• Sonuç bulunamadı

Yaşam tarzı, insanların zamanlarını ve enerjilerini nasıl harcadıklarını, çevrelerinde nelere önem verdiklerini etrafındaki dünya ve kişiler hakkında neler düşündüklerini belirten bir kavramdır. İnsanın bütünüyle hayatını nasıl yaşadığını anlatan bir kavramdır. Her insanın bir yaşam tarzı vardır. Yaşam tarzı, zamanın, enerjinin ve paranın nasıl harcanacağını belirleyen günlük bir plan olarak da tanımlanabilir. İngilizce literatürde lifestyle olarak kullanılan kavram Türkçeye hayat tarzı, hayat biçimi, hayat üslubu, hayat stili, yaşam stili, yaşam tarzı, yaşama tarzı, yaşama biçimi ve yaşam biçimi olarak çevrilmiştir.

Yaşam tarzı ile ilgili dikkat çeken nokta; yaşam tarzının oluşmasında etkili olan etkenler ile tüketici davranışlarını belirleyen etkenler arasındaki benzerliktir. Tüketicinin yaşam tarzı sosyo-kültürel dış etkenler ve kişinin psikolojik ve demografik iç etkenlerinin etkileşimi sonucu oluşur. Bu etkileşimin sonucu, kişinin yaşam tarzı; kişinin arzuladığı yaşam tarzı ile mevcut özelliklerinin belirlediği yaşam tarzının bir karması şeklinde ortaya çıkar. Kişi tüm davranışlarında arzuladığı yaşam tarzı ile mevcut yaşam tarzı arasındaki dengeyi kurmaya çalışır. Bu denge kurma çabası kendini tüketici davranışlarında da gösterir. Bu nedenle tüketici davranışlarında yaşam tarzının etkisi çok büyüktür (Uçar,2006: 50) . Yaşam tarzları, genel anlamda toplumların sosyo-kültürel yapılarına ve bireylerin bu yapıdaki konumlarına bağlı olmakla birlikte, tüketimle gelen yaşam tarzları kavramında vurgulanan özellikle bir kişi ya da gruba ait eşya, yer ve zamanın kullanılış biçimleridir. David Chaney, yaşam tarzlarını, modern dünyanın “farklılık ve dikkat çekiciliğe dayalı”, bir grup tarafından paylaşılan ve tüketim ile ilgili mal ve hizmetler üzerine odaklanan bir yaşama modeli olarak açıklamaktadır (Dağtaş B., Dağtaş E., 2009:169).

Bugünkü toplumsal yapının kavranmasında anahtar kavramlardan biri olan yaşam tarzı kavramı, "insanların kendilerinin ya da başkalarının davranışlarını tanımlarken kullandıkları bir terimdir." (Uztuğ, 2002: 103) Kavramın en belirgin özelliği, insanları birbirinden farklı kılan farklı davranış kalıplarının içermesidir. (Uztuğ, 2002: 103) Buna göre yaşam tarzı insanların nasıl yaşadıklarına, para kaynaklarını nasıl harcadıklarına, boş zamanlarını nasıl değerlendirdiklerine ilişkin olarak kullanılan bir kavramdır. Kavramın diğer önemli özelliği dinamikliğidir. Bilindiği üzere toplumun teknolojik, ekonomik, sosyal trendleri, politik ve kültürel değişimleri tüketicinin yaşam tarzlarına yansımakta ve onların yaşam tarzlarını farklılaştırmaktadır. Bu nedenle yaşam tarzı dinamiktir, onu etkileyen koşullar sürekli değişime uğradığı için yaşam tarzı da değişime uğramaktadır. Özellikle internetin yaşamımıza girmesiyle birlikte yeni yaşam tarzlarıyla karşılaşır olduk. Artık daha hızlı yaşıyor, üretiyor, düşünüyor ve tüketiyoruz (Seçkin, 2000: 126). Yaşam tarzında gerçekleşen bir değişiklik beraberinde tüketim ile ilgili yeni istek ve ihtiyaçlar getirecektir ki bunlar da tüketiciyi yeni karar almaya yönlendirecektir.

Yaşam tarzını makro ve mikro boyutta ele alan sosyoloji, psikoloji ve antropoloji, bu kavramın yeni olmadığını gösterse de pazarlamadaki kullanımı yenidir. Bu disiplinler kendi bakış acıları doğrultusunda yasam tarzını tanımlamaya çalışmışlardır. Bu nedenle yaşam tarzı ile ilgili birçok tanım yapılmıştır.

1970'li yıllardan itibaren pazarlama literatürüne girmeye başlayan yaşam tarzı kavramının günümüzde tüketici davranışlarının açıklanmasında ve ön görülmesinde daha işlevsel olduğu görülmüştür. Yaşam tarzı bu özelliğinden dolayı tüketicinin satın alma ve tüketim davranışlarını etkileyen ana faktör olarak tüketici davranışı konusu içerisinde yerini almıştır. Tüketici davranışı acısından ele alınan yaşam tarzı kavramının temelinde tüketici birey ve gruplarının nasıl yasadıklarının ve söz konusu ürünleri/hizmetleri algılayış ve değerlendiriş tarzları açıklanması yatmaktadır. Pazarlama literatüründe yaşam tarzı ile ilgili yapılan bazı tanımlar şöyledir: Yaşam tarzı bireyin faaliyetlerini, ilgi alanlarını ve fikirlerini yansıtır; ayrıca bos zamanlarda yapılan faaliyetleri içerir. Wilkie'ye göre yasam tarzı bireylerin değerleri, nerede yasadıkları, ne yaptıkları ve ne giydikleri gibi günlük yaşantılarının hemen hemen her yönünü kapsayan geniş bir içeriğe sahiptir. (Kabakçı, 2001:3).

Yaşam tarzı kavramının içerik bakımından kültür terimi ile benzerliğe sahip olup olmadığı konusunda bir ikilem söz konusudur. Birçok sosyolog ve antropologa göre kültür deyimi, bir toplumun yalnızca inanç ve değerleri ile müzik, edebiyat ve sanatı değil, aynı zamanda giyim, kuşam, günlük yaşama alışkanlıkları, gıda tercihleri, evlerinin mimarisi, çiftlik ve tarlalarının şekilleri, eğitim, yönetim ve hukuk sistemleri gibi onun yaşama tarzının tüm yanlarını kapsar. (Kaya, 2003: 20) Kültür tartışmalarının önemli adı Taylor'a göre kültür, bilgiyi, imanı, sanatı, ahlakı, hukuku, örf ve adetleri, toplumun bir üyesi olması dolayısıyla kazandığı diğer kabiliyet ve alışkanlıkları içeren bir bütündür (Kaya, 2003: 19). Turhan'a göre ise kültür toplum içinde mevcut her turlu bilgiyi, alışkanlıkları, değer ölçütlerini, genel tutum, görüş ve zihniyet ile her tur davranış şekillerini içine alan her toplumu diğerlerinden ayırt etmeye yarayan, üyelerine bir yaşam tarzı sunan, maddi ve manevi değerlerden oluşan karmaşık bir bütündür (Kaya, 2003: 19-20). Yaşam tarzı, kültür içerisinde

hayat bulan, içinde bulunduğu kültürle yoğrulmuş davranış ve eylemleri içeren bir kavramdır. Bu bağlamda bireylerin yaşam tarzları incelenirken bireyin ait olduğu kültürün izlerine rastlamak mümkündür.

Bu tanımlardan hareketle yaşam tarzının kültürü oluşturan maddi ve manevi öğeleri kapsadığı açıkça söylenebilir. Kültürün sahip olduğu bu öğeler birbirileri arasında uyumlu bir ilişki içindedir ve bu uyumluluk o toplum içinde yaşayan insanların yaşam tarzlarına da yansımaktadır. Örneğin tarıma dayalı bir üretim biçiminin hakim olduğu bir toplumda gelişen aile tipi genellikle geniş aile olmuştur. Yine aynı toplum içinde toplumsal dayanışma, akrabalık ve komşuluk gibi birinci ilişkiler çerçevesinde olmuştur. Tarım toplumlarında bugünün sanayi toplumlarında olduğu gibi bir kent yaşamı olmamıştır. İşçi sınıfı yerine koylu sınıfı yer almış, meslekler hep bu temel üzerinde şekillenmiştir (Özkalp, 1994: 76). Chaney’e göre yaşam tarzı kültürel yapıya bağlı olmakla birlikte (tüketim bağlamında) bir gruba ait bazı eşyaları, yerleri ve zamanları kullanış seklidir; ama o grubun toplumsal deneyimlerinin bütünü değildir. O’na göre yaşam tarzı özel bağlardan anlam kazanan uygulama ve davranış dizileridir (Chaney, 1999: 15). Yaşam tarzı, özdeksel kültürün ürünlerini kullanma, anlama ya da değerlendirmede kullanılan kalıplaşmış bir araçtır. Bu nedenle yaşam tarzları, ürünleri simgesel anlamlarına, bir başka deyişle, gözle görülebilen kimliklerinin üstünde ve ötesinde temsil eder göründükleri anlamlara ihtiyaç duyar(Chaney, 1999:54).

Yaşam tarzı kavramını sosyoloji literatürüne kazandıran Weber’e göre yaşam tarzı, statü grubu üyeliğinin bir dışavurumudur. (Kabakçı, 2001: 3) Weber’e göre statüyü belirleyen öğe yaşam tarzıdır.

İKİNCİ BÖLÜM

POPÜLER KÜLTÜRÜN KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI VE YAŞAM TARZI İLE İLİŞKİSİ