• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.7. Eleştirel Düşünme

2.7.6. Eleştirel Düşünme ile Düşünme Türleri Arasındaki İlişki

Eleştirel düşünme ile diğer düşünme türleri arasındaki ilişki birçok uzman tarafından incelenmiş ve farklı biçimlerde yorumlanmıştır. Literatür incelendiğinde eleştirel düşünme ile diğer düşünme türlerinin karıştırıldığı veya birbirlerinin yerine kullanıldığı görülmektedir. Skinner (1976)’ e göre literatürde yer alan “bilimsel yöntem”, “bilimsel düşünme”, “yansıtımcı düşünme”, “üretici düşünme” ve

“eleştirici düşünme” gibi kavramlar, aralarında küçük farklar olmakla birlikte aynı anlamı taşımaktadırlar (Aktaran: Kazancı, 1989: 37). Ayrıca literatürde problem çözme, karar verme, usa vurma, informal mantık, basit biçimde düşünme ve yaratıcı düşünme gibi kavramların, eleştirel düşünme ile eş anlamda kullanıldığı gözlenmektedir. Bu kavramlar sık sık eleştirel düşünme kavramı yerine kullanılmalarına rağmen, uzmanlar bu kavramları çok farklı biçimlerde tanımlamaktadırlar. Tüm bu kavramlarda yer alan zihinsel işlemler, düşünme ile ilişkilidir (Şahinel: 2001: 3).

Perkins ve diğ. tarafından yapılan bir araştırmada dört düşünme alanı belirlenerek, bu düşünme alanlarının ürün yönünden amaçları ve bu amaca dönük düşünme becerileri ortaya konulmuştur (Aktaran: Bruning, Schraw ve Ronning, 1995: 204). Bu düşünme türleri, amaçları ve becerileri Tablo 2.5’ te verilmiştir.

Tablo 2.5 Düşünme Türleri, Amaçları ve Düşünme Becerileri DÜŞÜNME

TÜRLERİ AMAÇLARI DÜŞÜNME BECERİLERİ

Eleştirel Düşünme

Karşıt durumları ya da fikirlerin açıklığını değerlendirmek

Durumun ya da fikrin tanımlanması, karşıt görüşlerin analizi, kanıtların değerlendirilmesi

Yaratıcı Düşünme

Yeni fikirler üretmek, yeni ürünler geliştirmek

Fikirlerin saptanması, sorunun yeniden yapılanması, olasılıkların belirlenmesi Karar

Verme Bilgilendirilmiş bir karara ulaşmak Var olan bilginin düşünülmesi, seçeneklerin tanımlanması ve kararın verilmesi

Problem Çözme

Bir soruna bir ya da daha fazla çözüm bulmak

Bir stratejinin tanımlanması, anlatılması,

seçilmesi, uygulanması ve

değerlendirilmesi

İlgili literatür incelendiğinde, eleştirel düşünme genellikle üst düzey ya da yüksek düzey düşünme olarak kabul görmektedir. Newmann (1990)’na göre, yüksek düzey düşünme öğrencilerin yorumlama, analiz ya da önceden öğrenilen bilginin rutin uygulamasıyla çözümü zor olan bir soru ya da problemle karşılaştıklarında, bilgiyi manipüle etmelerini gerektirir. Düşük düzey düşünme ise basit bir şekilde bilginin rutin, mekanik uygulamasını gerektirir. Rakamları bir formüle yerleştirme ya da hatırlanan bilgiyi listeleme gibi ezberleme egzersizleri örnek olarak verilebilir (Aktaran: Mirioğlu Akçayoğlu, 2002: 2-3). Eleştirel düşünme ile diğer düşünme türleri arasındaki ilişki aşağıda açıklanmıştır.

2.7.6.1. Eleştirel Düşünme ve Yaratıcı Düşünme

İlk bakışta birbiriyle karşıt kavramlar gibi görünen bu iki düşünme türü, aslında birbirinin tamamlayıcısıdır. Yaratıcı düşünme, bir soruna olası çözüm yollarını bulmak; eleştirel düşünme ise, olası çözümleri değerlendirmek ve test etmektir. Eleştirel olmak, yaratıcı düşünmenin bir ön koşuludur. İnsan etkinliklerinin hemen hemen tümünde, bu iki düşünme biçimini birlikte görürüz. Bir soruna çözüm yolu ararken, öncelikle daha önceden sahip olduğumuz bilgi ve deneyimleri değerlendirir, onların ışığında olası çözüm yollarını öneririz. Sonra da, bu çözüm yollarını, bulacağımız kanıt ve bilgilerle test ederek sonuca ulaşırız. Böylece, hem bir sorunla ilgili bilgi ve deneyimlerimizi eleştirmiş, hem de olası çözüm yollarını yaratmış ve yaratılan çözüm yollarını ciddi biçimde değerlendirmiş oluruz. Eleştirel düşünen, sorun çözme isteği ve cesareti gösterebilen, kendine güvenen, bağımsız, kararlı, çalışkan, meraklı, karşıt görüşlerde mantık arayan, bireysel farklılıklara değer veren, yaşamdan zevk alan ve yeniliklere açık olan bireylerin yaratıcılık yönleri daha güçlüdür (Doğanay, 2000: 173, 174, 177, 180).

Yaratıcı düşünme ile eleştirel düşünme arasındaki farklar, eleştirici bir kimsenin yaratıcı olamayacağı ya da yarattığı şeyin eleştiricisi olamayacağı anlamına gelmez. Yaratıcı düşünme ile eleştirel düşünme arasındaki farklar şunlardır:

Yaratıcı düşünme, mevcut ilke ve kuralları reddeder, yeni bir düşünce, yeni bir ürün, yeni bir bakış açısı ya da düşüncelerin yeniden düzenlenmesi ile ilgilenir. Eleştirel düşünme ise belli ilke ve kuralların uygulanması ve verilen anlatımların gerçekliği ve tutarlılığı ile ilgilenir.

Eleştirel düşünme, var olan yöntemle kuralların uygulanmasını ilke olarak kabul ederken yaratıcı düşünme, yeni var olan yöntemle kuralların uygulanmasını reddeder (Kazancı, 1989: 33-34).

Yaratıcı düşünme anlamlı bir fikir veya bir ürün ortaya çıkarmaksa, eleştirel düşünme de ortaya çıkan bu ürünün gerçekliğini, doğruluğunu veya önemini belirleme işidir (Le Storti ve diğ., 1999: 64). Eleştirel ve yaratıcı düşünme arasındaki farklılıklara rağmen Paul (1990: 102)’e göre, eleştirel ve yaratıcı düşünme bir şeyleri anlamak için yakın ilişki içindedir ve bunlar arasında doğal bir evlilik vardır.

Sonuç olarak yaşamı doğru anlamlandırabilmek eleştirel düşünmeyi, sorunlara yeni çözümler bulabilmek ise yaratıcı düşünmeyi gerektirmektedir.

Yaratıcılık yok ise gelişme ve yenilik de yok demektir, ya da bilinen kalıpların arasında sıkışıp kalmak demektir. Ancak eleştirinin olmaması da, yaratılan yeni düşünce ve ilişkiler karmaşası anlamına gelmektedir. Bu nedenle eğitim uygulamalarında, sağlıklı düşünmenin iki önemli boyutu olan eleştirel ve yaratıcı düşünme dengeli biçimde geliştirilmelidir (Doğanay, 2000: 173, 174).

2.7.6.2. Eleştirel Düşünme ve Karar Verme

Karar verme, temel düşünme sürecini kullanarak birçok seçenek arasından en iyi olanını seçmek, bir konu ile ilgili ihtiyaç duyulan bilginin toplanarak o konuya alternatif yaklaşımların avantajlarının ve dezavantajlarının karşılaştırmasını yapmak, ek bilgi gerekip gerekmediğini belirlemek, en etkili cevaba hüküm vermek ve onu doğrulamaktır (Presseisen, 1991:58). O’ Reilly (1991: 164)’ ye göre eleştirel düşünme, düşünme süreçlerinden biridir fakat diğer düşünme türleri ile eşit tutulamaz. Eleştirel düşünme karar vermenin bir bölümü olmasına rağmen, sadece

karar verme olarak düşünülemez. Yalnızca bir beyin fırtınası da değildir (Aktaran:

Öner, 1999: 11).

2.7.6.3. Eleştirel Düşünme ve Yansıtımcı Düşünme

İnsanların düşünmesi için ön yaşantı ya da güdünün gerekli olduğunu düşünen Dewey (1928)’e göre, koyu renk bulutları gören bir kişi yağmurun yağabileceğini düşünür. Kişinin bulutlarla ilgili ön yaşantısı, onun yağmurun yağabileceği inancı için bir temeldir. Bu yüzden düşünme ve doğal olarak yansıtımcı (reflektif) düşünme, bir fikir ya da inanç için bir temel olması amacıyla araştırmayı gerektirir. Bir inancın kabul edilmesini ya da reddedilmesini belirlemek, yansıtımcı düşünmeden daha ileri bir adımı yani eleştirel düşünmeyi gerektirir (Aktaran: İrfaner, 2002: 15).

2.7.6.4. Eleştirel Düşünme ve Problem Çözme

Paul (1995: 521-552)’ e göre, bir problemin formülatik olarak çözülememesi durumunda eleştirel düşünme gereklidir. Walters (1986: 236)’ a göre eleştirel düşünme, okuma, yazma ve tartışmada ortaya çıkan tereddütleri belirleme, açıklama, değerlendirme ve yanıtlamada öğrencilere yardımcı olan bir problem çözme yöntemidir. Dr. Lowell Hedges (1991)’ e göre ise problem çözme, değerlendirmenin doğrusal bir süreciyken, eleştirel düşünme doğrusal problem çözme sürecinin her bir basamağını gerektiği gibi araştırmaya imkan veren kapsamlı bir yetenekler takımıdır (Aktaran: http://biotechcriticalthinking.ifas.ufl.edu/docs./assignments/LitReview.pdf, 2002: 3).

Kazancı (1989: 39-40)’ nın aktardığına göre Madison, eleştirel düşünmeyi problem çözmeyi de içeren, kişisel yargılamalara dayalı tutarlı tavır, bilgi ve becerilerden oluşan bir süreç ve yetenek demeti olarak tanımlamıştır. Dil (2001: 19-20)’ in Ducscher (1999) ve Hickman (1993)’ dan aktardığına göre de problem çözme, memnun olunmayan bir durumdan daha iyi bir duruma geçmek arzusundan kaynaklanmakta iken, eleştirel düşünmede amaç, bir çözüm bulmak değil, savunulan şeyin nedenlerini haklı çıkarabilmek için tartışmak veya sorunu, durumu, mantıklı bir

biçimde sunabilmek veya temsil edebilmektir. Problem çözmeye, eleştirel düşüncenin bir alt versiyonu olarak bakılabilir. Eleştirel düşünce, probleme çözüm aramaktan daha geniş kapsamlıdır ve sonuçtan ziyade sürece odaklanmaktadır.

Meyers (1991)’ e göre de eleştirel düşünme, problem çözmenin ötesine geçer.

Eleştirel düşünme, bir problem için spesifik bir çözüm aramaktan daha çok çözümlerin eleştirisi ve durumun bütün yönleri üzerine sorular üretmeyi hedefler.

Eleştirel düşünme, bir cevabı aramak üzerine odaklanmamıştır, oysaki problem çözmenin bir cevabı beklemesi onun doğasındandır (Aktaran: Simpson ve Courtney, 2002: 11-12). Görüldüğü gibi bazı araştırmacılar problem çözmeyi eleştirel düşünmenin bir alt süreci olarak görmektedirler.

2.7.6.5. Eleştirel Düşünme ve Bilimsel Düşünme

Bazı yazarlar ise, düşünmeyi bilimsel ve eleştirel düşünme olarak iki türde ele almaktadırlar. Diğer bir deyişle bütünü kavramada iki temel düşünce tarzı bulunmaktadır. Her iki düşünce türü de tecrübeyle sınanmış, net ve doğru bilgiler taşırlar. Bilimsel düşünme sadece doğrulanabilir gerçeklerden, eleştirel düşünme ise, inandırıcı ve iyi yapılanmış fikirlerden müteşekkildir. Eleştirel düşünmede bilimsel gerçeklere ek olarak, başka değerler de söz konusudur. Bilim sürekli gelişmekte olduğu için nihai doğrular yoktur. Öğrenme yoluyla yeni bilgiler eklenmektedir.

Eleştirel düşünmede şahsi görüşler ağırlıklıdır. Bununla birlikte her iki düşünme tarzında esas olan şey, bir fenomenin açıklanmasıdır. Yani eleştirel düşünmede de, bilimsel düşünmede de esasen bir olgu açıklanmaktadır (Aktaran: Birkök, 1998:9-10).

Eleştirel düşünme süreci çok yönlüdür ve eleştirel düşünme duruma bağlı olarak altında birçok farklı tip düşünmenin olduğu bir şemsiyeye benzer (Bittner ve Tobin 1998: 269). Genellikle her tür düşünmede, belirli oranda eleştiri bulunmaktadır. Hemen hemen hiçbir düşünme türü eleştiriden, eleştiri sırasında işe koşulan zihinsel faaliyetlerden yararlanmamazlık edemez (Kazancı 1989: 41).

Düşünme türleri ve bu düşünme süreçlerinde kullanılan beceriler, görüldüğü gibi araştırmacılar tarafından farklı biçimlerde sınıflandırılmıştır. Eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, problem çözme, karar verme, soru sorma gibi süreçler birbirlerinden farklı, ama aynı zamanda birbirleriyle ilişkili ve iç içe olan düşünme becerileridir. Örneğin karar verirken eleştirel düşünür, eleştirel düşünürken problem çözer, problem çözerken yaratıcı düşünür, eleştirel düşünürken soru sorarız. Bu örnekler çoğaltılabilir. Örnektede görüldüğü gibi bir düşünme becerisi, diğer düşünme becerilerinden bağımsız olmayıp, aksine birbirlerinin tamamlayıcısı konumundadır. Eleştirel düşünmenin diğer düşünme türleri ile arasındaki ilişki konusuna, Delphi Raporu’nda şu şekilde açıklık getirilmiştir:

Her faydalı bilişsel süreç, eleştirel düşünme olarak düşünülmemelidir. Her değerli düşünme becerisi, eleştirel düşünme becerisi değildir. Eleştirel düşünme, problem çözme, karar verme ve yaratıcı düşünme gibi yüksek düzey düşünme türleriyle yakından ilgili bir ailenin arasında yer alır. Yüksek düzey düşünme türleri arasındaki karmaşık ilişkiler, henüz tatmin edici düzeyde gözden geçirilmemiştir (Facione, 1990: 5).