• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.10. İlgili Yayınlar ve Araştırmalar

2.10.1. Yurt İçinde Yapılan İlgili Yayınlar ve Araştırmalar

Çıkrıkçı (1992), Watson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeği Form YM’nin dil açısından anlaşılırlık düzeyini, test ve madde istatistiklerini ve aracın güvenirliğini belirlemek amacıyla bir çaılşma yapmıştır. Araştırmanın örneklemini, Ankara Kurtuluş Lisesinin 1, 2 ve 3. sınıflarında öğrenim gören toplam 140 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak “Watson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeği Form YM kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, ölçeğin bu örneklemde, güç veya orta güçlükte bir test olarak çalıştığı belirlenmiştir.

Semerci (2000a) tarafından yapılan bir çalışmada, öğrencilerin eleştirel düşünme düzeyini belirleyebilmek amacıyla “Kritik Düşünme Ölçeği”

geliştirilmiştir. Likert tipi bir dereceleme ölçeği olarak hazırlanan ölçekte, kişinin kendisi hakkında görüşünü belirtmesi amaçlanmıştır. 102 maddeden oluşan ölçeğin ön deneme çalışması, 1997–1998 öğretim yılı güz dönemi sonunda Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi 3. sınıflarında öğrenim gören 200 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Bu çalışmanın sonucunda 4 olumsuz, 51’i olumlu olmak üzere 55 madde ölçek kapsamına alınmıştır. Yapılan faktör analizi sonucunda ölçeğin Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy (KMO) değeri .75, Barlett Testi 7142.41 olarak bulunmuştur. Ayrıca, faktör analizinden sonra yapılan güvenilirlik analizi sonucunda, Cronbach Alpha Güvenilirlik Katsayısı .90 olarak hesaplanmıştır.

Çıkrıkçı Demirtaşlı (1996) kız ve erkek üniversite öğrencilerini, Watson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeği’ nden (WGEAYGÖ) aldıkları puanlar bakımından karşılaştırmak, ölçeğin güvenirlik ve geçerliğini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Araştırmanın uygulama basamağı, Ankara Üniversitesi Fen, Ziraat, Veterinerlik, Dil, Tarih ve Coğrafya ve İletişim Bilimleri Fakülteleri’nin çeşitli bölümlerinin son sınıflarında öğrenim gören ve Öğretmenlik Meslek Bilgisi Sertifika Programı’ na devam eden 77 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak, WGEAYGÖ kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, cinsiyet ve program değişkenleri açısından testten alınan puanlar arasında önemli bir farklılık bulunmamıştır. Ayrıca tek başına cinsiyet ve program türünün, WGEAYGÖ

ortalamaları üzerinde anlamlı bir temel etkisi görünmezken, cinsiyet ve program türünün ortak etkisi anlamlı bulunmuştur.

Akar Vural (2005) tarafından yapılan yarı deneysel araştırmada, Bertolt Brecht’in öğretici oyunlarının, drama yöntemi ve sahneleme yöntemleri kullanılarak hazırlanmış iki farklı programın, ortaöğretim hazırlık sınıfı öğrencilerinin eleştirel düşünmeye yönelik tutumları üzerindeki etkisi incelenmiştir. 12 hafta süren araştırma, iki deney ve bir kontrol grubunda bulunan toplam 78 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Derslerde I. deney grubunda drama yöntemi, II. deney grubunda sahneleme yöntemi uygulanmıştır. Ölçme aracı olarak “Eleştirel Düşünmeye Yönelik Tutum Ölçeği” ve “Anket Formu” öntest-sontest olarak kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, eleştirel düşünmeye yönelik tutum ölçeğinin paranormal inançlar, açık fikirlilik, tartışma ve bilişsel çaba alt ölçekleri açısından, deney grupları ve kontrol grubu arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Katılık alt ölçeği açısından ise, deney grupları ve kontrol grubu arasında anlamlı fark bulunmuş, ancak deney grupları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Kadercilik ve dogmatizm alt ölçekleri açısından I. deney grubu ve kontrol grubu arasında anlamlı fark bulunurken, deney grupları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.

Dayıoğlu (2003) tarafından yapılan araştırmada, Hacettepe Üniversitesi Hazırlık Okulu öğrencilerinin eleştirel düşünme düzeyleri bazı değişkenlere göre incelenmeye çalışılmıştır. Veri toplama aracı olarak Watson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeği, Bilgi Formu ve İngilizce Yeterlilik Sınavı kullanılmıştır.

Araştırmanın sonunda, öğrencilerin eleştirel düşünme düzeylerinin orta düzeyde (M=60,6) olduğu ve öğrencilerin bölümleri bilim alanlarına göre incelendiğinde fen bilimleri öğrencileri lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Öğrenciler ÖSS puan türüne göre incelendiğinde, sayısal puan türüne göre yerleştirilen öğrenciler lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Öğrencilerin hazırlık okulundaki düzeylerine göre orta düzey İngilizce bilenler grubu, diğer gruplardan daha yüksek puanlar almıştır.

Cinsiyet, anne-baba eğitim düzeyleri, kardeş sayısı ve öğrencilerin ekonomik durumları değişkenlerine göre, anlamlı bir farka rastlanmamıştır.

Akbıyık (2002) tarafından yapılan bir araştırmada, yüksek eleştirel düşünme eğilimlerine sahip öğrenciler ile düşük eleştirel düşünme eğilimlerine sahip öğrencilerin, akademik başarıları arasında fark olup olmadığı incelenmiştir.

Araştırma, seçkisiz yöntemle belirlenen 71 dokuzuncu sınıf öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Veriler, “Eleştirel Düşünme Eğilimleri Ölçeği” ile toplanmıştır.

Öğrenciler, eleştirel düşünme eğilimleri puanlarına göre alt ve üst gruplara ayrılmışlardır. Araştırmanın sonunda yüksek eleştirel düşünme eğilimlerine sahip öğrencilerin genel akademik başarısı ile matematik, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya ve Türk dili ve edebiyatı dersleri akademik başarısı, düşük eleştirel düşünme eğilimlerine sahip öğrencilerden anlamlı düzeyde yüksek çıktığı, İngilizce dersi akademik başarıları arasında ise anlamlı bir fark çıkmadığı belirlenmiştir.

Akınoğlu (2001) tarafından yapılan bir araştırmada, eleştirel düşünme becerilerini temel alan fen öğretiminin ilköğretim 4. sınıf öğrencilerinin öğrenme ürünleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Deneysel araştırma yönteminin kontrol gruplu öntest-sontest deseninin kullanıldığı araştırmada; kontrol grubunda geleneksel öğretim yöntemleri, deney grubunda eleştirel düşünme becerilerini temel alan Fen Bilgisi öğretimi uygulanmıştır. Veri toplama aracı olarak Fen Bilgisi Akademik Başarı Testi, Eleştirel Düşünme Becerileri Ölçme Aracı ve Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, deney grubundaki öğrencilerin bilgi - kavrama düzeyindeki erişisi, eleştirel düşünme becerisi ve fen bilgisi dersine yönelik tutumları kontrol grubundaki öğrencilerden anlamlı derecede yüksek olduğu belirlenmiştir.

Dil (2001) tarafından yapılan bir araştırmada, Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu öğrencilerinin eleştirel düşünme düzeyleri yaş, medeni durum, anne-baba eğitim düzeyi, anne-baba iş durumu, anne-baba tutumları değişkenlerine bağlı olarak incelenmiştir. 178 öğrencinin katıldığı araştırmada veri toplama aracı olarak anket formu, Watson-Glaser Eleştirel Düşünme Gücü Ölçeği ve Ana-Baba Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda, araştırma ve kontrol grubu öğrencilerinin eleştirel düşünme düzeylerinin orta düzeyde olduğu, araştırma grubu öğrencilerinin öğrenim gördükleri sınıflara göre eleştirel düşünme düzeyi puan

ortalamaları arasında fark olduğu, bu farkın özellikle tümdengelim alt boyutunda ve toplam puan ortalamasında ortaya çıktığı, üst sınıflara geçtikçe eleştirel düşünme düzeyi puanında önemli artışlar olduğu saptanmıştır. Kontrol grubu öğrencilerinin ise öğrenim gördükleri sınıflara göre, eleştirel düşünme düzeyi toplam puan ortalamasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir. Her iki gruptaki öğrencilerin eleştirel düşünme düzeylerini; öğrencilerin yaş, medeni durum, anne-baba eğitim düzeyi, anne-babanın çalışma durumları ve ana-baba tutumlarının etkilemediği saptanmıştır. Kontrol grubu öğrencilerinin sosyoekonomik düzeyleri yükseldikçe, eleştirel düşünme düzeyi puanlarının arttığı, araştırma grubunda ise sosyoekonomik düzeyin, eleştirel düşünme düzeyi puanı üzerinde bir etkisinin olmadığı saptanmıştır.

Evcen (2002) tarafından Watson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Testi Form S’nin lise 1, 2 ve 3. sınıflar ile üniversite 1. sınıf öğrencileri için uygulanabilirliği ve bu gruplar için testin psikometrik özelliklerini belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Araştırma lise 1, 2, 3 ve üniversite 1. sınıfta öğrenim gören 652 öğrenciye uygulanmıştır. Araştırmanın sonunda, testin kapsama alınan tüm gruplar için orta güçlükte bir eleştirel düşünme testi olarak çalıştığı belirlenmiştir. Ayrıca, test lise 1, 2 ve 3. sınıflar ile üniversite 1. sınıf öğrencileri için geçerli ve güvenilir katsayılara sahip olmasına rağmen, elde edilen geçerlik ve güvenirlik katsayıları testin orijinal formundan daha düşük çıkmıştır.

Kaya (1997), üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme gücünü ve bu gücü etkileyen etkenleri belirlemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Araştırmanın örneklemini İstanbul Üniversitesi’nin Fen, Sağlık, Sosyal ve Mühendislik Bilimlerinin 4. sınıfında öğrenim görmekte olan tabakalı rastlantısal örneklem yoluyla seçilen 244 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, Bilgi Formu ve Watson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir.

Araştırmanın sonucunda öğrencilerin eleştirel düşünme gücü puan ortalaması 59,29

± 7,28 olup, orta düzeyde yoğunlaştığı belirlenmiştir. Ayrıca yalnızca risk alan ve kendini araştırıcı olarak tanımlayanların eleştirel düşünme gücü arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuş, insancıl, adil olma, düşünmeye değer verme,

sorumluluk üstlenme, yeni fikirlere açık olma, kendine güvenme, azimli, sorgulayıcı, yaratıcı, yaratıcı girişken olma, sorun hakkında bilgi edinme, deneyimini ve farklı seçenekleri dikkate alma, akılcı davranma özelliklerinde ise anlamlı ilişki tespit edilmemiştir. Araştırmanın önemli sonuçlarından biri de, öğrencilerin eleştirel düşünme gücünün cinsiyete, yaşanılan kişilere, çalışma durumuna, aile yapısına, anne-baba eğitim düzeylerine göre farklılık göstermediği ve öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeyi arttıkça eleştirel düşünme gücünün artmasıdır. Ayrıca öğrencilerin eleştirel düşünme gücü ile öğrenim gördükleri bilim dalları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuş, eleştirel düşünme gücünde Mühendislik ve Sağlık Bilimleri lehine bir yükselme olduğu görülmüştür.

Kazancı (1979), lise fen programlarının eleştirel düşünme gücünün gelişmesindeki rolünü ilişkisel tarama modeliyle belirlemek amacıyla, 2536 kişi üzerinde bir araştırma yapmıştır. Araştırmada modern fen programlarının eleştirici düşünme gücünün geliştirilmesi açısından, klasik fen programlarından daha etkili olduğu belirlenmiştir. Ayrıca ileri sınıflarda olma, eleştirici düşünme gücü bakımından da daha ileride olmayı sağladığı ve eleştirici düşünme gücünün gelişmesinde, deneyimlerin nitelik ve niceliğinin etkili olduğu görülmüştür.

Kökdemir (2003b) tarafından yapılan bir araştırmada, Türk üniversite öğrencilerinin belirsizlik durumlarında karar verirken kullandıkları çözüm yollarının neler olduğu, eleştirel düşünme ve karar verme süreçleri arasındaki ilişkinin nasıl olduğu ve eleştirel düşünme eğitiminin üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme kapasitelerini olumlu yönde etkileyip etkilemediği belirlenmeye çalışılmıştır.

Başkent Üniversitesi öğrencileri üzerinde yürütülen bu çalışmada California Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği (CCTDI) ve karar verme - problem çözme alanında kullanılan sorular kullanılmıştır. Eleştirel düşünme eğilimlerinin yüksekliği açısından, düşük ve yüksek olarak ikiye ayrılan deneklerin bu sorulara verdikleri cevaplar incelenmiş ve rasyonel modellere uygunlukları açısından karşılaştırılmıştır.

Ek olarak eleştirel düşünme eğitiminin, üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimlerini artırıp artırmadığını ölçmek amacıyla 10 saatlik bir eğitim programı uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda, eleştirel düşünme eğilimi yüksek olan

deneklerin, düşük olanlara kıyasla bütün karar verme problemlerinde olmasa bile, özellikle olasılık tabanlı problemlerde daha rasyonel karar verdikleri bulunmuştur.

Ayrıca, psikolojiye giriş ve eleştirel düşünme dersi alan üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimlerinin, bu tür bir eğitim almayanlara kıyasla yükseldiği görülmüştür.

Kürüm (2002), öğretmen adaylarının eleştirel düşünme gücü düzeyleri ve eleştirel düşünmeyi etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla Anadolu Üniversitesi öğretmen adayları üzerinde bir çalışma yapmıştır. Tarama modelindeki bu araştırmanın verileri, Kişisel Bilgi Formu ve Watson-Glaser Eleştirel Akıl Yürütme Gücü Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğretmen adaylarının orta düzeyde bir eleştirel düşünme gücüne sahip oldukları, cinsiyetin eleştirel düşünme gücü üzerinde belirleyici bir faktör olmadığı, yaşı küçük olan öğretmen adaylarının eleştirel düşünme gücünün yaşı büyük olanlardan yüksek olduğu belirlenmiştir.

Ayrıca, araştırmada Anadolu Lise’si mezunu öğretmen adaylarının eleştirel düşünme gücünün, diğer lise mezunlarından yüksek olduğu, üniversiteye yüksek puanla giren öğretmen adaylarının düşük puanla girenlerden yüksek eleştirel düşünme gücüne sahip olduğu, üniversiteye sayısal puanla giren öğretmen adaylarının eleştirel düşünme gücünün diğer puan türleriyle girenlerden yüksek olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Buna ilaveten, ailelerinin gelir düzeyi düşük olan öğretmen adaylarının eleştirel düşünme gücünün düşük, ailesi orta ve yüksek gelir düzeyine sahip öğretmen adaylarının eleştirel düşünme gücü yüksek olup; öğrenim görülen program, ailenin eğitim durumu ve öğrencilerin kendilerini geliştirmek için yapmış oldukları etkinlikler eleştirel düşünme gücü düzeylerini etkilemektedir.

Mirioğlu Akçayoğlu (2002) tarafından yapılan bir çalışmada, yabancı bir dilde yeterlilik ile eleştirel düşünme arasındaki ilişki ve buna bağlı olarak da yabancı dil öğrenme sürecinde bireylerin başvurdukları öğrenme stratejileri ve bu stratejilerin eleştirel düşünme üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, bireylerin yabancı dil düzeyleri arttıkça, eleştirel düşünme becerileri de artmaktadır. Bu çalışmada yabancı dilin eleştirel düşünmeye olan önemli etkisinin yanı sıra, bireylerin sosyoekonomik durumlarının da eleştirel düşünme üzerinde

etkili olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, Türk üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme puanlarının, Amerikalı üniversite öğrencilerinin puanlarından daha yüksek olduğu araştırmada ulaşılan bir diğer sonuçtur.

Tokyürek (2001), öğretmen tutumlarının öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerine etkisini belirlemek amacıyla Sakarya ili merkez, ilçe ve kasabalardan seçilen dört ilköğretim okulunda görev yapan 100 öğretmen üzerinde araştırma yapmıştır. Veri toplama aracı olarak kullanılan likert türündeki anket formunda, öğretmenlerin eleştirel düşünme çerçevesinde öğrencilerine olan tutumlarını, anlayışlarını ve müfredatı değerlendirmelerini ele alan 37 madde yer almaktadır.

Araştırmada öğretmenlerin %44’ünün sınıfta eleştirel düşünme ortamı oluşturmada müfredat tarafından engellendikleri, %43,3’ünün öğrencilerin eğitimin diğer boyutlarından daha çok müfredatı eleştirdikleri, %72’sinin eleştirel düşünmenin çocuklara öğretilmesinin bilim ve teknolojiyi geliştireceği ve %20’sinin ise eleştirel düşünmeyi öğrencilere kazandırmada okul idaresi, müfettişler ve müfredatın hepsinin engeliyle karşılaştıkları sonuçlarına ulaşılmıştır.

Özçınar (1996) tarafından yapılan deneysel bir araştırmada eleştirel düşünme eğitiminin problem çözme, mantıklı düşünme, yaratıcılık ve hayal gücü gibi beceriler üzerindeki etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada Hacettepe Üniversitesi Hazırlık sınıflarında öğrenim gören aynı düzeydeki öğrencilerden, deney ve kontrol grubu oluşturulmuştur. Yalnızca deney grubu, eleştirel düşünceyi geliştireceği varsayılan 8 haftalık bir aktiviteler paketi ile özel eğitimden geçirilmiştir. Program sonunda her iki gruba Gerçek Hayat Problem Testi verilerek, öğrencilerin okuma ve yazma becerileri dönem sonu sınavında karşılaştırılmıştır. Araştırmanın sonucunda, deney grubu öğrencilerinin karşılaştıkları problemlere eleştirel yaklaştıkları ve yaratıcılık ve hayal gücü ölçütlerinde daha yüksek performansa ulaştıkları tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, bölümün hazırladığı sınavda deneklerin okuma becerilerinin, yazma becerilerinden daha iyi olduğu gözlenmiştir.

Öner (1999), ilköğretim 5. sınıf sosyal bilgiler dersinde işbirlikli öğrenme ve geleneksel öğretim yöntemlerinin, öğrencilerin eleştirel düşünme tutumlarına ve

akademik başarılarına etkisini belirlemek amacıyla deneysel bir çalışma yapmıştır.

108 ilköğretim 5. sınıf öğrencisi üzerinde gerçekleştirilen bu araştırmada, veri toplama aracı olarak Başarı Testi ve Eleştirel Düşünme Tutum Ölçeği öntest-sontest olarak kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, işbirlikli öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubundaki öğrencilerin akademik başarı düzeyleri, geleneksel öğretimin yöntemlerinin uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin akademik başarı düzeylerinden anlamlı seviyede yüksek çıkmıştır. Ancak deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin, eleştirel düşünme tutum puanları arasında anlamlı düzeyde farklılık bulunmamıştır.

Özdemir (2005) tarafından yapılan bir araştırmada, üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme becerilerinin düzeyi ve bu beceri düzeyinin doğum yerine, anne - baba öğrenim durumuna ve gelir durumuna göre farklılaşıp farklılaşmadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada survey modeli kullanılmış ve veri toplama aracı olarak bir tutum ölçeği geliştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini Gazi Eğitim Fakültesi’nde öğrenim gören 128 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın sonucunda, öğrencilerin eleştirel düşünme becerisi bakımından orta düzeyde oldukları ve eleştirel düşünme becerisine sahip olma durumlarının cinsiyet, doğum yeri, anne - baba öğrenim durumu ve gelir durumu değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılık göstermediği ortaya çıkmıştır.

Semerci (2000b) yaptığı araştırmada, Mikro Öğretim dersinde öğrencilerin eleştiri yapma becerilerinin geliştirilmesinde kritik düşünmenin etkisini belirlemeye çalışmıştır. Araştırma, Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi 3. sınıf öğrencilerinden 74 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Deney grubunda ders kritik düşünmeyi geliştirmeye dayalı bir öğretim materyali ile işlenirken, kontrol grubunda öğretmen merkezli yani geleneksel öğretim yöntemi kullanılarak verilmiştir.

Araştırmanın verileri, “Kritik Düşünme Ölçeği” ve örnek genel bir sununun izletilip eleştirilerinin yazılı olarak alınması yoluyla toplanmıştır. Araştırma bulgularına göre, deney ve kontrol gruplarının son test puanlarının ortalamaları arasında ve deney-kontrol grubunun son eleştiri puan ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmuştur.

Semerci (2003) yaptığı bir araştırmada, Fırat Üniversitesi’ne bağlı bulunan enstitülerde doktora öğrenimi gören ve tez aşamasındaki öğrencilerin eleştirel düşünüp düşünmedikleri ve bir dönemde alınan “Gelişim ve Öğrenme” ile

“Öğretimde Planlama ve Değerlendirme” derslerinin, eleştirel düşünme becerilerini geliştirip geliştirmediğini belirlemeye çalışmıştır. Araştırma sonucunda, “Gelişim ve Öğrenme” ile “Öğretimde Planlama ve Değerlendirme” derslerinin, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirdiği belirlenmiştir.

Uysal (1998), üniversite 2. sınıf öğrencilerinin eleştirici düşünme gücünün geliştirilmesinde anlatım ve tartışma yönteminin etkisini incelemiştir. Deneysel olarak tasarlanan araştırmanın verileri, “Eleştirici Düşünme Gücü Testi” nin Sosyal Bilimlere uyarlanması ile hazırlanan bir test aracılığıyla toplanmıştır. Kontrol grubuna anlatım yöntemi, deney grubuna tartışma yöntemi uygulanmıştır.

Araştırmada tartışma yönteminin eğitim-öğretimde etkin olarak kullanılmasının, öğrencilerin olaylara ve olgulara daha eleştirel bakabilmesini sağlamada etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Şahinel (2001) tarafından yapılan bir araştırmada, eleştirel düşüme becerileri ile tümleşik dil becerilerinin geliştirilmesi modelinin geleneksel öğretime göre, erişiye ve kalıcılığa etkisi nicel ve nitel boyutlarıyla belirlenmeye çalışılmıştır.

Araştırmada, eleştirel düşünme becerileri ile tümleşik dil becerilerinin geliştirilmesi modelinin uygulandığı sınıftaki öğrencilerin toplam erişi puan ortalamaları, üç haftalık kalıcılık düzeyleri, 14 haftalık kalıcılık düzeyleri, derse yönelik tutumlarına ilişkin erişileri geleneksel öğretimin uygulandığı sınıftaki öğrencilerden anlamlı derecede yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca deney grubu öğrencilerinin uygulanan etkinlikleri zevkli, eğlenceli, hoş ve güzel buldukları belirlenmiştir. Buna ilaveten deney grubu öğretmenleri, yeni tasarlanan öğrenme etkinliklerinin öğrenci davranışları üzerinde olumlu bir etki yaptığını ifade etmişlerdir.

Munzur (1999), Türk Dili ve Edebiyatı 1-2 ders kitaplarını, MEB’in Türk Dili ve Edebiyatı dersinin amaçlarından birisi olarak belirlediği “eleştiri yapabilen vatandaşlar yetiştirme” amacını gerçekleştirmeye katkısı açısından değerlendirmeye

yönelik bir çalışma yapmıştır. Araştırmada Türk Dili ve Edebiyatı ders kitaplarının birçok önyargıyı içerdiği, öğrencileri araştırma ve keşfetmeye, tartışma ve karşılaştırmalara, özgür, yaratıcı ve eleştirel düşünmeye yönlendirmediği, öğrencileri edilgen alıcı kıldığı, öğrencileri tek tip düşünmeye yönlendirdiği ve öğrencilere

yönelik bir çalışma yapmıştır. Araştırmada Türk Dili ve Edebiyatı ders kitaplarının birçok önyargıyı içerdiği, öğrencileri araştırma ve keşfetmeye, tartışma ve karşılaştırmalara, özgür, yaratıcı ve eleştirel düşünmeye yönlendirmediği, öğrencileri edilgen alıcı kıldığı, öğrencileri tek tip düşünmeye yönlendirdiği ve öğrencilere