojiyi bile kültür endüstrisinin ürünlerinden biri olarak görür. Ona göre, geleneksel astroloji kurumsallaşmış ‘batıl inanç’tır. Astrologlar, özel durumları hakkında hiçbir şey bilmedikleri insanlara ‘otoriter’ tavsiyelerde bulunurlar. Astroloji için ‘ussallık’ özel çıkarları verili toplumsal yapıyla uyumlu hale getirmektir. Astroloji bir yandan bireyciliği desteklerken, diğer yandan bağımlılığı, statükoya, iş ahlakına uyumlu olmayı önerir” (Dellaloğlu, 1995: 86).

Kitlelerin gereksinimlerini karşılamak sermayeye para kazandırmıyorsa, hem o gereksinim karşılanmaz hem de karşılanmamayı meşrulaştırılan bilinç üretilir. Dikkat edilirse, bu durumda bir mal veya hizmet sunulmaması (örneğin emeklilerin maaşlarının artırılmaması) veya popüler gayri-meşruluğunun engellenmesi (gecekonduların yıkılması, kaçak elektrik kullananların cezalandırılması) için gerekli egemen politikayı ve uygulamayı destekleyen kitle/popüler bilinç yaratılır (Alemdar ve Erdoğan 2005: 42).

(30)

1.1.4.Medya ve Kültür

Bir toplumun kültürünü oluşturan bireylerin düşünce, değer yargıları ve inançları, sembol alışverişi yolu ile olur. Yirminci yüzyılda sembol alışverişinin tümüne yakın bir bölümü kitle iletişim araçlarınca yapılmaktadır. Dolayısı ile kitle iletişim araçlarını, “kültürün temel taşıyıcıları” olarak nitelendirmek mümkündür (Yumlu, 1990:24-25).

Kitle iletişim araçları kültürel süreçlerde önemli bir yer edinmişlerdir. Eski sosyal iletişim araçlarının marjinalleştiği günümüz toplumlarında kitle iletişim araçları, insanların bugünün ve yarının toplumuna dair belli bir görüş ve kendilerinin bu toplumla ilişkilerine dair belli bir fikir edinmelerini sağlayan en önemli kanallardan biri ve belki de birincisi haline gelmiştir. Bir nevi “toplumsal muhayyilenin inşası” ve “küresel toplumsallaşma” diye adlandırabileceğimiz bu karmaşık süreç, medyanın en önemli işlevi olmuştur (Odabaşı,2004:33).

Birbiriyle iç içe ve etkileşim halinde olan medya ve kültür, gerçeklik ile onun insani temsili olan anlam arasındaki her türlü ilişkinin bağlamını verir. Çünkü herhangi bir anlamlandırma mekanizması olmadan toplum ile akıl etkileşimi olmaz. Medya ve kültür neyi nasıl algılayacağımızın, anlatacağımızın bütün araç ve gereçlerinin; yol ve yöntemlerinin ortak adıdır. Biri diğerlerinden bağımsız düşünülemez. Bir diğerini etkiler ve belirler. Biri diğerinin içinde yer alır ve nihayet biri diğerini tanımlar (Güneş,2001:121).

Medya, yirminci yüzyıl ileri kapitalizminde hem nicel hem de nitel olarak kültürel alanda tayin edici temel bir önderlik tesis ederken, bu süreçte kitle iletişim araçları ekonomik, teknik, toplumsal ve kültürel kaynaklar bazında, ayakta kalabilmiş daha eski, daha geleneksel kültürel kanlardan nitel olarak daha büyük bir dilimi yönetimi altına almıştır. Çok daha önemli olanı, bütün bir devasa kamusal iletişim ve mübadele karmasından oluşan alanın bu tip toplumlardaki “toplumsal bilgi’nin üretimi ve tüketimi, modern iletişim araçlarının dolaşımına” bağımlı olma tarzıdır. Modern iletişim araçları kültürel ve ideolojik alanı tedricen kolonileştirmiştir (Hall, 1994:200).

(31)

Medyadan sunulan yaşam yolu (kültür) biçimi, sunulan kültürün sembolik anlatımıdır; yaşamından soyutlanmış, paketlenmiş, içine reklamlar yerleştirilmiş, ideolojik anlamlar yüklenmiş bir yeniden biçimlendirmedir. Ne medya ne de izleyici bu kültürü yaşam yolu olarak tecrübe eder ve yaşarlar. Medya, kültürü hem reklamcı çekmek hem de reklam yapmak için, yani öncelikle ticari amaçlı olarak ortaya koyar. Kültür bu anlamda medyanın reklam çekme ve reklam yapmada kullandığı “olta-mal” olur. İzleyicinin kullanımı ise bu kültürü seyirle zamanını hoş geçirmek, dinlenmek ve eğlenmek için tüketmek şeklinde gerçekleşmiştir (Erdoğan, 1999:35).

Günümüz modern toplumlarında başlıca kültürel formlar medya tarafından üretilip şekillendirilmektedir. Kültürün üretim ve tüketim kavramlarıyla ele alındığı zaman da kültürel üretimin enformasyondan bağımsız düşünülmesi elbette düşünülemez. Hatta çağdaş toplumların bilinç veya kültür endüstrisi diyebileceğimiz bir sektör tarafından kuşatıldığı anlam ve değerlerin böyle bir mekanizma içinde oluştuğu da eleştirel yaklaşımın sıkça tekrarlandığı olgulardır (Güneş, 2001:105-106).

Kitle iletişim araçlarının bu bağlamda kitle kültürünü üreten, çoğaltan, yayan aygıtlar olarak tanımlanması yanlış olmaz. Modern kitle toplumunda kültür, kendine özgü üretim koşulları olan ve ancak ekonomik sistemin bir parçası olarak

değerlendirilmesi mümkün bir endüstridir. Medya ise bu endüstrinin üretim ve pazarlama araçlarıdır (Güneş, 2001:123).

1.2.POPÜLER KÜLTÜR VE TARİHİ SÜRECİ

Popüler kültürü, genel bir ifadeyle, geniş bir nüfus tarafından paylaşılabilen

inançlar, pratikler ve bunların içerdikleri normların örgütlenmesi olarak tanımlayabiliriz. Kaynağını yerel geleneklerden alan bu inançlar, pratikler ve nesneler, bir yandan ‘folk’ ve ‘popüler’ olanı kapsarken diğer yandan da siyasal ve ticari merkezden doğan inançları, pratikleri ve nesneleri paylaşan kitleyi kapsamaktadır( Schudson, 1999: 169).

(32)

Popüler kültür Mısır, Sümer gibi ilk kent devletlerine kadar uzanır. Bu kent devletlerinde, merkezden uzak yerlerde sulama kanallarının, kentleri çevreleyen surların ve hisarların yapılması gibi kamusal işleri gerçekleştirebilmek amacıyla işgücünün buralarda toplanması gerekiyordu. Bu uzak yerlerdeki işgücünü denetleyebilmek amacıyla, bu insanların egemen zümrenin çizeceği sınırların dışına çıkmasını önleyecek bir ara örgütün kurulması fikri geliştirildi. Toplanan işgücünün, etnik köken ve kültür açısından farklılıklar gösteren alt topluluklardan oluşması nedeniyle bu örgüt, yapılacak projeleri denetlemek üzere yöredeki üst düzey kişileri seçiyordu. Yerel örgütlerdeki bu üst düzey kişiler, başat kültürü halkı gösteren toplumsallaşma sürecinden geçmiş, bu nedenle bu kültürü iyi tanıyan kişilerdi; ayrıca, bu kamusal işlerin yerine getirilmesi amacıyla bir araya getirilmiş ve tekörneklik kazanmamış toplulukların uyumsuz davranışlarını hoşgörü ile karşılayabilecek insanlardı. Ayrıca bu örgütün iç denetiminin aynı etnik gruptan seçilmiş kişilere ya da marjinal kişilere verilmesiyle, tekörnekleşmemiş kalabalıkların toplumsal bir muhalefet oluşturması engelleniyordu. Başka bir deyişle egemen ideoloji içinde yetişen zihinsel emek gerçek yaşama karşı eleştiri geliştiremeden, sahip olabildiği ve söz geçirebildiği tek dünya olan fantazya dünyasına sığınan bedensel emekten ayrı tutuluyor, böylelikle bunların bütünleşmesi engellenmiş oluyordu. Ortaçağ’da popüler kültürün, özellikle Rönesans öncesi toplumsal yaşamda ortaya çıktığı görülür. Kent yaşamı, eski durağan yaşama oranla daha büyük bir canlılık kazanmış olsa da, iyi yaşam olanaklarının belli bir sınıfın egemenliğinde bulunması nedeniyle Ortaçağ, bu değişimi yaratacak sınıfın henüz ortaya çıkmadığı bir dönemdir (Aydoğan, 2004: 33).

1830’lu yıllardan başlayarak kapitalist sanayi toplumuna ya da kitle toplumuna geçişle birlikte üretim tekniklerinde geliştirilen yeniliklerin siyasal ve kültürel düzeylerde de geliştirilmesi gerekli oldu. Gelişen teknolojinin sağladığı verimliliğin artık yalnızca yeni egemen sınıfın, burjuva sınıfının refahı için kullanılmaması, çalışan kesimlerin de bu refahtan yararlandırılması gerektiği, bunun sistemin verimliliğini artırmanın en kolay yolu olduğunu keşfedildi. 1830’lu yılların çok çalışıp azla yetinmeyi öğütleyen burjuva Protestan ahlakı, 19. yüzyılın sonundan başlayarak alt sınıfları orta ve üst sınıflara özendirerek, tüketimi bu sınıflara da

(33)

açarak, yerinin tüketimin demokratikleştirilmesine bırakmıştır. Tüketimin demokratikleştirilmesi ise, çalışan kitleleri, bulundukları toplumsal konumda yakalayamadıkları doyumu fantazyalar aracılığıyla elde etmeye götürmüştür (Aydoğan, 2004: 33-34).

“Halk Kültürü” (popüler kültür) ya da Volkskultur düşüncesi “kültür tarihi” ile aynı zamanda ortaya çıkmıştır: Almanya’da 18. yüzyıl sonlarında. O dönemde orta sınıf aydınları halk şarkılarını, halk masallarını, dansları, törenleri (ritüelleri), güzel sanatları ve el zanaatlarını keşfetmişlerdi. Ama bu halk kültürünün tarihiyle uğraşmak antika-meraklılarına, folklorculara ve antropologlara bırakılmıştı. Ancak 1960’larda bir grup akademik tarihçi halk kültürünü incelemeye girişti (Burke, 2008:22).

Popüler kültür kavramı içinde barındırdığı çeşitlilik nedeniyle de tanımlanması oldukça zor olan bir kavramdır. Fast food, müzik, televizyon programları, bingo, futbol, yılbaşı gibi çeşitli kutlamalar da popüler kültür kavramıyla ilişkili olarak düşünülmektedir. Ancak popüler kültürün tanımlayıcı bazı özellikleri vardır. İlk olarak, bu çalışmada da kullanılacağı anlamıyla, popüler kültür iş dışında, herhangi bir baskı unsuru olmaksızın yapılan boş zaman aktivitelerini içerir. Bu aktiviteler, tüketiciler tarafından haz ya da eğlence sağlayıcı eylemler olarak değerlendirilmektedir. İkinci olarak popüler kavramı iki anlamı barındırmaktadır. İlk kullanımıyla, halkın kültürü olarak değerlendirilen popüler kavramı, çalışan sınıf ve halkın kendileri için ürettikleri kültürü içermektedir. Teknolojinin ilerlemesi bu kültürün hızla yok olmasına neden olmuştur. Halkın kültürü artık egemen sınıflarca üretilen ve kitle iletişim araçlarıyla yaygınlaştırılan bir form kazanmıştır. Kültürün artık halk gibi bir çoğunluk yerine, yine halk için fakat daha küçük gruplar tarafından üretilmesi ve üretilen kültürel ürünlerin kitle iletişim araçları tarafından halka ulaştırılması popüler kültür kavramını kitle kültürü kavramına yakınlaştırmaktadır (O’Shaughnessy,1997: 88–89).

Popüler kültür bir ‘çabuk kullanım ve hızlı tüketim’ kültürüdür. Bu tür kullanım ve tüketim popülerin üretiminin ilk safhasında son kullanım ve atma safhasına kadar her aşamasında vardır. Bu şekliyle popüler kültür mekanik ve elektronik çoğalmayla

(34)

niceliksel fazlalık ve niteliksel yoksulluğun kültürüdür. Popüler kültürde, sürekli kalıcılıkla ilgili değil, sürekli değişimle sermayenin ve sermaye sisteminin sürdürülebilirliği gerçekleştirilir. Popülerlik sürekli bir değişime uğrar. Dün popüler olan bugün popüler değildir. Çünkü halk dünkü halk değildir ( Erdoğan, 1999: 9). Popüler kültürün temel özelliği, büyük kitleler tarafından benimsenmesi, tüketilmesi ve gelişen teknolojiyle beraber anlamlandırma süreçlerinin büyük ölçüde medya ve kanaat önderleri tarafından şekillendirilmesidir (Ömerci, 2008: 8)..

Popüler kültür tabirler ile güçsüzlerin kültürüdür, bu yüzden de içerisinde daima toplumsal sistemimizin, dolayısıyla da toplumsal deneyimimizin merkezinde yer alan egemenlik altına alma ve tabi kılma güçlerinin izlerini, iktidar ilişkilerinin göstergelerini taşır. Popüler kültür aynı zamanda bu güçlere direnmenin, onlardan sıyrılmanın belirtilerini gösterir: Popüler kültür kendi içinde çelişkilidir ( Fiske, 1999: 15).

Popüler kültür egemenlik ve mücadele alanıdır. Bu alanda hem köleliğe gönüllü katılarak egemenliğin gerçekleştirilmesi sağlanır hem de egemenliğe karşı mücadele verilir. Ne yazık ki popüler kültür alanı günümüzdeki koşullarda kaybedilmiş bir mücadeleye işaret eden işgal ve gasp edilmişliği anlatır. Popülerin gaspından önceki popüler kültür ezilenlerin daha iyi dünya umutlarının, bu yönde direnişlerinin ve mücadelelerinin ifadesiydi. Köroğlu destanı, Anadolu ağıtları, ağalara, paşalara ve devlete karşı direnen yoksulların ve haksızlığa uğrayanların dağa çıkış ve sevgililerini kaçırış öyküleri, sendikalaşma, grevlerle dayanışma ve öğrenci hareketleri gibi. Artık küresel pazarın egemenliğinde popüler kültürde muhalefet bile sınıf egemenliğinin işlevsel parçası haline dönüştürüldü. Popüler kültür, kitle iletişim araçlarıyla yönetilen kitle kültürü içine çökertildi ( Alemdar ve Erdoğan, 2005: 39). Popülerin oluşturulmasında, aynı zamanda diğer popülerler kullanılır: Popüler spor, popüler sporcu ve sanatçılar; popüler fikirler ve ideolojiler; popülerleştirilmiş anneler ve kaynanalar; popüler televizyon ve televizyon programları; popüler magazin ve dergi kahramanları; popüler seks ve seks ilişkileri, popüler politikalar bunlardan bazılarıdır. Böylece kitle üretiminin kalıcılığı ve sürekliliği garanti edilir. Popüler olan kullanılarak paketlenmiş popüleri, tüketiciler alır ve popüler boğazlarına,

(35)

saçlarına, yüzlerine, midelerine, üstlerine, ayaklarına “uygulayarak” malın ve bilincin popülerleştirme sürecini tamamlar. Tüketici eğer popülere katılmazsa veya kazara popüleri yakalayamazsa popüler bir şekilde tedirgin edilir ve kendini tedirgin hisseder; huzursuz olur. Ancak popülerini eksik etmeyen tüketici gülümseyerek hem popülerle kendini bulur hem de popüler olanın satışına katılır. Bu satışta kendi vücudu ve kendi ruhu en önde gelen taşıyıcıdır. Popüler siyasal, ekonomik ve kültürel pazarda emeğiyle üretime ve dağıtıma katılan ve bölüşümden ona verilen serbest köleliği garantilenen insan, popüler olmayan kendine kendi olarak bakmaktan korkar; kendini kendinden çalan popülerlere kurtarıcı olarak sarılıp kimliğini ve kendini bulup rahatlar. Bu yolla kendinin sandığı ‘önemli kendi’ olur insan. Bunu her gün sürekli yapmak zorundadır (Erdoğan, 2004, 9-10).

Popüler kültürün kaynağı sadece “kültür endüstrisi” değildir. Aynı zamanda “halktır, eskiden halkın olan, ama şimdi yaşamın bir parçası olmayandır.” Popüler kültürün egemen olduğu kentlerde kaç kişi halay çekmeyi ve aşık yapmayı, ceviz oymayı bilir? Daha kötüsü bilse bile, o onun şimdiki yaşam tarzının bir parçası değildir, sadece ‘ata yadigârı’ gibidir. Bu kaynak nedeniyle ve halk kültürünün popüler kültür tarafından yutulması nedeniyle, sermayenin halktan alıp, kendi çıkarına göre biçimlendirip tekrar halka yeni biçimde sunduğu, mülkiyet ilişkilerinde gasp edilen önemli bir diğer değerdir. Halk kültürü veya folk kültürü anlamında popüler kültür artık, tutuculuğu ve karşıtlığını egemenin tanımladığı bir alana kaymıştır. Televizyondaki “halk kültürü” artık halk kültürü değildir; popüler gösteri kültürünün bir parçası olmuştur (Alemdar ve Erdoğan, 2005: 36).

Popüler kültür “halkın kültürü” olmasına rağmen artık günümüzde halk tarafından oluşturulan bir kültürel yapı olmaktan çıkmış tam tersi halka sadece tüketmeleri için bazı güçlerin amaçları doğrultusunda oluşturdukları, yön verdikleri, şekillendirdikleri bir kültürel yapı haline gelmiştir. Günümüz popüler kültürü halk tarafından oluşturulmadığı gibi, bahsi geçen güçlerin, halkı kendi istekleri yahut çıkarları doğrultusunda yönetmeleri uğrunda en büyük kozudur. Popüler kültür sürekli bir değişim içerisindedir çünkü adı gibi popülerliğini korumak, yenilenmek kısacası tüketilmek zorundadır ve bu nedenle tüketiciye “yeni” sunulmalıdır. Popüler kültür bugünün kültürüdür o nedenle bugünün popüler kültür ürünleri “yarın” eskimiş ya da

(36)

alışılmış olacaktır. Kitle iletişim araçları sayesinde popüler kültürü de globalleştirirken tüketimi, düşünce tarzını, yaşam biçiminde istenilen doğrultuda globalleştirmektedir. Popüler kültür toplumlarda geleneksel yapı ile günümüz kültürü arasında bir mücadeleye sebebiyet vermektedir ve bir kuşak çatışması söz konusudur. Popüler kültürün en büyük destekçisi tüketiciler yani toplumdur. Popüler kültürü ve ürünlerini kullanan, popülere erişen tüketici günün gereğini yakaladığı için mutlu olur ve üzerinde baskı hissetmez fakat popülerin gerisinde kalan tüketici kendisini mutsuz ve geri kalmış hisseder.

Sanayi devrimi sonrası çalışan kesime verilen serbest zaman ve çalışan alt kesimin yaşam tarzında ki özendirmeler bu kesimin üst kesimlere imrenmesiyle tüketim iyice hız kazanmıştır.19. yüzyılda hız kazanan sanayi kapitalizmi var olan popüler kültüre değişik işlevler ve istenilen dinamizmi katarak gerçekleştirilmek istenen ideolojinin en büyük silahı olmuştur. Popüler kültür ideolojilerinin bu kadar geniş kitlelere yayılmasının temel etkeni ise kuşkusuz hızla gelişen kitle iletişim araçlarıdır. Kitle iletişim araçları sayesinde dünyayı evinden takip edebilen bireyler kapitalist kesimlerin özendiriciliğine çok çabuk ulaşmış ve üst kesim ile arasındaki farkı tüketim alanında kapatmaya çalışmıştır. Örneğin Levi’s markalı bir jean ister zengin kesim ister orta direk kesim tarafından tüketilebilmektedir. Bugün internet sayesinde ülkemizde bayisi, mağazası, satış noktası olmayan ürünlerden haberdar olmakla birlikte bu ürünleri yine internetten alarak tüketebilmekteyiz. Böylelikle Amerikalı vatandaş ile aradaki farkı kapatmış tek bir kültürün, toplumun üyesiymiş gibi yaşamımızı ve kapitalizme desteğimizi sürdürmüş oluyoruz.

1.2.1.Popüler Kültürün Yapısı ve Pratikleri

Popüler kültür; kültürel “şeylerin” teknolojik araçlarla üretimi ve geniş iş bölümü etrafında kurulan kapitalist mal üretimi, pazarlaması, dağıtımı ve tüketimi biçimlerine dayanan bir kültürdür. Bu biçim olmayınca, örneğin teknolojik çoğaltma, serti üretim, TV veya basın olmayınca, bu araçlara dayanan böyle bir kültür biçimi de olamaz (Alemdar ve Erdoğan, 2005: 34).

Şekil

Tablo  44.  Örneklem  Grubunun  En  Etkili  Bulduğu  Kitle  İletişim  Araçlarının  Dağılımı
Tablo 45. Örneklem Grubunun Günde Televizyon İçin Ayırdıkları Süreye Göre  Dağılımı     Frekans  Yüzde (%)  Hiç  84  42,0  1-2 saat  106  53,0  2-3 saat  10  5,0  Toplam  200  200,0
Tablo  46.  Örneklem  Grubunun  Günde  İnternet  İçin  Ayırdıkları  Süreye  Göre  Dağılımı
Tablo  48.  Örneklem  Grubunun  En  Çok  Takip  Ettikleri  Kitle  İletişim  Araçlarına Göre Dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Dördüncü bölümde, genişletilmiş genel Hecke gruplarının kamutatör alt grupları incelenmiş ve üreteçleri bulunarak grup sunuşları elde edilmiştir.. Beşinci

This study was carried out in Çukobirlik, which ranks third in Turkey cooperatives and first among the agricultural cooperatives in terms of number of partners, with

The information used for this research included number of papers, number of authors, number of references listed, impact factors of publishing journals, times cited, and whether

Ermeniler Nahçıvan’a da saldırdı Cabbar SIKTAŞ İĞDIR/ MİL-HA “ 7 ZERBAYCAN’ın \ Dağlık Karabağ ____ bölgesinde Azeri-Ermeni çatışması hızla sürerken,

Marmara bölgesinde larval chironomid faunası ile ilgili ilk kayıtlar Şahin (1987) tarafından Meriç Nehri’nden 39 tür, daha sonra Gala Gölü’nden Kırgız

Kırklareli Ġğneada bölgesinde yakalanan kemiricilerden ELISA testi ile antikor pozitifliği saptanan 20 örnekten 16’sında DOBV pozitifliği, birinde de PUUV

2001, Inverse eigenvalue problems for Sturm-Liouville equation with spectral parameter linearly contained in one of the boundary conditions. Inverse Problems,

Tablo 26 daki analize göre ankete katılan antrenör ve sporcuların %49.6’sı tesislerin gün içerisinde açık kalma süresi bakımından bizim boş