• Sonuç bulunamadı

1.5. Okuma Yazma Öncesi Kazanılması Gereken Temel Beceriler

1.5.2. Yazı Farkındalığı (Yazı Dili Bilgisi)

1.5.2.1. Yazı Farkındalığının Desteklenmes

Okul öncesi dönemde okuma-yazmaya hazırlık temel beceriler çocuğun çevresinde bulunan uyarıcılar yoluyla gelişen doğal bir süreç olarak görülmektedir. Çoğu çocukta okula gitmeden önce yazı farkındalığı becerileri gelişmeye başlamaktadır. Çocuklar çeşitli etiketler, logolar, tabelalardaki vb. yazıları okuyabilmektedirler. Doğal olarak gelişen bu sürece ek olarak; aileler ve erken çocukluk eğitimcileri ise, okul başarısında okuma ve yazma becerilerinin öneminin farkında oldukları için çocukların okuma-yazma öncesi temel beceriler edinmesine yardımcı olmaya çalışmaktadırlar. Çocukların kendi bilişsel şemalarını yapılandırması sosyal etkileşim ve taklit yoluyla gerçekleştiğini düşündüğümüzde ise yapılan bu desteklerin okuma-yazma öncesi edinilmesi gereken temel becerilerin kazanılmasında çok önemli bir yer tuttuğu

söylenmektedir(Machado,2003:65; Morrison,2007:327; Snow, Dickinson ve Tabors,2001:1).

Çocuklara okuma-yazma öncesi temel becerileri kazandırabilmek için, çocukların nelere ihtiyaçları olduğunu ve nitelikli bir okuma-yazma programının neleri içermesi gerektiği önemle vurgulanmıştır. Okuma-yazma temel becerileri ile ilgili etkinlikler düzenlenirken çocuğun gelişimine uygun etkinlikler ve programlar arasında denge sağlamaya özen gösterilmesi gerekmektedir (Roskos vd.,2003;Akt: Wortham , 2005:222).

2012 Okul öncesi Eğitim Programı’nda yer alan okuma-yazmaya hazırlık çalışmalarının kapsamı genişletilmiştir. İlk defa yazı farkındalığı ve okuma farkındalığı ile ilgili kazanım ve göstergeler ilave edilmiştir.

Yapılan inceleme ve gözlemlerde çocukların okula başladıklarında okuma- yazma deneyimlerinde önemli farklılıklar olduğu belirtilmektedir. Okula okur-yazar olarak gelen çocukların aile ortamı incelendiğinde, bu çocukların çevrede görsel-işitsel okuma-yazma araçları bulunan aile ortamından geldikleri ya da anaokulu eğitimi aldıkları için, görsel-işitsel okuma-yazma araçlarıyla ilgilendiklerini göstermektedir. Okur-yazar olarak okula gelmeseler bile, okula önemli okuma-yazma deneyimiyle gelen çocukların okuma-yazma öğrenmede, hiç deneyimi olmayan çocuklara göre daha başarılı olduklarını ortaya koymaktadır. Bu nedenle okul öncesi programlarının fiziksel, sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimi hedeflemesi yanı sıra çocuklara erken yaşlarda okuma-yazma ortamları sağlaması da önem kazanmaktadır(Çelenk,2007:20,Sevinç, 2003, 177).

Okul öncesi eğitim kurumlarında okuma-yazma çevreleri oluştururken şunlara dikkat edilmelidir:

1.Köşelerde o köşeyle ilgili kitaplar olmalıdır.

2.Çocukların göz seviyesinde alfabe posterleri olmalıdır.

3.Sınıflardaki köşeler ve materyaller resimler ve yazılarla birlikte etiketlenmelidir.

5.Sınıfta bir yazı yazma merkezi oluşturulmalıdır. 6.Çocukların yazma girişimleri sınıfta sergilenmelidir.

7.Sınıfta sözcükler ve alfabeyle ilgili yap-boz şeklinde oyuncaklar olmalıdır. 8.Öğretmen yazma merkezlerinde çocuklara model olmalıdır.

9.Çocukların isimleri ve çevredeki yazılar etkinlikler sırasında paylaşılmalıdır 10. Yazılar çocukların göz seviyelerinde olmalıdır.

11. Kullanılan materyallerin eğitimsel bir amacı olmalıdır.

12. Çocukların kendi kendilerine yazının özelliklerini deneyimleyebilecekleri bunun için model olabilecek yazılar gözlemleyebilmelidirler.

13.Yazılı materyaller çocukların yakınlarında ve istedikleri zaman kullanabilecekleri şekilde hazır olmalıdır.

14.Yazılı materyaller çocukların kültürel yapılarına uygun olmalıdır. Ev ve okul kültürü arasındaki ilişkiyi yaratmaya yardım etmektedir(Griffith vd., 2008:108;Neuman ve Roskos, 1998 , Neuman , 1999, Akt: Soderman vd.,2005:63).

Okul öncesi öğretmenin yazı farkındalığını sağlamak amacıyla şu etkinlikleri yapılabilir:

-Çocuklara farklı türdeki yazı materyallerini tanıtmalıdır (örneğin; kitap, magazin,

çizgi roman, gazete, reçete, yemek tarifleri gibi.).

-Yazının işlevini ve amacını gösterecek etkinlikler yapılmalıdır (Çocukların bir

kitabı nasıl tutacağını ve sayfaları ne şekilde çevireceğini bilmesi, kitabın başını sonunu ayırt edebilmesi, aynı zamanda bir sayfanın başını, ortasını ve sonunu bilmesi gerekir.).

-Yeni bir kitap ele alındığında yazarı, tasarımcısı belirtilmeli, böylece bu mes-

leklerin tanıtılması işlevsel olarak sağlanmalıdır.

-Sınıftaki nesneler etiketlemelidir (Büyük harflerle, kendilerine ait kutuların ve

askıların yerlerini belirten isim yazıları yazılmalıdır.).

-Okumak için büyük kitapların kullanılması çocuğun görsel açıdan dikkatini ve

ilgisini çekilmelidir.

-Yüksek sesle çocuğa okuma yapılırken sözcüklere işaret etmeli ve yazılar parmak ile takip edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde çocuk, hikâyenin resimlerden değil, sözcüklerden okunduğunu anlayabilir. Ayrıca, çocuğa sözcükler arasında boşlukların olduğuda hissettirilmesi gerekir(Sevinç,2003:180).

Yapılan araştırmalar, okul öncesi ortamdan gerekli okuma-yazma deneyimlerini kazanmış olarak okula gelen çocukların, bu deneyime sahip olmayanlara göre okuma- yazma başarılarının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Burada sözü edilen “okuma yazma deneyimi” ifadesinden, çocuğun okula başlamadan önce okuma-yazma becerisi kazandığı anlaşılmamalıdır. Çocuğun okul öncesi ortamda(aile, anaokulu, yuva vb.) karşılaştığı, kitap, dergi, gazete, görsel ve dilsel algıyı geliştirici resim çizme, tamamlama kitapları, tahmin edilebilir okuma kitapları(büyük resimli az yazılı, resimden yazılanları tahmin ettiren kitaplar) gibi, basılı araç-gereçlerin yanı sıra, ailede, yuvada ve anaokulunda katıldığı, dinleme, çizme, boyama etkinliklerinin tamamı, okul öncesi “okuma-yazma deneyimleri” arasında sayılmaktadır(Çelenk,2007:20).

Çocuğun gerçek anlamda okumaya “hazır” olması için, basit/ilkel okuma-yazma becerileri kazanmış olması gerekmektedir. Okuma-yazmaya hazırlıkta çocuğa sesli kitap okumanın önemli olduğu görülmektedir. Kitap okuma zamanı çocuklar için çok ilgi çekici olmamaktadır. Bazı çocuklar kitaplara ilgi göstermezken bazıları ise kendiliğinden kitaplara ilgi göstermektedirler. Burada dikkat edilmesi gereken şey; çocuklara –örnek oluşturarak- okumanın eğlenceli bir uğraş olduğu farkına varmalarını sağlamaktır. Çocuklar her kitap okuma zamanında sayfalardaki semboller ve konuşma arasındaki ilişkiyi anlamak için çaba göstermektedirler. Çocuklar için düzenlenen etkinlikler doğal olması ve çocukların ilgi ve ihtiyaçlarına cevap vermeli ve bireysel farklılıklarına uygun olması gerekmektedir. Ayrıca çocuklar reklam panolarındaki yazıları ve işaretleri, hikâye kitapları ve kitaplardaki alfabeyi, etiketleri, dergi ve gazetelerdeki yazılar gibi değişik şekillerde yazıları ile karşılaşmaktadırlar. Çocuğun çevresindeki bu yazı ve işaretlere dikkat çekmek ve farkındalığını artırmak gerekmektedir(Çelenk,2007:21, Healy,1997: 256-267, Machado,2003:65-66; Soderman, vd.,2005:77; Texas Education Agency, Austin. 2000:12;Üstün, 2007 : 11 , Wortham , 2005:224).

Yetişkinler, çocukların dikkatlerini yazıya çekmek için şunları yapmalıdırlar:

1. Çocukların okumaya teşvik edilmesi ve onlara model olunması,

2. Çocuklara okuma yapılırken ilgi gösterdikleri şeylere cevap verme ve okuma etkinliklerine katılmaya istekli olmalarının sağlanması

3. Çocuklara okuma etkinlikleri için uygun materyaller sağlanması,

4. Çocuklar ile okuma yapılması ve sayfadaki metinlerin arkasındaki sözel iletişim için cesaretlendirilmeleri gerekmektedir(Justice, Pence, Beckman vd.2005:14).

Yetişkinler, kitap okuma ile henüz yazının farkında olmayan çocukların dikkatini yazılara çekmektedirler. Okul öncesi kurumlarda, çocuklar kitap okuma sırasında daha çok %95 oranında resimlere dikkat ederler. Aslında, yetişkinlerin görevi çocukların dikkatlerini yazıya çekmektir(Justice, vd.2005:13).

Okul öncesi dönemde kitap okuma, çocukların erken dönemde dil ve okuma- yazma becerilerinin gelişimine katkı sağlamaktadır. Çocuğun yaşına uygun hazırlanmış olan kitap ve dergileri kolayca erişebilecek yerlere koyulmalıdır. Ona ait bir kütüphane olmasının, bu mümkün değilse evin kütüphanesinin bir rafının ona ayrılmasının büyük önemi vardır. Sesli kitap okuma günlük yaşamın bir parçası haline getirilmelidir. Yetişkin okuduğunda çocuklar, kitaptaki okunanlarla söylenilenler arasındaki bağlantıyı gözlemlemektedirler. Yetişkinlerin resimleri değil yazıyı okuduklarını, kitabın ön yüzünü arka yüzünü, okumanın soldan sağa ve üsten aşağıya doğru olduğunu öğrenmektedirler. Çocuklara günlük olarak okunan kitaplar, çocukların dil ve sözcüklerin gücünü merak etmelerini sağlamaktadır. Çocuklar, okunan bir kitaptan etkilendiklerinde o kitap çocuklara tekrar tekrar okunmalıdır. Böylece çocuklarda kitap sevgisinin gelişimine yardımcı olmaktadır. Bu da okuma-yazma becerilerinin gelişimine katkı sağlamaktadır(Clay,1993b; Griffith vd., 2008: 130, McGee ve Morrow,2005:50; Ryan,2003:141).

Çocuklara, sevdikleri kitaplar yoluyla kitabı tanımaları sağlayıcı fırsatlar sunulması gerekmektedir. Hemen hemen bütün çocuklar kendi sevdiği kitaplarının sayfalarını önden arkaya doğru tam ve doğru bir şekilde çevirebilmektedirler. Birçok anaokulunda kitapların önü-arkası, altı-üstü ve sağdaki sayfalardan önce soldaki sayfaları gösterebilmektedirler. Çoğu çocuk bunları başarmakta fakat henüz yazıyı soldan sağa doğru eliyle takip etmeyi başaramamaktadırlar. Bunun için sık sık okuyormuş gibi yapma çalışmaları yaptırılmaktadır. Çocuklar sevdikleri kitaplarının metinlerini hafızalarında saklayabilmektedirler. Her sayfaya baktıklarında yazılı metnin içeriğini söyler sık sık metin üzerinde parmaklarını gezdirmektedirler. Parmakla okumada çocuklar, okunan kelimeleri bire bir gösterebilmektedirler. Bu, çocukların

kazanmaları gereken önemli bir beceri olduğu düşünülmektedir(Ehri ve Sweet,1991; McGee ve Morrow,2005:50).

Çocukların erken yaşlarda kitaplarla tanışmaları, okur-yazar bir çevre içinde olmaları, yüksek sesle kitap okunması, ilgi duydukları konularda sohbet etmeleri, süpermarket, banka, ofis, müze vb. yerlere gitmeleri, alışveriş listeleri, biletler, haritalar, davetiyelerden haberdar olmaları okuryazarlık farkındalığını artırmaktadır. Yine tekerlemeler, müzik eşliğinde yapılabilecek dramatizasyonlar, hikâye anlatma, hikâye resimleme, anı defteri tutma vb. paylaşımlar dil kullanım aracılığı ile çocukların eğlenceli şekilde sosyalleşmelerine imkan vermektedir. Yapılan araştırmalar, çocuklara kitap okumanın onların yazı bilgisini geliştirdiğini ortaya koymaktadır(Sevinç ve Kuvvet,2006:350, Evans vd. 2008).

Çocuklara kitap okuma iki aşamada gerçekleştirilir:

1. Kitapla tanıştırma: Çocukların hepsinin görebileceği büyüklükte bir kitap seçilerek hepsi bir araya toplanır.

-Kitabın kapağı, başlığı okunur, yazarı, resimleri ve diğer özellikleri gösterilerek tartışılır.

-Kitapta gerçekleşen olayları çocukların tahmin edebilmeleri için cesaretlendirilirler. Eğer çocuklar zorlanırlarsa, nasıl tahminlerde bulunabilecekleri yüksek sesle düşünülerek model olunur. Daha sonraki yapılacak planlar için çocukların tahminleri kayıt edilir.

2. Kitaba verilen tepki ve okuma: Çocuklara kitap okunurken onların kitabın sayfalarını görmelerinin sağlanması gerekmektedir. Öğretmenler, okuma yaparken, okunan metini parmakla takip etmelidir. Bu da çocukların soldan sağa okuma farkındalığını, yazı ile konuşmayı eşleştirmeyi ve diğer yazı kavramlarının geliştirilmesine yardımcı olmaktadır. Çocuklar okuma etkinliğine katılmaya istekli olduklarında teşvik edilmeleri gerekmektedir. Okuma yapıldıktan sonra hikâye okuma durdurularak kısaca tartışılabilir ve onların merak ettikleri, sordukları sorular cevaplanabilir. Hikâyenin tamamı hızlı bir şekilde ara verilmeden kitap okuma planlı bir şekilde ilerlemelidir. Okuma sonucunda çocukları teşvik etmek için şu sorular sorulabilir:

-Bu hikayede hoşlandığınız şey nedir? -En sevdiğiniz bölüm hangisidir? -Sizi üzen ve mutlu eden şey nedir?

-Sevdiğiniz karakter kimdir? Niçin? Gibi sorular sorularak çocukların kitaplara olan ilgisi artırılabilir(Morrison,2007:330).

“Kitaplıktaki kitaplar çeşitli boyutlarda ve farklı türlerde olmalıdır. Farklı türde kitaplar konulmalıdır. Öğretmen sınıfa çocukların bilişsel, dil, sosyal ve duygusal gelimlerini destekleyecek ve gelişimlerine uygun kitaplar getirmelidir”(Griffith vd., 2008:134).

Angew (1982), “çocuklarda yazı farkındalığı becerilerini geliştirmek ve güdülenmelerini sağlamak için büyük ebatta kitapların kullanılmasının daha etkili olacağını belirtmektedir”(Akt:Vacca,vd.,2006:112).

Çocuklara kitap okurken dikkat edilmesi gereken noktalar:

1.Bütün çocukların yazılarını görebileceği büyüklükte büyük bir kitap seçilmelidir. Çocuklar kolay takip edebilsinler diye içerik tekrar edilmeli,

2.Çocuklar kitaplarla tanıştırılmalıdır. Kitabın başlığı, kitabın yazarını ve resimleyen kişinin adı gösterilmesi ve kitap hakkında tahminde bulunmaları için fırsat verilmeli,

3.Çocuklara kitap okurken her bir sözcük gösterilmesi, yazının özellikleri ve çizgilere çocukların dikkati çekilmeli ve açıklama yapılmalı,

4. Hikâyeyi duyduklarında bireysel tepkiler verebilmeleri için Çocuklar cesaretlendirilmesi ve tek başlarına veya diğer çocuklarla birlikte hikayeyi okumaları için de teşvik edilmeli,

5. Çocuk tarafından oluşturulan kısa bir hikâye olmalı.

6. Kartlarla oluşturulacak olan hikâyeler üç dört sözcük olmalı, 7. Ayrılan sayfalardaki cümleler iki tane olmalı

8. Ağaçtan yapılmış, çocuğun dokunarak hissedebileceği harfler kullanılmalı. 9. Her tamamlanan parça çocuğa sorulması ve özetlenmesi ve cevapları ve değerlendirmedeki izlenimlerin kaydedilmeli,

10. Çocuğun yazı farkındalığı ile ilgili hipotezleri görüşülmesi ve sınıftaki gözlemler yoluyla sonuçları doğrulamalarını istenilmelidir(Vacca, vd., 2006 :112; Griffith vd., 2008:142).

Okuma-yazma temel becerilerinin kazanılması için ev çevresinde bulunan uyarıcılar zengin, yetersiz veya sıkıcı olabilmektedir. Çocuklar çevrelerinde birçok yazı ve resimli kitaplarla yaşamaktadırlar. Eğer çocuklar evde okuma ve yazma etkinliklerini gözlemlerlerse, bu onlarda merak uyandırabilmekte veya okuma-yazmaya başlamalarına teşvik edebilmektedir. Çocuklar yazı yoluyla yazı hakkında bilgiler edinmenin yanında kendi kendilerine ve diğerlerinden okuma-yazma hakkında çok şey öğrenmektedirler. Çocukların hem evde hem de okulda paralel olarak desteklenmeleri ve onlara kitap okunması çok önemli görülmektedir(Machado,2003:158, Soderman, vd.,2005:46).

Okuma-yazmayı öğrenmeye giden yolda çocuklar yazı farkındalığı kavramlarını akranları ve özelliklede oluşturulan doğal ortamlarda yetişkinler ile işbirliği içerisinde daha iyi öğrenirler(Morrow, Burks ve Rand;Akt:Machado,2003:158). Vygotsky(1978), çocukların öğrenmesinin diğer bireylerin desteğiyle daha iyi olacağını belirtmiştir. Çocuklar bu becerilerini geliştirebilmek için yetişkin yönlendirmesine ve desteğine ihtiyaç duymaktadırlar. Yetişkin yönlendirmesi, cesaretlendirmesi olmadan çocukların okuma-yazma becerilerinin gelişimini beklemek imkânsızdır. Buradaki yetişkin yönlendirmesindeki amaç, okuma-yazmaya temel olacak becerilerinin öğretilmesi ve farkındalık kazandırmaktır. Yazı yazmak için yazılı materyallere, okumak için kitaplara ve yazılı uyaranlara ihtiyaç vardır. Çocukların yürümeyi öğrenirken nasıl deneyim fırsatlarına ihtiyaçları varsa, okuma-yazma becerisini geliştirmeleri için de uygun deneyim ortamlarının yaratılmasına ihtiyaçları bulunmaktadır (Machado, 2003: 158; Üstün, 2007:11).

Yetişkinler, çocukları ile okuma etkinliklerine katıldıklarında kitabın ön ve arka kapağını, kitabın yazarını, başlıkları, içindekiler, sayfa numaraları ve sayfaların nasıl çevrildiğini, resim ve yazı arasındaki farkı, metnin soldan-sağa ve yukarıdan-aşağıya doğru okunduğunu, cümlelerin büyük harfle başlaması gibi temel kavramlarını geliştirmesine yardımcı olmaktadırlar (Clay,2000:5; Roskos, Christie ve Richgels, 2003 :4;Texas Education Agency, Austin. 2000:12; Wortham,2005:224).

Jewell ve Zintz (1986), çocuğun okuma-yazma başarısının evdeki yaşantıları ile doğrudan bir ilişki olduğunu belirtmiştir. Çocukların okuma öncesi temel becerilerinin gelişimine, ebeveynlerinin çocuklarına kitap okuyarak ve model olarak destek olduklarını, çocukların televizyonda gördükleri ve dikkatlerini çeken ürün tanıtım reklamları, yiyeceklerin etiketleri gibi yazılı materyallerin çocuğu okuma-yazma gelişimini desteklediğini vurgulamıştır(Wortham,2005:225-228).

Ayrıca, yapılan araştırmalar doğrultusunda, 2012 yılında geliştirilen Okul Öncesi Eğitim Programı’nda, okuma farkındalığı kazanımı altında, çevresinde bulunan yazılı materyaller hakkında konuşma, okumayı taklit etme, okumanın günlük yaşamdaki önemini açıklama gibi göstergeler; yazı farkındalığı ile ilgili, çevresindeki yazıları gösterme, gördüğü yazının ne ile ilgili olduğunu tahminen söyleme, yazılı materyallerde noktalama işaretlerini gösterme, yazının yönünü gösterme, duygu ve düşüncelerini yetişkine yazdırma ve yazının günlük yaşamdaki önemini açıklama gibi göstergeler eklenmiştir. Bu kazanım ve göstergeler çocukların okuma-yazmayı öğrenmeleri için temel beceriler olması açısından çok önemlidir.

Sonuç olarak, okul öncesi dönemde çocukların yazı hakkında bilmedikleri çok şey vardır. Bu nedenle çocuklara farklı fırsatlar yaratılması, bu fırsatlar yoluyla onlara yazı ile ilgili yeni deneyimler sunulması gerekmektedir(Clay,2000:6).